Tiroid, TSH, Haşimato, Nodül hakkında her şey...

Bana doktorum haftada 1 kere kırmızı et ye demişti başka beslenme önerisi yapmadı. Bide eşim bana takıntı yapma diyo sabundan sıvı sabun yapsam eleştirir kesin ben katı sabun kullanıyorum
 
Bana doktorum haftada 1 kere kırmızı et ye demişti başka beslenme önerisi yapmadı. Bide eşim bana takıntı yapma diyo sabundan sıvı sabun yapsam eleştirir kesin ben katı sabun kullanıyorum
ben de yapamam zaten. yani ne bileyim bilmeidğim bir şey. bakteri üretirim bilmeden sonra al başına başka bir şey.
Geçen sene halt yiyip biber salçası yapayım doğalından dedim.
20 kg kadar biberi bir güzel haşladım aşamayı kısaltmak için blendırdan geçirdim tuzladım üstüne tül perde örtüp balkona koydum. Gün içinde 50 kere anneme karıştır dedim. Neyse her akşam iç geçirerek baktım salçam oluyordu.
Çok mutluydum. Sonra şeytan geldi dedi ki "ya kardeş yapıyorsun güzel de bu şehrin tozu toprağı, bakterisi, görünen, görünmeyen haltı tül perde bile koysan temas ediyor" bu düşünce kafamı kemirdi. Tuzlamak bir nebze bakteriyi öldürüyor ama yine de içim rahat etmedi. 20 kilo biberden banan 500 gr salça çıktı. Az mı tuzladım ne olduysa bir süre sonra ekşime yaptı. zaten içim rahat değildi kaldırdım attım çöpe. Bunun gibi yani.
 
Zararı faydasından daha çokmuş.
En azından anavatanında olmadıkça tarafımızca yenmesi zararlı olabilir. Ya diyorum ki keşke uzak doğuda falan yaşasaymışım ne güzel olurmuş her şey var
Evet, hiç gerek yok ciddi bir rahatsızlığın olmadığı sürece risk almaya. Ben memleketimin otunu çiçeğini alıyorum, kullanmayı unutuyorum tembellikten ya.

Uzakdoğu hep yaz mevsimi + aşırı bunaltıcı nem. İyi ki buradayız, mantarı onların olsun
 
B12 seviyem birkaç yıl önce, son tahlilimde ki ref. değerlerine göre, 500 küsürlerdeydi. Üstelik b12 yüklemesi de yapıldı geçen yıl, D vit ile birlikte. Yükleme sonrası her ay yine birer kere duruma göre devam gerekiyor takviyeye ama ben son bir kaç aydır almadım. Detaylarını sonra yazarım.
D vit yüklemem AdAm_OLaCaK_KIZ 'ın ki gibi oldu zaten kalçadan şırınga ve sonrası kırıp içme şeklinde peş peşe. İşte vücutta ki hastalıklar için direk d vit kullanılıyor, öyle hemen yükselemiyor bazı kişilerde. Bu aralar konum nedeniyle ülkemizde Güneşten de alamıyoruz Dviti. D vit düşük olunca en alt seviyede çok acım-ağrım olmuştu.
 
Sağolasın canım, seninde başın sağolsun. Kalınbagırsak kanseriydi,kapali ameliyat oldu sonrasında 2004de kaybettik. Ölümü insan kabul edemiyor,hele anne/baba kaybı çok acı.12 sene oldu dile kolay ama hala çikip gelecekmiş gibi,alışılmıyor yani.
 
Tiroidden sabuna nasıl geçtik? Burada bir arkadaş satıyordu, babası içme suyu ve yemeklik kalitede zeytin yağından yapıyormuş. Ben ondan aldım, onlarda beyaz renk.
 
onun gün aşırı 6 ampul almasından sonra 60 a çıkmış. Ben de çok şaşırdım ama geçen gün bahsetti.
 
Tiroidden sabuna nasıl geçtik? Burada bir arkadaş satıyordu, babası içme suyu ve yemeklik kalitede zeytin yağından yapıyormuş. Ben ondan aldım, onlarda beyaz renk.
amaç hayatı en doğal haline getirip her hastalıktan korunmak.
O kadar tırsıyorum ki kanserden.
Biliyorum onu. Antepli olan demi?
Topiki var.
 
Bence toz toprak katkı maddesinden daha zararsız kaynatıp güneşe koyuyorlar sanırım hiç yapmadım ama.
 
Bence toz toprak katkı maddesinden daha zararsız kaynatıp güneşe koyuyorlar sanırım hiç yapmadım ama.
belki de haklısın... Keşke daha naturel bir yerde yaşasak da her şeyi yapabilsek.
Benim eltilerim yazın gidip köylerinde yapıyorlar ama asla vermezler.
 
arnir seni nerede görürsem içim bir hoş oluyor. Az önce yazdıkların yüzük konusunda...
Böyle benim kpeder aklıma geliyor.
Konularda yazamıyorum kapsam dışı olmasın diye.
Ara sıra uğra da senin de bilgilerinden faydalanalım.
 
Zararı faydasından daha çokmuş.
En azından anavatanında olmadıkça tarafımızca yenmesi zararlı olabilir. Ya diyorum ki keşke uzak doğuda falan yaşasaymışım ne güzel olurmuş her şey var
He börtü böcek de yeseydin oralarda yaşayıp.

Hem ülkemiz öyle değerli topraklarda ki, kıymeti bilinmiyor. Yabancılar gelip bitkilerimizi çalıyor uzak doğulular da dahil.
"Anadolu toprakları yaklaşık 250 000 yıl süren dördüncü buzul çağı, yaşamadığı için bitkiler ve mikroorganizmalar doğal yaşamlarına devam ederek gelişimlerini tamamlama yolunda yaşam faaliyetlerine devam etmişlerdir. Anadolu topraklarında yetişen bitkiler 250.000 kez çiçek açıp tohumlarını toprağa dökmüşlerdir. Bu döngü 250.000 kez tekrar etmiş demektir. Anadolu toprakları, 250.000 yıl farkla, buzul altında kalan diğer ülke topraklarına göre öndedir. 250.000 yıllık bu gelişim farkı Anadolu Toprakları üzerindeki bitki florasını rakipsiz ve ayrıcalıklı kılmıştır. 250.000 yıllık bu zaman zarfında Anadolu topraklarının bitki florası kendisini geliştirip en mükemmel bir şekilde gelişimini ve adaptasyonunu tamamlarken, dünyadaki birçok bölgenin bitki florası buzul çağından dolayı gelişmede geri kalmıştır (yerinde saymıştır). " Anadolu Topraklarının mikrobiyolojik florası ve üzerinde yetişmekte olan bitkilerimiz, tohumlarımız bizlere Allah’ın bir lütfudur...
 
ay hoş geldin. valla içim neşe doluyor. En iyi senle çekiştiriyorum benim kpederi.
Ay aklıma geldi yine kel kafası.
Ne var ne yok?
Var mı sende sağlıklı beslenme tiyoları?

yok maalesef depresyondayım yediğim içtiğim tatsız tutsuz
 
benim kv elti taraflarında aynı tas aynı hamam.kv gelinine lüks bir ev almış
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…