Sevgilinizle hafta sonu yapacağınız gezinin planlarını yapıyorsunuz. O dağda trekking ve temiz havayla, siz kumsalda güneşlenip denizde yüzerek dinlenmek istiyorsunuz. Bunları tatlı tatlı tartışırken, aniden boğazınızın tıkandığını, konuşmakta zorlandığınızı ve bir pençenin boynunuzu sıktığını hissediyorsunuz. Ceviz kabuğunu dolduramayacak bu basit tartışma bile sizde stres yaratıyor. Veya özenle seçerek aldığınız boyunlu kazağı kışın Uludağ’da giymek istiyorsunuz, ancak boynunuzdaki sıkıntı sizi engelliyor. İşte bunların hepsi guatrın belirtileri: bir uzmana gözükmenizde yarar var.
Troid bezi boyundaki nefes borusunun tam önünde, kelebek şeklinde hormon üretmekle görevli bir guddedir. Troid bezinin ürettiği hormonlar T4 ve T3 dür. Troid hormonları insan metabolizmasının hızını,vucüdun sıcak veya soğuğa adaptasyonunu, bebeklerin büyümesini, gelişimini ve zekasını, derimizin ve saçımızın kalitesini, barsak sistemi gibi birçok vucüt fonksiyonunun çalışmasını düzenler. Troid bezinin büyümesine tıp dilinde guatr denilir. Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre Türk toplumunda ortalama olarak %30 oranında guatr olduğu saptanmıştır. ABD New York Kentindeki Cornell Üniversitesi'nde eğitimini tamamlayıp Türkiye'ye dönen Metropolitan Florence Nightingale Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bölüm Şefi Dr. Selçuk Can' a guatr hakkında bilmek istediğiniz soruları sorduk.
Guatr niçin oluşur ?
Troid bezi iyot maddesini ve aminoasitleri kullanarak T4 ve T3 hormonlarını üretir. Eğer o coğrafi bölgede su ve toprakta iyot az ise guatr oluşur. Troid bezinin sağlıklı çalışması için günde en az 150 mikrogram iyot besinlerle alınmalıdır. Türkiye’de bazı bölgelerde günlük ortalama iyot alımı 35-50 mikrogram arasındadır ve bu da gereken miktarın çok altındadır. Bu yüzden Türkiye bir guatr ülkesidir. İyot en çok deniz suyunda, başta balık olmak üzere deniz mahsullerinde bulunur. İyottan fakir topraklarda yetişen sebze ve meyvalarda, buralarda yetiştirilen hayvanların etinde iyot miktarı az olur. Bu durum kısır döngü yaratarak guatra neden olur. Bugün dünyada guatr problemini suya, ekmeğe ve süte iyot katarak çözen tek ülke ABD'dir.
İyot eksikliğinden sonra en büyük guatr etkeni genetik faktörlerdir. Mutasyon dediğimiz genetik bilgideki değişikler soya çekimle kuşaklar boyunca aktarılarak bazı ailelerde guatr gelişimine neden olur.
Guatrı olanlar hangi uzmanlara gitmelidir ?
Arkadaşları tarafından "çok sinirlisin, guatrını muayene ettir" diye uyarılan kişiler önce endokrinoloji uzmanına başvurmalıdırlar. Günümüzde tıp bazı hastalıklara multidisipliner yani birden fazla uzmanlık alanının işbirliğiyle yaklaşıyor. Böyle durumlarda ilk aşamada hangi doktora başvurulacağı, tedaviyi üstlenen hekimler grubuna kimin liderlik edip koordinasyonu sağlayacağı hastalar tarafından tam bilinmiyor. Radyoloji uzmanları troid bezinin ultrasonunu çeker, cerrahlar guatr ameliyatı yapar, nükleer tıpçılar sintigrafi çeker, biyokimya uzmanları T4, T3 seviyelerini ölçerler. Bu doktorlar grubunu organize eden ve hastanın ilk başvurması gereken endokrinoloji yani hormon hastalıkları uzmanıdır.
Guatr nasıl önlenir ?
Guatrı önlemek için en iyi yol iyotlu tuz kullanmak, bol miktarda balık, midye, karides ve deniz mahsulleri yemek, tatilleri deniz kenarında geçirmektir. Kara lahana gibi guatr yapan besinlerden ve troidi bozan ilaçlardan uzak durmak gerekir.
Guatrın belirtileri nelerdir?
Guatr boyunda şişlik, yutkunma güçlüğü, nefes almada zorluk, sinirlilik, yorgunluk, kilo artışı, saçlarda zayıflık ve cilt kuruluğuna neden olur. Troid bezinin hormon dengesinin bozulması tüm organ sistemlerini, kan kolesterol seviyesini, osteoporoz gelişimini ve cinsel isteği olumsuz etkiler. Boyunda şişlik ve asimetri görülür.
Troid nodülu ne demektir ?
Nodül bir bezelye tanesinden bir ceviz büyüklüğüne olabilen, hücrelerin kümeleşerek topluluklar yaratmasıyla oluşan hastalıktır. Bize gelen hastalara öncelikle sintigrafi çektirip nodülun sıcak mı? yoksa soğuk mu? olduğunu anlıyoruz. Soğuk nodüllerde kanser ihtimali % 5-15 arasındadır. Bu yüzden soğuk nodülu olanlara derhal troid biyopsisi yapıyoruz. İşin püf noktası biyopsinin büyük merkezlerde, tecrübeli endokrinoloji doktorları tarafından yapılması ve alanında isim yapmış sitoloji veya patoloji uzmanlarınca mikroskop altında okunmasıdır. Biyopsi neticesi bize nodülde kanser olup olmadığını söyler. Böyle önemli bir tıbbi girişim ancak biyopsinin çok fazla yapıldığı hastanelerde güvenli bir ortamda yapılır. Biyopsi sonucunda kötü hücreler yani troid kanseri çıkarsa, hastanın derhal operatör tarafından ameliyat edilip kanserden kurtarılması gerekir.
Eğer sintigrafi sıcak nodül olduğunu gösterirse hastanın T4, T3, TSH değerlerine bakılır; ameliyat veya atom tedavisi seçenekleri değerlendirilir. Ameliyat ile troid nodülü başarıyla tedavi edilir. Atom tedavisi yani radyoaktif iyot, daha yavaş sonuç verir. Hasta yurtdışından özel olarak getirttiğimiz radyoaktif iyotu içtikten bir hafta sonrasına dek yiyecek, içecek, çatal, tabak, yatak ve tuvaletini ayırır. Tedavi üç ay içinde netice verir.
Troid bezinin yavaş çalışması ne demektir?
Troid bezinin yavaşlamasına biz hipotroidi diyoruz. Bağışıklık sistemi dediğimiz vucüdun mikroplarla, viruslarla, kanserle, allerjiyle savaşmasını sağlayan immun sistemdeki bozukluklar troid bezine karşı bir reaksiyon oluşturtuyor. Sonuçta mikropsuz bir iltahap gelişiyor ve troid bezi tahrip olarak yavaş çalışmaya başlıyor. Tiroid bezinin yavaş çalışması kilo artışı, halsizlik, yorgunluk, adet düzensizliği, ellerde ve ayaklarda şişmeler, saç dökülmesi, ciltte kuruluk ve kabızlık belirtilerine yol açar. Zayıflama merkezine gidip aylarca diyet yapıp kilo veremeyen veya
tüp bebek servisinde adet düzensizliği nedeniyle incelenen hastalarda hipotroidiye sık olarak rastlamaktayım. Hipotroidinin tedavisi troid hormonlarının hap olarak verilmesiyle yapılır ve oldukça kolaydır.
İYOT EKSİK TÜKETİLİRSE...
İyot eksikliğinin yeni doğan bebekler üzerinde önemli etkileri var. İyot eksikliği bölgelerinde; düşük, ölü doğum, doğuştan gelme sakatlık, sağırlık ve zeka geriliği daha sık görülüyor.
İyot eksikliği aynı zamanda guatr oluşumuna yol açar. Guatr, tiroit bezinin büyümesi sonucu oluşan bir hastalık. Ülkemizde her 10 kişiden 3’ünü etkisi altına alıyor. Doğru ve modern bir şekilde tedavi edilmediğinde ise zamanla nodülleşme açığa çıkıyor.
Türkiye’de yeni doğan bebeklerin 3500’de birinde hipotiroidi olduğu saptanmıştır.
Nodül, bezelye tanesinden ceviz büyüklüğüne kadar ulaşabilen ve hücrelerin kümeleşip topluluklar yaratmasıyla oluşuyor. Soğuk ve sıcak olmak üzere ikiye ayrılıyor. Soğuk nodüller yüzde 15 kanser riski taşıyor ve bu nedenle hemen tiroit biyopsisi yapılması gerekiyor. Türkiye’de nodül oranı yüzde 40 gibi yüksek bir rakamda seyrediyor. Eğer sorun sıcak nodülse ve tiroid bezi fazla çalışıyorsa tedavi uygulanıyor.
1 Ocak 2000 tarihinden itibaren, ülkemizdeki tüm marketlerde satılan tüm sofra tuzlarında zorunlu iyot takviyesi başladı. Bu halk sağlığı müdahalesiyle gelecekte ülkemizde guatr sorununun ortadan kalkacağı belirtiliyor. Ancak bu durum 20 yıl gibi uzun bir süreyi kapsıyor.
HİPERTİROİDİ’NİN BELİRTİLERİ
İştah artışına rağmen kilo kaybı.
Sinirlilik, çabuk yorulma.
Terleme
Sıcağa tahammülsüzlük.
Çarpıntı,
İshal veya sık dışkılama.
Kas güçsüzlüğü
Ellerde titreme.
Bakışlarda şaşkınlık veya korku ifadesi.
Göz kapağının yukarıya doğru gerilmesi ve göz kapağında şişme.
Göz kürelerinin öne doğru fırlaması.
HİPOTİROİDİ’NİN BELİRTİLERİ
Halsizlik, çabuk yorulma,
Hareketlerde yavaşlama.
Kalp atışlarının yavaşlaması.
Uyku eğiliminin artması.
Soğuğa dayanıksızlık.
Ses kalınlaşması, yavaş ve kısık sesle konuşma.
Ciltte kalınlaşma, kuruluk, saç dökülmesi
Kaşların kenarlardan dökülmesi.
Kabızlık.
Terleme azlığı.
Yüz ve göz kapaklarında şişkinlik.