• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Tiktok rusları da taşmış gerçekten.

Heh gelecek nesilleri de helak ettim vay anasını ben neymişim arkadaş.

Sizin tek mahvettiğiniz, sizsiniz.
Anlayamıyorum ben dayak yiyen, şiddet gören kadınlara bile bu kadar yargılayıcı konuşulmuyor.
Kimsenin anneliğinizi yargılamasına izin vermeyin bence, bu kadar olmaz çünkü artık.

Sizi çok iyi anliyorum, boşanmama sebeplerinizi de o kadar iyi anlıyorum ki, sanki bunları ben yazmışım.

Dayağın, şiddetin olmadığı, aldatmanın olmadığı, çocuğu etkileyen direkt olarak bir sorun yokken, mantıksız riskler alıp herşeyi daha beter etmeniz ne kadar doğru olur ki zaten?

Boşanmak için bile sağlam bir ruh sağlığı gerekiyor. Hele evlenmekten daha çok gerekli bu. Boşanmak için bile önce iyileşmeniz lazım.
 
Sizin tek mahvettiğiniz, sizsiniz.
Anlayamıyorum ben dayak yiyen, şiddet gören kadınlara bile bu kadar yargılayıcı konuşulmuyor.
Kimsenin anneliğinizi yargılamasına izin vermeyin bence, bu kadar olmaz çünkü artık.

Sizi çok iyi anliyorum, boşanmama sebeplerinizi de o kadar iyi anlıyorum ki, sanki bunları ben yazmışım.

Dayağın, şiddetin olmadığı, aldatmanın olmadığı, çocuğu etkileyen direkt olarak bir sorun yokken, mantıksız riskler alıp herşeyi daha beter etmeniz ne kadar doğru olur ki zaten?

Boşanmak için bile sağlam bir ruh sağlığı gerekiyor. Hele evlenmekten daha çok gerekli bu. Boşanmak için bile önce iyileşmeniz lazım.

Kişi neyden eksik ise oradan vurur acımasızca. Şurada anneliğime insafsızca eleştiri yapanların birçoğu ya anne değil ya da annelik konusunda oldukça yetersiz ki bilmeden etmeden acımasızca buradan saldırıyorlar. Bir çeşit eksiklik mastürbasyonu işte. Al bu da benim acımasız ve önyargılı yorumum olsun.

Kk geleneği bu canım. Boşan gitsin. Geri zekalıyım ben çünkü düşünemiyorum bu ihtimali. Hemen örnekler verilir bir de. İşte falanca komşumuz evlere temizliğe gitti üç çocuğuna baktı tek başına. Kreş yaşında mıydı çocuklar diyorum yok diyorlar. Çocuğa bakan bir abi abla var mıydı diyorum evet diyorlar. E diyorum kreş yaşında çocuğu ben nereye bırakayım da mücadele edeyim, konu kilit. Kız kardeşim bile yok yahu. Ben her şeyi hesap ediyorum. Ben evli iken bile ameliyat olduğumda çocuğum bir günde zebil oldu. Eşim çalışıyordu izin alamadı, annem çocuğa bakamadı. Çocuk sefil Haldeydi ameliyat sonrası bir dakika dinlenmedim. Yahu beni deli mi tepti de bunca olumsuzluğa rağmen hadi boşanıyorum hallolur ya dert değil diyeyim.
 
Sizin tek mahvettiğiniz, sizsiniz.
Anlayamıyorum ben dayak yiyen, şiddet gören kadınlara bile bu kadar yargılayıcı konuşulmuyor.
Kimsenin anneliğinizi yargılamasına izin vermeyin bence, bu kadar olmaz çünkü artık.

Sizi çok iyi anliyorum, boşanmama sebeplerinizi de o kadar iyi anlıyorum ki, sanki bunları ben yazmışım.

Dayağın, şiddetin olmadığı, aldatmanın olmadığı, çocuğu etkileyen direkt olarak bir sorun yokken, mantıksız riskler alıp herşeyi daha beter etmeniz ne kadar doğru olur ki zaten?

Boşanmak için bile sağlam bir ruh sağlığı gerekiyor. Hele evlenmekten daha çok gerekli bu. Boşanmak için bile önce iyileşmeniz lazım.

He deseler ki madem şu an boşanma seçeneğin yok şu halinden arınmak için çabalamadığın için kötü annesin hadi ona eyvallah diyorum hak veriyorum. Ki kötü anne değil kötü insan oluyorum kendime kötülük ederek. Ama boşanmıyorsun kötü annesin demek de düpedüz acımasızlık yahu. Hayatımda kimsenin şartlarını bilmeden böyle ayarsızca yorum yapacak kadar acımasız olmadım. Allah da olmamı nasip etmesin ne diyeyim.
 
Kişi neyden eksik ise oradan vurur acımasızca. Şurada anneliğime insafsızca eleştiri yapanların birçoğu ya anne değil ya da annelik konusunda oldukça yetersiz ki bilmeden etmeden acımasızca buradan saldırıyorlar. Bir çeşit eksiklik mastürbasyonu işte. Al bu da benim acımasız ve önyargılı yorumum olsun.

Kk geleneği bu canım. Boşan gitsin. Geri zekalıyım ben çünkü düşünemiyorum bu ihtimali. Hemen örnekler verilir bir de. İşte falanca komşumuz evlere temizliğe gitti üç çocuğuna baktı tek başına. Kreş yaşında mıydı çocuklar diyorum yok diyorlar. Çocuğa bakan bir abi abla var mıydı diyorum evet diyorlar. E diyorum kreş yaşında çocuğu ben nereye bırakayım da mücadele edeyim, konu kilit. Kız kardeşim bile yok yahu. Ben her şeyi hesap ediyorum. Ben evli iken bile ameliyat olduğumda çocuğum bir günde zebil oldu. Eşim çalışıyordu izin alamadı, annem çocuğa bakamadı. Çocuk sefil Haldeydi ameliyat sonrası bir dakika dinlenmedim. Yahu beni deli mi tepti de bunca olumsuzluğa rağmen hadi boşanıyorum hallolur ya dert değil diyeyim.

Benim de anlatmak istediğim aynen bu.
Boşanmak kolay değil. Kesinlikle değil. Çocuk varken boşanmakla, çocuksuz boşanmak arasında dağlar kadar fark var. Çocuk olmasa kim çeker ki zaten mutsuz olduğu bir hayatı?

Tek başına heryere sığıyor insan, her şekilde ayağa kalkıyor. Ama çocuğu varsa insanın, hele sizinki gibi küçükse ve özel bir çocuksa işiniz o kadar zor ki.

Bunu başarabilenler ya dayak yiyordur, ya aldatılmıştır ya da farklı büyük sorunlar vardır. O süreci de nasıl atlattı allah bilir artık. Herkes kahraman, mücadeleci kadın rolü kesiyor ama ileride çocuklar büyüyünce çıkıyor ortaya esas yaşananlar.

Siz önce iyileşin. Rica ediyorum iyileşin. Ruhunuzu iyileştirmeden boşanma kararı vermeyin asla.

Çok güzel fikirler vermişler size, yazın. Mutlaka yazın. Belki bundan bir para kazanma durumunuz olur, gerçekten iyi yazıyorsunuz. Bunu 25 yıllık hayatında binlerce kitap okumuş, elinden binlerce kitap geçmiş biri olarak söylüyorum.

Ben sizin yazdıklarınızı 2 3 gündür sevdiğim bir yazarı okur gibi okuyorum.

İyice araştırın neler yapabileceginizi, belki bu bile sizin için itici bir güç olur. Yardım alın ihmal etmeyin. İşe yaramıyor diyorsunuz ama belki işe yarayan tek bir cümle kazınır aklınıza.
 
He deseler ki madem şu an boşanma seçeneğin yok şu halinden arınmak için çabalamadığın için kötü annesin hadi ona eyvallah diyorum hak veriyorum. Ki kötü anne değil kötü insan oluyorum kendime kötülük ederek. Ama boşanmıyorsun kötü annesin demek de düpedüz acımasızlık yahu. Hayatımda kimsenin şartlarını bilmeden böyle ayarsızca yorum yapacak kadar acımasız olmadım. Allah da olmamı nasip etmesin ne diyeyim.

O zaman da denemez malesef, çocuk evde sürekli bir kavga dövüş ortamında değilse, çocuk kötü muamele görmüyorsa bu denemez. Siz iyi bir annesiniz. Yorgun, umutsuz belki ruhu hasta bir annesiniz ama iyi bir annesiniz.

Ayrıca oğlunuzun tuvalet egitimi başlığını hatırlıyorum da bence çok şanslı anne açısından diyorum. Bu yasadiginiz geçici bir surec, geçince daha iyi olacak hersey.
 
Estağfurullah kırılmadım haklısınız eşimin beklentileri konusunda. Belki iki taraf da suçlu değil. Sadece uyumsuzluğu çözüme ulaştırmayı beceremiyoruz.

Ama çözüme ulaştırabilirsiniz , sakin iletişimle bazı şeyleri aşabileceğinizi düşünüyorum. Yavaş yavaş sindire sindire . Sanki eşiniz fazla kayıtsız gibi duruyor ya da sorunlardan kaçıyor siz de fazla sabırsızsınız hemen olsun istiyorsunuz bilemiyorum.

Hayat hep mücadele zaten şimdilik sizin payınıza düşen evinizi huzurlu bir ortam haline getirmeye çalışmak. Öncelikle bazı şeyleri olduğu gibi kabul etmeye başlayabilirsiniz , mesela şimdilik maddi durum bu. Elinizdekileri en faydalı şekilde kullanma yolunda kafa yorabilirsiniz. Şu aşamada çalışmanın size iyi geleceğini düşünmüyorum çünkü aklınız hep oğlunuzda olacak keza ruhsal durumunuzda şimdilik buna uygun değil tabii şahsi fikrim. Önce kendinizi, ruhunuzu iyileştirmeye bakın bunun için en büyük çabayı da siz göstermelisiniz yani istemelisiniz.
O size kök söktüren yavrunuz bunu nasıl hakediyor:) Anne babasıyla aynı ortamda büyümeyi hakediyor ve siz de bunu başarabilecek potansiyeldesiniz buna yürekten inanıyorum.
 
Bu konuda size katılmıyorum. Türkiyede'ki tüm ailelerin sevgi ile donatılmış olduğunu da düşünmüyorum. Çocuğa zarar verme noktasında bir sevgisizlik, bir nefret yok bu evde. Negatifliği anlar mı evet anlar. Ancak Allah aşkına şiddetin her türlüsünün bu kadar yaygın olduğu bir coğrafyada anne babası birbirlerine yeterince sevgi göstermiyor diye zarar görürse oğlum, varsın onun hayattaki zararı da bu ölçüde olsun. Hayat toz pembe değil zira. Şiddet görmüyor, anne ve babasından sevgi görüyor. Her türlü ihtiyacı hem anne hem babası tarafından karşılanıyor. Yanında kavga edilmiyor. Anne ve babası arasındaki gerginlik mi olacak hayattaki travması? Bu topraklardaki mükemmel aile tanımına uyan çok az sayıdaki insandan biri olmadığım için bu da benim annelik kusurum olsun.

32 yaşındayım. Bu yaşıma kadar Sayısız aile profili gördüm, tanıdım ve dahi şahit oldum. Emin olun en normal olan aile benimki, kıyas yapacak olursam. Aşk pozları ile insanlara kendini gösteren ama aile içinde birbirlerine "geri zekalı, hayvan" diye avazları çıktığı kadar bağıran insanlar biliyorum. Benim oğlum bir kez bile herhangi bir hakareti duymadı. Benim oğlum şiddet görmedi, şiddete şahit de olmadı. Aramızdaki sevgisizlik onu etkiler mi? Evet etkiler. Ancak onun için yaptığım zilyon fedakarlık ya da fedakarlık da demeyeyim yaptıklarımın yanında varsın benim annelik kusurum da bu olsun yahu.
Altını çizdiğim kısım çok yanlış bir düşünce. Neden kötüye bakıp örnek alıyorsunuz
 
Size boşanın demem, diyemem. Benim de iki küçük çocuğum var ve endişelerinizi çok iyi anlıyorum.
1 gün bile torununa bakamayan annenize çok kızdım.
Yazmayı seviyorsunuz ve bu şekilde rahatlıyorsunuz. Bence yazmaya devam edin. Hatta bir şekilde işe dönüştürün. Hem size iyi gelecek hem de ekstra gelir olacak.
 
Merhaba hatunlar
Ben yine devrelerimin yandığı, efendime söyleyeyim depresyondan depresyona sürüklendiğim bir dönemdeyim. Bir kenarda sessizce ölmeyi bekliyorum. Öyle ki markete gitmek bile zulüm geliyor.

Sevgili eşim çok uzun zamandır bu bahsi geçen uygulamada aptal aptal videolar izleyip zaman öldürüyordu. Neredeyse evdeki tüm zamanını bu programa ebleh bakışlarını dikerek geçiriyordu. Ben genelde kıskanç, kısıtlayan, benimle ilgilen diyen bir model değilim. Çocuğuyla ilgilendiği sürece ne yaptığıyla pek ilgilenmiyorum. Dün gece "lan bu zımbırtıda ne var ki bu kadar bakıyor dur bir yükleyeyim" diyerek yükledim programı. Tabi her türk kadını gibi ilk önce beyimin profiline girdim. Altı adet taş gibi Rus ablasını takibe almış. Açıkçası pek etkilenmedim. Ablalar da koca memelerini kameraya sokup dans ediyorlar. Efendime söyleyeyim popolarını arşa değdirmeye çalışıyorlar falan. O an verdiğim tepki "post ergen midir nedir" oldu. Konuyu açmadım bile.

Bugün sevgili beyim beni aradı. "tiktok hesabı açmışsın" dedi. Ben de "hee evet Rus poposu göresim geldi. Memeye aşerdim ondan açtım" dedim. Eşim kendini savunmaya başladı. "açıklama yapmana gerek yok" dememe rağmen. Savunmaya devam edince sinirlendim ve "yahu normal bir şeyse yaptığın niye açıklama yapıyorsun. İstediğini yap. Ben de kaslı rus abilere bakarım ne var bunda" dedim. Beyimiz delirdi. Ben sakince "yav normal bir eylem olduğunu savunuyorsan neye sinirleniyorsun ki" dedim.

Bir süre sonra tekrar aradı. Haklısın aptalca bir davranıştı falan dedi. Ben de "benim için fark etmez. En fazla beyni gelişmemiş koca adamın hala neler peşinde der geçerim, kıskanacak bir durum yok. O vücuda sahip ablalar sana baksın ben o gün boşarım seni zaten. Böyle mucizevi bir birlikteliğin arasına girmek istemem" dedim. Bu sefer de ne kadar geniş olduğumdan, bak burası çok komik kocamı elimde tutmaya çalışmamamdan falan bahsetti. Ben anırarak güldüm tabi. Bu son cümleyi hiç sarf etmedin sayıyorum, yoksa iyice soğuyacağım senden dedim. Kocayı elde tutmak nedir allasen. Gitmek istersen gidersin, kalmak istersen kalırsın. Bunun için bir çaba sarf etmeme gerek yok dedim.

En nihayetinde konuşma benim dünyanın en kibirli, en kendini beğenmiş insanı olmamla sonuçlandı. Yani adam Rus poposuna bakıyor ve suçlu yine ben oluyorum. Bu arada suçladığım ya da kızdığım da yok. O konuyu açmasa ben açmayacaktım bile.

Mütemadiyen bu dünyaya ne kadar daha katlanabilirim acaba diye düşündüğüm şu günlerde aptalca bir sebepten kavga edip, muhtemelen birkaç gün konuşmayacağız. İlgisiz, sevgisiz olduğum da vurgulandı bolca.

Aseksüel olmaya karar verdim mesela ama evlilik gibi bir engel var önümde. İçinde his barındıran hiçbir insani özelliğim kalmadı sanki. Oğluma olan sevgim ve merhametim dışında ki ona da tahammülüm azalıyor gittikçe. Ne sekse, ne karşı cinse ilgim yok. Kocam dahil. Bir garip ot gibi bir şey oldum.

Beyim son olarak "keşke kıskansaydın, en azından sevgi göstergesi" deyince hepten garip hissettim. Artık içimden kimseyi sevmek, ilgi göstermek, herhangi bir şekilde münasebet kurmak gelmiyor. Bilmiyorum aranızda böyle hislerden arınan, hiçbir şey hissetmeyen kişiler oldu mu. Kendi aileme bile sevgi hissetmiyorum sanki. Nötr vaziyetteyim her canlıya karşı. Ötelemeye çalışıyordum ama bu tikyok açığa çıkardı her şeyi.

Bunu açık yüreklilikle söylüyorum annelik hislerim dışında sevgi adına bir şey kalmadı içimde ya da ben öyle zannediyorum bilmiyorum. Açıkca yazayım seks yapmak zulüm gibi. Eyleme odaklanamıyorum dokunmak ya da dokunulmasını istemiyorum. Bitse de gitsem modunda oluyorum. Kimseden bir şey istediğim yok ama beklenti olunca karşıdan böyle çuvallıyorum işte. Niye konu açtım onu da bilmiyorum. Yorumlarınızı merak ediyorum bu hususta. Sevgiler efem.
Ben sizin egonuzu tatmin etmek için konu açtığınızı düşünüyorum, konularınızın içeriği hep aynı..evet çok güzel bir anlatım diliniz var ve bu size burada defalarca söylendi bu anlatım dilinizden dolayı çoğu kişi sizi seviyor ben de seviyorum ama işte insanoğluyuz bu sevilmek, övülmek insanın hoşuna gidiyor ve belli aralıklarla konu açıyorsunuz bu övgülerle, gazlamalarla kendinize gelebilmek adına zira şu an çalıimıyorsunuz sürekli evdesiniz ve sizi takdir eden yaptığınız bi işten dolayı tebrik eden kimse yok ama Kk üyeleri yazı dilinize bayılıyorlar ve övgüler yağdırıyorlar insana arada gazlanmak, övülmek, beğenilmek de gerekli olduğu için ara sıra bi yolluyorsunuz buraları.. Zira bu yılmışlığın üstesinden gelebilecek bi kadınsınız...
 
İdrak herkes bişiler yazıp çizdi, uzun uzun cevaplar yazdın. Çözüm? Çözümün yok. O zaman ara ara burda konular açarsın bizde uğrarız. Yapacak bişe yok sende de o istek yok demek ki.

Sen boşanmayacaksın , boşanman için demiyorum. Sen boşanmak zorunda bırakılacaksın. Tükenene kadar böyle devam edecek.
 
Ben sizin egonuzu tatmin etmek için konu açtığınızı düşünüyorum, konularınızın içeriği hep aynı..evet çok güzel bir anlatım diliniz var ve bu size burada defalarca söylendi bu anlatım dilinizden dolayı çoğu kişi sizi seviyor ben de seviyorum ama işte insanoğluyuz bu sevilmek, övülmek insanın hoşuna gidiyor ve belli aralıklarla konu açıyorsunuz bu övgülerle, gazlamalarla kendinize gelebilmek adına zira şu an çalıimıyorsunuz sürekli evdesiniz ve sizi takdir eden yaptığınız bi işten dolayı tebrik eden kimse yok ama Kk üyeleri yazı dilinize bayılıyorlar ve övgüler yağdırıyorlar insana arada gazlanmak, övülmek, beğenilmek de gerekli olduğu için ara sıra bi yolluyorsunuz buraları.. Zira bu yılmışlığın üstesinden gelebilecek bi kadınsınız...

Kendi içinizde çelişiyorsunuz şu yazıyla. Anlatım dilimin çok güzel olduğunu düşünüyorsunuz bu durumda ben bu dille egomu fazlasıyla tatmin edeceğim türlü platformlarda yazabilirim değil mi? Ama ben bunu yapmak yerine bu dili kadınlar kulübünün dert bölümünde bana ve anneliğime yüzlerce eleştiri gelsin diye kullanıyorum. Çünkü egomu tatmin etmek istiyorum. Şurada gelen övgüler kadar eleştiri, üstelik acımasızca eleştiri alıyorum.

Ben yıllarca ekşi sözlükte, Uludağ sözlükte yazarlık yaptım. Blog yazdım, çeşitli forumlarda editörlük yaptım. Bir edebiyat dergisinde aktif olarak rol aldım. Murat menteş, Nihat Genç gibi yazarlarla sohbet etme iki kelamın belini kırma imkanım oldu. Edebiyat seminerlerine katıldım. Öykülerim koca bir dergi toplantısında yüzlerce kişiye okundu, onaylandı ve dahi yayınlandı. Ama ben bu yaşadıklarımı tekrar etmek ve esaslı ego tatminini yaşamak yerine bir derdim var bölümünde dert anlatıp eleştiri alarak egomu tatmin ediyorum öyle mi?

Yıllarca aktif olarak yazdığım halde şu an buna isteğimin ve mecalimin olmaması dolayısıyla sadece dert bölümüne yazıyor olmam ego tatmini mi? Pes artık gerçekten.
 
Size boşanın demem, diyemem. Benim de iki küçük çocuğum var ve endişelerinizi çok iyi anlıyorum.
1 gün bile torununa bakamayan annenize çok kızdım.
Yazmayı seviyorsunuz ve bu şekilde rahatlıyorsunuz. Bence yazmaya devam edin. Hatta bir şekilde işe dönüştürün. Hem size iyi gelecek hem de ekstra gelir olacak.

Çok çok haklısınız. Evet yazmam gerek ama buraya değil. Hatayı buraya yazıp ayağa kalkmaya çalışmakla yapıyorum. Başka yerlerde gerçekten yazsam, kimliksiz sansürsüz bir şekilde belki çok daha iyi gelecek bana.
 
Çok çok haklısınız. Evet yazmam gerek ama buraya değil. Hatayı buraya yazıp ayağa kalkmaya çalışmakla yapıyorum. Başka yerlerde gerçekten yazsam, kimliksiz sansürsüz bir şekilde belki çok daha iyi gelecek bana.
Yok hata demeyelim. Burada da sizi anlayan ve sevenler var. Ama profesyonel olarak bir yerde yazmanız size çok iyi gelecek. Hatta bize de yazın bizde okuyalım❤️
 
Benim de anlatmak istediğim aynen bu.
Boşanmak kolay değil. Kesinlikle değil. Çocuk varken boşanmakla, çocuksuz boşanmak arasında dağlar kadar fark var. Çocuk olmasa kim çeker ki zaten mutsuz olduğu bir hayatı?

Tek başına heryere sığıyor insan, her şekilde ayağa kalkıyor. Ama çocuğu varsa insanın, hele sizinki gibi küçükse ve özel bir çocuksa işiniz o kadar zor ki.

Bunu başarabilenler ya dayak yiyordur, ya aldatılmıştır ya da farklı büyük sorunlar vardır. O süreci de nasıl atlattı allah bilir artık. Herkes kahraman, mücadeleci kadın rolü kesiyor ama ileride çocuklar büyüyünce çıkıyor ortaya esas yaşananlar.

Siz önce iyileşin. Rica ediyorum iyileşin. Ruhunuzu iyileştirmeden boşanma kararı vermeyin asla.

Çok güzel fikirler vermişler size, yazın. Mutlaka yazın. Belki bundan bir para kazanma durumunuz olur, gerçekten iyi yazıyorsunuz. Bunu 25 yıllık hayatında binlerce kitap okumuş, elinden binlerce kitap geçmiş biri olarak söylüyorum.

Ben sizin yazdıklarınızı 2 3 gündür sevdiğim bir yazarı okur gibi okuyorum.

İyice araştırın neler yapabileceginizi, belki bu bile sizin için itici bir güç olur. Yardım alın ihmal etmeyin. İşe yaramıyor diyorsunuz ama belki işe yarayan tek bir cümle kazınır aklınıza.

Çok teşekkürler desteğiniz ve fikirleriniz için. Şu an keşke yazmak için kendimi yeterli görebilsem. Eskiden hiç yoktan koca bir öykü yazabilecek hayalgücüne ve kaleme sahipken, şimdi tek yazabildiğim dert, çocuk problemleri, evlilik sıkıntıları.

Belki bir yerlerde sıkışıp kalmış o öykü yazan genç kadın çıkar açığa. On yıl önce bir edebiyat dergisinin sahibi denemelerimi okuyunca "sen öykü yazmalısın" demişti. Onun gazıyla hiç bilmediğim öykü işine giriştim o dönem başardım. En azından o toplantı salonunda koca koca insanları kahkaha ile güldürmeyi başardım. Hayatımda en mutlu olduğum, ben olduğum anlardan biriydi. Şimdi o kişi öyle yabancı geliyor ki bana. Ne o neşe, ne o yetenek, ne o heves kaldı içimde.

Neden bu kadar vazgeçtim kendimden, o kadar üzülüyorum ki...
 
Çok teşekkürler desteğiniz ve fikirleriniz için. Şu an keşke yazmak için kendimi yeterli görebilsem. Eskiden hiç yoktan koca bir öykü yazabilecek hayalgücüne ve kaleme sahipken, şimdi tek yazabildiğim dert, çocuk problemleri, evlilik sıkıntıları.

Belki bir yerlerde sıkışıp kalmış o öykü yazan genç kadın çıkar açığa. On yıl önce bir edebiyat dergisinin sahibi denemelerimi okuyunca "sen öykü yazmalısın" demişti. Onun gazıyla hiç bilmediğim öykü işine giriştim o dönem başardım. En azından o toplantı salonunda koca koca insanları kahkaha ile güldürmeyi başardım. Hayatımda en mutlu olduğum, ben olduğum anlardan biriydi. Şimdi o kişi öyle yabancı geliyor ki bana. Ne o neşe, ne o yetenek, ne o heves kaldı içimde.

Neden bu kadar vazgeçtim kendimden, o kadar üzülüyorum ki...

Sizin psikolojik olarak destek almanız lazım. Gerekirse maddi manevi herşeyi bir kenara bırakıp, kendinizi iyileştirecek iyi bir doktor bulmanız lazım.

Üretken, zeki, çalışan bir kadın evlenip, çocuk yapıp, kimseden destek görmezse, hem madden hem manen yalnız kalırsa, hiperaktif bir çocukla günde 24 saat geçirirse, bir de maddi sorunlar yasayip hiçbirşeye fırsat bulamazsa aynen böyle olur işte. O kadar normal ki.

Oğlunuzu babasına emanet edin akşam, sevdiğiniz güzel bir yere gidin. Sevdiğiniz kahveyi içip, sevdiğiniz müzikler dinleyin. Kağıt kalem alın yanınıza, bol bol yazın. Okunacak diye de yazmayın, sadece kendiniz için.

Bir yerden başlayın lütfen artık. Ben eşinizin de sizin de hala birbirinizi sevdiğinizi dusunuyorum. Bu gecici bir süreç olacak sizin için biliyorum.
 
Yaşadığın birçok zorluğu yaşamadım bunlar üzerinden çok fazla birşey yazmak.
istemiyorum. Beni yargılamadan önce benim ayaklarımı giy ,benim geçtiğim yollardan geç diye başlayan güzel bir söz var o misal.

Sadece, bu kadar olayların farkında, bilinçli ve akıllı bir kadının bu durumdan kurtulmak yerine hareketsiz kalmasını anlayamıyorum. Tabi ki hayatın buraya yazdıklarından ibaret değildir, çabalıyorsundur belki bazı şeyler için ama burada yazdıklarından vücudunda çıkan şişlik için bile bir adim atmayacak kadar kendinden geçmiş bir kadın profili çıkıyor ortaya.

Evladından önce kendin için adımlar atmalısın. Evliliğin de sonraki aşama bence. Bu adımı atmak neden bu kadar zor bilmiyorum ama tedavi işini tekrar düşünmelisin.
 
Çok teşekkürler desteğiniz ve fikirleriniz için. Şu an keşke yazmak için kendimi yeterli görebilsem. Eskiden hiç yoktan koca bir öykü yazabilecek hayalgücüne ve kaleme sahipken, şimdi tek yazabildiğim dert, çocuk problemleri, evlilik sıkıntıları.

Belki bir yerlerde sıkışıp kalmış o öykü yazan genç kadın çıkar açığa. On yıl önce bir edebiyat dergisinin sahibi denemelerimi okuyunca "sen öykü yazmalısın" demişti. Onun gazıyla hiç bilmediğim öykü işine giriştim o dönem başardım. En azından o toplantı salonunda koca koca insanları kahkaha ile güldürmeyi başardım. Hayatımda en mutlu olduğum, ben olduğum anlardan biriydi. Şimdi o kişi öyle yabancı geliyor ki bana. Ne o neşe, ne o yetenek, ne o heves kaldı içimde.

Neden bu kadar vazgeçtim kendimden, o kadar üzülüyorum ki...

Sizi her okudugumda "Kevin hakkinda konusmaliyiz" kitabini dusunuyorum. Ama filmi degil kitabi. Daha once konularinizda sanki bahsi gecmisti. Filmi daha cok anne-ogul iliskisine baglanmis ama kitapta hemen hemen her kadinin yasadigi evlilik ve tukenmislik temasi islenmis. Bu arada sakin oyle "canavar oglan annesi yuzunden katil oldu" imasi yaptigimiz dusunmeyin bence siz ogluna asik super bir annesiniz, filmi degil de kitabinda cidden evliligin uretken kadinlar icin bazen nasil bir cendere oldugunu bir kadinin gozunden cok guzel anlatiyor.

Buradaki bazi elestirilere kulak asmayin benim hislerim sezgilerim gucludur cooook daha mutlu olacaksiniz bu dipten cikacaksiniz. Kendiniz icin bir seyler de yapacaksiniz mutlu da olacaksiniz oglunuzu super de yetistireceksiniz. Hayat gercekten yeni basladi. Yorulmak pes etmek ara vermek hepsi normal hepsi hayatin parcasi. Burada cok yanit almanizin sebebi insanlarin sadece yazi dilinize bayilmasi degil sizi anlamasi cunku o kadar cok kadin bunu yasiyor ki belki. Insanlarin hislerine tercuman oluyorsunuz biraz. Bu yuzden insanlar bu kadar empatik yaklasiyor. Kimileri de yansitma savunma hissiyle sinirleniyor o da anlasilir bir tepki. Takmayin ve kendinize inancinizi sakin yitirmeyin olur mu?
 
Sizi her okudugumda "Kevin hakkinda konusmaliyiz" kitabini dusunuyorum. Ama filmi degil kitabi. Daha once konularinizda sanki bahsi gecmisti. Filmi daha cok anne-ogul iliskisine baglanmis ama kitapta hemen hemen her kadinin yasadigi evlilik ve tukenmislik temasi islenmis. Bu arada sakin oyle "canavar oglan annesi yuzunden katil oldu" imasi yaptigimiz dusunmeyin bence siz ogluna asik super bir annesiniz, filmi degil de kitabinda cidden evliligin uretken kadinlar icin bazen nasil bir cendere oldugunu bir kadinin gozunden cok guzel anlatiyor.

Buradaki bazi elestirilere kulak asmayin benim hislerim sezgilerim gucludur cooook daha mutlu olacaksiniz bu dipten cikacaksiniz. Kendiniz icin bir seyler de yapacaksiniz mutlu da olacaksiniz oglunuzu super de yetistireceksiniz. Hayat gercekten yeni basladi. Yorulmak pes etmek ara vermek hepsi normal hepsi hayatin parcasi. Burada cok yanit almanizin sebebi insanlarin sadece yazi dilinize bayilmasi degil sizi anlamasi cunku o kadar cok kadin bunu yasiyor ki belki. Insanlarin hislerine tercuman oluyorsunuz biraz. Bu yuzden insanlar bu kadar empatik yaklasiyor. Kimileri de yansitma savunma hissiyle sinirleniyor o da anlasilir bir tepki. Takmayin ve kendinize inancinizi sakin yitirmeyin olur mu?

Ay ayrica "tek yazabildigim dert evlilik cocuk" Virgina Woolf ne yaziyor? Sizi de ona benzetirlermis zagten. Turkiye'de bu dertlerden durustce bahseden bir yazarimiz neden olmasin?
 
Boşanırsın ya da boşanmazsın bu senin kendi tercihin.
Sana boşan baskısı yapmaz,yapsa da komik,herkesin kendi hayatı çünkü.
Burada her verdiğimiz tavsiye uygulansaydı ohooo...


Neyse bana göre madem boşanmıyorsun o zaman olduğun ortamı iyileştirmek zorundasın. Kendin için,seviyorsan eşin için,evladın için. Eşini sevmiyorsan tik toklar neden kurcalandı onu hiç anlamadım,bırak herkes bildiği gibi mutlu olsun. Sen eşinin maddi imkanlarıyla kendini ve oğlunu idare etmek zorundasın. Anlayamam ama doğrudur,zor bir çocuktur ama onun dünyaya gelmesine vesile olduysan burada yansıttığın bunalımın yarısını ona göstermeye hakkın yok,çünkü en masumunuz o!


Hani diyorsun ya evde biz ona sevgi veriyoruz,eş tartışması,küfrü,hakareti görmüyor vs. diye. Çok üzgünüm tüm konularına bakınca hayattan en önemlisi kendinden bıkmış bir anne (babayı bilmiyorum) evladına hangi içtenlikle sevgi veriyor,merak ediyorum.

Herkesin o çok beğendiği yazı dilin beni maalesef gülümsetmiyor,hele ki eşinle de bu şekilde konuşuyorsan açık söyleyeyim ben eşinin yerinde olsam seninle olabildiğince az muhabbet ederdim,az muhatap olurdum. En yakınım dediğim kişinin tiye alırmışmışcasına konuşmasından rahatsız olurdum.


Neyse çok uzattım,farkındayım. Senin de dediğin gibi bir çok evlat; sen,ben,diğerleri gibi çocukluk travmaları ile büyüyor,acısı da ileride süper bir şekilde çıkıyor. Şu anda bende ve sende çıktığı gibi. İster inan ister inanma geçmişi yaralı insan bu geçmişini de önce yanındakine,sonra da evladına öyle güzel yıkıyor ki aklın almaz.

Yaşayan biliyor arkadaşım. Ben ne zaman kendimi eleştirsem önce ana babama bakarım,neden bana bunu öğrettiler de ben de kocama bunu yapıyorum diye? Evet evladım yok,Rabbim nasip etmedi. Ama olsaydı bana yapılanların yarısını bile yapmazdım ona! Aynısını pazar günü anneme söyledim!

Kaldı ki ben de dayakla,küfürle büyümedim,başka yaralar açıldı ruhumda.

İyileşir miyim bilmiyorum. Tek bildiğim bunlara sebep olanları affetmeyeceğimdir.
 
Back