The secret sır çekim yasası

ekrulum kardeşine maşallah:nazar:

trend_sev arınma tekniğini uyguluyorum,bazı kişilere söylemekte zorlansamda :mymeka: daha önce affetme çalışması yaparken daha huzurlu, farkında ve işlerin yolunda gittiğini biliyordum zaten. önemli olan bunu alışkanlık haline getirebilmek di mi hocam? :icecream:
 
Canim sevdigine kavusmak ve onunla evlenmek icin bir teknik var mi acaba??:))

önce allahtan hayırlısını istemek, trend_sev in bahsettiği arınma tekniğini onun için kullanmak ve o nu özgür bırakmak, evliliğe gelinliğe evine.. bu tür şeylere odaklanmak
aklıma gelenler bunlar canım :1hug:

ben de zamanında hep kişi hedefleyip çalışma yaptım, ters tepmekten başka bir şeye yaramadı çünkü bizim için en doğru kişiyi allah bilir, şimdi gelen gelir giden gider diyorum ve artık kovalayan değil kovalanan konumdayım....:dance:
 
kesinlikle doğru söylüyorsun kahvefincanı ne kadar gün içinde tekrarlarsak tekniği o kadar iyi olur...sensible sana da tavsiyem canım sevdiğin kişiyi düşün ona odaklan gün içinde arınma tekniğini sevdiğine söyle,gerisini evrene bırak sana onu getirsin ortamını o hazırlasın canım,olay bu....
 
Son düzenleme:
KESİNLİKLE DOĞRU SÖYLÜYORSUN KAHVEfincanı ne kadar gün içinde tekrarlarsak tekniği o kadar iyi olur...

evet sizin söylediğiniz cümleleri ve hayatımda olmasını istediğim şeyleri şarkı haline de getiriyor ve aklıma geldikçe söylüyorum. bu şekilde beynime daha kolay yerleşeceğine inanıyorum..:içelim:
 
Psikolojide algıda seçicilik vardır. Eğer algınızı pozitife yönlendirirseniz gün içinde pozitif olayları farkedersiniz. Negatife yönlenirseniz de negatif olayları...

Misal, gün içinde marketten birşeyler almanız lazım. Araçla gideceksiniz, otopark da hep kalabalık orada ama oraya varır varmaz güzel bir yer buldunuz aracınıza. Hemen psikoloji bunu algılar. Alışveriş bitti kasaya gittiniz kasa kuyruk. Veya 1 kişi var ve kağnı hızıyla topluyor aldıklarını. Orada beklersiniz,aslında bu negatif durumdur, otopark aramadığınız için kazandığınız zamanı kasada bekleyerek harcarsınız ama bunu kaydetmez zihniniz çünkü negatife odaklanmamışsınızdır.

Tabi çok güzel bir özellik pozitife odaklanmak, bunu hep yapabilmekse ayrı bir yetenek. Ama, doğada denge vardır. Pozitif, negatifin olmadığı yerde olmaz, anlamını yitirir hatta. Ağlamak nedir bilmezseniz gülmenin ne olduğunu da bilemezsiniz gibi.
Ben inanırım ki Allah bana taşıyamayacağım derdi, yükü vermez. Verdikleri de sınavdır. Beni olgunlaştırır.
 
evet primrose,dediklerine katılıyorum fakat benim anlatmak istediğim sadece pozitif düşünceler değil başınıza gelen olumsuzlukların üzerinde durmamanız, olumsuzluklara takılıp kalırsak,üst üste gelen dertler diye adlandırdığımız kısırdöngünün içine giriyoruz,tabiki yaşamın içinde negatiflikler olacak ama bizler elimizden geldiği kadarıyla bunlara takılıp kalmamalıyız,takıldığımız zaman pozitif enerjiden ne yazık ki yararlanamıyoruz,biz yaşam boyunca ne kadar olumlu olursak o kadar kaliteli bir yaşam yaşayabiliriz,çünkü o kadar çok insan var ki hep kötü şansın ondan yana olduğuna inanan,bütün olumsuzlukların onun başına geldiğini sanan ve malesef bunu böyle düşündüğü sürece bu döngüden çıkamayan çok insan var biz birilerini bile uyandırabilirsek paylaşımlarımızla ne mutlu ,temel olan her zaman sevgi, olumlulukta burdan doğuyor zaten canım ve kesinlikle inandığım birşey var oda düşünce gücü,zaten allah tarafından verilen mücizevi birşey ama onu kulanan bizleriz, allah bizlere ilham gönderir değerlendirip değerlendirememek bizim elimizde,o ilham veriyor ama kararı bize bırakıyor niye akıl fikir vermiş,onun için düşüncelerimizi ne kadar olumlu yönde kullanırsak bi o kadar olumlu olan şeyleri hayatımıza çekeriz....umarım biraz açıklayıcı olmuşumdur canım,yine yüce düşünür mevlananın sözüyle bitirmek istiyorum<İNSAN DÜŞÜNCEDEN İBARETTİR,GERİSİ ET İLE KEMİKTER ,GÜL DÜŞÜNÜRSEN GÜL OLUR DİKEN DÜŞÜNÜRSEN DİKEN OLUR>a.s.
 
10 gün önce bodrumda bir tanıdığım okuyordu bu kitabı .daha önce duymuştum ama fazla ilgilenmedim.tatilden dönünce fırsat bulup bir türlü alamadım.tesadüfmüdür nedir.birkaçgün önce evdeki eski dergileri karıştırıyordum bu kitapla ilgili yorumları gördüm.dünde bu sitedeki yorumları görünce merakım iyice arttı.
ben herşeye pozitif bakarım.şuana kadarda hayatta istediğim herşey nerdeyse gerçekleşti.ben siyah kocaman jeep hastasıyım.hep bir jeepim olsun istiyordum.nasıl bir istekse artık.eşimde o kadar negatif bir insan ki anlatamam.olmaz nasıl alcaz benzinine gücümüz yetmez der durur.1 ay önce ne oldu biliyormusunuz.bizim bir arsamız vardı hep satmak istiyorduk.emlakçıya gittim arsayı satın diye.2 gün sonra emlakçı bizi aradı .sizin arsaya karşılık jeep veriyorlar dedi.inanamadım.arsamızın değerinden düşük olduğu için kabul etmedik tabi.zaten 0 araba almıştık bir yıl önce siyah...(arkadan jeepe benziyor)hep siyah araba isterdim oldu.şimdi inatla jeep istiyorum.biliyorum ki olacak.ve birde bu akşam bir alışveriş merkezine gitmiştim.arabadan indim yanımda park etmiş kocaman bir jeep duruyor.sanki o anda birden orda karşıma çıkmış gibiydi(içimden bekle dedim birgün benim olacaksın)inanmıyorum arabayla konuştum benim ayağıma geliyor sürekli. .dünde burda yorumları okuyunca olamaz dedim.birgün benimde olacak hemde kısa bir süre sonra bundan okadar eminimki burayada resmini çekip koyacam.inanıyorum çünkü olacak.
birde ben hıdırellez akşamları bir liste hazırlıyorum.bir kağıda istediklerimi yazıyorum hatta resimlerini çiziyorum.balkona asıyorum.şimdiye kadar ne yazdıysam çizdiysem oldu.ev çizmiştim oldu.araba çizdim oldu.oğlum anadolu lisesini kazansın diye çizdim okulun adına kadar yazdım ve yazdığım okulu kazandı.bu yılda jeep çizdim.eşim içinde para çizmiştim.ummadığımız bir yerden para geldi ama parayı az çizmişim galiba olsun .tabiki bunlar gökten başımıza yağmıyor.çaba sarfetmek gerekli .imkansız şeyler istememeli.ay ben bu kitabı hemen okumalıyım..inanın gerçekten oluyor.....bu kitaptan eşime bahsettim aman boşver inanma böyle şeylere diyor..birde onu inandırabilsem...
aaa birde şu park olayını denedim valla oldu ya..bizim evin önünde park yeri bulmak nerdeyse çok zordur.alışverişten geldiğimizde boştu hemde bizim çıktığımız yer.......
inanırsak olur bence .....aslında daha o kadar çok şey var ki neyse ...
bu arada trend sev teşekkürler sana.....
 
Aslinda bu teknikler cok dogru.
Bende ne zaman birseyi gercekten istediysem hep olmustur.
Mesela en basit örnegi su.
Gecen yil sinav döneminde bazi özel sorunlardan dolayi son sinavima odaklanamiyordum.
Sinav cok zor bir sinavdi, ve bu sinav icin 2 hafta calisma süresi verdiler. Bu iki hafta boyunca sorunlarla bogustum hep, sinava son 5 günde calistim, ve bu sinavi 5 günde calisarak gecmek imkansiz gibi birseydi. Ama gececem dedim. Bu sinavi gececegim. Ve gectimde.
Birde iki sözlü sinavimda hangi not alacagima ben karar verdim. 1-13e kadar puan veriliyor mesela. Sinavin birinde 9 alacagim dedim kendi kendime, inandim buna ver gercekten 9 puan aldim. Baska bir sinav icinde 10 alacagim dedim ve 10 puan aldim. Inanmak basarmanin yarisi derler ya gercektende öyle.
Birde benim ingilterede okuma merakim vardi hep. Cok istiyordum gitmeyi, ailem biraz isteksizdi beni göndermeye. Ama ben üniversite'ye baslamadan önce 2. yilimda ingiltereye gidip egitimimin bir kismini orda tamamlayacagim dedim. Ve bunuda basardim.

Gercekten isterseniz oluyor arkadaslar. Tabi Allah'inda yardimiyla.
 

The Secret'ın asıl sırrı



Çevreme bakıyorum da, Rhonda Byrne'nın The Secret/Sır adlı kitabının etkisi yayıldıkça yayılıyor.
Beş yıl önceki sevgilisinin fotoğrafını önüne koyup bakarak "geri gelmesi"ni umut edenler...
Her sabah ceket cebine yüklü miktarda uyduruk bir çek koyup evden çıkan ve yakın zamanda yerini gerçeğinin alacağından emin olanlar...
Sadece "pozitif" şeyler düşüneceğim diye yanında hastalıktan, dertten söz ettirmeyen bencil alıklar...
Daha neler neler var!
Kimisi açık açık yapıyor bunu kimisi de çaktırmadan. Adı da "sikrıt yapmak" olup çıkmış.
Birkaç ay önce bu konuda yazmaya kalkmış sonra uzun boylu eleştiriye girmekten vazgeçmiştim.
Öyle ya! Bu tür kitaplar taşıdıkları büyük iddiaya ve teorilerinin kapsayıcılığına rağmen okurlarıyla aslında bire bir ilişki kuruyordu.
Bir anlamda homopatik ilaçlara benziyorlardı. Hastalığa değil ama özel olarak o "hasta" ya derman olan ilaçlar gibiydiler. O yüzden okurla kitap arasına girmemek belki en iyisi diye düşünmüştüm.
Fakat gözlemlediğim The Secret çılgınlığı en azından bir nokta üzerine kesin sözcüklerle yazmaya itiyor beni.
Hangi nokta mı?
Asıl sır noktası...

***
Rhonda Byrnes'ın yaptığı ne?
Binlerce yıllık insanlık kültürünün hayal-dua-dilek-adak konusunda biriktirdiği ne varsa hepsini bir araya getirip ona bir bilimsel yasa (Çekim Yasası) süsü vermek...
Bu "yasa"ya göre bir şeyi olumlu biçimde çok isteyip özellikle de "görselleştirdiğinizde" mıknatısa dönüşüyorsunuz. Ve o şey eninde sonunda gelip sizin çekim alanınıza giriyor, yani isteğiniz gerçekleşiyor..
The Secret'ın baştan çıkarıcı yüzlerce örnek ve alıntıyla anlattıklarının özü bu.
Geleneksel hurafelerle tatmin olmayan ama hurafesiz de kalamayan; dinlerin ortodoks yorumları ve ibadet modelleriyle uyumsuz ama gündelik hayattaki maneviyatsızlıktan da mustarip günümüz insanının bu tezden çok etkilenmesinde şaşacak bir yan yok elbette.

The Secret.
Dinsel değil ama öyleymiş gibi..
Bilimsel değil ama öyleymiş gibi...
Kitabın etkisi ve ünü de buradan kaynaklanıyor zaten: mış gibi yapmasından...
***

Ama bir sorun var.
Derin bir eksiklik...
Büyük bir boşluk duygusu...
Hayır! Birçok eleştirmenin vurguladığı gibi, kitabın aşırı maddi taleplere, günümüz insanının mutlak zenginlik ihtiraslarına hoş bakmasını kastetmiyorum. O işin "gel gel" tarafı!
Ama dikkat ederseniz fark edeceksiniz; yüreği titretmiyor The Secret.
Soğuk.
Bir prospektüs kadar işlevsel fakat soğuk!
Neden peki?
Sır da orada zaten.
The Secret bir operasyon.
İnsanlığın binlerce yıllık hayal-dua-dilek-adak kültürünün içinden Tanrı kavramını çekip çıkartma operasyonu...
"İstersen olur" diyor The Secret.
Ama kim "ol" duracak?
Kimse!..
"Zaten yasa böyle" diyor The Secret.
Tanrı'nın adını ağzına almıyor. Onun yerine sürekli "evrene güvenin, inanın, inanç duyun" diyor.
Ancak işin bilim tarafından baktığınızda da sorun şu: Bilimde ne böyle bir yasa var ne de böyle bir evren vizyonu!
***
Kitabı okuyunca "canım bu kitap babaannemin duaları ve batıl inançları gibi bir şey" diyenler var. İyi niyetlerine rağmen özünde yanılıyorlar.
Babaannelerimiz de kırk kez söylenenin gerçek olacağına inanırdı ama ne isterlerse Tanrı'dan isterlerdi.
Bilirlerdi ki, sadece kendileri istediği için değil, Tanrı istediği için dilekler kabul olur.
Hem ilgilisine hatırlatmanın tam sırası...
İnsan dua eder, diler, ister ama bütün dinlerde kesin uyarı şudur: Neyin gerçekten hayır neyin şer olduğu bilgisi ne evrene ne de insana aittir. ("Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır, sevdiğiniz bir şey de şerdir. Allah bilir de, siz bilmezsiniz." Bakara/216)
O yüzden dualar takdiri Allah'a bırakır. O yüzden dua denilen şey The Secret'taki gibi önü alınmaz bir tutku ifadesi değil, yakarış ve teslimiyettir.
Haşmet BAbaoğlu
 
haşmet bey'in kalemine sağlık...da birşey var bu yazdıklarını sadece kendimi keşfetmiş??...bu metinde yazılı olanları kitabı okuyan ve içeriği hakkında biraz bilgi sahibi olan ve okuduğunu yorumlayabilen herkes zaten biliyor...bunu yorumlamak için akademik kariyerde gerekmiyor zaten,evdeki babaannenize anlatsanız bu olayı emin olun aynı şeyleri söyler....yani kitabım yazarı yıllardır zaten yapılan birşeyi farklı bir ad altında bilerek ve isteyerek,yada bilmeyerek (açıkcası amacı beni ilgilendirmyor)piyasaya bir kitap olarak sundu ise,haşmet bey'de aynı şekilde kimsenin farketmediği birşeyi bulmuş ve keşfetmiş değil bence yani....burda yazarın atehist olduğunu varsayalım ne diyecek inanmadığı bir olguya yalvarın dua edin diyecek hali yok...atehist bile olsa o dahi birşeye inanmak istemiş demekki ...ve bunun adınada evren ve çekim yasası demiş....biz inançlı insanlar ise Allah ve ona yakarı olan dua demişiz..kendi dinimiz için bunu çok büyük bir rahatlıkla söylerim (ki diğer dinlerde de,hatta budizm de dahi bu böyle)...hep olumluluk vardır hep pozitiflik vardır değil mi...dualarımız hep güzel istekler ve affedilme yakarışları ve şükürlerle doludur(arkadaşların arınma dediği teknikde bu zaten)ve hep düşmanınıza dahi hoşgörü ve adil olmayı telkin eder...ve her insan sevgi karşısında güçsüzdür...tabiiki Allah'tan istiyoruz ve tabiiki ona dua ediyoruz ve yine pek tabiiki onun bizi affetmesi (kusurlarımızdan,eksikliklerimizden dolayı)umudumuz...her inaçlı insan bu kitabı bu değerlerin üstüne oturtur...yazarın maksadıda kendinin bileceği iş(ha bu arada ben kadının inançlı veya atehistmi olduğu konusunda da bilgi sahibi değilim bir misal getirdim sadece,yani öylede olsa inançlı birini yoldan çıkaramaz demek istiyorum)....lafın kısası bazı entellektüewl olduğuna inanan insanların bu tavrı beni irrite ediyor...bu insanların beynini ve düşünme yeteneğini küçümseme gibi geliyor bana ....bir garip kibirli tutum işte.....bir deli bir kuyuya taş atmış,40 akıllı çıkaramamış misali...haşmet bey de kuyuda taşı çıkarmayı vazife edinmiş kendine demekki...ne diyelim zahmet etmiş,hiç gereği yoktu.....son öz olarak yüce rabbimiz Allah demişki "benden isteyin!!! yeterki benden istemeyi bilin!!!"...evet rabbimden istiyorum....sevgiler
 
inanmak güvenmektir. biz Allah a dua ediyor ve herşeyi Ondan istiyoruz, Onun bizi duyduğuna ve sıkıntımızı bir şekilde gidereceğine inanarak. Bu inanç insanı pozitif yapan zaten
O istemezse yaprak bile kıpırdamazmış.
düşünce gücüyle ilgilenmeye başladıktan sonra bu konuda pek çok kitap okudum, (tabii hep yabancı yazarlar) okuyanlar bilir genelde EVREN, YARATICI GÜÇ, POZİTİF ENERJİ diye kelimeler kullanılır ve bunlara odaklanılır. tabii ben de hevesle bunları baz alarak, affediyorum, seviyorum, güzelim...gibi cümlelerle günlerimi geçirmeye başladım, nasılsın diye soranlara iyyim mutluyum size de tavsiye ederim diyordumnaniknanik
sanki herşey benim elimde gibi bir duygu taşıyordum ve hayatıma pek çok olumlu şeyi de çekiyordum.pozitif düşünceyle ilgili bir şüphem yok. kuantum teorisi bunu kanıtladı zaten.. ama bir şeyler eksikti. bir gün aynanın karşısına geçtim "gerçekten mutlu muyum" diye sordum. cevabım net bir şekilde hayır oldu.
nedenini araştırmaya başladım. ve birgün KULUN YAZDIĞI KİTAPLARI OKUYORUM DA NEDEN ALLAH IN YARATTIĞI KİTABI okumuyorum dedim..... ve taşlar yerine oturdu.
aslında gittiğim yol doğruydu ama müslüman olarak ALLAH tan istemek gerektiğini unutmuştum senağlama
 
Tanrı'nın adını ağzına almıyor. Onun yerine sürekli "evrene güvenin, inanın, inanç duyun" diyor.

Hasmet bey zahmet edipte kitabi elestirmeden ønce okusaymis, yazarin Tanri`nin adini gayetde acik acik andigini gørurdu.

Bizim sukretmek dedigimiz seyi yazar tesekkur ile degistirmis ørnegin, ve bunun gibi ufak seyler. Bunlarida kendi akil ve fikirlerimizle anlar kendi bildigimiz gibi diler dua eder ve sukrederiz muslumanlar olarak!
 
bir kitabın benim içimden ALLAH sevgisini ÇIKARMASI ZOR BE..herHaldeki Allahtan istiyoruz.haşmet efendi sıyırttırmış .hiçbirşey durupdururken olmuyor.
ben Allaha dualarımda maddi birşeyler istemeye utanıyorum açıkcası.genelde manevi şeyler isterim dualarımda.tabiki insanız maddi şeylerde istediğimiz oluyor.ama illaki benimde şunum bunum olsun diyede yırtınmıyorum.içimden geçiriyorum.HERŞEYİN ÖNCE HAYIRLISINI DİLİYORUM.sonsuz şükürler olsun ki Allahıma dilediğim oluyor.istemesini bilmek gerek.hep iste hep iste olmuyor tabi.herşeyin bir bedeli var.haa ben ne kadar bedel ödüyorum bilemem.Allahım seni çoook seviyorum.
 
bir kitabın benim içimden ALLAH sevgisini ÇIKARMASI ZOR BE..herHaldeki Allahtan istiyoruz.haşmet efendi sıyırttırmış .hiçbirşey durupdururken olmuyor.
ben Allaha dualarımda maddi birşeyler istemeye utanıyorum açıkcası.genelde manevi şeyler isterim dualarımda.tabiki insanız maddi şeylerde istediğimiz oluyor.ama illaki benimde şunum bunum olsun diyede yırtınmıyorum.içimden geçiriyorum.HERŞEYİN ÖNCE HAYIRLISINI DİLİYORUM.sonsuz şükürler olsun ki Allahıma dilediğim oluyor.istemesini bilmek gerek.hep iste hep iste olmuyor tabi.herşeyin bir bedeli var.haa ben ne kadar bedel ödüyorum bilemem.Allahım seni çoook seviyorum.

Vallaha bu kitabı bende okudum ama Allah sevgimi kesinlikle yoketmedi. Allahtan gizliden gizliye şüphe edenler çıkarır ancak bir kitapla o sevgiyi. Allah sevgisini içinize kazıdıysanız hiçbir güç, konuşma vs çıkaramaz onu içinizden. O bambaşka bir sevgidir. Hissetmeyen anlamaz zaten.
 
merhaba arkadaşlar,hepinize sevgi dileklerimi iletiyorum, ilk önce haşmet beye teşekkürler ediyorum ,üşenmeden düşüncelerini yazıp değerli vaktini ayırdığı için, şaşkınım niye çünkü bizler isteklerimizi başka birinden istemiyoruz,yine yüce allahtan diliyoruz,kitabı tamamen okumamışsınız sanırım orada istekler konusunda evren diyor fakat sizler hangi dine mensupsanız o kişiden dileyin diyor,adı ;tanrı,evren vs vs, bizler tabi ki islam dinine sahip olduğumuz için allahtan diliyoruz,kitapta bizler için yol gösterici bir araç olarak kullanıyoruz,nasıl dinimizde peygamber efendimiz allahla aramızda aracı,kitapta bizleri sevgiye ,pozitifliğe,şükretmeye,herkesi düşmanın bile olsa sevmeye ikna etmeyi amaçlamış , şimdi soruyorum size haşmet bey bunun neresi kötü ,neresi eksik,bunların hepsi dinimizde mevcut zaten ,kaldı ki artık insanlar bu değerleri malesef yitiriyor,kitapta bunları hatırlatmış sadece modernize edilmiş şekilde olduğu için sanırım size ters geliyor bizler yüce allahın adını zaten yazılarımız da geçiriyoruz ilham allahtan gelir ama seçimi insanlara bırakır ister kötü olanı tercih edersin ,ister iyi olanı düşünceyi ,düşünme yeteneğini karar vermeyi insanlara neden vermiş ki dolayısiyle bizler paylaşımlarımızda herkesi sınırsız sevmeyi ,istemediğin biri olsa bile ,pozitif olumlu düşünmeyi ,içimizden geçen bütün güzel dileklerin gerçekleşmesi için odaklanmayı paylaşıyoruz birbirimize ne kadar iyi ,güzel düşünmeyi,kararlı şekilde istemeyi ,mutlu olmayı dilemeyi, etkilemekten başka bir niyetimiz yok... dolayısiyle herkesin düşüncesine saygı duyarım,bu sizin görüşünüzdür teşekkür ederim sevgiler dilerim haşmet bey.
 
bende nil günün çekim yasasını okumak istiyorum.okuyunca yorum yaparım.ama ben istediğim şeyleri hep öyle büyük bir aşkla isterimki.ama kimi oldu kimi olmadı.8 yıldır yürüme bandı istiyorum olursa haber veririm.bir zamanlar niye böyle oldu diye üzüldüğüm şeylere şimdi iyiki böyle olmuş diyorum.hakkımızda neyin hayır neyin şer olduğunu allah bilir.
 
X