Bu konuya kafamı toplamadan yazmak istemedim, dün akşam kaç kere yazdım yazdım sildim hatırlamıyorum. Sonunda sadece ne kadar çaresiz kaldığımızı yazmaktan başka bi şey yapamadım, elim gitmedi.
Kimin yerine koymaya çalışsam kendimi nefes alamıyorum.
Ailesini düşünüyorum o kızın. Hani derler annesini kaybeden çocukları anlatmak için öksüz, babasını kaybeden çocukları anlatmak için yetim sıfatı bulunmuştur; ama evladını kaybeden aileler için böyle bi sıfat yoktur. Çünkü bu durum bir isim bile verilemeyecek kadar berbattır.
Hele bi de bu ölüm bi kazadan, bi hastalıktan gelmiyorsa, biri bile bile, tüm o iğrenç hisleri uğruna çaldıysa evladını, canını, veda etme hakkını senden...
Belki saçma bulacaksınız ama sahi birini yakmak vahşetten, canilikten, şerefsizlikten öte nasıl bi bencilliktir? Dünyanın hemen her yerinde ölen insan en güzel haliyle ailesine son bi kez gösterilir, onlara veda hakkı verilir. Birini "yakıp" da ailesinin elinden o son anı bile çalmak hangi küfürle tanımlanır ki? Kızının gül yüzüyle hatırlamak isteyen bi anne-baba yanmış bi cesedi teşhis etmeye nasıl mecbur bırakılır?
Özgecan ı düşünüyorum. O minibüsteki tedirginliğini... Az yaşamadım o tedirginliği bi dönem. Kurs dönüşü mecbur minibüste en sona hep ben kalırdım. Elim çantanın içinde biber gazı spreyini sıkı sıkı tutarken az yolu gözlemedim doğru güzergahta mıyız hala diye. O yalnız gidilen sürede içten içe "nolur minibüse biri binsin" diye düşünmek nasıl bi his biliyorum. Bazen sahte telefon konuşmaları yapardım bağıra bağıra "5 dakikaya evdeyim baba, bilmem ne minibüsündeyim" diye. Hani evde bekleyenim olduğunu bilirse başıma bi şey gelmez düşüncesi işte.
Özgecan'ı ne kurtarırdı oradan diye düşünüyorum ama bulamıyorum. 1 kisi olsa belki kaçardı ama 3 kişinin elinden nasıl kaçılır ki? Kim bilir ne feryatlar etti ama yetmedi yaşamasına..
Bi de o insan demeye dilimin varmadığı canilere bakıyorum. Tüm hümanistliğimi toplamaya çalışıyorum aslında. "En akıl almaz kötülükleri yapan insanlar bile masum birer bebek olarak başlamazlar mı hayata?" diyorum. Bi de şimdiki hallerine bakıyorum, burada da paylaşılmış, sokakta yan yana yürümeye korkacağın at hırsızı kılıklı adamlar. O güle oynaya sevdiğimiz bebekler nasıl etleri lime lime doğransın, en büyük işkencelere maruz kalsın istediğimiz katillere, tecavüzcülere dönüşüyorlar gerçekten anlamıyorum.
Bi kadının sütüyle hayata tutunan, onun ninnileriyle uyuyan bi adam gün gelince başka bi kadına böyle bi kötülüğü nasıl yapar ki? Hiçbi şey gelmese kendi annesi de mi gelmez aklına?
Bakın tecavüzü geçiyorum canavarca hisle adam öldürmenin cezası bile tek başına ağırlaştırılmış müebbeti gerektirirken, bu adamların en iyi şansı hayatlarının sonuna kadar bi delikte yaşamaya mahkumiyetken, kanunda yazan buyken bu adamlar bi daha gün ışığını görürse, bi daha aramızda dolaşmaya başlarsa, bu rezalet bi daha tekrarlanırsa...
Yani daha kanunda yazan uygulanmazsa idam getirilse ne olur getirilmese ne olur, daha müebbet bile uygulanmazken idamı kim uygulayacak?