Tecavüz edilip, yakılarak öldürülen Özgecan Aslan için..

Geçen gün dolmusta bir ben bir de genç bir adam kaldık. Inecegim yere daha vardı. Baktım ne yapacak inecek mi bekleyecrk mi diye. Benden önce indi. Ben de az ötede indim. Korktum ama çarşıda sayilirdik o yüzden risk aldım onunla birlikte inmeyerek
neyse ki Allah korumuş canım yine de verilmiş sadakan varmış. çok korkunç böyle şeyler
 
Gelen yeni mail.
Selam Nurten,

Özgecan Aslan'ın ölümünün ardından 15 gün geçti. Change.org'dan bana gelen bilgiye göre bu kampanya Change.org'un dünyadaki en çok imza alan 6. kampanyası olmuş. Şu anda imza sayısı 1.023.829 oldu ve hala artmaya devam ediyor.

Buradan kampanyaya katılan 1 milyon kişiye, bana destek veren kadın örgütlerine ve avukatlara teşekkür ediyorum. Geçen hafta yazdığım mektuptan ve yüzbinlerce kişinin paylaşımı sonucu Bakanlık bizimle irtibata geçti ve şimdi imza teslimine dair karşılıklı bir dialog başladı. Çok teşekkürler.



Türkiye'de kadın olmak çok zor ve değişmesi gereken pek çok şey var. Bu imza kampanyasında tüm sorunları düzeltmek yerine şu an için tek bir tanesine odaklanmak istiyorum. Bu nedenle kampanya sorumuzu aşağıdaki gibi yeniden şekillendirdik:

Kadın cinayetleri, kadına karşı şiddet ve istismar davalarında keyfi uygulanan tahrik indirimi, iyi hal indirimi gibi cezayı indiren ve caydırıcı olmaktan çıkaran suçu sıradanlaştıran kararların alınmasının önüne geçecek gerekli hukuki düzenlemeler yapılsın.

Dediğim gibi, paylaşımlarınız sonucunda imza teslimi için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile iletişim halindeyiz. Konuşmalardan anladığımız Bakanlığın imza teslimi ile ilgili bir zaman sıkıntısı yaşadığı yönünde. Bu nedenle 8 Mart sonrası için haber bekliyoruz, her gün telefonla arıyoruz ve işin takipçisiyiz. Bana imzaları Bakan adına teslim alabilecek isimler söyleniyor ama aynı şey olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu yüzden yoğunluk nedeniyle bu fırsatı kaçırmak istemedim ve bugün gerekirse 8 Mart sonrası yoğunluk azalınca bu imzaları teslim etmek istediğimi ilettim.



Nurten şimdi senden 3 önemli ricam var.

1- Lütfen buraya ya da yandaki paylaş kutusuna basarak bu kampanyayı bir kez daha Facebook'ta paylaş.

2- Eğer Twitter kullanıyorsan bu linke tıklayarakTwitter'da seni takip edenlerle kampanyayı paylaş.

3- Linkedin kullanıyorsan paylaşman daha da kolay.Buraya tıklaman yeterli..

Yakında tekrar haberleşmek dileğiyle, tüm paylaşımların için şimdiden teşekkürler,

Gözde


 
Gelen yeni mail.
Selam Nurten,

Özgecan Aslan'ın ölümünün ardından 15 gün geçti. Change.org'dan bana gelen bilgiye göre bu kampanya Change.org'un dünyadaki en çok imza alan 6. kampanyası olmuş. Şu anda imza sayısı 1.023.829 oldu ve hala artmaya devam ediyor.

Buradan kampanyaya katılan 1 milyon kişiye, bana destek veren kadın örgütlerine ve avukatlara teşekkür ediyorum. Geçen hafta yazdığım mektuptan ve yüzbinlerce kişinin paylaşımı sonucu Bakanlık bizimle irtibata geçti ve şimdi imza teslimine dair karşılıklı bir dialog başladı. Çok teşekkürler.



Türkiye'de kadın olmak çok zor ve değişmesi gereken pek çok şey var. Bu imza kampanyasında tüm sorunları düzeltmek yerine şu an için tek bir tanesine odaklanmak istiyorum. Bu nedenle kampanya sorumuzu aşağıdaki gibi yeniden şekillendirdik:

Kadın cinayetleri, kadına karşı şiddet ve istismar davalarında keyfi uygulanan tahrik indirimi, iyi hal indirimi gibi cezayı indiren ve caydırıcı olmaktan çıkaran suçu sıradanlaştıran kararların alınmasının önüne geçecek gerekli hukuki düzenlemeler yapılsın.

Dediğim gibi, paylaşımlarınız sonucunda imza teslimi için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile iletişim halindeyiz. Konuşmalardan anladığımız Bakanlığın imza teslimi ile ilgili bir zaman sıkıntısı yaşadığı yönünde. Bu nedenle 8 Mart sonrası için haber bekliyoruz, her gün telefonla arıyoruz ve işin takipçisiyiz. Bana imzaları Bakan adına teslim alabilecek isimler söyleniyor ama aynı şey olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu yüzden yoğunluk nedeniyle bu fırsatı kaçırmak istemedim ve bugün gerekirse 8 Mart sonrası yoğunluk azalınca bu imzaları teslim etmek istediğimi ilettim.



Nurten şimdi senden 3 önemli ricam var.

1- Lütfen buraya ya da yandaki paylaş kutusuna basarak bu kampanyayı bir kez daha Facebook'ta paylaş.

2- Eğer Twitter kullanıyorsan bu linke tıklayarakTwitter'da seni takip edenlerle kampanyayı paylaş.

3- Linkedin kullanıyorsan paylaşman daha da kolay.Buraya tıklaman yeterli..

Yakında tekrar haberleşmek dileğiyle, tüm paylaşımların için şimdiden teşekkürler,

Gözde


Ben bu konu hakkında ki gelişmeleri çok merak ediyorum Nurten haber verdiğin için teşekkürler. Bakanla görüşme sonuçlarını da bizimle paylasirsan çok sevinirim.

İyi günler.
 
Yeni mail geldi. Sizi bilmem ama bu imza kampanyasıyla beraber ufacıkta olsa bi umut vardı içimde... O da bitti gitti.

Selam Nurten,

Kadın cinayetlerinde iyi hal ve tahrik indiriminin kalkması için var gücümle çalışmaya devam ediyorum.İmza sayımız 1 milyon 30 bin kişiye ulaştı. Tekrar teşekkür ediyorum.

Geçen hafta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, imzaları teslim almak konusunda açıkça adım atmayacaklarını söylediler. Mazeret olarak da ‘yoğunuz’ dediler. Oysa bir saat bir araya gelmekti arzumuz. Ben kişisel olarak hem bu 1 milyon 30 bin kişiye hem de bu ülkenin en önemli kadın örgütü temsilcilerine ayıp ettiklerini düşünüyorum. Bu nedenle kampanyayı medya kanallarından bol bol duyurmamız gerekiyor. Aşağıda Cumartesi günü Hürriyet’ten Ayşe Arman ile yaptığımız röportajı sizinle paylaşıyorum. Konuyu gündemde tutmak bizim elimizde. Ben her türlü medya kanalını zorlayarak kampanya talebimizi tekrar tekrar dile getireceğim. Lütfen siz de bu e-postayı alınca, aşağıdaki linklerden konuyu bir kez daha arkadaşlarınızla paylaşın. Sizi gelişmelerden haberdar edeceğim.

Facebook'ta paylaş
Twitter'da paylaş

Sağlıcakla,

Gözde

Ayşe Arman - Hürriyet - 14.03.2015

Aile Bakanı Ayşenur İslam 1 milyon 30 bin kişinin imzasına tenezzül etmiyor mu?

Özgecan cinayetinden sonra, ilk kez 1 milyon 30 bin insan bir kampanya için imza verdi.

Tek ses oldu ve yetkililere dedi ki:

"Artık yeter! Önlem alın. Özgecan Yasası çıkarın. Kadın cinayetlerinde şu indirimleri kaldırın!"

1 milyon 30 bin, muazzam bir rakam var.

Change.org'da dünyanın en büyük altıncı kampanyası.

Başlatan da 21 yaşında gencecik bir kız.

Helal olsun ona! Gözde Salur'a...

Israrla, "Çok işimiz var!" deyip (bundan daha önemli ne işi olabilir ki!), imzaları teslim almaktan kaçınan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Gözde Salur ve kadın derneklerini savuşturuyor.

Ama Salur vazgeçeceğe ve pes edeceğe benzemiyor!

Ben bu konuda iktidarın harekete geçeceğine inanmıyorum.

Çünkü birtakım öğretmenlerin kızlara, "Başınızı örtmezseniz siz de Özgecan gibi olursunuz!" diye vahim olayı tehdit aracı haline getirdiklerini duyuyoruz...

Cumhurbaşkanı'nın bu konudaki kefaleti gerçekse, samimiyetle kadına karşı şiddetin takipçisiyse, imzaların bir an önce teslim alınmasını ve gereğinin yapılmasını sağlar.

Takipçisi olacağız!

'Özgecan Yasası' dünya çapında en yüksek imzaya ulaşan altıncı kampanya

Sen kimsin, seni tanıyalım...

Gözde Salur. 21 yaşındayım. Aslen Bayburtluyum ama İzmir'de yaşıyorum. Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı'nda okuyorum. Üçüncü sınıfım. Üç abim var ve ailenin en küçüğüyüm.

Nereden aklına geldi Özgecan kampanyası başlatmak?

Haberi ilk duyduğumda herkes gibi ben de perişan oldum ve "Artık bir şeyler yapmak lazım!" dedim. Daha doğrusu, "Ben Gözde olarak ne yapabilirim?" diye düşündüm. Change.org'da daha önce kampanya imzalıyordum ve kampanyaların başarılı olduğunu biliyordum. Özgecan'ın maruz kaldığı vahşet paylaşılmaya başlayınca, sosyal medyadaki mesajlar, siyah yapılan profil fotoğrafları hepsi bir şey söylüyordu. Bir şeylerin değişmesi için çığlık atıyordu. Ben de kampanya başlatarak, benim gibi düşünen insanları bir araya getirmek, bir hedefe odaklanmak ve sesimizi duyurmak istedim.

Senin isyanının kaynağı ne?

Türkiye'de kadının yeri. Gitgide yok olan yeri. Her gün üzücü ve acı olaylar yaşıyoruz ve galiba farkında olalım derken bir yerde artık kanıksamaya başladık. Hikâyeleri, isimleri duymuyoruz, bilmiyoruz ve çoğu zaman öldürülen kadınlar adli tıp raporlarında yer alan birer rakam olarak kalıyor bizim için. Özgecan'dan sonra bile kaç kadın cinayeti işlendi. Artık somut adımlar atılmalı. Tabii ki yapılması gereken birçok şey var. Ama öncelikle bu cinayetleri işleyenler, "Ne olacak, en fazla 2-3 ay yatar çıkarım!" diye düşünememeli. Ben bu kampanyayla tam da bunu istiyorum: "Kadın cinayetleri, kadına karşı şiddet ve istismar davalarında keyfi uygulanan tahrik indirimi, iyi hal indirimi gibi, cezayı caydırıcı olmaktan çıkaran, suçu sıradanlaştıran kararların alınmasının önüne geçecek gerekli hukuki düzenlemeler yapılsın".

Harikasın! Hepimizin istediği bu! Feminist misin?

Hayır.

Politik bir geçmişin var mı?

Hayır. Ne politik bir geçmişim var ne de feminist hareketin içindeyim. Sadece tek istediğim, kadının bu toplumda bir yerinin olması. Can güvenliğinin sağlanması. Doğuştan sahip olduğu hakların ellerinden alınmaması. Yani biz kadınları biraz rahat bıraksalar ne iyi olur değil mi? Her gün biri çıkıp gündelik yaşamımızla ilgili konuya dair yorum yapıyor. Siz hiç bu ülkede bir erkeğin kılık kıyafetine laf edildiğini duydunuz mu? Ama bizim etek boyumuz, saat kaçta nerede olduğumuz hep bir sorun. Belki naif gelecek ama ben bunların tartışılmadığı bir Türkiye hayali kuruyorum.

Ne hissettin kampanyan böyle bir rakama ulaşınca…

İnanamadım! Change.org'dakilerin söylediğine göre 48 saatte 700.000 imzayla bir rekor kırılmış. Gerçekten çok mutlu oldum. 21 yıllık hayatımda ilk kez yaşadığımı hissettim! İnsanlık için bir adım atmış gibi hissettim. Elektriğin bulunması gibi bir şey sanki. Bana, sosyal medyadan ulaşan insanların mesajlarını da okuyunca, hiç olmadığım kadar umutlandım. Şu anda bu kampanya change.org'da, dünya çapında en yüksek imza sayısına ulaşmış altıncı kampanya. Bu, artık kimsenin sabrının kalmadığını gösteriyor!

Seninki 'farkındalık' yaratılmasını istediğin bir kampanya mı, yoksa 'aksiyon' alınmasını mı?

Hayır, bu bir farkındalık kampanyası değil! Artık hepimiz olanların farkındayız zaten. Daha ne kadar farkına varabiliriz ki? Elbette ki bu zamana kadar yürütülen farkındalık kampanyaları çok çok önemli. Ama bu sefer, ben ve kampanyamı destekleyen 1 milyonu aşkın kişi, yetkililerden ellerini taşın altına sokmalarını istiyoruz. Kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri davalarında tahrik ve ceza indirimi olmasın istiyoruz. Buna 'Özgecan Yasası' diyorum ben. Yani artık Özgecan milat olsun, yasalar kadınları korusun.

1 milyon 30 bin imzayla ne yapmak istiyorsun?

1 milyon 30 bin insanın sesini taşıyorum bir anlamda. Tabii ki benden beklenen şeyi yapıp imzaların tam adresine ulaşması için elimden geleni, hatta fazlasını yapacağım. Ve sesimiz duyulana kadar da vazgeçmeyi düşünmüyorum.

Harekete geçtin mi?

İmzalar bir milyona ulaştığından beri bakanlıkla iletişim halindeyiz. Son üç haftadır da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'dan randevu almaya çalışıyoruz. Ancak ne yazık ki henüz bir dönüş yok. Önce bakanın takvimi yoğundu, şimdi de başka bir birimin imzaları teslim alma ihtimalinden bahsediyorlar. Duyduğumuz şey hep aynı: "Vaktimiz yok, çok yoğunuz."

Bir milyonu aşkın insanı yok mu sayıyorlar yani?

Öyle görünüyor. Bakan çok yoğunmuş. Oysa istediğim 1 saatlik bir randevu. Benimle birlikte bu ülkenin en önemli kadın örgütlerinin temsilcileri de olacaktı. Yaptıkları nezaketen de yanlış. Bakanlığı aradığında özel kalemi geçemiyorsun bile. Bu yüzden de şaşkınım. Tabii, bu noktada bize net bir tarih vermeyerek bu kampanyayı destekleyenlere nasıl bir mesaj veriyorlar, farkındalar mı bilmiyorum. Bir yandan, "Kadına karşı şiddet dursun!” demek bir yandan da somut bir adım atılmasını isteyen 1 milyondan fazla kişiyi görmezden gelmek... Tabii bu durum bana samimiyetlerini sorgulattı. Sonuçta herkesin gözü bu konu üzerinde. Ben de beni destekleyen 1 milyondan fazla kişinin sorumluluğunu taşıyorum ve sesimizi duyana kadar kampanyamdan vazgeçmeyeceğim. Onlarsa zamana yayıp, unutturmaya çalışıyorlar.

Peki Ayşenur İslam sizinle görüşmeyi kabul etmezse...

O zaman dava sürecinin birebir takipçisi olacağını belirten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a imzaları taşıma niyetindeyim. Ve bu gerçek olacak. Hâlâ bu kampanyaya destek vermeyen varsa, lütfenchange.org/ozgecan adresinden imzanızla destek olun. Birlikten dirlik doğar...
 
Az önce facebookta Kadının Adı yok adlı kişisel blog'un gönderisini okudum sizinle de paylaşmak istedim, biliyorsunuz ya yine de ne halde olduğumuzu görelim, yazalım diye,
sizlere sabahın bu saatinde daha keyifli bir okuma sunamadığım için üzgünüm.

"Birazdan 11 tane şüphelisinin ve 14 yaşında bir mağdurunun olduğu, içinde uyuşturucu ve tecavüz geçen bir ağır ceza duruşmasına gireceğim,

Bu arada ben mağdur vekiliyim. 14 yaşında 9 kişinin tecavüzüne uğramış ve şimdi korkudan şikayetçi değilim diyen bir çocuğun avukatıyım.

14 yaşındaki kıza zorla uyuşturucu verip bayıltan ve sırayla tecavüz eden bir de bunu videoya çekip paylaşan sanıkların ifadeleri şok edici,

Sırf kız evden kaçıyor ve de sigara içiyor diye nerdeyse tecavüzü mazur gösterecek şekilde savunma yapan avukatlar bile var karşımda,

Kız o kadar korkmuş ki duruşma boyunca elimi bırakmadı, ifade vermek için sanıkların dışarı çıkmasını istedi, olayı anlatırken hep ağladı.

11 sanıktan 5'i tutuklu diğer 6'sı için de tutuklama istedim. Heyet karar için ikinci kez ara verdi. Duruşma 10:30'dan beri devam ediyor.


3,5 saat ve 21 sayfa tutanak sonunda tutukluların tutukluluk hallerinin devamı ile tutuksuz olanların tutuklanmalarına karar verildi.

Sanık yakınları arbede çıkardı, mağdur kıza annesine ve bana saldırmaya kalktı. Polis eşliğinde kaleme sığındık. Disarda kıyamet kopuyor.

14 yaşındaki tecavüz mağduru ve avukatı bana tecavüzcülerin aileleri siz nasıl insanlarsınız diye saldırdı. Asıl siz nasıl insanlarsınız?

Sonuçta ilk celse bile olsa, henüz infaza yönelik hüküm kurulmamış da olsa o 11 tecavüzcü duruşmadan sonra cezaevine gidecek. Bu bile yeter.

Evet suçu ispatlanana kadar herkes masumdur ve burda 14 yaşında bir çocuğa tecavüzden bahsediyoruz. Hem de 11 kişi tarafından. Ne masumiyeti


30 yıllık ömrümün ve 6 yıllık meslek hayatımın en zor saatlerini yaşadım. Avukat olarak sakin olayım dedim ama insan olarak mümkün değil.

Kız birkaç defa evden kaçmış diye sokaklarda başkalarıyla yatıp kalkıp suçu bize yıkmaya çalışıyor, akli dengesi yerinde değil bile dendi.

O tramvayı yaşayan birinin ruhsal durumu elbette yerinde olmaz ama akli dengesi yerinde değil ne demek? Deli diye tecavüz mü edeceksiniz?

Elimi tuttuğunda avuçlarının içi terleyen, titremesine zor mani olduğum ve bana ablacım diyen bir çocuktan bahsediyoruz. Adı üstünde çocuk.


Mağdur çocuk şu an yurtta kalıyor; ama annesi ve küçük kız kardeşi için hayat bundan sonra onunki kadar korunaklı olmayacak maalesef.

Gözümün önünde kadını "seni de kızın gibi yapacağız" diye tehdit ettiler. Onunla ilgili de ayrıca suç duyurusunda bulunuldu elbet.

Tecavüze uğrayan çocuğunun hakkını aradı, suçlulardan şikayetçi oldu diye bir anneyi tehdit etmek hangi insani ölçüte sığabilir?

Sonradan suçsuz oldukları anlaşılırsa diyenler var. Bazı suçlarda aslında en başından her şey apaçık ortadadır, sonradan kamufle edilir.

Bugün bir kez daha anladım ki, hayatta çok gerzekçe şeyleri kendimize dert ediyoruz. İnsanlar ne travmalar atlatıyor, biz neyin derdindeyiz?

Ben öz kızına tecavüz eden baba ile ilgili halasının kıza "babanın yanında yarı çıplak gezip adamı tahrik etmeseydin" dediğini bile duydum.

Sizden ricam burda veya Facebook'ta nick veya foto göstermeden yazılanları paylaşmanız. Korktuğumdan değil meslek kuralları gereği ricamdır."
 
Gelen yeni mail.
Selam Nurten,

Özgecan Aslan'ın ölümünün ardından 15 gün geçti. Change.org'dan bana gelen bilgiye göre bu kampanya Change.org'un dünyadaki en çok imza alan 6. kampanyası olmuş. Şu anda imza sayısı 1.023.829 oldu ve hala artmaya devam ediyor.

Buradan kampanyaya katılan 1 milyon kişiye, bana destek veren kadın örgütlerine ve avukatlara teşekkür ediyorum. Geçen hafta yazdığım mektuptan ve yüzbinlerce kişinin paylaşımı sonucu Bakanlık bizimle irtibata geçti ve şimdi imza teslimine dair karşılıklı bir dialog başladı. Çok teşekkürler.



Türkiye'de kadın olmak çok zor ve değişmesi gereken pek çok şey var. Bu imza kampanyasında tüm sorunları düzeltmek yerine şu an için tek bir tanesine odaklanmak istiyorum. Bu nedenle kampanya sorumuzu aşağıdaki gibi yeniden şekillendirdik:

Kadın cinayetleri, kadına karşı şiddet ve istismar davalarında keyfi uygulanan tahrik indirimi, iyi hal indirimi gibi cezayı indiren ve caydırıcı olmaktan çıkaran suçu sıradanlaştıran kararların alınmasının önüne geçecek gerekli hukuki düzenlemeler yapılsın.

Dediğim gibi, paylaşımlarınız sonucunda imza teslimi için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile iletişim halindeyiz. Konuşmalardan anladığımız Bakanlığın imza teslimi ile ilgili bir zaman sıkıntısı yaşadığı yönünde. Bu nedenle 8 Mart sonrası için haber bekliyoruz, her gün telefonla arıyoruz ve işin takipçisiyiz. Bana imzaları Bakan adına teslim alabilecek isimler söyleniyor ama aynı şey olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu yüzden yoğunluk nedeniyle bu fırsatı kaçırmak istemedim ve bugün gerekirse 8 Mart sonrası yoğunluk azalınca bu imzaları teslim etmek istediğimi ilettim.



Nurten şimdi senden 3 önemli ricam var.

1- Lütfen buraya ya da yandaki paylaş kutusuna basarak bu kampanyayı bir kez daha Facebook'ta paylaş.

2- Eğer Twitter kullanıyorsan bu linke tıklayarakTwitter'da seni takip edenlerle kampanyayı paylaş.

3- Linkedin kullanıyorsan paylaşman daha da kolay.Buraya tıklaman yeterli..

Yakında tekrar haberleşmek dileğiyle, tüm paylaşımların için şimdiden teşekkürler,

Gözde

bu mail bana da geldi

insanların duyarlılıkları çok hoşuma gitti dilerim amacına ulaşır facem açıkken de paylaşmış msj atmıştım arkadaşlara

size de teşekkürler paylaştğınız için
 
Az önce facebookta Kadının Adı yok adlı kişisel blog'un gönderisini okudum sizinle de paylaşmak istedim, biliyorsunuz ya yine de ne halde olduğumuzu görelim, yazalım diye,
sizlere sabahın bu saatinde daha keyifli bir okuma sunamadığım için üzgünüm.

"Birazdan 11 tane şüphelisinin ve 14 yaşında bir mağdurunun olduğu, içinde uyuşturucu ve tecavüz geçen bir ağır ceza duruşmasına gireceğim,

Bu arada ben mağdur vekiliyim. 14 yaşında 9 kişinin tecavüzüne uğramış ve şimdi korkudan şikayetçi değilim diyen bir çocuğun avukatıyım.

14 yaşındaki kıza zorla uyuşturucu verip bayıltan ve sırayla tecavüz eden bir de bunu videoya çekip paylaşan sanıkların ifadeleri şok edici,

Sırf kız evden kaçıyor ve de sigara içiyor diye nerdeyse tecavüzü mazur gösterecek şekilde savunma yapan avukatlar bile var karşımda,

Kız o kadar korkmuş ki duruşma boyunca elimi bırakmadı, ifade vermek için sanıkların dışarı çıkmasını istedi, olayı anlatırken hep ağladı.

11 sanıktan 5'i tutuklu diğer 6'sı için de tutuklama istedim. Heyet karar için ikinci kez ara verdi. Duruşma 10:30'dan beri devam ediyor.


3,5 saat ve 21 sayfa tutanak sonunda tutukluların tutukluluk hallerinin devamı ile tutuksuz olanların tutuklanmalarına karar verildi.

Sanık yakınları arbede çıkardı, mağdur kıza annesine ve bana saldırmaya kalktı. Polis eşliğinde kaleme sığındık. Disarda kıyamet kopuyor.

14 yaşındaki tecavüz mağduru ve avukatı bana tecavüzcülerin aileleri siz nasıl insanlarsınız diye saldırdı. Asıl siz nasıl insanlarsınız?

Sonuçta ilk celse bile olsa, henüz infaza yönelik hüküm kurulmamış da olsa o 11 tecavüzcü duruşmadan sonra cezaevine gidecek. Bu bile yeter.

Evet suçu ispatlanana kadar herkes masumdur ve burda 14 yaşında bir çocuğa tecavüzden bahsediyoruz. Hem de 11 kişi tarafından. Ne masumiyeti


30 yıllık ömrümün ve 6 yıllık meslek hayatımın en zor saatlerini yaşadım. Avukat olarak sakin olayım dedim ama insan olarak mümkün değil.

Kız birkaç defa evden kaçmış diye sokaklarda başkalarıyla yatıp kalkıp suçu bize yıkmaya çalışıyor, akli dengesi yerinde değil bile dendi.

O tramvayı yaşayan birinin ruhsal durumu elbette yerinde olmaz ama akli dengesi yerinde değil ne demek? Deli diye tecavüz mü edeceksiniz?

Elimi tuttuğunda avuçlarının içi terleyen, titremesine zor mani olduğum ve bana ablacım diyen bir çocuktan bahsediyoruz. Adı üstünde çocuk.


Mağdur çocuk şu an yurtta kalıyor; ama annesi ve küçük kız kardeşi için hayat bundan sonra onunki kadar korunaklı olmayacak maalesef.

Gözümün önünde kadını "seni de kızın gibi yapacağız" diye tehdit ettiler. Onunla ilgili de ayrıca suç duyurusunda bulunuldu elbet.

Tecavüze uğrayan çocuğunun hakkını aradı, suçlulardan şikayetçi oldu diye bir anneyi tehdit etmek hangi insani ölçüte sığabilir?

Sonradan suçsuz oldukları anlaşılırsa diyenler var. Bazı suçlarda aslında en başından her şey apaçık ortadadır, sonradan kamufle edilir.

Bugün bir kez daha anladım ki, hayatta çok gerzekçe şeyleri kendimize dert ediyoruz. İnsanlar ne travmalar atlatıyor, biz neyin derdindeyiz?

Ben öz kızına tecavüz eden baba ile ilgili halasının kıza "babanın yanında yarı çıplak gezip adamı tahrik etmeseydin" dediğini bile duydum.

Sizden ricam burda veya Facebook'ta nick veya foto göstermeden yazılanları paylaşmanız. Korktuğumdan değil meslek kuralları gereği ricamdır."



Offf çok feci... Olayı ordaymışım gibi yaşadım resmen. İnsanların vicdanı öyle bir hal aldı ki ancak kendilerine bir zarar gelirse kendileri ve yakınları adına vacdanlı! oluyorlar suçlu olsalarda farketmez yeterki onlara bir zarar gelmesin... O 11 kişinin tecavüzcü olmasına da şaşmamalı, ailelerinin verdiği tepkiye bakılırsa yetiştirilme tarzı belli. Allah'ım sen hepimizi koru böyle insan müsvettelerinden...
 
Özgecan, 14 Yaşında insanlıktan nasiplenmemiş varlıkların tecavüzüne uğramış bir çocuk, Güldünya ve niceleri:KK43:
Yetmedi erkeklere, törelere kurban verdiklerimiz, doymadınız mı daha:KK62:

 
Gündemden düştü konu. Unutulacak mı yoksa ? Eylemlerde bitti. :KK43: Canilere ne yapacaklar belli mi ?
 
ARKADASLAR DESTEK VERDIGIM KAMPANYANIN PAYLASIM SAYFASI BEN SOSYAL PAYLASIM ALANI KULLANMADIGIM.ICIN SIZLERDEN RICAM PAYLASALIM.BU MEKTUBU

Mektubu Paylaş

Özgecan’ın tecavüz edilip, vahşice öldürülmesinden sonra başlattığımız kampanyamızda yeni bir dönüm noktasındayız.

Kadına karşı işlenen suçlarda erkeklere verilen iyi hal, ceza ve tahrik indirimlerinin tarih olması için 4 partinin liderlerinden söz vermelerini istiyoruz.

Lütfen bu isteğimizin yer aldığı 4 parti liderine yönelik

Bugün, Türkiye’de bu talebe katılan 1 milyon 70 binden fazla kişi var. Ancak, siyasilerimiz hala suskun.

Bu sebeple, aşağıdaki mektupla Türkiye'yi yönetmeye aday 4 partinin liderlerine sesleniyoruz: #ÖzgecanYasası çıksın, yasalar kadınları korusun!

Bizler, Özgecan Aslan cinayetinden sonra kadına karşı işlenmiş suçlarda keyfi uygulanan ceza ve tahrik indiriminin kalkması için imza vermiş 1 milyon 70 binden fazla kişiyiz. Siz bu ülkeyi yönetmeye aday 4 büyük partinin liderlerisiniz. Bugün eşini öldüren bir erkek sadece duruşmada kravat taktığı için indirim alıyor. Aynı şey bir kadın için geçerli değil. Bir kadına tecavüz eden erkek kadın mini etek giydiği için tahrik indirimi alıyor.

Biz bunun yanlış ve adaletsiz bir uygulama olduğunu size anlatmak istiyoruz.

Sayın Ahmet Davutoğlu,
Sayın Devlet Bahçeli,
Sayın Figen Yüksekdağ / Selahattin Demirtaş,
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu,

Sizden isteğimiz, ülkemizin bu kanayan yarasını görmeniz ve bu haksız uygulamayı sona erdireceğinize söz vermeniz. Gelin bu adaletsizliği yok edelim ve bunun adına da 'Özgecan Yasası' diyelim.

Seçim yasakları başlamadan hemen önce verdiğiniz yanıtı kamuoyuna açıklayacağız.

Tüm kalbimizle bir sonraki duyurumuzda her birinizin adının yanında söz vermedi değil, 'söz verdi' yazmasını diliyoruz.

Özgecan Yasası için imza vermiş 1 milyon 70 binden fazla kişi

Yardımıniz icin tesekkur ederiz.
 
Özgecan :KK43: Özgecan hala kalbimizde yaşamaya devam ediyor ! Özgecan seni asla unutmayacağız .. !
 
X