Sonunda Ayrıldık

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Dışardan bakıldığında "yazık olmuş" denebilecek bir ayrılık kararı gibi görünmüyor. Ömrünü tamamladığı aşikar. Bile isteye karşılıklı ölü bir ilişkiyi sürdürmüşsünüz aslında son 2 sene. Sokağa çıkma yasağı varken gel, yasak kalktı git diyen adam zaten gözden çıkarmıştır. Çok onur kırıcı bir cümle.. Bir de maddi olarak ona bağımlıymışsınız ve bundan bunalmış olarak yorumladım. Haksız diyemem, anlarım, ayrılırken bile taşınma masraflarınızı üstlenmesi gereksiz, tenezzül etmemelisiniz. Hele de "muhtaç mısın?" diye çıkışan, yüze vuran bir adama.. Adama kızamıyorum, kartlarını açık oynamış. Başından beri evlilikle ilgili düşüncesi belliymiş. Rest çekmişsiniz ama uygulamaya geçmemişsiniz, bunu da anlarım.. Velhasıl, nedenler üzerinde kafa patlatmaya gerek yok, zaman kaybı.

Her ayrılık sancılıdır. Kendinize zaman verin, hemen iyi olmayı, süper hissetmeyi beklemeyin. Destek almaktan hiç çekinmeyin. Uzun soluklu ilişkilerimin ardından antidepresan kullanmışlığım ve faydasını görmüşlüğüm çoktur. Eski sevgilinize kinlenmeyin, kötü ayrılmayın, burdan göründüğü kadarıyla üzerinizde maddi manevi emeği çok. Çirkinleşmemeye özen gösterin karşılıklı, bu ayrılık sürecini kolaylaştırıyor. Onu da affedin, kendinizi de, ve önünüze bakın. Daha upuzun bir hayat var karşınızda. Yeni bir sayfa açmak aslında hiç de o kadar fena bir şey değil.
 
Benim anlamadığım nokta şu ayrıldıktan sonra o parayı nasıl kabul edebiliyorsunuz? Hadi diyelim ki ihtiyacınız vardı ettiniz hâlâ taşınma masrafını onun karşılamasını nasıl bekliyorsunuz? Ayrıca adam size 1700 tl veriyor ve gittiğiniz otelin ücretini verdiği paradan ödemenizi söylüyor. Buna da oldukça tepkilisiniz. Bana çok tuhaf geldi bu durum ve sizin tutumunuz. Uzunca anlatmışsınız fakat ben tüm bu yazdıklarınızda maddiyattan başka bir sorun göremiyorum. Sizi kırmak gerçekten istemiyorum belki yazmadığınız durumlar da vardır, bilemiyorum ama sevgiliniz olan bir adamdan bu kadar maddi beklenti içinde olmak çok yanlış.
 
Parayı ben konuşmadım bu arada. Daha ikinci gün para muhabbetleri için beni arayan kendisiydi
E sizin ortada harcanmış ya da boşa gidecek bir paranız yok ki tabii ki konuşmazsınız maddi konuda bende adama hak verdim biri keyfiyeten yavaş yavaş toplanacak diye neden bir ay fazladan kira vereyim mesela ?
 
Parayı ben konuşmadım bu arada. Daha ikinci gün para muhabbetleri için beni arayan kendisiydi
İlişki sürecinden bahsediyorum. Sürekli bir hesap kitap olayı var anlattıklarınızda. Neden aylık 1700 tl para aldınız mesela adamdan? Veya 2000 tl depozito neden mevzu ediliyor. Çok anlamsız geldi bana al-ver muhabbetleriniz.
 
Evlenesi olan adam süründürmez ilişkiyi çatır çatır evlenir. Zor günlerde manevi olarak yaninda istemis sizi. Karşılıklı olarak ihtiyaçlarınızı karsilamissiniz hepsi bu. Duygusal bir ilişki değilmiş ne yazık ki..
Muhakkak bir dönem üzüleceksiniz.
Cabuk atlatırsınız umarim.
 
Sevgiliden çok ev arkadaşı olmuşsunuz.
Ciddi hiçbir adım atmamış, hiçbir şekilde niyeti yok, ana kuzusu bir çocuk. Bana da olmaz bundan koca da olmaz. Çok sevdiğin için beklemişsin ama boşuna. Değmez
 
Bu 5 yıl içinde hiç çalıştığınız oldu mu?Kafam karıştı evet pandemide iş zorlaştı ama pandemi 2 yıldır hayatımızda.Bu süreçte çalışma hayatınız olmadıysa ise goze batar kim olursa olsun.Bana göre maddi beklenti içine girmemek lazım sanki onun parasına bağımlı gibi ki bunu sizin yüzünüze vurmuş.Aile ortamı da garip geldi laf olur siz olu vs demek ki annesi onay vermiyor onlarda tabu vardır belki de birliklte yaşama fikrini hoş karsilamiyorlardir.Yani anlattığımız dan bana öyle geldi kusura bakmayın bu tarz insanlar için kaba bir tabir vardir ya evlenecek ve evlenilecek kızlar ki hiç katılmıyorum.Sadece fikir yapısından bahsediyorum annesinden o şekilde dolamış olabilir.Maddi konuda benim de ongorum bu şekilde, beklentiye girmek ilişkiyi zedeliyor.Bana göre de bu ilişki evliliğe gidecek bir ilişki gibi görünmüyordu.Her yaşadığımız bize bir şeyler katmalı ki önümüze, daha güzel bakalım.Size de tavsiyem bu süreçte kendinizi istediğiniz gibi o kurslara gitmeniz bu şekilde yapmak istediklerinizi gerçekleştirmeniz.
 
Birlikte yaşadığınız süre boyunca sadece o mu çalıştı? Ben adamın parasına bu kadar rahat ortak olmanıza şaşırdım doğrusu. Pandemi 2 yıldır var hayatımızda. Öncesinde bir katkınız oldu mu evin geçimine? Kusura bakmayın ama adam sizi geçindirmek zorunda gibi davranmışsınız. Hala kirayı versin, depozitoyu almasın derdindesiniz. Annesi sizi oğlunun sırtında yük gibi gördüğü için sevmiyor olabilir.
 
Taşınma masrafını neden o odeyecekti ki? Depozitoyu sana veririm vs...Gerek var mıydı bunlara? Söz verdi ödemedi diye borçlu gibi anlatıyorsun. Yani ilişki bitince gururuyle gitmeli kadın...Bul buluştur bu adamdan para mara alma...

Ayrılma kararı verip, adam pandemide yalnız kalmayayım kal dedi diye hemen kabul ediyorsun. Adam her gun gel diyor gidiyorsun, her gun gelme diyor kabul ediyorsun..O kadar çok cepte olmuşsun ki cepte olmakta zirvesin diyebilirim...

Adam hastayken her işine koşturmuş, ilişki sürerken hertürlü fedakarlığı yaptığını söylüyorsun. Buna bi erkek gözüyle baksam "evlenilecek kız" değil de hayatının merkezine beni almış, benden kopamayan, peşinde koşulması bile gerekmeyen, gel dersem gelen git dersem giden dolayısıyla çekici bulmadığım bi kız olurdun...Bırakın izin verin, yerinizde oturun da erkekler çabalasın sizin için
 
Sana yazdık olmaz dedik dinlemedin bak o konuda da yazmısım bunu :KK66:
 

Eklentiler

  • Screenshot_20211019-223306_Samsung Internet.jpg
    Screenshot_20211019-223306_Samsung Internet.jpg
    138,6 KB · Görüntüleme: 214
Hanımlar merhaba, bilmeyenler için 2 sene önceki konumu aşağı bırakıyorum;


Baştan soyleyeyim coook uzun olacak, çünkü içimi dökmeye çok ihtiyacım var.
Bazı üyelerin bileceği üzere uzun süredir devam eden, aralıkta 5 yilini dolduracak bi ilişkim vardı. Birlikte yaşıyorduk. O dönem sorunumuz evlilikti, kendisi evliliğe yanaşmıyor, ama "ben evlilik düşünmüyorum, devam edeceksek böyle edelim" gibi net bi yanıt da vermiyodu bana. Sonraki dönemde evleri ayırmaya, benim iş bulmama, bulduktan sonra şartlara göre ilerlemeye karar vermiş ama ayrılmamıştik. Bu süreçte ben evden ayrıldım, ama sonrasında onun "sokağa çıkma yasakları boyunca beraber olalım, birlikte yaşamaya devam edelim" demesi üzerine geri döndüm, maalesef pandemi şartlarında iş de bulamadım, bi süre evden çalışıp ufak tefek işler yaparak eve katkıda bulunmaya çalıştım, ufak bi miktar da para biriktirdim. Bu dönem de iyi kötü geçti. Yasaklar kalktıktan sonra kendisi bana yeniden evleri ayirmamizi, yasakların bittiğini söyledi. Üzüldüm, ama yalan da değildi, "yasaklar süresince" demişti sonuçta. Ben yine topladım eşyalarımı düştüm yola, "maddi kaygıları var, para.biriktirmek istiyor" diye kendimi ikna ederek. Evimiz açık kaldı, eskisi belli aralıklarla evimizde bulusacaktik.

Çok kısa bi sure sonra bana evi kapatmak istediğini, daha doğrusu "kapatacağını" söyledi. Benim bi söz hakkım yoktu. Daha doğrusu olacaksa, evin masraflarını karşılamam gerektiğini söyledi. Tabii ki karsilayamazdim. Ama bu benim için geç kalmış bi kırılma noktası olmuştu. Bu ilişkiyi bitirme fikrini usul usul kafama koymuştum. Bu konuşmayı yaparken, evin kira ve fatura masraflarının toplam 1700 lira olduğunu, bu parayla çok güzel şeyler yapabilicegimizi, kendimizi gelistirebilecegimizi, kurslara gidebilicegimizi, işin parasında olmadığıni söyleyerek beni ikna etmeye çalıştı. Hatta o kadar parasında değildi ki, 1700 lirayı 5 ay boyunca bana verebileceğini, benim de kurslara gidebileceğimi söyledi. İki haftada bir de buluşup, otelde kalacaktik. Bal gibi de işin parasında olduğunu bildiğimden, "öyle mi, ver o zaman" dedim. Afalladi tabii ki. Tamam dedi. Vermeyeceğini zaten biliyordum, vermesini de beklemiyodum zaten. Niyetim foyasini ortaya cikarmakti. Nitekim bi süre sonra nerde otelde kalicaz, nereye gidicez muhabbeti açıldığında, otel ücretini de bana vereceği 1700 liradan karşılayacağımi öğrendim. "Hem parayı verip, bi de üstüne otel ücreti odeyemezmis". Kalaniyla, artık ne kadar kalırsa, kursa gidebilirmisim.

Sonra bi iş için İstanbul'a gitmem gerekti, 3 hafta orda kalacaktım. "3 hafta ayrılıktan bişey olmaz" dedi rahat rahat. Ben gittim. Arkadaşlarımla görüştüm, eğlendim, biraz kendimle kaldım. 5 sene neleri yaşamaktan vazgectigimi gördüm. Ondan uzaklaşmaya başladım. Yıllarca gördüğüm ama aşkla perdeledigim ekonomik ve psikolojik şiddet kafama vurdu. Sürekli bi öyle bi böyle konuşmaları, karar değiştirdiginde verdiği sözleri tutması gerektiğine dair hiç bi sorumluluk hissetmemesi, en basit konulara bile saçma sapan muhalefet etmesi ve benim ona saatlerce neyin neden yanlış olduğunu anlatmaya çalışmam, bazen dünyaları harcayıp bazen aldığım 20 liralık biseyi bile başıma kakmasi, bana sanki önünü tıkayan, kurtulmak istediği bir yukmusum gibi davranması... Hayatımizdan asla memnun değildi ama ne zaman temelli ayrilmaktan bahsetsem beni çok sevdiği kafasına dank ederdi. O evde ne kadar ağladım, ne kadar "onun kaygıları var, onları çözmeye calisiyo" diye kendimi ikna etmeye çalıştım bilmiyorum.

Ben soğumaya başladıktan sonra o bunu farketti ve bana çok daha ilgili davranmaya başladı. Bu arada benim işim 3 haftadan 5 haftaya uzadı. Ve kendisi bigun bana, artık evlenmek istediğini, evlilikten korkmadığını, benimle hayatını geçirmek istediğini söyledi. İşte o an hayatımın sokunu yaşadım. Dehşete düşmüştüm, çünkü ben bu adamla evlenmek istemiyodum. Hayatımızdaki en ufak bi kararı dahi almaktan aciz, kendi problemlerine bu kadar gömülmüş bi adamla nası bi gelecek kurucaktim. Ayrılmak istediğimi söyleyemezsem, ya bi şekilde kendimi nikah masasında bulursam diye ödüm koptu. Ve iyice uzaklaştım ondan.

Bigun kendisi konuyu açtı. "Sen beni sevmiyo musun artık" diye. Ben de içimde yıllardır biriktirdiğim ne varsa döktüm. Kustum adeta. Çok çaresiz olduğunu, beni memnun etse annesini memnun edemediğini, bunun içinde sürekli bi yara olduğunu söyledi bana. Annesi beni istemiyodu çünkü. Ben sana ne kadar haksızlık etmişim, seni ne kadar uzmusum, bu kadarının farkinda değilim çok utanıyorum dedi bana. Ettsit gün de ağladı, yalvardı, "psikoloğa gidicem, biliyorum guvenmiyosun bana, güvenme, ama ben cozucem bunu, halledicem, yeniden deneyelim" dedi. Psikolog deyince, hiç istemememe rağmen kabul ettim. Çünkü problemleri olduğunu biliyo ve uzun zamandır yardım alması gerektiğini ona soyluyodum.

O hafta seni çok özledim görmem lazım diye İstanbul'a geldi, "3 hafta ayrılıktan bişey olmaz" diyen adam. Rüya gibi bi haftasonu geçirdik. İnsan insanın gozbebeginin içine öyle içli içli bakabilir mi? Baktı. Eğer bu hisle devam ederse herşey çok güzel olur dedim. Ama.kendimi birakmadim da. İşimi halledip evimize geri döndüm. Bi ayımız gerçekten çok güzel geçti. Bu arada artık evin kirasi vs masraflarını ödeyip, kalan parayı tamamen bana verdi, "evimizi sen geçindir, ben sana artık hicbisey için hayır demek istemiyorum, sana güveniyorum" diye. Evlilik hayalleri kurdu benimle, geleceğimiz hakkında konuştuk uzun uzun.

Sonra ise onun küçük bi ameliyat olması gerekti. Ameliyat haftası benim koşturmam gerekn başka işler vardı, o yüzden nekahat dönemini annesinde geçirmesini kararlaştırdık. "Her gün gelirsin, annem sorun çıkarırsa ben, olmaz oyle şey, portakal tabii ki gelecek derim, hem bu vesileyle annemle aranız da duzelir, evlenirken huzursuzlugumuz olmaz" dedi. İnandım. Ameliyattan sonra gidip gelmeye başladım. Kendisi bana bigun, her gün gelmememi söyledi. Komşular laf edermiş, sık gorusursek annesiyle sorun olabilirmis, tedbirli davranmamız gerekirmiş. Hem kırıldım, hem kızdım. Hastanede de hicbie evrağa onun adına imza atamamistim. Şimdi de bu çıkmıştı. Geçmişte söylediklerim bir bir cikiyodu. O sürede annesine gittikçe ona bakmaya devam ettim. Üstü başı, banyosu, doktoru ilacı herseyine kosturdum, ama hafif soğuk davrandım ki kırgın olduğumu anlasın. Tamamen görmezden geldi, herşey normal gibi davrandı tam 5 gün. 5 gün sonra patladım ve uzuun bi konuşma yaptık. Herşeyden şikayet ettiğimi, huzursuzluk cikardigimi, kirilmamam gerektiğini, kirilsam da susmam gerektiğini, onun da bazı şeylere düştüğünü, çok yorulduğunu çok bunaldigini sürekli kavga ettiğimizi söyledi (etmiyoduk). Ben yine ona derdimi anlatmak için kendimi yırttım, ama karşımda anlamak isteyen biri yoktu ki. Konuştuk, bi şekilde tatlıya bağladık ve benim yine bikac gün için İstanbul'a gitmem gerekti. Öpüştük, vedalaştık, ben geldiğimde sen de evimize gelirsin, evimizde görüşürüz diye ayrıldık. Ama telefonda konuşurken bi terslik vardı sanki. Gittiğimin ertesi günü telefonda "benimle konuştuğuna memnun değil gibisin, bi ay önceki halinden eser yok, sanki benimle vakit geçirmekten hoslanmiyosun bi sorun mu var?" Diye sordum. Benim tavirlarimdan (ona kirilmam, tavır yapmam vs) dolayı bana gıcık kaçmış, hemen cikamiyomus etkisinden, o yüzden böyleymiş. Tamam dedim, bu adam iki hafta annesinde kaldı yine özüne döndü. Kendimi hazırladım, "biraz az mı gorussek o zaman" deyip, bu sürede yavaş yavaş kendimi, eşyalarımı toplayıp ayrılığa hazırlanacaktım ki konu zaten ayrılığa geldi. "Ayrılmak mı istiyosun?" Diye sordu bana. "Böyle devam edecekse evet" dedim. Sanki onu bekliyomus gibi beni artık üzmek istemediğini, bana engel olduğunu düşündüğünü, bu işi bian önce bitirmemiz evi de dagitmamiz gerektiğini söyledi. "Eğer sen kesin kararliysan ayrılalım çünkü ben yapamam duygusallasirim, ağlarım, geri dönmek isterim" dedi. Kararlıyım dedim. Yine de üzülmekten alikoyamadim kendimi elbette. Ama daha ayrılık kararını bile sindirememisken, ertesi gün beyefendi parasının derdine düştü. Evi 10una kadar kapatalım, bi sonraki kira ayına girmesin, eşyaları satalım, sen hangi eşyaları alıcaksın, falan dedi bana. Ben de kendisine bi sonraki kira dönemini de gecirmemizi, hem rahatça toplanmak hem de bulunduğumuz şehirde iş bulma ihtimalim bu ara yüksek olduğundan işi bulursam kontratı üstüme alabileceğimi söyledim, "senden rica ediyorum" diye de ekledim. Ama bu iş meselesine de bel bağlamış değildim. Ayın 10una kadar zaten iş güç çıkmazsa zaten toplamış olduğum eşyalarımla gidecek, o evde kalmayacaktım. İşte burdan sonra kabus başladı. Neden 1300 lira daha kira versinmis, ne gerek varmış, kendisi zaten evden alacağı depozitoyu ve elektrik saatlerinden alacağı parayı bana verecekmiş, çok istiyosam ordan karşılayabilirmisim. Bu depozito meselesi eskiden beri konuşulmuş biseydi bu arada, ayrılık muhabbetleri açıldığında "o parayı sen alırsın (2000 lira kadar) elinde bulunsun, idare edersin" dediği bi paraydi. Bu arada taşınma masrafımi da o karsilayacakti boyle konuşmuştuk.

Sonraki gün de, taşınma masrafımi o depozito ücretinden karşılayacağımi öğrendim. Her zamanki gibi o verdiği sözden de vazgeçmisti. Ben ne yapmışım bu ilişki için, yıllardır benimle olucak diye kendisine doğru düzgün bişey bile almamış (yalan), elinden gelen herşeyi yapmış, benimle.evlilik düşünüyormuş ama Allah korumuş, ben muhtaç miymisim, o kadar parayı benim için harcıycagina fakire fukaraya dagitirmis. 5 senemi verdiğim ilişki, canım gibi sevdiğim, surdan burdan kazandığım 100-150-200 lira harçlıkları bile eline saydığım, hiç bi fedakarliktan kacinmadigim adam, bana bunları söyledi. Üç gün önce öpüp ugurlamisti beni. Evimizde görüşürüz demiştik oysa.

Şimdi bunları kime anlatsam, "hadi canım, bunları o mu söyledi, büyü mü yaptılar bu çocuğa hiç böyle değildi" diyolar. Bu kadar olduğunu ben de bilmiyodum. Ama oldu işte. 5 yilimi geçirdiğim, bi hafta önce "bana banyo bile yaptırdın, hicbiseyimi eksik etmedin sana çok minnettarım" diyen adam bana düşman oldu sanki.

Çok uzattım farkındayım. Sözün özü, hayatımın çok zor bi dönüm noktasindayim. Evimi nasıl topluycam, hepsinde anılarımızın olduğu eşyalarımı nasıl kolilere koyucam, tam duzeliyo işte, sonunda mutlu olucaz diye gardimi dusurdugum anda bu olayı nasıl sindiricem bilmiyorum. Adam annesinin evine dönünce 2 haftada özüne döndü. O kadar ofkeliyim ki, en azından bir buçuk ay önce ben gayet hevesli bi şekilde ayrılmak isterken bana yeniden umut verdiği için. Daha öngörülü olabilirdim, ondan gelen umuda bel bağlamayabilirdim, kendimi "iyi bi insan o, sadece kafası karışık, hem normalde çok mutluyuz" diye kandirmayabilirdim. Ama ne olursa olsun, sonunda böyle bi tavrı haketmedim. Onun da istediği gibi, arkadaşça ayrılıp, sonrasında birbirimize bakacak yüzümüzün olmasını dilerdim. Şimdiyse karanlık bi kuyunun dibine çökmüş gibiyim. Destan yazdığım için özür dilerim, bana moral vermenize ihtiyacim var.
Teşekkür ederim.
Bu kadar kabus yetermiş zaten bir de o kadının evliyken aranıza sokabileceği nifak tohumlarını düşünerek yat kalk kurtulduğuna şükret, çok geçmiş olsun. Tedavi de olsa dünyayı önüne de serse hep aynı adama dönüşecekti sonunda, zararın neresinden dönsen kardır. Git bir çocuk sevindir.
 
hepsini okudum eski konuyu da, eski konunun güncellemesini de, bu konuyu da. söyle söyluyum, bir ay once o size gelip barısmak istediginizde kabul etmeniz iyi olmus, cunku son bir sans vermeseydınız belki de hayat boyu aklınzda kalacaktı, bir soru isareti olacaktı, keske verseydım, belki mutlu olurdum diye dusunup dururdunuz kim bilir. olsun, su an her sey cok yeni ve taze diye size oldugundan daha urkutucu geliyordur, ama bir hafta sonra cok daha iyi olacaksınız. ayrıca siz cok seviyor ve istiyorken ilk bir ayrılık yasadıgınız icin, asıl acıyı cekip uzuntuyu yasamıssınız.. en kotusunu yasayıp atlatmıssınız, onu istemediginizi anlamıssınız, bu seferki cok daha cabuk gececek ve cok daha iyi olacaksınız. insan iyi gunde diil kotu gunde belli oluyor iste boyle, boyle biriyle dostca ayrılmak size bir sey katmazdı, o zaman hep bir acık kapı kalırdı belki de ve o her dustugu anda her annesinden uzaklastıgı anda size gelmek yazmak isteyecek, belki bir sekilde yumusak noktanızı bulup kandıracaktı. tabii ki omur boyu kanlı bıcaklı dusman olmak gerekmiyor ama su an su noktada bu sekilde net olarak bitmesi ve birbirinizden sogumanız cok daha iyi olmus mantıklı dusununce. belki sonra en azından gecen guzel senelerin hatrına bu sekilde kötu olmamak ıcın arkadasca ayrılmak icin bir yerde karsılasınca kafanızı cevirmemek icin bir taraf insanca bir adım atarsa konusulabilir ama o kadar, daha fazlası degil. bence asıl sizi allah korumus. isin duygusal boyutu bir yana, bu kadar cok para konusan para hesabı yapan ve verdigi sözlerden cayan insanlarla ömür gecmez. siz bu adamla evli olsanız mesela simdi bosanmıs bir kadın olacaktınız. bosanmıs olmakta bir sey yok tabii ki ama türkiyede yasıyoruz. ve kolayca da yakanızı pacanızı kurtaramazdınız boyle birinden. bosverin, hayırlısı olmus diyip gecin, en azından icinizde kalmadı son bir sans da verdiniz, olmayacagını gordunuz. bir gun iyi bir gun kötu biriyle omur gecmez.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X