Sona geldik galiba

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Konu sahibi bu arada sende eşin kadar haksizsin . Ailenls aynı binada oturmamaliydin. Kendinize ait başka bir hayat kurmalıydiniz. Yanlız kutlamaya karar verdiyseniz o zaman işte kimse gelmesin diyebilirdin.

Sen en başından bu olaydan sonra yeni arabayı saklayan kayınvalide ve kayinbabayla içini bosaltacaktin . Ondan sonra o aileden birini kabul etmeme hakkin olurdu seni dolandırdılar ailece. Ama sen yengeden girdin başkasından çıktın sürekli kocana laf soktun. Bir şekilde lafı sözü hiç birakmadin . Hırsını başka şekillerde almaya çalıştın. Esin zaten çok pisirik bir adam o ailesine ağzını acamadi . Herkesten uzak bir aile ortamı kurmalıydiniz.

Buraya taşınırken mecburduk. Kiramıza yüklü bir zam gelmişti, evimiz servis güzergahına çok uzaktı (evi tutarken değildi, pandemide sadece anayol şartı gelince uzak kaldı) eşim işe gitmek için servise her gün 3,5 km yürüyordu. Gece vardiyasından dönerken 1 de ıssız yerlerden geçiyordu vs.

Bize abim böyle bir teklifte bulununca cazip gelmişti. Buraya da kira ödüyoruz ama piyasadaki uçuk kiralar gibi değil. Üstelik geçen sene eşim 4 ay işsiz kaldı malum dükkandan da payımızı alamıyorduk. Başka bir evde otursak kirayı nasıl öderdik. Yine de aileme yansıtmadık işsizlik maaşından kiramızı ödedik ama diğer evlerde o kiraları karşılayamazık.

Eşim daha yeni garanti bir iş sahibi oldu ancak bu saatten sonra da ailemden uzaklaşmayı hiç düşünmüyorum. İyi ki buraya taşınmışım.

Ancak burada olduğum süre boyunca, yani tam 2 sene oldu, ailem toplasanız evime 5 defa gelmemiştir. İkisi zaten iftara davet ettiğimiz içindir. Eşim evdeyken bir ihtiyacımızı sormak için bile zile basmaz bana yazarlar. Ben ise eşim evdeyken hiç aileme çıkmam. Gün içerisinde uğrar vakit geçiririm. Her gün kendi yemeklerimizi yapar kendi düzenimize devam ederiz. Ki eşim hep der ki senin yerinde olsam yaşlı anneme yemek yaptırmam her gün yaptığım yemekten veririm. Ben de bazı özel şeyler yaptığımda götürürüm ama annem her zaman kabul etmez rahatsız olur. Herkes kendi evinde pişirsin yesin içsin der. Aile apartmanı diye sizde nasıl bir fikir oluştu bilmiyorum ama ne bir akşam annemler bizi arayıp hadi çaya gelin demiştir ne de biz onlara. Eşimin de aklına eserse kırk yılda bir hadi annenlere çıkalım der onun dışında karşılaşmıyorlar bile. Hatta eşimin annesi ve akrabaları annemlere göre daha çok geliyorlar diyebilirim.

Ve son olarak eşim hep diyor ki eğer aynı şekilde bizimkilere yakın oturuyor olsaydık hiçbir akşam çayı yalnız içme şansımız olmazdı. Hele ki böyle altlı üstlü otursak evimizde kahvaltı yemek bile yiyemezdik çünkü her dk çağırırlardı der.

Doğum gününü bu şekilde planlayan eşimdi. Kimseyi çağırmayalım kendimiz kutlayalım. Akşama da annenlere çıkar orda da pasta üfletiriz demişti. Hatta ben de ya annenler gelirse demiştim. Gelirlerse yukarı çıksınlar annenlere gelsinler demişti. Ya da davet etsek mi dediğimde ise hayır hatırlayan kendisi bir şey yapmak isterse yapar biz kimseyi davet etmeyelim demişti. Aslında hiçbir plan yapmamıştık akışına bıraktık ve sorun da yaşamadık. Sorun kardeşin para göndermesiydi. Diğer detayları anlatma sebebim eşimin yine bir şeylere hayır diyemediğini ifade etmekti.
 
Eşinizi haklı buldugumuz için komik bulup sasiranlar var ama bu dükkan mevzusunda çok abarttıniz siz ortaklıktan ayrilirken size para ödendi sizin sindiremediginiz belki meblanin az verilmesi veya kardeşinin sizden daha iyi konumda olması olan olmuş temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önüne koyan sizsiniz doğum günü için bişi demedim diyorsunuz annemden gelince konuyu açtım tartıştık diyen yine sizsiniz ne olmuş yani amcası para göndermiş bu konuşulacak mevzu değil siz kendinizle çalışıyorsunuz.Esinizin hatası yok mu elbette var ama siz hakliyken sürekli tartışarak karşı tarafa nefretinizi kusarak haksız duruma dusmussunuz eşiniz de artık sizin bunu unutamayacağınız anlamış olacak ki koşa koşa mahkemeye gidip gün almış inşallah bu saatten sonra ikiniz için de hayırlısı olsun
 
Buraya taşınırken mecburduk. Kiramıza yüklü bir zam gelmişti, evimiz servis güzergahına çok uzaktı (evi tutarken değildi, pandemide sadece anayol şartı gelince uzak kaldı) eşim işe gitmek için servise her gün 3,5 km yürüyordu. Gece vardiyasından dönerken 1 de ıssız yerlerden geçiyordu vs.

Bize abim böyle bir teklifte bulununca cazip gelmişti. Buraya da kira ödüyoruz ama piyasadaki uçuk kiralar gibi değil. Üstelik geçen sene eşim 4 ay işsiz kaldı malum dükkandan da payımızı alamıyorduk. Başka bir evde otursak kirayı nasıl öderdik. Yine de aileme yansıtmadık işsizlik maaşından kiramızı ödedik ama diğer evlerde o kiraları karşılayamazık.

Eşim daha yeni garanti bir iş sahibi oldu ancak bu saatten sonra da ailemden uzaklaşmayı hiç düşünmüyorum. İyi ki buraya taşınmışım.

Ancak burada olduğum süre boyunca, yani tam 2 sene oldu, ailem toplasanız evime 5 defa gelmemiştir. İkisi zaten iftara davet ettiğimiz içindir. Eşim evdeyken bir ihtiyacımızı sormak için bile zile basmaz bana yazarlar. Ben ise eşim evdeyken hiç aileme çıkmam. Gün içerisinde uğrar vakit geçiririm. Her gün kendi yemeklerimizi yapar kendi düzenimize devam ederiz. Ki eşim hep der ki senin yerinde olsam yaşlı anneme yemek yaptırmam her gün yaptığım yemekten veririm. Ben de bazı özel şeyler yaptığımda götürürüm ama annem her zaman kabul etmez rahatsız olur. Herkes kendi evinde pişirsin yesin içsin der. Aile apartmanı diye sizde nasıl bir fikir oluştu bilmiyorum ama ne bir akşam annemler bizi arayıp hadi çaya gelin demiştir ne de biz onlara. Eşimin de aklına eserse kırk yılda bir hadi annenlere çıkalım der onun dışında karşılaşmıyorlar bile. Hatta eşimin annesi ve akrabaları annemlere göre daha çok geliyorlar diyebilirim.

Ve son olarak eşim hep diyor ki eğer aynı şekilde bizimkilere yakın oturuyor olsaydık hiçbir akşam çayı yalnız içme şansımız olmazdı. Hele ki böyle altlı üstlü otursak evimizde kahvaltı yemek bile yiyemezdik çünkü her dk çağırırlardı der.

Doğum gününü bu şekilde planlayan eşimdi. Kimseyi çağırmayalım kendimiz kutlayalım. Akşama da annenlere çıkar orda da pasta üfletiriz demişti. Hatta ben de ya annenler gelirse demiştim. Gelirlerse yukarı çıksınlar annenlere gelsinler demişti. Ya da davet etsek mi dediğimde ise hayır hatırlayan kendisi bir şey yapmak isterse yapar biz kimseyi davet etmeyelim demişti. Aslında hiçbir plan yapmamıştık akışına bıraktık ve sorun da yaşamadık. Sorun kardeşin para göndermesiydi. Diğer detayları anlatma sebebim eşimin yine bir şeylere hayır diyemediğini ifade etmekti.
Bir de bu adama aileci diyorsunuz.
Şu anlattıklarınız da sorunun kimde olduğunu belli ediyor aslında. Tam sizin aklınızdaki tepkiyi veremedi diye boşanmaya varmanız hiç mantıklı değil .
 
Buraya taşınırken mecburduk. Kiramıza yüklü bir zam gelmişti, evimiz servis güzergahına çok uzaktı (evi tutarken değildi, pandemide sadece anayol şartı gelince uzak kaldı) eşim işe gitmek için servise her gün 3,5 km yürüyordu. Gece vardiyasından dönerken 1 de ıssız yerlerden geçiyordu vs.

Bize abim böyle bir teklifte bulununca cazip gelmişti. Buraya da kira ödüyoruz ama piyasadaki uçuk kiralar gibi değil. Üstelik geçen sene eşim 4 ay işsiz kaldı malum dükkandan da payımızı alamıyorduk. Başka bir evde otursak kirayı nasıl öderdik. Yine de aileme yansıtmadık işsizlik maaşından kiramızı ödedik ama diğer evlerde o kiraları karşılayamazık.

Eşim daha yeni garanti bir iş sahibi oldu ancak bu saatten sonra da ailemden uzaklaşmayı hiç düşünmüyorum. İyi ki buraya taşınmışım.

Ancak burada olduğum süre boyunca, yani tam 2 sene oldu, ailem toplasanız evime 5 defa gelmemiştir. İkisi zaten iftara davet ettiğimiz içindir. Eşim evdeyken bir ihtiyacımızı sormak için bile zile basmaz bana yazarlar. Ben ise eşim evdeyken hiç aileme çıkmam. Gün içerisinde uğrar vakit geçiririm. Her gün kendi yemeklerimizi yapar kendi düzenimize devam ederiz. Ki eşim hep der ki senin yerinde olsam yaşlı anneme yemek yaptırmam her gün yaptığım yemekten veririm. Ben de bazı özel şeyler yaptığımda götürürüm ama annem her zaman kabul etmez rahatsız olur. Herkes kendi evinde pişirsin yesin içsin der. Aile apartmanı diye sizde nasıl bir fikir oluştu bilmiyorum ama ne bir akşam annemler bizi arayıp hadi çaya gelin demiştir ne de biz onlara. Eşimin de aklına eserse kırk yılda bir hadi annenlere çıkalım der onun dışında karşılaşmıyorlar bile. Hatta eşimin annesi ve akrabaları annemlere göre daha çok geliyorlar diyebilirim.

Ve son olarak eşim hep diyor ki eğer aynı şekilde bizimkilere yakın oturuyor olsaydık hiçbir akşam çayı yalnız içme şansımız olmazdı. Hele ki böyle altlı üstlü otursak evimizde kahvaltı yemek bile yiyemezdik çünkü her dk çağırırlardı der.

Doğum gününü bu şekilde planlayan eşimdi. Kimseyi çağırmayalım kendimiz kutlayalım. Akşama da annenlere çıkar orda da pasta üfletiriz demişti. Hatta ben de ya annenler gelirse demiştim. Gelirlerse yukarı çıksınlar annenlere gelsinler demişti. Ya da davet etsek mi dediğimde ise hayır hatırlayan kendisi bir şey yapmak isterse yapar biz kimseyi davet etmeyelim demişti. Aslında hiçbir plan yapmamıştık akışına bıraktık ve sorun da yaşamadık. Sorun kardeşin para göndermesiydi. Diğer detayları anlatma sebebim eşimin yine bir şeylere hayır diyemediğini ifade etmekti.
Peki eşin bu boşanmayı nasıl hemen kabul etti
 
Peki eşin bu boşanmayı nasıl hemen kabul etti

Bilmiyorum. Benim bir şeyleri aşamayacağımın farkında bence. Kendisinin de farkında. Bugün olmasa yarın yine aynısı olacak. Bıktı demekki. Mesela ben de boşanacağım için çok üzülüyorum ama boşanmama ihtimalini düşününce içime bir ağırlık çöküyor. Artık her şeyi herkesi arkamda bırakmak yenir bir sayfa açmak istiyorum. Belki o da bunu istiyordur.
 
Bir de bu adama aileci diyorsunuz.
Şu anlattıklarınız da sorunun kimde olduğunu belli ediyor aslında. Tam sizin aklınızdaki tepkiyi veremedi diye boşanmaya varmanız hiç mantıklı değil .

Kendisine hiç aileci demedim. Aksine ailesiyle sorunları olan ailesinden kopuk biri. Buna rağmen yapılan haksızlıklara tepki gösteremediği için pasif dedim. Aileci olsa yaptığı şeylerin bir dayanağı olurdu adam aileci o yüzden böyle derdim.

Ailesiyle aynı apartmanda yaşamak ve bundan dolayı mutlu olmak insanı hangi açıdan sizin gözünüzde sorunlu kılıyor acaba? Eşimi buraya zorla getirmedim kendisi benden daha çok istedi çünkü ödeyeceği kira yarıya inecekti. Üstelik buraya onun ailesinin yakınından kalkıp gelmedik.
 
Bilmiyorum. Benim bir şeyleri aşamayacağımın farkında bence. Kendisinin de farkında. Bugün olmasa yarın yine aynısı olacak. Bıktı demekki. Mesela ben de boşanacağım için çok üzülüyorum ama boşanmama ihtimalini düşününce içime bir ağırlık çöküyor. Artık her şeyi herkesi arkamda bırakmak yenir bir sayfa açmak istiyorum. Belki o da bunu istiyordur.
Yani emin misin
 
Sizin kendinizle ilgili açtığınız bir konu var mesela olaylara sürekli eleştirel yaklaşıp, küçük şeyleri büyüttüğünüzle ilgili. Bu kardeşten yenen kazıktan önce de yeni evliyken aile problemlerinden dolayi sürekli ağlayıp duruyormuşsunuz. Eşinize pasif diyorsunız ama sizde pasif agresif sürekli ağlayan, sızlayan, krizler geçiren birisiniz. Eşiniz neden bosanmayi kabul etti. Bir ömür böyle hayat geçmez çünkü.
Boşandıktan sonra bu haliniz yok olup gitmeyecek. Hayatınız devam edecek, kendinizi törpülemeniz lazım bence.
 
Bilmiyorum. Benim bir şeyleri aşamayacağımın farkında bence. Kendisinin de farkında. Bugün olmasa yarın yine aynısı olacak. Bıktı demekki. Mesela ben de boşanacağım için çok üzülüyorum ama boşanmama ihtimalini düşününce içime bir ağırlık çöküyor. Artık her şeyi herkesi arkamda bırakmak yenir bir sayfa açmak istiyorum. Belki o da bunu istiyordur.
Bosandiktan snra umarm pisman olmazsnz
 
Çoğu insanın pasif bir insana tahammülünün olmama nedeni kendisinin fazlaca yönetme isteğinden kaynaklı yada hali hazırda yönetiyor olmasından kaynaklı karşı tarafa çok fazla müdahalede bulununca ona alan kalmıyor. Bu kişi pasif değilde daha fazla eril davransa emin olun şuan yaşadığınızdan daha çok sorun yaşarsınız.

Farklı bir örneğini senelerce eşimle özgürlük konusunda yaşadık. Beni fazlaca özgür bıraktığını bunun abartı olduğunu söyledim ve erkeğin biraz daha yapısı gereği sahiplenici olması gerektiğini anlattım. O ise gevşek bir insan olmadığını özgürlüğün kişiyi tanımada önemli bir rol oynadığını savundu. Toy zamanlarımda oldu bu olaylar yirmili yaşlarda. Yıllar geçtikçe ona hak verdim. Belki de o yaşlarda beni sıkıp bunaltsa boşanacaktık. Darlanmaya gelemezdim ama ısrarla ondan o yapmadığı için bunu istiyordum. Çünkü ailemden sevgiyi kısıtlanmak olarak görmüşüm neyse kızılcık şerbetine dönmesin şimdi konu.

Çift terapisti deneyin. İki tarafta seviyor boşanmak çözüm değil size bence.
Aile apartmanlarında da oturmayın.
 
Boşanın bence de eski konularınızdan hatırlıyorum ikiniz için de en iyisi bu gibi.
Bakın bakalım hayatınızdaki sorunların kaynağı eşiniz ve ailesi miymiş.
Uzun uzun anlatıyorsunuz hep cevaplarınızda öyle olunca haklıymış gibi görünüyor ama siz de yarı yarıya haksızsınız.
 
Güncelleme: eşim dilekçeyi vermiş. 22 aralıkta boşanma davamız var.

Merhabalar herkese
Bugün linç yemeye değil de biraz desteğe ihtiyacım var.

Daha önceki konularımı hatırlarsınız. Eşimin ailesiyle ilgili problemlerim, kişisel problemlerim vs nedeniyle pek çok konu açtım buraya.

En son oğlumun doğum gününde olan şey son nokta oldu. Anlatmayacaktım ama sanırım biraz kafamı meşgul etmeye ihtiyacım var şu an.

Eşimle kimseyi çağırmadan kendi kendimize kutlayalım dedik. İkimiz de akşam 5 de evde oluyoruz. Oğlumun doğum saatine denk getirelim 17.55 de hem kutlayalım hem fotoğraf çekilir, hediyelerini veririz dedik. Sabah biz işteyken eşimin küçük kardeşi gelmiş. Bizi evde bulamayınca eşimi aramış. Akşam ne zaman geliyorsun ben yine uğrayacağım demiş. Eşim de 5 den sonra demiş. Buna biraz bozuldum çünkü ben annemle aynı apartmanda oturuyorum. Buna rağmen davet etmeyelim dedik diye onlara da gelin demedim. Hatta abim yurt dışından geldi ve doğum gününde ne yapacaksınız diye sordu evde kutlayacağız gün ışığında fotoğraf çekmek istiyorum dedim. Kimseyi dahil etmedim yani ama eşim kardeşine böyle bir şey söyleyememiş. Neyse dedim.

Akşam oldu biz plânladığımız gibi kutladık fotoğraf çekerken kardeşi aradı geldim kapıdayım dedi. Yanında bir akrabalarını da getirmiş. Oysaki daha oğlumla yalnız fotoğraf bile çekilmemiştik. Sadece onu çekmiştik henüz. Evimiz küçük hazırladığımız süs aynı odada iç içeyiz fotoğraf çekimine de devam edemedik haliyle hava da karardı ve benim evimin ışığı kötü olduğu için bir şeyler yine istediğim gibi gitmedi. Ama oğlumun günü diye hepsine neyse dedim neyse.

Sonra eşimin kardeşi oğluma hediyesini verdi falan oturduk pasta ikram ettim. Biraz zaman geçti cebinden bir miktar para çıkardı oğluma verdi. Senin olsun dedi. Sonra tedirgin bir şekilde bu parayı X abim gönderdi dedi. Yani bizi dolandıran diğer kardeş oğluma doğum günü diye para göndermiş. En son oğlumu bir sene önce falan görmüştür. Hiçbir iletişimimiz dahi yok. Dükkan meselesi dolandırma olayı da malum. İçimden dua ediyorum lütfen eşim bu parayı kabul etmesin diye. Maalesef eşim hiçbir tepki vermedi. Parayı oğlumun cebine koydu. Tabi ki delirdim. Yani karşı taraf zaten umursamıyor bizi. Bari sen bir tavır gösterebilseydin dedim. Ki kardeşi bile parayı verirken aşırı tedirgindi, o bile bir tepki bekledi herhalde dedim. Tartıştık biraz.

Bu arada anneme bahsetmiştim, eşimin ailesini davet etmediğim için sizi de edemiyorum abime ayıp olacak nasıl yapacağız diye. Annem de siz erken kutluyormuşsunuz zaten. Biz de geç vakitte pasta alıp sizi davet edelim dedi. Bizde de mum üflesin hediyesini verelim abine de ayıp olmamış olur dedi. Ki diğer abim de burada yaşıyor ve ben onları da davet etmediğim halde hediye almışlar bir şeyler hazırlamışlar annemlere gelmişler. Planımızı bilmedikleri için emrivaki yapmak istememişler en son eve giderken arayıp iki dakika annemlere getir kutlayalım diyeceklermiş. Böyle olunca akşam belli bir saatten sonra kardeşi gitti biz de yukarı çıktık. Doğum gününü sorunsuz atlattık.

Eve gelip yatınca konuyu tekrar açtım. Mesele para şu bu değil senin tavır göstermiyor olman dedim. Şimdi onların gözünde şöyle oldu. x, abisiyle görüşmediği halde yeğenin doğum gününe para gönderdi. Waaoow bunu ballandıra ballandıra şova dönüştürecekler sen de buna çanak tuttun dedim. Kavga ettik ve tabi ki ağlama krizim tuttu yine içeri gittim. Bir süre sonra sinirli bir şekilde geldi yeter artık ağlama sesine tahammülüm yok artık bu evden s…. Olup gitmek istiyorum falan dedi. Bu ilk küfürlü konuşması. Beni hayatından çıkarsaydın o zaman falan dedi. Karşımda put gibi duruyorsun kendini ifade bile etme gereği duymuyorsun dedim. Sen kimsin ki sana kendimi ifade edicem gibi bir şeyler söylüyordu bağırarak. Yüz ifadesi iğrenir gibiydi. Bu zamana kadar hiç böyle bir cümle kurmadı. Neyse o gece ben boşanmak istediğimi dile getirdim araya hafta sonu girdi.

Dün akşam kendimi ifade etmek için uzunca yazdım. Konuşunca ağlıyorum çünkü. Neden boşanmak istediğimi, pasifliğinin beni delirttiğini, tepkisiz kalışına tahammül edemediğimi söyledim. En büyük sebep ise artık beni sevdiğine inanmıyor olmam dedim. Uzun uzun her detayı yazdım. O da cevap olarak; asıl sevdiği için bunca şeye katlandığını, yoksa evliliğimizin katlanılır bir tarafı kalmadığını yazmış. Sevmeseydim boşanacak çok şey oldu ama bu en kolayıydı ben zoru seçip devam etmeye çalıştım vs demiş. Mutsuz olduğunu da eklemiş. O kavgada bazı şeyleri sinirle söylediğini yazmış. Sen bana her türlü hakaret ediyorsun ama ben bir kez sinirle bir şey söyledim diye bunu gerçek yüzüm kabul ettin yazmış.

Bu zamana kadar ben hep boşanmayı dile getirdim ama kendi kendime vazgeçtim. Eşim hiçbir zaman yapma boşanmayalım demedi. Şimdi düşününce o bana bir vaadde bulunmadı ki. Bu da aslında boşanmak istediği anlamına geliyordu belki. Beni durdurmadı hiçbir zaman. Demek ki boşanmak istiyordu. Bunun üzerine artık söyleyecek bir şey kalmadı zaten.

Bugün anlaşmalı boşanma için dilekçe doldurduk ve eşim başvuru yapmaya gitti.

Artık onun haline tavrına tahammül edemiyorum ama hayatımda olmayacağını bilmek bana kendimi çok kötü hissettiriyor. Çünkü ben onu maalesef her şeye rağmen seviyordum. Bundan sonrası nasıl devam edecek bilmiyorum. Henüz bu kararımdan aileme de bahsetmedim çünkü kimseye açıklama yapacak durumda değilim. Bencilce olabilir ama her şey olup bittikten sonra açıklayacağım. Çünkü bu zamana kadar aileme her şeyi çok olumlu yansıttım. Mükemmel bir evliliğim olduğunu sanıyorlar ve eşimi çok seviyorlar. Şimdi ne oldu da boşanıyorsun diyecekler.

Not: eşim aradı az önce. dilekçemizi kabul etmemişler. Protokol gibi olmuş, dilekçeyi ayrı yazın demişler. Yarın dilekçeyi de yazıp tekrar götürürüm dedi. 14.30 da işe gidecek çünkü.

Ben de oradan boş bir kağıda elle dilekçe yazmasını söyledim. Bizim hazırladığımızı da protokol olarak ekle dedim. Çünkü daha fazla uzamasına tahammülüm yok dedim.

Gerçekten bir karar vermişken artık olsun bitsin istiyorum. Ben birçok şeye belki katlanmaya devam edecektim. Asıl eşimin de boşanmak istediğini hissedince artık devam etmemek gerektiğini anladım.

Kendimi çok kötü hissediyorum. Keşke şu an oğlum yanımda olmasaydı. Yorganın altına girer tüm gün ağlardım.
Anlayamadigim olay neden iliskinizi başkaları için bitiriyorsunuz ki? Onun ailesiyle arasindaki olaylar yani iliskiler buna çok girmeye karsiyim. Kardesim annem ve babamla sorunlarimiz olabilir ama kimse benim ailemle olan meselelerime giremez kaldı ki bende esiminkine girmem. Dogumgunleri sizin için onemlidir rica edersiniz gelenler fotograf cekimine yardimci olurlardi bence yani sırf foto alamadım diye de kafama bindiremem bunu yeterince sorun var zaten. Kaldı ki belki dolup burda tasmis olabilirsiniz bu yüzden karariniz caninizi yakmasin boşanma kararı hele de cocuk varken kolay alinmis bir karar olamaz. Kendinizden eminseniz devam edin arkaniza bakmayın. Eşinizi en iyi taniyan sizsiniz. Paylasimlariniz yoksa halledemiyorsaniz sorunlarinizi bir kere uzulun her gün uzuleceginize. Ama çok çok iyi düşünün artilari ve eksileri iyi tartin hayatta bazen bazi şeylerin dönüşü olmuyor
 
Eşiniz parayı aldı diye gerçekten ağlama krizimi geçirdiniz :KK57: Çok abartı bi davranış degil mi ya sanki zehir verdi adam. Yeğeninin dogum gününü hatırlamış para göndermiş nolmus yani. Çok kaprisliniz ikinizinde sabir kalmamış ayrilmakla doğru karar veriyorsunuz en azından ayrı olsalar bile sağlıklı anne baba ile büyür çocuğunuz.
 
Çoğu insanın pasif bir insana tahammülünün olmama nedeni kendisinin fazlaca yönetme isteğinden kaynaklı yada hali hazırda yönetiyor olmasından kaynaklı karşı tarafa çok fazla müdahalede bulununca ona alan kalmıyor. Bu kişi pasif değilde daha fazla eril davransa emin olun şuan yaşadığınızdan daha çok sorun yaşarsınız.

Farklı bir örneğini senelerce eşimle özgürlük konusunda yaşadık. Beni fazlaca özgür bıraktığını bunun abartı olduğunu söyledim ve erkeğin biraz daha yapısı gereği sahiplenici olması gerektiğini anlattım. O ise gevşek bir insan olmadığını özgürlüğün kişiyi tanımada önemli bir rol oynadığını savundu. Toy zamanlarımda oldu bu olaylar yirmili yaşlarda. Yıllar geçtikçe ona hak verdim. Belki de o yaşlarda beni sıkıp bunaltsa boşanacaktık. Darlanmaya gelemezdim ama ısrarla ondan o yapmadığı için bunu istiyordum. Çünkü ailemden sevgiyi kısıtlanmak olarak görmüşüm neyse kızılcık şerbetine dönmesin şimdi konu.

Çift terapisti deneyin. İki tarafta seviyor boşanmak çözüm değil size bence.
Aile apartmanlarında da oturmayın.
H Hodrimeydan dr_yad dr_yad kız niye şaşırdım ifadesi bıraktınız dönüp dolaşıp yazıyı okuyorum gece gece 🤭
 
Yaşadıklarınız,olayların size hissettirdiği muhtemelen buraya yazdığınız kadar değildir sizi bu noktaya getirdiğine göre.Geçerli sebepler çok daha fazladır ama boşanmak istediğinizi söylediğinizde tepki vermemesi bence boşanmayı istiyor anlamına gelmiyor olabilir.Empati yaptım bana eşim dese çok üzülecek olamasa,ayrılmak istemesem de boşanmayalım demezdim
 
🤚Arkadaşlar yorumum Alindalin hanıma yazılmış olup uzun metinlerde afakanlar basanlar bir sonraki mesajdan devam lütfen 😁

'İki Gelinin Hatıraları'nda gelinlerden birisi 30'unu aşkın, muhtemelen savaştan sonra Travma sonrası stres bozukluğundan muzdarip bir adamla evleniyor ve adam yeniden doğuyor kadın sayesinde. Çirkin ördek yavrusu anlamlı bir kuğuya dönüşüyor.

Tabi benim hissederek okumayı seven romantik çocuk aklım nasıl içten alkışlıyor bunu, nasıl seviniyor adama. Bunun gerçek hayatta o kadar da kolay olmadiğını, çift taraflı bir çaba gerektirdiğini zamanla daha iyi idrak ediyorum.

Hayatın bana öğrettiği diğer şeyler şunlar;
Evlilikte iki tarafta bir paket olarak giriyor diğerinin hayatına. Paketi beğenmeyebilirsin, bazı kırışıklıkları düzeltebilirsin, ama herşeyini değiştiremezsin.

Eşiniz başka türlü nasıl davranılır bilmiyor. Hakkını aramaktan çok önce vazgeçmiş. Siz yokken de böyleymiş yani başta kendine haksızlık ediyor bu adam.
Ve haklısınız, vur ensesine al ekmeğini tarzında davrandığı için kızmakta, sizin ve çocuğunuzun rızkı yenirken susmasına kızmakta haklısınız. Yuvada sevgi, saygıdan sonra emniyet duygusu önemli.

Birde eşiniz bu konu için anne babasına gidip bazı şeyleri konuşmuştu orada bir kabuğundan çıkma hali vardı, söyledikleri de sakin ve çok yerindeydi. Onun adına güzel bir adımdı.

Bu konu sizin içinize bir ateş düşürdü ve sönmüyor. Kardeşinin yakasına yapışmadıkça da sönmeyecek. Ancak eşiniz sizin yerinize bunu yapacak karakterde bir insan değil.

Büyük kaynınız bir adım atma çabasıyla da yollamış olsa parayı, lalettayin,gelişigüzel bir hamle geldi bana. Sinirlenmekte haklısınız ve beklediğiniz hareketi kendiniz yapsaydınız en azından gerekli cevabı vermiş olurdunuz.

Kaynınız çıkarken eline verip; Geldiği için teşekkür ettiğinizi, fakat bunu kabul edemeyeceğinizi, geldiği yere iade etmesini söylerdiniz.

Güneş beklerken yağmur yağdığı için hayata kızmayın. Sizin planlarınızdan sandığınız kadar haberdar değil. Eşiniz muhtemelen hiç kuramadığı bağın yokluğunun acısını hala çekiyor. Ailesi ile iletişimi iyice koptu, kardesini geri çevirememesi bundan bence.

Hayatın öğrettiği bir diğer şey;
Çocuk olsun, yetişkin olsun insanları eksik taraflarını yüzüne vurarak değiştiremeyiz. Tam tersi o boşluğu doldururken destek olarak, küçük adımlarını da takdir ederek, yanında ve destekçisi olduğunuzu hissettirerek verim alabiliriz. Siz bunun için sık sık boşanma kartını öne sürmüşsünüz. Ve bu zamana kadar boşanmayışınız alttan alta "İstediğim gibi olmadıkça beni kaybediyorsun" mesajı vermek aslında.

Eşinizin hataları besbelli. Fakat şimdi çuvaldızı kendimize batıralım. Olaylara bakış açınızı ve yaklaşma şeklinizi değiştirirseniz eşinizin hataları gerçekten boşanmak için yeterli sebepler değil.
Onun kadar sizin yapınızın da değişime ihtiyacı var. Hayatınızın geri kalanı boşandığınız için daha huzurlu geçmeyecek, kendinizi yiyip bitirmek için tonla başka sebebiniz olacak.

Ben sizinde gerçekten boşanmak istediğiniz izlenimine kapılmadım. Eşiniz de boşanmak istemiyor sadece bu konuların aile gündeminizin merkezine çekilmesinden yorulmuş.

Boşanmakta kararlıysanız siz bilirsiniz tabi.
Ama hala terazileyen bir tarafiniz varsa birbirinize biraz zaman verin ve bu süreçte ayrı kalın bence. Madem anlaşmali boşanma süreci bir ay içinde tamamlanıyor siz emin değilseniz bu aralık değil ocak, şubatta olabilir.

Sizde çocuğunuza gelen bir doğum günu harçliğının ateşlediği bir kriz sonrasinda değil de salim kafayla karar vermiş olursunuz.
 
Konu sahibi biraz daha konu açık kalırsa neden dolandirildigin için kızıyorsun errrkek ailesi sonuçta kes sesini otur diyecekler. Aman tanrim didim
O kadar haklı bir yorum ki. diğer yorumunuzda da dalga geçer gibi hediye vermiş demişsiniz ben de yorumları okurken bunu düşünmüştüm. Amca 10 al 1 ver yapsın ve konu sahibinin bunu normal karşılaması beklensin. Diğer konularda eleştirilir de bu konuda da değil yahu.
 
Bu amca çocuğumun hakkını yiyerek zengin oldu. Bizi iş konusunda dolandırdı. Olayların öncesi var yani. Böyle amca olmaz olsun. Onun vereceği üç kuruşa muhtaç değil çocuğum. Adam olsa, bu kadar haksızlık ettim doğum günü bahanesiyle bi küçük hediye alayım abime gideyim derdi ya da parayı getirip kendisi verirdi belki bir şeylere bahane olurdu.
Adam çocuk bahanesiyle herşeyi yutturuyor unutturuyor kocası ailesine pasifligi karısına aslan kesiliyor olay bu
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X