İyi de siz yaptınız bitti, ertesi gün bir başkası geldi, yaptı, diğer gün bir başkası... Abartmıyorum, İstanbul'un göbeği diyeceğiniz muhitlerden birinde, her hafta sonu durmaksızın aynı teraneyi yaşadım. Yani o iş ne yazık ki ayda yılda bir güncük, ne var, diyebileceğimiz kadar basit olmuyor.
Ha bir de, polisten, belediyeden alınan iznin hükümsüz olduğunu ben de duymuştum ama tam aslını astarını bilmiyorum. Yine de şöyle düşünmek lazım, kafası ütülenen, huzuru kaçırılan, hakkına tecavüz edilen benim, yani taraflardan biri benim (biziz) o izin kime sorularak çıkarılıyor ki, mantıklı ve kabul edilebilir olsun?