zeynep ayça merhaba,
öncelikle geçmiş olsun. ama geçmesi birazda senin elinde. hastalığı ne kadar takar, ne kadar önemsersen o derece geç iyileşir, o ölçüde senin hayatını etkiler. tedavi önce beyinde başlar. bu bilimsel olarak da kanıtlanmış bir gerçek. sen iyi olacağını düşünmezsen iyi olamazsın.
diyeceksin ki söylemesi kolay. evet kolay ama inanınca yapmasıda kolay. bana teşhis ilk konulduğunda 60 mg prednolle tedaviye başlanmıştı ve ilaç verildiğinde tuzlu yememem konusunda hiç bir uyarıda bulunulmamıştı. ve aksilik hastaneden çıkınca ne kadar tuzlu yiyecek varsa yemiştim ve bir haftada yüzüm davul gibi şişmişti. ben o halimle okula gittim, normal hayatıma devam ettim. ara sıra insanların bakışını hissediyordum (44 kiloluk bir vucutta kocaman bir surat, düşünsene :) ) ama hiç de umrumda olmuyordu. ve benim rahatsızlığım, yani ağrı dolu günler, uykusuz geceler, teşhis konulduktan çok kısa bir süre sonra geçti. çünkü benim moralim çok yüksekdi. çünkü ben hasta olduğumu hiç düşünmüyordum. bu kötü bir psikoloji, ve bence insanlar bu duyguya girmemeli. arkadaşlar arasında hastalığım mevzu olduğunda, "ya benim antikorlar çok titiz ha bire vucüdumun içinde temizlik yapıp duruyorlar" diye dalga geçiyorum.
şu an şişlik ya da ağrım yok, sadece ağız ve göz kuruluğu şikayetim var. evet bunlarda yaşam kalitemi etkiliyor ama beni mutsuz edemiyor. sende lütfen kafana takıp, güçlendirme hastalığını. sen güçlü ol ki, bağışıklık sisteminde seni dinlesin :)
yüzünden gülümseme eksik olmasın. görüşmek üzere :)
cananla