- 29 Eylül 2014
- 9.103
- 17.472
- 498
Rabbim yuvalarından mutluluğu eksik etmesin. Çok sevindim...Serdar belki kötünün iyisi bir şansa sahip. Ne yazık ki şizofreni çoğunluk ile ergen yaşlarda kendini gösterdiğinden
aile ayırtedemeyebiliyor ki, genelde edilmiyor. Gencinde zıtlaşma dönemi
bırakın hastalığı kabullenmeyi, ilaçlarını içmeyi,, kimlik bulma arayışında olduğu bir dönem, kendi kendini otorite kabul ettiği bir dönem
ki, uzmana gitmeyi kabullensin. Değişiminin yanlışlığını kabullensin.
Serdar'ın merhamet timsali bir babası var. Tutamadığını tutan, tuttuğunu da koparıp devamını getiren dağ gibi biricik annesi var.
Çok yeni, henüz bir senelik evli Serdar. Kendisi gibi şizofreni hastası, güzeller güzeli de bir eşi var. Hep birlikte yaşıyorlar. İki evlat nerede Aysel Anne orada. Bir an yalnız bırakmıyor onları.
Nihil sen yüreği Kocaman , iyi kalpli bir ablasın. Rabbim kardeşinin senin , ve tüm hastaların elinden tutsun... Ne yazıkki insan sağlığından önce para çok önemli.... Kelimeler kifayetsiz. Çok üzgünüm çok...Teşekkür ederim Sevcan'cım. Aslında ne yapacağım konusunda yeterince bilgili hissetmiyorum kendimi. Çünkü bilgiyi almak için yeterince maddiyat lazım. Aksatmadan terapi hekim v.s. gidebilsem, götürebilsem.
Kardeşimin daha önce ikamet ettiği ildeki doktoruna İstanbul'da yönlendireceğiniz doktor var mı diye sormuştuk.. Alp Üçok Bey'e gidebilirsiniz dedi. Alp bey şizofreni ile ilgili numune bir doktormuş. Aradım muayenehanesi seans ücreti 350 TL imiş.
Kontlara hizmet veriyor sanırım.
Öyle muallak işte.
**
Tebessüm ettirdin sevgili ghs. Sağolasın güzelliğin için.
Eksik olma.
**
Nihil seni çok seviyorum... 2 gündür Aysel ablam , Serdar , kardeşin ve sen ....bizimle beraber yaşadınız.... Sizler ne kadar güçlü insanlarsınız....Maşallah süphanallah.... Rabbim hepimizin yanında olsun....Dünya Şizofreni Derneği ile öğrendikten sonra Aysel Hanım ile tanıştım. Kitabını hediye etmesi ile tanıdım Serdar'ı. Anneme dedim geçenlerde anne ben Serdar'ı özlüyorum dedim. Cidden özlediğimi farkediyorum.
Düşündüm niye özlemek hissediyorum diye. Özlem duyduğum şizofreni hastalığı iyileşmiş olan Serdar'ı görmek aslında.
Onu görmek, iyi görmek, güldüğünü şaka yaptığını görmek umutlandırıyor çünki beni. Aslında ümit hissetmeyi özlediğimi farkettim.
Aysel Hanım'ın kitabını okuduktan sonra kardeşime bir adım belki de daha çok adım yaklaşır oldum. Ilımlılığım arttı. Dernekte ki koca koca adam olmuş çocukları gördükten sonra çabalamak için isteğim arttı.
Resime dışarıdan bakmak farkındalığını arttırıyor insanın. İçeriden bakmaya alıştığından olsa gerek, farkındalık azalıyor.
İnsan ilk girdiği ortamdaki varı yoğu farkeder ama kendi evindekine göz alışkanlığı olduğundan farketmez. Farkedemez. Bu gibi.
Aysel Hanım'a kitabını paylaşmak için kendisinden izin istediğimde; yeter ki bir kişi daha anlasın dedi bana, yeter ki bir kişi daha hastalık karşısında gözlerini kapatmasın, hasta olamaz benim çocuğum zihniyetinden sıyrılsın,, evladım şizofreni ben ne yapabilirim diyebilsin, kabullenir olsun yeter ki dedi.
Kadınlar Kulubü'nde sayfa sayfa kitabınızı yayınladığımda evladı yakını hastalık hakkında öğrenmek istedikleri olursa, olduğunda forumda gönüllü önderlik yapabilir misiniz, var mı vaktiniz dedim.
Seve seve dedi. Ben ne yapabilirim diyen herkese elimden geldiğince bildiğimce yardımcı olurum, sorularını yanıtlarım dedi.
Yaşadığımı paylaşmaktan çekinen, geri duran bir yapım var. Kardeşim ile birebir yaşadığımı, gerisinde ne hissettiğimi, ne hissedemediğimi paylaştım. Anlattım ki biri, birileri de anlatsın, sorsun, kendisinin yada yakınının yaşadığını sorgulayıp ne yapabilirimi sorar noktaya rahat gelebilsin. İnsan başkasının yaşadığını duyduktan okuduktan sonra daha rahat anlatır, yalnız değilmişim der ve daha kolay yüzleşebilir durumu ile.
Şizofreni hastalığı ile ilgili bilinmeyen prosedürleri İstanbul'un bir noktasından bir noktasına giderek öğrendim. Öğrendiklerim bilmem gerekenleri bir miskali bile değil belki. Ama notlarımı açtığımda; *şizofreni hastalarının da üç ayda bir 1000 tl engelli maaşı var
*evde bakım parası adı altında şartları yerinde ise 2012 ocak haziran aylarında 630 tl temmuz aralık aylarında 670 tl aylık maaş yardımı var.
*önceden özürlü kartı ile ücretsiz şehir içi ulaşım yapabiliyorlardı. İstanbul kartın çıkması ile özürlü ibaresi eklenmiyor, ücretsiz kart ve beyaz kart ibareleri var yalnızca. Hasta sırf özürlü yazdığı için kartını kullanmıyordu. Ayrıca şöför beye kartı göstermek durumundaydı.
Artık ne özürlü ibaresi var ne de kartını herkesin içinde şöföre göstermek zorunluluğu.
İstanbul kart gibi kartını okutup geçiyor. Hemde kartın üzerinde özürlü ibaresi yok.
*İlaveten özürlü kimlik kartı imkânları var; Maçlara ücretsiz gitmek. Tiyatroya ücretsiz gitmek. Bazı sinema salonlarında belli oranlarda indirim olması. Havayolu ve karayolu şirketlerinde belli bir yüzde ile indirim yapılması. Belediyenin spor merkezlerinde yüzde elli indirim olması.
*Ailenin sosyal güvencesi ile aylık milyarı geçebilen ilaçlarını ücretsiz alabiliyorlar.
Hiçbirisini bilmiyordum. Uzun zaman yalnızca hastalığa ve kardeşime onun da bize alışması ile geçti. Alışma ve kabullenmeden sonra araştırma ve öğrenme süreci geldi.
Gerekli belge/ler tamamlandıktan sonra üstte bahsedilen imkânlar gerçekten alınıyor. Bedensel, zihinsel, ruhsal engeli belli bir yüzdenin üzerinde olan, %40 ın üzerinde olan kişi, tam teşekküllü -belli branşları olan- hastaneden alınmış özürlü sağlık kurulu rapor ibrazı ile özürlü haklarına sahip oluyor.
Fakat Aysel Hanım'ın foruma üye olmasını gerektirecek bir destek talebi olmadı. Belki kimsenin yakını ruhsal hastalıktan muzdarip değil. Dilerim ki öyle olsun.
Lakin bu kadar iyimser bakamıyorum. İllaki birilerinin çıkmazda olduğunu fakat ya paylaşmaktan geri durduğunu veya yanıt alamayacağını düşündüğünü düşünüyorum.
Paylaşımlarım duyarlılık testinden başarı ile geçtiğimi düşünmekten öteye gitmedi gibi. Evet, biraz şaşırdım. Belli etmek istemiyorum aslında ama istiyorum da sanki, biraz da kırgınlık var galiba hissimde.
Belli etmek istemememin sebebi okuyanın kendiliğinden paylaşmasından ziyade duygumu belirtmemin sebebiyet olması.
Evvelden de yazdığım gibi, kendimi yaptıklarım ile değersizleştirip yapamadıklarım ile değerlendirir oldum. Örneğin kardeşim için içimden gelen çabanın zaten olması gerektiğini düşünüp birşey yapmış olduğumu hissetmiyorum. Devamında ise yapamadığım çabayı düşünüp işte bak yapamıyorum' diye düşünüyorum.
Okuduğunuz Aysel Abla'nın kitabı bitti. Sonradan ilave ettikleri, başka ailelerin yaşadıklarını da kaleme aldığı fakat yayınlanmayan üç beş sayfa ilavesi daha var. Derneğe ilk gittiğimde ilave yazıları da alıp ekleyeceğim buraya. Okuyana faydalı olduysa, oluyorsa ne mutlu bana.
işiniz zor ama herşey bir sınav, biraz isyan ediyorsunuz haklı olaraktan belki, ama herşey biz insanlar için, sizin de sınavınız buymuş. bunlara kızmamanız gerekiyor. hiçbirini bilinçli yapmıyor. banyosu olsun ilacı olsun. iğnesine neden tek başına gönderiyorsunuz refakat etmiyorsunuz? kendisi geciktiriyor üzerinde durmuyorsa sizin elinden tutup götürmeniz gerekiyor. o sizin gibi normal sıradan bir insan değil neticede. bin kere de on bi kerede söylemeniz normal. bana sanki biraz kendi haline bırakmışsınız gibime geldi bu yazınızda. oysa çocukmuuş gibi sahip çıkmanz gerekiyor demek ki. sizin de başnıza gelebileceğini unutmayın. o zaman sizde sabırlı evlatlar dilersiniz kendinize. siz sinir krizi geçirmek üzereyseniz siz de psikiatriye gidip destek alın. inanın babanız keşke şeker hastası olsaydı eminim bunu şu an ki durumuna tercih ederdi şayet aklı erseydi. yazınıza daha çok sizin sabırsızlığınız karşısında üzüldüm. şikayet ediyorsunuz gibime geldi. yazılarda yanlış anlaşılabiliniyor insan yanlış anladıysam özür dilerim. ve Allah sizede yardımcı olsun başta babanıza.kizlar, merhaba. babam sizofreni hastasi, hem kendisi icin hem dd bizler icin biraz zor. surekli biz soyluyoruz yapmasi gereken seyleri. ancak en buyuk sorunumuz temizlik. banyo yaptiramiyoruz. ben sinir krizi gecirmek uzereyim artik bu yuzden. evimiz her daim temizdir, annem de oldukca titizdir. tamam babam rahatsiz olabilir ama kavga etmek zorinda kaliyoruz her seferinde banyo konusunda.
15 gunde 1 kez igne vurulmasi gerekiyor, onu da surekli biz hatirlatiyoruz. 10000 kere soyluyoruz, sonrasinda da kendisi gidip saglik ocaginda yaptiriyor ama 15 gun oluyor 20 gun.
doktor ( ege uni) antidepresan ve hareketlerindeki gariplik icin ilaclar vermisti, bi tanesi bitti digerinden dd sadece 3 tane icmis. ben icmicem bunlari diyor.
eger boyle devam ederse, doktor manisaya yatiracagini soylemisti.. hayati bize de zindan ediyor anlatsam roman olur. ben de tip 1 diyabet hastasiyim, ister istemez etkileniyorum ama orda da yatmasini istemiyorum. doktor randevusu var ama bana gore durumu ic acici degiil..
bu durumlari kismen de olsa yasayan insanlar fikirlerini paylasirsa sevinirim
Merhaba nihil hanim yazdiklarinizi okudum size cok tesekkurederim 1999 senesinde ablam evlendi tam 19 yaşındaydı annem ve babam hic evlenmesini istemedi ama ablam evlenme konusunda cok israrliydi dinlemedi babamda musade etti. Babam evlatlarina cok duskun bir babaydi ablami Bursaya gurbete gonndermek istemedi cok civil civil neseli sevgi dolu bir genc kizdi evlendikten sonra gurrbet pek yaramadi ablama enistemde bir kac kez siddet uygulamis o aralar kiskanclik yapiip evden disariya cikarmamak ablami turbana soktu ve hic kimseyle pek gorusturmedi ablam biraz depresyona girdi evleneli 1 yil olmustu ablam cok degisti icine kapandi bende ufaktim ablami anlayamiyordum zaten bana anlatamiyordu annemle dertlesiyordu annemm babama anlatirken bazi seylere kulak misafiri oluyordum babam kizin geçimi yok alalim diyordu annem olmaz oyle sey araya girmeyelim diyordu ama ablam gunden gune degisiyordu bir gun telefonda kayinvalidem beni zehirliyor beni istemiyor büyu yapiyor evden muskalar cikiyor gece beni rahatsiz ediyorlar falan demeye basladi hatta doģumuna yakin okullar tatil olmustu ben ablama yardima gittim onun hareketleri beni korkutmaya baslamisti geceleri kalkip konusuyordu kendi kendine surekli tedirgindi huzursuzdu ve enistemle kavga ediyorlardi bende babami aradim manisaya hastahaneye getirdik şizofren dediler biz hić inanmadik cunku ablaam saglikliydi ne olduysa 1 yil icinde cok hizli bir sekilde oldu ben cok uzuluyordum ufacik bebegi vardi babama ne olacak diyordum agliyordum ablam beni cok korkutuyordu 2003 yılinda babam vefat etti ve ablam bunu kaldiramadi esinin ailesini babamin olumunden sorumlu tutuyordu aslinda babam eceli ile kalp krizi sonucu ölmüştü ablamin hastaligi babami bitirmişti ćok zor gunler gecirdik ablamin ataklari cok zor oldu bir anlatsam bunlar yaşadiklarimizin bir kismi ve ablam o ataklari yasarken ikinci cocugunada hamile kaldi ilac alamadiği icin cok hasta oldu hamileliginin son bir ayıni agzina tek bir lokma almadan gecirdi ne su icti ne yemek yedi hergun rabbime yalvardim ne ablama ne yigenime birsey olmasin diye ozellikle ablami hastahaneye yatirdigimiz o anlar gozumun onunden hic gitmiyor oglunu gormek istiyor hastahaneye almadiklari icin disaridaki demirlerin arkasindan uzaktan gormesi bana kardesim cikarin burdan oglumu istiyorum diyerek aglamasi yalvarmasi o kadar zor gunlerdiki allah dusmanima dahi yasatmasin . Ablam hastalikla zorluk cekerken bizim ona yardim edemeyerek izdirap cekmemiz cok zordu. Yazilanlari okudukca bizim yasadiklarimiz ve aslinda bizim gibi bir cok insanin oldugunu ogrenmis oldum ve baska acidan baktim. Size bu paylasiimlariniz icin tesekkurederim ve ablam suan ilaclarini duzenli kullandigi zaman iyi cok sukur evlatlari ile iyi zaman zaman ataklar oluyor o donemler zorlaniyoruz ama yinede cok sukur eskisi kadar agir olmuyor. Bende paylasmak istedim yasadiklarimi.
Cok tesekkurederim ama gercekten keske gecebilecek bir hastalik olsa malesefki omur boyu surecek bir rahatsizlik. Evet ablam hala esi ile birlikte yaşıyor enistem onu oyle kabulleniyor arada bir rahatsiligi yukseldigi donemlerde anneme geliyor bosanicam diye kaliyor bir hafta sonra tekrar kendisi ben kocami seviyorum diye geri donuyor. Aslinda enistem onu bu kadar kiskanmasaydi depresyona sokmasaydi belkide ablam boyle olmazdi yada ablamin kaderiydi bu bilmiyorum ama hep hayatimizda keskeler belkiler vardir. Bende bilmiyorum. Ablamin cocuklugumdaki hatirladigim ablam boyle olamazdi beynimde hep o halleri canlaniyor hic unutamiyorum ve cok sasiriyorum civil civil kipir kipir bir kizdi o yuzdn hic sindiremiyorum bu durumu kabullenmek istemiyorum.Gecmis olsun cok uzuldum gercekten, ablan hala kocasi ile beraber mi yasiyor?
kizlar, merhaba. babam sizofreni hastasi, hem kendisi icin hem dd bizler icin biraz zor. surekli biz soyluyoruz yapmasi gereken seyleri. ancak en buyuk sorunumuz temizlik. banyo yaptiramiyoruz. ben sinir krizi gecirmek uzereyim artik bu yuzden. evimiz her daim temizdir, annem de oldukca titizdir. tamam babam rahatsiz olabilir ama kavga etmek zorinda kaliyoruz her seferinde banyo konusunda.
15 gunde 1 kez igne vurulmasi gerekiyor, onu da surekli biz hatirlatiyoruz. 10000 kere soyluyoruz, sonrasinda da kendisi gidip saglik ocaginda yaptiriyor ama 15 gun oluyor 20 gun.
doktor ( ege uni) antidepresan ve hareketlerindeki gariplik icin ilaclar vermisti, bi tanesi bitti digerinden dd sadece 3 tane icmis. ben icmicem bunlari diyor.
eger boyle devam ederse, doktor manisaya yatiracagini soylemisti.. hayati bize de zindan ediyor anlatsam roman olur. ben de tip 1 diyabet hastasiyim, ister istemez etkileniyorum ama orda da yatmasini istemiyorum. doktor randevusu var ama bana gore durumu ic acici degiil..
bu durumlari kismen de olsa yasayan insanlar fikirlerini paylasirsa sevinirim
Tavriniz cok kaba. Onunla evde yasayan biziz, siz degil. Cok sukur sizofreniyle anksiyetenin ayni sey olmadigini biliyorum, ayrica da yasiyoruz.Tabiki iğnesini bilmemnesini siz hatırlatacaksınız.Siz şizofreniyi anksiyete bozukluğu falan sanıyorsunuz heralde..can güvenliğiniz olduğuna şükredin ve bu hastalığu bu kadar hafife almayın..
Sizofreni hakkinda ne kadar bilginiz oldugunu bilmiyorum ancak onun da cesitleri var inanin, ve her gecen gun doktoru da daha kotuye gittigini belirtiyor. Her nyse, sikayet ediyorum zaman zaman, cunku ben de insanim, ama dogru ama yanlis.işiniz zor ama herşey bir sınav, biraz isyan ediyorsunuz haklı olaraktan belki, ama herşey biz insanlar için, sizin de sınavınız buymuş. bunlara kızmamanız gerekiyor. hiçbirini bilinçli yapmıyor. banyosu olsun ilacı olsun. iğnesine neden tek başına gönderiyorsunuz refakat etmiyorsunuz? kendisi geciktiriyor üzerinde durmuyorsa sizin elinden tutup götürmeniz gerekiyor. o sizin gibi normal sıradan bir insan değil neticede. bin kere de on bi kerede söylemeniz normal. bana sanki biraz kendi haline bırakmışsınız gibime geldi bu yazınızda. oysa çocukmuuş gibi sahip çıkmanz gerekiyor demek ki. sizin de başnıza gelebileceğini unutmayın. o zaman sizde sabırlı evlatlar dilersiniz kendinize. siz sinir krizi geçirmek üzereyseniz siz de psikiatriye gidip destek alın. inanın babanız keşke şeker hastası olsaydı eminim bunu şu an ki durumuna tercih ederdi şayet aklı erseydi. yazınıza daha çok sizin sabırsızlığınız karşısında üzüldüm. şikayet ediyorsunuz gibime geldi. yazılarda yanlış anlaşılabiliniyor insan yanlış anladıysam özür dilerim. ve Allah sizede yardımcı olsun başta babanıza.
Ne biçim konuşuyorsunuz can güvenliğimiZ olduğuna sukredin falan diye sizofren hastalarını otekilestirdiginize göre hiç bir bilginiz yok bu hastalık hakkında!Tabiki iğnesini bilmemnesini siz hatırlatacaksınız.Siz şizofreniyi anksiyete bozukluğu falan sanıyorsunuz heralde..can güvenliğiniz olduğuna şükredin ve bu hastalığu bu kadar hafife almayın..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?