Bu borç işi evlendiğimiz ilk senelerde bizim de başımızdaydı, eşimin amcaoğlu araba için bizden borç istedi, olmaz dedim, lazım olursa vermez dedim, bütçesine uygun araba alsın dedim, yok dinletemedim, bir de üstüne haset etme, biz kardeş gibiyiz tabi ki bende varken mağdur etmeyeceğim diye laf yedim, gitti güle oynaya verdi.
Paranın üzerinden aylar geçti tabi ki geri gelmedi, bir gün eşim de temiz bir araba buldu, eldekini satarım, amcaoğlumdakini de alırım diye düşündü tabi alamadı, kredi çekelim dedi, hazırda paran varken çekmem dedim, araba da başkasına gitti çok üzüldü, daha da kötüsü param yok diyen adam iki hafta sonra beş yıldızlı otelden paylaşım yaptı, eşim daha da üzüldü, inanır mısınız kötü müyüm acaba diye sorgulasam da bu durumundan mutlu oldum, çünkü kazık yemeden anlamayacaktı ve aynen devam edecekti.
Bir de gelmiş bana dert yanıyor, cevabım -olan olmuş, ben sana söylemiştim desem ne değişecek, konuşmayı hak etsen de dırdır edip hiç huzurumu kaçıramayacağım, bildiğim şeyleri de dinlemek istemiyorum, siz kardeş gibisiniz aranızda halledin- oldu, köpüklü bir kahve yapıp höpürdete höpürdete içtim, daha da konuyu açmadım.
Kıssadan hisse, ne deseniz anlamayacak, siz arkasında durdukça da bundan ders almayacak, bu fırsatla işi sıkı tutun derim, ihtiyaçlarınızdan kısmayın, alırken eşin fikri önemli değil, öderken biz aileyiz ne güzel dünya, bırakın size dokunmadan yaptıklarının sonucuna katlansın, yoksa düzelmiyorlar, laftan ise hiç anlamıyorlar.