- 16 Mart 2018
- 88
- 106
- 32
-
- Konu Sahibi CorpseBride_
- #21
çok teşekkürler... bana ara sıra bazı hisler gelse de kararlıyım ama bu yazıklarımı evde söylemeye utanıyorum. arkadaşlarım bile bana çok kızıyor söylediğimde. sen kendine nasıl bunu yapıyorsun hala diye. yani marifet diye söylemiyorum ama nefret edemiyorum ben kimseden. Ama uzaklaşabiliyorum. Sevdiklerim söz konusu olunca korumacı olabiliyorum. İyisi ile kötüsü ile onu içimden atacağım kararlıyım. Bazen içimde iyi edebiyat yapıp onu masumlaştıran saftiriği susturmam lazım... Dilerim çok güzel şeyler yaşayın bundan sonra siz de. Mutlu olun daima... Sevgiler..Bakın ben sizi anlamaya çalışıyorum ama siz kendinizle çok çelişiyorsunuz bu şekilde unutamazsıniz 6 ay öncesine kadar ben de böyle hissediyordum ama yüzme ıngilizce kursu derken hayata karıştim insan elbette üzülür ama lütfen kendinize telkin edin bu günler geçecek ben güçlüyüm diyin. Benim eski daha bir manyakti fiziksel değil psikolojik ve cinsel şiddet gördüm onun yüzünden erkeklerden nefret eder hale gelmiştim yeni yeni aşıyorum. Bu dünyadaki diğer erkekler bizim x'ler gibi manyak değildir.
Siz genceciksiniz eminim çok daha guzelsiniz sizin de kıymetinizi anlayanlar çıkacak emin olun
Kendinize ondan nefret ettiğinizi söyleyebilirsiniz.
Güzel anlar gelince iptal ettir beynine kötü anlari hatırla.
Kendinizi sevin eve bir hayvan alıp onu sevin hayatı sevin ama lütfen o hayvanı sevmeyin .
Bu hayvanlar yüzünden birsürü çocuğun gencin hayatı mahvoluor öğrencilerimin hayatından biliyorum kadınlar güçlü olup bu hayvanları baba yapmamalı ve doğmamış çocuklarını düşünmeli yoksa herşey geç oluyor siz şanslısınız boşanınca bekar ve genç hanım olarak hayata devam edeceksiniz.
Nefes bile şükür sebebi kendinize iyi bakın
çok acımsız tutumları olabiliyor şu kadınların da. Stockholm sendromuna belki ister istemez kapılıyorumdur. Ama bunu gözlemlemeniz size hakkımda normal değilsin yorumunu yapma hakkı vermez. İnsan bu her hastalığa tutulur, her şeyi yaşar. Sizin yada başkasının bunu yaşamama ihtimali nedir ? En yapmam dediğiniz şeyi yaparken buluverirsiniz kendinizi. Ama bu sizi anormal yapmaz. Bakış açınızın bir noktada sıkıştığını gösterir.Adam sizi yumruklayarak tekmeleyerek sokaga atmadi mi?
Hatta ilk konuda kalbime yumruk atti dediniz.
Masallah yumruklari yedikce kalbinizdeki sevgisi yucelmis tovbe Yarabbim.
Diger konuda da demistim.
O herifte normal degil sizde..
Sizin psikoloji stokcholm sendromuyla aciklanir, belkide Stalin tavugu hikayesiyle bilemedim ama ne olursa olsun sizin kafa bi milyon.
Herşeyi anlatmadım. Ama güzeldi işte. Yine de en güzel şey olsa değmez bu saatten sonra. Bunu söyleyin bana.Lütfen bana kızmayın. İnanın sizi incitmek istemiyorum. Belliki çok hassassınız. İyi de ne güzel günü yaşamışsınız anlamadım ben. Adam sizi tavlamak için bi iki Güleryüz göstermiş iki öpücük atmış. Sizde kanmışsınız. Gerçekten tanımak için bişey yapmamışsınız.
Neyse olan olmuş. Böyle üzüldüğünüzde yaptığı kötülükleri düşünün. Hayallerimiz yıkılmış onları düşünün
Bi şey sorucam esınıze neden acıyorsunuz pekı o bunları yaparken sıZe hıc acıdımı bıde hadı pışman oldu ozurdıledı barıstınız eskısı gıbı olmanız mümkün degıl bunu düşünün kımse yuvasının yıkılmasını istemez kımse kalbındekı insana kotuluk konduramaz ama bır doğru var hayatta herkesın gordugu ve bıldıgı o dogruya odaklanın genç yasınızda başından berı zından etmış hayatı sadece sevgılıyken ıyıymış galıba bu adam bence ıyı kı çocuk olmadan bıtıyor öyle düşünün kendınızı başka şeylere verın acımasız olun bencıl olun bırazTut ki darptan size söz etmedim, ama dedim ki ben eşimi boşuyorum boşamak zorundayım bu ilişki bana zarar veriyor ama yaşadığım güzel şeyler canımı yakıyor. Hatırlayıp üzülüyorum. Siz bana boşanma sürecinde olabilir tarzında şeyler söylerdiniz. Diğer taraftan o haliyle eşimi kabul etmekte zorluk yaşadığımdan , yani darbının etkisi devam etse de gerekeni yapsam da aileme yaptıklarından dolayı nefret de etsem bir yanım hala ona acıyor ve güzel günlerime yanıyor. Çok mu imkansız ? Ben ne yazık ki ara sıra eşime sevgi duyuyorum güzel günlerin hatırına. Ama sonra tekrar kararıyor dünya. Ben bunu aşma yolunu sordum. Boş verin beni eleştirmeyi. Bildiğiniz teselli varsa söyleyin.
Dün dedim. Bugün tekrar diyorum. Sakın geri dönmeyi düşünme. İllaki haberlere malzememi olmak istiyorsun. Sonunu sen de görüyorsun. Üzülmüş olabilirsin. Ama zaman ver biraz. Geçecek. Şimdi dönersen 1 ay sonra yine boşluk doldurmaya çalışacaksın. Dönersen boşluk kapanmayavak. Her defasında daha çok büyüyecek. Çünkü sonunuz belli. Ya seni öldürecek ya da sen erken davranıp ayrılacaksın.Herkese merhaba, hesabıma ulaşamadığım için bu hesaptan yazıyorum. Ulaşamadığım ve sebebini anlamadığım hesabım corpsebride91 dir. Belirteyim ki uzun yazacağım, ona göre okuyunuz, sonra çok uzun demeyin...
Eşim beni 4 mart tarihinde darp ederek evden attı. Çok ağır küfürler, hakaretler de var tabiki... Ben şu şekilde anlatmak istiyorum süreci, zira kafamı toparlayamıyorum, düşünmeden edemiyorum aklımdan çıkaramıyorum bir türlü. İşte bu yüzden küçük büyük tüm detayları yazmak sonra da onlardan kurtulmak istiyorum. Birileri bilsin istiyorum bu bir çoğunluğu anlamsız görünen ve birikerek çoğalan şeyleri.
Eşim yakın arkadaşımın kardeşinin komutanıydı. O dönem kardeşi er olarak geçici vazifesini yerine getiriyordu. Muhammet yani bu er olan kardeş, sürekli onu ve beni benzetiyormuş. Gerçekten de eşimle kardeş gibi benziyoruz. Bir gün dayanamayıp söylemiş, komutanım bir kız var, aynı size benziyor, ablamın arkadaşı , iyi bir bölüm bitirdi,çok iyi bir kız işte ne söylediyse.. Bu beni facebooktan ekledi. Bana selam verdi ben de selam verdim ama üslubundan hoşlanmadım. Sonra iki defa arkadaşlık isteğini sildim. Sonra ısrarla yazdı ,asker olduğunu yazınca ben de hakkında yanlış düşündüğümü ve arkadaş olabileceğimizi düşündüm. Seviyeli bir şekilde konuşuyordu. Sonra Muhammetten bahsedince çok kızdım. Direkt olarak bana aşık olduğunu resmimi gördüğünü ve evlenmek istediğini söyledi. Daha görüşmemiştik bile, ben de nereden gördün de aşık oldun boş insan yazıp sildim. Sonra her yerden karşıma çıktı sanal olarak. Bir sürü mesaj atmış, telefonumu bulmuş... bir iki ay koşuşturmacadan sonra buluştuk. Gerçekten de aynı bana benziyordu. Bir de çok yakışıklıydı,güzel bir çocuktu her yönden. Başta bir daha görüşmeyelim filan diyecekken elimi tutup yeminler etmeye başladı. sonra bana dedi ki bak ölürsem çok üzülürsün bizi güneydoğuya gönderiyorlar bu tayinde... o dakikaya kadar yüzüne bile bakamamıştım,düşünün. Elimi tutma diye hüngür hüngür ağlamaya başladım...ne safmışım. Sonra aşık oldum,aşık olduk ya da ben öyle sandım.
Eşimle bizim düğünümüz de eşyaların alınması da her şeyimiz sıkıntılıydı. Eşimin ailesi maddi manevi hiçbir şey yapmadı, sağdan soldan duyduğu şeylerle eşim bir şeyler yapmaya çalıştı. Bu süreçte benim ailem destek oldu. Ama bizim de parasız zamanımızdı. Eşim sürekli evlenmeyi çok istediğini söylüyordu, şimdi anlıyorum ki onun bencilliğindeki bir insan için gerçekten de çok istemiş. Her şeyi ben yapacağım , sıkıntı yok yeter ki evlenelim dedi aileme. Ailem kabul etmedi bekleyin biz de bir şeyler yaparız dediler. Bizim düğünlerimiz, misafir ağırlamalarımız çok önemlidir. Aile dediğimiz şeyin bir itibarı var. Ama biz eşimle emri vaki yaparak süreci hızlandırarak nikah günü almak gibi işlere giriştik. Aslında ben de ertelenmesi için uğraştım ama eşim ağladı,sızladı,sabırsızlandı ve razı oldum. Derken bizim evde isteme oldu, sonra eşyalar alındı biz şehirler arası gidip geldik filan... Nişan bitiminde eşimin annesi takılan altınları annemden verin bizde dursun oğlumda güvende durur diyerek aldı. Annem de zaten eşime altınları verme fikrindeydi gençsiniz araba alırsınız diyordu canım annem,biz de araba alacaktık, ailemde böyle tamahkarlık ve görgüsüzlük hiç görmedim, nişan altınını gasp edenini de hiç görmedim. Zaten sadece çeyrek altın takılmıştı ve benim babam bilezik takmıştı. Eşim annesinin çok çirkin şekilde söylediği adeta bizi hırsız yerine koyduğu durum için tek şey söylemedi. Bana 2 bilezik taktılar zaten eşim almış.
Ev tutulmasında eşim alelacele görmediği bir evi tutmuş içinde arkadaşı oturuyordu, gelinlik deseniz gerginlik vesilesi oldu, eşim bir türlü peşine düşmedi . Derme çatma gibi, yamalama gibi tuhaf bir şekilde ev kurduk. Arada benim annem koşturdu , damadın annesi sadece düğüne,istemeye ve kınaya geldi... Başka defa görmedim. Bana düğün alışverişi bile yapılmadı. Düşünün gelinsin ama pijama dahi almamışlar,ev temizliğini bile sana yaptırmışlar, bir kez olsun ne lazım diyen bir figür yok.. Çok istediğimden mi ? Çok mu önemli ?Hayır ,ama kalbi kırılıyor insanın. Başta bir defa benimseme zorluğu yaratan durumlar var.
Eşim bana ailesinin ilgisiz olduğunu söylüyordu hep. Eşyaları almak için ben eşimin yanına İstanbul'a gelmiştim. Hiçbir şey umurumda değildi. Ayaklarım yere basmıyordu ki... Sonra eşim annen parayla mı gelecek diye sordu eşyaları alırken de her yerde sinir içindeydi, aşırı zorlanıyor gibi davranıyordu. Her şeyin lafını ediyordu. Ben o zamanlar bu hareketlere çok içerliyordum çünkü istiyordum ki benim kendi param olsun ,işim olsun da ben harcayayım bir şeyleri de ben yapayım. Ama akılsızlığım, gözü körlüğüm hep devrede olacak benim yardım edemiyorum diye üzülmemden güç bulup her şeyi ben yaptım ettime getiriyordu karşımdaki. Oysaki bir erkek evini kurarken, cebinde parası da varken böyle mi davranır ? Güya da çok aşık. Her şeyi güç bela ,zor zoruna rastgele yaptığı gibi bir çok saygısızlık da ediyor..Ama daha mezun olmama bile 3-4 ay vardı. Ev tutulduktan sonra alışverişini de döşemesini de boyamasını da eşimle ben yaptık. Temizliği ise ben ve annem.Annem de İstanbula gelince eşim hareketleriyle öncesinde sarf ettiği sözleriyle anneme bir çok saygısızlık yaptı. Ama göze de görünmeyen itici hareketler. Oysaki annem evimize yardım etti, pek çok borca girdi... Şimdi neden evlendim neden sabrettim aklım almıyor ama o zaman gelip geçecek yine sevdiğim adam olacak zannediyordum herhalde. Çünkü ben onu çok sevdim...
Onu o kadar çok seviyordum ki, gözlerini kapattığında göz kapaklarında görünen ince damarları içimi tuhaf ederdi. Üzülürdüm. Onu kuş yapar havalarda uçururdum, ben kuşunum derdi. Komik kuş sesleri yapardı. Başkalarının yanında yumruklarını sıkardı, kıpkırmızı olurdu, saf saf gülümserdi beni öpmemek için. Sonra dayanamaz öperdi, otobüste, parkta, yolda yürürken... Görüp bir şeyler söyleyenler olurdu. Gülerdik...O bülbülmüş ben gül. Çok güzeldi sevgisi...Yada yine ben öyle sanmıştım.
Düğünden sonra küçük bir söze dahi tahammül göstermeyen, söylediği şeylerin hep aksini yaşatan biri olmuştu. Bitmeyen aşağılamaları, hor görmeleri, umursamazlıkları gün gün beni bitirdi. Çünkü sevgi ararken bulduklarım çok kötü şeylerdi. Panik atak genelde büyük bir kayıp hissiyle başlarmış. Bende öyle oldu. Güvenimi kaybetmiştim. Önceleri tepki veremiyor sadece ağlıyordum yaptıklarına. Sonra özür diler pişman olurdu. Tüm eşyaları kırmıştı, kalbimi de. Her gün hakarete dönüştü kırıcılıkları. Sonra ben de yükselttim sesimi. Bağırıp durduk durmadan. Sonra bana tokat atmaya başladı. Cevap bile veremiyordum.Sesimi de yükseltmiyordum,karşı da koymuyordum. Ağlıyordum. Evlilik sitesine girmiş bir defa, serenay aktaş diye bir kadının ahlaksız videosunu izlemiş, ''güzel'' kızlara bakmış bir fiske dahi vurulmamış ''değerli'' olanlarına. Boşanmak istediğimi de ilk ben söyledim. Bununla da deli oldu. Bir kere onu terk ettim 3 gün dayanabildim. Geri döndüm.Buna da deli oldu. Tokat attı 1 hafta dayandım olmadı. Tekrar tekrar deniyordum ama olmuyordu. Ama sadece sinirleniyordu. Üstüme geliyordu hakaret ediyordu küçümsüyordu hiçbir şeyi layık görmüyordu, bana zerre merhamet etmeden ağlatıyordu. Bundan zevk alıyordu. Aileme de aynı tutumu sürdü. Zaten sık görüşmüyorduk. Görüştüğümüzde de hep gergindi. Beni hiç önemsemedi ki..Hep üstüme yürüyor, kolumu tutuyor, iteliyor en son tokat ve darp...
Çocuğumuz olacağını öğrendiğimde ev değiştirmiştik. Daha iyiydi her şey. Ama bir tartışmada beni evde o dakika atacağını söylemişti. Bir tartışmamızda hayatımda hiçbir zaman olmayan birine gitmemi. Bir kaçında ben ona ailesiyle ilgili gayette yerinde fakat ağır patlamalarda bulundum...Bir keresinde eşyalarını toplayıp ben ona gitmesini söyledim.Çocuğum olacaktı evden pijamayla atacakmış, sonra sinirle yapıyormuş filan... Çocuk düştü bana küfür etmesine cevap verdim diye tokat attı. Birlikte ders çalışırdık , sinir olurdu ondan önce anlamama ve ona anlatmama... Ama hepsinin içinde iyi olanları mükemmeldi. Kötü olanları aynı ölçüde iğrençti.
En son kötü bir tartışmanın ardından eşim zannederim beni öldürmek istedi. Belki tartışabilirdik. Belki birbirimizi deli edercesine tartıştık. Belki hayatı dar ettik birbirimize ama sevmiştim ben onu. O da beni sevmişti. Ama daha şimdi çalışan aklım bana hiçbir sevgilinin , hiçbir erkeğin birbirine tekme atamayacağını söylüyor. Yumruk da atamaz bir erkek severse. Tokat da atamaz. Aşağılar mı bilmem... Ama yapamaz bunları. Çünkü ben onu polis götürürse mesleğine son verirler diye aynı şehirdeyken polis çağırmadım. Şehir değiştirip rapor tutturdum ve boşanma davası açtım. Onu polise şikayet ettim. Bir gün önce onu şikayet eden benim düşmanım olurdu oysa. Nasıl psikopatlıksa bende ki aklıma elleri geliyor. Nasıl vurabilirdi o elleri... Küçük bir çocuğun eli gibi yuvarlak ,hatta komik küçük parmakları. Ama içime sorsanız seviyor onu. Beni darp eden, polise şikayet ettiğim ve boşanmak istediğim kocamı çok seviyorum...bana bir şey söyleyin ne yapayım...bu boşluk dolar mı ?
Değmez canım her şerde bir hayr vardır.Herşeyi anlatmadım. Ama güzeldi işte. Yine de en güzel şey olsa değmez bu saatten sonra. Bunu söyleyin bana.
çok acımsız tutumları olabiliyor şu kadınların da. Stockholm sendromuna belki ister istemez kapılıyorumdur. Ama bunu gözlemlemeniz size hakkımda normal değilsin yorumunu yapma hakkı vermez. İnsan bu her hastalığa tutulur, her şeyi yaşar. Sizin yada başkasının bunu yaşamama ihtimali nedir ? En yapmam dediğiniz şeyi yaparken buluverirsiniz kendinizi. Ama bu sizi anormal yapmaz. Bakış açınızın bir noktada sıkıştığını gösterir.
Ben ne yazıyorum siz ne anlıyorsunuz. Yada anladığınızı iddia ediyorsunuz. Olmayacağı ortada ama benim söylediğim o nasıl yaptı anlamını taşıyan bir sözdü. Hala algılama güçlüğü yaşıyorum çünkü. Gider psikologlara anlatırım sağlıklı yorumlar yapacakları %100Normal insan kendini komalik eden adamin kucuk ellerini dusunmez, onu nasil acimasizca darp ettigini dusunur.
Size vah tuh yapmak sizi kendinize getirmez, tokat gibi laflara ihtiyaciniz var ki barisip geri donup annenizin gonlune bidaha kor dusurmeyin.
Burdaki yorumlari begenmiyorsaniz gidin tedavi olun derdinizi iyi bi psikologa anlatin,burda denileni gogsunde yumusatip size soyleyecektir.
32 yillik hayatim 9 senelik evliligimde sizden cok sey gordugum kesin.
Ayrica bnm esimde asker bunu da belirteyim.
Beni darp eden, polise şikayet ettiğim ve boşanmak istediğim kocamı çok seviyorum..
Bu sözünüz dikkatimi çekti cidden. Teşekkür ederim... Her türlü şey çekilir olur hayatta karşıdaki insan normalse,yani samimi ise, içten sevmişse... Bu yalana tutunmamalıyım. O samimi olsa yaşadıklarımın bir tanesini bile yaşamazdım. Her sıkıntıya da iyi güne de hazırdım oysa. Devam edebilirdim ama samimi olsaydı, beni benimsemiş ve ashiplenmiş olsaydı. Ve en azından sosyopat değil ,psikopat değil , bipolar değil göründüğü gibi olsaydı.Yasadiklariniz taze olduğu için böyle acı cekmeniz normal . Karşıdaki insanın normal olmadığını dusunuyorum ama siz de sağlıklı düşünme yetisini kaybetmişsiniz. Destek alın . Zira bu insanı hala seviyorum veya iyi anlarimiz oldu demek ilginç .. ailesi de anormal . Muhtemelen ailede de dışlanmış ezilmiş biri , bunun hıncını sizden çıkarmış . Psikolojik olarak normal insanla yaşamak apayrı bisidir . İnsan maddi sıkıntı olur katlanır , bedensel hastalık olur birbirine tutunur atlatır . Ancak bu tarz insanlarla yaşanmaz . Halinize sukredin , kurtuldum diyin ..
Bir kadın olarak dahi insanın gururuna dokunuyor biliyorum.. Bir insandan hem nefret etmek, hem sevmek gibi. Ama eskisi gibi sevmediğinize , kurtulmak istediğinize eminsiniz. O hissi bilmiyorum işte bir karşılığı var mı sözlükte ? Belki yoksunluk hissi. Şu sigaradan ayağı kesilen adamın bıraktığı sigaraya çektiği hasret gibi. Yaptığı hareketlerden tiksiniyorsunuz, size yaptığı tüm psikolojik oyunların farkındasınız, kendinizi yıpranmış yağmalanmış hissediyorsunuz, en güzel günlerinizi mahvetmiş bir insandan bahsediyorsunuz, o kişi mantıken bütün psikopatik tanımlara da uyuyor, böyle sevgi olmaz buna da eminsiniz, gerçek saygı görmüşsünüz ne demektir biliyorsunuz ama nefret edemiyorsunuz. Geri dönmeyeceğiniz, belki bir daha görmeyeceğiniz, size çok zarar vermiş belki insanlıktan çıkmış birinden ayrılmak sizi üzüyor. Ama hem de yaptıklarını düşününce kalbiniz sıkışıyor. Hanımlar ,hanımefendiler anlar aslında birbirinin dilinden. Çünkü o sahiplenmeyi, kırılmışlığı ve naifliği ortak paydada anneliği hepimiz yaşıyoruz doğuştan... O pislik özür dileyecek mi ? Yaptığı hataları anlayacak mı ? Kıvranacak mı ? Perişan olacak mı ? Bir insan olsun anlayacak mı beni bir gün..çok iyi yapıyosunuz bravo. biraz özsaygı lütfen.
Bir kadın olarak dahi insanın gururuna dokunuyor biliyorum.. Bir insandan hem nefret etmek, hem sevmek gibi. Ama eskisi gibi sevmediğinize , kurtulmak istediğinize eminsiniz. O hissi bilmiyorum işte bir karşılığı var mı sözlükte ? Belki yoksunluk hissi. Şu sigaradan ayağı kesilen adamın bıraktığı sigaraya çektiği hasret gibi. Yaptığı hareketlerden tiksiniyorsunuz, size yaptığı tüm psikolojik oyunların farkındasınız, kendinizi yıpranmış yağmalanmış hissediyorsunuz, en güzel günlerinizi mahvetmiş bir insandan bahsediyorsunuz, o kişi mantıken bütün psikopatik tanımlara da uyuyor, böyle sevgi olmaz buna da eminsiniz, gerçek saygı görmüşsünüz ne demektir biliyorsunuz ama nefret edemiyorsunuz. Geri dönmeyeceğiniz, belki bir daha görmeyeceğiniz, size çok zarar vermiş belki insanlıktan çıkmış birinden ayrılmak sizi üzüyor. Ama hem de yaptıklarını düşününce kalbiniz sıkışıyor. Hanımlar ,hanımefendiler anlar aslında birbirinin dilinden. Çünkü o sahiplenmeyi, kırılmışlığı ve naifliği ortak paydada anneliği hepimiz yaşıyoruz doğuştan... O pislik özür dileyecek mi ? Yaptığı hataları anlayacak mı ? Kıvranacak mı ? Perişan olacak mı ? Bir insan olsun anlayacak mı beni bir gün..
Söyleyemiyorum zaten. Çevremdeki kimseye ,dile getiremiyorum ve utanıyorum. Ama tanımadığımız insanlar böyle şeyleri atmanın başarılı yoludur. Sizin beni hiç tanımadığınız gibi ben de sizi tanımam. Ve bana idam layık görseniz umurumda olmaz. Çünkü nelerden utandığımı yada utanmadığımı asla bilemez ,an itibariyle yorum yaparsınız. Yine de kendimi eleştirdiğim herşeyi burada görmekten mutluyum. Size de teşekkür ederim.bence yani hala seviyor olsanız bile bunu dile getiriyor olmanız da ilginç. ben olsam seviyorum demeye utanırım. kendi adıma, beni büyütüp bu yaşa getiren ailem adına, düşürdüğüm çocuk adına utanırım.
diyosunuz ki evlenmeyi çok istiyodu vs vs. düğündne hemen sonra bu problemler başlamış. insan gerçek karakterini bu kadar gizleyemez bana göre.Söyleyemiyorum zaten. Çevremdeki kimseye ,dile getiremiyorum ve utanıyorum. Ama tanımadığımız insanlar böyle şeyleri atmanın başarılı yoludur. Sizin beni hiç tanımadığınız gibi ben de sizi tanımam. Ve bana idam layık görseniz umurumda olmaz. Çünkü nelerden utandığımı yada utanmadığımı asla bilemez ,an itibariyle yorum yaparsınız. Yine de kendimi eleştirdiğim herşeyi burada görmekten mutluyum. Size de teşekkür ederim.
Ailem hemen boşanmamı istiyor. Ben de davayı açtımolayı en bastan anlaymısıın en bastan seninde htaltın var istediğin seyleri yaptırmak için bekleyecektin . esin zorladı deme . bendede öyşe eksikler oldu taktım uzun süre kafama ama sonra unutmak için ugrasatım esime dedim. biraz azaldı ssonra simdi takmıyorum
grlinlik resimlerine bakamam makyajım cok kötü onların akrabasıydı sesde edemedim zatn ortm karanlıktı bembeyaz olmusum dısarda farkettm
esindede problemler var ama birde tartısmalar neden cıkıyor ona bak. aile evlilik danısmanına gidin .
zatn seni dövmüş bu cok kötü birsey bundan sonra verecksen son sans olur