Ne kadar zehir ne kadar berbat bir bayramdi... Anlatamam.
Çok doğru ağlarsa analar agliyormus gerisi yalan agliyormus...
Arefe sabahı tek başıma gittim kızımın yanına ki benm mezarlıklardan hep ödüm kopar. Daha mezar taşı yok. Başındaki tabelaya adını yazdım... Saçımdan tokami çıkartıp tabelasına geçirdim. Annen burda hep yanında olacak... Ne kadar bedenlerimiz uzakta olsada her zaman sana gelemesemde sen istediğin zaman bnm kokumu burdan alabilirsin dedim... Arefeden iki gün önce otopsi raporunda çıktı. Öyle boğulma nefessiz kalma vs hicbisey yok. Etine kanına kemiklerine organlarına hep bakmışlar...."doğal bebek ölümü" yazmışlar otopsi sonucuna. Bebeğimin ölüm nedeni bile yok. Kalan ömrümü bundan sonra bebeğim neden oldu diye düşünerek geçireceğim.
Hani sebebini bilsem bundan sonra en çok ona dikkat edicem....
Ama yok.
İnsanlar hep beni suçladılar... Dilleri suçlamaya varmayanlar ise o gözlerle baktılar. O suçlayıcı bakışlar o kadar tanidikti ki. Tek seferde insanın ne düşündüğünü anlayabiliyorsun.
Öyle ya o odada bir Allah bir ben vardım. Gelde insanoğluna anlat. Kime neyi anlatacaksın.
Rabbim en çok bizlere sabır versin... Hayatta en güzel şey evlat, ölümün de en acısı evlat acisiymis.