Selam.
Sevgilimle iletişimim sıfır. Çünkü ne konudan konuşsam sanki ona söylemişim gibi algılıyor. Biri hakkında dedikodu yapsam, demek sende böyle düşünüyorsun, demek sende böyle bir insansın diyor. Sonra ben kendimi savunmaya başladığım zamanda lafı çevirme diyor. Sürekli beni suçluyor. Her defasında özür dilerken buluyorum kendimi. Bir kere bu durum canımı çok sıktı ve patladım. Ayrılmak istedim ve işin sonunda ayrılırsan ayrıl dedi. Kimse vazgeçilmez değildir dedi. Birkaç dakika geçtikten sonra da ayrılmayı unut, içini dök rahatla dedi.
Kısacası benim Ayşe dediğimi Fatma anlıyor. Sonra nasıl Fatma hakkında böyle şeyler söylersin diye çıkışıyor. Beni Fatma'dan bahsettiğime ikna ediyor ve kendimi Fatma'ya laf ettiğim için özür dilerken buluyorum.
Ama asıl konu güven. İlişkide büyük bir güvensizlik var. Ben tam güvenemiyorum. Daha doğrusu o güven vermiyor. Bunu ona söylediğim de ise bu senin sorun. Güvenmediğin bir ilişki neden bulunuyorsun diyor. Ayrılabilirsin diyor. Güvensizliğe sebep olan konular ise şu şekilde;
28 yaşındayız fakat 20'li yaşların başında kendisiyle ilgilenen kızları hala takip ediyordu ve her gönderilerini beğeniyorlardı. Bende bundan rahatsız olduğumu söylediğimde, "ben onları reddettim, sadece öylesine takip ediyorum, konuşmuyorum, görüşmüyorum, takip ettiğimden haberim bile yoktu sen söyleyene kadar" şeklinde cevap almıştım. Bu tartışma 2 ay kadar sürdü. "Eğer onları silersem ayıp etmiş olurum", dedi. Madem görüşmüyorsun, takip ettiğinden haberin bile yok neden ayıp olsun ki, dediğimde cevap veremedi kaçıp gitti. Zaten en meşhur huyudur. Manipüle edemediği zaman eğer yan yanaysak döner arkasını gider, telefondan konuşuyorsak konuşmak istemiyorum der gider. Gitmesi en uzun 1 gün sürer. Geri gelmez benden bir adım bekler. Sorun çözülmediği için tekrar dile getirdiğimde ise umursamaz.
Güvensizliğin diğer sebebi ise gözleri. Fıldır fıldırlar. Bir çok kez başkalarına bakarken yakaladım. Hep içime attım fakat bir gün bunun bana zarar verdiğinin farkına varınca kibarca bu konuyu ona açtım. Başkalarına baktığını gördüm ve bundan rahatsız oldum. Daha dikkatli olur musun, böyle yapman sadık olmadığın hissini uyandırıyor bende dedim. Ve tabiki kavgadan başka bir sonuç alamadım. Nasıl düşünürsen düşün, bana böyle şeyleri yakıştıramazsın falan dedi. Empati yapması için aynı şeyleri ben yapsam, sen bana böyle bir ithamla gelsem bu düşüncenin yanlış olduğunu anlatmak için çabalardım dedim. Fakat nafile. Ben sana yapmadığım bir şeyi kanıtlamak zorunda değilim dedi.
Ayrıca ben yazmasam yazmaz, aramaz, dışarı çıkmayı teklif etmez. Kendince sebepleri vardır. Bana yazmaz. Yazsa bile akşama doğru yazar. Çünkü her dakika konuşmaya gerek yoktur, biraz uzak durup özlemesi gerekiyormuş. Merak eden bir insan değilmiş. Merak etmesi için 3-4 gün geçmesi gerekiyormuş. Arayamazmış çünkü evde ailesinin yanında konuşamıyormuş. Ailesi beni bilmesine rağmen utanıyormuş. Dışarı çıkmayı teklif etmeme sebebi buluşmak istememesiymiş. Bir gören olurmuş ailesine söylermiş. Aile yapısına uygun bir durum değilmiş. Saygı duymam gerekiyormuş. Elalemin görmesi, laf etmesi benden daha önemli demek ki. Sürekli mesaj üzerinden ilişki yürütmeye çalışıyorum ama artık olmuyor. Zaten kendisine beni rahatsız eden şeyleri söylediğim için bana bunları yakıştıramazsın diyip ayrılmak istiyor.
Aşırı inat bir karakter. Sürekli dediğim olsun istiyor. Farklı fikirlere, tekliflere kapalı. Eleştiriye açık değil. En ufak yapıcı eleştriye ben buyum işine gelirse ya da beğenmiyorsan ayrıl diyor. Empati yapması gerektiğini, ortak noktada buluşmamız gerektiğini söylesemde nafile.
Dünya onun için dönüyor sanıyor. Aynı konu üzerinde bazı eylemler onun için serbestken benim için yasak. Mesela işimin gücümün içinde uzun zamandır görüşemediğimiz için ona vakit ayırdım. Yarım saate yanına geliyorum dedim fakat 1 saat sonra ancak bulunduğu yere gittim. Ve 20 dakika kadarda orada bekledim. Bu duruma kızdığımda ise "ben mi sana gel dedim, ben sana hazır olduğumda gel derdim gelirdin. kendi kendine çıkıp geliyorsun sonra beni azarlıyorsun, bir daha bana bağırırsan ayrılırım" dedi. Sonra yine ben özür dilemek zorunda kalmıştım. Başka bir gün ise hazır olduğunu beni bir yerde bekleyeceğini söyledi. Bende biraz geç çıktım evden. Beklediği yere koşa koşa gittim. En fazla 10 dakika bekletmişimdir onu. Ama yine suçlu ben oldum. Yanına giderken sürekli "gelmezsen gidiyorum" yazıp durmuştu zaten.
Bunlara ek olarak sevgi gösterme sorunu var. Ya da sevgisi yok ondan bir şey göremiyorum. Benden bu kadar çıkıyor, zorlama beni böyle kabul et diyor. Ama insan sevdiğine ilgi göstermeli, merak etmeli, derdini dert edinmeli desemde nafile. Kurallarla ilişki yaşanmaz diyor.
Bunların toplamında rahatsız olduğumu söyleyincede sen hastasın, kafanda kuruyorsun, doktora gitmen lazım, hayal görüyorsun falan diyor. Bazen ortada yanlış anlaşılma olabiliyor. Evham yapabiliyorum. Bunun karşılığında kafamdaki yanlışı düzeltmek yerine, senin saçma düşüncelerinin yanlış olduğunu kanıtlamak zorunda değilim, ben birşey yapmadım diyor. Evet bir şey yapmadın biliyorum ancak içimden atabilmem için senden duymam gerekiyor desemde asla cevap alamıyorum.
Sürekli olarak ilişkiye liderlik etme çabası var. Karşıdakini asla dinlemiyor. Fikirlerini umursamıyor. Sorun çıkaranın hep ben olduğumu söylüyor. Ona göre ilişkide hiç bir sorun yokmuş. Akışına bırakmak gerekiyormuş. Ama arada duruyor duruyor bende hatalıyım, senin istediğin gibi bir insan olacağım desede bir süre sonra beni kendimden nefret ettirdin, senin için değiştim, kendimden tiksiniyorum diyor. Sürekli git geller içinde. Bir gün harikayız, kalan 6 gün berbat. Bahanesi de psikolojisinin bozuk olması.
Ayrıca asla önceliği değilim. Ailesi, arkadaşları sonra ben geliyorum. Bu durumuda ona söyledim. Bana böyle hissetiriyorsun dedim. Cevabın ne olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
Ne yapmam gerek?
Sevgilimle iletişimim sıfır. Çünkü ne konudan konuşsam sanki ona söylemişim gibi algılıyor. Biri hakkında dedikodu yapsam, demek sende böyle düşünüyorsun, demek sende böyle bir insansın diyor. Sonra ben kendimi savunmaya başladığım zamanda lafı çevirme diyor. Sürekli beni suçluyor. Her defasında özür dilerken buluyorum kendimi. Bir kere bu durum canımı çok sıktı ve patladım. Ayrılmak istedim ve işin sonunda ayrılırsan ayrıl dedi. Kimse vazgeçilmez değildir dedi. Birkaç dakika geçtikten sonra da ayrılmayı unut, içini dök rahatla dedi.
Kısacası benim Ayşe dediğimi Fatma anlıyor. Sonra nasıl Fatma hakkında böyle şeyler söylersin diye çıkışıyor. Beni Fatma'dan bahsettiğime ikna ediyor ve kendimi Fatma'ya laf ettiğim için özür dilerken buluyorum.
Ama asıl konu güven. İlişkide büyük bir güvensizlik var. Ben tam güvenemiyorum. Daha doğrusu o güven vermiyor. Bunu ona söylediğim de ise bu senin sorun. Güvenmediğin bir ilişki neden bulunuyorsun diyor. Ayrılabilirsin diyor. Güvensizliğe sebep olan konular ise şu şekilde;
28 yaşındayız fakat 20'li yaşların başında kendisiyle ilgilenen kızları hala takip ediyordu ve her gönderilerini beğeniyorlardı. Bende bundan rahatsız olduğumu söylediğimde, "ben onları reddettim, sadece öylesine takip ediyorum, konuşmuyorum, görüşmüyorum, takip ettiğimden haberim bile yoktu sen söyleyene kadar" şeklinde cevap almıştım. Bu tartışma 2 ay kadar sürdü. "Eğer onları silersem ayıp etmiş olurum", dedi. Madem görüşmüyorsun, takip ettiğinden haberin bile yok neden ayıp olsun ki, dediğimde cevap veremedi kaçıp gitti. Zaten en meşhur huyudur. Manipüle edemediği zaman eğer yan yanaysak döner arkasını gider, telefondan konuşuyorsak konuşmak istemiyorum der gider. Gitmesi en uzun 1 gün sürer. Geri gelmez benden bir adım bekler. Sorun çözülmediği için tekrar dile getirdiğimde ise umursamaz.
Güvensizliğin diğer sebebi ise gözleri. Fıldır fıldırlar. Bir çok kez başkalarına bakarken yakaladım. Hep içime attım fakat bir gün bunun bana zarar verdiğinin farkına varınca kibarca bu konuyu ona açtım. Başkalarına baktığını gördüm ve bundan rahatsız oldum. Daha dikkatli olur musun, böyle yapman sadık olmadığın hissini uyandırıyor bende dedim. Ve tabiki kavgadan başka bir sonuç alamadım. Nasıl düşünürsen düşün, bana böyle şeyleri yakıştıramazsın falan dedi. Empati yapması için aynı şeyleri ben yapsam, sen bana böyle bir ithamla gelsem bu düşüncenin yanlış olduğunu anlatmak için çabalardım dedim. Fakat nafile. Ben sana yapmadığım bir şeyi kanıtlamak zorunda değilim dedi.
Ayrıca ben yazmasam yazmaz, aramaz, dışarı çıkmayı teklif etmez. Kendince sebepleri vardır. Bana yazmaz. Yazsa bile akşama doğru yazar. Çünkü her dakika konuşmaya gerek yoktur, biraz uzak durup özlemesi gerekiyormuş. Merak eden bir insan değilmiş. Merak etmesi için 3-4 gün geçmesi gerekiyormuş. Arayamazmış çünkü evde ailesinin yanında konuşamıyormuş. Ailesi beni bilmesine rağmen utanıyormuş. Dışarı çıkmayı teklif etmeme sebebi buluşmak istememesiymiş. Bir gören olurmuş ailesine söylermiş. Aile yapısına uygun bir durum değilmiş. Saygı duymam gerekiyormuş. Elalemin görmesi, laf etmesi benden daha önemli demek ki. Sürekli mesaj üzerinden ilişki yürütmeye çalışıyorum ama artık olmuyor. Zaten kendisine beni rahatsız eden şeyleri söylediğim için bana bunları yakıştıramazsın diyip ayrılmak istiyor.
Aşırı inat bir karakter. Sürekli dediğim olsun istiyor. Farklı fikirlere, tekliflere kapalı. Eleştiriye açık değil. En ufak yapıcı eleştriye ben buyum işine gelirse ya da beğenmiyorsan ayrıl diyor. Empati yapması gerektiğini, ortak noktada buluşmamız gerektiğini söylesemde nafile.
Dünya onun için dönüyor sanıyor. Aynı konu üzerinde bazı eylemler onun için serbestken benim için yasak. Mesela işimin gücümün içinde uzun zamandır görüşemediğimiz için ona vakit ayırdım. Yarım saate yanına geliyorum dedim fakat 1 saat sonra ancak bulunduğu yere gittim. Ve 20 dakika kadarda orada bekledim. Bu duruma kızdığımda ise "ben mi sana gel dedim, ben sana hazır olduğumda gel derdim gelirdin. kendi kendine çıkıp geliyorsun sonra beni azarlıyorsun, bir daha bana bağırırsan ayrılırım" dedi. Sonra yine ben özür dilemek zorunda kalmıştım. Başka bir gün ise hazır olduğunu beni bir yerde bekleyeceğini söyledi. Bende biraz geç çıktım evden. Beklediği yere koşa koşa gittim. En fazla 10 dakika bekletmişimdir onu. Ama yine suçlu ben oldum. Yanına giderken sürekli "gelmezsen gidiyorum" yazıp durmuştu zaten.
Bunlara ek olarak sevgi gösterme sorunu var. Ya da sevgisi yok ondan bir şey göremiyorum. Benden bu kadar çıkıyor, zorlama beni böyle kabul et diyor. Ama insan sevdiğine ilgi göstermeli, merak etmeli, derdini dert edinmeli desemde nafile. Kurallarla ilişki yaşanmaz diyor.
Bunların toplamında rahatsız olduğumu söyleyincede sen hastasın, kafanda kuruyorsun, doktora gitmen lazım, hayal görüyorsun falan diyor. Bazen ortada yanlış anlaşılma olabiliyor. Evham yapabiliyorum. Bunun karşılığında kafamdaki yanlışı düzeltmek yerine, senin saçma düşüncelerinin yanlış olduğunu kanıtlamak zorunda değilim, ben birşey yapmadım diyor. Evet bir şey yapmadın biliyorum ancak içimden atabilmem için senden duymam gerekiyor desemde asla cevap alamıyorum.
Sürekli olarak ilişkiye liderlik etme çabası var. Karşıdakini asla dinlemiyor. Fikirlerini umursamıyor. Sorun çıkaranın hep ben olduğumu söylüyor. Ona göre ilişkide hiç bir sorun yokmuş. Akışına bırakmak gerekiyormuş. Ama arada duruyor duruyor bende hatalıyım, senin istediğin gibi bir insan olacağım desede bir süre sonra beni kendimden nefret ettirdin, senin için değiştim, kendimden tiksiniyorum diyor. Sürekli git geller içinde. Bir gün harikayız, kalan 6 gün berbat. Bahanesi de psikolojisinin bozuk olması.
Ayrıca asla önceliği değilim. Ailesi, arkadaşları sonra ben geliyorum. Bu durumuda ona söyledim. Bana böyle hissetiriyorsun dedim. Cevabın ne olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
Ne yapmam gerek?