- 22 Temmuz 2008
- 3.610
- 23
- 39
sene 1999...yaz mevsimi...
hazırlığı bitirip lise 1 e başlayacağım yaz...ablam öss'yi kazanmış; küçük kardeşim de henüz 1.5 yaşında...ergenlik yıllarında olmanın verdiği abukluktan ötürü ananemle hiç anlaşamıyorum o aralar, o yüzden her fırsatta Kumburgazdaki yazlığımızdan İstanbul'a, annemin yanına kaçıyorum..
ağustosun ilk haftaları yazlıktaydım...geyik,eğlence diz boyu...yalnız denizin içi resmen kavruluyo, yok böyle bişey...aklına ne gelebilir ki insanın? yaz sıcağı deyip geçiştiriyoruz...
hafta başı İstanbul'a dönüyorum, "çok sıcak hava, gitme" diyolar, gidiyorum..bildiğin aylaklıklara devam...
gece bi uyanıyorum günnük; odanın içi bi tuhaf...içim de tuhaf...bişeyler çalkalanıyo sanki, tuhaf bi gürültü var...o sırada annem odaya geliyo yerden sürüne sürüne, kucağında kardeşim - ne kadar şanslı, hiç hatırlamıyor tüm bunları -...tepemde deli gibi sallanan avizeden bile anlamıyorum ne olduğunu...başımın üstündeki pencere kendiliğinden açılmış, uçup gidecek nerdeyse..."anne noluyor" dedim..."deprem oluyo yavrum, dua et" dedi...Besmele bile çekemedim nutkum tutulmuştu çünkü...
paldır küldür üst kattaki komşular geldi çaldılar kapımızı "çabuk dışarı dışarı...." annem koptu o sırada ağlamaya başladı...korkum diz boyu...ev sağlam, biz sağlamız...ama ablamla ananem yazlıkta...yakın arkadaşlarımdan biri Yalova'da...la cep telefonu da ailede 1 kişide falan var..deli gibi korkuyorum her biri için ayrı ayrı...sonra aşağı indik, kahvehanemiz vardı o zamanlar...hayatımda ilk defa orda oturuyodum hep merak ettiğim bişeydi...bi çay içip atladık arabaya...
sokaklar kıpkırmızı...radyoda Ahmet Mete Işıkara konuşuyo..."artçı sarsıntı" deyip duruyo...ne diyo ki bu adam...artçı ney...deli deli amaçsızca gezindikten sonra sabaha karşı apartmanın önüne dönüyoruz...tam eve girip eşya alacakken bi daha sallıyor...ağlıyorum merdivenlerde..
bikaç saat sonra ananemle ablam geliyor yazlıktan...şükürler olsun...evimizde biraz hasar varmış ama oralarda kimseye bişey olmamış...ancaaaak Yalova'dan hala haber yok...
her gün ellerimle kapattığım gözlerimin ucuyla, haberlere bakıyorum..arkadaşımın adı var mı ölenlerin arasında diye...ya da kurtulanların...yok ikisi de yok...tam hatırlamıyorum ama 1 hafta kadar geçti böyle...bir gece çıktı geldi..sarıldım ağladım şükürler olsun...
O günlerden sonrası çok zordu be günnük kim unutabilir ki...tv lerde alt yazılar, yardım bekleyenler, bazı hayvanatlar yüzünden o yardımları alamayanlar...sokaklarda, mezarlıklarda yatmalar..."sesimi duyan var mı", Akut, "saat 5 te deprem olcakmış" diyen aklıevvel komşular...ki biz Allaha şükür bir kayıp yaşamadığımız halde bu kadar sarsıldık...yüreklerini o enkazlarda bırakanlar ne yapsın dimi günnük...Allah sabır versin hepsine...Gölcüklü uzak akrabalarımız var...ana kız göçük altında kalıp kurtulmuşlardı..İstanbul'a misafirliğe gelmişlerdi bize...yıllar sonra...kız canlı bir enkaz gibiydi...herşeye gülüyordu, mutluydu aslında be...yarım kalmıştı resmen...ben de o duyguyu babamı kaybettiğimde yaşadım kısa bir süre sonra...
üzerinden 11 yıl geçmiş günnük...kardeşim liseye başlayacak nerdeyse, ablam mesleğini aldı eline, ben desen evlendim ettim...annem terketti bizi gitti...ama önlem namına birşey var mı şu kentleşmede Allah için söyle günnük...olmayacak da...tek diyeceğim Allah daha beterlerinden korusun, hiç bir milleti böyle bir acıyla sınamasın...
Nokta.
hazırlığı bitirip lise 1 e başlayacağım yaz...ablam öss'yi kazanmış; küçük kardeşim de henüz 1.5 yaşında...ergenlik yıllarında olmanın verdiği abukluktan ötürü ananemle hiç anlaşamıyorum o aralar, o yüzden her fırsatta Kumburgazdaki yazlığımızdan İstanbul'a, annemin yanına kaçıyorum..
ağustosun ilk haftaları yazlıktaydım...geyik,eğlence diz boyu...yalnız denizin içi resmen kavruluyo, yok böyle bişey...aklına ne gelebilir ki insanın? yaz sıcağı deyip geçiştiriyoruz...
hafta başı İstanbul'a dönüyorum, "çok sıcak hava, gitme" diyolar, gidiyorum..bildiğin aylaklıklara devam...
gece bi uyanıyorum günnük; odanın içi bi tuhaf...içim de tuhaf...bişeyler çalkalanıyo sanki, tuhaf bi gürültü var...o sırada annem odaya geliyo yerden sürüne sürüne, kucağında kardeşim - ne kadar şanslı, hiç hatırlamıyor tüm bunları -...tepemde deli gibi sallanan avizeden bile anlamıyorum ne olduğunu...başımın üstündeki pencere kendiliğinden açılmış, uçup gidecek nerdeyse..."anne noluyor" dedim..."deprem oluyo yavrum, dua et" dedi...Besmele bile çekemedim nutkum tutulmuştu çünkü...
paldır küldür üst kattaki komşular geldi çaldılar kapımızı "çabuk dışarı dışarı...." annem koptu o sırada ağlamaya başladı...korkum diz boyu...ev sağlam, biz sağlamız...ama ablamla ananem yazlıkta...yakın arkadaşlarımdan biri Yalova'da...la cep telefonu da ailede 1 kişide falan var..deli gibi korkuyorum her biri için ayrı ayrı...sonra aşağı indik, kahvehanemiz vardı o zamanlar...hayatımda ilk defa orda oturuyodum hep merak ettiğim bişeydi...bi çay içip atladık arabaya...
sokaklar kıpkırmızı...radyoda Ahmet Mete Işıkara konuşuyo..."artçı sarsıntı" deyip duruyo...ne diyo ki bu adam...artçı ney...deli deli amaçsızca gezindikten sonra sabaha karşı apartmanın önüne dönüyoruz...tam eve girip eşya alacakken bi daha sallıyor...ağlıyorum merdivenlerde..
bikaç saat sonra ananemle ablam geliyor yazlıktan...şükürler olsun...evimizde biraz hasar varmış ama oralarda kimseye bişey olmamış...ancaaaak Yalova'dan hala haber yok...
her gün ellerimle kapattığım gözlerimin ucuyla, haberlere bakıyorum..arkadaşımın adı var mı ölenlerin arasında diye...ya da kurtulanların...yok ikisi de yok...tam hatırlamıyorum ama 1 hafta kadar geçti böyle...bir gece çıktı geldi..sarıldım ağladım şükürler olsun...
O günlerden sonrası çok zordu be günnük kim unutabilir ki...tv lerde alt yazılar, yardım bekleyenler, bazı hayvanatlar yüzünden o yardımları alamayanlar...sokaklarda, mezarlıklarda yatmalar..."sesimi duyan var mı", Akut, "saat 5 te deprem olcakmış" diyen aklıevvel komşular...ki biz Allaha şükür bir kayıp yaşamadığımız halde bu kadar sarsıldık...yüreklerini o enkazlarda bırakanlar ne yapsın dimi günnük...Allah sabır versin hepsine...Gölcüklü uzak akrabalarımız var...ana kız göçük altında kalıp kurtulmuşlardı..İstanbul'a misafirliğe gelmişlerdi bize...yıllar sonra...kız canlı bir enkaz gibiydi...herşeye gülüyordu, mutluydu aslında be...yarım kalmıştı resmen...ben de o duyguyu babamı kaybettiğimde yaşadım kısa bir süre sonra...
üzerinden 11 yıl geçmiş günnük...kardeşim liseye başlayacak nerdeyse, ablam mesleğini aldı eline, ben desen evlendim ettim...annem terketti bizi gitti...ama önlem namına birşey var mı şu kentleşmede Allah için söyle günnük...olmayacak da...tek diyeceğim Allah daha beterlerinden korusun, hiç bir milleti böyle bir acıyla sınamasın...
Nokta.