Güllüğüm,
Ne zaman oldu yüzünü görmedim. Adını anmamaya özen gösteriyor, hatırlamamaya çalışıyorum. Gel gör ki çaresi yok sanki, rüyamda bile buluyorum O'nu.
Kız arkadaşım ve O'nunla bir odadaydık. Kız arkadaşım televizyon izliyordu. O da benim odamda ranzanın önünde yatakta yatıyordu. Suratında muzip bi gülümseme vardı bazı zamanlar olduğu gibi. Bu gülüşüne, anlaşılamamış komik bi şeyi fark edip de ben O'na anladığımı belli eden bakışlar attığımda bürünürdü suratı.. O gülüşü bile özlemişim... Neyse..
Yatarken arkadaşım bana bi söz söyledi ben de O'na döndüm öyle mi gerçekten onayla sen de gibilerinden. Başını sallayıp gülmeye başladı, ben de yanımdaki yastığı fırlattım şakasına. Sonra başındaki siyah kasketini çıkardı, yüzünü net gördüm. Sevdiğim halideydi.. Sakalları hafif çıkmış ve saçları ilk kestirdiğinin uzamış versiyonunda. Rüyamda bile O'na sarılmamak için çok zorladım kendimi. Anladı sanırım zorlandığımı ve odadan çıkarken adımı seslenip gelsene dedi. Mutfağa gidiyorum dediğimde çoktan yanında oturuyordum. Bildiğin dibimde yatıyordu, şaşkınlıktan ağzım açık seyrediyordum ikimizi. Asla ama asla yapmayacağı bir şey bu çünkü. Sonra kedi gibi sokuldu dibime, saçlarını sevdim sadece.. Arkadaşım da bize baktı ve gülümsedi sevimlice, dememiş miydim ben sana dedi. Dibine kadar bir rüyaydı tastamam.
Aklımdan geçti mesaj atmak bu gece ama düşündüm sonra da, tüm hislerim ayyuka çıkacaktı tekrardan ve ben onları yatıştırabilmek için yine uzunca bir zaman harcayacaktım. Vaz geçtim.
Şimdi fotografına bakıyorum da...
Öyle özledim ki seni ...
Engellerim olmasaydı, sana doya doya bir daha görmemek üzere sarılmak isterdim ama engellerimiz çok ve keskin sınırlı sevdiceğim..