Popüler Konu Sevgili günlük...

Bir şeyler değişiyor. İnşallah başa dönmem artık bir daha, şuan en büyük korkum bu.
 
Şu hayattan tek isteğim kendime ait huzurlu bir alan yaratabilmek ve bunun için yeterince özgür olmak. Bazı şeylerden bıktım.
 
Aynı anda birden çok şeye odaklanamıyorum, bir yol bulmam lazım artık.
 
SEvgili günlük, başımın ağrıdan çatladığı bir cumartesi sabahından yazıyorum sana. Zaten eahatsız olan eşim işe gitti. Genellikle olduğu gibi çocuklarla evde yalnızım. Bir yandan içerde tv başında olmaları beni üzerken diğer yandan kendimi dinlendirecek hiçbir şey yapamamanın yorgunluğu içindeyim. Gidip onlarla oyun kuracak dermanım yok ama 17 aylık olan küçüğü başıboş bırakmal da beni vicdan azabı içinde bırakıyor. Evet her gün her an yapmıyorum ama yine de canım sıkkın. İkisini arabaya atıp hesapsızca gezeceğim günlerin hayalini kuruyorum. Gece uyanmadan sabaha kadar uyumanın... çocukları evde bırakıp kapıyı çekip çıkabilmenin... ya da evde boş oturup bir bardak çay içmenin. ya sabır ya selamet... Allahım hasta kullarına şifa, derdi olanlara derman nasip et, borçlulara rızık kapısı arayanlara çareler gönder. Yuva kurmak isteyenlere hayırlı eşler, kurulu yuvalara huzur yolla. :KK43:
 
Sevgili günlük...
Normalde pozitif düşünmeye çalışırım. Kendime yeterim. Fakat insanlara böyle görünmemek gerekiyormuş. Çünkü senin ihtiyacın yok ki gözüyle bakılıyor.

Yemek yememe bile şaşıracaklar neredeyse. Neden? Çünkü ben insan miyim benim ihyacım var mı ki? 😢

Ahh. Ahh. Kelimelere denemediğim bir hal...

😢😢 Yoruldum gerçekten.
 
Sevgili günlük;
Çok saçma sapan olaylar içerisindeyim. Çok aptallıklar ettim. Değerim yok kimsenin yanında çok mutsuz ve değerisizim. Bazen de mutlu-ymuş gibi ve değerli-ymiş gibi hissediyorum ama değilim. Ne zman düzelir br günlük eşim benim için çabalamıyor etmiyor. Günlük ayrı eve çıkmak istiyorum keşke üniveristemi bırakıp evlenmeseydim üstelikte evin içine grlin gittim. Rşim psikolojimij bozuk olduğunu düşünüyo. Bu yaşta bu yük fazla değil mi sence de? Omuzuma bu yükleri koyanlardan kim sorucak hesabımı
 
Sevgili günlük ;
Daha önce günlük tutmadım zihnim asla unutmuyor çünkü, günlük gibi..
Bir insanın içi ne kadar darabilirse,okadar darım bugün...
Yürüdüğüm yol gittikçe daralıyor, ilerledikçe terliyorum,yoruluyorum...
Her zaman mutlu olamam, gülemem ya.
Zihnim karışık, yürüyorum öyle..
Yol hiç bitmiyor...
Nasılsa dönerim birazdan sağdan...geldiğim gibi giderim yine akşam olur ve yine sabah..
Yine yürürüm yine bitmez yollar,zaman dursa bazen güzel olmaz mıydı?
Mutlu oldugumuz günlerde dursa mesela. Zaten her zaman hayat sevinci gelmiyor kalbimize...
Belki yürüdüğüm yollarda bulurum diye yürümüyorum ya.. İyi geliyor işte.
Yürüdükçe yoruluyorum...
Yorulunca hissedebildiğim tek şey bacaklarımın ağrısı oluyor.
Kalp ağrısı? Ağrımıyor ki? Çok ağrımıyor ya geçer nasılsa?
Kalbimin yürüdüğü yol hiç bitmiyor.Yolun sonundaki ışığı göremiyorum.
Ama geri dönmüyorum...
 
Ben söze nasıl başlayacağımı bilmiyorum sevgili günlük. Çok çok severek evlendim ama görücü usulü çok istedim herhalde evlenince çok mutlu olucağımı en mükemmel hayatın benim olucağını düşündüm ama olmadı. Kendimin özeleştirisini yapıyorum ve aslında hayatım boyunca aklı,hayalleri,istekleri çocuk gibi briiyidm. Evliliği çocuk oyuncağı sanardım. Her şeye hemen sinirlenir hemen ağlardım. Ailem;
'Biz yabancıya kız vermeyiz olursa anca akraba olması lazım derlerdi. Ben de hep gözümü akrabalarda gezdirirdim çünkü ailem öyle istiyordu . Ailem bana karşı çok baskıcıydı arkadaşlarımla gezmek istediğimde, mezuniyetime göndermediklerinde,okul gezisi olduğunda, kendime kıyafet almak istediğimde, hep brmi koruduklarını iddia ettiler ve brni kısıtladılar, ben de ısrarcı olmadım, daha doğrusu olamadım. Hep evlenince istediklerimi yaparım, gezerim, para harcarım, isteidğim canımın istedklerini yaparım derdim hayal ederdim. Sonra eşim(amcamın oğlu) onlarla memlekete giderken yolda eşimden çok etkilendim gülüşü tavrı. Çok hoşuma gidiyordu. Anneme onunla evlenmek istediğimi söyledim. Annem kv kişisiyle konuştu ve bir kaç ay sonra brni istrmeye geldiler. Üniveristemi yarım bıraktım aynı aptal gibi. Geldiker istemeye evin içine gelicek ömür boyy dediler okur dedim. Annem babam saatlerce dil döktüler bana yapamazsın dayanamazsın diye. Oturdum üç saat ağladım yaparım ben istiyorum onu sadece yolda gördüğüm biriydi, nasıl sevmiştim ki bu kadar. Sonra evlendim evin içine gelin gittim.bana kızımız gibi olucak diyen kp ve kv beni düşman bellediler ben de onları tabi...
Hatam olmadı mı oldu, ama hatamı örtbas etmek yerine eşime şikayet edip benimle küsmeyi tercih ettiler. Evlenmiştim tam istediğim gibi biriydi gerçekten huyu çok iyi biri. Ama ben çocuk gibi davranıp bıktırdım kendimden. Her şeyi sorun ettim her şeye ağladım. Saatlerce ağlayıp onu uyutnayıp rahatsız ettim. Neden mi; çünkü dışarı çıkmıştık ve hemen eve gelmiştik. Dışarı çıkmıştık kıskançlık yapmıştım. Dışarı çıkmıştık kavga çıkarmıştım bezdirdim onu. Beni hep gezdirsin sadece yanıbaşımda olsun istedim. E bağlayamam ki ben bu adamı. Hala aynıyım sanırım psikolojik destek almanın vakti geldi de geçiyo bile.
 
Kendimle alakalı bir şey söylerken emin olamayıp belki de böyle mi acaba dediğimde(negatif durum), hemen "öyledir o yeaaa" denilmesi ne kadar komik. Karşıdakini gömme dürtüsü var :) Tam tersi yok canım olur mu öylesin denilmesi yani pozitifi "keskin" vurgulanması da anlamlı değil çoğu zaman. Yani bu direkt kabul ve coşku hoşuma gitmiyor. Şahsi olarak çok çocuksu, saf, pek aklı başında sanılmamaktan dolayı kıl oluyorum, daha bir alınganlık gösteriyor da olabilirim galiba(sanıldığı gibi değil hiç ama kendimi iyi gösteremiyorum demek ki, daha çok iç dünyamda yaşıyorum) ama daha söylenmeden o diyaloğun nasıl gelişeceğini biliyorum, yer yer kendimle ilgili negatif bir şeyi sunduğumda kolayca kabul edilebileceğini biliyorum, bazen abartılı pozitiflik de oluyor, kabul ettikleri bir profil var ya da o ana göre işlerine nasıl geliyorsa öyle algılamak istiyorlar, eğer naif bir enerjin varsa o anı kendilerinin yönetmesi kolay geliyor. Gerçi bir alternatif sunmasam da çok yanlış anlaşıldım ama o başka şimdi.
Böyle şeylerin farkında olmak ama değiştirememek çok sinir bozucu olabiliyor, sinirden gülüyorum bazen kendi kendime, illa kontrol/yönetici modunda olmalıyım ve yorucu, ama ilk fark ettiğim zamanlar daha yorucuydu, baya afallamıştım, saldığımda, içimden geleni düşünmeden, özellikle bir duruş sergilemeden dümdüz ifade ettiğimde işler iyiye gitmiyor. Ama gitgide harmanlanıyor sanki. Algı, psikoloji çok acayip. Bir şeyi dik duruşla, vurgulu söyle hemen dikkate alınır ama biraz salmış şekilde söyle ne kadar doğru olursa olsun hafife alınır. Bir dönem bunu kabul etmemek için çok direnmiştim, çünkü nasıl söylersem söyleyeyim aynı şeyi söylüyordum ve niye kendimi zorlamalıyım ki derdim(kendimi zorlamaktan nefret ederim). İnsan istiyor ki hayatta niyetler okunsun ve ona göre adil davranılsın ama imkansız. Okunsa da adil olunmaz. Bu insanları bir kalıba sokmak, ön yargı oluşturmak da kendini koruma içgüdüsü hep, "öyle değilsen, uyumlu değilsen öyle ol gel, napiyim hayat böyle, yoksa seni tehlikeli algılarım ya da kullanırım" moduna da giriliyor, esneklik zayıf. "Toplum".
 
Gunlukcugum, kimseye isinamiyorum. Hemde hiç kimseye.. Şuanda bayilana kadar içmek istiyorum. Bu günlerim geçsin su ölütopragindan kurtulmak istiyorum. ben baya gerilere gidip yok olmak istiyorum.
 
Hayatta en acı şey farkındalık sahibi, bilinçli olmamak olabilir. O olduktan yavaş ya da hızlı fark etmez çıkışın yolunu buluyorsun...
 
Olaylara, bilgilere ortasından bodoslama dalınca öğrenmekte ayrı bir zorlanıyorum ama düzenli gitmek hep zor oldu benim için 🤦‍♀️ O an neyi merak ettiysem o, sırasıyla değil ya da terimler değil terimlerin nasıl bağlandığını önce öğrenmek istiyorum, terimlerin kendisi ezber sonra dönülebilir ya da bağlantıları çalıştıkça öğrenilir diye düşünüyorum, sabırsızlık sanırım bu... Toparlaması güç oluyor sonradan ya da tam doğru öğrenemediğimi düşünüyorum.
 
Çocuğu olmak zorundaymış gibi çocuk doğurmanın sonucu şekil A; ben.
Pek bir manevi yarar göremedim.
Bu evi hiç benimsetmedin bana anne, benim evim de benim evim, benim kurallarım, sana ne falan... Ama işine gelince neden şunu bunu yapmıyorsun, arada bir de bu ev sana kalacak lafı... Kalsa bile istemem gibi geliyor böyle olunca. Bir şeyler yapsam kusursuz beklentilerin, başka şeylere öfkenin ceremesini ben çektim hep. Bir de ortamda huzursuzluk varsa ben de dayanamayıp laf söylesem yine "bana ne" oluyordu, hem istemeden doğuyorum hem gördüğüm muamele bu yani. Boşancam da boşancam laflarıyla büyüdüm, bir ara artık "boşanın" dedim ve kötü ben oldum. Birey olmamı desteklemek falan hak getire zaten, tam tersi. Sonra vay niye böylesin vay niye şöylesin.
Kendimi çok ait hissetmedim buraya ama henüz gidemedim de... Konfor(yani bildiğim yer) alanımdan çıkamadım...
 
Bu ara herkesten nefret ediyorum. Hep öfke doluyum, kötü biri olmak istiyorum. Saldırgan, baskın... Ancak o zaman zarar görmem engellenebilirmiş gibi... Kazık kadar oldum hala kendimi savunmayı öğrenemedim. Herkes bir parça koparmanın derdinde; en iyisi bile. Bir de zihnimden üzücü, utanç verici anıları özenle arayıp, bulup özellikle gecenin bu saatlerinde önüme servis eden bir yaratık var galiba. Ki en çok ondan nefret ediyorum.
Ne saftım, ne iyi niyetliydim. Yiye yiye bitirdiniz beni, ağzından salyalar saçılan açgözlü, ilkel, akılsız, kibirli yaratıklar
 
Sevgili günlük
Kendimi öyle yalnız hissediyorum ki. Annesizlik zormuş ama hamileyken annesizlik daha da zormuş. Her gün evdeyim bi başıma. O kadar sıkılıyorum ki. Hep aklıma annem geliyor. Ölmeden önce hastalığının son zamanlarında evde sıkılmaktan yakınırdı. Ama hayatımda ilk defa öyle arkadaslarim vardi. Dershanem vardı. Ilk drfa asik olmuştum. Hem anlayamadim da annemin o kadar hasta olduğunu. Bilseydim okulu her şeyi birakir dizlerine yatardım. Ne zormuş kimsesizlik. Kardeşlerime annelik yapmaktan o kadar yoruldum ki bebeğime yapacak gücüm kalmamıştır diye çok korkuyorum.
Aslıyı kıskanıyorum sanırım. Hasta olduğunda hemen annesine gidiyo. Sıkıldığında ablasına. Eğlenmek istediginde akrabalarına. Kimsem yok. Kıskanıyorum ama en cok kızıyorum. Neden sürekli yanımda iyiki annem var herkesin bi kız kardesi ablası olmalı iyi ki var falan diyor anlamıyorum. Bari bi kızım olsun çok istemiştim. Gelecekte belki hayatımda bana yoldaş olur demiştim. Bunu bile bile sürekli iyiki kızım var iyiki oğlum yok kız annesi olmak çok başka falan diyor. Çok yalnızım
 
X