Günlük. Hep o rahat dostluğu ümit edeceğim, yanında rahatça saf olabileceğim, etiketlemeden yanımda olabilecek, neye göre davrandığımı konuştuğumu anlayacak o insanı, çok güldüğümde konuştuğumda çocuk, çok duygusal, çok ağır davrandığımda duygusuz falan olmayacağım o insanı. Bir gün belki umudumun %99 unu kaybedeceğim, bu düşüncemi unutacağım, ama bir yerlerde bunun olduğuna inancım %1 bile olsa duracakmış gibi geliyor, bana denk gelmese de, bu konuda şanssız ve artık güvensiz olsam da, inanmak isteyeceğim çünkü yapım bu..
Bir gün nasip olur da cennete girersem istediğim bir çok şey anca orada olacakmış gibi geliyor, bu dünya başka bir hayatın cehennemi olabilir mi diyorlar ya, olabilir bence de. Zaten zamanında bir ceza değil miydi her şeyin başlangıcı?
Bu düşüncelerim bir çok insana çok dramatik gelebiliyor. Evet biliyorum yapacak bir şey yok ama var olana alışmakta da ben zorlanıyorum bir noktada. Bazen diyorum keşke daha enerjik ve umursamaz olsam, ben de "amaan sen de ne büyütüyorsun" diyebilecek biri olsam. Sonra hoşuma gitmiyor çünkü o ben değilim, "madem öyle ben de böyle yaparım, kazık mı atıyorlar ben de karşılık veririm, ben şöyle yaparsam zaten üzecekler o yüzden katı davranayım, ee hayat böyle napacaksın" gibi şeylere alışmayı hep olabildiğince yavaşlattım, olmayacak şekilde "hayır ben böyle yapacağım doğru bu" deyip saf göründüm, hala bu yüzden iş hayatının dolambaçlı yolları zorlar beni, çünkü tam bir mecburiyet. Ama yine bir gün bir denge tutturup en azından enerjimi emmelerine izin vermeden düşünürsem iyi olur. Hep gereksiz önemsedim insanları maalesef. Tabi kime göre neye göre ama çoğunluğa göre bakarsak "gereksiz". Bir tavsiye edeceğim yerin tam adını doğru vereyim dedim pek tanımadığım birine biraz uğraştım diye o da gülerek "kendimi çok önemli hissettim" dedi ve yine bir düşündüm şöyle, hayat bu olmuş işte. Olması gereken şeyler büyümüş.
Bazı noktalarda değişmekten başka çare yok noktasına geliyorsun bir noktada maalesef, umursamaz değilsen.