dün gece geldi rüyama sarıldım sıkıca..insanlar konuşuyor duyuyorum senin oğlun hasta değilmi diyorlar hayır diyorum melek gibiydin tulumların içinde çok tatlıydı...öyle bi hasretle sarıldık ki cümleler kurmaya yetmez...sonra uzaktan bi kız çocuğu gördüm oda benimmiş giya minicik bi kız çocuğu..iki çocuğum varmış bi kız bi erkek...
iyiki geldin geceme yine gel olurmu?
Ben rüyamda görsem bile acı çekiyor oğlum..Görmek istemiyorum artık bu yüzden.
İlk kaybettiğim zamanlardı oğlumu...Onun ölürken nasıl acılar çektiğini düşünüyordum her an...Onun çektiklerini çekmediğim için suçlu hissediyordum kendimi...Acı çekmek istiyordum,kanser olsam diyordum mesela...Aynı acıyı yaşamak istiyordum o ne çektiyse...Sonra bir gece ...Bir rüya gördüm...Ben küçücük dere gibi bir yerdeydim...Çıkamıyordum içinden..Kıyamet gibi korkunç bir yerdi olduğum yer...Boğuluyordum...Rüyaydı ama nasıl acı çektim rüyamda...Gerçekten ölüyormuşum gibiydi...Sonra düşündüm...Her gün ölmeyi istiyordum o rüyayı görene kadar...Yanlış olduğunu göstermek istemş Rabbim herhalde dedim düşünmemeye çalıştım ondan sonra .Aşağıdaki yazıyı da o düşünceler içindeyken yazmıştım...Allah bir daha yaşatmasın...
" EMPATİ
Ölmeyi istediğim zamanlar oldu.Ama öyle sıradan ölümler gibi değil.Böbreğim doğuştan çalışmamalıydı.İyi çalışmadığı için vücudumda zehirli maddeler birikmeliydi.Hipoglisemim olduğu için saat başı beslenmeliydim.Aynı zamanda vücudumda biriken zehirlerden dolayı da sürekli midem bulanmalıydı,kusmalıydım.Hücrelerim aldığım besinleri enerjiye dönüştüremediği için başımı bile kıpırdatamayacak kadar güçsüz olmalıydım.Her güz beş değişik ilaç kullanmalı,her ay hastaneye kontrole gitmeli,ve orada çektiğim acılardan dolayı hastaneden ölesiye korkmalıydım.Vücudum hastalıklara dirençsiz olduğu için ayda bir hastaneye yatmalı,her yattığımda becerilerimin bazılarını kaybetmeliydim.Hastaneye yattığımda konuşabiliyorsam çıktığımda konuşamamalıydım.Karaciğerim ilaçlara daha fazla dayanamayıp yavaş yavaş bozulmaya başlamalıydı.Tabi bu da sürekli bir baş dönmesi ve kusma demek olmalıydı.Bütün bunlardan dalak ve kalbimi de etkilenmeliydi.Bir sabah uyandığımda vücut ısım düşmüş,böbreğim durmuş,beyin ödemim başlamış olmalıydı.Bilincimi yavaş yavaş kaybetmeliydim.Gözlerimi sabitleyememeli, inlemeye başlamalıydım.Vücudum hızla şişmeliydi.Vucudumda açtıkları damar yollarından sızan kan pıhtılaşmadığı için kanamam durdurulamamalı,karnımdan ve boynumdan daha farklı işlemler için yeni işlemler için yeni delikler açmalıydılar.Beni sevenler acılarıma dayanamayıp “Artık ölsün!”diye dua etmeliydiler.Hastalığımın tam teşhisinin konabilmesi için bacağımdan derimden karaciğerimden,parça almalıydılar.Ölümüm bu kadar kolay olmamalıydı tabii.Doktorlar artık ölmemi bekledikleri halde kalbim üç gün daha atmalıydı.Bu arada vücudum iyice şişmeli tanınmayacak bir hale gelmeliydim.Nihayet gecenin 3.30’unda kalbim durmalı,acılarım bitmeli ve bu dünyada bulamadıklarımı bulabilmek için başka bir dünyaya göçmeliydim.Ölüm raporumda “Kronik böbrek yetmezliği+FUlminen karaciğer yetmezliği+Kalp, dalak büyümesi+Glutarik asidüri tip2?” yazmalıydı…
Ölmeyi istediğim zamanlar oldu.Bu senaryoyu günde bin defa düşünmeliydim.Öğretmenliğim,arkadaş sohbetlerim,evdeki uğraşlarım bir çocuğun eline oyalanması için verilen oyuncaklarım gibi olmalıydı.Hiç bir zaman ne “oralı”,ne “onlar”dan ,ne de “o”olabilmeliydim.Bir süre sonra en büyük zevkimin tıp makaleleri okumak olduğunu fark etmeli,durumumun tehlikeli olduğunu fark edipyeni uğraşlar bulmaya çalışmalıydım.Bu arada ben benden gitmeli unutkanlaşmaya başlamalıydım.
Her şeye rağmen yaşamaktan başka bir yok olmadığını fark edip kafamı dağıtmak için gittiğim arkadaş sohbetlerinde insanların düşüncesizlikler yaramı daha fazla kanatmalı,insanlara olan güvenim sarsılmalıydı…Artık başka bir insan olmalıydım.Daha sabırsız,daha umutsuz,daha çekingen,daha sinirli…Ve daha olgun…Acılara tutunmanın iyi bir fikir olmadığını görmeliydim.Bir yanım hep eksik olmalıydı.Artık hiçbir zaman tam olarak mutlu olamayacağımı bilmeliydim.Ve artık hiçbir şey beni ne çok mutlu edebilmeli, ne de üzebilmeliydi.
Ölmeyi çok istediğim zamanlar oldu.