Sare Davutoğlu'ndan skandal kadına şiddet yorumu

vargasabreu

mutedil
Kayıtlı Üye
14 Aralık 2013
8.314
6.284
Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, Milliyet'ten Serpil Çevikcan'a konuştu. Başta kadın cinayetleri olmak üzere, kadının toplumsal sorunları üzerine konuşan Davutoğlu, AKP döneminde toplumdaki gericileştirmeyle birlikte artan kadına yönelik şiddeti, şiddet olarak adlandırmamak gerektiğini söyledi. Kadın cinayetlerine, cinayet dedikçe, aslında cinayetlerin arttığını söyleyen Davutoğlu, Manisa'da 13 kadın mevsimlik tarım işçisinin ölümünü de iş cinayeti kapsamında değil anne ölümü olarak görmemiz gerektiğini belirtti.

KONUYU BÜYÜTMEYELİM

Kadına yönelik şiddet olaylarında asıl etkenin dil olduğunu belirten Davutoğlu "Kadına şiddet dememizin de bu konuyu büyüttüğü kanaatindeyim. Şiddeti bir bütün olarak ele almamız lazım. İnsanlar arasındaki muhabbeti, merhameti, saygıyı arttırmaktır esas olan. Olumsuzu önde tutarak bu sorunu çözemeyeceğimizi aslında hepimiz görmüş olduk. Kadın cinayetleri dedikçe cinayetler neredeyse arttı, bana öyle geliyor” dedi.

İŞ CİNAYETİ DEĞİL, ANNE ÖLÜMÜ

Manisa’da hayatını kaybeden 13 kadın mevsimlik tarım işçisinin ölümünü de iş cinayetleri olarak değil ‘anne ölümü’ olarak görerek gerektiğini belirten Davutoğlu, sözlerini hükümetin kadın istihdamına yönelik mikro kredi uygulamalarını överek devam ettirdi.

Davutoğlu, “Kadın istihdamı konusu çok kritik bir konu. Manisa’da mevsimlik işçileri taşıyan araçta hayatını kaybeden 15 kişiden 13’ü kadın. Bizim anne ölümü dediğimiz bir şey vardır. En hassas olduğumuz şeydir. Gelişmişlik göstergelerinden birisidir. AK Parti döneminde gelişmiş ülkeler düzeyine çıktık çok şükür. Bu kazadaki ölümler de bir anne ölümü gibi değerlendirilmeli. O 13 kadınımızın ölümü, insan kaybının ötesinde bir şey ifade ediyor. Evlatları, eşleri, baktıkları yaşlılar var. Çok hızlı bir kentleşme yaşıyor Türk toplumu” dedi.

http://m.ilerihaber.org/sare-davutoglundan-skandal-kadina-siddet-yorumu/18428/
 
Adını değiştirince sonuç değişiyor mu ? Mevsimlik işçilerin ölümü , anne ölümü değil iş cinayetidir. Anne ölümü tanımı tamamıyla farklıdır.

Anne ölümü: bir kadının gebelik döneminde veya gebeliğin sonlanmasından sonraki 42 gün içerisinde, gebeliğin süresine ve yerine bakılmaksızın, gebelik durumunun ya da gebelik sürecinin şiddetlendirdiği tesadüfi olmayan nedenlerden kaynaklanan kadın ölümüdür. ( http://www.dicle.edu.tr/Contents/c88b092a-45a7-4d62-a6e2-8b4228b1dd54.pdf )

Ülkemizde günden güne artan insan cinayetleri toplumu birbirinden korkar hale getirmektedir. Ölümün annesi , babası gibi ifadelerle istatistiki verilerle oynamak sonucu değiştirmez.

Her gün yeni bir cinayet haberi ile uyanıyoruz , vahşi ve hunharca işlenmiş cinayetler. Suçluların yeterli ceza almaması başlı başına bir sorun iken ek olarak cezai ehliyeti olmayan kişilerce işlenen suçlarda devletin vatandaşı korumak amaçlı , suçu işleyeni tedavi olmak ve toplum geneline zarar vermesini engellemek için toplumdan ayırması gerekirken yeniden salıvermesi ise olayın daha da korkunç bir başka boyutu.
 
Genel olarak ele alamayiz ki bu durumu. Bu kadina ozgu siddet, taciz, tecavuz ve cinayettir. Bu Sare Hanimin savurdugu arguman gibi konusan zibilyon tane erkek var. "Ama erkekler de siddet goruyor, öldürülüyor." gibi. E yani bu durumda siddeti genel olarak ele alamayiz. Ayni sey degil. Patriyarkanin getirmis oldugu bir kadin itibarsizlastirma durumu var. Kadin istedigi gibi giyinebiliyor mu, yuruyebiliyor mu, gecenin bir yarisi korkmadan taksiye binebiliyor mu, bekarken babasiz evliyken kocasiz ozgurce hareket edebiliyor mu? Hayir. Ataerkil duzen bize erkeksiz varolamazsin diyorsa biz de elbette bu durumu dillendirecegiz. Ne yapalim yani? Hastalikli bir dusunce tarzi bu Sare Hanim uzgunum. Daha ne kadar normalize edecegiz?
 
Adını değiştirince sonuç değişiyor mu ? Mevsimlik işçilerin ölümü , anne ölümü değil iş cinayetidir. Anne ölümü tanımı tamamıyla farklıdır.

Anne ölümü: bir kadının gebelik döneminde veya gebeliğin sonlanmasından sonraki 42 gün içerisinde, gebeliğin süresine ve yerine bakılmaksızın, gebelik durumunun ya da gebelik sürecinin şiddetlendirdiği tesadüfi olmayan nedenlerden kaynaklanan kadın ölümüdür. ( http://www.dicle.edu.tr/Contents/c88b092a-45a7-4d62-a6e2-8b4228b1dd54.pdf )

Ülkemizde günden güne artan insan cinayetleri toplumu birbirinden korkar hale getirmektedir. Ölümün annesi , babası gibi ifadelerle istatistiki verilerle oynamak sonucu değiştirmez.

Her gün yeni bir cinayet haberi ile uyanıyoruz , vahşi ve hunharca işlenmiş cinayetler. Suçluların yeterli ceza almaması başlı başına bir sorun iken ek olarak cezai ehliyeti olmayan kişilerce işlenen suçlarda devletin vatandaşı korumak amaçlı , suçu işleyeni tedavi olmak ve toplum geneline zarar vermesini engellemek için toplumdan ayırması gerekirken yeniden salıvermesi ise olayın daha da korkunç bir başka boyutu.
Bir doktorun anne ölümü neye denir bilmemesi mümkün mü? Amaç George Orwell üstadın dediği gibi kelimeleri değiştirerek fikirleri değiştirmek.

Zaten dikkat ederseniz birkaç cümle sonra "o 13 kadınımızın ölümü, insan kaybının ötesinde bir şey ifade ediyor. Evlatları, eşleri, baktıkları yaşlılar var" demiş. Yani bekar kadınsan, kimseye bakmıyorsan, mesleğin veya topluma katkın ne olursa olsun ölümün sadece insan kaybı. Başkalarına bakıyorsan, kocan falan varsa daha kıymetlisin tabii.
 
Bir doktorun anne ölümü neye denir bilmemesi mümkün mü? Amaç George Orwell üstadın dediği gibi kelimeleri değiştirerek fikirleri değiştirmek.

Zaten dikkat ederseniz birkaç cümle sonra "o 13 kadınımızın ölümü, insan kaybının ötesinde bir şey ifade ediyor. Evlatları, eşleri, baktıkları yaşlılar var" demiş. Yani bekar kadınsan, kimseye bakmıyorsan, mesleğin veya topluma katkın ne olursa olsun ölümün sadece insan kaybı. Başkalarına bakıyorsan, kocan falan varsa daha kıymetlisin tabii.
hani Radikal Feminizme çok kızıyorum ama böyle şeyler okudukça da bir yandan hak veriyorum gibi gibi, hakikaten çocuk kadını köleleştirmede bir araç.
 
Bir doktorun anne ölümü neye denir bilmemesi mümkün mü? Amaç George Orwell üstadın dediği gibi kelimeleri değiştirerek fikirleri değiştirmek.

Zaten dikkat ederseniz birkaç cümle sonra "o 13 kadınımızın ölümü, insan kaybının ötesinde bir şey ifade ediyor. Evlatları, eşleri, baktıkları yaşlılar var" demiş. Yani bekar kadınsan, kimseye bakmıyorsan, mesleğin veya topluma katkın ne olursa olsun ölümün sadece insan kaybı. Başkalarına bakıyorsan, kocan falan varsa daha kıymetlisin tabii.

Haklısın. Aslında anne ölümleri istatistiğini de yükseltmek istemez hiçbir ülke. Bu sene oran düşük kaldı (inşallah , oranlara bakmadım ) demek ki kadın cinayeti demeyip anne ölümü dersek diye hesapladıkları oranla göz boyamak isteniyor.
 
Haklısın. Aslında anne ölümleri istatistiğini de yükseltmek istemez hiçbir ülke. Bu sene oran düşük kaldı (inşallah , oranlara bakmadım ) demek ki kadın cinayeti demeyip anne ölümü dersek diye hesapladıkları oranla göz boyamak isteniyor.
Anne ölümleri istatistiğinde "işe giderken yolda ölen her yaştan çocuklu kadın" sayısının dahil olduğunu bir duysalar bizden istatistik istemeyi hepten bırakırlar.
 
Anne ölümleri istatistiğinde "işe giderken yolda ölen her yaştan çocuklu kadın" sayısının dahil olduğunu bir duysalar bizden istatistik istemeyi hepten bırakırlar.
hayır anne ölümü tanımı yanlış olduğu gibi iş cinayeti ya da akademik tanımıyla iş kazası tanımı da yanlış.
iş kazası gayet de iş sahasında ya da iş sahasına giden kurum tarafından onaylanan araçlarda ya da iş sahası dışında da olsa işin görülmesi sırasında meydana gelen kazadır.
eğip bükmenin anlamı yok.
 
hayır anne ölümü tanımı yanlış olduğu gibi iş cinayeti ya da akademik tanımıyla iş kazası tanımı da yanlış.
iş kazası gayet de iş sahasında ya da iş sahasına giden kurum tarafından onaylanan araçlarda ya da iş sahası dışında da olsa işin görülmesi sırasında meydana gelen kazadır.
eğip bükmenin anlamı yok.
Modern dünya "kadınları kamyon kasasına istifledik, işe gönderdik, yolda öldüler" diye bir ölüm türü tanımlamayı akıl edemediği için böyle tanımsız kaldık.
 
kadın erkek çocuk ne farkederki,cinayet cinayet,ama kadın dıye vurgusunu anlamıyorum,size sorum şu,çok yakınım şizofren,hem amerikada hemde türkiyeden raporlu,bi kadınla tanışıyor,herkes seferber oldu,raporları götürdü,gösterdı,yalvardı sıze ne dedi,sonuç,adam hapisde,kadının başına gelenı anlatamam,ama siz tvde ızlerken çok üzüldünüz,ha bu dava sürerken biri ile daha tanıştı,ve bu olayları bile bile oda geldi bunla yaşadı,hooppp oda bır ton dayak...kursdan tanıdığım kadın uyuşturucu içen adamla evlenmiş,3,5 yıldır adam boşa dıye yalvarıyor,kadın boşamıyor,bır ton dayak adam çekmiş uyş...,öldüresıye dövmuş,kursa bı geldi,o biçim,neymiş boşamazmış,kocamın ölüsü bile benımmm dıye feryat,şmdi suç kımın...
 
Adını değiştirince yaşanan bu olaylar önemsiz mi oluyor yani

cinayet cinayettir başka ne diyeceğiz ,takdiri ilahi mi?:KK57:

algı yönetimi yapmaya çalışıyor ama beceremiyor
 
X