- 11 Şubat 2016
- 2
- 2
- 86
- 27
- Konu Sahibi icimdendokulenler
- #1
aslında nereden başlayacağımı bilmiyorum çünkü uzayacağı belli.
şöyle diyeyim, eskiden çok neşeliyken yaklaşık beş ay içerisinde çok değiştim. artık ne insanlarla konuşmak istiyorum, ne de ailemle. o kadar kötü şeyler yaşamışlığım yok geçmişte. zaten insanları ve arkadaşlarını pek akfaya takıp onlar için üzülen, sevinen veya başka hisler hisseden biri değilim.
insanları zaten hayatım boyunca hiç kafama takmadım, dediklerini, hareketlerini falan. o yüzden pek de sorun yaratmadı hayatım boyunca. herkesle sadece eğlenip, komik şakalar yapmak için konuşuyordum ve hemen hemen herkesle aram iyiydi. fakat dediğim gibi beş ay içerisinde çok değiştim. bu süre içinde insanların sevmediği şeyleri inadına yapmaya başladım. kim neyi sevmiyorsa onu yaparak insanları kendimden uzaklaştırdım. sürekli agresif davranıp, kendim olmaya özen gösterdim.
onun dışında gerçekten konuştuğum zaman konuyu bile unuttuğum, ciddi unutkanlıklar yaşadığım zamanlar da oldu. uzun süre boyunca konuşmadan (5-6 saat, belki daha fazla çünkü okulda gerekmedikçe konuşmuyorum) durabiliyorum ve insanlar artık bana şaşırıyorlar.
müzik zevkim, bakışlarımın canlılığı (artık değiller sanırım) hepsi değişti. insanların dinlediği zaman iğreneceği müzikleri dinlemeye başladım. ayrıca konuşurken, konuştuğum konuyu bile unutarak susuyorum.
bu durumdan çok şikâyetçi değilim aslında. ama uzaktan sevdiğim veya bana samimi gelen insanlar benim aleyhime bir şey yapınca bütün hayatımı sonlandırma isteği geliyor. gerçekten bazen bütün insanların benden üstün olduğunu düşünüyorum. bazen ise tam tersi.
çok gururluyum ve insanlara asla onları sevdiğimi söyleyemiyorum. zaten böyle bir şeyi kimseye hissetmiyorum. en iyi arkadaşlarım bile benden bu yüzden uzaklaştılar.
hasta değilim, ruh hastalığım yok. olduğunu da düşünmüyorum ya da düşünmek istemiyorum. ama ne olduğunu da bilmiyorum. içimi dökmek için buraya yazdım ama bunların da aklıma gireceğini zannetmiyorum. kafam her zaman ya boş, ya da düşüncelerle dolu oluyor. dengesizim ve bir anda hareketli oluyor, on beş dakika sonra eski halime geri dönüyorum. okul notlarım bütün sınıftan çok daha iyiler. ama dediğim gibi artık her şeyde bir eksiklik var.
açık sözlüydüm her zaman, hala da öyleyim. genelde insanların ukala dediği tiplerdenim açıkçası. konuştuğum zaman insanları yerin dibine sokuyorum ve kavga çıkıyor. kavga çıkınca ise bütün hayatımdan sıkılıyorum. bir ölme isteği geliyor bir hafta boyunca. biriyle kavga etmek istemiyorum ama birinin beni sevmesini de istemiyorum. birilerinin hiç bana iltifat etmesini ya da kötü bir şey söylemesini istemiyorum. görünmez olmak istiyorum çünkü kimseyi zaten umuruma takmadığım için insanları hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum.
bu zamandan beri insanların beni defalarca berbat biri diye adlandırdığına şahit oldum. belki de öyleyim, bilmiyorum. birini bilerek sırtından bıçakladığım, kırdığım çok olmuştur. bencilim. ve bundan memnunum da. fakat çok dengesiz hislerim var ve ne hissedeceğim belli olmuyor. gülünecek şeye ağladığım zamanlar oluyor. bazen de tam tersi. 10 dakika önce mutluyken bir anda üzgünlük duygusuna geçiş yaptığım zamanlar oluyor. yeteneklerimin hepsinden veya bütün vücudumdan, bütün benliğimden nefret ettiğim zamanlar oluyor. bazen ise yeteneklerimi değerlendirmek isteyip, (mesela resim yapmayı çok severim, ama bazen berbat resim yaptığımı düşünüp kendi kendimin moralini bozarım.) mutlu olduğum zamanlar oluyor. sıradan biri olmak, kırılmak, üzülmek veya çok mutlu olmak istemiyorum. ne istediğimi ben de bilmiyorum. bir hedefim, bütün bir hayalim bile yok. nefes alıyorum. ne yapacağımı bilmiyorum ama gri bir hayat yaşıyorum. Artık bu durum gerçekten sıkmaya başladı. Ortada bir şey yokken, kırılmamışken kendi kendimi üzmekten sıkıldım. bir anda ölmek istemekten sıkıldım.
şöyle diyeyim, eskiden çok neşeliyken yaklaşık beş ay içerisinde çok değiştim. artık ne insanlarla konuşmak istiyorum, ne de ailemle. o kadar kötü şeyler yaşamışlığım yok geçmişte. zaten insanları ve arkadaşlarını pek akfaya takıp onlar için üzülen, sevinen veya başka hisler hisseden biri değilim.
insanları zaten hayatım boyunca hiç kafama takmadım, dediklerini, hareketlerini falan. o yüzden pek de sorun yaratmadı hayatım boyunca. herkesle sadece eğlenip, komik şakalar yapmak için konuşuyordum ve hemen hemen herkesle aram iyiydi. fakat dediğim gibi beş ay içerisinde çok değiştim. bu süre içinde insanların sevmediği şeyleri inadına yapmaya başladım. kim neyi sevmiyorsa onu yaparak insanları kendimden uzaklaştırdım. sürekli agresif davranıp, kendim olmaya özen gösterdim.
onun dışında gerçekten konuştuğum zaman konuyu bile unuttuğum, ciddi unutkanlıklar yaşadığım zamanlar da oldu. uzun süre boyunca konuşmadan (5-6 saat, belki daha fazla çünkü okulda gerekmedikçe konuşmuyorum) durabiliyorum ve insanlar artık bana şaşırıyorlar.
müzik zevkim, bakışlarımın canlılığı (artık değiller sanırım) hepsi değişti. insanların dinlediği zaman iğreneceği müzikleri dinlemeye başladım. ayrıca konuşurken, konuştuğum konuyu bile unutarak susuyorum.
bu durumdan çok şikâyetçi değilim aslında. ama uzaktan sevdiğim veya bana samimi gelen insanlar benim aleyhime bir şey yapınca bütün hayatımı sonlandırma isteği geliyor. gerçekten bazen bütün insanların benden üstün olduğunu düşünüyorum. bazen ise tam tersi.
çok gururluyum ve insanlara asla onları sevdiğimi söyleyemiyorum. zaten böyle bir şeyi kimseye hissetmiyorum. en iyi arkadaşlarım bile benden bu yüzden uzaklaştılar.
hasta değilim, ruh hastalığım yok. olduğunu da düşünmüyorum ya da düşünmek istemiyorum. ama ne olduğunu da bilmiyorum. içimi dökmek için buraya yazdım ama bunların da aklıma gireceğini zannetmiyorum. kafam her zaman ya boş, ya da düşüncelerle dolu oluyor. dengesizim ve bir anda hareketli oluyor, on beş dakika sonra eski halime geri dönüyorum. okul notlarım bütün sınıftan çok daha iyiler. ama dediğim gibi artık her şeyde bir eksiklik var.
açık sözlüydüm her zaman, hala da öyleyim. genelde insanların ukala dediği tiplerdenim açıkçası. konuştuğum zaman insanları yerin dibine sokuyorum ve kavga çıkıyor. kavga çıkınca ise bütün hayatımdan sıkılıyorum. bir ölme isteği geliyor bir hafta boyunca. biriyle kavga etmek istemiyorum ama birinin beni sevmesini de istemiyorum. birilerinin hiç bana iltifat etmesini ya da kötü bir şey söylemesini istemiyorum. görünmez olmak istiyorum çünkü kimseyi zaten umuruma takmadığım için insanları hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum.
bu zamandan beri insanların beni defalarca berbat biri diye adlandırdığına şahit oldum. belki de öyleyim, bilmiyorum. birini bilerek sırtından bıçakladığım, kırdığım çok olmuştur. bencilim. ve bundan memnunum da. fakat çok dengesiz hislerim var ve ne hissedeceğim belli olmuyor. gülünecek şeye ağladığım zamanlar oluyor. bazen de tam tersi. 10 dakika önce mutluyken bir anda üzgünlük duygusuna geçiş yaptığım zamanlar oluyor. yeteneklerimin hepsinden veya bütün vücudumdan, bütün benliğimden nefret ettiğim zamanlar oluyor. bazen ise yeteneklerimi değerlendirmek isteyip, (mesela resim yapmayı çok severim, ama bazen berbat resim yaptığımı düşünüp kendi kendimin moralini bozarım.) mutlu olduğum zamanlar oluyor. sıradan biri olmak, kırılmak, üzülmek veya çok mutlu olmak istemiyorum. ne istediğimi ben de bilmiyorum. bir hedefim, bütün bir hayalim bile yok. nefes alıyorum. ne yapacağımı bilmiyorum ama gri bir hayat yaşıyorum. Artık bu durum gerçekten sıkmaya başladı. Ortada bir şey yokken, kırılmamışken kendi kendimi üzmekten sıkıldım. bir anda ölmek istemekten sıkıldım.