- 9 Temmuz 2015
- 3.616
- 9.694
- 158
- Konu Sahibi Yokuspokus
-
- #21
Angela,sabah güneşi özellikle öneriliyordu okuduğum bir yazıda lohusa depresyonu için. Bir de lifli gıdaların tüketimi,kepekli ekmek vs..bunlara da dikkat et..bi de masaj falan yaptırmayı denesen annene,eşine..baş-ayak masajı falan olur..bir de hergün kendine kaygı düzeyi olarak puan ver,bi kağıda yaz..ilerleme kaydettiğinde eminim daha iyi hissedersin kendini..mesela dışarı çıkınca 15 dk da değil de 20 dk da 30 dk da bir falan arayı giderek açıp ara
Cagimizin hastaligi bu "mukemmel anne sendromu"
Bende de var ama kendimi frenliyorum. Cevrede kime baksan en mukemmel anne benim kafasinda. Sosyal medyada bloglarda herkes annelik yarisinda. Is yerinde bile "ben cocuguma soyle yaptim boyle yaptim" hep bir "mukemmellik yarisinda" herkes.
Bende bir ara oyleydim ama farkettim ki bu beni cok yipratiyor. Kendi kendime ben mukemmel degilim insanim tecrubesiz bir anneyim zamanla ogrenecegim herseyi diye tekrarladim.
Simdi bebegim 10 aylik. Hersey yolunda cok sukur. Benim bebegimde gece gunduz aglayan bir bebekti ama gecti gitti. Ustelik artik ben daha tecrubeli bir anneyim. Sizinde zaman ihtiyaciniz var. Annelik ogrenilen bir seydir. Bebek dogar dogmaz mukemmel anne olmaya zorlamak ve mukemmel olamayinca sucluluk hissetmeye sebep olacaktir.
Zamana birakin herseyi. Kolik bebekler sallanmayi sever. Bebegi bebek arabasinda gezdirince titresimden dolqyi cok aglamazlar. Bebegi evde birakinca vicdaniniz rahat birakmazsa sizde onunla gezin. Baslarda yaninizda birileri olsun. Aglarsa panik olmamak icin. Zamanla sadece ikiniz cikin.
Sabahları kendimi zorla da olsa resim kursuna atmayı düşünüyorum haftada 2 gün kafa dağıtmak için.
Beslenmeme ayrıca dikkat ediyorum emzirdiğim için. Aslında bi ayak masajı da ne güzel olurdu :) İyi fikir. Teşekkür ederim.
Şu konuda kendimden son derece emin konuşabilirim ki hiçbir zaman hiçbir şeyin yarışında olmayan ben, elbette bebeğimi de kimsenin bebeğiyle, anneliğimi de kimsenin anneliğiyle yarıştırmadım. Aksine, çevresindekilere bilmediği hususlarda ya da kararsız kaldığı hallerde çok soru soran bir insanımdır ben. Mesela çocukluk arkadaşımı çok aradım bilgilerinden faydalanmak için, birkaç ablama ve buradan edindiğim tecrübeli arkadaşlarıma da danıştığım çok oldu. Mükemmellik gibi bir saplantım da olmadı hiç, sadece her anne gibi bebeğim için hep en iyisini istemek tek yaptığım.
Benim sorunum kendimle, çevreden nasıl göründüğüm umurumda değil açıkçası, yetemeyebilirim, yapamayabilirim de bazı şeyleri olabilir, ancak sürekli kontrol hali benim karakterimde var olan bir şeydi zaten. Sadece şu durumla beraber arttığını, beni aştığını hissediyorum. Annelik hissine aşina değilim "Bu mu annelik?" diyorum bazen, ama bu kadar olması normal gelmiyor işte. Suçluluk duygusu ise çok ağır ve farklı geliyor. Nasıl anlatsam, o ağlıyor ben de oturup ağlıyorum çaresizlikten ve evden çıktığımda "Ağlıyor mu?" diye sorup duruyorum arayıp. Onun ağladığı düşüncesi, gülmeye hakkım yokmuş gibi hissettiriyor, duygusal bi ağırlık...
Salıncak yaptırdık sallayıp duruyoruz, kucaktan da inmiyor... Falan filan idare ediyoruz artık kolikliğini.
En iyisi ben annemle çıkayım önce, dediğiniz gibi başımızda tecrübeli biri refakat etse başlarda, belki kolay aşarım dışarı birlikte çıkıp ağlaması korkusunu.
"Evladımın sağlıklı psikolojik gelişimi için psikolojisi düzgün bir anneye ihtiyacı var bunun bilincindeyim "
Hiç de o suçluluk duygusuna girmeyin lütfen. Bakınız siz zaten olayın bilincindesiniz. Siz ne kadar iyi olursanız bebeğiniz de o kadar iyi olacak. Bu gerginliğiniz bile çok yansıyodur ona.
bizde 4 aylık olacagız. daha 10 günlükken aglaması tutar dısarı atardık kendimizi.binaya cıkar cıkmaz susardı. bebek arabasında uyumayan cocuk uyurdu. hava iyi oldugunda oda cıksın. simdi havalar kötü avmlerde bir secenek olabilir. durmassa en fazla tekrar eve gelirsiniz.
bizimki ilk avm ye gittiğimizde uykusu geldi aglıyor . emziği verdim puseti örttüm arabasıni ileri geri sürdüm.
evde güvenebilecegin biri olduktan sonra bir iki saat dısarı cıkmak cok güzel
Ben size siz yarisiyorsunuz demedim zaten. Cevrede cok yarisan var o da insanlara ben acaba yetemiyor muyum duygusu asiliyor dedim.
Ben Sizi tanimiyorum. Hani diyorsunuz ya surekli kontrol hali benim karakterimde var iste bildigim kadariyla buna "mukemmeliyetcik" deniyor ve bu duygu insani yipratiyor ki yiprandiginizi kendiniz soylediniz zaten.
Bunu disinda yasadiginiz hisler normal. Ben bebegim ilk dogdugunda acaba esinle bir daha rahat rahat yemek yiyemiyecek miyim diye dusunup uzuluyordum ama geciyor bu gunler simdi ben bebegim olmadan ne yapiyormusum diye dusunuyorum.
Biraz sabir. Zamana ihtiyaciniz var sadece.
Her satır da kendimden birşeyler buldum.
Anne olduk ama hala eş ve insanız. benim bırakabilecek kimsem de yoktu. Kolik , gazlı bit Bebek, sezeryan olmuş ben. Sezeryanım çok rahattı , bir günde toparlandım.
Kimseye bırakamadım oğlumu, ağlarsa bende ağlasın derdim. Burnunu açacağız mesela eşime ağlar şimdi o, ver ben açayım ağlarsa da ben de ağlasın derdim.
Şimdi 23 aylık olduk, inşallah herşey geçecek sizde de ve zaman herşeyin ilacı.
Ama ben hala kimseye bırakamıyorum kimse bakamıyo hiperaktif bir çocuk, 1,5 sene gündüz banyo yapmadım,eşim gelmeden tuvalete gidemediğim günler oldu, ama artık oğlum uyurken duşa giriyorum yada meyvesini yerken 5dk maske yapabiliyorum.
Eşimin elini tutup yürümeyeli uzun zmn oldu, kaliteli vakit geçirmeyeli, kendimle bile.
Ama ilk bebeklik çağlarına göre daha iyiyiz şu an ve inşşlah zmnla daha da iyi olacak. 2. Çocuk düşüncesinden aklım çıkıyor.
Anne olduğum ilk yılı hatırladım. Ayni kabusları yaşadım. Sonuc dogum sonrası depresyon oldu. 2 yil tedavi gördüm. Simdi geriye dönsem daha rahat bir anne olurdum kendime işkence etmezdim.
Emziremiyor musun? Sütün mü yetmiyor birak düşünme bu kadar. Anne olmak emzirmekten ibaret değil. Bebeğin sebepsiz cok mu ağlıyor. Onu da takma karşında kendini sadece ağlayarak ifade eden bir varlık var. Aglamakla göbeği kanamaz. 3-6 aydan sonra çevresini keşfetmeye başlayınca o aglamalar daha bir nitelik kazanmaya başlayacak, azalacak. Bebeğini bırakıp çıkmalısın tabi ki. Annesin ama seninde nefes almaya mola vermeye ihtiyacın var. Sen iyi olacaksın ki bebeğin de iyi olacak. Ayrıca sen sadece anne değilsin. Hayatın annelikten ibaret değil. Kendi ihtiyaç ve gereksinimlerini de düşünmelisin.
bu hisler sanırım hepimizde oldu
ilk aylarda babasına brakıp markete çarşıya falan gidiyordum oralarda gezerken iyiydi
ama eve gelince kızıma bakınca üzülüyordum nedense
şimdi 15 aylık ve ben 3 al oldum işe başlayalı ilk günler çok zorlanırım diye düşünüyordum ama
açıkçası o kadar da olmadı.. özlemişim çalışmayı arkadaşlarımı
yani demem o ki daha çok küçük ondan zor geliyor o büyüdükçe bu vicdan azabı sizde de hafifleyecektir.
gecenlerde bir aksam uyumadı öglenden beri cıktık markete gittik sag salo yapa yapa sürdüm mısıl mısıl uyudu. aradada arabada felan uyucak uyuyamıyor parmagımı berdim agzına yatay iji sıktı hrmen uyuduTabi yansımaz olur mu hiç. Bi atlatsak şu duygusal çalkalantıları o kadar iyi gelecek ki hepimize.
Emziği kabul ettiremedik, denemediğimiz yöntem kalmadı. Zaten üzerine de çok varamıyoruz kolik olduğu için, huzursuzluğu katlanıyor bir halde fazla ısrar edince. Bebek arabasında uyur belki bizimki de, sallanmayı-tekerlek sarsıntısını seviyor.
Canımmmm yettim
5 aylıktı kızımı bakıcıya bırakıp işe başladığımda dikkat edersen anne değil bakıcıya
İlk günler zor geldi tanımadığım bir kadınla başbaşa bırakıp işe geldim diye ama kısa sürdü.
Çünkü iyi bakıldığına emindim akşam eve gittiğim zaman mutlu bir bebek karşılıyordu beni.
Bağımlı olmadık birbirimize bağlı olduk.
O yüzden silkelenme vaktin gelmiş
Gerçi daha 3 ay çok yeni zamana yaya yaya toparlıyacaksın ben eminim.
Bu yazdıkların süper şeyler canımToparlayayım ya Nam, kendimden sıkıldım, dünyalılardan tiskindim.
Sen konuya vakıfsın, başınızı az şişirmedim lohusalığım boyunca, sabırla dinlediniz çok teşekkür ederim.
Evet, silkelenme vaktim geldi, doktorum da üstü kapalı ikaz etti zaten "Şu an ilaçlık bir şey göremiyorum, ama şu an" diye.
Biliyorsun, şu dönemde gelen iş teklifini dahi değerlendiremedim, haksızlık yapacakmışım gibi hissettim, kafamı toplayamadım vs.
Resim kursu iyi gelebilir bu konuda. Ev ortamının dışında çizim yaparak düşünce yönümü değiştirebilirim belki.
Kuaföre de yine gideyim diyorum, renk değişimi taze hissettirebilir.
İyi ki varsınız
Hamilelik doğum doğum sonrası,ilk bebek telaşı.....zor bir süreç.Ama güzel yanı evladının olması.Başkalarının evlat diye yanıp tutuşurken,senin kucağında olması.Çözümsüz bir hastalığı şusu busu da yok şükür.El kadar bebeği,bakıcıya şuna buna bırakıp çalışmak zorunda kalan anneler ne yapsın.Biraz kendini kendin telkin edeceksin ve onun en güzel zamanı olanbebeklik döneminin tadını çıkaracaksın.Zayıf bir psikolojiyle 24 saat çocuğunla birlikte olmak daha büyük vicdan azabı bence.Selam hanımlar; nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?
Benim için hayat şu ara fazla sıkı... Kısa kesemez, ufak bir kitabe yazarsam mazur görün lütfen, öylesine yazmaya ihtiyacım var, şimdiden okuyanlara teşekkür ederim.
Buraya üye olduğum zaman sanırım 3 - 4 aylık hamileydim, tam bilemeyeceğim çünkü bire bir gün saymadım gerilmemek adına. Şu ufak zaman zarfında, pek çok değişimi bir arada yaşadım. Hamilelikte yaşadığım sağlık sorunu ile evde dinlenmem gerekti, önümü göremediğim için istifamı verdim işten ayrıldım. İlk hamileliğim olduğu ve ben çok bildiğim(!) için her şeyden korkar hale getirdim kendimi, kastıkça kastım. Sigarayı bıraktım, hamilelikle de birleşince 30 kilo kadar aldım, ömrümde görmediğim kilolara ulaştım. Süreci iki doktor takip etti, hep iletişimdeydim onlarla, elimden gelenin en iyisini yaptığımı düşünüyorum ve çevremde bana yardımcı olmaya çalışan insanların da hakkını yiyemem. Şanslıyım ki onların da desteğiyle üstesinden geldim pek çok şeyin.
Gerek doktorlarımın yönlendirmesi gerek kendi kontrol manyaklığım sebebiyle sezaryen doğuma girdim, ama biraz travmatik geçti diyebilirim. Belden aşağı uyuşturarak başladıkları doğumum, bebeğimin doğmasıyla birlikte genel anestezi verilerek tamamlandı, zorlu bir doğumdu. Sezaryen sonrası 3-4 güne toparlamaya başlarım derken, ağrılardan günler boyu uyuyamadım, yürümekte zorlandım ve sağlıkla emzirebilmek adına ağır ağrı kesicilerin vurulmasını reddettim.
Takriben,giriştiğim süt savaşları, emzirme çabası, meme ucu yarası vb… Pek çok annenin başardığı gibi, acı ile dişlerimi - bacaklarımı sıkarak da olsa bebeğimi emzirdim ama bu süreç beni çok yordu. Lohusalık malumunuz… Bir de anne-babamların çevre oldukça geniştir, gelenin gidenin ardı arkası bir türlü kesilmedi (Bu zaten başlı başına bir hikaye hiç girmeyeyim). Bebem de kolik, gecemiz gündüzümüz birbirine girdi, zaman zaman soluğu acillerde alacak kadar ağır ağlama nöbetleri yaşadık, akşam 7 ile 12 arası zaten kelimenin tam manasıyla bir çeşit işkenceydi (Hala ufak doz da olsa devam ediyor). Bundan da en az 5 sayfalık hikaye çıkar hiç uzatmayayım.
O oldu bu oldu derken 3. ayı bitirdik ancak hala daha üzerimden atamadığım ayrı bir psikoloji var. Sürekli bir endişe ve müdahil olma hali… Hem biraz değişiklik olsun hem de psikolojimi sağlam tutmak amaçlı, bebeği anneme bırakıp dışarı çıksam yakamdan düşmeyen o suçluluk duygusu… Birlikte sokağa çıktığımızda ya susturamayacağım kadar ağlarsa ne yaparım korkusu… Vs vs vs... Sonuç itibariyle kendimi yavaş yavaş eve kapatmaya başladığımı fark ettim ve bunun beni olumsuz etkilediğini.
Geçtiğimiz haftalarda sevdiğim bir ablam ziyaretime gelmişti. Onla da üstünden konuştuk bunu ve bana “Ben de kendimi 1 sene eve kapattım bebek olunca, ardından ağır bir depresyon geçirdim, yapma” dedi. Doğrudur çünkü gelişini duyumsayabiliyorum o çökme hissinin.
Dün doktoruma gittik eşimle, oturduk uzun uzun konuştuk. “Sana yürüyüş terapisi öneriyorum. Her akşam en az 1 saat yürüyeceksin, eve tıkmak yok kendini. Annelik hüznü dediğimiz şey bu, gayet normal bir süreç” dedi. Evladımın sağlıklı psikolojik gelişimi için psikolojisi düzgün bir anneye ihtiyacı var bunun bilincindeyim ama işte o ayrı bi suçluluk duygusu var ya hani “Bebeğimi bıraktım, o yavrucak evde ama ben geziyorum” gibi saçma bi suçlanma hissi işte o çok zorluyor beni. Anneme soruyorum “Sende oldu mu böyle bir his?” diye, “Olur öyle, sonra zamanla geçer” filan diyor.
Haddinden fazla hırpalıyor, yoruyorum kendimi sanki.
Siz anneler, sizlerde de olmuş muydu böyle?
Hamilelik doğum doğum sonrası,ilk bebek telaşı.....zor bir süreç.Ama güzel yanı evladının olması.Başkalarının evlat diye yanıp tutuşurken,senin kucağında olması.Çözümsüz bir hastalığı şusu busu da yok şükür.El kadar bebeği,bakıcıya şuna buna bırakıp çalışmak zorunda kalan anneler ne yapsın.Biraz kendini kendin telkin edeceksin ve onun en güzel zamanı olanbebeklik döneminin tadını çıkaracaksın.Zayıf bir psikolojiyle 24 saat çocuğunla birlikte olmak daha büyük vicdan azabı bence.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?