• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Sanırım kendimi çok hırpalıyorum

Cagimizin hastaligi bu "mukemmel anne sendromu"

Bende de var ama kendimi frenliyorum. Cevrede kime baksan en mukemmel anne benim kafasinda. Sosyal medyada bloglarda herkes annelik yarisinda. Is yerinde bile "ben cocuguma soyle yaptim boyle yaptim" hep bir "mukemmellik yarisinda" herkes.

Bende bir ara oyleydim ama farkettim ki bu beni cok yipratiyor. Kendi kendime ben mukemmel degilim insanim tecrubesiz bir anneyim zamanla ogrenecegim herseyi diye tekrarladim.

Simdi bebegim 10 aylik. Hersey yolunda cok sukur. Benim bebegimde gece gunduz aglayan bir bebekti ama gecti gitti. Ustelik artik ben daha tecrubeli bir anneyim. Sizinde zaman ihtiyaciniz var. Annelik ogrenilen bir seydir. Bebek dogar dogmaz mukemmel anne olmaya zorlamak ve mukemmel olamayinca sucluluk hissetmeye sebep olacaktir.

Zamana birakin herseyi. Kolik bebekler sallanmayi sever. Bebegi bebek arabasinda gezdirince titresimden dolqyi cok aglamazlar. Bebegi evde birakinca vicdaniniz rahat birakmazsa sizde onunla gezin. Baslarda yaninizda birileri olsun. Aglarsa panik olmamak icin. Zamanla sadece ikiniz cikin.
 
"Evladımın sağlıklı psikolojik gelişimi için psikolojisi düzgün bir anneye ihtiyacı var bunun bilincindeyim "
Hiç de o suçluluk duygusuna girmeyin lütfen. Bakınız siz zaten olayın bilincindesiniz. Siz ne kadar iyi olursanız bebeğiniz de o kadar iyi olacak. Bu gerginliğiniz bile çok yansıyodur ona.
 
bizde 4 aylık olacagız. daha 10 günlükken aglaması tutar dısarı atardık kendimizi.binaya cıkar cıkmaz susardı. bebek arabasında uyumayan cocuk uyurdu. hava iyi oldugunda oda cıksın. simdi havalar kötü avmlerde bir secenek olabilir. durmassa en fazla tekrar eve gelirsiniz.

bizimki ilk avm ye gittiğimizde uykusu geldi aglıyor . emziği verdim puseti örttüm arabasıni ileri geri sürdüm.
evde güvenebilecegin biri olduktan sonra bir iki saat dısarı cıkmak cok güzel
 
Angela,sabah güneşi özellikle öneriliyordu okuduğum bir yazıda lohusa depresyonu için. Bir de lifli gıdaların tüketimi,kepekli ekmek vs..bunlara da dikkat et..bi de masaj falan yaptırmayı denesen annene,eşine..baş-ayak masajı falan olur..bir de hergün kendine kaygı düzeyi olarak puan ver,bi kağıda yaz..ilerleme kaydettiğinde eminim daha iyi hissedersin kendini..mesela dışarı çıkınca 15 dk da değil de 20 dk da 30 dk da bir falan arayı giderek açıp ara

Sabahları kendimi zorla da olsa resim kursuna atmayı düşünüyorum haftada 2 gün kafa dağıtmak için.
Beslenmeme ayrıca dikkat ediyorum emzirdiğim için. Aslında bi ayak masajı da ne güzel olurdu :) İyi fikir. Teşekkür ederim.

Cagimizin hastaligi bu "mukemmel anne sendromu"

Bende de var ama kendimi frenliyorum. Cevrede kime baksan en mukemmel anne benim kafasinda. Sosyal medyada bloglarda herkes annelik yarisinda. Is yerinde bile "ben cocuguma soyle yaptim boyle yaptim" hep bir "mukemmellik yarisinda" herkes.

Bende bir ara oyleydim ama farkettim ki bu beni cok yipratiyor. Kendi kendime ben mukemmel degilim insanim tecrubesiz bir anneyim zamanla ogrenecegim herseyi diye tekrarladim.

Simdi bebegim 10 aylik. Hersey yolunda cok sukur. Benim bebegimde gece gunduz aglayan bir bebekti ama gecti gitti. Ustelik artik ben daha tecrubeli bir anneyim. Sizinde zaman ihtiyaciniz var. Annelik ogrenilen bir seydir. Bebek dogar dogmaz mukemmel anne olmaya zorlamak ve mukemmel olamayinca sucluluk hissetmeye sebep olacaktir.

Zamana birakin herseyi. Kolik bebekler sallanmayi sever. Bebegi bebek arabasinda gezdirince titresimden dolqyi cok aglamazlar. Bebegi evde birakinca vicdaniniz rahat birakmazsa sizde onunla gezin. Baslarda yaninizda birileri olsun. Aglarsa panik olmamak icin. Zamanla sadece ikiniz cikin.

Şu konuda kendimden son derece emin konuşabilirim ki hiçbir zaman hiçbir şeyin yarışında olmayan ben, elbette bebeğimi de kimsenin bebeğiyle, anneliğimi de kimsenin anneliğiyle yarıştırmadım. Aksine, çevresindekilere bilmediği hususlarda ya da kararsız kaldığı hallerde çok soru soran bir insanımdır ben. Mesela çocukluk arkadaşımı çok aradım bilgilerinden faydalanmak için, birkaç ablama ve buradan edindiğim tecrübeli arkadaşlarıma da danıştığım çok oldu. Mükemmellik gibi bir saplantım da olmadı hiç, sadece her anne gibi bebeğim için hep en iyisini istemek tek yaptığım.

Benim sorunum kendimle, çevreden nasıl göründüğüm umurumda değil açıkçası, yetemeyebilirim, yapamayabilirim de bazı şeyleri olabilir, ancak sürekli kontrol hali benim karakterimde var olan bir şeydi zaten. Sadece şu durumla beraber arttığını, beni aştığını hissediyorum. Annelik hissine aşina değilim "Bu mu annelik?" diyorum bazen, ama bu kadar olması normal gelmiyor işte. Suçluluk duygusu ise çok ağır ve farklı geliyor. Nasıl anlatsam, o ağlıyor ben de oturup ağlıyorum çaresizlikten ve evden çıktığımda "Ağlıyor mu?" diye sorup duruyorum arayıp. Onun ağladığı düşüncesi, gülmeye hakkım yokmuş gibi hissettiriyor, duygusal bi ağırlık...

Salıncak yaptırdık sallayıp duruyoruz, kucaktan da inmiyor... Falan filan idare ediyoruz artık kolikliğini.
En iyisi ben annemle çıkayım önce, dediğiniz gibi başımızda tecrübeli biri refakat etse başlarda, belki kolay aşarım dışarı birlikte çıkıp ağlaması korkusunu.
 
Sabahları kendimi zorla da olsa resim kursuna atmayı düşünüyorum haftada 2 gün kafa dağıtmak için.
Beslenmeme ayrıca dikkat ediyorum emzirdiğim için. Aslında bi ayak masajı da ne güzel olurdu :) İyi fikir. Teşekkür ederim.



Şu konuda kendimden son derece emin konuşabilirim ki hiçbir zaman hiçbir şeyin yarışında olmayan ben, elbette bebeğimi de kimsenin bebeğiyle, anneliğimi de kimsenin anneliğiyle yarıştırmadım. Aksine, çevresindekilere bilmediği hususlarda ya da kararsız kaldığı hallerde çok soru soran bir insanımdır ben. Mesela çocukluk arkadaşımı çok aradım bilgilerinden faydalanmak için, birkaç ablama ve buradan edindiğim tecrübeli arkadaşlarıma da danıştığım çok oldu. Mükemmellik gibi bir saplantım da olmadı hiç, sadece her anne gibi bebeğim için hep en iyisini istemek tek yaptığım.

Benim sorunum kendimle, çevreden nasıl göründüğüm umurumda değil açıkçası, yetemeyebilirim, yapamayabilirim de bazı şeyleri olabilir, ancak sürekli kontrol hali benim karakterimde var olan bir şeydi zaten. Sadece şu durumla beraber arttığını, beni aştığını hissediyorum. Annelik hissine aşina değilim "Bu mu annelik?" diyorum bazen, ama bu kadar olması normal gelmiyor işte. Suçluluk duygusu ise çok ağır ve farklı geliyor. Nasıl anlatsam, o ağlıyor ben de oturup ağlıyorum çaresizlikten ve evden çıktığımda "Ağlıyor mu?" diye sorup duruyorum arayıp. Onun ağladığı düşüncesi, gülmeye hakkım yokmuş gibi hissettiriyor, duygusal bi ağırlık...

Salıncak yaptırdık sallayıp duruyoruz, kucaktan da inmiyor... Falan filan idare ediyoruz artık kolikliğini.
En iyisi ben annemle çıkayım önce, dediğiniz gibi başımızda tecrübeli biri refakat etse başlarda, belki kolay aşarım dışarı birlikte çıkıp ağlaması korkusunu.


Ben size siz yarisiyorsunuz demedim zaten. Cevrede cok yarisan var o da insanlara ben acaba yetemiyor muyum duygusu asiliyor dedim.

Ben Sizi tanimiyorum. Hani diyorsunuz ya surekli kontrol hali benim karakterimde var iste bildigim kadariyla buna "mukemmeliyetcik" deniyor ve bu duygu insani yipratiyor ki yiprandiginizi kendiniz soylediniz zaten.

Bunu disinda yasadiginiz hisler normal. Ben bebegim ilk dogdugunda acaba esinle bir daha rahat rahat yemek yiyemiyecek miyim diye dusunup uzuluyordum ama geciyor bu gunler simdi ben bebegim olmadan ne yapiyormusum diye dusunuyorum.

Biraz sabir. Zamana ihtiyaciniz var sadece.
 
"Evladımın sağlıklı psikolojik gelişimi için psikolojisi düzgün bir anneye ihtiyacı var bunun bilincindeyim "
Hiç de o suçluluk duygusuna girmeyin lütfen. Bakınız siz zaten olayın bilincindesiniz. Siz ne kadar iyi olursanız bebeğiniz de o kadar iyi olacak. Bu gerginliğiniz bile çok yansıyodur ona.

Tabi yansımaz olur mu hiç. Bi atlatsak şu duygusal çalkalantıları o kadar iyi gelecek ki hepimize.

bizde 4 aylık olacagız. daha 10 günlükken aglaması tutar dısarı atardık kendimizi.binaya cıkar cıkmaz susardı. bebek arabasında uyumayan cocuk uyurdu. hava iyi oldugunda oda cıksın. simdi havalar kötü avmlerde bir secenek olabilir. durmassa en fazla tekrar eve gelirsiniz.

bizimki ilk avm ye gittiğimizde uykusu geldi aglıyor . emziği verdim puseti örttüm arabasıni ileri geri sürdüm.
evde güvenebilecegin biri olduktan sonra bir iki saat dısarı cıkmak cok güzel

Emziği kabul ettiremedik, denemediğimiz yöntem kalmadı. Zaten üzerine de çok varamıyoruz kolik olduğu için, huzursuzluğu katlanıyor bir halde fazla ısrar edince. Bebek arabasında uyur belki bizimki de, sallanmayı-tekerlek sarsıntısını seviyor.
 
Ben size siz yarisiyorsunuz demedim zaten. Cevrede cok yarisan var o da insanlara ben acaba yetemiyor muyum duygusu asiliyor dedim.

Ben Sizi tanimiyorum. Hani diyorsunuz ya surekli kontrol hali benim karakterimde var iste bildigim kadariyla buna "mukemmeliyetcik" deniyor ve bu duygu insani yipratiyor ki yiprandiginizi kendiniz soylediniz zaten.

Bunu disinda yasadiginiz hisler normal. Ben bebegim ilk dogdugunda acaba esinle bir daha rahat rahat yemek yiyemiyecek miyim diye dusunup uzuluyordum ama geciyor bu gunler simdi ben bebegim olmadan ne yapiyormusum diye dusunuyorum.

Biraz sabir. Zamana ihtiyaciniz var sadece.

İşimde filan mükemmeliyetçiyimdir o ayrı da bu kontrol hali, zarar gelecek korkusundan kaynaklı benim, en en en iyisi olsun değil, iyisini elbet isteriz anneler olarak dediğim gibi ama kötü olmasın, canı yanmasın korkusunun büyüklüğü sorun. Bunu uzun uzun konuştuk işte doktorumla. Akışına bırakamıyorum, mesela pusetinden çıkarmadan taşırdım kontrollerine, bu hafta kucağıma alıp götürdüm sağlık ocağına. Ayağım takılır düşersem de bebek zarar görürse diye sokakta kucağıma alamıyordum yürürken, merdivenden inerken filan dede gibiydim (ki hala öyleyim)... Böyle böyle obsesifliğe götüren endişeler.

Umarım geçer, teşekkür ederim yorumlar için.
 
Her satır da kendimden birşeyler buldum.

Anne olduk ama hala eş ve insanız. benim bırakabilecek kimsem de yoktu. Kolik , gazlı bit Bebek, sezeryan olmuş ben. Sezeryanım çok rahattı , bir günde toparlandım.

Kimseye bırakamadım oğlumu, ağlarsa bende ağlasın derdim. Burnunu açacağız mesela eşime ağlar şimdi o, ver ben açayım ağlarsa da ben de ağlasın derdim.

Şimdi 23 aylık olduk, inşallah herşey geçecek sizde de ve zaman herşeyin ilacı.

Ama ben hala kimseye bırakamıyorum kimse bakamıyo hiperaktif bir çocuk, 1,5 sene gündüz banyo yapmadım,eşim gelmeden tuvalete gidemediğim günler oldu, ama artık oğlum uyurken duşa giriyorum yada meyvesini yerken 5dk maske yapabiliyorum.

Eşimin elini tutup yürümeyeli uzun zmn oldu, kaliteli vakit geçirmeyeli, kendimle bile.

Ama ilk bebeklik çağlarına göre daha iyiyiz şu an ve inşşlah zmnla daha da iyi olacak. 2. Çocuk düşüncesinden aklım çıkıyor.
 
Canım sanırım ilk bebeğin.malesefki ilk bebekte böyle oluyo.bende çok kötü bi lohusalık geçirdim kızımda.ama ikincide daha 1 haftalıkken anneme bırakıp kızımın okul gösterisine gittim.geçici bi durum merak etme sende atlatcaksın.
 
Anne olduğum ilk yılı hatırladım. Ayni kabusları yaşadım. Sonuc dogum sonrası depresyon oldu. 2 yil tedavi gördüm. Simdi geriye dönsem daha rahat bir anne olurdum kendime işkence etmezdim.

Emziremiyor musun? Sütün mü yetmiyor birak düşünme bu kadar. Anne olmak emzirmekten ibaret değil. Bebeğin sebepsiz cok mu ağlıyor. Onu da takma karşında kendini sadece ağlayarak ifade eden bir varlık var. Aglamakla göbeği kanamaz. 3-6 aydan sonra çevresini keşfetmeye başlayınca o aglamalar daha bir nitelik kazanmaya başlayacak, azalacak. Bebeğini bırakıp çıkmalısın tabi ki. Annesin ama seninde nefes almaya mola vermeye ihtiyacın var. Sen iyi olacaksın ki bebeğin de iyi olacak. Ayrıca sen sadece anne değilsin. Hayatın annelikten ibaret değil. Kendi ihtiyaç ve gereksinimlerini de düşünmelisin.
 
bu hisler sanırım hepimizde oldu
ilk aylarda babasına brakıp markete çarşıya falan gidiyordum oralarda gezerken iyiydi
ama eve gelince kızıma bakınca üzülüyordum nedense
şimdi 15 aylık ve ben 3 al oldum işe başlayalı ilk günler çok zorlanırım diye düşünüyordum ama
açıkçası o kadar da olmadı.. özlemişim çalışmayı arkadaşlarımı
yani demem o ki daha çok küçük ondan zor geliyor o büyüdükçe bu vicdan azabı sizde de hafifleyecektir.
 
Her satır da kendimden birşeyler buldum.

Anne olduk ama hala eş ve insanız. benim bırakabilecek kimsem de yoktu. Kolik , gazlı bit Bebek, sezeryan olmuş ben. Sezeryanım çok rahattı , bir günde toparlandım.

Kimseye bırakamadım oğlumu, ağlarsa bende ağlasın derdim. Burnunu açacağız mesela eşime ağlar şimdi o, ver ben açayım ağlarsa da ben de ağlasın derdim.

Şimdi 23 aylık olduk, inşallah herşey geçecek sizde de ve zaman herşeyin ilacı.

Ama ben hala kimseye bırakamıyorum kimse bakamıyo hiperaktif bir çocuk, 1,5 sene gündüz banyo yapmadım,eşim gelmeden tuvalete gidemediğim günler oldu, ama artık oğlum uyurken duşa giriyorum yada meyvesini yerken 5dk maske yapabiliyorum.

Eşimin elini tutup yürümeyeli uzun zmn oldu, kaliteli vakit geçirmeyeli, kendimle bile.

Ama ilk bebeklik çağlarına göre daha iyiyiz şu an ve inşşlah zmnla daha da iyi olacak. 2. Çocuk düşüncesinden aklım çıkıyor.

Evet, tuvalete gidemediğim durumlar çok fazla olurdu başlarda, kucağımdan inmez, memede kalmak ister... Ancak annem gelecek sabah ya da öğle yemeğine eşim yetişecek, ben de ihtiyacımı gidereceğim. Artık yavaş yavaş düzene giriyor, pusetine bırakıp birkaç işimi halledebiliyorum, çevresiyle ilgileniyor gelişimi gereği.

Hayır bi de başıma toplaşan gün teyzeleri "Yürüyünce gör sen esas" filan diye konuştukça bunun daha beteri mi olacak diye hayattan soğuyordum başlarda. 2. çocuk kısmı zaten fazlasıyla sallantıda, ben tek çocukluk hissini bilirim kardeşimle aramızda baya yaş farkı var ve çocukların en az iki kardeş olması gerektiğini düşünmüşümdür hep. Ama işte... Şu ara "Bilemiyorum Altan" modundayım.

Anne olduğum ilk yılı hatırladım. Ayni kabusları yaşadım. Sonuc dogum sonrası depresyon oldu. 2 yil tedavi gördüm. Simdi geriye dönsem daha rahat bir anne olurdum kendime işkence etmezdim.

Emziremiyor musun? Sütün mü yetmiyor birak düşünme bu kadar. Anne olmak emzirmekten ibaret değil. Bebeğin sebepsiz cok mu ağlıyor. Onu da takma karşında kendini sadece ağlayarak ifade eden bir varlık var. Aglamakla göbeği kanamaz. 3-6 aydan sonra çevresini keşfetmeye başlayınca o aglamalar daha bir nitelik kazanmaya başlayacak, azalacak. Bebeğini bırakıp çıkmalısın tabi ki. Annesin ama seninde nefes almaya mola vermeye ihtiyacın var. Sen iyi olacaksın ki bebeğin de iyi olacak. Ayrıca sen sadece anne değilsin. Hayatın annelikten ibaret değil. Kendi ihtiyaç ve gereksinimlerini de düşünmelisin.

Annem çok uyarıyor, tadını çıkar, bırak akışına, çocuk bu ağlayacak tabi başka bildiği bir şey yok ki vs. diye. İşte, başka annelerden de duymaya ihtiyacım vardı.

bu hisler sanırım hepimizde oldu
ilk aylarda babasına brakıp markete çarşıya falan gidiyordum oralarda gezerken iyiydi
ama eve gelince kızıma bakınca üzülüyordum nedense
şimdi 15 aylık ve ben 3 al oldum işe başlayalı ilk günler çok zorlanırım diye düşünüyordum ama
açıkçası o kadar da olmadı.. özlemişim çalışmayı arkadaşlarımı
yani demem o ki daha çok küçük ondan zor geliyor o büyüdükçe bu vicdan azabı sizde de hafifleyecektir.

O da var bende evet şu an fark ettim. Dışarı çıksam zaten duramayıp geliyorum gerisin geri. Sonra hemen çocuk nerede ona gidiyorum bakıyorum, salak bi hüzün çöküyor. İş hayatına ne zaman dönerim bilemiyorum, tamlamanız o kadar doğru ki tam bir gereksiz vicdan azabı ile sarsılıyorum.
Ama herkes hem fikir, geçecek... İnşallah geçecek...
 
Tabi yansımaz olur mu hiç. Bi atlatsak şu duygusal çalkalantıları o kadar iyi gelecek ki hepimize.



Emziği kabul ettiremedik, denemediğimiz yöntem kalmadı. Zaten üzerine de çok varamıyoruz kolik olduğu için, huzursuzluğu katlanıyor bir halde fazla ısrar edince. Bebek arabasında uyur belki bizimki de, sallanmayı-tekerlek sarsıntısını seviyor.
gecenlerde bir aksam uyumadı öglenden beri cıktık markete gittik sag salo yapa yapa sürdüm mısıl mısıl uyudu. aradada arabada felan uyucak uyuyamıyor parmagımı berdim agzına yatay iji sıktı hrmen uyudu
 
Canımmmm yettim :D
5 aylıktı kızımı bakıcıya bırakıp işe başladığımda dikkat edersen anne değil bakıcıya
İlk günler zor geldi tanımadığım bir kadınla başbaşa bırakıp işe geldim diye ama kısa sürdü.
Çünkü iyi bakıldığına emindim akşam eve gittiğim zaman mutlu bir bebek karşılıyordu beni.
Bağımlı olmadık birbirimize bağlı olduk.
O yüzden silkelenme vaktin gelmiş
Gerçi daha 3 ay çok yeni zamana yaya yaya toparlıyacaksın ben eminim.:KK16:
 
Canımmmm yettim :KK70:
5 aylıktı kızımı bakıcıya bırakıp işe başladığımda dikkat edersen anne değil bakıcıya
İlk günler zor geldi tanımadığım bir kadınla başbaşa bırakıp işe geldim diye ama kısa sürdü.
Çünkü iyi bakıldığına emindim akşam eve gittiğim zaman mutlu bir bebek karşılıyordu beni.
Bağımlı olmadık birbirimize bağlı olduk.
O yüzden silkelenme vaktin gelmiş
Gerçi daha 3 ay çok yeni zamana yaya yaya toparlıyacaksın ben eminim.:KK16:

Toparlayayım ya Nam, kendimden sıkıldım, dünyalılardan tiskindim. :confused:
Sen konuya vakıfsın, başınızı az şişirmedim lohusalığım boyunca, sabırla dinlediniz çok teşekkür ederim.
Evet, silkelenme vaktim geldi, doktorum da üstü kapalı ikaz etti zaten "Şu an ilaçlık bir şey göremiyorum, ama şu an" diye.
Biliyorsun, şu dönemde gelen iş teklifini dahi değerlendiremedim, haksızlık yapacakmışım gibi hissettim, kafamı toplayamadım vs.
Resim kursu iyi gelebilir bu konuda. Ev ortamının dışında çizim yaparak düşünce yönümü değiştirebilirim belki.
Kuaföre de yine gideyim diyorum, renk değişimi taze hissettirebilir.

İyi ki varsınız :KK15:
 
Toparlayayım ya Nam, kendimden sıkıldım, dünyalılardan tiskindim. :confused:
Sen konuya vakıfsın, başınızı az şişirmedim lohusalığım boyunca, sabırla dinlediniz çok teşekkür ederim.
Evet, silkelenme vaktim geldi, doktorum da üstü kapalı ikaz etti zaten "Şu an ilaçlık bir şey göremiyorum, ama şu an" diye.
Biliyorsun, şu dönemde gelen iş teklifini dahi değerlendiremedim, haksızlık yapacakmışım gibi hissettim, kafamı toplayamadım vs.
Resim kursu iyi gelebilir bu konuda. Ev ortamının dışında çizim yaparak düşünce yönümü değiştirebilirim belki.
Kuaföre de yine gideyim diyorum, renk değişimi taze hissettirebilir.

İyi ki varsınız :KK15:
Bu yazdıkların süper şeyler canım
Sakın yazı olarak kalmasın ama icraata geçmelisin artık
Şanslısın oğluşu bırakabileceğin kişi annen gözün arkada kalmasın
Sende iyi ki varsın canım :KK15:
 
Selam hanımlar; nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?

Benim için hayat şu ara fazla sıkı... Kısa kesemez, ufak bir kitabe yazarsam mazur görün lütfen, öylesine yazmaya ihtiyacım var, şimdiden okuyanlara teşekkür ederim.

Buraya üye olduğum zaman sanırım 3 - 4 aylık hamileydim, tam bilemeyeceğim çünkü bire bir gün saymadım gerilmemek adına. Şu ufak zaman zarfında, pek çok değişimi bir arada yaşadım. Hamilelikte yaşadığım sağlık sorunu ile evde dinlenmem gerekti, önümü göremediğim için istifamı verdim işten ayrıldım. İlk hamileliğim olduğu ve ben çok bildiğim(!) için her şeyden korkar hale getirdim kendimi, kastıkça kastım. Sigarayı bıraktım, hamilelikle de birleşince 30 kilo kadar aldım, ömrümde görmediğim kilolara ulaştım. Süreci iki doktor takip etti, hep iletişimdeydim onlarla, elimden gelenin en iyisini yaptığımı düşünüyorum ve çevremde bana yardımcı olmaya çalışan insanların da hakkını yiyemem. Şanslıyım ki onların da desteğiyle üstesinden geldim pek çok şeyin.

Gerek doktorlarımın yönlendirmesi gerek kendi kontrol manyaklığım sebebiyle sezaryen doğuma girdim, ama biraz travmatik geçti diyebilirim. Belden aşağı uyuşturarak başladıkları doğumum, bebeğimin doğmasıyla birlikte genel anestezi verilerek tamamlandı, zorlu bir doğumdu. Sezaryen sonrası 3-4 güne toparlamaya başlarım derken, ağrılardan günler boyu uyuyamadım, yürümekte zorlandım ve sağlıkla emzirebilmek adına ağır ağrı kesicilerin vurulmasını reddettim.

Takriben,giriştiğim süt savaşları, emzirme çabası, meme ucu yarası vb… Pek çok annenin başardığı gibi, acı ile dişlerimi - bacaklarımı sıkarak da olsa bebeğimi emzirdim ama bu süreç beni çok yordu. Lohusalık malumunuz… Bir de anne-babamların çevre oldukça geniştir, gelenin gidenin ardı arkası bir türlü kesilmedi (Bu zaten başlı başına bir hikaye hiç girmeyeyim). Bebem de kolik, gecemiz gündüzümüz birbirine girdi, zaman zaman soluğu acillerde alacak kadar ağır ağlama nöbetleri yaşadık, akşam 7 ile 12 arası zaten kelimenin tam manasıyla bir çeşit işkenceydi (Hala ufak doz da olsa devam ediyor). Bundan da en az 5 sayfalık hikaye çıkar hiç uzatmayayım.

O oldu bu oldu derken 3. ayı bitirdik ancak hala daha üzerimden atamadığım ayrı bir psikoloji var. Sürekli bir endişe ve müdahil olma hali… Hem biraz değişiklik olsun hem de psikolojimi sağlam tutmak amaçlı, bebeği anneme bırakıp dışarı çıksam yakamdan düşmeyen o suçluluk duygusu… Birlikte sokağa çıktığımızda ya susturamayacağım kadar ağlarsa ne yaparım korkusu… Vs vs vs... Sonuç itibariyle kendimi yavaş yavaş eve kapatmaya başladığımı fark ettim ve bunun beni olumsuz etkilediğini.

Geçtiğimiz haftalarda sevdiğim bir ablam ziyaretime gelmişti. Onla da üstünden konuştuk bunu ve bana “Ben de kendimi 1 sene eve kapattım bebek olunca, ardından ağır bir depresyon geçirdim, yapma” dedi. Doğrudur çünkü gelişini duyumsayabiliyorum o çökme hissinin.

Dün doktoruma gittik eşimle, oturduk uzun uzun konuştuk. “Sana yürüyüş terapisi öneriyorum. Her akşam en az 1 saat yürüyeceksin, eve tıkmak yok kendini. Annelik hüznü dediğimiz şey bu, gayet normal bir süreç” dedi. Evladımın sağlıklı psikolojik gelişimi için psikolojisi düzgün bir anneye ihtiyacı var bunun bilincindeyim ama işte o ayrı bi suçluluk duygusu var ya hani “Bebeğimi bıraktım, o yavrucak evde ama ben geziyorum” gibi saçma bi suçlanma hissi işte o çok zorluyor beni. Anneme soruyorum “Sende oldu mu böyle bir his?” diye, “Olur öyle, sonra zamanla geçer” filan diyor.

Haddinden fazla hırpalıyor, yoruyorum kendimi sanki.
Siz anneler, sizlerde de olmuş muydu böyle?
Hamilelik doğum doğum sonrası,ilk bebek telaşı.....zor bir süreç.Ama güzel yanı evladının olması.Başkalarının evlat diye yanıp tutuşurken,senin kucağında olması.Çözümsüz bir hastalığı şusu busu da yok şükür.El kadar bebeği,bakıcıya şuna buna bırakıp çalışmak zorunda kalan anneler ne yapsın.Biraz kendini kendin telkin edeceksin ve onun en güzel zamanı olanbebeklik döneminin tadını çıkaracaksın.Zayıf bir psikolojiyle 24 saat çocuğunla birlikte olmak daha büyük vicdan azabı bence.
 
Bende aynılarını yaşadım neredeyse. Doktorum doğumuma gelemedi ,hiç tanımadığım birileriyle acil sezeryana alındım,üstelik bebek nefes alamaz,suyu bitti dediler bana düşünün. Çıktım ameliyathanede ayılınca doktorumuda görünce hüngür hüngür ağladım. Uzun zaman doktora kızdım,hatta 1 hafta sonraki kontrolüme gitmek dahi istemedim. 4 yıl geçti üstünden şimdi hiçbirşey umurumda değil kızım sağlıklı ya,geriye dönüp bakmıyorum.
Bende fazla kilo aldım,şu an ideal kiloma ulaştım ama yalan yok zor oldu vermek,insülin direnci ve tiroit yavaş çalışması sebebiyle. Doğumdan sonra uzun zaman üzülmüştüm kiloma,verememe ama şimdi dönüp bakınca keşke üzmeseymişim kendimi diyorum.
Ben uzun süre endişeyle yaşadım. Eşim işe ggiderken üzülüyordum ya kaza yaparsa ya başına birşey gelirse diye içime bir yumru oturuyordu.
Kızım konusunda da kilo almadıysa endişe sebebiydi,yada boyu az uzadıysa,fazla ağlıyorsa herşey ama herşey endişe etmem için sebepti.Kızım ağlardı ben ağlardım.
22 ay eemzirdim,sütten keserken üzüldüm haksızlık ediyorum dedim. Bağımız kopar diye üzüldüm,korktum. Çok bağlıydı nasıl bırakacaktık,üzüle üzüle kestim,şimdi pişmanmıyım hayır ama o dönem üzülmüştüm.
2.5 yyaşındayken yarım gün anaokuluna başladı,arkadaşı yoktu,sokaktan çocuk çeviriyordu kardeş gel oynayalım diyerek,bir cesaret yanlız olmasın,sosyalleşsin dedim,onu bırakıp eve geldim yine ağladim hüngür hüngür. Şimdi pişmanmıyım dersen hayır değilim. O mutlu ben mutlu.
Muhakkak hepimiz yaşıyoruz aynı duyguları,aynı yollardan geçiyoruz ama inanın,bunların hepsi süreç,geçiyor alışıyoruz.
Anne dinlenemez,kafasını dağıtamazsa çocuğada yansıyor. O 1 saat size iyi gelecek,dolaylı yoldanda inanın evladinıza iyi gelecek.
Sağlıkla büyütün bebeğinizi.
 
Hamilelik doğum doğum sonrası,ilk bebek telaşı.....zor bir süreç.Ama güzel yanı evladının olması.Başkalarının evlat diye yanıp tutuşurken,senin kucağında olması.Çözümsüz bir hastalığı şusu busu da yok şükür.El kadar bebeği,bakıcıya şuna buna bırakıp çalışmak zorunda kalan anneler ne yapsın.Biraz kendini kendin telkin edeceksin ve onun en güzel zamanı olanbebeklik döneminin tadını çıkaracaksın.Zayıf bir psikolojiyle 24 saat çocuğunla birlikte olmak daha büyük vicdan azabı bence.

Zor bir süreç evet ama çevremde bu süreci kolaylaştıran çok insan oldu aslında. Bu da biraz şuna doğru evrildi: Çocuğum için daha çok çabalamalıyım, böyle bir ortamda benim katkım daha fazla olmalı çünkü ben anneyim. Bu düşünce hali bir ay kadar sürdü ve o ay zaten ben kendimden geçtim vericilikte. Sonra, bu hali aştım.

Durumumdan daha kötüsünü düşünüp şükrederek yaşayan bir insanım zaten, ama bu konuda bu düşünce biçimi inanın hiç işe yaramadı. Annem de sizin söylediklerinizi söyledi sürekli. "Sende ne var be kızım, rahat batıyor sana" dedi... İşte bi "Anneme bırakabiliyorsun, bakıcı seçmek gibi bir zorluk yaşamıyorsun, hadi bundan faydalan" diyorum ama o da vicdan azabı-suçluluk duygusu ile paramparça oluyorum. Bir kısır döngü halini aldığını fark ettiğimizde, eşimle birlikte doktorun yolunu tuttuk işte. Düşünecek olursak bir doktor desteğinden mahrum anneler dahi var... Da işte, benim durumumu değiştirmiyor onlara bakmak. Hatta daha çok üzüyor.
 
Benim önerim bebekle dışarı çıkmaya yürüyüşe alışverişe çikmaniz olur

Bebekli hayata alismak hemde bebegi kendi yasantiniza alistirmak icin.

Asiri soguk ve sagnak yagmur disinda disari cikmanizda bi sakinca yok
Uyku saatine gore ayarlayin ilk etapta
Pusette uyumaya alisir zaman icinde

Kilo verdikce de kendinizi iyi hissedersiniz yavas yavas acele etmeden verin
Bol su hafif egzersiz gec saatte yememeye dikkat ederek baslayin
 
Back