• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Şafak Pavey'den çarpıcı açıklamalar

Bir kadinin yasadigi( kaza ya da intihar) elim olayi dile dolamak;bu olayla ilgili varsayimlarla kadinin hayati , erkeklere karsi tutumu , siyasi dusuncesi hakkinda cikarimlarda bulunmak; ve bunlara alkis tutmak... Sanirim zurnanin zirt dedigi yerdeyiz.

Hala neden intihar etti o zaten demenin sebebini dusunuyorum. Ama Sevilay Yukselir kafasinda olmadigim icin cok sukur cevabini veremiyorum.
 
Ayrıca konuşmayı bir daha dinledim de, Pavey diyor ki, "akp kimi vekillerin, baş örtülü eşlerini saklamaya çalışıp utanmalarından çok rahatsız oluyorum, bundan kendim inciniyorum"

Bir kadın olarak gözlemini ve hemcinse yapılan bu davranıştan duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. "Bak kocan başındaki örtüden utanıyor" demiyor.

Cidden saptırmakta üstümüze yok.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Aynen katiliyorum. O yuzden "amacini asmis" diye bir deyim eklemistim. Ama siyasette bugun gelinen noktada degil milletvekilleri, onlarin bakanlarindan tutun degerli parti baskanlari bile unvanina yakisir bir sekilde konusmuyor ne yazik ki.. Gizli birsey demiyorum, herkesin malumu seyler bunlar.. Karsiliginda da ne bir disiplin cezasi, ne bir uyari, hic bir sey yok.... Gorevden alinma hepten yok.. Emniyet sibobu yok... Patlamaya gidiyor birseyler artik.

Aslında şunu yapmaları lazım kısa ve öz, dokunulmazlıklarını kaldıracaklar, dokunulmazlığın kalkmasına hangi parti ya da partiler karşı bilmiyorum ama o kadar söylediler söylediler ama dokunulmazlıklara dokunmadılar:ssz:
 
"""Bizden çatışma bekleyenler için altını çizmek istiyorum, biz çatışmıyoruz. Varolmak için direniyoruz. Tarihe dönüp bakarsanız, hepmizi neyin beklediğini çok açıklıkla göreceksiniz. Kendi yarattığınız radikal canavarın, sizi de teslim almasını sadece bizim varolma mücadelemiz engelleyebilir" ""


Bu cümleler bile çok şey anlatmıyor mu? Kaç kişi konuşmayı tam olarak dinledi acaba, cidden merak ediyorum.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Safak Hanim bir milletvekili, yani kendine oy veren halktan bir kismi temsil ediyor. Bu kadar alkisi almasinin sebebi de bu temsil ettigi insanlarin mecliste olan bitene karsi olan tepkilerini, onlar adina mecliste duyurabilmis olmasidir. O, asli gorevini yapti ve kendini secen halkin meclisteki sesi oldu, begenilmesi de bu yuzdendir. Mecliste siyaset yapilir, siyaset kokan cumleleri olmasinda ne gibi bir sakinca var? Muhalefet partisinin bir uyesi ayni zamanda, muhalefet yapacak tabii.. O kendine oy verenleri temsil etmek icin orada, laflarina ondan daha cok dikkat etmesi gerekenler, yani iktidar partisi, esas onlar butun halki kucaklamasi gerekirken her zaman sadece belli bir kesimi one cikariyorlar, keske biraz tepki de onlara gosterebilseydiniz.

ne güzel işte,kendini seçen halkın sesi olup beğenilmesinde hiç bi sakınca yok tabi.bu durumda herkesin beğenip takdir etmesinede gerek yok o zaman.ee burdaki "beğenilmemesini yadırgama" mesajları nedir o vakit ?
 
unutma arkadaşım "özgürlük" bugün yalnız senin için varsa yarın bir anda elinden alınabilir, bugün "yaşasın ilahi adalet (!) deyip senin gibi olmayanı yok sayarsan, günün birinde bugün onun olduğu yerde olman kaçınılmazdır...bugün öcümüzü aldık yaşasın diye bağırırken yarın belki bin beteri ile hesap verirsin, kimsenin hükümranlığı sonsuza kadar sürmez

"Bir taraf bir arada yaşamanın yolunu ararken, öbürü sindirmek istiyorsa biz yok edildiğimizde gelecek olimpiyat tanıtımına kimi koyacaksınız?"

konuşmanın özü budur, kimseyi aşağılamamıştır, sizin baktığınız taraftan o şekilde görünüyorsa belki bakış açınızı tekrar gözden geçirmeniz gerekir....

ve " benim başörtülü bacım" bu nasıl bir söylemdir...beni nasıl dışlamaktadır?? ben senin bacın değil miyim?? ya da benim sorunum yok mu?? varsa seni neden ilgilendirmiyor??? ilgilendirmiyor çünkü evet ben senin bacın olamadım...yeri geldi bana fütursuzca çirkin sıfatlar yakıştırdın, bana söylenen yapılan herşey haktı, çünkü senin sana iktidar getiren sana yeten başörtülü bacın vardı...ama onu 11 yıl yanına yakıştırıp almadın...ne ilginçtir ki iktidar yarışlarının tekrar başladığı günlerde 3-5 ini ortaya çıkardın...çok çirkin

şimdi kimse çıkıp da adaletten, haktan hukutan falan bahsetmesin bunun samimiyetine inanmam, zekamı aşağılamam demektir...
 
Son düzenleme:
türbanlı vekiller tamamen göstermelik, bi temsil gücü, yeteneği göremedim onlarda, izlediğim röportajları kısır ve sönüktü, doyurucu hiç bir konuşmaları yok, gerçi haklarını yememek lazım sadece onlar değil, meclisin çoğu öyle muhalefet dahil, paveyin bu kadar sivrilmesi çok normal, umarım önüne konacak taşlardan karalama kampanyalarından yılmadan dimdik kalabilir, meclisin onun gibi vekillere çok ihtiyacı var.
Malesef kadınsan içinde bulunduğun oluşum bile seni aşağı çekmeye çalışıyor, genel olarak Türkiyede durum bu, tabii arkanda büyük bi sermaye yoksa
 
Yanlış anlaşılmalara meydan vermemek adına Şafak Pavey’in konuşma metni:

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; size bu konuşmayı her şeyin yasak olduğu Genel Kuruldan yapıyorum.Ortalama yaşın 50'lerde olduğu bir mecliste, su içmenin dahi yasak olduğu bir genel kuruldan yapıyorum.Yaşlı haklarının, hasta üyelerinin haklarının bile düşünülmediği bir genel kuruldan söz ediyorum.

Turist olarak bile gitmediğiniz coğrafyalarda, Afganistan'da, Yemen'de, İran'da yıllarca türban kullanmaya mecbur edilmiş biri olarak yapıyorum.

Mecliste pantolon giymesi bir erkek vekil tarafından engellenmiş bir kadın vekil olarak yapıyorum.

Olmayan bacağı erkekler tarafından siyaset sohbetine dönüştürülen biri olarak yapıyorum ve artık, AKP'nin başı açık vitrin vekillerinin emanet oyları gerçek sahibelerine geri verme zamanlarının geldiklerini düşünüyorum.

AKP'yi iktidara taşımış asıl kadınlarının Meclis koltuklarını almalarının hakları olduğuna inanıyorum. Ayrıca, AKP'li kimi vekillerin başörtülü eşlerini saklamaya çalışıp utanmalarından kendim çok inciniyorum.

Elbette ülkemde sekülarizmin geleceği ile ilgili muazzam endişelerim var. Ama kaygım, türbanla kırmızı ruj arasına sıkıştırılmış semboller değildir.

Demokrasi paketinde aynı ideolojiyi paylaşan erkek polis doğal karşılanırken türbanlı kadın polise yasak gelmesine çok şaşırmıştım. Daha vahim bir cinsiyet ayrımcılığı olabilir mi? Ben polisin başındaki türbandan değil, bana vadettiği şiddet geleceğinden korkarım.

Mecliste cemevi açmak için Diyanetten fetva isteyen anlayıştan korkuyorum yani bir inancın ibadet hakkını diğer inancın iznine bağlayan anlayıştan korkuyorum. Hukukun karşısına dini koyan anlayıştan korkuyorum.

Kadın özgürlüklerinden asla korkmam.

Söylemek isterim ki özgür bir hayat çok zor kurulur ama çok kolay yıkılır. Tam da bu nedenle çiçekli başörtüsü ve daracık pantolonuyla Çamlıca Parkı'nın kuytularında sevgilisiyle öpüşen genç kıza özgürlüğünü Mustafa Kemal'e borçlu olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Türbanla özgürlük ilişkisi bıçak sırtı gibidir. Bir yandan inanç özgürlüğünü temsil eder, öte yandan inanç baskısını. Birçok kadın inanarak örtünürken birçok kız kendilerini kontrol eden aile güçleri tarafından zorla kapatırlar.

Clinton 2007'de "Kadın değişirse gelecek de değişir." demişti. Hatta Emine Erdoğan o kadar beğenmiş olmalı ki geçenlerde bir konuşmasında kullandı.

Sosyal özgürlük alanlarımız geleceğimizden çalınarak birer birer imha ediliyor. 5 yaşında örtülen, 15 yaşında evlendirilen kızlarımızdan bahsediyorum. Geleceğimiz gerçekten kadınlarımızın hâli üstünden berbat bir şekilde değişiyor.

Biz kültür olarak hiç önemsemeyiz ama her özgürlük aynı zamanda büyük bir sorumluluktur. Türbanlı kadın vekillerden beklentim büyük. Mesela ülkemin neden kadın hakları konusunda dünyanın 120'ncisi olduğunu anlatmalarını bekliyorum. Neden 57 İslam ülkesindeki toplam kadın hakları ortalamasının, tek başına Birleşmiş Milletlerin üyesi bile olmayan Tayvan'ın seviyesine ulaşmamış olduğunu açıklamalarını bekliyorum. Artık türbanı bir insan hakları ihlalinden bir insan hakları kazanımına dönüştürmek onların sorumluluğundadır.

İnanç özgürlüğünün en büyük güvencesi geleceğimizi dinî rehberlikle kontrol etmek değil, kusursuz bir sekülarizmdir. Lütfen hatırlayın, Orta Doğu'da bizim seküler toplumumuz tek taş pırlanta gibi ışıldıyordu.

Oldukça merak ettiğim bir ayrıntı var: İnanç gösteri için kullanılabilir mi? Büyük bir ruh temizliğinden doğan muhteşem bir tevazuyla yaşanması emredilmiyor mu? Buraya gelmeden önce türbanlı vekillerimizin konuşmalarını taradım. Başkalarının özgürlüklerine dair tek bir kelime kullanmadıklarına rastladım. Kendi inanç özgürlüklerine gösterdikleri hassasiyeti ruhban okulu, azınlık okulları, cemevleri, bir inanç biçiminin mundar olarak ilan edilmesi gibi sorunlu inanç alanlarında göremedim. Mesela bilimin özgürlüğünü kelepçeleyen YÖK hakkındaki fikirlerini de bilmiyorum ama şu hakareti bütün haberlerde duydum ve çok üzülerek: "Başımı açarak bir daha kirlenmeyeceğim." Bu durumda başı açık olanlar kirlenmişler midir? İnanç üstünden öbürünü kirli ilan edebilmek kimin haddi olabilir?
Görülüyor ki bir arada yaşama efsanemiz çökmüş. Kibirden küfelik olmuşsanız size benzemeyenin çığlığını nasıl duyacaksınız?
Bir taraf bir arada yaşamanın yolunu ararken öbürü sindirmek, dönüştürmek, özgürlüklerini birer birer yok etmek istiyorsa, bizi yok ettiğinizde gelecek olimpiyat tanıtımına kimi koyacaksınız?

Biz Sivas'ta yakılan, Gezi'de vurulan, evlerine işaret konulan, hayat tarzından ötürü cezalandırılanlarız ama her nasılsa kronik mağdur hep sizsiniz.

Azınlığın çoğunluğu ezmesi sürdürülemez ama çoğunluğun azınlığı ezmesi sürdürülebilirdir, asıl korkutan da budur.
Gerçekten bu ülkeyi korkunç bir akıbete sürüklemekten kaçınmaya niyetliyseniz adaletle öç almak arasındaki farkı en kısa zamanda öğrenmeye mecbursunuz.

Bizden çatışma bekleyenler için altını çizmek istiyorum: Biz çatışmıyoruz, var olmak için direniyoruz. Tarihe dönüp bakarsanız hepimizi neyin beklediğini çok açıklıkla göreceksiniz. Kendi yarattığınız radikal canavarın sizi de teslim almasını, sadece bizim var olma mücadelemiz engelleyebilir. Bundan sonrasını arif olanlara bırakıyorum. Saygılarımla.
 
1000007_615824078481785_167954193_n.jpg
 
Gercekten biri bana anlatabilir mi?
Yada gösterebilir mi?

Hani demisya Safak hanim "adaletle intikami karistirmayin, bizim vaolma cabamiz sizide kurtaracak" diye.
Acaba ülkede bir kesime özgürlük verilirken bir kesimin özgürlüklerimi kisitlaniyor.

Kanunlarla basörtüsü icin serbestlik getirilirken, basi acik olanlar icin " basini örteceksin" kanunumu cikarildi!
Bu durum varsa bende karsi cikayim zira benimde basim acik, ülkeye giremem bu durumda.

Ayrica kimin hangi özgürlügü elinden alinmis!
Kimden intikam alinmis!
Nasil bir intikam alinmis!

Lütfen bana bu hükümetin kinim özgürlügünü kisitladigini, kimin hakkini gasp ettigini gösterin bana.


Mune ayrica dokunulmazliklarin kalkmasini bende cok istiyorum, benim polisime tokat atmaya cüret eden seref yoksunu kisilerin bile yaptiginin yanina kalmasi kanima dokunuyor!
 
"Demokrasi paketinde aynı ideolojiyi paylaşan erkek polis doğal karşılanırken türbanlı kadın polise yasak gelmesine çok şaşırmıştım. Daha vahim bir cinsiyet ayrımcılığı olabilir mi? Ben polisin başındaki türbandan değil, bana vadettiği şiddet geleceğinden korkarım."

Daha ne söylesin.:46: Kadının giyiminden kimse korkmamalı zaten. Bugün başörtüsü, türban deyince çok çeşit resimler oluşuyorsa kafamızda bu ülkemiz kadınının üretken, çeşitliliğe açık olmasındandır.:71:
 
"Bizden çatışma bekleyenler için altını çizmek istiyorum: Biz çatışmıyoruz, var olmak için direniyoruz. Tarihe dönüp bakarsanız hepimizi neyin beklediğini çok açıklıkla göreceksiniz. Kendi yarattığınız radikal canavarın sizi de teslim almasını, sadece bizim var olma mücadelemiz engelleyebilir. Bundan sonrasını arif olanlara bırakıyorum."

Bu sözün altında düşünen için çok gerçek var... ‘radikal canavara’ bir örnek yeter de artar ->>>>> Ortaokulda Örtünmek ve Başörtülü Çıplaklar - Mustafa Durdu
 
Son düzenleme:
Özgürlüğü sadece kılık kıyafete indirgemek ne kadar dar bir bakış açısıdır.

Kim nerede ne zaman kısıtlamış, kimler kısıtlanmış diyenler ceza evlerine bir çevirsinler kafalarını. Devlete hizmet eden generallerden, tutuklu sıfatıyla hala içeride tutulan gazeteciden, yazardan geçilmiyor oraları.

Daha dün gibi hatırlıyorum erdoğanı protesto eden üniversitelerin yaka paça nasıl içeri atıldığını.

Bu baskıcı zihniyet karşısında, hepimiz bir vatan savunması içerisindeyiz. Resmen askerlik yapıyoruz. Ülke sınırları içinde olmayınca davulun sesi hoş geliyor galiba.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Sanirim kisitlanan hicbir özgürlük yok!

Zira agzi olan herkesin konusmasi var!

Kimi " hamiler sokaga cikmasin" der. Kimi " cocuklarimiza memelerinle güle güle sevis" dememiz gerektiginden bahseder.
Bir vekil "hacca gittim, günahlarimdan arindim, birdaha basimi acip kirlenmeyecegim" der.
Baska vekil " basörtülü eslerinden utanan erkeklerden " dem vurur.
Bir adam cikar " dekolteyi konusur" diger adam cikar "basörtülüleri üniversitelere almayin" der.
Biri cikar dam der, öteki cikar mertek der.

Bunlari herkes biliyor.
Benim bilmek istedigim kanunlarla yada baskiyla engellenen özgürlükler.
Kimin hangi hakki gasbedilmis?
Kimden nasil bir intikam alinmis!
Yani korku olusturmak, kendi kurgularimiz icinde bocalamaksa bu!
Bu kadar yeter!
Yok degilse, devlet eliyle kimin özgürlügü nasil kisitlandi, kim hangi özgürlügünden taviz vermek zorunda kaldi!
 
Son düzenleme:
Ayrıca konuşmayı bir daha dinledim de, Pavey diyor ki, "akp kimi vekillerin, baş örtülü eşlerini saklamaya çalışıp utanmalarından çok rahatsız oluyorum, bundan kendim inciniyorum"

Bir kadın olarak gözlemini ve hemcinse yapılan bu davranıştan duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. "Bak kocan başındaki örtüden utanıyor" demiyor.

Cidden saptırmakta üstümüze yok.

"AKP'yi iktidara taşımış asıl kadınlarının Meclis koltuklarını almalarının hakları olduğuna inanıyorum. Ayrıca, AKP'li kimi vekillerin başörtülü eşlerini saklamaya çalışıp utanmalarından kendim çok inciniyorum."

Ben de bu sözünden başörtülü kadınlardan utanan, aşağılayan erkek(üstelik vekil)lerin olduğunu, anlıyorum. Şafak pavey, eşlerini

utandırıyorlar dememiş ki eşlerinin utanmalarından kendim çok inciniyorum demiş. Bu erkeklere tepki verilmesi gerekirken, dile getiren kadına tepki veriliyor :53:
 
Ergenekon, balyoz gibi davalara hic girmeyecegim kusura bakmayin!
Delillerin incelenip, cezalarin verildigi bir durum icin " özgürlükler kisitlaniyor" demek malesef kendi istedigi gibi islemeyen kanunlarin kararlarini görmezden gelmek olur.
Bu konuyu coookk uzun uzun inceledim.
Üssünün yaptiklarini ihbar edip, hukukla isbirligi yapmaktan indirim isteyenlerde var, delilleri kabul edenlerde.
Yani kalkipta senelerce darbelerle inlemis bir ülkede, birdaha darbe yapma planlarinin olanaksiz olduguna kimse inandiramaz heleki deliller ortadayken!
 
Özgürlüğü sadece kılık kıyafete indirgemek ne kadar dar bir bakış açısıdır.

Kim nerede ne zaman kısıtlamış, kimler kısıtlanmış diyenler ceza evlerine bir çevirsinler kafalarını. Devlete hizmet eden generallerden, tutuklu sıfatıyla hala içeride tutulan gazeteciden, yazardan geçilmiyor oraları.

Daha dün gibi hatırlıyorum erdoğanı protesto eden üniversitelerin yaka paça nasıl içeri atıldığını.

Bu baskıcı zihniyet karşısında, hepimiz bir vatan savunması içerisindeyiz. Resmen askerlik yapıyoruz. Ülke sınırları içinde olmayınca davulun sesi hoş geliyor galiba.

ek olarak gezi olaylarında haber alma özgürlüğümüz alındı elimizden sosyal medya üzerinden iletişim kurarken bi de ne görelim bu kez sosyal medyada kışkırtma halkı galyana getiriyorlar deyip ailelerine küfürde ediliyormuş gerekçesiyle emniyete toplanmadımı insanlar...ama anıtkabiride yıkarız diye sosyal medyada yazılar havada uçuşurken neden o kimseler emniyete alınmadı...hadi siz yaşıyorsunuzda icabına bakıyorsunuz sözüm ona size yapılan haksızlığın.. ya 1938 hakkın rahmetine kavuşmuş ATAMIN ardından edilen küfürler noldu onların icabınada bakmak bizlere düşüyor...
 
"AKP'yi iktidara taşımış asıl kadınlarının Meclis koltuklarını almalarının hakları olduğuna inanıyorum. Ayrıca, AKP'li kimi vekillerin başörtülü eşlerini saklamaya çalışıp utanmalarından kendim çok inciniyorum."

Ben de bu sözünden başörtülü kadınlardan utanan, aşağılayan erkek(üstelik vekil)lerin olduğunu, anlıyorum. Şafak pavey, eşlerini

utandırıyorlar dememiş ki eşlerinin utanmalarından kendim çok inciniyorum demiş. Bu erkeklere tepki verilmesi gerekirken, dile getiren kadına tepki veriliyor :53:

Tepki veren arkadaşa alt metin olarak geçtik ama o başka konulara girdi arkadaşım:ssz:
Diyorum ya, saptırmakta üstümüze yok.
 
Özgürlüğü sadece kılık kıyafete indirgemek ne kadar dar bir bakış açısıdır.

Kim nerede ne zaman kısıtlamış, kimler kısıtlanmış diyenler ceza evlerine bir çevirsinler kafalarını. Devlete hizmet eden generallerden, tutuklu sıfatıyla hala içeride tutulan gazeteciden, yazardan geçilmiyor oraları.

Daha dün gibi hatırlıyorum erdoğanı protesto eden üniversitelerin yaka paça nasıl içeri atıldığını.

Bu baskıcı zihniyet karşısında, hepimiz bir vatan savunması içerisindeyiz. Resmen askerlik yapıyoruz. Ülke sınırları içinde olmayınca davulun sesi hoş geliyor galiba.

hadi paşalara tepkilerini anladık da(boy boy gazete haberleri asılsız iddialardan). GAZETECİ, YAZAR, ÖĞRENCİ tutuklularına ne

diyorlar cidden merak ediyorum. ama görmezden geldikleri kesin.
 
Ben buraya sosyal medyada yapilanlar hakkinda öyle paylasimlar yaparim ki insanlarin agzi acik kalir.
Her fikirden insanlarin, insanliga sigmayacak, kabul edilemeyecek bir yigin paylasimlarini buraya dökebilirim.
Sadece Anitkabir degil, devlet, millet, irklar, din kitap, kuran, peygamber, Atatürk, hükümet, basörtülüler akliniza gelecek her konuda!
Hea islem yapilan yok mu?
Elbette var.
Ayrica sadece bir düsüncedeki paylasimlara degil, haddi asan bircok görüsteki insanlar hakkinda islem yapilmistir.
 
Back