sade yaşam

aha haaa :)

yeni ortam her zman zor oluyor maalesef :)

ALLAH kolaylık versin inşaallah :)

ortam güzelmiiiş sadeeeeeeeeeeeeeee
çok eşyayı hiç sevmem.. yani ilerde çok eşya almam:KK51: annem de de ne fazlaysa atıyorum.
bir fiskos masamız var:KK70: annem atmamam için direniyor :confused:
 
benim annem de inan...

kolay kolay bişey almaz kendisine...

evdeki idresi...

çocukken 3çeşitten fazlası olmazdı sofrada...
şimdi 30çeşit tat vermiyor....

ikinci bi ayakkabıyı alamazdık zor zamanlardı ama güzeldi...

okula gitmek için bir dolmuşa binerdim ikinci dolmuşa binmemek için 1,5 km yürürdüm.....eve geldiğimde ayakkabının da kalitesizliğinden ayaklarımın altı su toplar sızlardı...
şimdilerde 200-250 tl ye ayakkabı alıyorum...ne garip ...ödül gibi...elhamdülillah...ama aşırı değil hala ihtiyacım kadar...


babam şu an emekli 840 tl maaş alıyor ..bunun yanında azcık bahçe var madalina portakal yok mısır mevsimine göre sebze yetiştiriyor annemlerin abimlerin ve bizim hatta bazı komşuların bile pazar ihtiyaçalrı karşılanıyor..
ayrıca bi de tavuk aldı köy yumurtası işine girdi..
önce heves olarak şimdi sipariş yetiştiremiyor maaşaallah...ordan da gelio 3-5 krş...
onların yaşam mücadelesi ve bereketi sanırım bizim çift maaşımızda yok ne acıı...
Allah bin bereket versin canım benim. Kesiinlikle her noktasına katılıyorum.. bak ben orta okulda bir sene otobüsten inince aynı senin gibi yürüyordum hala da yaparım aynı şeyi bazen... ve o dönemde ayağımdqa bir timbeland model ayakkabı vardı. yağmur çamur okula giderim ayaklarım ıslanmış soğuk soğuk kedi gibi... offf çok sıkıntılıydı yaaa annemin umrunda değil pek falan... ama evet yokluk vardı ama tatlı zamanlardı ... ben de hatırlıyorum.. bence israf olan yere bereket girmiyor ona inanıyorum. Bir de börtüdür böcektir bulursan fakirdir azar azar verdikçe bir bereket olduğuna inanılırmış eskiden...
 
bana söylemek düşmez ama öğrencilere ihtiyaç sahiplerine bir miktarda olsa yardım edin..
verdiğin kadar rabbim bereketlendirir elinizi.
zaten millet atmaktan bahsediyor ya çoğu dağıtmak anlamında yani kimse direkt çöpe atmıyordur heralde kullnılacak durumdaki şeyleri (öyledir değil mi )... belki çok hıncı varsa.... o kadar yani
 
zaten millet atmaktan bahsediyor ya çoğu dağıtmak anlamında yani kimse direkt çöpe atmıyordur heralde kullnılacak durumdaki şeyleri... belki çok hıncı varsa.... o kadar yani
ben bununla ilgili bir şey demedim ki. fark ettiyseniz fiskos masasından bahsetken bende "atmak" olarak kullandım..

onun dışında, sizin bileceğiniz iş bana düşmez ama diyerek başlayarak fikir verdim, maddi anlamda öğrencilere ve ihtiyaç sahiplerine yardımlarda bulanabileceklerini belirttim.
 
Allah bin bereket versin canım benim. Kesiinlikle her noktasına katılıyorum.. bak ben orta okulda bir sene otobüsten inince aynı senin gibi yürüyordum hala da yaparım aynı şeyi bazen... ve o dönemde ayağımdqa bir timbeland model ayakkabı vardı. yağmur çamur okula giderim ayaklarım ıslanmış soğuk soğuk kedi gibi... offf çok sıkıntılıydı yaaa annemin umrunda değil pek falan... ama evet yokluk vardı ama tatlı zamanlardı ... ben de hatırlıyorum.. bence israf olan yere bereket girmiyor ona inanıyorum. Bir de börtüdür böcektir bulursan fakirdir azar azar verdikçe bir bereket olduğuna inanılırmış eskiden...

israf yaptığımız nokta ara sıra yemek dökmek...

gerçi fazla kaldığı zaman köpeklere veiroz ama yine de israf edilioo :KK43:

acilll toparlanmak gerek :KK43:

iiççiim acıdııı....

sadakadır yardımdır bu konular evett önemli elimden geleni yapıorum ALLAH ım kabul etsin inşaallah

ama sistemli olmakda olay bunu anladım ..
 
israf yaptığımız nokta ara sıra yemek dökmek...

gerçi fazla kaldığı zaman köpeklere veiroz ama yine de israf edilioo :KK43:

acilll toparlanmak gerek :KK43:

iiççiim acıdııı....

sadakadır yardımdır bu konular evett önemli elimden geleni yapıorum ALLAH ım kabul etsin inşaallah

ama sistemli olmakda olay bunu anladım ..
ben yemek dökmüyorum. tavuklara köpekelre falan veriyor.
bu verdiklerim çöpe gitmediği için israf diye düşünümüyorum açıkçası. israf olur mu ki
 
Yemek artıklarını dökmek, çatalı, kaşığı, tabağı, tası ekmekle veya parmakla sıyırıp yemeden önce, kapları yıkamak ve silmek israftır. Sofra bezi ve masa üstüne düşen ekmek ve yemek kırıntılarını toplamayıp atmak da israftır. Bu kırıntıları toplayıp kedi, köpek, koyun, sığır, kuş, tavuk gibi hayvanlara yedirmek israf olmaz.

Ekmeğin içini yiyip kabuğunu bırakmak, pişkin yerini yiyip, gerisini bırakmak israftır. Kalanı başkası veya hayvan yerse israf olmaz.

http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1244
 
Allah bin bereket versin canım benim. Kesiinlikle her noktasına katılıyorum.. bak ben orta okulda bir sene otobüsten inince aynı senin gibi yürüyordum hala da yaparım aynı şeyi bazen... ve o dönemde ayağımdqa bir timbeland model ayakkabı vardı. yağmur çamur okula giderim ayaklarım ıslanmış soğuk soğuk kedi gibi... offf çok sıkıntılıydı yaaa annemin umrunda değil pek falan... ama evet yokluk vardı ama tatlı zamanlardı ... ben de hatırlıyorum... bence israf olan yere bereket girmiyor ona inanıyorum. Bir de börtüdür böcektir bulursan fakirdir azar azar verdikçe bir bereket olduğuna inanılırmış eskiden...


bir zamanlar zor zamanlaaar....

vay be...

her o yoldan geçişte aklıma gelir gözlerim dolar...

şimdilerde kızıyorum o zaman o denli idareli iken şimdi kenara birikim bile yapamıyorsun diye...

az sadaka çok belayı defeder bilirim

Rabb im bereket versin inşaallah
 
şu anda işte odamdayım kapımı kilitledim.
dedikodu yapmaya gelen enerjimi alan insanlardan uzak duruyorum. en azından çayımı içip size bakana kadar.


papatya aynı şekildeyin inan ..

iş yerindeki hiç bi olaydan haberim olmuyor...

sadeece dedikodu fesatlık kimse kimseyi beğenmez eleştirir...

yüzüne güler; arkandan söver..

inan insanlardan nefret ettim...

köyüme gitmek istemiyorum...

dedikodu duymak istemiorummm
 
Hala düzen oturtamadım kendime, bugün salonumu temizledim fazla olan süs eşyalarını attım.Oturma odamı da temizledim ve orada da fazla olanları attım.Hiç kullanmadığım birkaç tane daha şalım varmış, birine vermek için ayırdım.Ya anlamadığım ben bunların hepsini ne ara aldım? Cidden ben attıkça ev yenisini üretiyor gibi geliyor artık.Daha balkonlara hiç başlamadım.Bir de bu temizliğe başlayınca 1 saat bile olmadan sıkıntı basıyor beni.Kendimi temizlik hastaları programındaki biriktirme hastaları gibi hissediyorum.
Biliyorsunuzdur belki öğretmenim ben ve her teneffüs çay içiyordum.Boğazım kuruyor derste çünkü.Ama çay ve kahve dişlerin sararmasına sebep oluyor ve ben de ciddi uyku düzensizliğine yol açıyor, çarpıntı da cabası.Geçen yıl vertigo teşhisi konulmuştu bana, bu teşhisten sonra şunu fark ettim uyku düzenim bozulsa ve aşırı yorulsam baş dönmelerim geri geliyor.Bu sebeple çay ve kahveyi minimum düzeye indirmeye çalışcağım ve günde bir bardak kahve ve iki bardak çayı geçmeyeceğim.
Kendim için iyi bir şeyler yapmak istedim ve hafta sonu sinemaya ve bowling oynamaya gittik.Biraz fazla harcadık ama eşimle beraber onun çalışma şartlarından dolayı şu aralar çok vakit geçiremiyoruz.Sizlere de tavsiye ederim "Casuslar Köprüsü" çok güzel bir film.
Son olarak bir şey sormak istiyorum, size sürekli akıl verin insanlar sizi de bunaltıyor mu? Ben çok bunaldım çünkü, ev alın, çocuk yapın, otomatik vitesli araba alın.... Bıktım ya, kırmadan cevap veriyorum ama ben 26 yaşındayım ya herhalde bütçeme göre düşünebiliyorumdur deyip bağırasım geliyor artık.Neden susmuyor bu insanlar anlamıyorum.Bir de bunu yapanlar anne-baba gibi insanlar yani.
bizim kültürümüze özgü bu davranışlar. yakınlarımız hemen her konuda karışmaları gerektiğini düşünüyorlar. ama bunu maalesef küçük yaşlarda değil de eşek kadar olunca yapıyorlar :) küçükken çocuk olduğun için önemsiz görünüyorsun. her gün ailecek birlikte oyun oynayan, evin tüm fertlerinin çocuklarla çocuk olup vakitlerini birlikte geçirdiği bir aile ben hiç görmedim.
ama büyüdükçe hayatına ilgi duymaya başlıyorlar. halbuki tam tersi olmalı. küçükken çocuk psikolojisi ve gelişimi için çok yakından ilgilenmeli çocuklarla, büyüdükçe de özgür bırakmalı.
 
papatya aynı şekildeyin inan ..

iş yerindeki hiç bi olaydan haberim olmuyor...

sadeece dedikodu fesatlık kimse kimseyi beğenmez eleştirir...

yüzüne güler; arkandan söver..

inan insanlardan nefret ettim...

köyüme gitmek istemiyorum...

dedikodu duymak istemiorummm

ben de hiç duymak istemiyorum ama bi şekilde geliyor kulağıma. getirene bazen ama n boşver ben duymak istemiyorum falan diyorum.
bazı ortamlarda dedikodu yapanlar prim yapıp çok seviliyor maalesef.
 
6 gündür sigarayı bıraktım. öyle krizlerim falan olmadı. akşamları yatmadan canım çekiyor sadece :KK51:
içip içmemek bir anlam ifade etmiyor sanırım bana. çünkü etrafım kalabalıkken aklıma daha geliyordu içmek..

6ay önce tayinim çıktı küçük bir ilçeye. personel olarak ta çok azız. gelen gidenimiz de yok. bu yüzden artık kıyafet almıyorum.. gerçekten çok kıyafetim var. yaz ayından beri almıyorum. bir iki şey aldım. oda bir yere gidersem giyeyim diye :KK53:
şeker eskiden 2 tane atıyordum. 2 senedir teke düşürdüm. onuda bırakmalıyım herhalde bilemedim :KK51:
buradaki sular çok kireçli. aslında iş yerinde de çay falan içmemem lazım. midem almıyor zaten çoğu zaman:KK51:
artık okumak içinde kitap almıyorum. çünkü yerim yurdum belli değil.. kitaplarımın bir kısmı annemde bir kısmı bende.. taşınınca falan çok yük oluyor kitaplar. kütüphanemi bitirmeye çalışıyorum. diğer türlü iş arkadaşımın kütüphaneye üyeliği varmış.kendine almışken bana da kitap alıyor bazen. maddiyatından değil, düzenli bir yaşamım olmasından dolayı.

ben de bu ara bunu düşünür oldum hep. acaba e-kitap dönemine mi geçsem diye?
gerçi bilmiyorum kitabı koklamadan, sayfaları çevirmeden nasıl olur?o_O
 
ben de bu ara bunu düşünür oldum hep. acaba e-kitap dönemine mi geçsem diye?
gerçi bilmiyorum kitabı koklamadan, sayfaları çevirmeden nasıl olur?o_O

e kitap okuyabilirsin. ben mesela iş yerindeyim. kitap açıp okumak yasak ama pc den okuyunca sorun olmuyor.
fazla abartım sanırım gözlerim ağrıyor. buna mutlaka dikkat et
 
X