sade yaşam

Dün eşime "Acaba bende biriktirme hastalığı mı var?" derken alta sayfa göründü, sonra çoğunu okudum, 3+1 kiralık bir evdeyim, salonda ısınma problemi olduğu için küçük odada oturuyoruz.Biri yatak odası diğeri de ıvır-zıvır odam .(Harry Potter'daki sihirli oda isimleri gibi oldu :KK48: ) Bu ıvır zıvır odamda şimdilerde kullanmadığım tv ünitem var, üstü kitap, ders notları, kalem, not kağıtları vb. şeylerle dolu.Ütüm, kütüphanem, iki tane koltuk, misafir için kullandığım yorgan, yastık ve nevresim takımlarını koyduğum hurç ve pilates setim var.Ve asla düzgün durmuyor bu oda.Sürekli bir karmaşa içinde.Beni hep rahatsız ediyor, baya fazlağı poşetledim ve atmaya hazır hale getirdim.Bugün kitaplardan da gözden çıkarabilecek olanları ayıracağım ve ne yapacağımı düşüneceğim.
Asıl sıkıntım belki beş yıldır ani kilo alışıma bağlı olarak giyemediğim kıyafetlerin durması, o kıyafetleri ,bana bedenimi çok sevdiğim günleri hatırlattığı için mi bilmem, bir türlü atamıyorum, veremiyorum.Atamadığım gibi bazen ben kilo verip bu kıyafete giyeceğim deyip bedenimden küçük kıyafetler alıyorum.Eee, giremiyorsun işte, anla şunu artık değil mi? Yok, onlar öylece duruyor dolabımda.Umut ediyorum çünkü.Dün düşünürken dedim ki bu kıyafetleri birine göndereceğim, o bedene tekrar girebilirsem o zaman gidip yenisini alırım.Ama daha uygulamaya koyamadım.
Bir türlü düzenli olamıyorum.Diyelim ki bu ıvır-zıvır odasını topladım, temizledim her şey mis gibi oldu, ertesi gün bilemediniz sonraki gün tekrar dağıtıyorum,En Büyük KKEn Büyük KK daha iyisini yapacağım derken o karışıklığın içinde boğuluyorum ve bırakıyorum.Sonra ne zaman keyfim isterse artık.Sadece dağınık olan eşyalarım ve odalarım da değil.Zihnim de çok karışık ve beni asıl yoran bu.Bazen kendimi , kendi kendimi gaza getirmiş ve sinirlenmiş olarak buluyorum.Zihnimdeki kişiye sinir olmuşum, ama sadece kafamda kendi kurduğum senaryo gereğince oluyor bu.Somutlaştırmak gerekirse çocuklara şeker verilmesinden hoşlanmam, annesine sorulmadan yiyecek verilmesinden de hoşlanmam, bunu alışkanlık haline getirmiş birini tanıyorsam, zihnimde benim olmayan çocuğuma şeker veriyor ve ben olmayan çocuğumun verilmeyen şekeri sebebiyle o kişiye bileniyorum.Sonra namaz konusunu bir türlü oturtamadım hayatıma ve beni ölümden yana tek korkutan namaz.Sürekli huzursuz oluyorum bu konuda, nasıl yapmalı ne etmeli çözemiyorum.
yazında kendimi gördüm nerdeyse..benimde ıvır zıvır odam var sürekli dağınık. izinlerimde toplamak istiyorum ama bir türlü o odaya giresim yok. Geçen gün bi girdim 2 poşet ıvır zıvır attım. eskiyen ayakkabım ve çantam varmış hemen attım. ayakkabılarımın bir kısmını bazanın altına kaldırdım. Bakalım daha neler yapabilirim.
 
Sade yaşamın kuralları belli fuzuli ve lüx yaşamamak.
ben günlük hayatımı anlatıyorum ki eksigimi yada fazlalılıgımı görmek için. Mesela dün yemekten bahsedildi sonra yemek israfını konuştuk böylece ben daha az pilav yaptım yada artan yemegi daha çok hayvanlara vermeye dikkat ettim.
Zaten bu konuyu acarken bu amaçla actık yanlışsam uyarın ona göre yazalım birdaha yorumları :KK51:

Tüm başlığı okurken bu yorumunuza denk geldim ve özellikle artan yemeği hayvanlara verme kısmı çok hoşuma gitti..bizim evde yıllardır artan yemek asla çöpe gitmez(zaten evin bereketini götürdüğüne de inanıyorum dışarda bu kadar aç canlı varken) mesela 1 gün az mı arttı,onu poşetin içinde yade tencere içinde saklayıp ertesi gün artanlarla birlikte gidip hemen sokak köpeklerine veririm.bir yogurt kabına suda koyarım yanına..Bence herkesin sokağında baktığı en azından 1 hayvan olmalı,bir canlıyı doyurmanın vicdani rahatlığı hiçbirşeyde yok..

Hayvanlardan korkanlar içinde..benim bir arkadaşım ailece korkarlar ama asla çöpe atmazlar gidip sokağın köşesine bırskırlar zaten hayvanlar gelip bulup yer..yani hayvana dokunamamak bahane değil bence..

Bu başlıkta bunu yapmayan arkadaşlar 1 hafta denesinler,ne kadar keyif alacak ve mutlu olacaklar..yemek artıklarıda ziyan olmamış olacak..
 
Tüm başlığı okurken bu yorumunuza denk geldim ve özellikle artan yemeği hayvanlara verme kısmı çok hoşuma gitti..bizim evde yıllardır artan yemek asla çöpe gitmez(zaten evin bereketini götürdüğüne de inanıyorum dışarda bu kadar aç canlı varken) mesela 1 gün az mı arttı,onu poşetin içinde yade tencere içinde saklayıp ertesi gün artanlarla birlikte gidip hemen sokak köpeklerine veririm.bir yogurt kabına suda koyarım yanına..Bence herkesin sokağında baktığı en azından 1 hayvan olmalı,bir canlıyı doyurmanın vicdani rahatlığı hiçbirşeyde yok..

Hayvanlardan korkanlar içinde..benim bir arkadaşım ailece korkarlar ama asla çöpe atmazlar gidip sokağın köşesine bırskırlar zaten hayvanlar gelip bulup yer..yani hayvana dokunamamak bahane değil bence..

Bu başlıkta bunu yapmayan arkadaşlar 1 hafta denesinler,ne kadar keyif alacak ve mutlu olacaklar..yemek artıklarıda ziyan olmamış olacak..

Evet kaynanamın 2 tane köpeği var onlara ekmek biriktiriyorum buzdolabında geçen salam aldık bozuk çıktı onuda oraya göndericem.
diger yemekleri tavuklara eger kemik arttıysa yemekten çöpün yanına bırakıyorum.kediler yiyor
 
bende siyah ağırlıklı bide griye karşı sempatim var
ama kapalı değilim
kapalıların kıyafetleri çok pahalı ben şoka giriyorum gördükçe
ben 5 tl ye bile kazak alıyorum
Katılıyorum kapalı kıyafetler çok pahalı. Üstelik polyester çoğu veya kışın ısıtacak türden değil. Neden böyle anlamış değilim
 
Ben açıkçası çok salaş giyiniyorum,kot hatta boyfriend çok hoşuma gidiyor.günlük hayatta neyse de artık iş hayatımda daha oturaklı giyinmek istiyorum ama elim gitmiyor kumaş pantolonlara.etek zaten hiç giymiyorum.ıstanbula dönünce kendime bu konuda bir tarz belrlemem lazım.işte sıkıntı burada başlıyor ihtiyaç mı istek mi ve aldıklarımi kullanabilecek miyim? Böyle belli bir cizgim olmasını çok istiyorum.

Ben de salaş ve rahat giyimi seviyorum. Beğenmeyen küçük oğluna almasın modundayım. Yaş 50 ye dayandı, 657 yim, bir tayyörüm olmadı, olamadı
Kot, mümkün olduğunca rahat hatta spor ayakkabılar, triko ve penyeler.. Gösterişli, dikkat çekici giyinmeyi sevmiyorum. Düğün bayram umurumda değil. En fazla taşlı, renkli bir kot ve hafif abiye bir üst. Ben buyum yapacak bir şey yok.
 
Kendi gerçeğimi kabul edene kadar ya giyersem diye aldıklarımla dün akşam yüzleştim. Acı vereceğini biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum.
Pantolonlar, etekler ve elbiseler tek tek elden geçti. Rakam veremem, sayarsam moralim daha da bozulacak. Son 10 yılın moda günlüğü gibi.. Bazılarının etiketleri üstünde.. Her biri ortalamanın üstünde markalar.. en az 15-20 bin liralık kıyafet.. Ben bu parayı dolapları işgal edecek, hiç giyilmeyecek ıvır zıvıra harcayacağıma.. Daha çok gezebilirdim, yatırım yapabilirdim..

Tek tesellim... Geç olsa da aklım başıma geldi.. Bunda katkınız inkar edilemez.. İyi ki varsınız hanımlar
 
Ben de salaş ve rahat giyimi seviyorum. Beğenmeyen küçük oğluna almasın modundayım. Yaş 50 ye dayandı, 657 yim, bir tayyörüm olmadı, olamadı
Kot, mümkün olduğunca rahat hatta spor ayakkabılar, triko ve penyeler.. Gösterişli, dikkat çekici giyinmeyi sevmiyorum. Düğün bayram umurumda değil. En fazla taşlı, renkli bir kot ve hafif abiye bir üst. Ben buyum yapacak bir şey yok.
bende 30 yaşındayım yeni 657 oldum. Suanda rahat edemeyeceğim ama sanki öyle olması gerektiği için birsürü kıyafet alma arefesindeyim ki alışveriş zaafim malum ve bana da bu konuda zihinsel olarak izin çıkmış oluyor.alıp alıp da dönüp dolaşıp aynı şeyleri giymek yada sırf para verdiğin için rahat hissetmediğin şekilde giyinmek.yani evet sizdeki bu netliği kazanmak istiyorum,yani benim tarzım bu deyip bu çizgiden çıkmayacak şekilde alışveriş yapmak istiyorum.
 
X