Ruhum daralıyor, yalnızlıktan gerçekten bunalmış durumdayım

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
kızlar bende aynıyım. Artık kader kısmet diyorum. Zamanında çok çabaladım. Olmayınca olmuyormuş. Birde yaptıklarıma karşı hakaret yedim. Onuda allaha havale ettim. Evlilikte önemli de doya doya zaman geçireceğim bir sevgili bile yok. En güzel zamanlarım boşa geçiyor. Ne işve ne cilve bilmiyorum artık. Millet 2 - 3 kişi ile konuşuyor. Bi Bende yok. Sorun olduğunu düşünmeye başlamıştım. Zaten biraz çekingen çekingenim. Çekingenligi üzerimden tam anlamıyla atamıyorum. Bazen kabuğuma çekiliyorum.geçmişte Yaşadıklarımın da etkisi var . Artık kader kısmet diyorum. Konu sahibi arkadaşım yurt dışında dilini geliştir. Sosyal aktivitelere katıl. Yeni insanlarla taniş. Belki kısmetinde yabancı biri vardır.

söylediklerinde haklılık payı yüksek ancak yurtdışından yabancı bir erkekle kısmına çok katılmıyorum.elbette bu şekilde evlenenler de yok değil ama toplumumuzda özellikle kız kısmının yabancı biriyle evlenmesi hoş karşılanmıyor.tabii arkadaşımızın yetiştiği aile ve sosyal çevre daha serbestse bu konular fazla sıkıntı olmayabilir.
 
söylediklerinde haklılık payı yüksek ancak yurtdışından yabancı bir erkekle kısmına çok katılmıyorum.elbette bu şekilde evlenenler de yok değil ama toplumumuzda özellikle kız kısmının yabancı biriyle evlenmesi hoş karşılanmıyor.tabii arkadaşımızın yetiştiği aile ve sosyal çevre daha serbestse bu konular fazla sıkıntı olmayabilir.


Benim için dil, din, ırk önemli değil ; ben insanları bunlara göre yargılamıyorum. Sonuçta bunlar insanın elinde olmayan şeyler, nerde doğduysan kısmetin o dil, din ve ırktan olmak. Benim için karşımdaki adamın neye ne şekilde inandığı ya da nerde yetiştiğinden çok kafasının içi , zihniyeti ve yüreği önemli. Konuşulan dil farklı olsa da sonuçta aynı yüreği anlatıyorsun.

Her insanda sevme kapasitesi yok ne yazık ki, sevebilmek gerçekten önemli bir meziyet, sevmeyi bilmek benim için tek kriter galiba. Ailesini, dostlarını, insanları, hayvanları sevmeyi bilmesi çok önemli benim gözümde.

Bir de uzun boy kriterim var ama onu katmayalım gerek yok :9:
 
Son düzenleme:
Selam kızlar,

Geçen perşembeden beri konuyu açasım var ama bir türlü düşüncelerimi toplayıp açamadım. Gerçekten fena durumdayım, cumartesi mutfak alışverişinden dönerken, bugün durduk yere otobüste, işyerinde ağladım, kendimi tutamıyorum gözyaşlarım süzülüyor.

Geçen hafta perşembe yine bir hezimete uğradım ve artık kadere isyan ettim, daha fazla böyle ne kadar gidebilirim bilemiyorum. Aşkın, sevginin kader ve kısmet olduğunu artık anlamış bulunmaktayım ve kaderin bu konuda beni bulmayacağını hissettikçe kahroluyorum...sonuçta karşıdakinin de bana aynı anda ve şekilde bir şeyler hissetmesi olasılığı çok düşük, böyle küçük bir olasılığın gerçekleşmesi çok zor, yani olursa kaderin hediyesi şeklinde oluyor ama bana bir türlü olmuyor , bekliyorum, umut ediyorum ama hep hezimet :ssz:

Fazla kafanızı şişirmeden konuya hızlıca geçeyim : 26 yaşındayım, geçen yıl yurtdışına taşındım ve bir süredir bu yaşadığım ülkedeyim, buraya kariyer amaçlı geldim. Yüksek lisans mezunuyum, üniversiteden başlayarak aşk hayatımı anlatayım, geriye baktığımda hep hüzün, mutsuzluk, hezimet ve yalnızlık var. :43:

Üniversitedeyken erkek ağırlıklı bir bölümdeydim ama etrafımda yakınlık duyduğum, ilgi duyduğum kimse olmadı.....ta ki 3. sınıfa kadar. Onu görünce resmen çarpıldım, kafasını kaldırıp bana baktığı anı unutamam....ama benden yaşça büyüktü, abi konumundaydı ve sevgilisi vardı. Bir süre sonra görmemeye başladım, bir süre sonra aklımdan çıktı gitti.

4. sınıfa kadar bu konudan şikayetçi değildim ama ne zaman arkadaşlarımla dersler yüzünden bir araya gelememeye başladık, işte o zaman fena yalnızlık çekmeye başladım. O zamana kadar aslında hep boşluktaymışım ama kendimi arkadaşlarımla avutmuşum, bunu 22 yaşımda anladım. Gerçeği görmemek için kendimi oyalamışım, hayatımda aşk olmamasının eksikliğini ne zaman hissetsem başımı sosyalliğe doğru çevirmişim. Etrafımda kampüste el ele gezen mutlu çiftleri gördükçe içim ezilirdi resmen.

O zaman bir çocuktan hoşlanıyordum, aynı yaştaydık , lisede arkadaştık ve aynı üniversiteye gelmiştik ama 4. sınıfa kadar bir şekilde iletişimimiz olmamıştı. Raslantı sonucu bir araya geldik ve ondan hoşlanmaya başladım, başlarda bana ilgi gösteriyordu ama sonra bu iş olmadı ve bir arkadaşımla yatıp kalkmaya başladı....içimin nasıl yandığını anlatamam. Ben bu kıza acıyıp yardım etmiştim ve o da hoşlandığımı bile bile arkamdan iş çevirmişti.....hoş hikayede herkes kişiliksiz olunca kimin önce başlattığını bir önemi yok ya, neyse. Hayatımdan böylece 2 kişiyi kaybettim ve hayatımın dersini de aldım: Kimseye acıma, sonra gelip başına bela oluyorlar.

Bu hezimetten sonra doğrulamadım, gecelerce başımı yastığıma gömüp ağladım. Bu sırada hem bu işten hem de yalnızlıktan iyice daraldığım için büyük bir hata yaptım ve bir şeyler hissetmediğim ama benden çok hoşlanan biriyle çıkmaya başladım, ona bir şans verdim. Onu gerçekten sevmeyi çok istedim, o kadar iyi bir insandı ki..ve beni de çok seviyordu ama ne yapsam olduramadım. Onunla buluştuğumda gerçekten onu kıskanırdım, gerçekten aşık olduğu birini görmenin mutluluğunu üstünde taşırdı.

Olduramadım ve ayrıldık, onu üzdüğüm için kendime çok kızdım ama bu iş benim için bir azap haline gelmeye başlamıştı. Kendime acımaktan resmen bitap düşmüştüm, o kadar yalnızdım ki sevmediğim birine yalnızlığımı gidermek için tutunmuştum..1 yılın ardından bu iş bitti. Burda aşkla ilgili ilk dersimi aldım, bu iş karşılıklı olmayınca olmuyormuş.

Mezun olduktan sonra 3. sınıfta çarpıldığım adamla meslektaş oldum. Sevgilisinden ayrılmıştı ve bunalımdaydı, çok kötü bir durumdaydı. Zaten önceki gördüğüm zamanlarda çok etkilenmiştim, artık meslektaş olarak aynı statüdeydik ve yalnızdı, ne yazık ki koşulları uygun bulunca kendimi tutamayıp ona çılgınlar gibi aşık oldum. Karşılık bulamadım, inanılmaz bir acıyla kaldım.

Hayatımın ilk aşkı oydu, hayatımın en büyük acısı da o oldu.
Aşktan yana ikinci önemli dersimi 25 yaşımda aldım, istersen dünyanın en güzeli, zekisi, şusu busu ol, karşılıklı olmayınca olmuyormuş.

Bu olayın 6 ay ardından şimdiki işyerime gelme fırsatı elime geçti, dilini bile bilmediğim bir yer umut kurtuluş olarak göründü ve Temmuzda taşındım. Buraya ne ümitlerle geldiğimi anlatamam, Türkiyedeki durumum hep hezimetken belki aradığım gerçek aşk bu insanlardan birinde beni bekliyordur diye düşündüm.

İlk başlarda değişiklik iyi geldi, farklı kültürlerden farkli insanlar, yeni bir çevre, yeni arkadaşlar...ama bunlar da beni buraya kadar oyalayabildi, yine yapayalnız hissediyorum. Arkadaşlarla buluştuktan sonra eve geldiğimde yine içime yalnızlık çöküyor, keşke bu kalabalığın içinde olacağıma yanımda bir tek ''O'' olsaydı diyorum. Burda da birinden hoşlanır gibi oldum ama onun da olmayacağı ortaya çıktı, artık bu noktada kadere isyan halindeyim. İsyan ettim ve artık patladım, umutsuzluğun son noktasındayım.

Kimi beğensem neden olmuyor?

Neden ben hep yapayalnız olmak zorundayım?

Kısmet neden bana gelmiyor?

Bu mutsuzlukla nereye kadar gidebilirim, ya kısmet bana hiç gelmezse? Beklemekten öldüm artık, bekleyecek psikolojim kalmadı artık. Bekleme git sen yanaş derseniz, karşılık alamayınca oluşan üzüntü ve kendime acımayı bir kez daha kaldıramam gibime geliyor.

Yalnızlıktan daralıyorum, etrafımda insan olmasından/olmamasından değil , gerçek sevgiyi, aşkı bilmemekten mutsuzum, ruhum daralıyor, artık katlanamıyorum galiba. Orda olmayan bir şeyi boş yere arıyormuşum gibi geliyor, bulamayınca daha çok hayalkırıklığı yaşıyorum ve içim inanılmaz acıyor. Kimin kapısını bana sevgi versin diye çaldıysam dilenci muamalesi yaptı ve yüzüme kapıyı kapattı. Kapı kapı gezip sevgi aramaktan bıktım artık.

Çok duygusal bir insanım ve romantizm benim için gerçekten çok önemli...yani romantizm olmayınca başka hiçbir şeyden zevk alamıyorum. El ele çiftleri, bebekli aileleri gördükçe kahroluyorum , kendime acımaktan bittim artık. Zaten ailemden uzaktayım, sevgiye olan açlığım beni kemiriyor. Arkadaşlarım dışarı çık, yeni insanlarla tanış, sevgili ara diyorlar ama gerçekten hiç enerjim yok. Liseden bir arkadaşım beni hep yalnız gördüğünü söyledi, başka bir arkadaşımla ne olacak bu kızın hali diye konuşuyorlarmış...beni o kadar çaresiz görmüşler ki internetteki evlilik sitelerine para verip üye olmamı önerdiler. Biliyorum iyiliğimi düşünüyorlar ama inanılmaz kırıldım, başka insanların gözünde de bu kadar çaresiz olmak inanılmaz canımı sıktı.

Uzun oldu, vakit ayırıp okuyan herkese teşekkür ediyorum.
Her türlü yorumunuza mutlu olurum.
Zayıfla, saçını/tipini/makyajını değiştir gibi yorumlarda bulunmazsanız daha da mutlu olurum :)

Aslında bir yıl olmuş ama yazmadan duramadım.
"Mükemmel aşkı" arar gibi bir halin var. O sokakta imrendiğin çiftlerin mükemmel uyum ve yoğun duygularla bir araya gelmediklerini bilecek birine benziyorsun aslında. aslında önceden ben de "sihir bekleyen" o tipteydim ama sonra yaşadıklarımın etkisiyle saldım, mantığa yattım.

Hoşlanırsın, mantığın kabul eder, gurur yapmadan karşındakine belli edersin ve bom.
 
Aslında bir yıl olmuş ama yazmadan duramadım.
"Mükemmel aşkı" arar gibi bir halin var. O sokakta imrendiğin çiftlerin mükemmel uyum ve yoğun duygularla bir araya gelmediklerini bilecek birine benziyorsun aslında. aslında önceden ben de "sihir bekleyen" o tipteydim ama sonra yaşadıklarımın etkisiyle saldım, mantığa yattım.

Hoşlanırsın, mantığın kabul eder, gurur yapmadan karşındakine belli edersin ve bom.



Canım ben yazdığın cevabı okuyunca kendimi gördüm.. Onun için seninle dertleşmek istiyorum. Ben de mükemmel Aşkı bekliyorum çünkü ve karşıma çıkan adamı elimin tersi ile ittim :( şimdi geri dönmem gerektiğini anladım, ona şans verip tanışmam lazım ama ah bu suçluluk duygusu ! Mükemmel aşkı aradığım için ilerde onunla olabilecek çocuklarıma karşı suçluluk bile hissediyorum, ben nasıl derim onlara babanı bir aralar sevmiyordum başkalarını istiyordum gibisinden??


Sent from my iPhone using Kadınlar Kulübü
 
Hayatta hersey herkese esit dagitilmamis iste..bizde asksizliktan yana hep eksigiz..allaha cok sukur bugune kadar hicbiseyden eksik kalmadim ama bunun acisini bende cok cektim.hep ozendim hayati paylasicagim biri olsun diye ya hep yanlis kisiye denk geldim yada bisekilde kader engel oldu..yalnizlik zorr..bide yas otuzlara yaklastiginda daha bi baskisi hissedilir oluyor.umarim gonlune gore biri cikar bir an once.su arkadaslarada takilma lutfen onlarin tuzu kuru tabi anlamazlar senin halini..yasayan bilir ancak..hayat paylasinca guzel bu cok dogru ama ask herkese nasip olmuyor bunuda unutmamak lazim.ben cok buyuk konustum asik olmadan hayatta evlenmem diye su an beni seven biriyle gorusuyorum ama icimde asktan eser yok..onun sevgisi beni mutlu ediyor..banada bununla yetinmek kaliyor..

Kadınlar Kulübü Mobil uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 
Selam kızlar,

Geçen perşembeden beri konuyu açasım var ama bir türlü düşüncelerimi toplayıp açamadım. Gerçekten fena durumdayım, cumartesi mutfak alışverişinden dönerken, bugün durduk yere otobüste, işyerinde ağladım, kendimi tutamıyorum gözyaşlarım süzülüyor.

Geçen hafta perşembe yine bir hezimete uğradım ve artık kadere isyan ettim, daha fazla böyle ne kadar gidebilirim bilemiyorum. Aşkın, sevginin kader ve kısmet olduğunu artık anlamış bulunmaktayım ve kaderin bu konuda beni bulmayacağını hissettikçe kahroluyorum...sonuçta karşıdakinin de bana aynı anda ve şekilde bir şeyler hissetmesi olasılığı çok düşük, böyle küçük bir olasılığın gerçekleşmesi çok zor, yani olursa kaderin hediyesi şeklinde oluyor ama bana bir türlü olmuyor , bekliyorum, umut ediyorum ama hep hezimet :ssz:

Fazla kafanızı şişirmeden konuya hızlıca geçeyim : 26 yaşındayım, geçen yıl yurtdışına taşındım ve bir süredir bu yaşadığım ülkedeyim, buraya kariyer amaçlı geldim. Yüksek lisans mezunuyum, üniversiteden başlayarak aşk hayatımı anlatayım, geriye baktığımda hep hüzün, mutsuzluk, hezimet ve yalnızlık var. :43:

Üniversitedeyken erkek ağırlıklı bir bölümdeydim ama etrafımda yakınlık duyduğum, ilgi duyduğum kimse olmadı.....ta ki 3. sınıfa kadar. Onu görünce resmen çarpıldım, kafasını kaldırıp bana baktığı anı unutamam....ama benden yaşça büyüktü, abi konumundaydı ve sevgilisi vardı. Bir süre sonra görmemeye başladım, bir süre sonra aklımdan çıktı gitti.

4. sınıfa kadar bu konudan şikayetçi değildim ama ne zaman arkadaşlarımla dersler yüzünden bir araya gelememeye başladık, işte o zaman fena yalnızlık çekmeye başladım. O zamana kadar aslında hep boşluktaymışım ama kendimi arkadaşlarımla avutmuşum, bunu 22 yaşımda anladım. Gerçeği görmemek için kendimi oyalamışım, hayatımda aşk olmamasının eksikliğini ne zaman hissetsem başımı sosyalliğe doğru çevirmişim. Etrafımda kampüste el ele gezen mutlu çiftleri gördükçe içim ezilirdi resmen.

O zaman bir çocuktan hoşlanıyordum, aynı yaştaydık , lisede arkadaştık ve aynı üniversiteye gelmiştik ama 4. sınıfa kadar bir şekilde iletişimimiz olmamıştı. Raslantı sonucu bir araya geldik ve ondan hoşlanmaya başladım, başlarda bana ilgi gösteriyordu ama sonra bu iş olmadı ve bir arkadaşımla yatıp kalkmaya başladı....içimin nasıl yandığını anlatamam. Ben bu kıza acıyıp yardım etmiştim ve o da hoşlandığımı bile bile arkamdan iş çevirmişti.....hoş hikayede herkes kişiliksiz olunca kimin önce başlattığını bir önemi yok ya, neyse. Hayatımdan böylece 2 kişiyi kaybettim ve hayatımın dersini de aldım: Kimseye acıma, sonra gelip başına bela oluyorlar.

Bu hezimetten sonra doğrulamadım, gecelerce başımı yastığıma gömüp ağladım. Bu sırada hem bu işten hem de yalnızlıktan iyice daraldığım için büyük bir hata yaptım ve bir şeyler hissetmediğim ama benden çok hoşlanan biriyle çıkmaya başladım, ona bir şans verdim. Onu gerçekten sevmeyi çok istedim, o kadar iyi bir insandı ki..ve beni de çok seviyordu ama ne yapsam olduramadım. Onunla buluştuğumda gerçekten onu kıskanırdım, gerçekten aşık olduğu birini görmenin mutluluğunu üstünde taşırdı.

Olduramadım ve ayrıldık, onu üzdüğüm için kendime çok kızdım ama bu iş benim için bir azap haline gelmeye başlamıştı. Kendime acımaktan resmen bitap düşmüştüm, o kadar yalnızdım ki sevmediğim birine yalnızlığımı gidermek için tutunmuştum..1 yılın ardından bu iş bitti. Burda aşkla ilgili ilk dersimi aldım, bu iş karşılıklı olmayınca olmuyormuş.

Mezun olduktan sonra 3. sınıfta çarpıldığım adamla meslektaş oldum. Sevgilisinden ayrılmıştı ve bunalımdaydı, çok kötü bir durumdaydı. Zaten önceki gördüğüm zamanlarda çok etkilenmiştim, artık meslektaş olarak aynı statüdeydik ve yalnızdı, ne yazık ki koşulları uygun bulunca kendimi tutamayıp ona çılgınlar gibi aşık oldum. Karşılık bulamadım, inanılmaz bir acıyla kaldım.

Hayatımın ilk aşkı oydu, hayatımın en büyük acısı da o oldu.
Aşktan yana ikinci önemli dersimi 25 yaşımda aldım, istersen dünyanın en güzeli, zekisi, şusu busu ol, karşılıklı olmayınca olmuyormuş.

Bu olayın 6 ay ardından şimdiki işyerime gelme fırsatı elime geçti, dilini bile bilmediğim bir yer umut kurtuluş olarak göründü ve Temmuzda taşındım. Buraya ne ümitlerle geldiğimi anlatamam, Türkiyedeki durumum hep hezimetken belki aradığım gerçek aşk bu insanlardan birinde beni bekliyordur diye düşündüm.

İlk başlarda değişiklik iyi geldi, farklı kültürlerden farkli insanlar, yeni bir çevre, yeni arkadaşlar...ama bunlar da beni buraya kadar oyalayabildi, yine yapayalnız hissediyorum. Arkadaşlarla buluştuktan sonra eve geldiğimde yine içime yalnızlık çöküyor, keşke bu kalabalığın içinde olacağıma yanımda bir tek ''O'' olsaydı diyorum. Burda da birinden hoşlanır gibi oldum ama onun da olmayacağı ortaya çıktı, artık bu noktada kadere isyan halindeyim. İsyan ettim ve artık patladım, umutsuzluğun son noktasındayım.

Kimi beğensem neden olmuyor?

Neden ben hep yapayalnız olmak zorundayım?

Kısmet neden bana gelmiyor?

Bu mutsuzlukla nereye kadar gidebilirim, ya kısmet bana hiç gelmezse? Beklemekten öldüm artık, bekleyecek psikolojim kalmadı artık. Bekleme git sen yanaş derseniz, karşılık alamayınca oluşan üzüntü ve kendime acımayı bir kez daha kaldıramam gibime geliyor.

Yalnızlıktan daralıyorum, etrafımda insan olmasından/olmamasından değil , gerçek sevgiyi, aşkı bilmemekten mutsuzum, ruhum daralıyor, artık katlanamıyorum galiba. Orda olmayan bir şeyi boş yere arıyormuşum gibi geliyor, bulamayınca daha çok hayalkırıklığı yaşıyorum ve içim inanılmaz acıyor. Kimin kapısını bana sevgi versin diye çaldıysam dilenci muamalesi yaptı ve yüzüme kapıyı kapattı. Kapı kapı gezip sevgi aramaktan bıktım artık.

Çok duygusal bir insanım ve romantizm benim için gerçekten çok önemli...yani romantizm olmayınca başka hiçbir şeyden zevk alamıyorum. El ele çiftleri, bebekli aileleri gördükçe kahroluyorum , kendime acımaktan bittim artık. Zaten ailemden uzaktayım, sevgiye olan açlığım beni kemiriyor. Arkadaşlarım dışarı çık, yeni insanlarla tanış, sevgili ara diyorlar ama gerçekten hiç enerjim yok. Liseden bir arkadaşım beni hep yalnız gördüğünü söyledi, başka bir arkadaşımla ne olacak bu kızın hali diye konuşuyorlarmış...beni o kadar çaresiz görmüşler ki internetteki evlilik sitelerine para verip üye olmamı önerdiler. Biliyorum iyiliğimi düşünüyorlar ama inanılmaz kırıldım, başka insanların gözünde de bu kadar çaresiz olmak inanılmaz canımı sıktı.

Uzun oldu, vakit ayırıp okuyan herkese teşekkür ediyorum.
Her türlü yorumunuza mutlu olurum.
Zayıfla, saçını/tipini/makyajını değiştir gibi yorumlarda bulunmazsanız daha da mutlu olurum :)
Ah ah aynı yaş ve aynı sorunlar. Aşkı bekleyip aradikca bulamıyoruz sanki inadına. Ben de hep bekledim ama olmuyor.
 
Ben konuda evlilikten bahsetmiyorum ki zaten, ben yalnızlıktan yakınıyorum.

Yazımda evliliğe bir anlam yüklemedim, hayatımın yalnız ve aşksız geçmesinden bahsediyorum. Zaten etrafımda erkek sinek bile yok ki - değil evlenme allah allah bu aradığım aşk olabilir mi diyeceğim bir tek kişi yok. Benden hoşlanıp benim tavırlarım yüzünden soğuyan ya da uzaklaşan bir erkek zaten yok, çünkü benden hoşlanan kimse yok, yani kimseyi kaçırmışlığım yok.

Kimseye evlenme gözüyle daha bakmışlığım yok, o gözle bakmak için zaten belli bir aşamayı geçmiş ve uyuşmuş olmak gerekiyor, ben genelde karşılık görmediğim için o noktaya hiiiiiiiiiiiiiiiiiç gelmişliğim yok. Yani hoşlandığım , beğendiğim kimseyi yakından tanıma fırsatı bile bulamadım.

Ben de zaten sevgilim olsun istiyorum ama olmuyor, en güzel olması gereken yaşlarım yapayalnız geçiyor...neyse benim demeye de çalıştığım buydu zaten, hayatın tadı benim açımdan romantizm olmadan pek çıkmıyor. Karşılıklı aşkın , sevginin ne olduğunu bile bilmiyorum, ne olduğunu bilmediğim şeylere duyduğum hasret beni yavaşça kemiriyor.
 
Bende böyleydim üstelik 38 yasındayım bu yasıma kadar adam akıllı ciddi bi ilişkim olmadı. Bişeyler olur gibi oldu yarım kaldı dogru insana bir türlü denk gelemedım. Napayım artık deyip kaderime boyun egdim. Aglamak sızlamak neyi çözdü hiçbirşeyi. Ama tamda umudumun bittiği yerde hayalimdeki gibi karakterli dürüst arkamda yanımda dağ gibi duran elimi tutan yakışıklımı yakışıklı tam da hayalımdeki gibi sarısın yeşil gözlü sırma saclı güzel elleri olan güzel bakan o adama denk geldım. Umudunuzu kaybermeyin yaşın daha cok genc ben senden daha cok bekledım birde. 5 mayısta hıdırellez var kâğıda dileğini yaZ sonra onu çiz sevdıgın adamla el ele nerde olmak istiyorsan kırmızı beze sar ertesi günü denize ya da suya at inanarak be Allahtan yürekten isteyerek ben çok yalvardım nasipte varsa oluyor hakkında hayırlısı olsun
 
Bende böyleydim üstelik 38 yasındayım bu yasıma kadar adam akıllı ciddi bi ilişkim olmadı. Bişeyler olur gibi oldu yarım kaldı dogru insana bir türlü denk gelemedım. Napayım artık deyip kaderime boyun egdim. Aglamak sızlamak neyi çözdü hiçbirşeyi. Ama tamda umudumun bittiği yerde hayalimdeki gibi karakterli dürüst arkamda yanımda dağ gibi duran elimi tutan yakışıklımı yakışıklı tam da hayalımdeki gibi sarısın yeşil gözlü sırma saclı güzel elleri olan güzel bakan o adama denk geldım. Umudunuzu kaybermeyin yaşın daha cok genc ben senden daha cok bekledım birde. 5 mayısta hıdırellez var kâğıda dileğini yaZ sonra onu çiz sevdıgın adamla el ele nerde olmak istiyorsan kırmızı beze sar ertesi günü denize ya da suya at inanarak be Allahtan yürekten isteyerek ben çok yalvardım nasipte varsa oluyor hakkında hayırlısı olsun
Valla 2013'ün konusu. Bu zamana bulmuştur galiba. Buldun mu Cherry?😂
 
Konu nasıl hortladı anlamadım yaaaa üzerinden yıllar gecmıs? Eee sonucu yaz çabuk evlendın mi? Cocugun oldu mu 15 yıl gecmıs konu üzerinden. Eee nasıl gidiyor bırlıktelık nasılmıs bekarlık günleri özlenıyormu? Anlaşabılıyomusunuz kıskanclık durumları falan var mı?
 
Konu nasıl hortladı anlamadım yaaaa üzerinden yıllar gecmıs? Eee sonucu yaz çabuk evlendın mi? Cocugun oldu mu 15 yıl gecmıs konu üzerinden. Eee nasıl gidiyor bırlıktelık nasılmıs bekarlık günleri özlenıyormu? Anlaşabılıyomusunuz kıskanclık durumları falan var mı?

Yani 10 yıllık konuyu niye hortlattılar anlamadım şimdi yazan herkese teker teker cevap vermek zorunda mı kalıcam :KK51: Gayet güzel gidiyor mutluyum, bu herifimden önce flört ettiğim de oldu yani bir deği 2 tane buldum o 1.yi bulmasaydım daha iyiydi sanki kafası kopar umarım:bicak:
 
Yani 10 yıllık konuyu niye hortlattılar analamadım şimdi yazan herkese teker teker cevap vermek zorunda mı kalıcam :KK51: Gayet güzel gidiyor mutluyum, bu herifimden önce flört ettiğim de oldu yani bir deği 2 tane buldum o 1.yi bulmasaydım daha iyiydi sanki kafası kopar umarım:bicak:
Rabıkıse heekese ayrı cevap değil toplu cevap vereceksın:)) hehehwh valla bilinmıyo ıste kımın dogru kımın yanlış oldugu Allah öyle bi verıyo kı bazen tersinden baktırıyo:)
 
İşini gördün şimdi konuyu kapattırıyorsun ahahha niye rahatsız oldun kı anlamadım. Bence sende çok normal değilsinde neyse:) bi ufak toksiklik ve takıntılı ruh halın var gibi😆😆

Yok kanka bir anda bildirimler ucustu, cok sayida bildirim olunca basim dondu yeni gelenler de soracak simdi buralar ucarrrr
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back
X