- 12 Temmuz 2006
- 35.051
- 30.484
- 61
Değerli okuyucu, bugün sizlere hemen hemen tüm dünyanın tanıdığı bir sebzeden, patatesten bahsetmek istiyorum. Patates bağırsak kanserine karşı güçlü bir önleyici ve bağırsak kanseri hastalarında destekleyici tedavi gücü olan bir sebzedir. Kullanılacak olan patateslerin kesinlikle yeşillenmemiş, filizlenmemiş, kararmamış ve de yara almamış olmalarına dikkat etmek gerekir. Yeşillenmiş patates solanin maddesi içermektedir. Patateslerinizi kesinlikle buzdolabında koruma altına almayınız. Çünkü soğuk ortamlarda koruma altına alınan patateslerde, redükleyici özelliği olan şeker oluşur.
Redükleme özelliği olan bu şeker, acrylamid maddesinin ön basamaklarını teşkil eder. Acrylamid klinik deneyler ile kanıtlanmış kanserojen bir maddedir. Patateslerinizi ne kadar çok sıcak ortamlarda koruma altına alırsanız, içerdiği nişasta o kadar hızlı şekere dönüşür. Bu sağlık açısından istenmeyen bir durumdur. Patatesin içerdiği nişasta çok fazla oranda şekere dönüşmüş ise pişirilme esnasında kararmaya başlar.
Soyduktan sonra havayla çok uzun zaman temas ettirirseniz patatesleriniz kararmaya başlar. Bu kararma zararlı değildir. Bu durum her ikisinin de içerdiği karbonhidratın oksitlenmesinden kaynaklanmaktadır. Patatesler pişmeye başlarken bu kararma kaybolur.Tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum, eğer satın aldığınız papatesler dıştan kararmış ise veya soyarken kararmış kısımları varsa bu patatesleri kullanmayınız.
Patateste bulunan glycoalkaloid’lerden önemli bir tanesi de alfa-lipoin asit’tir. Alfa-lipoin asit çok yönlü bir antioksidan olup, yağda ve suda çözünme özelliğine sahiptir.
Yetişkin bir insanın bağırsaklarında sayıları 450 ile 500 arasında değişen farklı bakteriler bulunur. Henüz bu bakterilerin ancak yüzde 40’ını tanıyoruz ve hakkında bilgi sahibiyiz. Bu kadar çeşitli bakteri nasıl oluyor da bulunabiliyor diye bir soru sorabilirsiniz. Bunun sebebi, insanın çok farklı besin tüketmesinden dolayıdır. Beslenmemize dikkat ederek, bağışıklık sistemimizin sağlıklı çalışmasına ve güçlü kalmasına büyük ölçüde yardımcı olabiliriz.
Kabukları soyulmadan kullanılmalı
Beslenme şekilleri ve kanser üzerine yapılan araştırmalar, beslenmenin kalın bağırsak kanserinin oluşumunda rol oynadığı görüşünü kuvvetlendirmektedir. Siyah et ve hayvasal yağ tüketiminin ve de acetaldeyd, nitrozamin maddelerinin bağırsak kanseri için bir risk oluşturduğu, lifli besinlerin ise bu riski hem azaltığı hem de bağırsak kanserine karşı koruduğu bilim adamları tarafından savunulmaktadır. Değerli okuyucu, bu açıklamalardan siyah et tüketimini tamamen durdurmak gerekir sonucunu kesinlikle çıkarmayınız. Ancak, ölçülü olmak gerekir. Yeri gelmişken hemen belirtmekte fayda görüyorum, ızgarası yapılmış hangi et olursa olsun, alev görerek siyahlaşmış (yanmış kısımlarının) tüketilmemesi gerektiğidir. Çünkü, alev görüp siyahlaşmış bu kısımlarda acrolein maddesi oluşmuş demektir. Acrolein, klinik deneyler ile kanıtlanmış kansere neden olan bir maddedir.
Bağırsak kanserine karşı koruyucu ve önleyici olarak kullanılan patatesin kabuklarında çok önemli etkin maddeler bulunmaktadır. Patates kür amaçlı olarak kabukları soyulmadan kullanılmak zorundadır.
Değerli okuyucu, patatesin kabuğu değersiz bilinir. Bugüne kadar bu doğrultuda herhangi bir araştırma da yapılmamıştır. Belki şu an kendi kendinize şu soruyu soruyorsunuzdur, öyle ise sadece patatesin kabuklarını kullanarak kürü uygulayabilir miyiz? Hayır. Çünkü, patates ve kabuklarının içerdiği etkin maddelerin haşlama esnasında beraberce bulunması şarttır. Ne tek başına soyulmuş patates ne de tek başına kabukların haşlanmış kürü amaca uygun değildir.
GÜNÜN KÜRÜ
Kür 1: Bağırsak kanserini önleyici
Kullanacağınız patatesler çamurlu veya kirli ise önce soğuk suda yıkayabilirsiniz. Kesinlikle ılık veya sıcak suda yıkamayınız. Soğuk suda yıkadıktan sonra, orta boy üç adet patatesi soymadan (kabuğu ile birlikte) yarım litre suda ağzı kapalı olarak patatesler çatlayana kadar haşlayınız. Haşlama işlemi bitince ılımasını bekleyiniz. İçilecek olan sadece ve sadece haşlama suyudur. Haşlama suyunu tülbentle süzerek ayırabilirsiniz. Haşlanmış patatesin kendisi ve kabukları tüketilmeyecektir. Haftada üç kez, bir ay boyunca aşağıdaki şekilde uygulanır. Her defasında taze olarak hazırlanması şarttır. Kesinlikle üç günlük kür için gerekli miktarı bir defada hazırlamayınız.
Birinci gün: 1 su bardağı
İkinci gün: 2 su bardağı
Üçüncü gün: 1 su bardağı
Öğle yemeklerinden bir saat önce içilir. Bir ay tamamlandıktan sonra, daha sonraki aylarda üç günlük kür ayda bir defa uygulanır.
Kür 2: Bağırsak kanserine karşı destekleyici
Orta boy üç adet patatesi soymadan (kabuğu ile birlikte) yarım litre suda ağzı kapalı olarak patatesler çatlayana kadar haşlayınız. Üç ay boyunca hergün öğlen yemeğinden bir saat önce bir buçuk su bardağı içiniz. İçilecek olan sadece ve sadece haşlama suyudur. Her defasında taze olarak hazırlanması gerekir. Haşlama esnasında su kaybı olursa, su ilave edilebilir.
BİLİYOR MUYDUNUZ?
Tatlı patates
Yeri geldiği için sizlere tatlı patates hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum. Tatlı patatesi zaman zaman pazarlarda bulmak mümkün olmaktadır. Bunlara şeker patatesi de denilmektedir. Eğer karaciğer yorgunluğunuz, hepatit şikâyetleriniz veya sarılık veya da karaciğer yetmezliği gibi rahatsızlıklarınız var ise çiğ olarak tüketmeyiniz. Çiğ olarak diyorum çünkü, bazı kimseler çiğ olarak şeker patatesinin tüketilmesinin faydalarının olduğuna inanmakta. Doğru bilinmesi gereken nokta şudur, karaciğere bağlı hangi rahatsızlığınız olursa olsun şeker patatesini çiğ olarak tüketmeyiniz.
Dikkat: Buradaki bilgilerin herhangi bir hastalığı teşhis amacı kesinlikle yoktur. Bir rahatsızlığınız var ise, mutlaka bir hekime danışınız.
Redükleme özelliği olan bu şeker, acrylamid maddesinin ön basamaklarını teşkil eder. Acrylamid klinik deneyler ile kanıtlanmış kanserojen bir maddedir. Patateslerinizi ne kadar çok sıcak ortamlarda koruma altına alırsanız, içerdiği nişasta o kadar hızlı şekere dönüşür. Bu sağlık açısından istenmeyen bir durumdur. Patatesin içerdiği nişasta çok fazla oranda şekere dönüşmüş ise pişirilme esnasında kararmaya başlar.
Soyduktan sonra havayla çok uzun zaman temas ettirirseniz patatesleriniz kararmaya başlar. Bu kararma zararlı değildir. Bu durum her ikisinin de içerdiği karbonhidratın oksitlenmesinden kaynaklanmaktadır. Patatesler pişmeye başlarken bu kararma kaybolur.Tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum, eğer satın aldığınız papatesler dıştan kararmış ise veya soyarken kararmış kısımları varsa bu patatesleri kullanmayınız.
Patateste bulunan glycoalkaloid’lerden önemli bir tanesi de alfa-lipoin asit’tir. Alfa-lipoin asit çok yönlü bir antioksidan olup, yağda ve suda çözünme özelliğine sahiptir.
Yetişkin bir insanın bağırsaklarında sayıları 450 ile 500 arasında değişen farklı bakteriler bulunur. Henüz bu bakterilerin ancak yüzde 40’ını tanıyoruz ve hakkında bilgi sahibiyiz. Bu kadar çeşitli bakteri nasıl oluyor da bulunabiliyor diye bir soru sorabilirsiniz. Bunun sebebi, insanın çok farklı besin tüketmesinden dolayıdır. Beslenmemize dikkat ederek, bağışıklık sistemimizin sağlıklı çalışmasına ve güçlü kalmasına büyük ölçüde yardımcı olabiliriz.
Kabukları soyulmadan kullanılmalı
Beslenme şekilleri ve kanser üzerine yapılan araştırmalar, beslenmenin kalın bağırsak kanserinin oluşumunda rol oynadığı görüşünü kuvvetlendirmektedir. Siyah et ve hayvasal yağ tüketiminin ve de acetaldeyd, nitrozamin maddelerinin bağırsak kanseri için bir risk oluşturduğu, lifli besinlerin ise bu riski hem azaltığı hem de bağırsak kanserine karşı koruduğu bilim adamları tarafından savunulmaktadır. Değerli okuyucu, bu açıklamalardan siyah et tüketimini tamamen durdurmak gerekir sonucunu kesinlikle çıkarmayınız. Ancak, ölçülü olmak gerekir. Yeri gelmişken hemen belirtmekte fayda görüyorum, ızgarası yapılmış hangi et olursa olsun, alev görerek siyahlaşmış (yanmış kısımlarının) tüketilmemesi gerektiğidir. Çünkü, alev görüp siyahlaşmış bu kısımlarda acrolein maddesi oluşmuş demektir. Acrolein, klinik deneyler ile kanıtlanmış kansere neden olan bir maddedir.
Bağırsak kanserine karşı koruyucu ve önleyici olarak kullanılan patatesin kabuklarında çok önemli etkin maddeler bulunmaktadır. Patates kür amaçlı olarak kabukları soyulmadan kullanılmak zorundadır.
Değerli okuyucu, patatesin kabuğu değersiz bilinir. Bugüne kadar bu doğrultuda herhangi bir araştırma da yapılmamıştır. Belki şu an kendi kendinize şu soruyu soruyorsunuzdur, öyle ise sadece patatesin kabuklarını kullanarak kürü uygulayabilir miyiz? Hayır. Çünkü, patates ve kabuklarının içerdiği etkin maddelerin haşlama esnasında beraberce bulunması şarttır. Ne tek başına soyulmuş patates ne de tek başına kabukların haşlanmış kürü amaca uygun değildir.
GÜNÜN KÜRÜ
Kür 1: Bağırsak kanserini önleyici
Kullanacağınız patatesler çamurlu veya kirli ise önce soğuk suda yıkayabilirsiniz. Kesinlikle ılık veya sıcak suda yıkamayınız. Soğuk suda yıkadıktan sonra, orta boy üç adet patatesi soymadan (kabuğu ile birlikte) yarım litre suda ağzı kapalı olarak patatesler çatlayana kadar haşlayınız. Haşlama işlemi bitince ılımasını bekleyiniz. İçilecek olan sadece ve sadece haşlama suyudur. Haşlama suyunu tülbentle süzerek ayırabilirsiniz. Haşlanmış patatesin kendisi ve kabukları tüketilmeyecektir. Haftada üç kez, bir ay boyunca aşağıdaki şekilde uygulanır. Her defasında taze olarak hazırlanması şarttır. Kesinlikle üç günlük kür için gerekli miktarı bir defada hazırlamayınız.
Birinci gün: 1 su bardağı
İkinci gün: 2 su bardağı
Üçüncü gün: 1 su bardağı
Öğle yemeklerinden bir saat önce içilir. Bir ay tamamlandıktan sonra, daha sonraki aylarda üç günlük kür ayda bir defa uygulanır.
Kür 2: Bağırsak kanserine karşı destekleyici
Orta boy üç adet patatesi soymadan (kabuğu ile birlikte) yarım litre suda ağzı kapalı olarak patatesler çatlayana kadar haşlayınız. Üç ay boyunca hergün öğlen yemeğinden bir saat önce bir buçuk su bardağı içiniz. İçilecek olan sadece ve sadece haşlama suyudur. Her defasında taze olarak hazırlanması gerekir. Haşlama esnasında su kaybı olursa, su ilave edilebilir.
BİLİYOR MUYDUNUZ?
Tatlı patates
Yeri geldiği için sizlere tatlı patates hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum. Tatlı patatesi zaman zaman pazarlarda bulmak mümkün olmaktadır. Bunlara şeker patatesi de denilmektedir. Eğer karaciğer yorgunluğunuz, hepatit şikâyetleriniz veya sarılık veya da karaciğer yetmezliği gibi rahatsızlıklarınız var ise çiğ olarak tüketmeyiniz. Çiğ olarak diyorum çünkü, bazı kimseler çiğ olarak şeker patatesinin tüketilmesinin faydalarının olduğuna inanmakta. Doğru bilinmesi gereken nokta şudur, karaciğere bağlı hangi rahatsızlığınız olursa olsun şeker patatesini çiğ olarak tüketmeyiniz.
Dikkat: Buradaki bilgilerin herhangi bir hastalığı teşhis amacı kesinlikle yoktur. Bir rahatsızlığınız var ise, mutlaka bir hekime danışınız.