Prof.Dr.Erkan Topuz'un önerileri

Reishi, Maitake, shiitake, coriollus vb. mantarlar uzun yıllardır ülkemizde üretilebiliyor. Bu mantarları kullanırken önemli olan güvenilir ve sağlıklı olanlarını kullanmaktır. Ayrıca yapılan araştırmalarda bu mantarların konsantrelerinin kullanılmasının toz formuna göre daha etkili olduğu belirlenmiştir. Günlük 1000 mg C vitamini ile birlikte kullanılmaları gerekmektedir.
 
reishi mantarı c vitamini ile kullanıldıgında etkisi daha fazla oluyor,vucuttaki yıkılımı artıyor.
 
15.Ulusal Kanser Kongresi
Kanserde alternatif tedavi Antalya’da yapılan 15. Ulusal Kanser Kongresi’nin en önemli oturumlarından biri oldu. Oturuma katılan bilim adamları kansere karşı 16 bin bitkinin denendiğini bunların yüzde 16’sının kansere karşı etkinliğinin saptandığını açıkladılar.
Günde 4-5 domates yenilmesi öneriliyor
Bilim adamlarına göre kansere karşı etkili olduğu bilinen en önemli sebzelerden biri domates.. Kongrede bir konuşma yapan İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erkan Topuz, domatesin sağlık için yararlı etkileriyle ilgili şunları söyledi: “Domatesin içinde bulunan likopen ve selenyum genellikle prostat kanserinde, meme kanserinde, kolon kanserinde, mide kanserinde ve bunlar ispat edilmiştir. Bunun dışında sayabileceğimiz pekçok kanserlerde etkisi çok fazladır. Biz hastalarımıza günde 4-5 tane domates yemesini tavsiye ederiz veyahut likopen dışardan hap olarak da alabilir.”
Mantar
Mantarları özellikle kanserden korunmada ve kanser tedavisi esnasında hastalarımıza ekstrelerini kullanmalarını oneriyoruz.Tıpta,özellikle tamamlayıcı tıpta kullanılan tıbbi mantarlar özellikle Maitake ,shiitake ve resihi yi hastalarımızın veya ailesinde kanser vakası olanların özellikle kullanmasını öneriyoruz.Maitake mantarını meme kanseri,beyin tümörleri,cilt kanseri,karaciğer kanserinde...Shiitake mantarını jinekolojik tümörler,prostat kanseri veya şikayetlerinde,özelliklede 50 yasından sonra tüm erkeklerin profilaktik olarak kullanmasını,bağırsak ve kolon kanseri,Reishi mantarını ise Akciğer kanserinde ve genel olarak profilaktik olarak kullanmalarını tavsiye ediyoruz.Bunları hem tüketerek hemde özünü almanzı tavsiye ediyoruz ama tıbbi olarak özünü yani kapsül olarak almalarını öneriyoruz.




Havuç
Havuç DNA hasarını önlüyor Domates kadar etkili bir başka sebze ise havuç. Içerdiği betakarotenlerle havuç DNA hasarını önleyici bir etkiye sahip. Prof. Dr. Erkan Topuz, “Bu betakarotenler genellikle kırmızı daha çok olan mesela özellikle havuçta ve sayabileceğimiz pekçok bitkide ve sebzede, meyvelerde olan maddelerdir. Betakarotenler DNA hasarına mani olurlar, kansere karşı vücudun direncini artırırlar, immün sistemi uyarırlar” diyor.
Flavonlar
Kanserde etkili olduğu bilinen bir başka bitkisel madde de flavonlar. Bitkilerde aşağı yukarı 4 bine yakın flavon tespit edilmiş. Bunlar içinde en zengin olanlarının kara üzüm olduğuna dikkat çeken Prof. Dr.
Erkan Topuz sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu flavonların en zengin olanların içlerinde genellikle kara üzüm, Kara üzümde 150 civarında flavon var, beyaz üzümde 30 civarında.”
Selenyumun yararları
Minarellerden selenium ise prostat kanseri başta olmak üzere birçok kanserden korunmada etkili rol oynuyor. “Yapılan randomize çalışmalarda yüzde 40 oranında prostat kanserini azalttığı gösterilmiştir” diyen Prof. Drd. Erkan Topuz şöyle konuşuyor: “Bunun dışında selenyum vücuttaki özellikle rahim kanserinde, mide kanserinde, ağız, baş boyun kanserlerinde koruyucu olduğu tespit edilmiştir.Ünite olarak da 200 ünite gibi en az miktarda alınması gereken bir, mineraldir.”
C vitamini
Meyve ve sebzelerde en çok bulunan vitaminlerden biri olan C vitamini hem kanserden korunmada hem de yüksek dozlar tercih edilerek kanser tedavisinde başarıyla kullanılıyor. Prof. Dr. Erkan Topuz, C vitaminin yararlarıyla ilgili şunları söylüyor: “C vitamini senelerdir kanseri tedavi etmek amacıyla veya kanserden korunma amacıyla kullanılmıştır. Normal olarak insanların günlük ihtiyacı günde 2 gram civarındadır. Ama yüksek dozda eğer kanseri tedavi edelim diyorsanız 10 grama kadar çıkması tavsiye edilebilir. Çünkü insan vücudu Cvitaminini yapmadığı ve bundan dolayı da dışarıdan alınan C vitaminin kanseri önlediği ve immün sistemi uyardığı gösterilmiştir.”
Omega 3’ün yararları
Özellikle Kuzey denizi balıklarında bol olarak bulunan omega 3 de kanserden koruyucu özelliği saptanmış maddelerden biri. Başta meme kanseri, prostat kanseri ve kalın bağırsak kanseri olmak üzere koruyucu bir etki sağlıyor.Kanserden korunmak için her gün düzenli olarak omega 3 tüketilmesi öneriliyor. Yeterli omega 3 tüketilebilmesi için haftada 3 defa balık yenilmesinin yeterli olduğu belirtiliyor.

KANSERDEN KORUNMA YÖNTEMLERİ
Prof. Dr. Erkan Topuz, kanserden korunmak isteyen kişilere şu önerilerde bulunuyor:
Ailesinde özellikle meme ve kalın bağırsak kanseri olan kişiler 20 yaşından evvel kanserden koruyucu sebze, meyveleri, vitamin ve mineralleri tüketirse yüzde 33 ile yüzde 53 arasında korunabilir.
Mide kanserinden diyetle korunma oranı yüzde 60’a çıkıyor. Biz her gün brokoli, karnıbahar kıvırcık salata,maitake mantarını,shiitake mantarını, beyaz lahana, kabak ve domatesin bol bol tüketilmesini tavsiye ediyoruz.
Biliyoruz ki şişmanlık en önemli kanser sebeplerinden bir tanesi. Özellikle kalın bağırsak kanserlerinde ve meme kanserlerinde şişmanlık bizim için en önemli kötü faktörlerden bir tanesidir. Bu yüzden kırmızı etin kesilmesini, beyaz etin tüketilmesini zeytinyağı ve soya gibi yağlarla beslenilmesini öneriyoruz.
Siyah üzümün bol bol tüketilmesinde yarar var. Çekirdeğini de atmadan tüketilmesini istiyoruz. Kabuğunda ve çekirdeğinde vesibretrol dediğimiz çok özel bir madde vardır, bu doğrudan doğruya kansere karşı vücudu korur.
Yapılan araştırmalar, kekik, çörek otu, keten tohumunun da kanserden korunmada etkili olduğunu gösteriyor.
Bitkisel ilaçların kanserde ilaç tedavisi sırasında kullanılmaması gerekiyor. Bitkilerin yan etkileri olabiliyor ve kanser ilaçlarına karşı direnci artırıyor.
Kanser tedavisi sırasında zencefil bulantı problemine karşı kullanılıyor. Papatyanın ise kanser hastalarının ağzında oluşan aftı önleyici bir etkisi var.
Deve dikeni (milk thistle)çiçeği ise karaciğer hastalıklarında yıllardır kullanılıyor. Bugün görüyoruz ki karaciğer kanserlerini tedavi edebiliyor, tümörleri küçültebiliyor.
Isırgan yıllardır kanser tedavisinde kullanılıyor. Ancak kökü yararlı. Amerikada kökü ilaç haline getirildi.
Meyve suyunu ihmal etmeyin

Özellikle ailesinde kanser hastalığı bulunanların düzenli bir hayat tarzı ve beslenme biçimiyle, bu hastalığı önleyebileceğine dikkat çeken İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erkan Topuz, şu tavsiyelerde bulunuyor:

- Havuç suyu, nar suyu, domates, ev yoğurdu, peynir, kayısı, kara üzüm, brokoli, kırmızı ve beyaz lahana, karnabahar, maitake mantarı,kıvırcık salata, semizotu, şalgam suyu, acı biber, keten tohumu, çörekotu, muz, ananas, soğan ve özellikle de sarmısak kanserden koruyor.

- Ailesinde özellikle meme ve kalın bağırsak kanseri olan kişiler 20 yaşından önce kanserden koruyucu sebze ve meyveleri, vitamin ve mineralleri tüketirse, yüzde 33 ile yüzde 53 arasında bu hastalıktan korunabiliyor. Bunlara ozellikle maitake mantarını almalarını profilaktik olarak öneriyoruz.

- Mide kanserinden diyetle korunma oranı yüzde 60''''a çıkıyor. Bu yüzden her gün brokoli, karnabahar kıvırcık salata,shiitake mantarı,dandelion, beyaz lahana, kabak ve domates tüketin. Domatesin içinde bulunan likopen ve selenyumun, prostat kanserinde, meme kanserinde, kolon kanserinde ve mide kanserindeki koruyucu etkisi ispatlandı. Biz hastalarımıza günde 4-5 tane domates yemelerini tavsiye ediyoruz. Likopen dışardan hap olarak da alınabiliyor.

- Kansere sebep olan en önemli faktörlerden biri şişmanlık. Özellikle kalın bağırsak ve meme kanserlerinde büyük risk yaratıyor. Bu yüzden kırmızı etin kesilmesi, beyaz , zeytinyağı ve soya gibi yağlarla beslenilmesi şart.

Mineraller sağlık kaynağı

- Omega 3: Özellikle Kuzey Denizi balıklarında bol olarak bulunan Omega 3 de kanserden koruyucu özelliği saptanmış maddelerden biri. Başta meme kanseri, prostat kanseri ve kalın bağırsak kanseri olmak üzere koruyucu bir etki sağlıyor.Kanserden korunmak için her gün düzenli olarak Omega 3 tüketilmesi öneriliyor. Yeterli Omega 3 tüketilebilmesi için haftada 3 defa balık yenilmesinin yeterli olduğu belirtiliyor.

- Selenyum: Selenyum prostat kanseri başta olmak üzere birçok kanserden korunmada etkili rol oynuyor. Yapılan çalışmalarda yüzde 40 oranında prostat kanserini azalttığı gösterilmiştir" Bunun dışında selenyum vücuttaki özellikle rahim kanserinde, mide kanserinde, ağız, baş boyun kanserlerinde koruyucu olduğu tespit edilmiştir.

- C vitamini: Meyve ve sebzelerde en çok bulunan vitaminlerden biri olan C vitamini hem kanserden korunmada hem de yüksek dozlar tercih edilerek kanser tedavisinde başarıyla kullanılıyor. C vitamini senelerdir kanseri tedavi etmek amacıyla veya kanserden korunma amacıyla kullanılmıştır. Normal olarak insanların günlük ihtiyacı günde 2 gram civarındadır. Ama yüksek dozda eğer kanseri tedavi edelim diyorsanız 10 grama kadar çıkması tavsiye edilebilir. Çünkü insan vücudu C vitaminini yapmadığı ve bundan dolayı da dışarıdan alınan C vitaminin kanseri önlediği ve bağışıklık sistemi uyardığı gösterilmiştir.

Havuç DNA hasarını önlüyor

Havuç içerdiği "betakaroten" le, DNA hasarını önleyici bir etkiye sahip. Betakarotenler kansere karşı vücudun direncini artırırlar. Siyah üzümün çekirdeğinde ve kabuğunda "Vesibretrol" adı verilen bir madde var. Bu madde vücudu kansere karşı doğrudan koruyor. Yapılan araştırmalar, kekik, çörekotu, keten tohumunun da kanserden korunmada etkili olduğunu gösteriyor. Kanser tedavisi sırasında zencefil bulantı problemine karşı kullanılıyor. Papatyanın ise kanser hastalarının ağzında oluşan aftı önleyici bir etkisi var. Deve dikeni çiçeği karaciğer kanserlerini tedavi edebiliyor, tümörleri küçültebiliyor. Isırgan yıllardır kanser tedavisinde kullanılıyor. Fakat sadece kökü yararlı.Nettle olarak geciyor kokunun adı. Bitkisel ilâçların ilâç tedavisi sırasında kullanılmaması gerekiyor.

NTV HABER
 
Kanserden kurtulmak için inanmak gerek

Kanser tedavisinde kullanılan alternatif ve tamamlayıcı yöntemlerle ilgili çalışmaları olan doktorlardan Prof. Dr. Erkan Topuz, tüm bitkilerin kanser türleriyle mücadelede faydası olduğunu söyledi. Erkan Topuz’un kanser tedavisi gören hastalar için üzerinde durduğu konulardan bir diğeri ise inanç ve dua.
Bahar KURŞUN / İstihbarat


İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü kanser hastalarının alternatif ve tamamlayıcı tıp yöntemlerine başvurma sıklığı ile ilgili araştırma yaptı. Enstitü Müdürü Prof. Dr. Erkan Topuz başkanlığında yapılan araştırmaya göre hastaların yüzde 65’i alternatif ve tamamlayıcı tıp yöntemlerine başvuruyor. Kanser tedavisinde kullanılan tamamlayıcı yöntemlerle ilgili çalışmalarını "Kanserde Alternatif ve Tamamlayıcı Tıp" adıyla bir kitapta toplayan Erkan Topuz’la, bitkilerin ve diğer tamamlayıcı yöntemlerin kanser tedavisindeki rolü üzerine konuştuk. İlaçların büyük çoğunluğunun bitkilerden elde edildiğini ve bitiklerin kanseri önlemede ve tedavisinde etkili olduğunu belirten Erkan Topuz, Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Tamamlayıcı Tıp Danışma Kurulu’nun çalışmaları hakkında da bilgi verdi.

Alternatif ve tamamlayıcı tıp yöntemlerini destekliyor musunuz?

Alternatif tıp ispat edilmemiş bir tıptır. Bizim tamamlayıcı tıptan bahsetmemiz lazım. Tamamlayıcı tıbbı tabii ki destekliyoruz. Tamamlayıcı tıpta yararlı olan şeyler var. Zararlı olan şeyler var. Doktorun bunu bilinçli olarak hastaya anlatması gerek. Birçok ilaç bitkiden elde edilir. Tüm bitkilerin kanser türlerine faydası vardır. Biz bunu reddetmiyoruz ki.

Kanser hastalarına uygulanan tamamlayıcı tıp yöntemleri hakkında bilgi verir misiniz?

Tamamlayıcı tıbbı kanser hastaları için üç grupta incelemek lazım. Birincisi kanserden korunmak için. İkincisi kanser tedavisi esnasında. Üçüncüsü de kanser tedavisi bittikten sonra. Tamamlayıcı tıbbın asıl önemi kansere yakalanmadan önce önleyici olarak kullanılandır. Bunu sadece diyet olarak algılamayın. İki grupta incelenmesi lazım; ruhsal ve bedensel yaklaşımlar ve bitkiler. Meditasyon, akupunktur, hipnoz, ayurveda. Bununla beraber, mizah tedavileri, resim tedavileri, sanatsal yaklaşımlar, dans terapileri, kristaller. Bitkilerin çeşitli faktörleri, kökleri, yaprakları, tohumları. Minareler ve vitaminler.

Tamamlayıcı tıbbın kanseri önleyici etkileri nelerdir?

Genetik olan kanserlerde çok önemli. Genetik olarak en sık rastlanan kanserler meme kanseri ve kolon kanseri. Eğer ailede bu kanser türleri varsa ve bu da genetiğinde çeşitli yollardan tespit edildiyse, bu kişilerin kansere yakalanma oranı yüzde 100’e yakın olur. Meme ve kolon kanserinde 20 yaşına kadar belli bir diyete başlanırsa kurtulma şansı yüzde 60. Ama 20 yaşından sonra başlayan bir diyet yüzde 20’lerde kalır. Onun için çok erken yaşta bu diyete girilmesi lazım.

Peki ailesinde meme kanseri veya kolon kanseri olan bir kişi önleyici olarak ne yapmalı?

Kilo almamak, spor yapmak, yağlı gıdalar tüketmemek, alkol ve sigaradan kaçmak, kırmızı etten kaçmak. Koruyucu bazı gıdalar var. Bunları ön planda tutmak önemli. Hormonlu gıdalardan kaçınmak şart. Kolon kanserlerinde yoğurt, yağsız beyaz peynir ve çökelek tercih edilmeli. Kalsiyumlu gıdaları almak, günde bir adet 100 mg. asprin kullanmak koruyucu olacaktır. Kadınlarda böyle bir risk varsa, hormon yaklaşımlarından uzak durmak, doğum kontrol hapları kullanmamak önemlidir.

Hangi gıdaların kanseri önleyici etkisi var?

Genellikle yeşille beslenmek gerekir. Brokoli, karnabahar, beyaz lahana, kırmızı lahana, kıvırcık salata, semizotu, kırmızı turp salatası ve yeşil kabak gibi besinler. Bunlar genelde ön planda tutulacak gıdalar olmalı. Mesela nar suyunun kanseri küçülttüğünü gösteren hayvan deneyleri var. Havuç çok önemli bir besin. Bunun yanı sıra çekirdeğiyle beraber bol miktarda kara üzüm, çilek ve çilek grupları tüketilmeli. Yeşil çay hem kanserden koruyor hem de kanser tedavisi esnasında tümörü küçültüyor. Genellikle yeşile dönen, kırmızı etten kaçan, yağdan kaçan bir diyet uygulamak gerek. Beyaz un ve şekerden kaçmak gerek. Margarinden korunmak gerek. Hazır gıdalardan konservelerden, sucuk, salam, sosis gibi gıdalardan, hazır meyve sularından kaçmak gerek.

Peki sigara ve alkol…

Kesin olarak en önemli faktör sigara ve alkol. Eskiden kırmızı şarabın bir miktar içilmesini tavsiye ederdik. Ancak son çıkan yayınlar, günde iki bardak kırmızı şarap içenlerde meme kanseri riskinin arttığını gösterdi. Ve özellikle sert rakı, votka, viski, tekila gibi içkilerden kesinlikle uzak durulması gerek. Bunlar sigara ile birleştiklerinde kanser riskini yüksek oranda artırıyor.

Kanser tedavisi sırasında tamamlayıcı tıbbın rolü nedir?

Kanser meydana geldiyse işte bizim için asıl tehlike buradadır. Hastalarımızın bilinçsizce kullanacağı herhangi bir bitki kanser olayını tetikleyebilir. Yani kanser için verdiğimiz ilaçları ya nötralize eder ya da potansiyelize eder. Onun için hastaların kesinlikle tamamlayıcı ya da alternatif ilaçları doktora danışmadan kullanmaması gerekir.

Örnek verebilir misiniz?

En basitini söyleyeyim: Kadınların yüzde 40’ının kullandığı bir antidepresan ilaç var. Diğer bütün ilaçları bloke ediyor. Mesela greyfurt suyu. Bağırsakta P450 denen bir enzim var. İlacın emilmesine mani olduğu gibi, ilacı dört kat potansiyalize edebiliyor. Yani hastayı zehirliyor. Onun için doktorun çok bilinçli olarak hastasına bunu izah edip yasaklaması gerekiyor.

Kematerapi esnasında alternatif tedavi kullanmak…

Kemoterapi esnasında alternatif veya tamamlayıcı tedaviyi bilinçsizce kullanmak hastanın ölümüne sebep olabilir. Bu esnada bazı destek tedavileri yok mu? Var tabii. Gıda olarak herşeyi verebilirsiniz. Ama dışarıdan tamamlayıcı hiçbir ilaç vermemeniz gerekir. Ancak örneğin prostat kanserinde selenyum ispat edilmiş. Domatesin içindeki laykopen maddesi ispat edilmiş. Bunları verebilirsiniz.

Sarımsak ve soğan…

Kuarsetin maddesi soğan ve sarımsakta bol miktarda vardır. Kanser öncesinde, tedavisi esnasında ve sonrasında çok etkilidir. Sarımsak çok faydalıdır. Hem enfeksiyonlara karşı korur, hem de yapılan çalışmalar sarımsağın mide kanserinden, bağırsak kanserinden, yemek borusu kanserinden ve akciğer kanserinden koruduğunu göstermiştir.

Acı biberin bazı türleri kansere sebep olabildiği söyleniyor?

Acı biberin, immün (bağışıklık) sistemini güçlendirdiği ve hayvan deneylerinde tümörlü farelerin tümörlerini küçülttüğü görülmüştür. Ama bu taze acı biber, arnavut biberi. Güneydoğu’da sıklıkla kullanılan kuru acı biber aflatoksin içerir ve bu madde karaciğer kanserine sebep olur.

Kemoterapi ya da kanser tedavisi bittikten sonra…

Kemoterapi vücuttaki normal hücreleri de tahrip edebilir. Vücudun genel durumunu bozabilir. Kuvvetsizlik, kan tablosunda düşüklük meydana gelebilir. İşte bunu düzeltmek için de tamamlayıcı tıbbın ayrı bir yeri vardır. Bu konuda da yine Omega-3 çok faydalı. Ama Omega-3’ü çok iyi balık yağından almak lazım. Okyanuslardaki sardalyalardan ve somon balıklarından elde edilen faydalıdır. Bunun dışında, selenyum, laykopen, bunlar bağışıklık sistemini güçlendirir. Ekinezya da öyle. Dışarıdan alacağımız gıdalar arasında folikasit faydalıdır. Folikasit, hem kanserden korur, hem de kanserden sonra kemoterapinin yarattığını tahribatın önlenmesinde etkilidir. Ginseng, ananas, kara üzüm faydalıdır. Zerdeçal çok önemli bir maddedir. Hem tümör hücresini yok eder hem de immün sistemini güçlendirir. Çörekotu, zencefil, çok önemlidir. Bazı meme kanseri türlerinde keten tohumunu tavsiye ederiz. Ama bu her meme kanseri hastası için geçerli değil.

Sağlık Bakanlığı bünyesinde tamamlayıcı yöntemlerle ilgili çalışmalar yapan bir komisyon var. Bununla ilgili bilgi verir misiniz?

Bu, altı sene önce İstanbul Üniversitesi’nde Tamamlayıcı Tıp Birimi olarak kuruldu. Ondan sonra Ankara’da Kanser Danışma Kurulu kuruldu. Kanser Danışma Kurulu’nun bir tanesi de tamamlayıcı tıp danışma kuruludur. Yaklaşık 3.5 sene önce çalışmaya başladı. Başkanlığını da kurulduğundan beri ben yapıyorum. Sahtekarların ilaçları bize gelir. Biz bunların kontrolünü yaptırırız. RTÜK’ün basında çıkan bu yalan yanlış haberleri ve yazıları birazcık frenlemesini istedik. Böyle bir kanun teklifi getirdik. İnşallah çıkar. En büyük zarar bu sahtekarlar. Çünkü bir sahtekar çıkıyor ve bütün zavallı millet zehirleniyor.

Duanın kanser hastaları üzerindeki etkisiyle ilgili bir çalışmanız vardı. Bundan bahsedebilir misiniz?

Kanser tedavisi konusunda inanç da çok önemli. İnancın, hastaların immün sistemini güçlendirdiği iddia ediliyor. İtalya’daki Katolik kiliselerinde bununla ilgili araştırmalar yapıldı. Araştırmanın sonuçları gösterdi ki dua ve inanç hastaların immün sistemini güçlendiriyor. Biz onun için hastaya her zaman inançlı olmasını öneriyoruz. Her zaman için, hangi dinden olursa olsun... Hastalığı inançla beraber yeneceğimizi her zaman söyleriz. Bu gayet normal. Çünkü inanmazsan zaten kaybedersin.

Sahtekarlara karşı ne yapılmalı?

Ulusal Tamamlayıcı Tıp Enstitüsü kurulmalı. Burada bütün bu çalışmalar yürütülmeli ve sahtekarlarla mücadele edilmeli. Yeni ilaçlar ve bitkiler denemeli. Onun dışında medyanın bilim adamlarıyla işbirliği yapması gerekir. Medya, bu sahtekarlara yer verdiği kadar bilim adamlarına da yer vermiş olsa bu kadar rahat cirit atamazlar.

ŞARLATANLARI AYIRMAK GEREK

Türkiye Kanserle Savaş Vakfı Onkoloji ve Erken Tanı Merkezi Tıbbi Direktörü Doç. Dr. Metin Aran, alternatif ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını doğru tanımlamak gerektiğini belirtiyor. Hastaların bağışıklık sistemini güçlendirdiği tıbbi araştırmalarla ortaya konan bazı maddelerin tüketilmesinin yararlı olduğunu ifade eden Aran, alternatif tıp adı altında gerçekleştirilen bilim dışı uygulamaları desteklemediklerini vurguluyor. Bilim dışı uygulamalar gerçekleştirenleri ’şarlatan’ olarak nitelendiren Metin Aran, ikisi arasındaki ayrımın doğru yapılması gerektiğini belirtiyor.

’KAPLUMBAĞA KANI KANSERDEN KORUMAZ’

İnsanların bağışıklık sistemini güçlendiren maddelerin kanser rahatsızlıklarından korunmak için kullanılmasını onayladıklarını ifade eden Doç. Dr. Metin Aran, örnek olaraksa antioksidan, fitokimyasal ve omega 3 yağ asitleri içeren besinleri gösteriyor.
Hayvansal maddelerinde kanser rahatsızlıkları için koruyucu ve önleyici olarak tüketildiğini sözlerine ekleyen Aran, buna örnek olarak ise kaplumbağa kanını veriyor. "Bu zavallı kaplumbağaların öldürülmesinden başka hiçbir şey ifade etmez. Kanserden korunmaya faydalı değildir, hastaların bağışıklık sistemlerinin güçlenmesine de hiçbir faydası olmaz. Ama onun dışında kansere yararlı olduğu bilinen domates, kivi, enginar gibi yiyeceklerin kullanılmasını onaylıyoruz" diye konuşuyor.

NELER TÜKETİLMELİ?

Antioksidanlar: Antioksidanlar, oksitlenme olaylarını baskılayan maddelerdir. İnsanda normal biyokimyasal olaylardan sonra ortaya çıkan, kanda serbest dolaşarak sağlıklı hücrelere adeta saldıran ve onların DNA yapılarını değiştirerek tümör gelişmesine zorlayan maddelere karşı vücudu korudukları belirtiliyor. Ancak, kanser riskini düşürmekteki rolleri henüz kesinleşmediği için araştırmalar devam ediyor. Bu grubun önde gelenleri vitamin-C, beta-karoten ve vitamin-E’dir. Vitamin-C ağız boşluğu, yemek borusu ve mide kanserlerine karşı koruyucu olabilir. Ayrıca rektum, pankreas, rahim kanserlerinin gelişme riskini azaltabileceği, meme ve akciğer kanserine karşı koruma sağlayabileceği öngörülüyor. Vitamin-C kaynağı olaraksa, portakal, portakal suyu, taze yeşil biber, çilek, kırmızı biber, pişirilmiş brokoli gösteriliyor. Beta-karoten için kaynaklar koyu yeşil yapraklar, sarı-oranj meyve ve sebzeler olarak ifade ediliyor. Yüksek miktarda beta-karoten ise havuç, kabak, taze patates ve ıspanakta bulunuyor. Mide, akciğer, prostat, meme ve baş-boyun kanserlerinin gelişme riskini düşürebileceği olasılığından beta karoten zengini besinler öneriliyor. Bununla beraber, beta-karoten kullanımında kesin öneri öncesi daha çok araştırma gereksinimi vardır Aşırı dozda alınması riskli kişilerde, aynı sigarada olduğu gibi, akciğer kanserine neden olabileceği düşünülüyor.

Fitokimyasallar: Bitkilerin yapısında bulunan bazı kimyasal bileşiklerdir ve bitkileri bakteriler, virüslar ve mantarlara karşı korurlar. Ayrıca antioksidan, besin koruyucu ve kanser yapıcı ajanlara karşı engelleyici etkileri olabileceği bildiriliyor. Yüksek fitokimyasal maddeli yiyecekler brokoli, dutlar, soya kabukları, armutlar, şalgamlar, kereviz, havuç, ıspanak, zeytinler, domates, mercimek, kavun, sarımsak, kayısı, soğanlar, soya fasulyesi, yeşil çay, şeftali, kabaklar, kıvırcık ve Brüksel lahana ve kırmızı şaraptır.

Omega-3 yağ asitleri: Vücutta yapılmayan bu asitler yiyecekler veya ek katkılardan alınan yağ asitleridir. Deniz ürünleri, özellikle sıcak su ürünleri, keten tohumu yağı ve fasulyede bulunan bu asitlerin meme ve prostat kanserleri risk ve gelişmesini önlemede rolleri olabileceği bildiriliyor.
Mantarlar:Özellikle son yıllarda yapılan calısmalarda mantarların kanser olsumunu onledigi,olusan kanserli hucreleri yok ettigi kanıtlanmıstır.Bu mantarlar toplumda mucize mantarlar olarakta bilinir.Bunlar Maitake,Reishi ve Shiitakedir.Bunların ozunun tuketilmesini tavsiye ediyoruz,yani kapsul olarak ekstresini almanızı tavsiye ediyoruz.
FAZLASI ZARAR GETİRİR

Ankara Numune Hastanesi Tıbbi Onkoloji Klinik Şefi Doç. Dr. Nurullah Zengin, Modern tıbbın kanserin tanımlanmasında ve tedavisinde belli bir aşamaya geldiğini belirterek şöyle devam etti:
"Tabii bunun yanında modern tıbbın başarısız olduğu kanser türlerinde değişik uygulama arayışları halen devam ediyor. Modern tıp içinde de bu arayışlar sürüyor. Aynı zamanda alternatif uygulama diye tabir ettiğimiz değişik bitkisel maddeleri ve bunun dışında da daha değişik yöntemleri bu alanda denemek mümkün. Bunları özellikle modern tıbbın başarı elde ettiği alanlarda tavsiye etmek çok doğru değil. Tamamlayıcı tıp, kontrollü bir şekilde vücut direncini artırmaya yönelik bir araç olarak görülüyor. Anti-tümör etkinliği şu ana kadar gösterilmiş değil. Doğal ve bitkisel olan ilaçların kullanımın ötesinde uç kullanımların zarar potansiyeli daha yüksek
 
Son yayınlanan makalelerde sarımsagın kokusunun kanserli hucrelerin olusumunu engelledigi,olusan kanserli hucrelerinde ilerlemesini durdurdugu gosterilmistir.xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
 
Son düzenleyen: Moderatör:
cevapları çok okuyamadım kimse almadan yazmak için acele ettiğim için...


ben de takip ediyorum o doktoru ama kesinlikle belirttiki internet üzerinden almayın diye.haberiniz olsun canlar..


bi göz atıp döncem ben size..birinden için lahana ve bişeyle kullandıgın zaman zayıflatır demişti ceyhanın programında..

ben kitabı var diye biliyorum bu dr.un alıcam zaten..okudukça sizi de bilgilendiririm nasipse..
 
Erkan Topuz uyardı bu mantarlar icin bu hafta esra ceyhanın programında sakın internetten almaytın ,eczanelerde var gidin ordan alın diye.Tarım Bakanlığı bu bitkileri onaylıyor.alırken tarım bakanlıgının iznini arayın.Cayına gelince doktor bey bunada bir yorum yaptı,yemeye veya cay olarak icmeye kalkarsanız bir oda dolusu icmeniz veya yemeniz lazım demişti.bilginize aman dikkat edin
 
Reishi mushroom ile ilgili bir bilgiye daha ulaştım.Reishinin 200mg lık dozu 50 mg lık kortizona esitmis.Oyuzden vucudu direnclestirip sağlıklı olmaya yarıyormus.

Bu arada lahana değil,iki bitki beraber kullanılırsa zayıflatır dedi,bende hemde bir arkadasımın doktorundanda duydum,duble bilgi oldu yani,Boswellia ve bromelain tabletlerini birlikte kullanırsanız zayıflarsınız dedi.Ben kullanıyorum ,sonucları diğer bolumde yazdım gercekten iyi geldi

Bu arada bir yanlışlığı daha düzeltim Boswellia serrata akgünlük ağacı olarak bilinen ,Bromelain ise ananasın kökü olarak bilinen iki bitkisel üründür.Bunların kombine olarak kullanılması son gunlerde cok moda olmustur zayıflamak icin.Bunlar mantar türü değildir.

Ben şu anda uc tane urunu kullanıyorum,Reishi-anti aging ve anti oksidan olarak,Boswellia serrata ve bromelain bitkilerinide zayıflamak ve selülit icin kullanıyorum ve gercekten bana iyi gelen birseyi paylaşmak istedim. Bunlar zaten cok moda olmus son zamanlarda herkesin bildigi gibi .

Bu arada Reishi ylen ilgili bir sey daha öğrendim,onuda paylaşmak isterim herkeslen.Bahar yorgunluğuna birebir arkadaşlar.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
linki verirsen bakalım diğer bölüm dediğin yerin ;
 
başka bi forumda okkduum diyetisyen öenrisiyle kız kullanmış birazda yediklerine dikkat etmiş 2haftada 7kg. vermiş..

sen sanırım bunlarla ilgili başlıgı selülit ve cilt üzerine açmışsın di mi buldum o başlıgı..
 
peki canım bunu günde 2-3gr. tüketmek için nerden alabilriz reishi'yi..

bi de cahilliğimi maruz görün antibiyotigin ne işi var ette :S

bi de dr.topuz kilo ile ilgili bişey demişti 2sini bi arada kullanmanız gerek diye bu konuda bir bilgin var mı acaba..
 
Erkan Topuz Bu Iki Mantari (boswellia Serrata Ve Bromelain) Birlikte Kullanirsaniz Kilo Verdirir Demişti Bu Konuda Bir Bilginiz Var Mi? Demştim.
Eti De Bilmiyordum Tşklr Bilgi Için.
 
Prof. Dr. Erkan Topuz, kanserle mücadelenin anne karnında başladığına dikkat çekerek hamile kadınların ve bebek sahibi insanların evde dikkat etmeleri gereken noktaları anlattı.

Bulaşık deterjanlarından, halıların temizliğine kadar çok önemli ayrıntılar...

"Benim mücadelem bu yaştan sonra halkımızı kanserden korumaktır. Kanser tedavisi sonra geliyor. Bir korunma bin tedaviden evladır. Bunları ilk defa duyuyorsunuz ama gerçek bunlar. Ben bunları kendimi bu işe adadığım için anlatıyorum. Bu anlattıklarımı Türkiye ilk defa duyuyor. Belki dünyada da çok az duyan vardır" diyen Prof. Dr. Erkan Topuz, herkesi şaşırtan açıklamalar yaptı.
Evde, sokakta giydiğimiz ayakkabılarla dolaşılmamalı

Eğer evde ayakkabı ile geziyorsak dışarıdan geldiğimiz ayakkabıları çıkartıp başka bir ayakkabı giymeliler.

Çünkü dışarıdan giydiğimiz ayakkabı ile eve soktuğumuz pestisitler kanserin en önemli sebeplerinden bir tanesidir. (Pestisit: Tarım ürünleri, kimyasallar, egzozdan çıkan gazlar vs)

En tehlikeli yer: Halı

Halı bütün pestisitleri tutar. Bu nedenle alıların temizliğine dikkat ediniz. Kesinlikle deterjanla temizlemeyin. Sirkeli su ile silin.

Deterjan kullanınca muhakkak eldiven giyilmeli

Plastik eldiven kullanmayın, içine izci eldiveni giyin. Çünkü deterjanlar alerjiktir ve ufak dozlarda alındığı takdirde kronik olarak kanserojendir. (İzci eldiveni: Pamuk eldiven)
Bulaşık makinasında kullandığınız deterjan da petrol ürünü, yani kanserojen!

Ne kadar yıkarsa yıkansın kalıntılar kalabilir. Eğer sağlığınızı düşünüyorsanız çıkardığınız bulaşıkları sirkeli suyla ya da limonlu suyla silin.

Her türlü deterjandan kaçının!

Devamlı olarak zeytinyağı ve defne sabununu seçiniz. Ellerinizi, vücudunuzu hakiki zeytinyağ, defne veya fıstık yağından yapılan hakiki sabunlar da seçilebilir. Bunları örnek olarak söylüyorum. Deterjandan kaçıyoruz ve çok aşırı miktarda suyla duruluyoruz.

Beyaz olan her türlü iç çamaşırı, yeni aldığında en az 2 kere kaynatılmalı!

Çünkü bunlar beyazlatılmak için kanserojen maddelerle yıkanıyor.
Kanserle mücadele anne karnında başlar

Anne adayları aşırı miktarda vitamin almaktan kaçınsınlar. Çünkü bilinçsizce alınınca vitaminin içindeki kobalt, bazı aşırı miktarda minareller... Doktor bir tane yut diyordur ama çocuk gelişsin diye bir kaç tane yutuyorlar. Bu çocukta birikime sebep olabilir ve kansere neden olabilir.

-Gökkuşağının 7 rengini, ne buluyorlarsa, günde en azından 3-5 tane yenmeli!
Her bir renkte bir şeyler var.

Gebeler, haftada 2 kez kırmızı et yemeli!

Özellikle balıkla beslensinler. Sağlıklı bir insanın kansere yakalanmaması için, bebeğin daha anne rahmindeyken
vücudunun direncinin artması ve zehirleri alarak bağışıklık sisteminin bozulmaması lazım.

-Oda spreyleri doğrudan doğruya petrol menşeli
Zehiri soluyorsunuz. Akciğerinize geçiyor ve dolaylı olarak bağışıklık sisteminizi bozuyor.

Sebzeler, mevsiminde dondurulup saklanmalı!

Yalnız bir kez çözülünce onu muhakkak pişirin. Mikro dalgada bir kere ısıtın. Ateşte ısıttıklarımızda ise bir kere ısıtınız. Çünkü bir dahaki sefere değeri ölür. DNA'yı bozar. DNA kırılması da kanserojene yol açar.
Radyasyon; kronik olarak kansere en çok yaklaştıran faktörlerden biri!

Televizyondan çok uzak duralım.

Çocuklara haftada 2 kez balık çorbası
Ama içine zerdeçal koymak suretiyle...
Soğan, sarımsak ve o mevsimin sebzesiyle yapmalısız. Çocuk anne karnındayken bu terbiyeyi almaya başlamalı.

Gebeler haftada 1 kilo balık tüketmeli

Bu miktarın üzerinde balık tüketilmesine karşıyız. Çünkü en steril balıkta bile az civarda civa vardır. Bu balıklar dip balıkları olmamalı. Somon veya yüzey balığı, Akdeniz, Ege balığı olmalı. Marmara'nın dip balıklarını lütfen tüketmeyiniz.

Kızartma için en uygun yağ; kanola yağı

Onun dışında birinci seçeneğimiz zeytinyağdır. Memleketimizin iftihar edebileceği yağdır. Fındıkyağı da tercih edilebilir.

Çocuklar, fast food türü yiyecekleri 15 günde bir yemeli
Ama haftada 3 kez yedikleri takdirde beyin tümörlerinde, lenfomalarda ve lösemilerde 3 kat artış gözükecektir. Çocuklarımıza arada bir verebiliriz. Ama dışarıdaki yiyeceklerin nasıl kızartıldığını bilmiyorsunuz. Ona göre hareket edin.

Çocuklar meyve ve yoğurdu bol tüketmeli

Ancak yoğurdu prebiyotik ve ev yoğurdu olarak kullanalım. Yoğurdunuzu evde yapın. Peynir ve çökelek fazla miktarda yiyin. Keçi peyniri çok faydalıdır.

-Çocukları, üç beyazdan; un, şeker ve tuzdan uzak tutmalı

Belki tuzcular üzülecekler ama Konya'ya akan kanalizasyonlar ve kirletici sularla, Türkiye'nin en büyük tuzunu karşılayan Tuz Gölü'müz maalesef torbaların içinde çok iyi steril edilmedikleri takdirde bize kanseri ufak ufak taşıyorlar. Bu nedenle kaya tuzunu tercih edin. Yani turşu kurduğunuz tuzu çekin ve çok az miktarda kullanın.
Çünkü tuz da kanserojendir.
En faydalı gıdalardan birisi ceviz

Daha sonra fındık ve bademdir. Ayçiçeği açık alın. İşlemden geçmemiş olacak, kavurup yiyebilirsiniz. Ama fındık, ceviz gibi yiyecekleri kabuklu alın. Çünkü içine böceklenmesin diye ilaç sıkılmaktadır. Sonsuz faydaları olan yiyeceklerdir. Günde bir avuç muhakkak tüketiniz.

Elma mutlaka yenilmeli!

Plastik, bakır, alüminyum kap kullanılmamalı

Porselen, cam ve çelik kullanın. Meyveleri de bu tür kaplarda yıkayın. Bunların içine litresine göre 9-10 çorba kaşığı elma sirkesi atın. Aşağı yukarı yarım saat bekletin. Sonra tekrar yıkamayın. Tekrar mikrop alır.

Dikkat; meyvelerin üzerine parlak görünmesi için mum sürülüyor!

Bunları hakiki zeytinyağlı sabundan geçirdikten sonra elma sirkeli sudan geçirin. Ya da elma sirkesi ile ovun. Meyveyi kabuğuyla tüketin eğer sterilse.
Lahana, marul gibi yiyeceklerin ilk dört kabuğu çöpe atılmalı

İstediğiniz kadar yıkayın bunların üzerindeki pestisitleri temizleyemezsiniz. Çaresi yok.

3 ayda bir su değiştirilmeli

Çok muhteşem sularımız var ama ne olursa olsun tabiatı rezil ediyoruz. Satın aldığımız sularda az miktarda da olsa kanserojen dozlar karışabilir. Bunlar kontrollü sular ama 3 ayda bir değiştirmek gerekiyor.

Plastik her yerde zehir. Plastik bardaklar, kaplar, plastik herhangi bir şey...

Ben ona girmiyorum bu lafı söylersem yer yerinden oynar. Bu plastikler ev yapımına girdiler. Doğrudan doğruya inşaat malzemesi olarak kullanıyorlar. Çok bilinçli olun, çok iyi markalar kullanın. Bunları söylemem demek
Türk ekonomisiyle oynamam demek. Ben insanlara kendimi adadım, onun için kimseden korkmuyorum açık açık söylüyorum.
Meyve suyu, posasıyla tüketilmeli

Biz kanserli hastalara suyunu veriyoruz. Meyve suyuna geçmeyen çok madde posada kalıyor. Bu şekilde kolon ve miğde kanserinden korunmuş oluyorsunuz.

-Bakır, özellikle beyin tümörlerinde ön plana çıkıyor
Çok iyi kalaylı olursa bu etki azalıyor. Ama kulağınıza bakır küpe bile takmayın.

-Çocuklar, yeşil plastik sahalarda oynamamalı
Plastik çimenler sentetiktir ve kanserojen madde alabilirler.

Havuzlar iyi temizlenmeli

Ozonla temizlemek en fazladır. Aşırı klorluysa yine spor yerine kansere hazırlık yapıyorsunuz...

Bütün beyazlatıcılardan kaçınılmalı

Çocuklarımızın kullandığı o pırıl pırıl bembeyaz defterler klorla temizleniyorlar. Bunlarla temizlenmemiş defter kullansınlar. Kullandıkları boyalarda da kanserojen etkisi vardır.

--------------------------------------------------------------------------------
 
Erkan Topuz'u ben de bugün bir programda izledim.Dediklerini yüzde yüz yapıyorum desem yalan olur.Yapılabilen şeyleri yapıyorum ama yeterlimidir bilmem.Bizden önceki nesil babannelerimiz annelerimiz bizden daha sağlıklılarmış.Bizler artık öyle böyle yaşadık yaşıyoruz. Allah çocuklarımızı korusun.Onlara uzun ömürler ve sağlıklar versin
 
Hocama Allah uzun ömür versin ,toplumumuzu korkusuzca aydınlatıyor.Tehdit alıyormus etsinler hocam halk var arkanda kimse sana birsey yapamaz.Umarım daha cok programlara cıkar ve bizi aydınlatır.Bu ülkede iki kişi kaldı dürüstlüğü güvenilirliği kalan biri Profesör Erkan hoca ,diğeri ise Uğur dündar.İkisinide sonsuz güvewniyor başarılarının devamını diliyorum.
 
İlaç gibi besinler
Onkoloji Enstitüsü direktörü Prof. Erkan Topuz, hayat kurtaran önerilerde bulundu.
22 / 09 / 2007 09:02
Kanal D’de Müge Anlı’nın sunduğu “Dobra Dobra” adlı programa katılan İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, kansere karşı nasıl beslenilmesi gerektiği yolunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte Prof. Dr. Topuz’dan kanserden korunma reçeteleri...
Kolon kanserine deve dikeni sütü
“Kolon kanserlerine gelince, kolon kanseri yapan nedir? Bir kere kabızlık en önemli faktör. Onun için bağırsaklarımızı muhakka yumuşak tutalım. Kırmızı etten kaçalım. Mesela dandelion denilen bir bir madde vardır. Türkiye’de henüz yok . Sonra taysıl dediğimiz deve dikeninin sütünden elde edilen bir madde vardır ki aşağı yukarı 30-40 yıldır Alman tıbbında 3-4 bin senedir dünya tıbbında vardır karaciğer kanserini korur. Kolon kanseri riski olanların günde bir gram calsium 100 mg aspirin alması lazım. Hasta olanların ise yoğurt yemesi lazım sürekli olarak. ”
Sucuk, salam ve sosisten sakının
“Beyaz un, beyaz şeker, konserve, sucuk, salam, sosis, hazır meyve suları, margarin; bunlar genellikle kanserojen maddelerdir. Soya yağı ve keten tohumu meme kanseri olan ve sektörleri pozitif olan hastalara vermeyin. Ancak soya yağı, soya sütü, keten tohumu çocuğumuz küçük ve kansere meyili varsa o zaman korur. Bakın ne kadar çelişkili.”
Kanser olan süt içmesin
“Büyüme hormonu sütle de vücuda geçiyor. Bu sütü çocuklar için söylemiyorum kanserli hastalara verdiğimiz zaman kanserde insülin seviyesini yani kanserojen maddeyi de yükseltiyor. Kanser hastaları neler yapmalı? Bir kere kilo almamalılar. Spor yapmalılar. Yağlı gıdalardan kaçmalılar. Hormonlu gıdalar almalılar. Doğum kontrol hapı da almalılar. ”
Doğum kontrol hapına dikkat!
“Kadınlar eğer memesinde fibrokist, ailesinde kanser varsa menopoza girdiği zaman kesinlikle hormon almamalı ve muhakkak çok sık meme kontrolleri yaptırmalı. Doğum kontrol hapını bir seneden fazla kullanmayın. Bir sene dinlenin. Çünkü over (yumurtalık) kanserini korur meme kanserini artırır.”
Yoğurdu evinizde yapın, keçi peyniri yiyin. Cevizi de unutmayın!
“Yoğurdun üzerindeki yeşil su mideye zararlıdır. Brokoli, karnabahar, lahana, kırmızı lahana, kıvırcık salata, semiz otu, kırmızı turp salatası, kereviz, yeşil kabak ama bunlar mevsiminde yiyeceksiniz, turfanda değil... Ayrıca bunlar kemoterapi esnasında yenmeli. En makbul gıda, en ucuz gıdadır. Şimdi soğan ve sarımsağa gelelim. Ceviz çok faydalı, günde 4-5 acıbadem yenmeli. Kavrulmamış kayısı çekirdeğini 5 taneden fazla yemeyin, içinde bir madde vardır 15 tane yerseniz diger tarafa gidersiniz. 3 kara üzüm, kara erik, kara kayısı ama tazesini yiyeceksiniz. Kışın ise güneşte kurumuş gül kurusu makbuldur. Yoğurdu evde yapacaksınız. Katkısız olacak. Probiyotikten yapın ve soğuk sütün içine atın. Keçi peyniri ve çökelek de çok faydalıdır, özellikle karaciğer kanserine...
Süte bir bardak limon dökün, kesilsin ve içinde kalan peynirimsi kısmı dökün, suyunudan bardak bardak için... Şile Ağva ve Kilyos’ta kendiniz toplayın böğürtlenleri. Kendisini yerseniz elledit asit var böğürtlenin hem yaprağında hem meyvesinde, hem kökünde. Ama meyvesi bir ay sürdüğü için yaprağını veriyoruz. Böğürtleni bu mevsimde yani simdi alın toplayın, bunun şurubunu yapın. Çorba kaşığıyla, kolon kanserine büyük şifadır.
Kırmızı et olarak kuzu yiyin
“Genelilkle beyaz eti tavsiye ediyoruz. Balık tavuk hindi ve arkasından haftada bir kez kırmızı et veriyoruz. Ama lütfen kırmızı ette kuzu etini tercih ediniz. Çünkü genellikle zavallı kuzular hiçbir şekilde zehirlenmemiştir. Niye kırmızı et zararlı diyoruz. bakın hayvanlar genellikle otluyorlar. Etraftan inteksit (zehirlenmiş) dediğimiz otları yiyorlar o da doğrudan doğruya adalesine gidiyor Ayrıca biz bunlara growth factors yani büyüme hormonu veriyoruz. Bir de kırmızı etin öz yapısında kansorejen madde var. Zavallı kuzunun daha otlamadan gırtlağını kesiyoruz. Ne hormon veriyoruz ne bir şey”
Kız çocuklarınıza asla turfanda yedirmeyin
“20 yaşına kadar bu diyet yapılırsa yüzde 60 kurtulur. 20 yaşından sonra ise yüzde 20 korur. En çok kadınlarda görülen meme kanseri; kız çocuklarını hormonal beslenmelerden uzak tutmak lazım. Tüm gıdalarımızda hormon var. 15 Eylül’den 1 Ekim’e kadar domatesinizi salçanızı yapın. Sakın turfanda yemeyin. Karnabahar varken brokoli yemeyin. Brüksel lahanası değil, oturun 400 liralık lahana yiyin. Lahana brokoli semizotu karnabahar meme kanserinin en büyük düşmanları. 12 yaşında erken bluğ, meme kanseri için çok önemli bir potansiyeldir, meme kanserini arttırır. Haftada 3 kez yada daha fazla fast-food yiyen gençlerde beyin kanseri enf kanseri ve kan kanseri 3 kat fazladır. Haftada 1 kere yesinler.
En faydalısı kanola yağı
“Fındık yağı, kanola yağı, zeytin yağını tavsiye ediyorum. Kanola yağı dünyada çok yaygın Türkiye’ye de yeni girdi ve en ucuz en kaliteli bitki yağıdır. Kanola ve zeytin yağı, keten tohumu ve soya yağı vermeliyiz çocuklara. Kadınlara kansere yakalanmadan önce vermeliyiz ama kadın kansere yakalandıysa bunları vermeyiniz çünkü kanseri azdırır. İlk başta korur sonra azdırır. Kemoterapide trombosit düşürdüğü iddia edilir. Isırgan yaprağı ısırgan kökünün çayı prostat kanserine faydalıdır Yeşil çay prostat, meme, kolon ve mide kanserlerine karşı korur ancak iki kupa içeceksiniz. Şöyle birleştiriyorum hastalarıma; bir yeşil çay iki böğürtlen yaprağı üç limon kabuğu dört ısırgan yaprağını karıştırın.
 
Prof.Dr.Erkan Topuz Hoca su anda Seda Sayanda seyredin arkaslar...
 
Bütün Beyazlatıcılardan Kacının

Prof. Dr. Erkan Topuz, kanserle mücadelenin anne karnında başladığına dikkat çekerek hamile kadınların ve bebek sahibi insanların evde dikkat etmeleri gereken noktaları anlattı.

Bulaşık deterjanlarından, halıların temizliğine kadar çok önemli ayrıntılar...

"Benim mücadelem bu yaştan sonra halkımızı kanserden korumaktır. Kanser tedavisi sonra geliyor. Bir korunma bin tedaviden evladır. Bunları ilk defa duyuyorsunuz ama gerçek bunlar. Ben bunları kendimi bu işe adadığım için anlatıyorum. Bu anlattıklarımı Türkiye ilk defa duyuyor. Belki dünyada da çok az duyan vardır" diyen Prof. Dr. Erkan Topuz, herkesi şaşırtan açıklamalar yaptı.
Evde, sokakta giydiğimiz ayakkabılarla dolaşılmamalı

Eğer evde ayakkabı ile geziyorsak dışarıdan geldiğimiz ayakkabıları çıkartıp başka bir ayakkabı giymeliler.

Çünkü dışarıdan giydiğimiz ayakkabı ile eve soktuğumuz pestisitler kanserin en önemli sebeplerinden bir tanesidir. (Pestisit: Tarım ürünleri, kimyasallar, egzozdan çıkan gazlar vs)

En tehlikeli yer: Halı

Halı bütün pestisitleri tutar. Bu nedenle alıların temizliğine dikkat ediniz. Kesinlikle deterjanla temizlemeyin. Sirkeli su ile silin.

Deterjan kullanınca muhakkak eldiven giyilmeli

Plastik eldiven kullanmayın, içine izci eldiveni giyin. Çünkü deterjanlar alerjiktir ve ufak dozlarda alındığı takdirde kronik olarak kanserojendir. (İzci eldiveni: Pamuk eldiven)
Bulaşık makinasında kullandığınız deterjan da petrol ürünü, yani kanserojen!

Ne kadar yıkarsa yıkansın kalıntılar kalabilir. Eğer sağlığınızı düşünüyorsanız çıkardığınız bulaşıkları sirkeli suyla ya da limonlu suyla silin.

Her türlü deterjandan kaçının!

Devamlı olarak zeytinyağı ve defne sabununu seçiniz. Ellerinizi, vücudunuzu hakiki zeytinyağ, defne veya fıstık yağından yapılan hakiki sabunlar da seçilebilir. Bunları örnek olarak söylüyorum. Deterjandan kaçıyoruz ve çok aşırı miktarda suyla duruluyoruz.

Beyaz olan her türlü iç çamaşırı, yeni aldığında en az 2 kere kaynatılmalı!

Çünkü bunlar beyazlatılmak için kanserojen maddelerle yıkanıyor.
Kanserle mücadele anne karnında başlar

Anne adayları aşırı miktarda vitamin almaktan kaçınsınlar. Çünkü bilinçsizce alınınca vitaminin içindeki kobalt, bazı aşırı miktarda minareller... Doktor bir tane yut diyordur ama çocuk gelişsin diye bir kaç tane yutuyorlar. Bu çocukta birikime sebep olabilir ve kansere neden olabilir.

-Gökkuşağının 7 rengini, ne buluyorlarsa, günde en azından 3-5 tane yenmeli!
Her bir renkte bir şeyler var.

Gebeler, haftada 2 kez kırmızı et yemeli!

Özellikle balıkla beslensinler. Sağlıklı bir insanın kansere yakalanmaması için, bebeğin daha anne rahmindeyken
vücudunun direncinin artması ve zehirleri alarak bağışıklık sisteminin bozulmaması lazım.

-Oda spreyleri doğrudan doğruya petrol menşeli
Zehiri soluyorsunuz. Akciğerinize geçiyor ve dolaylı olarak bağışıklık sisteminizi bozuyor.

Sebzeler, mevsiminde dondurulup saklanmalı!

Yalnız bir kez çözülünce onu muhakkak pişirin. Mikro dalgada bir kere ısıtın. Ateşte ısıttıklarımızda ise bir kere ısıtınız. Çünkü bir dahaki sefere değeri ölür. DNA'yı bozar. DNA kırılması da kanserojene yol açar.
Radyasyon; kronik olarak kansere en çok yaklaştıran faktörlerden biri!

Televizyondan çok uzak duralım.

Çocuklara haftada 2 kez balık çorbası
Ama içine zerdeçal koymak suretiyle...
Soğan, sarımsak ve o mevsimin sebzesiyle yapmalısız. Çocuk anne karnındayken bu terbiyeyi almaya başlamalı.

Gebeler haftada 1 kilo balık tüketmeli

Bu miktarın üzerinde balık tüketilmesine karşıyız. Çünkü en steril balıkta bile az civarda civa vardır. Bu balıklar dip balıkları olmamalı. Somon veya yüzey balığı, Akdeniz, Ege balığı olmalı. Marmara'nın dip balıklarını lütfen tüketmeyiniz.

Kızartma için en uygun yağ; kanola yağı

Onun dışında birinci seçeneğimiz zeytinyağdır. Memleketimizin iftihar edebileceği yağdır. Fındıkyağı da tercih edilebilir.

Çocuklar, fast food türü yiyecekleri 15 günde bir yemeli
Ama haftada 3 kez yedikleri takdirde beyin tümörlerinde, lenfomalarda ve lösemilerde 3 kat artış gözükecektir. Çocuklarımıza arada bir verebiliriz. Ama dışarıdaki yiyeceklerin nasıl kızartıldığını bilmiyorsunuz. Ona göre hareket edin.

Çocuklar meyve ve yoğurdu bol tüketmeli

Ancak yoğurdu prebiyotik ve ev yoğurdu olarak kullanalım. Yoğurdunuzu evde yapın. Peynir ve çökelek fazla miktarda yiyin. Keçi peyniri çok faydalıdır.

-Çocukları, üç beyazdan; un, şeker ve tuzdan uzak tutmalı

Belki tuzcular üzülecekler ama Konya'ya akan kanalizasyonlar ve kirletici sularla, Türkiye'nin en büyük tuzunu karşılayan Tuz Gölü'müz maalesef torbaların içinde çok iyi steril edilmedikleri takdirde bize kanseri ufak ufak taşıyorlar. Bu nedenle kaya tuzunu tercih edin. Yani turşu kurduğunuz tuzu çekin ve çok az miktarda kullanın.
Çünkü tuz da kanserojendir.
En faydalı gıdalardan birisi ceviz

Daha sonra fındık ve bademdir. Ayçiçeği açık alın. İşlemden geçmemiş olacak, kavurup yiyebilirsiniz. Ama fındık, ceviz gibi yiyecekleri kabuklu alın. Çünkü içine böceklenmesin diye ilaç sıkılmaktadır. Sonsuz faydaları olan yiyeceklerdir. Günde bir avuç muhakkak tüketiniz.

Elma mutlaka yenilmeli!

Plastik, bakır, alüminyum kap kullanılmamalı

Porselen, cam ve çelik kullanın. Meyveleri de bu tür kaplarda yıkayın. Bunların içine litresine göre 9-10 çorba kaşığı elma sirkesi atın. Aşağı yukarı yarım saat bekletin. Sonra tekrar yıkamayın. Tekrar mikrop alır.

Dikkat; meyvelerin üzerine parlak görünmesi için mum sürülüyor!

Bunları hakiki zeytinyağlı sabundan geçirdikten sonra elma sirkeli sudan geçirin. Ya da elma sirkesi ile ovun. Meyveyi kabuğuyla tüketin eğer sterilse.
Lahana, marul gibi yiyeceklerin ilk dört kabuğu çöpe atılmalı

İstediğiniz kadar yıkayın bunların üzerindeki pestisitleri temizleyemezsiniz. Çaresi yok.

3 ayda bir su değiştirilmeli

Çok muhteşem sularımız var ama ne olursa olsun tabiatı rezil ediyoruz. Satın aldığımız sularda az miktarda da olsa kanserojen dozlar karışabilir. Bunlar kontrollü sular ama 3 ayda bir değiştirmek gerekiyor.

Plastik her yerde zehir. Plastik bardaklar, kaplar, plastik herhangi bir şey...

Ben ona girmiyorum bu lafı söylersem yer yerinden oynar. Bu plastikler ev yapımına girdiler. Doğrudan doğruya inşaat malzemesi olarak kullanıyorlar. Çok bilinçli olun, çok iyi markalar kullanın. Bunları söylemem demek
Türk ekonomisiyle oynamam demek. Ben insanlara kendimi adadım, onun için kimseden korkmuyorum açık açık söylüyorum.
Meyve suyu, posasıyla tüketilmeli

Biz kanserli hastalara suyunu veriyoruz. Meyve suyuna geçmeyen çok madde posada kalıyor. Bu şekilde kolon ve miğde kanserinden korunmuş oluyorsunuz.

-Bakır, özellikle beyin tümörlerinde ön plana çıkıyor
Çok iyi kalaylı olursa bu etki azalıyor. Ama kulağınıza bakır küpe bile takmayın.

-Çocuklar, yeşil plastik sahalarda oynamamalı
Plastik çimenler sentetiktir ve kanserojen madde alabilirler.

Havuzlar iyi temizlenmeli

Ozonla temizlemek en fazladır. Aşırı klorluysa yine spor yerine kansere hazırlık yapıyorsunuz...

Bütün beyazlatıcılardan kaçınılmalı

Çocuklarımızın kullandığı o pırıl pırıl bembeyaz defterler klorla temizleniyorlar. Bunlarla temizlenmemiş defter kullansınlar. Kullandıkları boyalarda da kanserojen etkisi vardır.
 
Prof. Erkan Topuz... "EBRU ŞALLI HALKIN SAĞLIĞIYLA OYNUYOR"!..

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, sağlıklı yaşam hakkında bilgiler veren Ebru Şallı Tan’ı eleştirdi. Kanser uzmanı Topuz, Şallı’yı toplum sağlığını hiçe saymakla suçladı... İşte ayrıntılar...
Prof. Dr. Topuz, sağlık hakkında kitaplar yazan Ebru Şallı Tan'ı topa tuttu.Sağlık hakkında kitap yazan Ebru Şallı, konunun uzmanlarını kızdırdı. Prof. Dr. Erkan Topuz, Şallı'ya ateş püskürerek, "Beslenme için herkes tavsiye verirse olan halkın sağlığına olur" dedi.
'Herkes işine baksın'
Güzel manken, "Hamilelikte Sağlıklı ve Güzel Kalmak" ve "Çocuklar İçin Besleyici Eğlenceli Lezzetler" isimli kitaplarında birçok besinin faydalarından bahsetmişti. Ebru Şallı Tan'ın bu tarz bilgiler vermesinin son derece yersiz olduğunu dile getiren Prof. Dr. Topuz, "Herkes kendi işini yapmalı. Sağlık son derece hassas ve önemli bir konu. Bu konuda bilen bilmeyen herkes konuşmaya ve tavsiye vermeye başlarsa; olan halkı sağlığına olur" diye konuştu.

'Dikkatli olun'
Prof. Dr. Erkan Topuz, "Ebru Şallı Tan, örneğin bir besinin çok yararlı olduğunu söylüyor" sözü karşısında ise şu yanıtı verdi: "Ebru Şallı kim oluyor? Eğitimi ne? Profesör mü, doktor mu? Araştırma yapmadan bunları nasıl söyleyebiliyor? Bu konuda herkesi dikkatli olmaya davet ediyorum."
 
X