Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Doğan kür ne acabaKızlar Doğan kürü ile birlikte testere dişli aslan pencesi kullanmamız gerekiyor.. Ben 9 yıllık evliyim pcos var..
Soğan kür ü olacaktı telefon klavye sinin azizliği :)Doğan kür ne acaba
Kızlar Doğan kürü ile birlikte testere dişli aslan pencesi kullanmamız gerekiyor.. Ben 9 yıllık evliyim pcos var..
Bende aldım testere dişli aslan p. Sini yaprak ve dal var sadece.. Araştırmak lazımElinizde testere dişli aslan pençesi var mı acaba?
Ya ben geçtiğimiz Aralık ayında kür yaptım. Hepte eşime aldırdım aktardan.
Sonra bigün kendim almaya gittiğimde aktar bana önceki kullandığımın aslan pençesi olduğunu, ama testere dişli aslan pençesinin içinde top top dikenler olan olduğunu söyledi.
Bi başka aktarda önceki kullandığımın doğru olduğunu yaprak ucunun testere şeklinde olduğu için adının o olduğunu söyledi.
Sizde varsa eğer içinde top top dikenler var mı toksa sadece yaprak mı bilgi verirseniz sevinirim
Bende aldım testere dişli aslan p. Sini yaprak ve dal var sadece.. Araştırmak lazım
Cok tesekkurler, emeginize saglik :)Devamı
Hormonlar Hakkında Kısa Bir Açıklama
Hormonlar kurye vazifesi yapan moleküllerdir. Belirli hormonlara cevap veren hücreler bu hormonlara ait reseptörleri kendinde barındırırlar. Hormonları anahtarlar, reseptörleri de kilitler olarak düşünebilirsiniz. Her bir hormon sadece kendisi için tasarlanmış olan reseptörle uyumludur. Bir hormon kendisi için uygun olan reseptöre girdiği zaman o hücrenin davranışlarını kilitler ve bu şekilde bütün vücuttaki organları ve sistemleri kontrol altında tutar.
İnsan vücudunda yaklaşık olarak 50 farklı hormon bulunmaktadır. Sizin bilmeniz gereken birkaç hormon ise şunlardır:
AMH (Anti-müllerian hormone): Üreme çağındaki her kadının yumurtalıklarında belli sayıda yarı olgunlaşmış yumurta folikülleri bulunur. Bu foliküller sabit ve az miktarlarda AMH hormonu salgılarlar. Sonuç itibariyle AMH, bir kadının yumurtalıklarında ne kadar miktarda yüksek kalitede yumurta olduğunun göstergesidir. Yüksek AMH değerleri genelde iyi yumurtalık rezervi olarak yorumlanır. Ancak maalesef PCOS'lu kadınların yumurtalıklarında çok fazla sayıda yarı gelişmiş folikül bulunduğu için AMH değerleri çok yüksek çıkar ve AMH çok yüksek olduğunda da yumurtlamayı bloke eder.
Kortizol: Bu hormon sizin temel stres hormonunuzdur. Kortizol; acıkma, metabolizma, ruh hali ve uyuma-uyanma döngüleri üzerinde de etkilidir. İdeal olarak kortizolün gündüzleri artması beklenir. Gündüz artan kortizol kahvaltınızı yapmaya sizi teşvik eder ve gün içinde yavaşça düşer. Böylece gece uykuya dalabilir ve gece boyu bir şey yemeden durabilirsiniz. PCOS'lu kadınlarda kortizol fazla salgılanır ve bunu doğru bir şekilde metabolize edemeyiz. Aynı zamanda bizim vücudumuzda düzgün bir 24 saatlik kortizol döngüsü de yoktur. Bu bizi aşırı yemeye, kilo almaya, ruh halimizin bozulmasına ve uyku problemleri yaşamaya yatkın yapar.
Östrojen: Östrojen kadın vücudunun temel hormonudur. Üremeyi, bağışıklık sistemini, enerji üretimini ve vücuttaki 24 saatlik günlük ritmi kontrol eder. Vücudunuzda hemen hemen bütün hücrelerde östrojen reseptörleri olduğu için, östrojen vücuttaki bütün organların işlevlerini destekler. 4 çeşit östrojen vardır:
Estrone (E1): Menopoz dönemindeki kadınların vücudunda bulunan temel östrojen hormonu.
Estradiol (E2): Üreme çağındaki kadınların vücudunda bulunan ve en güçlü olan östrojen hormonu. Normal bir şekilde adet gören kadınlarda östrojen seviyeleri ciddi bir şekilde yükselir ve yumurtlamayı tetikler. Adet zamanları ise estradiol düşer. PCOS'lu kadınlarda ise estradiol seviyeleri düşük ve daha stabildir. Ciddi artış azalış göstermez.
Estriol (E3): Gebelikte kritik bir rol oynayan östrojen hormonudur.
Estetrol (E4): Gebelik boyunca hem erkek hem de dişi fetüs tarafından salgılanan östrojen hormonudur.
PCOS'ta Estradiolun doğru bir döngü içerisinde salgılanamaması, hormonal dengesizliklerin temel nedenidir.
FSH: FSH, estradiol üretimini düzenlemeye yardım eder. Yumurtlamada ise bir folikülün olgunlaşıp çatlayabilmesi için FSH'a ihtiyaç vardır. PCOS'lu kadınlarda ise FSH genellikle ya düşük ya da normaldir. Düşük FSH seviyeleri, yetersiz estradiol üretimine neden olur ve bu da yumurta folikülünün olgunlaşmasını dolayısıyla da yumurtlamayı engeller.
İnsülin: Pankreastan salgılanan bu hormon vücutta şekeri ve yağı kontrol eder. Kan şekeri yükseldiği zaman insülin, hücrelerin şeker emilimi yapmasına neden olur. 'İnsülin duyarlılığı', hücrelerin insüline ne kadar duyarlı olduğunu ifade eder.İnsüline karşı olan yüksek duyarlılık, vücudun şeker emilimi yapabilmesi için sadece çok az miktarlarda insüline ihtiyaç duyduğu anlamına gelir. İnsülin duyarlılığının zayıf olması yani 'insülin direnci' ise hücrelerin insülini görmezden gelmesi demektir. Netice itibariyle hücrelerin şeker emilimi yapabilmesi için vücut daha fazla insüline ihtiyaç duyar. Genellikle insülin hassasiyeti iyi, insülin direnci ise kötü bir durumdur ve şeker hastalığına sebebiyet verir. Ayrıca yüksek insülin seviyeleri özellikle karın bölgesinde ve iç organlarda yağ üretimini ve yağ depolamasını arttırır. Neredeyse bütün PCOS'lularda yüksek insülin seviyeleri ve insülin direnci görülür. Hatta zayıf veya normal kilolu olan PCOS'luları, kendi kilolarında olan ancak PCOS'lu olmayan kadınlarla karşılaştırdığımızda, PCOS'lu grubun iç organlarındaki yağlanmanın daha fazla olduğu görülmektedir.
LH: FSH gibi LH da yumurta folikülünün gelişmesine katkıda bulunur. Adet döngüsünün ilk günlerinde bir kadının vücudu benzer miktarlarda FSH ve LH salgılar. Ancak yumurtlama dönemi geldiğinde östrojen hormonu hızlıca artar ve LH hormonunu da aynı şekilde arttırır (pik yaptırır). Bu da yumurtalıklardan yumurta salınmasına neden olur. PCOS'lu kadınlarda ise Lh seviyeleri sürekli yüksek kalır. Östrojen hormonunda düzgün bir artış olmadığı için LH hormonu da pik yapamaz ve yüksek seviyelerde kalır. Genelde LH/FSH oranı 2:1 olarak karşımıza çıkar. Bu da FSH hormonundan iki kat fazla LH hormonu salgılandığı anlamına gelir. Maalesef LH hormonunun ikinci bir vazifesi daha vardır. Fazla LH, vücudu daha fazla testosteron üretmeye teşvik eder. Testosteron aslında östrojenin ön maddesidir. Yüksek LH, yüksek testosterona neden olur. Ve yeterli FSH olmayınca da testosteronu östrojene çeviremez. Bu nedenle yüksek LH, aşırı türylenmeye neden olur.
Melatonin: Bu sizin uyku hormonunuzdur. Genellikle gündüzleri düşüktür ve gece geç saatlerde artış gösterir. Uykuyu tetiklemesinin yanı sıra melatonin aynı zamanda güçlü bir antioksidandır ve kadının yumurtalarını oksidatif hasardan korur. PCOS'lu kadınlarda melatonin genelde yüksektir ancak işlevi çok zayıftır. Uyku kalitesi düşüktür. Özellikle de yumurtalıklarda oksidatif hasar yüksektir. Melatonin takviyeleri ise gelende bu problemleri çözer.
Progesteron: Yumurtlama meydana geldilten sonra boş kalan folikül (korpus luteum) progesteron salgılar. Bu hormon, zigotun tutunabilmesi için rahim duvarının kalınlaşmasına neden olur. Eğer zigot yerleşirse hemen plasentayı oluşturur. Plasenta progesteron salgılamayı devam ettirir böylece rahim kalınlaşması korunmuş olur. Boş folikül (korpus lutesum) yaklaşık 2 hafta boyunca varlığını devam ettirir sonra küçülür. Yumurta döllenmemişse ve plasenta da yoksa progesteron seviyeleri düşer, rahim duvarı dökülür, adet kanaması başlar. PCOS'lu kadınlarda ise progesteron seviyeleri genelde düşüktür. Bu da implantasyonu engeller.
Testosteron: Testosteron temel erkeklik hormonudur (androjen). Hem kadınlarda hem de erkeklerde bulunur. Sizin vücudunuzda erkeklerdeki testosteron miktarının onda biri bulunur. Normal miktarlardaki testosteron hormonu cinsel ve mental sağlığı destekler, güçlü kemiklerin ve kasların oluşmasına yardımcı olur. PCOS'lu kadınlar, PCOS'lu olmayanlara göre biraz daha fazla testosteron veya diğer androjen hormonlarına (adrostenedione, DHEA...) sahiptir. Bu durum akneye, tüylenmeye veya saç dökülmesine neden olur. Ayrıca önceleri tartışmalı bir konu olsa da şimdi görülüyor ki yüksek andojen seviyeleri enflamasyona (yangı, iltihap), insülin direncine ve infertiliteye neden olmaktadır. Ne kadar yüksek testosterona sahipseniz o kadar şiddetli PCOS semptomlarına sahipsiniz demektir.
Tüm bu hormonlar ışığında sonuç olarak östrojen hormonu vazifesini tam olarak yerine getirmediği zaman vücuttaki her bir organ ve her bir sistem bundan negatif yönde etkilenmektedir. Sindirim, acıkma, metabolizma, uyku, iyileşme ve detoksifikasyon gibi vücuttaki bütün temel ritimler bozulur ve birbiriyle senkronize olamazlar. Bunun sonucunda vücudunuzun her bir bölümünün, vazifesini yerine getirmek ve sizi hayatta tutabilmek için çok daha fazla çaba sarf etmesi gerekir. Bu da vücudunuzdaki her bir organın bir derece stres altında olması anlamına gelir. Düşük dereceli kronik stres, kronik sistemik enflamasyona (iltihap) neden olur.
Enflamasyon vücudun enerji yönetim merkezine yani metabolizmaya zarar verir. Metabolizma, sirkadiyen ritim denilen vücudun 24 saatlik ritmi rehberliğinde vücuttaki bütün organları mükemmel bir şekilde birbiriyle uyum içinde çalıştıran karmakarışık girift bir işlemdir. Karaciğer, pankreas, sindirim sistemi ve vücudunuzdaki bütün yağ hücrelerinin yanı sıra metabolizma, vücudunuzdaki kemikler, kaslar, bağışıklık sistemi ve tabi ki beyin ile de alakalıdır.
Yine PCOS'lu kadınlar, genel itibariyle metabolik olarak şeker yakma ve yağ depolama modundalardır. Bu nedenle sürekli açlık hissederler ve kilo alırlar.
PCOS, bütün hormonları, organları ve hücreleri kapsayan çok kompleks bir durumdur. Bu kadar kompleks bir yapıda her şeyin sebebini tam ayrıntılarıyla bilmenize de aslında gerek yok. Sonuç itibariyle PCOS'lu kadınların başa çıkması gereken temel 3 adet problem vardır:
1. Yaygın hormonal bozukluk
2. Kronik enflamasyon (iltihap, yangı)
3. İnsülin direnci
Şu anda yaşadığınız semptomların altında yatan temel üç sebep budur. Bu üçünü tedavi edin ve infertilite dahil şu anda yaşadığınız bütün semptomlardan kurtulun.
Herşey Enflamasyon ve İnsülin Direnci ile Alakalı
Yan etki problemiyle uğraşmak istemiyorsanız hormonları direkt kontrol altında tutmak oldukça zordur. Ayrıca gebe kalmak istiyorsanız günümüzdeki tedavilerde kullanılan doğum kontrol hapları da zaten size göre değil. Bazı doktorlar da insülin duyarlılığını arttırmak için şeker hastası olmayan PCOS'lulara metformin (Glifor ilacı) önermekteler. Metformin bir endokrin bozucudur ve günümüzde fetüs üzerinde metabolizmaya uzun vadeli zarar verici etkisi olduğu tespit edilmiştir. Gebelik sürecindeki bir kadına ben metformin kullanmasını önermiyorum.
Doğal östrojen takviyesinin ileride PCOS'un temel tedavilerinden biri haline geleceğine inanıyorum. Ancak şu anda böyle bir çalışma elimizde olmadığı için hangi dozlarda ve hangi şekilde bunu uygulayacağımızı bilemiyoruz. Bu tedavinin gerçekten ne seviyede işe yarayacağının anlaşılabilmesi, doz seviyelerinin belirlenebilmesi için belli bir fona ve araştırmaya ihtiyaç var ve maalesef şu anda böyle bir çalışma yok. Bunun ileride değişmesi için şu anda aktif olarak çalışmalarımı sürdürmekteyim.
Şu anda PCOS tedavilerinde en etkili yöntem enflamasyonun (iltihap) azaltılması ve insülin direncinin iyileştirilmesidir. İlginçtir ki vücuttaki iltihabı ve insülin direncini kontrol altına aldığımızda neredeyse her zaman hormonların normal seviyelere geldiğini veya en azından PCOS'un tarihi formundaki zararsız versiyonuna uygun seviyelere çekildiğini görüyoruz.
PCOS SOS kitabında da izah ettiğim gibi, iltihabın ve insülin direncinin iyileştirilebilmesi için en etkili hayat tarzı değişiklikleri ise şunlardır:
1. Güçlü bir sirkadiyen (24 saatlik) ritim sahibi olun. Bunun için ışığı, karanlığı, uykuyu ve saatli yemek yemeyi kullanın.
2. Diyet ve egzersiz ile sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotasına sahip olun ve onu besleyin.
3. Endokrin bozuculardan uzak durun.
Bu programda vücudunuzu arındırmak, vajinal mikrobiyotanızı inşa etmek ve yumurtlama takibi yapmak ve daha başka ekstra taktiklerin yanı sıra doğurganlığınızı arttırmak için bu 3 stratejiyi de uygulayacaksınız.
Polikistik Over Sendromu Teşhisizden Emin Olun
Çok daha ileriye gitmeden önce size bir doktor tarafından polikistik over sendromu teşhisinin konulmasının ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. PCOS, teknik olarak bir sendromdur. Bu şu anlama gelir: Bir kadın belli semptomları taşıyorsa ve bu semptomlarla alakalı başka bir hastalık ihtimali bertaraf edilmişse PCOS tanısı konur.
Doktorunuz sizin sağlık geçmişinizi dineleyecek, kan tahlili yapacak ve muhtemel vajinal ultrason isteyecektir.
PCOS teşhisinin konulabilmesi için birkaç farklı kriter ortaya koyulmuştur. Benim en yararlı bulduğum tanım ise AE-PCOS (Androgen Excess an PCOS Society) tarafından geliştirilen tanımdır. Bu tanım son zamanlarda Centre for Research Excellence in Polycystic Ovary Syndrom (CRE PCOS) tarafından düzenlenen uluslararası bir sempozyumda bir kere daha doğrulanmıştır. AE-PCOS ve CRE PCOS tarafından kabul gören tanımlamaya göre bir kadına PCOS teşhisi konulabilmesi için şunlar gereklidir:
1. Hiperandrojenizm: Yüksek androjen, erkek cinsiyet hormonu seviyesi (örneğin testosteron). Bu 'gerekli' bir semptomdur. Hiperandrojenizm, kan testi ile veya gözlenebilen semptomlar ile teşhis edilebilir. Örneğin yalnızca erkeklerde görülen tipte tüylenme (göğüste, yüzde ve sırtta), veya akne, saç dökülmesi vs.
PCOS teşhisinin konulabilmesi için hiperandrojenizm mutlaka olmalıdır. Ancak bu tek başına yeterli değildir. Aşağıdaki iki semptomdan en az birinin yine kadında gözlenmesi gerekir.
2. Üreme çağındaki kadınlarda adet görememe veya düzensiz adet görme: Düzensiz adet, 35 günden daha seyrek ya da 21 günden daha kısa süren adet döngüleri, birkaç günden daha fazla farkla değişen adet döngüleri veya 7 günden fazla süren adet döngüleridir.
3. Ultrasonda polikistik over görüntüsü: Polikistik yumurtalık görüntüsü nedir? Aslında kulağa geldiği kadar korkunç bir durum değildir. Hormonal dengesizlikler nedeniyle yumurtalıkların çok sayıda gelişmiş folikül barındırması durumudur. Bu kistler tehlikeli değildir. Fakat hiçbir yumurta büyümediği ve çatlamadığı zaman yumurtlama gerçekleşmez ve kadın düzenli bir şekilde adet göremez. Düzenli bir yumurtlamanın olmaması PCOS'lu kadınlarda görülen infertilitenin temel nedenidir. Polikistik over görüntüsü vajinal ultrason ile tespit edilir ve bu görüntü yumurtlama sürecinin gerçekleşmediğinin delilidir. Bu kistler PCOS'a neden olmazlar. Kistler, PCOS semptomlarından biridir.
PCOS benzeri şekillerde kendisini gösteren çok ciddi rahatsızlıklar vardır. Endokrin tümörleri, Cushing sendromu ve daha pekçok farklı endokrin bozukluklar ancak bir doktor tarafından ayırt edilir. Eğer PCOS semptomlarını taşıyorsanız ancak henüz bir doktor tarafından PCOS teşhisi konulmadıysa lütfen hemen randevunuzu alın. Eğer doktorunuz, sizin yaşadığınız semptomları ciddiye almıyorsa veya hemen doğum kontrol hapı, metformin veya klomen tedavisine başlamayı öneriyorsa yeni bir doktor bulun. Doğru bir teşhis, hayat tarzı değişikliği konusunda karar verebilmeniz için kritik derecede bir öneme sahiptir.
Birinci testere dişli aslan pençesiElinizde testere dişli aslan pençesi var mı acaba?
Ya ben geçtiğimiz Aralık ayında kür yaptım. Hepte eşime aldırdım aktardan.
Sonra bigün kendim almaya gittiğimde aktar bana önceki kullandığımın aslan pençesi olduğunu, ama testere dişli aslan pençesinin içinde top top dikenler olan olduğunu söyledi.
Bi başka aktarda önceki kullandığımın doğru olduğunu yaprak ucunun testere şeklinde olduğu için adının o olduğunu söyledi.
Sizde varsa eğer içinde top top dikenler var mı toksa sadece yaprak mı bilgi verirseniz sevinirim
Birinci testere dişli aslan pençesi
İkinci resim civan perçemi
Bu meret geçmiyor . Yine de şükür etkileri azaltılabilir ama tamamen geçmiyor
Kitap özetlerini okuyor musunuz?
Polikistik over sendromuna, kurtulunması gereken bir baş belası hastalık olarak bakmayın lütfen. Bu bir sendrom ve semptomları giderilebilir. Umudunuzu kaybetmeyin. PCOS, sizi hiç rahatsız etmeyen bir forma gelebilir. Şu an neler yaşıyorsunuz bilmiyorum ama ben çok fazla semptomu aynı anda bizzat yaşıyorum ve bunların düzelmesi için elimden geleni yapıyorum. En çok istediğim şey ise bir anne olabilmek. Eskiden imkansız gelen şu an bana gayet mümkün geliyor. Kitapta beni en çok etkileyen kısımları alıntılamak istiyorum ki polikistik over sendromuna nasıl bakmamız gerektiğini bir vesileyle daha herkese hatırlatalım:
Fazla kilonun bize zararlı olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak sizler de mutlaka fark etmişsinizdir ki PCOS'lu ve aynı zamanda fazla kilolu iseniz bu kiloları vermek gerçekten zordur. Vücudumuz bu konuda metabolik anlamda biraz fazla tutucu. Biz doğal olarak enerjiyi korur ve bu enerjiyi yağ olarak depolarız. Bu da büyük büyük anneannelerimizin kıtlık zamanında hayatta kalma konusunda yeterince iyi oldukları anlamına gelir. Ancak maalesef bu özellik günümüzde pek işe yaramamaktadır.
Sizin vücudunuz, sizden önce gelen güçlü kadınlardan bir hediye, bir mirastır. Ve bu vücudunuz, günlük ritmin tam bir şekilde yaşandığı, egzersiz yapılan ve doğal yiyecekler yenen bir çevre için tasarlanmıştır. Sizin vücudunuz eksik değil. Eksik olan, hatalı olan çevreniz.
Fazla kilolu olmak, bugünün toksik ve doğal olmayan dünyasında yaşamakta zorlandığınızı gösterir. Bu kitaptaki plan sizin çevrenizi, büyük-büyük anneannelerinizin yaşamasına elverişli olan çevreye nasıl benzetebileceğinizi size göstererek vücudunuzu iyileştirmenize yardımcı olacak.
...
PCOS ile sağlıklı bir şekilde yaşamak
PCOS, bizim genlerimizde vardır. Yüzyıllar boyunca kadınlar PCOS ile yaşamışlar ve modern yaşamın getirdiği semptomlara yakalanmadan hayatlarını rahat bir şekilde geçirmişlerdir. Hatta bu kadınların testosteron seviyeleri diğer kadınlara göre biraz daha yüksek olduğu için hep daha güçlü ve daha kaslı olmuşlardır. Yani sizin bin yıl önceki anneanneleriniz toplumdaki güçlü kadını temsil ediyordu. Ayrıca diğer kadınlara göre daha az sayıda doğum yaptıkları için, doğum kaynaklı ölüm riskleri de azdı. İşte biz de sizin PCOS’unuzu eski devirlerde yaşayan kadınlardaki gibi size zarar vermeyen bir forma getirebiliriz.
Günlük 24 saatlik ritminizi düzenleyebiliriz. Bağırsak sağlığınızı iyileştirebiliriz. Hormonlarınızı dengeye koyabiliriz. Aknelerinizi ve aşırı tüylerinizi mümkün olan en az seviyeye indirebiliriz. Depresyon ve anksiyetenizi azaltabiliriz. Metabolizmanızı düzeltebilir ve sizi en sağlıklı kilonuza getirebiliriz. Sindirim sistemi sağlığınızı yeniden düzenleyebiliriz. Kanser ve kronik hastalıklara yakalanma riskinizi azaltabiliriz. Doğurganlığınızı arttırabiliriz.
Bütün semptomlarınızı mükemmel bir şekilde gideremeyiz çünkü eski devirlerde dahi az da olsa bazı semptomları yaşıyorlardı. Fakat sağlık, mükemmel olmak ile alakalı bir durum değildir. Tıpkı hayat gibi.
Bizim yapabileceğimiz tek şey iyileştirmektir. Vücudunuzu terbiye edip sizi sağlıklı, güçlü, enerjik ve doğurgan halinize getirebiliriz. Bu kitapta yer alan 7 adımlı tedaviyi takip edin.
...
PCOS’lu vücudunuz egzersiz ile mükemmel bir şekilde uyumludur. Hatırlayın, eskiden PCOS’lu olmak bir avantajdı. Anneannelerimizin PCOS ile gayet güzel baş etmelerinin nedenlerinden biri ise kas yapma kapasitemizin fazla olmasıdır. PCOS sizi daha güçlü yapar. Testosteron, performans arttırıcı bir takviyedir ve atletlerin testosteron alması yasaktır. Fakat sizin vücudunuzda ekstra testosteron bulunmaktadır. Araştırmacılar bayan atletlere baktıkları zaman yaklaşık %40’ının PCOS’lu olduğunu tespit etmişlerdir ki bu oran toplumda görülme oranından 4 kat daha fazladır. Hokey veya güreş gibi ‘patlayıcı güç’ gerektiren sporlara bakıldığında bu oran daha da artmaktadır. PCOS’lu kadınlar kendi içlerinden mükemmel atletler çıkarmışlardır.
Vücut bileşenlerine bakıldığında atlet olsun veya olmasın, siz dahil her PCOS’lu kadın, PCOS’lu olmayan kadınlardan daha güçlüdür. Bu demek oluyor ki, sizin gibi görünen ve PCOS’lu olmayan kadınlardan daha güçlüsünüz. Sadece bu da değil, fiziksel aktivitenizi arttırmaya başladığınızda normal kadınlara göre daha hızlı güç kazanır ve oksijen kapasitenizi arttırırsınız. Vücudunuzun şekli bugün ne olursa olsun, sizin vücudunuz hareket etmeye çok daha fazla elverişlidir.
...
PCOS, Polikistik over sendromunun kısaltılmışıdır. Bu isim bir hastalık ismiymiş gibi kulağa gelse de aslında hastalık değildir. Resmi olarak PCOS bir endokrin bozukluğu yani hormon bozukluğudur. Fakat gerçekte PCOS doğal bir hormon farklılığıdır. Dünya çapında bütün ırklar ve etnikler içerisinde kadınların yüzde onunda PCOS görülmektedir ve bu oran yüzyıllardır istikrarlı bir şekilde aynıdır. Polikistik overin en az 50.000 yıldır var olduğu bilinmektedir.
PCOS, doğal bir kadın türüdür, bir hastalık değildir. Kadınların doğuştan sahip olduğu basit bir hormonal farklılıktır, ve bin yıllar boyunca da böyle olmaya devam etmiştir.
Sizin anneanneleriniz, büyük-büyük-büyük anneanneleriniz PCOS’un tarihi versiyonuna sahipti ki bu hafif etkiye sahip durum, polikistik overliler için aslında bir avantajdı. Vücutlarındaki hafif enflamasyon (iltihap, yangı), bağışıklık sistemlerinin her an hastalıklarla mücadele edebilecek halde olduğu anlamına geliyordu. Hafif dereceli bir şeker intoleransı, sadece bir kaç kilo fazla almalarına neden oluyordu. Hafif dereceli metabolik farklılıklar kıtlık zamnlarında hayatta kalmalarına katkıda bulunuyordu. Hafif yüksek testosteron seviyeleri kas yapmalarını kolaylaştığıyor ve bu da onları daha güçlü kadınlar haline getiriyordu. Hafif infertilite nedeniyle dünyaya getirdikleri çocuk sayısı diğer kadınlara göre daha azdı ve bu da doğum esnasında vefat etme ihtimallerini azaltıyordu.
(Not: Bu konu hakkında Felice Gersh başka bir yerde şöyle yorumluyor. Burada kastedilen hafif dereceli infertilite, geçmişte kadınların belki ortalama 7 tane çocuğu varken polikistik overlilerin ortalama mesela 4 çocuk sahibi olması anlamına gelmektedir. Bu da gerçek anlamda bir infertilite değildir. Aynı zamanda doğumlar arası sürenin artması kadınların vitamin değerlerinin tekrar düzelmesi ve bir sonraki çocuğa vücudun daha fazla hazır olması açısından da bir avantajdı.)
PCOS günümüzde hastalık benzeri bir görünüme kavuşmuştur çünkü bizim hormonal farklılıklarımız, günümüzün işlevsiz toplumunda yaşamımızı devam ettirmeye daha az müsait. PCOS’u doğal ve hafif derecede etkili seviyesine geri çekebilmemiz için doğal ve besleyici bir ortama polikistik overli olmayanlara göre çok daha fazla muhtacız.
İşlenmiş gıdaları yiyip çok fazla oturduğumuz zaman, açık havadan uzak ve hatta 24 saatlik ritimden uzak, gün ışığı almayan camsız binalarda yaşayıp çalıştığımız zaman, vücudumuzu hormon taklidi yapan kimyasallara maruz bıraktığımız zaman hasta oluyoruz. Hem de çok kötü hasta oluyoruz. PCOS’lu olmayanlardan çok daha fazla hasta oluyoruz. Hafif enflamasyon kronik hale geliyor. Hafif dereceli şeker intoleransı şeker hastalığına dönüşüyor. Hafif metabolik farklılıklar obeziteye dönüşüyor. Hafif yüksek testosteron kronik akneye dönüşüyor. Ve hafif infertilite gerçek infertiliteye dönüşüyor.
Geçmişte ‘’farklılık’’ olarak adlandırılan bu kadın türü artık bir rahatsızlık olarak görülmeye başlıyor.
Bir şey sormak istiyorum. Kitapta "dim" adında bir supplement geçiyor mu östrojen için? Ya da östrojen seviyemize yararlı olacak başka bir supplement?Kitap özetlerini okuyor musunuz?
Polikistik over sendromuna, kurtulunması gereken bir baş belası hastalık olarak bakmayın lütfen. Bu bir sendrom ve semptomları giderilebilir. Umudunuzu kaybetmeyin. PCOS, sizi hiç rahatsız etmeyen bir forma gelebilir. Şu an neler yaşıyorsunuz bilmiyorum ama ben çok fazla semptomu aynı anda bizzat yaşıyorum ve bunların düzelmesi için elimden geleni yapıyorum. En çok istediğim şey ise bir anne olabilmek. Eskiden imkansız gelen şu an bana gayet mümkün geliyor. Kitapta beni en çok etkileyen kısımları alıntılamak istiyorum ki polikistik over sendromuna nasıl bakmamız gerektiğini bir vesileyle daha herkese hatırlatalım:
Fazla kilonun bize zararlı olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak sizler de mutlaka fark etmişsinizdir ki PCOS'lu ve aynı zamanda fazla kilolu iseniz bu kiloları vermek gerçekten zordur. Vücudumuz bu konuda metabolik anlamda biraz fazla tutucu. Biz doğal olarak enerjiyi korur ve bu enerjiyi yağ olarak depolarız. Bu da büyük büyük anneannelerimizin kıtlık zamanında hayatta kalma konusunda yeterince iyi oldukları anlamına gelir. Ancak maalesef bu özellik günümüzde pek işe yaramamaktadır.
Sizin vücudunuz, sizden önce gelen güçlü kadınlardan bir hediye, bir mirastır. Ve bu vücudunuz, günlük ritmin tam bir şekilde yaşandığı, egzersiz yapılan ve doğal yiyecekler yenen bir çevre için tasarlanmıştır. Sizin vücudunuz eksik değil. Eksik olan, hatalı olan çevreniz.
Fazla kilolu olmak, bugünün toksik ve doğal olmayan dünyasında yaşamakta zorlandığınızı gösterir. Bu kitaptaki plan sizin çevrenizi, büyük-büyük anneannelerinizin yaşamasına elverişli olan çevreye nasıl benzetebileceğinizi size göstererek vücudunuzu iyileştirmenize yardımcı olacak.
...
PCOS ile sağlıklı bir şekilde yaşamak
PCOS, bizim genlerimizde vardır. Yüzyıllar boyunca kadınlar PCOS ile yaşamışlar ve modern yaşamın getirdiği semptomlara yakalanmadan hayatlarını rahat bir şekilde geçirmişlerdir. Hatta bu kadınların testosteron seviyeleri diğer kadınlara göre biraz daha yüksek olduğu için hep daha güçlü ve daha kaslı olmuşlardır. Yani sizin bin yıl önceki anneanneleriniz toplumdaki güçlü kadını temsil ediyordu. Ayrıca diğer kadınlara göre daha az sayıda doğum yaptıkları için, doğum kaynaklı ölüm riskleri de azdı. İşte biz de sizin PCOS’unuzu eski devirlerde yaşayan kadınlardaki gibi size zarar vermeyen bir forma getirebiliriz.
Günlük 24 saatlik ritminizi düzenleyebiliriz. Bağırsak sağlığınızı iyileştirebiliriz. Hormonlarınızı dengeye koyabiliriz. Aknelerinizi ve aşırı tüylerinizi mümkün olan en az seviyeye indirebiliriz. Depresyon ve anksiyetenizi azaltabiliriz. Metabolizmanızı düzeltebilir ve sizi en sağlıklı kilonuza getirebiliriz. Sindirim sistemi sağlığınızı yeniden düzenleyebiliriz. Kanser ve kronik hastalıklara yakalanma riskinizi azaltabiliriz. Doğurganlığınızı arttırabiliriz.
Bütün semptomlarınızı mükemmel bir şekilde gideremeyiz çünkü eski devirlerde dahi az da olsa bazı semptomları yaşıyorlardı. Fakat sağlık, mükemmel olmak ile alakalı bir durum değildir. Tıpkı hayat gibi.
Bizim yapabileceğimiz tek şey iyileştirmektir. Vücudunuzu terbiye edip sizi sağlıklı, güçlü, enerjik ve doğurgan halinize getirebiliriz. Bu kitapta yer alan 7 adımlı tedaviyi takip edin.
...
PCOS’lu vücudunuz egzersiz ile mükemmel bir şekilde uyumludur. Hatırlayın, eskiden PCOS’lu olmak bir avantajdı. Anneannelerimizin PCOS ile gayet güzel baş etmelerinin nedenlerinden biri ise kas yapma kapasitemizin fazla olmasıdır. PCOS sizi daha güçlü yapar. Testosteron, performans arttırıcı bir takviyedir ve atletlerin testosteron alması yasaktır. Fakat sizin vücudunuzda ekstra testosteron bulunmaktadır. Araştırmacılar bayan atletlere baktıkları zaman yaklaşık %40’ının PCOS’lu olduğunu tespit etmişlerdir ki bu oran toplumda görülme oranından 4 kat daha fazladır. Hokey veya güreş gibi ‘patlayıcı güç’ gerektiren sporlara bakıldığında bu oran daha da artmaktadır. PCOS’lu kadınlar kendi içlerinden mükemmel atletler çıkarmışlardır.
Vücut bileşenlerine bakıldığında atlet olsun veya olmasın, siz dahil her PCOS’lu kadın, PCOS’lu olmayan kadınlardan daha güçlüdür. Bu demek oluyor ki, sizin gibi görünen ve PCOS’lu olmayan kadınlardan daha güçlüsünüz. Sadece bu da değil, fiziksel aktivitenizi arttırmaya başladığınızda normal kadınlara göre daha hızlı güç kazanır ve oksijen kapasitenizi arttırırsınız. Vücudunuzun şekli bugün ne olursa olsun, sizin vücudunuz hareket etmeye çok daha fazla elverişlidir.
...
PCOS, Polikistik over sendromunun kısaltılmışıdır. Bu isim bir hastalık ismiymiş gibi kulağa gelse de aslında hastalık değildir. Resmi olarak PCOS bir endokrin bozukluğu yani hormon bozukluğudur. Fakat gerçekte PCOS doğal bir hormon farklılığıdır. Dünya çapında bütün ırklar ve etnikler içerisinde kadınların yüzde onunda PCOS görülmektedir ve bu oran yüzyıllardır istikrarlı bir şekilde aynıdır. Polikistik overin en az 50.000 yıldır var olduğu bilinmektedir.
PCOS, doğal bir kadın türüdür, bir hastalık değildir. Kadınların doğuştan sahip olduğu basit bir hormonal farklılıktır, ve bin yıllar boyunca da böyle olmaya devam etmiştir.
Sizin anneanneleriniz, büyük-büyük-büyük anneanneleriniz PCOS’un tarihi versiyonuna sahipti ki bu hafif etkiye sahip durum, polikistik overliler için aslında bir avantajdı. Vücutlarındaki hafif enflamasyon (iltihap, yangı), bağışıklık sistemlerinin her an hastalıklarla mücadele edebilecek halde olduğu anlamına geliyordu. Hafif dereceli bir şeker intoleransı, sadece bir kaç kilo fazla almalarına neden oluyordu. Hafif dereceli metabolik farklılıklar kıtlık zamnlarında hayatta kalmalarına katkıda bulunuyordu. Hafif yüksek testosteron seviyeleri kas yapmalarını kolaylaştığıyor ve bu da onları daha güçlü kadınlar haline getiriyordu. Hafif infertilite nedeniyle dünyaya getirdikleri çocuk sayısı diğer kadınlara göre daha azdı ve bu da doğum esnasında vefat etme ihtimallerini azaltıyordu.
(Not: Bu konu hakkında Felice Gersh başka bir yerde şöyle yorumluyor. Burada kastedilen hafif dereceli infertilite, geçmişte kadınların belki ortalama 7 tane çocuğu varken polikistik overlilerin ortalama mesela 4 çocuk sahibi olması anlamına gelmektedir. Bu da gerçek anlamda bir infertilite değildir. Aynı zamanda doğumlar arası sürenin artması kadınların vitamin değerlerinin tekrar düzelmesi ve bir sonraki çocuğa vücudun daha fazla hazır olması açısından da bir avantajdı.)
PCOS günümüzde hastalık benzeri bir görünüme kavuşmuştur çünkü bizim hormonal farklılıklarımız, günümüzün işlevsiz toplumunda yaşamımızı devam ettirmeye daha az müsait. PCOS’u doğal ve hafif derecede etkili seviyesine geri çekebilmemiz için doğal ve besleyici bir ortama polikistik overli olmayanlara göre çok daha fazla muhtacız.
İşlenmiş gıdaları yiyip çok fazla oturduğumuz zaman, açık havadan uzak ve hatta 24 saatlik ritimden uzak, gün ışığı almayan camsız binalarda yaşayıp çalıştığımız zaman, vücudumuzu hormon taklidi yapan kimyasallara maruz bıraktığımız zaman hasta oluyoruz. Hem de çok kötü hasta oluyoruz. PCOS’lu olmayanlardan çok daha fazla hasta oluyoruz. Hafif enflamasyon kronik hale geliyor. Hafif dereceli şeker intoleransı şeker hastalığına dönüşüyor. Hafif metabolik farklılıklar obeziteye dönüşüyor. Hafif yüksek testosteron kronik akneye dönüşüyor. Ve hafif infertilite gerçek infertiliteye dönüşüyor.
Geçmişte ‘’farklılık’’ olarak adlandırılan bu kadın türü artık bir rahatsızlık olarak görülmeye başlıyor.
Testere dişli aslan pençesi kullandim ben FSH yüksekti onu düşürüyor ama dikkatli kullanmak lazim hormonları etkiliyor sonuçtaEvet Civan perçemini biliyorum.
Bende soldakini kullandım.
Ama bi aktar bana içinde yaprak sap ve top top dikenleri olan bi paket verdi asıl testere dişli aslan pençesi bu diye. Orda kafam karıştı
Benzer durumdayız. Hatta maalesef benim vücut kitle indeksim 18'in altında. Pko'lular kilo veremez ben alamıyorum. İnsülin ve Tsh dediğiniz gibi normal benim de. Ama LH ve AMH normal değil. Bakalım ne zaman düşer bekliyorum. LH en son gerçi 9'a inmişti ama AMH hep yükseklerde. En son 21 çıkmıştı. Benim durumum da bu şekilde. Sizin AMH kaç, ölçtürdünüz mü?1.73 boyunda 56 kiloyum. İnsülin yok TSH normal bütün kan değerlerim normal şükür adet düzensizliği var kendimi bildim bileli. Genetik annemden bana geçmiş doktorlar beni pko olduğuma inanamiyor ultrosana geçene kadar .
Bir şey sormak istiyorum. Kitapta "dim" adında bir supplement geçiyor mu östrojen için? Ya da östrojen seviyemize yararlı olacak başka bir supplement?
Testere dişli aslan pençesi kullandim ben FSH yüksekti onu düşürüyor ama dikkatli kullanmak lazim hormonları etkiliyor sonuçta
Benzer durumdayız. Hatta maalesef benim vücut kitle indeksim 18'in altında. Pko'lular kilo veremez ben alamıyorum. İnsülin ve Tsh dediğiniz gibi normal benim de. Ama LH ve AMH normal değil. Bakalım ne zaman düşer bekliyorum. LH en son gerçi 9'a inmişti ama AMH hep yükseklerde. En son 21 çıkmıştı. Benim durumum da bu şekilde. Sizin AMH kaç, ölçtürdünüz mü?
Dim'den bahsetmiyor ama başka tavsiyeler var. Melatonin östrojeni arttırıyor diyor. Akşam saat 8 civarı 0.5-1 mg melatonin,yatmadan önce de 2 mg melatonin almayı tavsiye ediyor. 12 haftalık programdaki tavsiyelerden biri bu. Hatta bununla alakalı araştırma sonuçları da var. İleride onları da paylaşacağım inşaallah.Bir şey sormak istiyorum. Kitapta "dim" adında bir supplement geçiyor mu östrojen için? Ya da östrojen seviyemize yararlı olacak başka bir supplement?
Ben de düşünüyorum aslanpençesi ve civanperçemi. Östrojeni arttırıyor diyor İbrahim Saraçoğlu. Bizim en çok ihtiyaç duyduğumuz şey de o zaten.Saraçoğlu muhteşem bir hormon dengeleyici diyor onun için.
Bende yeniden içmeye başlıycam bakalım.