PKO'yu yenmek isteyenler buyrun içeriye!

Bende bunlarin hic biri yok ultrasonda defalarca kontrol oldum pco denmedi tüylenme yuzumde sadece kaslarimi alirim mesela kollarim vücudumun diger bolgelerindede normaldir rahatsiz etmez kesinlikle.. Adetim 35 gunu hic gecmedi zaten 33 gunde olurum cok nadir 34 35 olur oda o ay sorun sıkıntı yasamissam zaten yumurtlamam da her ay oluyo ovulasyon testiyle takip ediyorum 🤔 doktor randevuma daha 1 ay var hic biri olmadigi halde pco olabilirmiyim acaba yada deilsem bu amh neden bukadar yuksek cikti acaba

Kuzum sanmıyorum sende pko olacağını.
Yani hiç bi semptomu taşımıyorsun.
Pko zaten usg de direk kendini gösteriyor.
Belki o ay öyle çıkmıştır amh
Bidaha tekrarlat bakalım ne çıkacak
 
Kuzum sanmıyorum sende pko olacağını.
Yani hiç bi semptomu taşımıyorsun.
Pko zaten usg de direk kendini gösteriyor.
Belki o ay öyle çıkmıştır amh
Bidaha tekrarlat bakalım ne çıkacak
Bende anlam veremedim ama onumuzdeki ay tekrar baktirim canim nasil cikicak bakalim
 
Kızlar bende bu Myo-İnositol için bir firmaya mail attım.
Geri dönerler muhtemelen yarın falan.
Takipçisi olucam.
Keşke kısa sürede getirseler
 
Kızlar bende bu Myo-İnositol için bir firmaya mail attım.
Geri dönerler muhtemelen yarın falan.
Takipçisi olucam.
Keşke kısa sürede getirseler
aynen haber ver canım bizlerede bende yoksa inofolic alcam sipariş vermem en azından inositol için sordun değilmi?
 
pko için hormonsuz beslenme çok önemli. özellikle piyasadaki yediğimiz mısırlar ve mısır içerikli gıdalar olumsuz etkiliyor. düzenli yürüyüş , bol su içmek bizim ilacımız. birde ben c-life bitkisel macun kullanıyorum. adetlerimi düzene soktu. instag da araştırabilirsiniz. yorumlara inanamazsınız. kendi web sayfalarından da ziyaret edebilirsiniz. mısır yemiyorum artık. tavuk tüketimimi cok cok azalttım. bol su içmeye gayret ediyorum. yıllarca hormon ilacı kullandım keşke hiç kullanmasaydım.
 
pko için hormonsuz beslenme çok önemli. özellikle piyasadaki yediğimiz mısırlar ve mısır içerikli gıdalar olumsuz etkiliyor. düzenli yürüyüş , bol su içmek bizim ilacımız. birde ben c-life bitkisel macun kullanıyorum. adetlerimi düzene soktu. instag da araştırabilirsiniz. yorumlara inanamazsınız. kendi web sayfalarından da ziyaret edebilirsiniz. mısır yemiyorum artık. tavuk tüketimimi cok cok azalttım. bol su içmeye gayret ediyorum. yıllarca hormon ilacı kullandım keşke hiç kullanmasaydım.
canım zaten paketli çoğu şeyde var mısır ve arkasını okuyunca biraz bilinçlendikten sonra evine sokmak istemiyosun ya renklendirici ya glikoz şurubu filan var gluten hepsinde var neredeyse deiğin gibi bu işin formülü spordan geçiyo d.k. yazıp yazıp gönderiyolar hiç araştırmıyo dr lar yabancı kaynaklarda çok daha fatydalı bilgiler var ve orda insanalra hemen kilo vermelisin diyolar türkiyede maalesef pcos hakkında hala daha çok bilgi eksikliği var..
 
pko ve insülin direnci bütün beslenme düzenimi değiştirdi zaten. vücudumu dinliyorum artık. neyi tükettiğimde bana alarm veriyorsa onu hayatımdan çıkarıyorum gerçekten. şeker pko yu besleyen en büyük düşmanımız. glutensiz gıdalar. glisemik endeksi yüksek gıdaları mümkün olduğunca az tüketiyorum. şekere olan bağımlılığım azaldı. kistlerim azaldı. her ay değil artık 4 ayda bir gecıkmelerim oluyor. pko ile mücadele etmek tmamen bizim elimizde.
 
pko ve insülin direnci bütün beslenme düzenimi değiştirdi zaten. vücudumu dinliyorum artık. neyi tükettiğimde bana alarm veriyorsa onu hayatımdan çıkarıyorum gerçekten. şeker pko yu besleyen en büyük düşmanımız. glutensiz gıdalar. glisemik endeksi yüksek gıdaları mümkün olduğunca az tüketiyorum. şekere olan bağımlılığım azaldı. kistlerim azaldı. her ay değil artık 4 ayda bir gecıkmelerim oluyor. pko ile mücadele etmek tmamen bizim elimizde.
deiğlmi çok haklısın vücut hissettiriyo tatlı yiyince böyle ani yükselip düşüyo hemen geri açıkıyosun ama bi ceviz badem yiynce bu öyle olmuyo yaa hayat boyu dikkat edilmeli yoksa bütün sorunları yaşıcaz bunun bilincinde olmak zorundayiz.spor yapınca ne şekerim düşüyo nede başka sorunlar yaşıyorum bide şekerli şeyler artık önüme geldiğinde hayır yeme sana bu ciddi sorunlarla dönecek diyorum ve yemiyorum karb da baya azalttım.
 
Devamı


BİRİNCİ KISIM
BAŞLAMADAN ÖNCE

Birinci Bölüm
PCOS: Karmaşık bir sağlık durumu hakkında kısa bir açıklama


PCOS, Polikistik over sendromunun kısaltılmışıdır. Bu isim bir hastalık ismiymiş gibi kulağa gelse de aslında hastalık değildir. Resmi olarak PCOS bir endokrin bozukluğu yani hormon bozukluğudur. Fakat gerçekte PCOS doğal bir hormon farklılığıdır. Dünya çapında bütün ırklar ve etnikler içerisinde kadınların yüzde onunda PCOS görülmektedir ve bu oran yüzyıllardır istikrarlı bir şekilde aynıdır. Polikistik overin en az 50.000 yıldır var olduğu bilinmektedir.

PCOS, doğal bir kadın türüdür, bir hastalık değildir. Kadınların doğuştan sahip olduğu basit bir hormonal farklılıktır, ve bin yıllar boyunca da böyle olmaya devam etmiştir.

Sizin anneanneleriniz, büyük-büyük-büyük anneanneleriniz PCOS’un tarihi versiyonuna sahipti ki bu hafif etkiye sahip durum, polikistik overliler için aslında bir avantajdı. Vücutlarındaki hafif enflamasyon (iltihap, yangı), bağışıklık sistemlerinin her an hastalıklarla mücadele edebilecek halde olduğu anlamına geliyordu. Hafif dereceli bir şeker intoleransı, sadece bir kaç kilo fazla almalarına neden oluyordu. Hafif dereceli metabolik farklılıklar kıtlık zamnlarında hayatta kalmalarına katkıda bulunuyordu. Hafif yüksek testosteron seviyeleri kas yapmalarını kolaylaştığıyor ve bu da onları daha güçlü kadınlar haline getiriyordu. Hafif infertilite nedeniyle dünyaya getirdikleri çocuk sayısı diğer kadınlara göre daha azdı ve bu da doğum esnasında vefat etme ihtimallerini azaltıyordu.

(Not: Bu konu hakkında Felice Gersh başka bir yerde şöyle yorumluyor. Burada kastedilen hafif dereceli infertilite, geçmişte kadınların belki ortalama 7 tane çocuğu varken polikistik overlilerin ortalama mesela 4 çocuk sahibi olması anlamına gelmektedir. Bu da gerçek anlamda bir infertilite değildir. Aynı zamanda doğumlar arası sürenin artması kadınların vitamin değerlerinin tekrar düzelmesi ve bir sonraki çocuğa vücudun daha fazla hazır olması açısından da bir avantajdı.)

PCOS günümüzde hastalık benzeri bir görünüme kavuşmuştur çünkü bizim hormonal farklılıklarımız, günümüzün işlevsiz toplumunda yaşamımızı devam ettirmeye daha az müsait. PCOS’u doğal ve hafif derecede etkili seviyesine geri çekebilmemiz için doğal ve besleyici bir ortama polikistik overli olmayanlara göre çok daha fazla muhtacız.

İşlenmiş gıdaları yiyip çok fazla oturduğumuz zaman, açık havadan uzak ve hatta 24 saatlik ritimden uzak, gün ışığı almayan camsız binalarda yaşayıp çalıştığımız zaman, vücudumuzu hormon taklidi yapan kimyasallara maruz bıraktığımız zaman hasta oluyoruz. Hem de çok kötü hasta oluyoruz. PCOS’lu olmayanlardan çok daha fazla hasta oluyoruz. Hafif enflamasyon kronik hale geliyor. Hafif dereceli şeker intoleransı şeker hastalığına dönüşüyor. Hafif metabolik farklılıklar obeziteye dönüşüyor. Hafif yüksek testosteron kronik akneye dönüşüyor. Ve hafif infertilite gerçek infertiliteye dönüşüyor.

Geçmişte ‘’farklılık’’ olarak adlandırılan bu kadın türü artık bir rahatsızlık olarak görülmeye başlıyor.

PCOS Semptomları

Bugünün PCOS’u bir kadının bütün vücudunu etkiler hale geldi. Bu kompleks durum tam anlamıyla onlarca semptomu içinde barındırıyor.

PCOS’lu her bir kadın kendine has eşsiz bir PCOS versiyonuna sahiptir. İşte size eğer PCOS’lu iseniz karşılaşabileceğiniz A’zan Z’ye semptomlar listesi:

Akantozis Nigrikans: Yüksek kan şekeri nedeniyle deride ortaya çıkan koyu renkli lekeler.
Akne
Saç dökülmesi
Haşimato tiroidi
Kanser, özellikle de endometrium kanseri
Kalp-damar hastalıkları: Enflamasyon nedeniyle damarların daralması ve plakların oluşması kalp krizine ve felce neden olabilir.
Şeker hastalığı (diyabet)
Yeme bozuklukları, özellikle tıkınırcasına yeme bozukluğu ve bulimia nervoza (yeme-çıkarma bağımlılığı)
Karaciğer hücrelerinde yağ çoğalması: Bu, metabolizmanın bozulmasına ve sonunda karaciğer kaybına dahi neden olabilir.
GERD: Reflü
Diş eti hastalıkları, gingivit
Anormal tüylenme
Hipertansiyon
Uyku bozuklukları: Uykuya dalma zorluğu veya uzun süreli uyuyamama
Hassas barsak sendromu
Adet düzensizliği veya adet görememe
Düşük
Ruh hali bozuklukları, depresyon, anksiyete
Obezite
Gebelik komplikasyonları: Preeklempsi, gebelik şekeri, makrozomi, erken doğum
Et benleri
Uyku apnesi
Felç
Trombofili

Bu kadar geniş ve bütün vücudu kuşatan semptomlar listesi neden ‘’polikistik over sendromu’’ adını hiç sevmediğimin en temel nedenidir. Kadın vücudunun her organını etkileyen böyle bir durum, kadının sadece yumurtalıklarına indirgenmiştir.

Kompleks Bir Endokrin Bozukluk

PCOS, yumurtalıklardaki bir rahatsızlık değildir. PCOS, normal bir endokrin farklılığından meydana gelen bir endokrin bozukluğudur.

Endokrin bozukluğu, hormonların olması gerekenden daha az veya daha fazla salgılanması rahatsızlığı veya hormonların iletilmesi, reseptörler tarafından kabul edilmesi veya imha edilmesi aşamalarında meydana gelen bir bozukluktur.

PCOS, yüksek androjen (genelde testosteron) seviyeleri ile karakteriztik bir endokrin bozukluktur. Testosteron erkekler için 'anahtar' hormondur. Yüksek androjen seviyelerine hafif dereceli düşük östrojen (kadınlık hormonu) seviyesi eşlik eder. PCOS'lu kadınlarda östrojen seviyeleri adet döngüsü ile beraber düzgün bir artış ve azalış göstermez.

PCOS'lu olmayan kadınlarda östrojen seviyeleri ovulasyon dönemi ve adet döneminde ciddi farklılıklar gösterir. Aylık belli bir ritmi vardır. Ancak PCOS'lu kadınlarda döngü boyunca östrojen seviyeleri daha stabildir ve olması gerekenden oldukça düşüktür. Bu da düzensiz adet döngüsünün veya hiç adet görememenin ana nedenlerinden biridir.

Östrojen Baskınlığı

Bazen insanlar PCOS hakkında konuşurken bunu bir östrojen baskınlığı olarak tanımlamaktadırlar. Ben bu terimi hiç sevmiyorum. Polikistik overde problem östrojen baskınlığı değil, östrojenin bir adet döngüsü boyunca düzenli bir şekilde artarak yumurtlamayı uyaramamasıdır. Temel östrojen hormonu olan estradiol, üreme çağındaki kadınların bir aylık adet döngüleri boyunca 15-350 pg/mL arası değişken bir sayıda tespit edilebilir. Hatta 350'den daha fazla da olabilir. Yumurtlamanın gerçekleşebilmesi için estradiolun 300 pg/mL'nin üzerine çıkması gerekmektedir. Bir adet döngüsünün sonunda ise 15 pg/mL'ye kadar düşebilir. Buna karşılık polikistik overli kadınlarda estradiol seviyeleri kronik olarak 60-90 pg/mL arasında değişmektedir ki bu sayı estradiolun en düşük üçte birlik kısmına ait bir değere tekabül eder.

Östrojen baskınlığı terimi aslında östrojene nisbeten daha az seviyelerdeki progesteron seviyesine işaret etmektedir. PCOS'lu kadınlarda östrojen seviyeleri progesterona nisbeten daha fazladır. Ancak bu, onların yüksek östrojene sahip oldukları anlamına gelmez. Östrojen hormonlarına nisbeten progesteron hormonlarının eksik olduğu anlamına gelir. Çözüm östrojeni azaltmak değil, aylık östrojen döngüsünü normale çevirmek, progesteronu normale çevirmek, yumurtlama ve adet döngüsünde vazifeli hormonları normal seviyelerine getirmektir.

Östrojen, kadınlar için benim tanımımla 'ana hormon'dur. Vücutta hemen hemen her hücrede östrojen reseptörleri vardır. Rahminizde ve vajinanızda östrojen reseptörleri olduğu gibi, idrar torbanızda, bağışıklık sistemi hücrelerinizde, sindirim sisteminizde, kalbinizde, akciğerlerinizde, cildinizde ve beyninizde de östrojen reseptörleri bulunmaktadır. Vücuttaki her bir bölümün ideal şekilde işlev görebilmesi için östrojenin ritmik bir şekilde artıp azalmasına ihtiyacı vardır. Vücudunuzdaki pek çok başka hormon östrojene bağlı olduğu için sizin vücudunuzda testosteron, progesteron, LH, FSH, melatonin, kortizol ve AMH hormonları anormal seviyelerde tespit edilir. Bu hormonlar üremeyi, ruh halini, acıkmayı, uyumayı ve bağışıklık sistemini düzenleme gibi pek çok kritik işleve sahiptirler.

Devamı

Hormonlar Hakkında Kısa Bir Açıklama

Hormonlar kurye vazifesi yapan moleküllerdir. Belirli hormonlara cevap veren hücreler bu hormonlara ait reseptörleri kendinde barındırırlar. Hormonları anahtarlar, reseptörleri de kilitler olarak düşünebilirsiniz. Her bir hormon sadece kendisi için tasarlanmış olan reseptörle uyumludur. Bir hormon kendisi için uygun olan reseptöre girdiği zaman o hücrenin davranışlarını kilitler ve bu şekilde bütün vücuttaki organları ve sistemleri kontrol altında tutar.

İnsan vücudunda yaklaşık olarak 50 farklı hormon bulunmaktadır. Sizin bilmeniz gereken birkaç hormon ise şunlardır:

AMH (Anti-müllerian hormone): Üreme çağındaki her kadının yumurtalıklarında belli sayıda yarı olgunlaşmış yumurta folikülleri bulunur. Bu foliküller sabit ve az miktarlarda AMH hormonu salgılarlar. Sonuç itibariyle AMH, bir kadının yumurtalıklarında ne kadar miktarda yüksek kalitede yumurta olduğunun göstergesidir. Yüksek AMH değerleri genelde iyi yumurtalık rezervi olarak yorumlanır. Ancak maalesef PCOS'lu kadınların yumurtalıklarında çok fazla sayıda yarı gelişmiş folikül bulunduğu için AMH değerleri çok yüksek çıkar ve AMH çok yüksek olduğunda da yumurtlamayı bloke eder.

Kortizol: Bu hormon sizin temel stres hormonunuzdur. Kortizol; acıkma, metabolizma, ruh hali ve uyuma-uyanma döngüleri üzerinde de etkilidir. İdeal olarak kortizolün gündüzleri artması beklenir. Gündüz artan kortizol kahvaltınızı yapmaya sizi teşvik eder ve gün içinde yavaşça düşer. Böylece gece uykuya dalabilir ve gece boyu bir şey yemeden durabilirsiniz. PCOS'lu kadınlarda kortizol fazla salgılanır ve bunu doğru bir şekilde metabolize edemeyiz. Aynı zamanda bizim vücudumuzda düzgün bir 24 saatlik kortizol döngüsü de yoktur. Bu bizi aşırı yemeye, kilo almaya, ruh halimizin bozulmasına ve uyku problemleri yaşamaya yatkın yapar.

Östrojen: Östrojen kadın vücudunun temel hormonudur. Üremeyi, bağışıklık sistemini, enerji üretimini ve vücuttaki 24 saatlik günlük ritmi kontrol eder. Vücudunuzda hemen hemen bütün hücrelerde östrojen reseptörleri olduğu için, östrojen vücuttaki bütün organların işlevlerini destekler. 4 çeşit östrojen vardır:

Estrone (E1):
Menopoz dönemindeki kadınların vücudunda bulunan temel östrojen hormonu.

Estradiol (E2): Üreme çağındaki kadınların vücudunda bulunan ve en güçlü olan östrojen hormonu. Normal bir şekilde adet gören kadınlarda östrojen seviyeleri ciddi bir şekilde yükselir ve yumurtlamayı tetikler. Adet zamanları ise estradiol düşer. PCOS'lu kadınlarda ise estradiol seviyeleri düşük ve daha stabildir. Ciddi artış azalış göstermez.

Estriol (E3): Gebelikte kritik bir rol oynayan östrojen hormonudur.

Estetrol (E4): Gebelik boyunca hem erkek hem de dişi fetüs tarafından salgılanan östrojen hormonudur.

PCOS'ta Estradiolun doğru bir döngü içerisinde salgılanamaması, hormonal dengesizliklerin temel nedenidir.

FSH: FSH, estradiol üretimini düzenlemeye yardım eder. Yumurtlamada ise bir folikülün olgunlaşıp çatlayabilmesi için FSH'a ihtiyaç vardır. PCOS'lu kadınlarda ise FSH genellikle ya düşük ya da normaldir. Düşük FSH seviyeleri, yetersiz estradiol üretimine neden olur ve bu da yumurta folikülünün olgunlaşmasını dolayısıyla da yumurtlamayı engeller.

İnsülin: Pankreastan salgılanan bu hormon vücutta şekeri ve yağı kontrol eder. Kan şekeri yükseldiği zaman insülin, hücrelerin şeker emilimi yapmasına neden olur. 'İnsülin duyarlılığı', hücrelerin insüline ne kadar duyarlı olduğunu ifade eder.İnsüline karşı olan yüksek duyarlılık, vücudun şeker emilimi yapabilmesi için sadece çok az miktarlarda insüline ihtiyaç duyduğu anlamına gelir. İnsülin duyarlılığının zayıf olması yani 'insülin direnci' ise hücrelerin insülini görmezden gelmesi demektir. Netice itibariyle hücrelerin şeker emilimi yapabilmesi için vücut daha fazla insüline ihtiyaç duyar. Genellikle insülin hassasiyeti iyi, insülin direnci ise kötü bir durumdur ve şeker hastalığına sebebiyet verir. Ayrıca yüksek insülin seviyeleri özellikle karın bölgesinde ve iç organlarda yağ üretimini ve yağ depolamasını arttırır. Neredeyse bütün PCOS'lularda yüksek insülin seviyeleri ve insülin direnci görülür. Hatta zayıf veya normal kilolu olan PCOS'luları, kendi kilolarında olan ancak PCOS'lu olmayan kadınlarla karşılaştırdığımızda, PCOS'lu grubun iç organlarındaki yağlanmanın daha fazla olduğu görülmektedir.

LH: FSH gibi LH da yumurta folikülünün gelişmesine katkıda bulunur. Adet döngüsünün ilk günlerinde bir kadının vücudu benzer miktarlarda FSH ve LH salgılar. Ancak yumurtlama dönemi geldiğinde östrojen hormonu hızlıca artar ve LH hormonunu da aynı şekilde arttırır (pik yaptırır). Bu da yumurtalıklardan yumurta salınmasına neden olur. PCOS'lu kadınlarda ise Lh seviyeleri sürekli yüksek kalır. Östrojen hormonunda düzgün bir artış olmadığı için LH hormonu da pik yapamaz ve yüksek seviyelerde kalır. Genelde LH/FSH oranı 2:1 olarak karşımıza çıkar. Bu da FSH hormonundan iki kat fazla LH hormonu salgılandığı anlamına gelir. Maalesef LH hormonunun ikinci bir vazifesi daha vardır. Fazla LH, vücudu daha fazla testosteron üretmeye teşvik eder. Testosteron aslında östrojenin ön maddesidir. Yüksek LH, yüksek testosterona neden olur. Ve yeterli FSH olmayınca da testosteronu östrojene çeviremez. Bu nedenle yüksek LH, aşırı türylenmeye neden olur.

Melatonin: Bu sizin uyku hormonunuzdur. Genellikle gündüzleri düşüktür ve gece geç saatlerde artış gösterir. Uykuyu tetiklemesinin yanı sıra melatonin aynı zamanda güçlü bir antioksidandır ve kadının yumurtalarını oksidatif hasardan korur. PCOS'lu kadınlarda melatonin genelde yüksektir ancak işlevi çok zayıftır. Uyku kalitesi düşüktür. Özellikle de yumurtalıklarda oksidatif hasar yüksektir. Melatonin takviyeleri ise gelende bu problemleri çözer.

Progesteron: Yumurtlama meydana geldilten sonra boş kalan folikül (korpus luteum) progesteron salgılar. Bu hormon, zigotun tutunabilmesi için rahim duvarının kalınlaşmasına neden olur. Eğer zigot yerleşirse hemen plasentayı oluşturur. Plasenta progesteron salgılamayı devam ettirir böylece rahim kalınlaşması korunmuş olur. Boş folikül (korpus lutesum) yaklaşık 2 hafta boyunca varlığını devam ettirir sonra küçülür. Yumurta döllenmemişse ve plasenta da yoksa progesteron seviyeleri düşer, rahim duvarı dökülür, adet kanaması başlar. PCOS'lu kadınlarda ise progesteron seviyeleri genelde düşüktür. Bu da implantasyonu engeller.

Testosteron: Testosteron temel erkeklik hormonudur (androjen). Hem kadınlarda hem de erkeklerde bulunur. Sizin vücudunuzda erkeklerdeki testosteron miktarının onda biri bulunur. Normal miktarlardaki testosteron hormonu cinsel ve mental sağlığı destekler, güçlü kemiklerin ve kasların oluşmasına yardımcı olur. PCOS'lu kadınlar, PCOS'lu olmayanlara göre biraz daha fazla testosteron veya diğer androjen hormonlarına (adrostenedione, DHEA...) sahiptir. Bu durum akneye, tüylenmeye veya saç dökülmesine neden olur. Ayrıca önceleri tartışmalı bir konu olsa da şimdi görülüyor ki yüksek andojen seviyeleri enflamasyona (yangı, iltihap), insülin direncine ve infertiliteye neden olmaktadır. Ne kadar yüksek testosterona sahipseniz o kadar şiddetli PCOS semptomlarına sahipsiniz demektir.

Tüm bu hormonlar ışığında sonuç olarak östrojen hormonu vazifesini tam olarak yerine getirmediği zaman vücuttaki her bir organ ve her bir sistem bundan negatif yönde etkilenmektedir. Sindirim, acıkma, metabolizma, uyku, iyileşme ve detoksifikasyon gibi vücuttaki bütün temel ritimler bozulur ve birbiriyle senkronize olamazlar. Bunun sonucunda vücudunuzun her bir bölümünün, vazifesini yerine getirmek ve sizi hayatta tutabilmek için çok daha fazla çaba sarf etmesi gerekir. Bu da vücudunuzdaki her bir organın bir derece stres altında olması anlamına gelir. Düşük dereceli kronik stres, kronik sistemik enflamasyona (iltihap) neden olur.

Enflamasyon vücudun enerji yönetim merkezine yani metabolizmaya zarar verir. Metabolizma, sirkadiyen ritim denilen vücudun 24 saatlik ritmi rehberliğinde vücuttaki bütün organları mükemmel bir şekilde birbiriyle uyum içinde çalıştıran karmakarışık girift bir işlemdir. Karaciğer, pankreas, sindirim sistemi ve vücudunuzdaki bütün yağ hücrelerinin yanı sıra metabolizma, vücudunuzdaki kemikler, kaslar, bağışıklık sistemi ve tabi ki beyin ile de alakalıdır.

Yine PCOS'lu kadınlar, genel itibariyle metabolik olarak şeker yakma ve yağ depolama modundalardır. Bu nedenle sürekli açlık hissederler ve kilo alırlar.

PCOS, bütün hormonları, organları ve hücreleri kapsayan çok kompleks bir durumdur. Bu kadar kompleks bir yapıda her şeyin sebebini tam ayrıntılarıyla bilmenize de aslında gerek yok. Sonuç itibariyle PCOS'lu kadınların başa çıkması gereken temel 3 adet problem vardır:

1. Yaygın hormonal bozukluk
2. Kronik enflamasyon (iltihap, yangı)
3. İnsülin direnci

Şu anda yaşadığınız semptomların altında yatan temel üç sebep budur. Bu üçünü tedavi edin ve infertilite dahil şu anda yaşadığınız bütün semptomlardan kurtulun.

Herşey Enflamasyon ve İnsülin Direnci ile Alakalı

Yan etki problemiyle uğraşmak istemiyorsanız hormonları direkt kontrol altında tutmak oldukça zordur. Ayrıca gebe kalmak istiyorsanız günümüzdeki tedavilerde kullanılan doğum kontrol hapları da zaten size göre değil. Bazı doktorlar da insülin duyarlılığını arttırmak için şeker hastası olmayan PCOS'lulara metformin (Glifor ilacı) önermekteler. Metformin bir endokrin bozucudur ve günümüzde fetüs üzerinde metabolizmaya uzun vadeli zarar verici etkisi olduğu tespit edilmiştir. Gebelik sürecindeki bir kadına ben metformin kullanmasını önermiyorum.

Doğal östrojen takviyesinin ileride PCOS'un temel tedavilerinden biri haline geleceğine inanıyorum. Ancak şu anda böyle bir çalışma elimizde olmadığı için hangi dozlarda ve hangi şekilde bunu uygulayacağımızı bilemiyoruz. Bu tedavinin gerçekten ne seviyede işe yarayacağının anlaşılabilmesi, doz seviyelerinin belirlenebilmesi için belli bir fona ve araştırmaya ihtiyaç var ve maalesef şu anda böyle bir çalışma yok. Bunun ileride değişmesi için şu anda aktif olarak çalışmalarımı sürdürmekteyim.

Şu anda PCOS tedavilerinde en etkili yöntem enflamasyonun (iltihap) azaltılması ve insülin direncinin iyileştirilmesidir. İlginçtir ki vücuttaki iltihabı ve insülin direncini kontrol altına aldığımızda neredeyse her zaman hormonların normal seviyelere geldiğini veya en azından PCOS'un tarihi formundaki zararsız versiyonuna uygun seviyelere çekildiğini görüyoruz.

PCOS SOS kitabında da izah ettiğim gibi, iltihabın ve insülin direncinin iyileştirilebilmesi için en etkili hayat tarzı değişiklikleri ise şunlardır:

1. Güçlü bir sirkadiyen (24 saatlik) ritim sahibi olun. Bunun için ışığı, karanlığı, uykuyu ve saatli yemek yemeyi kullanın.
2. Diyet ve egzersiz ile sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotasına sahip olun ve onu besleyin.
3. Endokrin bozuculardan uzak durun.

Bu programda vücudunuzu arındırmak, vajinal mikrobiyotanızı inşa etmek ve yumurtlama takibi yapmak ve daha başka ekstra taktiklerin yanı sıra doğurganlığınızı arttırmak için bu 3 stratejiyi de uygulayacaksınız.

Polikistik Over Sendromu Teşhisizden Emin Olun

Çok daha ileriye gitmeden önce size bir doktor tarafından polikistik over sendromu teşhisinin konulmasının ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. PCOS, teknik olarak bir sendromdur. Bu şu anlama gelir: Bir kadın belli semptomları taşıyorsa ve bu semptomlarla alakalı başka bir hastalık ihtimali bertaraf edilmişse PCOS tanısı konur.

Doktorunuz sizin sağlık geçmişinizi dineleyecek, kan tahlili yapacak ve muhtemel vajinal ultrason isteyecektir.

PCOS teşhisinin konulabilmesi için birkaç farklı kriter ortaya koyulmuştur. Benim en yararlı bulduğum tanım ise AE-PCOS (Androgen Excess an PCOS Society) tarafından geliştirilen tanımdır. Bu tanım son zamanlarda Centre for Research Excellence in Polycystic Ovary Syndrom (CRE PCOS) tarafından düzenlenen uluslararası bir sempozyumda bir kere daha doğrulanmıştır. AE-PCOS ve CRE PCOS tarafından kabul gören tanımlamaya göre bir kadına PCOS teşhisi konulabilmesi için şunlar gereklidir:

1. Hiperandrojenizm: Yüksek androjen, erkek cinsiyet hormonu seviyesi (örneğin testosteron). Bu 'gerekli' bir semptomdur. Hiperandrojenizm, kan testi ile veya gözlenebilen semptomlar ile teşhis edilebilir. Örneğin yalnızca erkeklerde görülen tipte tüylenme (göğüste, yüzde ve sırtta), veya akne, saç dökülmesi vs.

PCOS teşhisinin konulabilmesi için hiperandrojenizm mutlaka olmalıdır. Ancak bu tek başına yeterli değildir. Aşağıdaki iki semptomdan en az birinin yine kadında gözlenmesi gerekir.

2. Üreme çağındaki kadınlarda adet görememe veya düzensiz adet görme: Düzensiz adet, 35 günden daha seyrek ya da 21 günden daha kısa süren adet döngüleri, birkaç günden daha fazla farkla değişen adet döngüleri veya 7 günden fazla süren adet döngüleridir.

3. Ultrasonda polikistik over görüntüsü: Polikistik yumurtalık görüntüsü nedir? Aslında kulağa geldiği kadar korkunç bir durum değildir. Hormonal dengesizlikler nedeniyle yumurtalıkların çok sayıda gelişmiş folikül barındırması durumudur. Bu kistler tehlikeli değildir. Fakat hiçbir yumurta büyümediği ve çatlamadığı zaman yumurtlama gerçekleşmez ve kadın düzenli bir şekilde adet göremez. Düzenli bir yumurtlamanın olmaması PCOS'lu kadınlarda görülen infertilitenin temel nedenidir. Polikistik over görüntüsü vajinal ultrason ile tespit edilir ve bu görüntü yumurtlama sürecinin gerçekleşmediğinin delilidir. Bu kistler PCOS'a neden olmazlar. Kistler, PCOS semptomlarından biridir.

PCOS benzeri şekillerde kendisini gösteren çok ciddi rahatsızlıklar vardır. Endokrin tümörleri, Cushing sendromu ve daha pekçok farklı endokrin bozukluklar ancak bir doktor tarafından ayırt edilir. Eğer PCOS semptomlarını taşıyorsanız ancak henüz bir doktor tarafından PCOS teşhisi konulmadıysa lütfen hemen randevunuzu alın. Eğer doktorunuz, sizin yaşadığınız semptomları ciddiye almıyorsa veya hemen doğum kontrol hapı, metformin veya klomen tedavisine başlamayı öneriyorsa yeni bir doktor bulun. Doğru bir teşhis, hayat tarzı değişikliği konusunda karar verebilmeniz için kritik derecede bir öneme sahiptir.
 
Huu huu kızlar nasılsınız?

Güncelleme yapayım.
1 haftadır glütensiz ve şekersiz olarak günde 2 öğün yiyorum.
Ve arada su ve kahve harici ağzıma bişey değdirmiyorum.
Yani leptini bozmuyorum.
2 gündür oğlumun yaş günü ayağına biraz kaçırdım Allah affetsin :dua:

Zerdeçal karışımını aksatmıyorum.
Lakin aç karnına içemiyorum artık. Bende kahvaltı peşine içiyorum.

Ekstra olarak Ocean D3K2
Ocean Omega3
Solgar b12 dil altı
Ve ocean Mummy (emzirdiğim için)
Kullanıyorum.

1.5 kilo gitmiş bile :halay:

Yazıda yazan diğer takviyeleri de bu ay tamamlayıp devam edicem inşallah.

Sizler ne alemdesiniz

Buraları boş bırakmayalım :rapci:
 
merhaba hanımlar bende kendimi bildim bileli pco ile uğraşıyorum öncelerde yılda 2-3 kezde olsa regl görüyordum ama 3 yıldır evliyim ve son 2 senedir ilaçsız regl görmemeye basladım bebiş icin tedaviler falan derken 2 senede hicbir sekilde sonuc alamadım ve cok yıpranmıstım son 6-7 aydır bütün herseyi bırakıp rahatlamaya ve vücudumu dinlendirmeye basladım ve bu sayede mi bilemiyorum ama son 4 aydır düzenli bir sekilde regl olmaya basladım böyle olunca ovülasyon testi aldım kullanıyorum bu ay tutmazsa diğer ay ovülasyonun yanında kuru incir ve havuc kürü yapıcam inşallah düzene giriyordur dua edin benim için de ne olur :dua:
Ve sizlerde ne yaptığınızı yazarsanız veya tavsiyelerde bulunursanız cok sevinirim bu post hepimize yararlı olur inşallah hepimiz en kısa sürede bebişlerimizi kucağımıza alırız :dua:
 
merhaba hanımlar bende kendimi bildim bileli pco ile uğraşıyorum öncelerde yılda 2-3 kezde olsa regl görüyordum ama 3 yıldır evliyim ve son 2 senedir ilaçsız regl görmemeye basladım bebiş icin tedaviler falan derken 2 senede hicbir sekilde sonuc alamadım ve cok yıpranmıstım son 6-7 aydır bütün herseyi bırakıp rahatlamaya ve vücudumu dinlendirmeye basladım ve bu sayede mi bilemiyorum ama son 4 aydır düzenli bir sekilde regl olmaya basladım böyle olunca ovülasyon testi aldım kullanıyorum bu ay tutmazsa diğer ay ovülasyonun yanında kuru incir ve havuc kürü yapıcam inşallah düzene giriyordur dua edin benim için de ne olur :dua:
Ve sizlerde ne yaptığınızı yazarsanız veya tavsiyelerde bulunursanız cok sevinirim bu post hepimize yararlı olur inşallah hepimiz en kısa sürede bebişlerimizi kucağımıza alırız :dua:

Hoşgeldin canım :KK68:
İlk mesajda ki konuyu oku öncelikle.
Sonra geçmiş sayfalarda arkadaş diğer özetleri yazdı onları da oku.
Gerekli bilgiler orada.
 
Devamı

Hormonlar Hakkında Kısa Bir Açıklama

Hormonlar kurye vazifesi yapan moleküllerdir. Belirli hormonlara cevap veren hücreler bu hormonlara ait reseptörleri kendinde barındırırlar. Hormonları anahtarlar, reseptörleri de kilitler olarak düşünebilirsiniz. Her bir hormon sadece kendisi için tasarlanmış olan reseptörle uyumludur. Bir hormon kendisi için uygun olan reseptöre girdiği zaman o hücrenin davranışlarını kilitler ve bu şekilde bütün vücuttaki organları ve sistemleri kontrol altında tutar.

İnsan vücudunda yaklaşık olarak 50 farklı hormon bulunmaktadır. Sizin bilmeniz gereken birkaç hormon ise şunlardır:

AMH (Anti-müllerian hormone): Üreme çağındaki her kadının yumurtalıklarında belli sayıda yarı olgunlaşmış yumurta folikülleri bulunur. Bu foliküller sabit ve az miktarlarda AMH hormonu salgılarlar. Sonuç itibariyle AMH, bir kadının yumurtalıklarında ne kadar miktarda yüksek kalitede yumurta olduğunun göstergesidir. Yüksek AMH değerleri genelde iyi yumurtalık rezervi olarak yorumlanır. Ancak maalesef PCOS'lu kadınların yumurtalıklarında çok fazla sayıda yarı gelişmiş folikül bulunduğu için AMH değerleri çok yüksek çıkar ve AMH çok yüksek olduğunda da yumurtlamayı bloke eder.

Kortizol: Bu hormon sizin temel stres hormonunuzdur. Kortizol; acıkma, metabolizma, ruh hali ve uyuma-uyanma döngüleri üzerinde de etkilidir. İdeal olarak kortizolün gündüzleri artması beklenir. Gündüz artan kortizol kahvaltınızı yapmaya sizi teşvik eder ve gün içinde yavaşça düşer. Böylece gece uykuya dalabilir ve gece boyu bir şey yemeden durabilirsiniz. PCOS'lu kadınlarda kortizol fazla salgılanır ve bunu doğru bir şekilde metabolize edemeyiz. Aynı zamanda bizim vücudumuzda düzgün bir 24 saatlik kortizol döngüsü de yoktur. Bu bizi aşırı yemeye, kilo almaya, ruh halimizin bozulmasına ve uyku problemleri yaşamaya yatkın yapar.

Östrojen: Östrojen kadın vücudunun temel hormonudur. Üremeyi, bağışıklık sistemini, enerji üretimini ve vücuttaki 24 saatlik günlük ritmi kontrol eder. Vücudunuzda hemen hemen bütün hücrelerde östrojen reseptörleri olduğu için, östrojen vücuttaki bütün organların işlevlerini destekler. 4 çeşit östrojen vardır:

Estrone (E1): Menopoz dönemindeki kadınların vücudunda bulunan temel östrojen hormonu.

Estradiol (E2): Üreme çağındaki kadınların vücudunda bulunan ve en güçlü olan östrojen hormonu. Normal bir şekilde adet gören kadınlarda östrojen seviyeleri ciddi bir şekilde yükselir ve yumurtlamayı tetikler. Adet zamanları ise estradiol düşer. PCOS'lu kadınlarda ise estradiol seviyeleri düşük ve daha stabildir. Ciddi artış azalış göstermez.

Estriol (E3): Gebelikte kritik bir rol oynayan östrojen hormonudur.

Estetrol (E4): Gebelik boyunca hem erkek hem de dişi fetüs tarafından salgılanan östrojen hormonudur.

PCOS'ta Estradiolun doğru bir döngü içerisinde salgılanamaması, hormonal dengesizliklerin temel nedenidir.

FSH: FSH, estradiol üretimini düzenlemeye yardım eder. Yumurtlamada ise bir folikülün olgunlaşıp çatlayabilmesi için FSH'a ihtiyaç vardır. PCOS'lu kadınlarda ise FSH genellikle ya düşük ya da normaldir. Düşük FSH seviyeleri, yetersiz estradiol üretimine neden olur ve bu da yumurta folikülünün olgunlaşmasını dolayısıyla da yumurtlamayı engeller.

İnsülin: Pankreastan salgılanan bu hormon vücutta şekeri ve yağı kontrol eder. Kan şekeri yükseldiği zaman insülin, hücrelerin şeker emilimi yapmasına neden olur. 'İnsülin duyarlılığı', hücrelerin insüline ne kadar duyarlı olduğunu ifade eder.İnsüline karşı olan yüksek duyarlılık, vücudun şeker emilimi yapabilmesi için sadece çok az miktarlarda insüline ihtiyaç duyduğu anlamına gelir. İnsülin duyarlılığının zayıf olması yani 'insülin direnci' ise hücrelerin insülini görmezden gelmesi demektir. Netice itibariyle hücrelerin şeker emilimi yapabilmesi için vücut daha fazla insüline ihtiyaç duyar. Genellikle insülin hassasiyeti iyi, insülin direnci ise kötü bir durumdur ve şeker hastalığına sebebiyet verir. Ayrıca yüksek insülin seviyeleri özellikle karın bölgesinde ve iç organlarda yağ üretimini ve yağ depolamasını arttırır. Neredeyse bütün PCOS'lularda yüksek insülin seviyeleri ve insülin direnci görülür. Hatta zayıf veya normal kilolu olan PCOS'luları, kendi kilolarında olan ancak PCOS'lu olmayan kadınlarla karşılaştırdığımızda, PCOS'lu grubun iç organlarındaki yağlanmanın daha fazla olduğu görülmektedir.

LH: FSH gibi LH da yumurta folikülünün gelişmesine katkıda bulunur. Adet döngüsünün ilk günlerinde bir kadının vücudu benzer miktarlarda FSH ve LH salgılar. Ancak yumurtlama dönemi geldiğinde östrojen hormonu hızlıca artar ve LH hormonunu da aynı şekilde arttırır (pik yaptırır). Bu da yumurtalıklardan yumurta salınmasına neden olur. PCOS'lu kadınlarda ise Lh seviyeleri sürekli yüksek kalır. Östrojen hormonunda düzgün bir artış olmadığı için LH hormonu da pik yapamaz ve yüksek seviyelerde kalır. Genelde LH/FSH oranı 2:1 olarak karşımıza çıkar. Bu da FSH hormonundan iki kat fazla LH hormonu salgılandığı anlamına gelir. Maalesef LH hormonunun ikinci bir vazifesi daha vardır. Fazla LH, vücudu daha fazla testosteron üretmeye teşvik eder. Testosteron aslında östrojenin ön maddesidir. Yüksek LH, yüksek testosterona neden olur. Ve yeterli FSH olmayınca da testosteronu östrojene çeviremez. Bu nedenle yüksek LH, aşırı türylenmeye neden olur.

Melatonin: Bu sizin uyku hormonunuzdur. Genellikle gündüzleri düşüktür ve gece geç saatlerde artış gösterir. Uykuyu tetiklemesinin yanı sıra melatonin aynı zamanda güçlü bir antioksidandır ve kadının yumurtalarını oksidatif hasardan korur. PCOS'lu kadınlarda melatonin genelde yüksektir ancak işlevi çok zayıftır. Uyku kalitesi düşüktür. Özellikle de yumurtalıklarda oksidatif hasar yüksektir. Melatonin takviyeleri ise gelende bu problemleri çözer.

Progesteron: Yumurtlama meydana geldilten sonra boş kalan folikül (korpus luteum) progesteron salgılar. Bu hormon, zigotun tutunabilmesi için rahim duvarının kalınlaşmasına neden olur. Eğer zigot yerleşirse hemen plasentayı oluşturur. Plasenta progesteron salgılamayı devam ettirir böylece rahim kalınlaşması korunmuş olur. Boş folikül (korpus lutesum) yaklaşık 2 hafta boyunca varlığını devam ettirir sonra küçülür. Yumurta döllenmemişse ve plasenta da yoksa progesteron seviyeleri düşer, rahim duvarı dökülür, adet kanaması başlar. PCOS'lu kadınlarda ise progesteron seviyeleri genelde düşüktür. Bu da implantasyonu engeller.

Testosteron: Testosteron temel erkeklik hormonudur (androjen). Hem kadınlarda hem de erkeklerde bulunur. Sizin vücudunuzda erkeklerdeki testosteron miktarının onda biri bulunur. Normal miktarlardaki testosteron hormonu cinsel ve mental sağlığı destekler, güçlü kemiklerin ve kasların oluşmasına yardımcı olur. PCOS'lu kadınlar, PCOS'lu olmayanlara göre biraz daha fazla testosteron veya diğer androjen hormonlarına (adrostenedione, DHEA...) sahiptir. Bu durum akneye, tüylenmeye veya saç dökülmesine neden olur. Ayrıca önceleri tartışmalı bir konu olsa da şimdi görülüyor ki yüksek andojen seviyeleri enflamasyona (yangı, iltihap), insülin direncine ve infertiliteye neden olmaktadır. Ne kadar yüksek testosterona sahipseniz o kadar şiddetli PCOS semptomlarına sahipsiniz demektir.

Tüm bu hormonlar ışığında sonuç olarak östrojen hormonu vazifesini tam olarak yerine getirmediği zaman vücuttaki her bir organ ve her bir sistem bundan negatif yönde etkilenmektedir. Sindirim, acıkma, metabolizma, uyku, iyileşme ve detoksifikasyon gibi vücuttaki bütün temel ritimler bozulur ve birbiriyle senkronize olamazlar. Bunun sonucunda vücudunuzun her bir bölümünün, vazifesini yerine getirmek ve sizi hayatta tutabilmek için çok daha fazla çaba sarf etmesi gerekir. Bu da vücudunuzdaki her bir organın bir derece stres altında olması anlamına gelir. Düşük dereceli kronik stres, kronik sistemik enflamasyona (iltihap) neden olur.

Enflamasyon vücudun enerji yönetim merkezine yani metabolizmaya zarar verir. Metabolizma, sirkadiyen ritim denilen vücudun 24 saatlik ritmi rehberliğinde vücuttaki bütün organları mükemmel bir şekilde birbiriyle uyum içinde çalıştıran karmakarışık girift bir işlemdir. Karaciğer, pankreas, sindirim sistemi ve vücudunuzdaki bütün yağ hücrelerinin yanı sıra metabolizma, vücudunuzdaki kemikler, kaslar, bağışıklık sistemi ve tabi ki beyin ile de alakalıdır.

Yine PCOS'lu kadınlar, genel itibariyle metabolik olarak şeker yakma ve yağ depolama modundalardır. Bu nedenle sürekli açlık hissederler ve kilo alırlar.

PCOS, bütün hormonları, organları ve hücreleri kapsayan çok kompleks bir durumdur. Bu kadar kompleks bir yapıda her şeyin sebebini tam ayrıntılarıyla bilmenize de aslında gerek yok. Sonuç itibariyle PCOS'lu kadınların başa çıkması gereken temel 3 adet problem vardır:

1. Yaygın hormonal bozukluk
2. Kronik enflamasyon (iltihap, yangı)
3. İnsülin direnci

Şu anda yaşadığınız semptomların altında yatan temel üç sebep budur. Bu üçünü tedavi edin ve infertilite dahil şu anda yaşadığınız bütün semptomlardan kurtulun.

Herşey Enflamasyon ve İnsülin Direnci ile Alakalı

Yan etki problemiyle uğraşmak istemiyorsanız hormonları direkt kontrol altında tutmak oldukça zordur. Ayrıca gebe kalmak istiyorsanız günümüzdeki tedavilerde kullanılan doğum kontrol hapları da zaten size göre değil. Bazı doktorlar da insülin duyarlılığını arttırmak için şeker hastası olmayan PCOS'lulara metformin (Glifor ilacı) önermekteler. Metformin bir endokrin bozucudur ve günümüzde fetüs üzerinde metabolizmaya uzun vadeli zarar verici etkisi olduğu tespit edilmiştir. Gebelik sürecindeki bir kadına ben metformin kullanmasını önermiyorum.

Doğal östrojen takviyesinin ileride PCOS'un temel tedavilerinden biri haline geleceğine inanıyorum. Ancak şu anda böyle bir çalışma elimizde olmadığı için hangi dozlarda ve hangi şekilde bunu uygulayacağımızı bilemiyoruz. Bu tedavinin gerçekten ne seviyede işe yarayacağının anlaşılabilmesi, doz seviyelerinin belirlenebilmesi için belli bir fona ve araştırmaya ihtiyaç var ve maalesef şu anda böyle bir çalışma yok. Bunun ileride değişmesi için şu anda aktif olarak çalışmalarımı sürdürmekteyim.

Şu anda PCOS tedavilerinde en etkili yöntem enflamasyonun (iltihap) azaltılması ve insülin direncinin iyileştirilmesidir. İlginçtir ki vücuttaki iltihabı ve insülin direncini kontrol altına aldığımızda neredeyse her zaman hormonların normal seviyelere geldiğini veya en azından PCOS'un tarihi formundaki zararsız versiyonuna uygun seviyelere çekildiğini görüyoruz.

PCOS SOS kitabında da izah ettiğim gibi, iltihabın ve insülin direncinin iyileştirilebilmesi için en etkili hayat tarzı değişiklikleri ise şunlardır:

1. Güçlü bir sirkadiyen (24 saatlik) ritim sahibi olun. Bunun için ışığı, karanlığı, uykuyu ve saatli yemek yemeyi kullanın.
2. Diyet ve egzersiz ile sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotasına sahip olun ve onu besleyin.
3. Endokrin bozuculardan uzak durun.

Bu programda vücudunuzu arındırmak, vajinal mikrobiyotanızı inşa etmek ve yumurtlama takibi yapmak ve daha başka ekstra taktiklerin yanı sıra doğurganlığınızı arttırmak için bu 3 stratejiyi de uygulayacaksınız.

Polikistik Over Sendromu Teşhisizden Emin Olun

Çok daha ileriye gitmeden önce size bir doktor tarafından polikistik over sendromu teşhisinin konulmasının ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. PCOS, teknik olarak bir sendromdur. Bu şu anlama gelir: Bir kadın belli semptomları taşıyorsa ve bu semptomlarla alakalı başka bir hastalık ihtimali bertaraf edilmişse PCOS tanısı konur.

Doktorunuz sizin sağlık geçmişinizi dineleyecek, kan tahlili yapacak ve muhtemel vajinal ultrason isteyecektir.

PCOS teşhisinin konulabilmesi için birkaç farklı kriter ortaya koyulmuştur. Benim en yararlı bulduğum tanım ise AE-PCOS (Androgen Excess an PCOS Society) tarafından geliştirilen tanımdır. Bu tanım son zamanlarda Centre for Research Excellence in Polycystic Ovary Syndrom (CRE PCOS) tarafından düzenlenen uluslararası bir sempozyumda bir kere daha doğrulanmıştır. AE-PCOS ve CRE PCOS tarafından kabul gören tanımlamaya göre bir kadına PCOS teşhisi konulabilmesi için şunlar gereklidir:

1. Hiperandrojenizm: Yüksek androjen, erkek cinsiyet hormonu seviyesi (örneğin testosteron). Bu 'gerekli' bir semptomdur. Hiperandrojenizm, kan testi ile veya gözlenebilen semptomlar ile teşhis edilebilir. Örneğin yalnızca erkeklerde görülen tipte tüylenme (göğüste, yüzde ve sırtta), veya akne, saç dökülmesi vs.

PCOS teşhisinin konulabilmesi için hiperandrojenizm mutlaka olmalıdır. Ancak bu tek başına yeterli değildir. Aşağıdaki iki semptomdan en az birinin yine kadında gözlenmesi gerekir.

2. Üreme çağındaki kadınlarda adet görememe veya düzensiz adet görme: Düzensiz adet, 35 günden daha seyrek ya da 21 günden daha kısa süren adet döngüleri, birkaç günden daha fazla farkla değişen adet döngüleri veya 7 günden fazla süren adet döngüleridir.

3. Ultrasonda polikistik over görüntüsü: Polikistik yumurtalık görüntüsü nedir? Aslında kulağa geldiği kadar korkunç bir durum değildir. Hormonal dengesizlikler nedeniyle yumurtalıkların çok sayıda gelişmiş folikül barındırması durumudur. Bu kistler tehlikeli değildir. Fakat hiçbir yumurta büyümediği ve çatlamadığı zaman yumurtlama gerçekleşmez ve kadın düzenli bir şekilde adet göremez. Düzenli bir yumurtlamanın olmaması PCOS'lu kadınlarda görülen infertilitenin temel nedenidir. Polikistik over görüntüsü vajinal ultrason ile tespit edilir ve bu görüntü yumurtlama sürecinin gerçekleşmediğinin delilidir. Bu kistler PCOS'a neden olmazlar. Kistler, PCOS semptomlarından biridir.

PCOS benzeri şekillerde kendisini gösteren çok ciddi rahatsızlıklar vardır. Endokrin tümörleri, Cushing sendromu ve daha pekçok farklı endokrin bozukluklar ancak bir doktor tarafından ayırt edilir. Eğer PCOS semptomlarını taşıyorsanız ancak henüz bir doktor tarafından PCOS teşhisi konulmadıysa lütfen hemen randevunuzu alın. Eğer doktorunuz, sizin yaşadığınız semptomları ciddiye almıyorsa veya hemen doğum kontrol hapı, metformin veya klomen tedavisine başlamayı öneriyorsa yeni bir doktor bulun. Doğru bir teşhis, hayat tarzı değişikliği konusunda karar verebilmeniz için kritik derecede bir öneme sahiptir.


Devamı



İkinci Bölüm
Doğurganlığı Hızlı Bir Şekilde Arttırma Protokolü


Sağlığınızı ve doğurganlığınızı kazanmanız için 12 hafta boyunca size çok dikkatli bir şekilde rehberlik edeceğim. Pek çok tavsiye benim bir önceki kitabım olan PCOS SOS ile benzer olacak. Ancak doğurganlığı arttırma amaçlı bazı tavsiyelerle ilk defa karşılaşacaksınız. Bütün terapiler yiyecek, takviye ve hayat tarzı değişikliklerine odaklanmaktadır.

Bizim kültürümüzde asıl ilaçlar eczaneden satın alınan ürünlerdir ve hayat tarzı değişiklikleri ise eğer yaparsanız güzel bir şey olarak değerlendirilir. Halbuki bu algı tamamen yanlıştır. Yiyecekler ilaçtır. Uyku ilaçtır. Güneş ışığı ve karanlık ilaçtır. Egzersiz ilaçtır. Takviyeler ilaçtır. Pek çok çalışmada da gösterilmiştir ki sağlığımıza faydalı tercihlerde bulunmak, hücrelerimizin işlevlerini düzenler.

Bu kitaptaki stratejiler, değişiklik yapmanız gereken 3 etkili alana odaklanacak: sirkadiyen ritim (24 saatlik günlük ritim), mikrobiyom ve endokrin bozuculara maruz kalma. Bu üç alanda yapacağınız değişiklikler ile PCOS semptomlarınız ciddi bir şekilde iyileşecek ve doğurganlığınız önemli ölçüde artacak.

Sirkadiyen Ritim (24 saatlik günlük ritim)

Sirkadiyen ritim, vücudunuzun 24 saatlik günlük döngüsüdür. Vücudumuzdaki her hormon ve organ kendine has doğal bir 24 saatlik ritme sahiptir. Her bir hücreniz, saat geni adı verilen özel bir gene sahiptir. Bu genler hormonal sinyallere cevap verirler ve günlük döngülerini bu şekilde devam ettirirler. Sağlıklı bir sirkadiyen ritim için östrojen önemlidir. Kadın vücudunda östrojen; uykuyu, metabolizmayı, sindirimi ve tabi ki üremeyi ayarlar. Kronik bir şekide düşük ve aritmik östrojen seviyeleri PCOS ile birleşince sirkadiyen ritmi zayıflatır, bu da hormonal dengesizliklere ve sistemik enflamasyona neden olur.

Vücutta sirkadiyen ritmin bozulması, yaşadığınız bütün PCOS semptomlarını daha da ağırlaştırır. PCOS'tan bağımsız olarak sirkadiyen ritim bozukluğu, doğurganlığın azalması ile doğrudan ilişkilidir. PCOS olsun veya olmasın, gece mesaisi yapan kadınlar daha az doğurgandırlar. Uyku problemi yaşayan kadınlar da daha az doğurgandırlar. Hatta rutin bir şekilde kahvaltısını atlayan kadınlar da daha az doğurgandırlar. Ritim önemlidir.

Biz kadınlar ritmik varlıklarız ve bizim sirkadiyen ritmimiz hem genel vücut sağlığımız hem de ürememiz için çok önemlidir. Bu ritmin düzeltilmesi, doğurganlığın iyileştirilmesi için kritik bir öneme sahiptir.

Sirkadiyen ritminiz öncelikli olarak güneş tarafından düzenlenmektedir. Sabahleyin güneş ışığı önce gözlerinize, oradan da beyninizin bir parçası olan supraschiasmatic nucleus'a gider. Burası beynin ana saatidir ve vücuttaki bütün diğer hücrelere sirkadiyen sinyalleri buradan gönderilir.

Bu kitaptaki pek çok strateji, vücudunuzun saatini yeniden kurabilmeniz için gün içinde güçlü bir ışık ve karanlık dengesi kurmanıza odaklanacak.

Uyku ise 24 saatlik düzenin diğer önemli bir parçasıdır. Bu nedenle her gece yeterli ve onarıcı bir uyku uyuduğunuzdan emin olacağız.

Sindirim sisteminizdeki saatler ise bağırsak mikrobiyomunuz tarafından ayarlanmaktadır, beyniniz tarafından değil. Sindirim sisteminizdeki saatin de vücudunuzun diğer bölgelerindeki saatlerle senkronize bir şekilde ilerlemesi gerekir. Sindirim sisteminiz, saatini yeme ve yememe üzerine kurar. Yemek yediğiniz vaktin gün içinde bir vakit olduğunu, yemediğiniz saatlerin de gece saatleri olduğunu düşünür. Bu nedenle sağlıklı bir sindirim sirkadiyen ritmi için saatli yeme metodunu kullanacağız ki uyku ve uyanıklık, gece ve gündüz, yemek ve yememek arasındaki ritim düzenli bir şekilde kurulabilsin.

Mikrobiyom

İnsan cildi mikroplarla kaplanmıştır ve sindirim sistemi, ağız, vajina ve diğer organlarda da mikrop popülasyonu yerleşmiştir.

Vücudunuzun en yüksek oranda mikrop popülsayonuna sahip olduğu yer bağırsaklarınızdır. Buradaki mikropar, hücresel saatleri ayarlayarak sirkadiyen ritme katkı sağlar. Bu saatler metabolizma üzerinde kritik bir role sahiptir ve karaciğer fonksiyonlarını düzenleyerek insülin duyarlılığını ayarlar.

Ek olarak bağırsaklardaki mikroplar direkt olarak bağışıklık sisteminiz ile iletişim kurar, ve böylece sağlıklı bir mikrobiyom, enflamasyonu azaltır. Bu mikroplar hormon üretme, hormonlara ve nörotransmittere cevap verme açısından aktiftirler. Hatta bağırsak mikrobiyomunda, estrobolom adı verilen özel bir bölümde, vücudunuzda doğal bir şekilde var olan östrojenin korunması sağlanır. Sağlıklı bir estrobolom, vücudunuzun ürettiği östrojeni yeniden işlemden geçirir ve böylece doğal bir şekilde östrojeninizi arttırır.

Bağırsak mikrobiyomunuz, temel olarak yiyecekler tarafından beslenir. Meyve-sebze ağırlıklı, yüksek lifli ve en az işlem görmüş yiyecekler bağırsak bakterilerinizi geliştirir. Ayrıca bağırsak bakterilerimizin, bizim egzersiz yapmamıza ihtiyaç duyduğu ise yeni yeni anlaşılmaya başlamıştır.

Sonuç olarak bu kitaptaki plan, mikrobiyom sağlığınız için nasıl beslenmeniz gerektiğini ve nasıl hafif egzersizler yapabileceğinizi size gösterecektir.

Ek olarak bağırsak bakterilerimizi öldüren en büyük düşmanları da diyetimizden uzaklaştıracağız. Bunlar antibiyotikler, alkol, şeker, fazla yağlar ve sentetik katkı maddeleridir.

Bağırsak mikrobiyomunuz, vücudunuzun en büyük mikrobiyomudur. Fakat mesele infertilite ve doğurganlığı arttırma olunca, dikkat etmemiz gereken iki farklı mikrobiyom daha vardır.

Ağzınızda bulunan oral mikrobiyom, gıdaların emilimi ve sindirim için kritik bir öneme sahiptir. Kalbinizi ve kan damarlarınızı koruyan nitrik oksidin üretmesinde önemli rol oynar. Gebelik döneminde ağızdaki kötü bakterilerden kaynaklanan diş hastalıkları, preeklempsi ve erken doğum riskini ciddi anlamda arttırmaktadır.

Vajinanız ise kendisine ait eşsiz bakteriler için bir ev gibidir. Herhangi bir komplikasyonla karşılaşmadan gebeliği tamamlayabilmek için vajinal mikrobiyom da aynı derecede öneme sahiptir. Vajinal enfeksiyonlar; düşük, erken doğum, düşük kilolu bebek, doğum sancısı ve doğum esnası komplikasyon oranlarını arttırmaktadır. Sizin vajinal mikrobiyomunuz, bebeğinizin ilk etkileneceği yerdir. Bu nedenle oranın sağlıklı olmasını istersiniz.

12 hafta boyunca bağırsaklarınızda, ağzınızda ve vajinanızda bulunan çeşitli ve sağlıklı mikrobiyomlarınızı besleyeceksiniz.

Endokrin Bozucular

Günümüz dünyası, endokrin sistemimizin etkileşime geçtiği ve hormonlarımızın çalışma sistemini değiştirdiği sentetik kimyasallarla doludur. Bu kimyasallar plastiklerde, yapışmaz tencerelerde, işlenmiş gıdalarda, temizlik ve kozmetik ürünlerinde, pestisidlerde ve içme sularında bulunmaktadır.

PCOS'lu kadınların kan tahlili sonuçlarında, endokrin bozucu endüstriyel kimyasallara yüksek oranda rastlanmıştır. Bu kimyasallar kanda ne kadar fazlaysa PCOS semptomları o kadar şiddetlenmektedir. Ayrıca PCOS'tan bağımsız olarak endokrin bozucular, infertilite ve gebelikle alakalı başka problemlerle bağlantılıdır.

Hepsinden öte, hamile kadınlarda bu kimyasallar plasentaya geçer ve fetüse zarar verir. Bebeğin genetik programını bozar ve bebeği ilerleyen yaşlarda diyabet veya kalp hastalıkları gibi kronik durumlara yatkın hale getirir. Aslında iki temel endokrin bozucu olarak bilinen Bisphenol A (BPA) ve fitalatlara ceninin maruz kalmasının, onda PCOS gelişmesinde etkili olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar bu kimyasallardan tamamen uzak durmak imkansız olsa da, bu maddelere maruz kalma oranınızı ciddi anlamda azaltmaz kesinlikle mümkündür.

Önümüzdeki 12 hafta boyunca bu kimyasalları yiyeceklerinizden, kişisel ürünlerinizden ve evinizden nasıl uzaklaştırabileceğinizi size göstereceğim.

Doğurganlığı Arttıran Ek Stratejiler

Kadının doğurganlığı, hayat tarzının ve çevresel faktörlerin bebek sahibi olmak için doğru bir zaman olup olmadığına yanıtlar veren kompleks bir yapıdır. Kadın vücudu, bolluk zamanlarında doğurganlığı arttırmaya, çatışma ve kıtlık zamanlarında doğurganlığı azaltmaya motive olmuş bir haldedir. Vücudunuz bir bebek dünyaya getirmek istediği kadar sizi korumayı da istiyor.

Beslenme (kaloriden farklı olarak), sosyal istikrarın ve bolluğun anahtar göstergesidir. Bu nedenle kadının doğurganlığı beslenme ile bağlantılıdır. Yumurtalıklarınız düzgün bir şekilde çalışabilmek için yiyeceklerden elde edeceğiniz belirli besinlere, az rastlanan elementlere ve antioksidanlara gereksinim duyar. Besin değeri zengin bir diyeti benimsemediğinizde yumurtalıklarınız küçülür ve oksidatif stres adıyla bilinen süreç içerisinde serbest radikaller tarafından hasar görür. Bu kitaptaki plan, sabit ve düzenli bir şekilde vücudunuza çeşitli ve yüksek kalitede besinler alabilmeniz için diyetinizi en uygun hale getirecek.

Duygusal olarak iyi hissetmek de doğurganlığı etkileyen diğer bir faktördür. Kronik duygusal stresin bir göstergesi olan yüksek alfa-amilaz seviyelerine sahip olan kadınlar, normal alfa amilaz seviyelerine sahip olan kadınlara göre yüzde 50 oranında daha fazla infertilite problemleri yaşamaktadırlar. Stres, başarılı bir gebelik ve implantasyon için gerekli olan hormon seviyelerini değiştirir. Ayrıca stres (ki infertilite kendi içinde zaten çok stres verici bir durumdur), hem bir kadın hem de bir insan olarak sizin vücudunuza zararlıdır. Stresle baş edebilmeniz için bu kitapta sizlere bazı basit teknikler öğreteceğim.

Bilgi tek başına doğurganlığınızı arttırmaz ama eğer bilirseniz olabileceğiniz en doğurgan halinize gelebilir ve bunun için bu yolculukta hangi adımlar atmanız gerektiğinin kararını bilinçli bir şekilde verebilirsiniz. Hayat tarzınızda değişiklikler yaptığınızda bunun size pozitif bir etki edip etmediğini tam olarak bilmek zor olabilir. Her hafta enflamasyon ve metabolik sağlığınızın güncel halini tespit etme adına kilonuzu, vücut kitle indeksinizi, bel çevrenizi ve kan basıncınızı ölçeceksiniz. Aynı zamanda ovulasyon takibi yapacaksınız. Düzenli bir ovulasyon, hormonlarınızın düzenli bir döngüye sahip olduğunun göstergesidir. Bu program boyunca sağlığınızın hangi yöne gittiğini gösteren bu krtiterler hakkında bilgi sahibi olacak ve böylece vücudunuzda neler olduğu hakkında net bir fikre sahip olacaksınız.

Sağlık Hakkında Konuşalım

Bu kitaptaki programın temel hedefi sizi daha sağlıklı hale getirmektir. Peki bu ne demek? Bence sağlık, hayatta sizin için önemli olan şeyleri yapabilecek fiziksel ve duygusal istidata sahip olmanızdır.

Bundan sonra kendi sağlık tanımınızı kendiniz yapabilirsiniz. Sizi mutlu eden aktiviteler nelerdir? Seyahat etmeyi, kamp yapmayı, kırda yürüyüş yapmayı, yüzmeyi, sporla meşgul olmayı seviyor musunuz? Ağır eşyaları kaldırmak veya uzun süre ayakta kalmanız mı gerekiyor? Acil durumlarda sakin kalmak mı istiyorsunuz? Hasta bakabilmek için duygusal yeterliliğe mi ihtiyacınız var? Bir bebek sahibi olmak mı istiyorsunuz?

Sağlık bir sayı, bir numara değildir. Kendi tanımladığınız şekilde yaşamaya değer bir hayata sahip olabilme ve bu hayatı mümkün olduğu kadar uzun bir süre devam ettirebilme kapasitesidir. Sağlığın tek bir portresi olmasa da şunu biliyoruz ki belli sağlık faktörleri, hayat kalitenizi etkileyebilecek rahatsızlıklara yakalanma riskinizi arttırıp azaltabilir.

Bir doktor olarak bir yandan hastalarımın kendi sağlık yolculuklarında bulunduğu konumu kabul ederken diğer yandan onların kan testi sonuçlarında, kilo ve hayat tarzlarında gördüğüm risk faktörleri hakkında dürüst bir şekilde konuşuyorum. Benim hedefim her zaman hastalarımı yargılamadan onların ihtiyaç duydukları bilgileri vermek olmuştur.

Siz bir sağlık numarası, bir tahlil sonucu değilsiniz. Fakat numaralarınız, tahlil sonuçlarınız size çok şey ifade eder.

Bu mesele özellikle de gebelik ile alakalı ise çok önemlidir. Fazla kilo, insülin direnci, yüksek kan basıncı, testosteron, kan tahlilinizde BPA, kurşun ve cıva gibi endokrin bozucuların seviyesi; sağlığınız, doğurganlığınız ve gelecekteki bebeklerinizin sağlığı hakkında riskleri belirler.

Sağlıklı bir gebelik geçirmeniz ve sağlıklı bebekler dünyaya getirebilmeniz için sizin sağlık numaralarınıza bakmamız gerekecek.

Kilo Hakkında Konuşalım

Kilo, muhtemelen konuşulması en zor sağlık numaralarından biri, çünkü o diğer sağlık numaralarından farklı. Pek çok PCOS'lu kadın fazla kiloya sahiptir. İşlevsiz metabolizmamız, insülin direncimiz ve kronik enflamasyonumuz nedeniyle vücudumuz hep yağ depolama modunda çalışır ve yüksek ihtimalle bu yağlar kalça bölgesi yerine karın bölgesinde toplanır. İşte bu nedenle pek çok PCOS'lu kadında az zararlı olan ''armut'' şekli kilo alma değil de, kalp hastalıkları da dahil olmak üzere pek çok hastalık için riskli bir durum olan ''elma'' şeklinde kilo alma görülür.

Fazla kilonun bize zararlı olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak sizler de mutlaka fark etmişsinizdir ki PCOS'lu ve aynı zamanda fazla kilolu iseniz bu kiloları vermek gerçekten zordur. Vücudumuz bu konuda metabolik anlamda biraz fazla tutumlu. Biz doğal olarak enerjiyi korur ve bu enerjiyi yağ olarak depolarız. Bu da büyük büyük anneannelerimizin kıtlık zamanında hayatta kalma konusunda yeterince iyi oldukları anlamına gelir. Ancak maalesef bu özellik günümüzde pek işe yaramamaktadır.

Özetle biz PCOS'lu kadınlar kilo almaya yatkınız. Aldığımızda da onu korumaya yatkınız. Ve mükemmel bir şekilde zayıf olmayan kadınlar için bunun önemli olduğu bir toplumda yaşıyoruz.

Asla vücudunuz hakkında sizi suçlu hissettirmek istemiyorum. Sizin vücudunuz, sizden önce gelen güçlü kadınlardan bir hediye, bir mirastır. Ve bu vücudunuz, günlük ritmin tam bir şekilde yaşandığı, egzersiz yapılan ve doğal yiyecekler yenen bir çevre için tasarlanmıştır. Sizin vücudunuz eksik değil. Eksik olan, hatalı olan çevreniz.

Fazla kilolu olmak, bugünün toksik ve doğal olmayan dünyasında yaşamakta zorlandığınızı gösterir. Bu kitaptaki plan sizin çevrenizi, büyük-büyük anneannelerinizin yaşamasına elverişli olan çevreye nasıl benzetebileceğinizi size göstererek vücudunuzu iyileştirmenize yardımcı olacak.

Bir doktor olarak PCOS, kilo ve gebelik hakkında size şunu söylemek istiyorum: Sağlıklı olmak için cılız olmak zorunda değilsiniz. Fakat eğer fazla kilolarınız varsa kilo vererek doğurganlığınızı arttıracak ve gebeliğinizi daha güvenli hale getireceksiniz. Ayrıca kilo vermek, insülin direncinizin ve enflamasyonun azaldığını gösteren gözle görülebilir bir işarettir.

Bu kitap size sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde nasıl kilo verebileceğinizi gösterecek. Muhtemelen yediğiniz şeyleri ve yemek yediğiniz zaman dilimlerini değiştirmeniz gerekecek. Fakat ben kalori hesabı yapma taraftarı değilim, bu nedenle kalori hesaplamak, kalori sınırlaması yapmak hatta kalorinin ne olduğunu bilmek zorunda bile değilsiniz.

Diğer taraftan kısa süreli oruçlar, metabolizmanızı, sirkadiyen ritminizi ve bağırsak mikrobiyomunuzu resetlemek için mükemmel bir yoldur. Bu nedenle sizden 3 defa 5 günlük ''oruç benzeri diyet'' yapmanızı isteyeceğim ki bu, ileride ayrıntılı bir şekilde açıklanacaktır. Bu diyetin ilk birkaç günü kendinizi yemekten yoksun hissedebilirsiniz, ancak bu süre içerisinde aktif bir şekilde oruç tutacaksınız ve sizden aç kalmanızı talep etmeyeceğim. Hatırlayın, sağlığın tanımını hayatı istediğiniz gibi dolu dolu yaşama kapasitesi olarak yapmıştım. Sürekli aç dolaşmak mutluluk değildir, sağlık değildir.

PCOS'lu Zayıf Kadınlar

Eğer PCOS'lu olduğu halde zayıf olan %20'lik kısımdaysanız kendinizi dışarıda bırakılmış gibi hissetmeyin. Bu program sizin de işinize yarayacak.

Fazla kilosu olan kişiler için kilo vermek metabolizmanın düzelmesinin işaretidir. Eğer hali hazırda zaten sağlıklı ve ideal kilonuzdaysanız bu programla siz de fazla kilo kaybetmeden daha da sağlıklı olacaksınız ve kilonuzu korumak daha da kolay hale gelecek.

Eğer infertilite ile mücadele eden zayıf bir PCOS'lu iseniz insülin direnciniz olduğu neredeyse kesindir. Bu kitapta tavsiye edilen takviyeler, hayat tarzı değişiklikleri ve diyetinizde yapacağınız değişiklikler size yardım edecek.

Vücut kitle indeksiniz 18'in üzerinde ise oruçlar dahil bu kitaptaki her şeyi olduğu gibi uygulayabilirsiniz. Vücut kitle indeksiniz 20'nin altındaysa doğurganlığınızı arttırmak için biraz kilo almanız gerekip gerekemediği konusunu doktorunuzla konuşmalısınız.

Eğer vücut kitle indeksiniz 18'in altındaysa kesinlikle kilo almanız gerekmektedir. Kitaptaki programı aynıyla uygulayın, ancak ''oruç benzeri diyet'' kısmını atlayın.

Gerçek Doğurganlık Hakkında Konuşalım

Doğurganlık sadece hamile kalmak ile alakalı değildir. Hamile kalmak sadece ilk adımdır. Gerçek doğurganlık, sağlıklı bir şekilde haftasını doldurmuş bir gebelik süresi geçirmek ve sağlıklı bir bebek doğurmaktır.

PCOS'lu kadınlarda infertilitenin en büyük nedeni yumurtlamanın olmamasıdır. Bu 12 hafta boyunca yumurtlamanızı takip edeceksiniz. Yumurtlayıp yumurtlamadığınızı ve eğer yumurtluyorsanız ne sıklıkta yumurtladığınızı göreceksiniz. Eğer programı tamamlamanıza rağmen hala yumurtlamıyorsanız bunu da bileceksiniz.

Fakat yumurtlamanın gerçekleşmemesi hikayenin sadece bir kısmı. PCOS, düşük yapma ihtimalinizi de epey arttırmaktadır. Hormonal dengesizlikler ve yumurta kalitesinin düşük olması bunda rol oynamaktadır. PCOS yumurta kalitenizi azaltmaktadır. Bu nedenle yumurta kalitenizi arttırmak için size takviyeler önereceğim.

PCOS, stres altında iken vücudunuzun daha az dirençli olmasına neden olur. Bir kere hamile kaldığınızda vücudunuzda stres muazzam bir şekilde artar. Bu program ile metabolik sağlığınızı iyileştirecek ve böylece vücudunuz bir bebeği büyütmeye müsait hale getirecek, ve bu süre içerisinde tehlikeli bir hastalık geçirmenizi veya doğum sancılarınızın çok erken başlamasını da engelleyecektir.

Bu program, başarılı bir şekilde gebe kalma ve sağlıklı bir bebek doğurmak için sahip olabileceğiniz en iyi şansı size sunacak. Gerçek doğurganlık hakkında benim düşündüklerim işte budur.

Erkek Sağlığı

Bebek sahibi olmak için sadece kadının sağlıklı olması yeterli değildir. Erkeğin de sağlıklı olması gerekir. Sağlıklı erkeğin vücudu sağlıklı sperm üretir. Siz PCOS ile mücadele ederken eşinizin de sağlıklı spermlere sahip olması çok önemlidir. Meslektaşım Prof. Dr. Kelton Tremellen, eşinizin uygulaması gereken bazı tavsiyeleri bu kitap için kaleme aldı. Kadınların ve erkeklerin bu konuda ayrı ayrı ele alınması gerçekten önemliydi. Ancak şunu diyebilirim ki, sizin doğurganlığınızı arttıran şeyler eşinizin de sperm kalitesini arttıracaktır. Bu nedenle 12 haftalık programda bulunan diyet, oruç, uyku, egzersiz ve temiz yaşam gibi herkes için faydalı olan tavsiyeleri eşinizle beraber uygulamanızı öneririm. Eşiniz hem bu tavsiyeleri hem de Dr. Kelton'un erkeklere özel tavsiyelerini uygularsa şansınızı daha da arttırmış olacaksınız.

Para Hakkında Konuşalım

ABD'de iki türlü ürün vardır. Birincisi normal herkese hitap eden, test edilmemiş, minimal düzenlemeye tabi tutulmuş kimyasallardır. İkincisi ise varlıklı insanlar için üretilen pahalı ama kaliteli, güvenilir ve doğal ürünlerdir. İnsanların maddi durumlarına bakılmaksızın herkesin temiz yiyecek, temiz içecek ve güvenilir kişisel bakım ürünlerine sahip olma hakkı vardır, ancak bu konu kitabın kapsamının dışındadır.

Fakat bir doktor olarak sizin ve ailenizin sağlığı için hangi ürünlerin tercih edilmesi gerektiği hakkında dürüst olacağım. Polikistik over sendromunuzu iyiye götürmek için en uygun maliyetli seçenekleri sizlere sunacağım. Ayrıca dışarıda yemek yemeyip evde pişirmek, daha az et yemek gibi tavsiyeler ile bütçenize katkıda bulunabileceksiniz. Ancak ne olursa olsun bazı takviyelere hatırı sayılır bir miktarda para harcamanız da gerekebilir. Bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok.

Araştırmalar gösteriyor ki sağlıklı bir yaşam tarzı; kalp hastalıkları, felç, kanser, diyabet ve otoimmün hastalıklara yakalanma riskinizi azaltmaktadır. Kronik hastalıkları tedavi etmek pahalıdır. İnfertilite tedavileri ise çok daha pahalı olabilir. Kısa vadede bu programı uygularken harcadığınız para gözünüze çok görünebilir ama daha sağlıklı bir insan olacağınız için uzun vadede sağlığınız için yapacağınız harcamaları ciddi anlamda azaltacaktır.

Parayı organik yiyeceklere ve organik ürünlere harcamanın, zamanı da egzersiz ve kişisel bakıma ayırmanın ekonomik olarak mantıklı bir tercih olduğuna gönülden inanıyorum. Ancak şu da var ki herkes kendi ekonomik gerçekliklerine göre hareket etmelidir. Hayat bazen bunu gerektirir. Yine de hepimiz elimizden gelenin en iyisini yapabiliriz.

Gerçek Hayat Hakkında Konuşalım

PCOS SOS Doğurganlığı hızlı bir şekilde arttırma programı çok özenle hazırlanmış bir programdır. Şu an PCOS yolculuğunuzun her neresinde olursanız olun bu program, bulunduğunuz yerden sizi alıp fiziksel, duygusal ve üreme açısından daha sağlıklı bir noktaya getirecek. Programı ne kadar dikkatli bir şekilde uygularsanız o kadar iyi netice alırsınız. Çok basmakalıp bir ifade olacak ama ne ekerseniz onu biçeceksiniz.

Ayrıca sizlere bazı şeyleri aksatma iznini de veriyorum. Siz bir insansınız. Muhteşem, karmakarışık, ve mükemmel olmayan bir insansınız. Bu programı uygulayabilmek için sadece elinizden gelenin en iyisini yapın. Eğer olur da sert bir taşa denk gelir tökezlerseniz, kalkın ve koşmaya devam edin.

Eğer bu şekilde devam ederseniz, önünüze hangi engeller çıkarsa çıksın sonuçta daha sağlıklı olacaksınız. Bu kaçınılmaz. Umarım bu program vesilesiyle sağlığınız ve doğurganlığınız için öyle bir yere gelirsiniz ki, neticede muhteşem, karmakarışık, mükemmel olmayan ama sevgi dolu bir anne olursunuz.​
 
X