benimki çok mühim bişey değil ama biraz da sinir oldum.
19 aylık bir oğlum var.geçenlerde parka götürdük.parkta bir bayan,yanında 3-4 yaşlarında
oğlu oturuyor.çocuğunda 3 tekerlekli bisikleti var.oğlum dokunmadı bile.bisikletin yanına yaklaşıp bakmaya başladı.
ben hemen rahatsız olacaklarını düşünerek ki çok hassasım bu konularda,yaşı gereği herşeye dokunmak ellemek istiyor.
oğlum gel deyip elinden çekiştirdim.kadında bana surat asıp "ne varsa bisiklette anlamıyorum,herkes buna yaklaşıyor dedi"
böyle laf sokan tiplere de ben sinir oluyorum.kaldıki başka bir çocuk gelse,bizim oyuncağa baksa yada almak istese
çocuk sonuçta ne diyebilirsin ki alsın beş dakika oynasın versin.dediğim gibi çok önemli değil ama ne yapsada ben şuna bir laf söylesem diye düşünen tiplere sinir oluyorum.
benim kızı babası bazen götürür parka,bir keresinde kaydırağın başında benim kız baba annem nerede diye bir kaç kere seslenmiş,biraz ilerde oturan bir kaç kadın da anne evde diyerek kahkaha atmışlar.birkaç gün sonra bir başka kadın ay annesi çalışıyor galiba sürekli sizi görüyorum demiş.bu arada çalışmıyorum.eşim de ben biraz ara vereyim artık benimle dalga geçiyorlar sanırım diye bozulmuş.böyle kadınlara ne dersiniz bir bilsem ah bir bilsem onların kim olduğunu ben söyleyeceğim şeyleri biliyorum da..özellikle kahkaha atan o gruba
ben.. aslında, tam olarak neye kızdığımı, nasıl davranmam gerektiği bilemeyen tip gibi hissediyorum genelde.
sadece parkta değil, bi arkadaş ortamında, başka çocuklular da oluyor.. mesela o zamanlarda da aynı şekilde hissediyorum.
benim kızım, begüm, 2,5 yaşında henüz.
bu vakte kadar, başbaşa geldik kızımla. beraber büyüdük, beraber oynadık, beraber çizgi film izledik. hep beraberdik.
kendisini emanet ettiğim kimsem olmadı hiç.
5 ay evvel, anneannemizin bulunduğu şehre taşındık, şartlar öyle getirdi. özellikle bi anneanneye yakın olma girişimi değildi yani.
şimdi, birkaç aydır, birkaç saatlik anneannede kalma maceralarımız oluyor.
ama anneanneler de çocuğa alışık değiller. biraz da rahatlarına düşkünler sanırım. sürekli bi sınırlamalar içindeler.
öyle yapma begüm, koşma begüm, atlama begüm, sert kapatma-kapak kırılır begüm, onunla oynanmaz begüm...
ben de onlardan etkileniyorum sanırım, ben de sınırlamacı bi anne olup çıktım.
kızımda zaten anne bağımlılığı vardı. bensiz bişeyleri yapmıyordu. oyun oynamıyordu falan... hep benden yardım istiyordu.
şimdi, hepten aneci oldu. her hareketi için benden onay bekler hale geldi.
biz sebep olduk, memnun değilim durumdan.
parklarda veya başka ortamlarda, çocuklarla muhatap olmakta zorlanıyordu zaten, hala öyle.
eskiden, yaşının gereği olarak, paylaşmıyordu hiçbirşeyi. parktaki tüm oyuncaklar begümündü, kimse binemezdi. bir parka çıkışımız, bir olaydı. ikimizde yorulup, dönerdik. çok ağlardı. başkaları neden onun kaydırağına biniyor diye... :)
şimdi, daha da zordayım.
sürekli, ağlayan mızmızlanan bi çocuğum var.
''anneeee beni itti, anneee bana vurdu, anneeeee elimden aldı, aneeeeeeeee...'' sürekli bi ''anneeee imdat'' modunda kızım.
ne yapacağımı hç bilemiyorum.
elbette milletin çocuğuna bi laf etmiyorum, uyarmıyorum. kendi çocuğumla başetmeye çabalıyorum ister istemez.
''kızım, sana vurana sen de vur'' mu demeliyim? bilemiyorum hiç
bazı anneler, zevk alıyorlar. ben bunlara sinir oluyorum. çocuğunun asan kesen tavırları, kadınların hoşlarına gidiyor.
başkalarını itmesi, kırması, incitmesi hoşlarına gidiyor resmen.
ben olsam, kızım birini itse yanlışlıkla çarpsa, özür dilemesini telkin ederim. annesinden özür dilerim muhtemelen.
ama bu kadınlar, alttan alttan gülüp, görmezden geliyorlar.
çok üzülüyorum.
ne yapmam lazım bilmiyorum.
ben de mi itip kakmayı öğretmeliyim acaba? çok mu iğrenç bi yetiştirme şekli bu?
ya bilemiyorum.. ama bu umursamaz anneler, beni çileden çıkartıyorlar.
benim oğlum da hemen hemen böyle sadece biz oyuncakları kıskanmak yerine çocuklardan korkuyoruz. mesela parkta bi çocuk oynuyorsa biz o parkta oynayamıyoruz. mesela kaydırağa çıktı bi baktı üzerinde bi çocuk var nasıl kaçacağını şaşırıyor. oldu ki bi çocuk bununla konuştu ya da dokundu (itip vurmaktan bahsetmiyorum) 10 dk sakinleştiremiyorum ağlaya ağlaya içi çıkıyor. bunlar hep yalnız büyütmenin sebep olduğu şeyler. zamanla geçer diyorum ama kişiliğinin bir parçası olarak kalacak diye deçok korkuyorum.
benşuan dubaideyim ve burada parktaki aileler çok saygılı çocuklar bile çok dikkatli kendinden küçük çocukları düşürmemek için özen gösteriyorlar ve çok güzel oynuyorlar biraz deli dolu olsa da dikkatliler. annelere gelince orada oturup muhabbet ediyorlar çocuklarından haberleri bile yok. benim oğlum yalnız oynasa ki oynamıyor :) ben ondan gözümü ayırmam, ayıramam. binbir türlü insan var... neler duyuyoruz hergün allah korusun çok korkuyorum
hatta geçenlerde, çok sevdiğim bi arkadaşımın kocasının da oğluyla olan sohbetini dinledim. çekinmeden anlatıyordu oğluna. oğlu 3,5 yaşında şimdi.
''babacım, boks yapacaksın... sana vuran olmazsa bile, öyle bi durum olacak gibi hissedersen, sen ona vuracaksın. itilmeyeceksin, iteceksin. üzülmeyeceksin babacım, üzeceksin. sen aslansın, aslanlar ağlamazlar, ağlatırlar gerekirse...''
pes dedim.
'naptın sen şimdi böyle. azdırdın çocuğu, saldırganlaştırdın..' dedim.
''napalım hayat böyle. şimdiden öğrenecekler bu işleri. üstüne basılan değil, üstüne basan olacaklar ilerde.' dedi bana.
çok da gururluydu öğrettiklerinden ötürü.
hakkatten Uras (3,5 yaşındaki velet), gitti oyun parkına. itti kaktı çocukları, kaydırakta kimse kalmadı 30 saniye içinde. Uras, o kaydırağın sahibi oldu. 3 tane ağlayan çocuk oldu biranda ortalıkta. Uras çok mutlu. Babasına baktı, karşılıklı zafer işareti yaptı baba-oğul birbirine.
Ben şoklarda baktım kaldım öööleee...
o gün bu gündür, görüşmüyorum Uras ve ailesiyle.
iyi mi yapıyorum acaba? bilemiyoum....
bence iyi yapıyosun canım ne bu böyle komando mu yetiştiriyoruz. ertesi gün ondan güçlü büyük bir çocuk onu kaydıraktan ittiğinde babası ne yapacak acaba? yazık diyebiliyorum sadece.. insanlar ne hale gelmişler.
benim bir arkadaşım da 3 yaşlarına gelince oğlunu böyle yetiştireceğini söylerdi hep eğer diğer annelerden şikayet gelirsede "çocuk işte naparsın" dicekmiş. bu bir kısır döngü aslında herkes çocuğunu saygılı yetiştirse hiçkimsenin çocuğunu komando gibi yetiştirmesine gerek kalmaz..
Ben oğlumun bir numaralı tahtarevalli arkadaşıyım mesela...Kaydıraklar diğer çocuklar olmadığı zaman kovalamaca alanımız...
Salıncaklar biraz küçük bizim burda onlara el atamadım henüz...
Ama çoğu zaman yaşıtları ile vakit geçirsin diye çekilirim bir banka;haaay çekilmez olaydım,başlıyor ahiret sorgusu:
(KIRMIZI DİYALOGLAR MALUM ANNELER)
-Sizin ki kaç yaşında?
-3
-Çok yaramaz,evde de böyle mi?
-Yok ben onu sokak için ayrı eğitiyorum(tövbe tövbe)
-Tek çocuk mu bu(!) ?
-Evet.
-Tabi ondan böyle yaramaz...Şımarmış bu....
-He öyle olmuş.
---------------------------------------ya da;
-Sizin ki pek zayıf yemiyor mu?
-Açlıkla ıslah yoluna gidiyorum da ben....
-Hönnk.
---------------------------------------hmmm bir de değinmeden geçemeyeceğim şu tipler var ;
-Bisiklet sizin mi?
-Evet,isterse binsin benim ki binmiyor.(çocuk biner bisiklete,gayet mutlu,anne gelir yanıma oturur,dost olduk ne de olsa)
-Bisikletini alsam binmez hiç şimdi sizinkini görünce kıymetli oldu.
-Olsun canım,çocuk onlar.(Oğlum gelir,bisikletine binen kardeşin topunu görür ve ister hemen)
-Topu istiyor derim ben.....
-Ayyy ben hiç öğretemedim benimkine paylaşmayı,şimdi versem tepinir,ağlar durur.İn oğlum bisikletten,hadi eve gidiyoruz.
-Yuuuuh!!!
İçimi şişirip keyfimin içine etmenize müsade edeceğime gider oğlumla kayarım,bana ne küstüm işte.
yazdıklarınızı ve alcadras kaçkını olduğunuzu görünce sizinle tanışmak istedim :) çok ortak yönümüz olabilir
ben de geçen salıncağa bindim 2 yaşındaki oğluma bağırıyorum "hadi gel de beni salla" diye yanımızdan geçen adam önce bana baktı snra döndü çocuğa baktıve gülmeye başladı.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?