Parktaki anneler!

benimki çok mühim bişey değil ama biraz da sinir oldum.
19 aylık bir oğlum var.geçenlerde parka götürdük.parkta bir bayan,yanında 3-4 yaşlarında
oğlu oturuyor.çocuğunda 3 tekerlekli bisikleti var.oğlum dokunmadı bile.bisikletin yanına yaklaşıp bakmaya başladı.
ben hemen rahatsız olacaklarını düşünerek ki çok hassasım bu konularda,yaşı gereği herşeye dokunmak ellemek istiyor.
oğlum gel deyip elinden çekiştirdim.kadında bana surat asıp "ne varsa bisiklette anlamıyorum,herkes buna yaklaşıyor dedi"
böyle laf sokan tiplere de ben sinir oluyorum.kaldıki başka bir çocuk gelse,bizim oyuncağa baksa yada almak istese
çocuk sonuçta ne diyebilirsin ki alsın beş dakika oynasın versin.dediğim gibi çok önemli değil ama ne yapsada ben şuna bir laf söylesem diye düşünen tiplere sinir oluyorum.
 
benimki çok mühim bişey değil ama biraz da sinir oldum.
19 aylık bir oğlum var.geçenlerde parka götürdük.parkta bir bayan,yanında 3-4 yaşlarında
oğlu oturuyor.çocuğunda 3 tekerlekli bisikleti var.oğlum dokunmadı bile.bisikletin yanına yaklaşıp bakmaya başladı.
ben hemen rahatsız olacaklarını düşünerek ki çok hassasım bu konularda,yaşı gereği herşeye dokunmak ellemek istiyor.
oğlum gel deyip elinden çekiştirdim.kadında bana surat asıp "ne varsa bisiklette anlamıyorum,herkes buna yaklaşıyor dedi"
böyle laf sokan tiplere de ben sinir oluyorum.kaldıki başka bir çocuk gelse,bizim oyuncağa baksa yada almak istese
çocuk sonuçta ne diyebilirsin ki alsın beş dakika oynasın versin.dediğim gibi çok önemli değil ama ne yapsada ben şuna bir laf söylesem diye düşünen tiplere sinir oluyorum.

cins işte!!! siz de keşke cevabını verseydiniz kadına keşke. uyuz bu tipler ya. ya da ben olsam ertesi gün çocuğumun eline ilgi çekici enteresan bir oyuncağını alıp parkta o kadınla oğlunun gelmesini beklerdim ve çocuğunun gözüne soka ssoka kendi çocuğuma oynatırdım. dikattini çekerese de....:)
bi de ben kızıma dondurma, şeker, çikolata aldığımda "aaaa,neden yediriyosunuz. hem de parkta!! biz vermiyoruz hiç" diyen 2 tip var bende de. en son birine o kadar uyuz oldum ki; parka getirmeyin çocuğunuzu o zaman dedim:)) güya benm kızımın elinde görünce onn çocuğu da istiyomuş ya:))) bi de bana sağlıklı beslenmeden dem vuruyor, sanki ben çocuğa gece gündüz abur cubur veriyorum da... peh...
 
benim kızı babası bazen götürür parka,bir keresinde kaydırağın başında benim kız baba annem nerede diye bir kaç kere seslenmiş,biraz ilerde oturan bir kaç kadın da anne evde diyerek kahkaha atmışlar.birkaç gün sonra bir başka kadın ay annesi çalışıyor galiba sürekli sizi görüyorum demiş.bu arada çalışmıyorum.eşim de ben biraz ara vereyim artık benimle dalga geçiyorlar sanırım diye bozulmuş.böyle kadınlara ne dersiniz bir bilsem ah bir bilsem onların kim olduğunu ben söyleyeceğim şeyleri biliyorum da..özellikle kahkaha atan o gruba:20:

Kedi uzanamadığı ciğere mındar dermiş. Onların eşleri böyle güzellikler yapmadıkları için besbelli kıskanmışlar. Bu parklar insanı sinir hastası yapar valla. Çocuklar stres atıyor bizde stres sahibi oluyoruz :1: Geçenlerde 5 yaşlarında iki çocuk itiş kakış kaydırağın tepesine geldi, benim çocuğumda tam kayacak, ufacık çocuk zaten. Dedim dikkat edin düşüreceksiniz, dinleyen kim. Kaydırağın tepesinden aşağı düşüyordu nerdeyse. Gözüm döndü avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım. Kenardan tırs tırs kayıp gittiler. Güzellikten anlamıyorlar. Yine başka iki çocuk birbirine tükürüyor köprülerin üstünde, benimki aralarında kalmış. dedim bak bebeğe geliyor yapmayın. Döndü geldi bana tükürmeye çalışıyor. tükürde ağzını yüzünü dağıtayım dedim :9: başka bişeyden anlamıyorlar. Ben çocukken biri laf söylücek diye aklım çıkardı. bi de üstüne terbiyesizlik yapmak ha.
 
hepimiz parka çocuğumuzu götürüyoruz ve aslında burada konuşup yorum yapan ve genelde ortak fikirleri savunan bizler aynı parkta bulunsak birbirimize sinir olabilir, kızabilir, eleştirebiliriz..duruma, şarta, ruh halimize ve tahammül sınırımıza göre...

yalnız çok ciddi soruyorum anlamadığımdan...bende bebeğim küçük olduğundan 20 aylık, daha tehlikeli bulduğum ama değişiklik olsun diye binsin istediğim kaykaylardan oğlumla beraber kayıyorum..beraber oyun oynuyoruz ve bunun eleştirilir bir durum olduğunu burdan duydum..ne gibi bir sakıncası olabilir ya da kimi ne için rahatsız edebilir çocuğunla beraber kaymak...(durum müsaitse ve çocukların kaymasına engel teşkil etmeyecekse..)
 
ben.. aslında, tam olarak neye kızdığımı, nasıl davranmam gerektiği bilemeyen tip gibi hissediyorum genelde.

sadece parkta değil, bi arkadaş ortamında, başka çocuklular da oluyor.. mesela o zamanlarda da aynı şekilde hissediyorum.

benim kızım, begüm, 2,5 yaşında henüz.
bu vakte kadar, başbaşa geldik kızımla. beraber büyüdük, beraber oynadık, beraber çizgi film izledik. hep beraberdik.
kendisini emanet ettiğim kimsem olmadı hiç.

5 ay evvel, anneannemizin bulunduğu şehre taşındık, şartlar öyle getirdi. özellikle bi anneanneye yakın olma girişimi değildi yani.
şimdi, birkaç aydır, birkaç saatlik anneannede kalma maceralarımız oluyor.
ama anneanneler de çocuğa alışık değiller. biraz da rahatlarına düşkünler sanırım. sürekli bi sınırlamalar içindeler.
öyle yapma begüm, koşma begüm, atlama begüm, sert kapatma-kapak kırılır begüm, onunla oynanmaz begüm...
ben de onlardan etkileniyorum sanırım, ben de sınırlamacı bi anne olup çıktım.
kızımda zaten anne bağımlılığı vardı. bensiz bişeyleri yapmıyordu. oyun oynamıyordu falan... hep benden yardım istiyordu.
şimdi, hepten aneci oldu. her hareketi için benden onay bekler hale geldi.
biz sebep olduk, memnun değilim durumdan.

parklarda veya başka ortamlarda, çocuklarla muhatap olmakta zorlanıyordu zaten, hala öyle.
eskiden, yaşının gereği olarak, paylaşmıyordu hiçbirşeyi. parktaki tüm oyuncaklar begümündü, kimse binemezdi. bir parka çıkışımız, bir olaydı. ikimizde yorulup, dönerdik. çok ağlardı. başkaları neden onun kaydırağına biniyor diye... :)
şimdi, daha da zordayım.
sürekli, ağlayan mızmızlanan bi çocuğum var.
''anneeee beni itti, anneee bana vurdu, anneeeee elimden aldı, aneeeeeeeee...'' sürekli bi ''anneeee imdat'' modunda kızım.

ne yapacağımı hç bilemiyorum.
elbette milletin çocuğuna bi laf etmiyorum, uyarmıyorum. kendi çocuğumla başetmeye çabalıyorum ister istemez.

''kızım, sana vurana sen de vur'' mu demeliyim? bilemiyorum hiç

bazı anneler, zevk alıyorlar. ben bunlara sinir oluyorum. çocuğunun asan kesen tavırları, kadınların hoşlarına gidiyor.
başkalarını itmesi, kırması, incitmesi hoşlarına gidiyor resmen.

ben olsam, kızım birini itse yanlışlıkla çarpsa, özür dilemesini telkin ederim. annesinden özür dilerim muhtemelen.
ama bu kadınlar, alttan alttan gülüp, görmezden geliyorlar.
çok üzülüyorum.

ne yapmam lazım bilmiyorum.
ben de mi itip kakmayı öğretmeliyim acaba? çok mu iğrenç bi yetiştirme şekli bu?
ya bilemiyorum.. ama bu umursamaz anneler, beni çileden çıkartıyorlar.
 
ben.. aslında, tam olarak neye kızdığımı, nasıl davranmam gerektiği bilemeyen tip gibi hissediyorum genelde.

sadece parkta değil, bi arkadaş ortamında, başka çocuklular da oluyor.. mesela o zamanlarda da aynı şekilde hissediyorum.

benim kızım, begüm, 2,5 yaşında henüz.
bu vakte kadar, başbaşa geldik kızımla. beraber büyüdük, beraber oynadık, beraber çizgi film izledik. hep beraberdik.
kendisini emanet ettiğim kimsem olmadı hiç.

5 ay evvel, anneannemizin bulunduğu şehre taşındık, şartlar öyle getirdi. özellikle bi anneanneye yakın olma girişimi değildi yani.
şimdi, birkaç aydır, birkaç saatlik anneannede kalma maceralarımız oluyor.
ama anneanneler de çocuğa alışık değiller. biraz da rahatlarına düşkünler sanırım. sürekli bi sınırlamalar içindeler.
öyle yapma begüm, koşma begüm, atlama begüm, sert kapatma-kapak kırılır begüm, onunla oynanmaz begüm...
ben de onlardan etkileniyorum sanırım, ben de sınırlamacı bi anne olup çıktım.
kızımda zaten anne bağımlılığı vardı. bensiz bişeyleri yapmıyordu. oyun oynamıyordu falan... hep benden yardım istiyordu.
şimdi, hepten aneci oldu. her hareketi için benden onay bekler hale geldi.
biz sebep olduk, memnun değilim durumdan.

parklarda veya başka ortamlarda, çocuklarla muhatap olmakta zorlanıyordu zaten, hala öyle.
eskiden, yaşının gereği olarak, paylaşmıyordu hiçbirşeyi. parktaki tüm oyuncaklar begümündü, kimse binemezdi. bir parka çıkışımız, bir olaydı. ikimizde yorulup, dönerdik. çok ağlardı. başkaları neden onun kaydırağına biniyor diye... :)
şimdi, daha da zordayım.
sürekli, ağlayan mızmızlanan bi çocuğum var.
''anneeee beni itti, anneee bana vurdu, anneeeee elimden aldı, aneeeeeeeee...'' sürekli bi ''anneeee imdat'' modunda kızım.

ne yapacağımı hç bilemiyorum.
elbette milletin çocuğuna bi laf etmiyorum, uyarmıyorum. kendi çocuğumla başetmeye çabalıyorum ister istemez.

''kızım, sana vurana sen de vur'' mu demeliyim? bilemiyorum hiç

bazı anneler, zevk alıyorlar. ben bunlara sinir oluyorum. çocuğunun asan kesen tavırları, kadınların hoşlarına gidiyor.
başkalarını itmesi, kırması, incitmesi hoşlarına gidiyor resmen.

ben olsam, kızım birini itse yanlışlıkla çarpsa, özür dilemesini telkin ederim. annesinden özür dilerim muhtemelen.
ama bu kadınlar, alttan alttan gülüp, görmezden geliyorlar.
çok üzülüyorum.

ne yapmam lazım bilmiyorum.
ben de mi itip kakmayı öğretmeliyim acaba? çok mu iğrenç bi yetiştirme şekli bu?
ya bilemiyorum.. ama bu umursamaz anneler, beni çileden çıkartıyorlar.

benim oğlum da hemen hemen böyle sadece biz oyuncakları kıskanmak yerine çocuklardan korkuyoruz. mesela parkta bi çocuk oynuyorsa biz o parkta oynayamıyoruz. mesela kaydırağa çıktı bi baktı üzerinde bi çocuk var nasıl kaçacağını şaşırıyor. oldu ki bi çocuk bununla konuştu ya da dokundu (itip vurmaktan bahsetmiyorum) 10 dk sakinleştiremiyorum ağlaya ağlaya içi çıkıyor. bunlar hep yalnız büyütmenin sebep olduğu şeyler. zamanla geçer diyorum ama kişiliğinin bir parçası olarak kalacak diye deçok korkuyorum.

benşuan dubaideyim ve burada parktaki aileler çok saygılı çocuklar bile çok dikkatli kendinden küçük çocukları düşürmemek için özen gösteriyorlar ve çok güzel oynuyorlar biraz deli dolu olsa da dikkatliler. annelere gelince orada oturup muhabbet ediyorlar çocuklarından haberleri bile yok. benim oğlum yalnız oynasa ki oynamıyor :) ben ondan gözümü ayırmam, ayıramam. binbir türlü insan var... neler duyuyoruz hergün allah korusun çok korkuyorum :43:
 
benim oğlum da hemen hemen böyle sadece biz oyuncakları kıskanmak yerine çocuklardan korkuyoruz. mesela parkta bi çocuk oynuyorsa biz o parkta oynayamıyoruz. mesela kaydırağa çıktı bi baktı üzerinde bi çocuk var nasıl kaçacağını şaşırıyor. oldu ki bi çocuk bununla konuştu ya da dokundu (itip vurmaktan bahsetmiyorum) 10 dk sakinleştiremiyorum ağlaya ağlaya içi çıkıyor. bunlar hep yalnız büyütmenin sebep olduğu şeyler. zamanla geçer diyorum ama kişiliğinin bir parçası olarak kalacak diye deçok korkuyorum.

benşuan dubaideyim ve burada parktaki aileler çok saygılı çocuklar bile çok dikkatli kendinden küçük çocukları düşürmemek için özen gösteriyorlar ve çok güzel oynuyorlar biraz deli dolu olsa da dikkatliler. annelere gelince orada oturup muhabbet ediyorlar çocuklarından haberleri bile yok. benim oğlum yalnız oynasa ki oynamıyor :) ben ondan gözümü ayırmam, ayıramam. binbir türlü insan var... neler duyuyoruz hergün allah korusun çok korkuyorum :43:

valla, zamanla geçecek diye umarak, 2,5 yaşına geldik hatta 3'e doğru ilerliyoruz biz.
geçmedi gitti.
aynen ben de, kişilik olarak kalacak diye korkuyorum.
sürekli ezilen, yenilen çocuk olacak diye endişeleniyorum artık.
ne yapacağımı da hiç bilemiyorum.

burda, ben istanbuldaydım birkaç evveline kadar.. şimdi bursadayım... buralarda işler, sizin ordaki kadar parlak olmuyor. en azından ben denk gelemedim.
son derece nezaketsiz çocuklar görüyorum.

kızımın kendi oyuncaklarını indiriyoruz bazen. bisiklet, kum kovaları falan gibi... onları bile, itip kakıp alan çocuklar var ortalıkta.
zorla bisikletten indirmeye çalışan, almaya çalışan.... hatta alan çocuklar var. bunlara müsade eden ve görmezden gelen anneler var.
deli olucam, buna da az var :)
 
hatta geçenlerde, çok sevdiğim bi arkadaşımın kocasının da oğluyla olan sohbetini dinledim. çekinmeden anlatıyordu oğluna. oğlu 3,5 yaşında şimdi.

''babacım, boks yapacaksın... sana vuran olmazsa bile, öyle bi durum olacak gibi hissedersen, sen ona vuracaksın. itilmeyeceksin, iteceksin. üzülmeyeceksin babacım, üzeceksin. sen aslansın, aslanlar ağlamazlar, ağlatırlar gerekirse...''

pes dedim.
'naptın sen şimdi böyle. azdırdın çocuğu, saldırganlaştırdın..' dedim.

''napalım hayat böyle. şimdiden öğrenecekler bu işleri. üstüne basılan değil, üstüne basan olacaklar ilerde.' dedi bana.

çok da gururluydu öğrettiklerinden ötürü.

hakkatten Uras (3,5 yaşındaki velet), gitti oyun parkına. itti kaktı çocukları, kaydırakta kimse kalmadı 30 saniye içinde. Uras, o kaydırağın sahibi oldu. 3 tane ağlayan çocuk oldu biranda ortalıkta. Uras çok mutlu. Babasına baktı, karşılıklı zafer işareti yaptı baba-oğul birbirine.
Ben şoklarda baktım kaldım öööleee...

o gün bu gündür, görüşmüyorum Uras ve ailesiyle.
iyi mi yapıyorum acaba? bilemiyoum....
 
Son düzenleme:
hatta geçenlerde, çok sevdiğim bi arkadaşımın kocasının da oğluyla olan sohbetini dinledim. çekinmeden anlatıyordu oğluna. oğlu 3,5 yaşında şimdi.

''babacım, boks yapacaksın... sana vuran olmazsa bile, öyle bi durum olacak gibi hissedersen, sen ona vuracaksın. itilmeyeceksin, iteceksin. üzülmeyeceksin babacım, üzeceksin. sen aslansın, aslanlar ağlamazlar, ağlatırlar gerekirse...''

pes dedim.
'naptın sen şimdi böyle. azdırdın çocuğu, saldırganlaştırdın..' dedim.

''napalım hayat böyle. şimdiden öğrenecekler bu işleri. üstüne basılan değil, üstüne basan olacaklar ilerde.' dedi bana.

çok da gururluydu öğrettiklerinden ötürü.

hakkatten Uras (3,5 yaşındaki velet), gitti oyun parkına. itti kaktı çocukları, kaydırakta kimse kalmadı 30 saniye içinde. Uras, o kaydırağın sahibi oldu. 3 tane ağlayan çocuk oldu biranda ortalıkta. Uras çok mutlu. Babasına baktı, karşılıklı zafer işareti yaptı baba-oğul birbirine.
Ben şoklarda baktım kaldım öööleee...

o gün bu gündür, görüşmüyorum Uras ve ailesiyle.
iyi mi yapıyorum acaba? bilemiyoum....

bence iyi yapıyosun canım ne bu böyle komando mu yetiştiriyoruz. ertesi gün ondan güçlü büyük bir çocuk onu kaydıraktan ittiğinde babası ne yapacak acaba? yazık diyebiliyorum sadece.. insanlar ne hale gelmişler.
benim bir arkadaşım da 3 yaşlarına gelince oğlunu böyle yetiştireceğini söylerdi hep eğer diğer annelerden şikayet gelirsede "çocuk işte naparsın" dicekmiş. bu bir kısır döngü aslında herkes çocuğunu saygılı yetiştirse hiçkimsenin çocuğunu komando gibi yetiştirmesine gerek kalmaz..
 
bence iyi yapıyosun canım ne bu böyle komando mu yetiştiriyoruz. ertesi gün ondan güçlü büyük bir çocuk onu kaydıraktan ittiğinde babası ne yapacak acaba? yazık diyebiliyorum sadece.. insanlar ne hale gelmişler.
benim bir arkadaşım da 3 yaşlarına gelince oğlunu böyle yetiştireceğini söylerdi hep eğer diğer annelerden şikayet gelirsede "çocuk işte naparsın" dicekmiş. bu bir kısır döngü aslında herkes çocuğunu saygılı yetiştirse hiçkimsenin çocuğunu komando gibi yetiştirmesine gerek kalmaz..

:)))
bu dediğin, çok ütopik sanki :))

''herkes kendi kapısının önünü süpürse, sokaklar tertemiz olur'' gibi bi öneri seninki :))
zor! çok zor!
 

Ben oğlumun bir numaralı tahtarevalli arkadaşıyım mesela...Kaydıraklar diğer çocuklar olmadığı zaman kovalamaca alanımız...
Salıncaklar biraz küçük bizim burda onlara el atamadım henüz...

Ama çoğu zaman yaşıtları ile vakit geçirsin diye çekilirim bir banka;haaay çekilmez olaydım,başlıyor ahiret sorgusu:
(KIRMIZI DİYALOGLAR MALUM ANNELER)
-Sizin ki kaç yaşında?
-3
-Çok yaramaz,evde de böyle mi?
-Yok ben onu sokak için ayrı eğitiyorum(tövbe tövbe)
-Tek çocuk mu bu(!) ?
-Evet.
-Tabi ondan böyle yaramaz...Şımarmış bu....
-He öyle olmuş.

---------------------------------------ya da;
-Sizin ki pek zayıf yemiyor mu?
-Açlıkla ıslah yoluna gidiyorum da ben....
-Hönnk.
---------------------------------------hmmm bir de değinmeden geçemeyeceğim şu tipler var ;
-Bisiklet sizin mi?
-Evet,isterse binsin benim ki binmiyor.(çocuk biner bisiklete,gayet mutlu,anne gelir yanıma oturur,dost olduk ne de olsa)
-Bisikletini alsam binmez hiç şimdi sizinkini görünce kıymetli oldu.
-Olsun canım,çocuk onlar.(Oğlum gelir,bisikletine binen kardeşin topunu görür ve ister hemen)
-Topu istiyor derim ben.....
-Ayyy ben hiç öğretemedim benimkine paylaşmayı,şimdi versem tepinir,ağlar durur.İn oğlum bisikletten,hadi eve gidiyoruz.
-Yuuuuh!!!

İçimi şişirip keyfimin içine etmenize müsade edeceğime gider oğlumla kayarım,bana ne küstüm işte.
 
Son düzenleme:

Ben oğlumun bir numaralı tahtarevalli arkadaşıyım mesela...Kaydıraklar diğer çocuklar olmadığı zaman kovalamaca alanımız...
Salıncaklar biraz küçük bizim burda onlara el atamadım henüz...

Ama çoğu zaman yaşıtları ile vakit geçirsin diye çekilirim bir banka;haaay çekilmez olaydım,başlıyor ahiret sorgusu:
(KIRMIZI DİYALOGLAR MALUM ANNELER)
-Sizin ki kaç yaşında?
-3
-Çok yaramaz,evde de böyle mi?
-Yok ben onu sokak için ayrı eğitiyorum(tövbe tövbe)
-Tek çocuk mu bu(!) ?
-Evet.
-Tabi ondan böyle yaramaz...Şımarmış bu....
-He öyle olmuş.

---------------------------------------ya da;
-Sizin ki pek zayıf yemiyor mu?
-Açlıkla ıslah yoluna gidiyorum da ben....
-Hönnk.
---------------------------------------hmmm bir de değinmeden geçemeyeceğim şu tipler var ;
-Bisiklet sizin mi?
-Evet,isterse binsin benim ki binmiyor.(çocuk biner bisiklete,gayet mutlu,anne gelir yanıma oturur,dost olduk ne de olsa)
-Bisikletini alsam binmez hiç şimdi sizinkini görünce kıymetli oldu.
-Olsun canım,çocuk onlar.(Oğlum gelir,bisikletine binen kardeşin topunu görür ve ister hemen)
-Topu istiyor derim ben.....
-Ayyy ben hiç öğretemedim benimkine paylaşmayı,şimdi versem tepinir,ağlar durur.İn oğlum bisikletten,hadi eve gidiyoruz.
-Yuuuuh!!!

İçimi şişirip keyfimin içine etmenize müsade edeceğime gider oğlumla kayarım,bana ne küstüm işte.

yazdıklarınızı ve alcadras kaçkını olduğunuzu görünce sizinle tanışmak istedim :) çok ortak yönümüz olabilir :D
 
ben de geçen salıncağa bindim 2 yaşındaki oğluma bağırıyorum "hadi gel de beni salla" diye yanımızdan geçen adam önce bana baktı snra döndü çocuğa baktı :52: ve gülmeye başladı.:1:

Hakikaten komikmiş kızma :)
Ben de sallanıyorum bazı parklarda ama kaydiraktan kaymaya cesaretim yok. Walla burada kayan anneleri gördükçe icim gitti, haftasonu tenha bir park bulmalı ama nerdeeeee!
 
Konuya atlayanlar olmuş,ben çocuğumla oyunlar da oynarım,kayarım da uçarım da tarzında..
Ben kimseye çocuğunla oynama aaa ne ayıp demiyorum,
Ben park müdürü olup,sen dur sen geç,sen kay,sıra sende,diyen
Bu durumda çocuğunu kayırmak adaletsizliinden bi türlü sıyrılamayan,
Çocuğunu özgürce oynamaya bırakmış,gözü üzerinde annelerin çocuğu yere düşse nerde bu çocuğun annesi diye mübaşir gibi çığıran,
Bütün oyuncakları kendi hizmetlerine alma cüretine ve konuşma üslubuna sahip ve bu çizgide çocuk yetiştirmiş,
Bütün eşyalar ve oyuncaklar kendi hizmetinde olup hiçbir kırıntısına el sürdürmeyen cinsten aile portföylerinden bahsediyorum..
Ne demek istediğimi anlayan arkadaşlarımın da olduğu bu konuda güzel dialoglar da okudum..
 
aslında sorun birlikte oynayıp-oynamamak değil.. biz millet olarak çocuğa daha bebekliğinden "ben" kavramını empoze ediyoruz.. mesela anneler olarak "benim oğlum, benim evim, benim eşyam".. bu sefer de çocuk doğal olarak benimsiyor bu "ben"i.. sorunlar buradan başlıyor.. paylaşmayı öğrenmesi için kardeş olsun istiyoruz ama herşeyini sadece kardeşiyle paylaşmasından yanayız.. çocuklarımı Tr'de parka falan götürmem, oradaki anne çekişmesinin başka hiçbir yerde olmadığına inanıyorum.. yarışmaya çıkartmış gibi "kimin bebeği kilolu, kimin kıyafeti bilmem ne marka".. bence park kültürü, biz büyüdük ve bitti..
 
Geçenlerde site bahçesinde bir komşumun kızımla aynı yaştaki-3,5- oğlunu bisiklet sürerken,kızım da ayakta durur vaziyette birbirlerine vururken yakaladım.normalde kızını an be an takip eden bir anne değilim.ancak 1,5 yaşında iken gözümü ayırmamla balkondan düşmesi sonucu biraz panik bir anne oldum diyebilirim.neyse...kızım kavga ederken sadece kendini koruyor,elini arkadaşının önüne koyuyor,çocuk bisikletin önündeki yerden geçmesine mani olabilmek için hiç durmadan vuruyordu.hem de erkek kuvvetiyle ve hızlıca.anne yüreği..nasıl dayanacaktım ki? hemen çocuğun burnunu sıkıca tutup kızımı elinden tuttuğum gibi alıp gözümün önüne bir yere getirdim.ne yani; kızımın acımaması için yufka yüreklilikle gözlerine bakarak konuşmaya çalıştığı,ama yumruk yediği çocuğun daha fazla kızımı dövmesine müsade mi edecektim?ertesi gün annede bir surat bir surat.tabi ki hiç kasmadım.o da biraz çocuğuna yufka yürekli olmaktan,birbirini acıtmamaktan bahsetsin.hep kendini korumayı mı öğreteceğiz çocuklarımıza.bu ne saçmalık.
Peygamber efendimizin bir sözünü hatırlatmak isterim.''Çocuğa sadece ekmek,su vermeyin.içine vefa,merhamet koyun''. kendini korumakla bu duygular öğretilmez.kendini korumakla,kimi,hangi kiloda birini döveceğini öğrenebilirsin.çocukları kavgada kendi haline bırakmak yanlış bence,bir eğitimci olarak buna kesinlikle karşıyım.13 yıllık beden eğt. öğretmeniyim ve deneyimlerimden bunları çıkardım...
park anneleri hakkında ise şunlardan gıcık kapıyorum:mesela kızımın bale kursuna gitmesine bilip bilmeden yorum yapan annelerden...benim hamilelğimden ayyy pabucu dama taılacak büyük kızınınnn diye yorum yapanlardan....kendi kızının eski arkadaşı gelince benim kızımla oynamayı bırakan kızı için..benimki seninkini sattı ahahahahaa (arkadaşını satmak nasıl güzel bir davranışsa)diye durumu 1-0 galip kapattığını sanan annelerden gıcık alıyorum.sırf bu yüzden kızımı hayalimdeki gibi değil de bir savaşçı gibi yetiştirmek hissi gafletine kapıldığım oluyor:(
 
Gerçekten hayatta öyle kimseler var ki, çocuklarımız daha çok küçükken bunlarla yaşamayı öğrenmek zorunda,
Hele hele kız çocukları için kesinlikle devir artık dimdik durmayı öğrenme devri..
 
Oğlum 5.5 yaşında ve onun yaşıtları var parkta 4-5 kişiler çok iyi anlaşıyorlar. Çocuk bunlar bir bakıyorsun çok güzel oynuyorlar, bir bakıyorsun ayrı ayrı duruyorlar, bir bakıyorsun birbirlerini itiyorlar. Bunların en çok yaptığı ise koşmaca ve sukuturla kaymak ve tekerleklerinin birbirlerine çarptırmak. Ne kadar yapma desekte hoşlarına gittiği için yapıyorlar ve çok fena düştükleride oluyor. Ama gözümü bir dakika bile ayırmam malum hepside yaramazlık peşinde. Ama ben diğer çocukların anneleriyle samimi değilim konuşmuşluğum bile yok.

Geçen gün yaşanan olay;

Hep beraber koşuyorlardı. Oğlum koşarak bir tanesini itti ve çimenlere düştü (çimen nede olsa taş gibi değildir canı o kadarda yanmamıştır herhalde neyse) Ben hızla gittim çocuğu kaldırdım ağlama neren acıdı vs diyorum o sırada çocuğun annesi geldi benim onun annesi olduğumu arkadan görüp tanıyamadı galiba benimki kaçtı gitti ama arkasından bağıyor en sonundada gel sen bakayım buraya seni napcam ibn e diyince o kelimeye kafam bir attı.
Ben çocuğuma hem o lafı yedirmem hemde kötü kelime öğrenmesin diye o kadar uğraşıyorken. Ben ayağa kaltkım onun arkasına geçtim o anda bir döndü ben karşısındayım. Banada seninki herkese vuruyor hep itiyor çok yaramaz vs şeklinde bağırıyor. Bende onlar hep öyle ne kadar istemesekte hepsi aynı hareketleri yapıyor. Diğerlerinin annesi niye bir şey demiyor da sen diyorsun tamam diyebilirsin ama o lafı söyletmem sana vs diye bende baya bir bağırdım. Senin bu lafına karşılık keşke yardım edip çocuğu kaldırmasaydım ben iyi niyetli yaklaşıyorum sen nediyorsun sana o lafı öyle bir yediririmki sende şaşırırsın dedim. Madem çocuğun hiç düşmeyecek kimse ona birşey yapmayacak sonuşta çocuklar itişip kakışır yani. Çocuğunu bir daha benimkinin yanında görmeyeyim dedim. Ama ertesi gün çocuğu yine bizimkilerle oynuyordu.
Yani büyüklerin bunu kavgaya çevirmesine gerek yok o lafı söylemeseydi ben yine tartışmazdım lafa çok kızdım. Oğluma ise yapmamsını her defasında söylüyorum ama yine aynı. Diğer annelerde onlara yapmayın diyor onlarda aynı. Bizlerde aynı değilmiydik.Hatta bizler daha şanslıydık sokakta rahat rahat akşama kadar oynardık. Şimdi tek başlarına çıkaramıyoruz ancak parka gidiyoruz oda belli bir saat. Evden çıkınca kuzucuklar ipini koparmış kuzular gibi ordan oraya koşturuyor:))
 
Back