Kızlar ; çok net söylüyorum... Geçecek. Geçmeyen sabahı bulmayan hiçbirşey yok bu hayatta.
Yıllarca mücadele ettiniz belki hala ediyorsunuz, zaman geliyor sizi kimselerin anlamadığını düşünüp böyle yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim diyorsunuz ama gerçekten geçiyor...
2 yıl önce işyerimdeki inanılmaz stres, yoğun iş temposuna artık bünyesel de tepki vermeye başlamıştım. Birlikte çalıştığım bölüm müdürüm inanılmaz itici, kaosla beslenen, sürekli aksiyon peşinde olan, insanları üzmekten inanılmaz keyif alan biriydi. Vücudumun değişik yerlerinde ağrılarım başlamıştı, netten sürekli okuyup kendimi böbrek üstü bezi kanseri tanısı koymuştum
Bu süre zarfında sürekli çarpıntılarım, soğuk soğuk terlemelerim ve son raddede artık durmaksızın ağlama ataklarım başlamıştı. Durduramıyordum kendimi, bir insan 24 saat ağlarmı. 12 ayrı doktora gittim, tahliller, ekgler, mrlar... Tanı koyulamıyordu. Ben de mühendis olduğumdan bu durumun psikolojik yönünü hazmedemiyordum, yani nasıl olur... Biz meslek icabı kanıt isteriz
En son dahiliyeci beni karşısına aldı, bak kızım dedi... Bu işin psikolojik boyutu çok farklı, bir sürü tahlil yapıldı fiziksel bir sıkıntı olsa çoktan çıkardı. Anksiyete bozukluğu bu. Bu durumu duygusal açıdan zayıf kişilerin yaşadığını düşünme... Aksine sen çok güçlü bir karakter olduğun için bunları yaşıyorsun. Kabullenemediğinden bu durumu doktor doktor geziyorsun. Seni bir psikiyatrist arkadaşıma yönlendireceğim dedi. Gittim kendisine. 4 saat kesintisiz anlattım anlattım... Prozac ve tranko buskas yazdı, 6 ay kullandım sonra bırakalım artık dedi bıraktım.
Gayet de iyiydim ama geçtiğimiz ocak sonunda yine durmadan ağlama ataklarım ve geceleri uyuyamamak başladı. Sebebini içimde hazmedemediğim başka şehire taşınmak ve oldukça keyifli olan hayatımı biraz rutine çekmek olduğunu bilecek kadar bilinçle hareket ettim ama yine ağlamalarımı durduramıyordum. Bu sefer yine aynı doktoruma gittim. Yine günde 1 tane prozac ve aksamları laroxy verdi uyumam için. Laroxy'li 1 ay kullandım bıraktım, en son mart başında covid öncesi muayenede doktorum bana ''Livre'ciğim hayatımda senin kadar durumunu güzel anlatan, hisseden ama çözemeyen kimse görmedim, anksiyete panik atak falan değil senin sorunun- senin sorunun kontrolcülük. Hayatı bu kadar yönlendiremezsin. Sal biraz :)'' dedi. Arkasından 1.5 ay sonra yani son kutu prozacı bir gün al bir gün alma bitene kadar dedi. Sonrasında da bırakıyoruz, ihtiyacın yok ilaca dedi...
Gecelerce uyumadığım elimin ayağımın boşaldığı soğuk soğuk terlediğim zamanlar çok oldu, hala oluyor. Ama ben sanırım bu durumu kabullendim. Migrenim de var mis gibiiii, oohhhh
Demem o ki yalnız değilsiniz, hiçkimse olmasa bile karanlık gecede karıncanın ayak izini duyan rabbimiz yok mu ?
Geçecek kızlar, geçmeli. Ama ne olur ağır ilaçlar kullanmayın, bu hastalıkta herkes doktoruna yalvarıp ilaç arttırıyor. Benimde ilaç fobim var. Asla çok ağır, sersemletecek birşey ya da bir doz istemiyorum dedim. Ne olur zanax falan çok ağır diyorlar kullanmayın onu...