- 16 Şubat 2015
- 202
- 77
acile ilk gidişim bir gece vaktiydi. beynime keskin bir ağrı girmişti. yüzüme doğru uyuşma, zangır zangır sarsılarak titreme ve cayır cayır yanma ve ölüyorum hissiyle. tetkikler vs sonuç psikolojik dediler eve gönderdiler. ben bir daha olacağını dahi düşünmezken gün içinde tekrar etti. acillere gittim 3 kere en sonunda marmara üniversitesi psikiatri kliniğine sevk edildim.
2 saat konuşmaktan sonra panik atak teşhisi kondu. ilaç verdiler antidepresan ve xanax.
çok şiddetli ataklar geçiriyordum en kısası 20 en uzunu 2 saati ve günde 3-4 kere tekrarlanan ataklar geçiriyordum. ilaç ile zamanla azaldı ama geçmedi. ilaç değişikliği yaptı doktor ve o ilaç sayesinde ataklarım da geçti xanaxıda bıraktım.
neler neler yaşıyordum. beyin kanaması geçiriyorum düşüncem vardı. bir müddet sonra kalbe dönüyordu, kalp krizi geçiriyorum diye korkuyordum. nefes alamıyordum, sanki boğazıma bir odun sokmuşlar gibi tıkanıyordum. boğazlı hiç birşey giyemiyordum. sokağa çıkamıyordum tek başıma banyo bile yapamıyordum.
aniden gayet iyiyken birden geliyordu binbir suratlı ataklarım. en korkunç atağımı 2 kere yaşadım. uykudan bir gece vakti ansızın titreyerek uyanmıştım. ve beynim bana şunu diyordu: sen her an kontrolünü kaybede bilirsin ve penceren kendini ata bilirsin. bu intihar etme düşüncesi değildi. korkuydu aklımı yitirip bunu yapabilirim diye. yine alprazolam aldığımda etkisini gösterdiğinde rahatlıyordum. 2 kere bu düşünce korkunçtu. kalp çarpıntılarım, düzensiz kalp atışlarım, hızlı nabız atışlarım 160a dek çıkmıştı bir defasında oluyordu. tansiyonum çıkıyordu dolayısıyla. ve titremim eksik olmuyordu o sırada. sonrada oturup ağlıyordum neden ben bunları yaşıyorum diye. herkes takma senin elinde beyninde bitirmelisin bunu diyordu, ama bu iş o kadar kolay olmuyordu. o an korkularla bedeninde olup bitenleri duymazdan görmezden gelemiyorsun. yıllar yıllar sonra bile hala yaşadığım da acaba kalp mi diye düşündüğümde bile atak bu geçecek artık diyorum alışkanlığımdan olsa gerek artık alıştım. tanıyorum. biliyorum. bi heyecan panikleme oluyor ama sonra dinlemiyorum kendimi. pandost diye bir dernek var oraya gidiyordum bakırköyde. ama orda da pek iyi olmuyordum herkes yaşadıklarını anlattıkça bana ters tepiyordu iyi olacağıma. kişiye göre değişir tabiki durum. panik atak ile ancak tanışık olduğunda başa çıkabilirsin. bende muhakkak ilaç tedavisi gerekiyor. özellikle benim gibi şiddetli yaşıyorsanız. ilacınız size faydasını hemen göstermez bunun için 1 ay kullanmanız gerekiyor ilacı. sonra karar vermelisiniz yarayıp yaramadığına doktorunuz ile birlikte. ölmezsiniz. bunu öncelikle aklınıza kazıyın. panik atak öldürmüyor. bunun endişesini duymayın o an. sizin ruhununuz haykırışı bir nevi geçirdiğiniz ataklarınız. korkup benim gibi eve haps olmayın. bende 6 ay sonra sokağa çıkmaya başladım tek başıma yine ilaçlara sığınarak. ölüm korkusu olmasın ve en güzel rahatlatıcı yanı ise psikolojik olması tüm korkuların. kendimi hep o şekilde avutmuşumdur. gerçek bir hastalık değil ya şükür demişimdir. en güzeli beyninize geçeceksin diyerek beklemek o an. sakin kalabilmek derin nefes alıp ağır ağır dışa vermek nefesinizi. bir kağıt poşetin içine nefesini ver al demişti doktor bana atakların geldiğinde. kolonya kokla demişti :) bende kolonya ile gezen bir tiptip ortalıkta pamuklarla. çantamda limon bıçak taşırdım dışarda tansiyonum çıktığında hemen limonu yerdim. işte psikolojik iyi geliyordu.. ölmeyeceksiniz panik ataktan bunu aklınızdan silin. yok öyle birşey. başara bilirseniz kendinizi dinlemeyin o an yine mi sen, seni dinlemeyeceğim geçeceksin deyip oyalanın sevdiğiniz birşey ile.. çok geçmiş olsun zordur ama korkulacak birşey değil esasen.
2 saat konuşmaktan sonra panik atak teşhisi kondu. ilaç verdiler antidepresan ve xanax.
çok şiddetli ataklar geçiriyordum en kısası 20 en uzunu 2 saati ve günde 3-4 kere tekrarlanan ataklar geçiriyordum. ilaç ile zamanla azaldı ama geçmedi. ilaç değişikliği yaptı doktor ve o ilaç sayesinde ataklarım da geçti xanaxıda bıraktım.
neler neler yaşıyordum. beyin kanaması geçiriyorum düşüncem vardı. bir müddet sonra kalbe dönüyordu, kalp krizi geçiriyorum diye korkuyordum. nefes alamıyordum, sanki boğazıma bir odun sokmuşlar gibi tıkanıyordum. boğazlı hiç birşey giyemiyordum. sokağa çıkamıyordum tek başıma banyo bile yapamıyordum.
aniden gayet iyiyken birden geliyordu binbir suratlı ataklarım. en korkunç atağımı 2 kere yaşadım. uykudan bir gece vakti ansızın titreyerek uyanmıştım. ve beynim bana şunu diyordu: sen her an kontrolünü kaybede bilirsin ve penceren kendini ata bilirsin. bu intihar etme düşüncesi değildi. korkuydu aklımı yitirip bunu yapabilirim diye. yine alprazolam aldığımda etkisini gösterdiğinde rahatlıyordum. 2 kere bu düşünce korkunçtu. kalp çarpıntılarım, düzensiz kalp atışlarım, hızlı nabız atışlarım 160a dek çıkmıştı bir defasında oluyordu. tansiyonum çıkıyordu dolayısıyla. ve titremim eksik olmuyordu o sırada. sonrada oturup ağlıyordum neden ben bunları yaşıyorum diye. herkes takma senin elinde beyninde bitirmelisin bunu diyordu, ama bu iş o kadar kolay olmuyordu. o an korkularla bedeninde olup bitenleri duymazdan görmezden gelemiyorsun. yıllar yıllar sonra bile hala yaşadığım da acaba kalp mi diye düşündüğümde bile atak bu geçecek artık diyorum alışkanlığımdan olsa gerek artık alıştım. tanıyorum. biliyorum. bi heyecan panikleme oluyor ama sonra dinlemiyorum kendimi. pandost diye bir dernek var oraya gidiyordum bakırköyde. ama orda da pek iyi olmuyordum herkes yaşadıklarını anlattıkça bana ters tepiyordu iyi olacağıma. kişiye göre değişir tabiki durum. panik atak ile ancak tanışık olduğunda başa çıkabilirsin. bende muhakkak ilaç tedavisi gerekiyor. özellikle benim gibi şiddetli yaşıyorsanız. ilacınız size faydasını hemen göstermez bunun için 1 ay kullanmanız gerekiyor ilacı. sonra karar vermelisiniz yarayıp yaramadığına doktorunuz ile birlikte. ölmezsiniz. bunu öncelikle aklınıza kazıyın. panik atak öldürmüyor. bunun endişesini duymayın o an. sizin ruhununuz haykırışı bir nevi geçirdiğiniz ataklarınız. korkup benim gibi eve haps olmayın. bende 6 ay sonra sokağa çıkmaya başladım tek başıma yine ilaçlara sığınarak. ölüm korkusu olmasın ve en güzel rahatlatıcı yanı ise psikolojik olması tüm korkuların. kendimi hep o şekilde avutmuşumdur. gerçek bir hastalık değil ya şükür demişimdir. en güzeli beyninize geçeceksin diyerek beklemek o an. sakin kalabilmek derin nefes alıp ağır ağır dışa vermek nefesinizi. bir kağıt poşetin içine nefesini ver al demişti doktor bana atakların geldiğinde. kolonya kokla demişti :) bende kolonya ile gezen bir tiptip ortalıkta pamuklarla. çantamda limon bıçak taşırdım dışarda tansiyonum çıktığında hemen limonu yerdim. işte psikolojik iyi geliyordu.. ölmeyeceksiniz panik ataktan bunu aklınızdan silin. yok öyle birşey. başara bilirseniz kendinizi dinlemeyin o an yine mi sen, seni dinlemeyeceğim geçeceksin deyip oyalanın sevdiğiniz birşey ile.. çok geçmiş olsun zordur ama korkulacak birşey değil esasen.