Zaten öğretmenlerin yetiştirdiği çocukları bir başka oluyor. Bu da eğitimin evde desteklenmesi gerektiğinin bir başka kaniti. Konu sahibi cok zengin degil. Ev almasi da hem yatırım (ileride yine çocuğuna kalir) hem de çocuğun daha iyi bir evde büyümesine olanak sağlaması acisindan onemli.
Ben öğretmen çocuğu olmasına rağmen çok şaşırtan çocuk da gördüm :)
Biraz çocuğun kendisinde de bitiyor iş.
Yani aslında şunu da kabullenmek lazım.
Her çocuk her konuda yetenekli olmak zorunda değil.
Çabalar çabalar ama yabancı dili başaramaz, zorlamamak lazım.
Matematiği sevmez ve öğrenmeye kapatır kendini istediğin kadar destekle, özel ders aldır boş.
Sınıfımda köyde yetişmiş bir çocuk var ana sınıfına gitmemiş.
Geldiğinde kalem bile tutmayı bilmiyordu.
Renkler falan yoktu bu zamanda düşün.
(Benim 4 yaşına girmemiş yeğenim biliyor ingilizce saymaları, renklerin bile ingilizcesini. )
Ama öğrenme konusunda ana sınıfına giden pek çok çocuktan da hızlı.
Evde ilgi olmadığı halde böyle.
Çünkü iyi huyludur, söz dinler.
Bunlar da çok önemli.
Aslında okul çağına gelene kadar çocukta pek çok şey oturuyor.
Zamanı kaliteli etkinliklerle geçirmeyi, dikkatini bir işe vermeyi, söz dinlemeyi, gerçek anlamda
iyi huylu olmayı öğretseler sonrası kolay esasen.
Aileler okuldan mucize bekliyor.
Öğretmenin elinde sihirli değnek yok.
Ben özel okulu öğretmen eğitimi için değil, arkadaşlık ortamı, daha temiz, pak hijyenik ortamlar,
yemekhane, sanat gibi etkinlik imkanları için öneririm.