Ne çok konu açar oldum.
Özel hayatımı asla kimseye anlatmam. Kendimden bile bir nebze uzak tutarım öyle söyleyeyim ama artık duygu taşkınlığı, gerçeklere objektif bakamadığımı düşünmem -özel hayatımı- sizlerle paylaşmama neden olacak.
Bi ilişkim var. İlişkiye başlarken geçmişte yaşadığım ne varsa en yalın ve yalansız haliyle anlattım.
Kendisi Ankara’da bir okulda. (İfşa olmamak adına okula nasıl girdiğini yazamıyorum. Merak edenlere özelden yazabilirim). Ben ise bu yıl tekrar üniversite sınavına gireceğim.
Şimdi başlıyorum. Kendisi asla moral vermiyordu okul konusunda. Zamanla bu köstek olma durumu moral bozmaya, dalga geçmeye, ezmeye kadar geldi. Safsın demeler, -ailemle sorunlu olduğumuz için pek dışarı çıkamıyorum-, sana acıyorum demeler. Asla ezdirmedim kendimi, cevabını verdim ama nasıl bir karakteri varsa tüm bunlar artarak devam etti.
Beni rahatsız eden bir çocuk vardı anlatmıştım bir konumda. Onunlayken de devam etti bunlar ve ondan saklamadım hiçbir şeyi. Son olayda -ailem öğrenmeden-, onunla paylaştım. Mantıklı düşünemediğim bir sırada annemlere anlatmam için üzerimde baskı kurdu. Ben de “Anlatamayacağımı annemlerin normal karşılamayacağını başka bir çözüm bulmamız gerektiğini” anlattım. Daha da arttı baskısı ben de bir hışımla “Sana anlatmıştım böyle yapacaksaydın en başından kabul etmeseydin” dedim. O da “Keşke” dedi. Bu konuyla ilgili ilk “Keşke” deyişi değil, son da olmayacak biliyorum.
Dışarı çok çıkamadığımdan bahsettim. Az görüşüyoruz bu nedenle. Çıktığımızda da iyi ve temiz bir yere gidelim istiyorum. Gidiyoruz gitmesine ama biraz maliyetli bir şey yemek ya da içmek istesem, (emin olmamakla birlikte) surat asıyor ya da ben tokum diyor. Hesabı paylaşalım diyorum onu da kabul etmiyor, çoğu zaman. Ne yapacağımı şaşırdım. Hatta geçen gün aramızda yine para lafı döndü. Dışarı çıktığımızda “Hiç uygun bir yere gidelim ya da uygun fiyatlısını alalım diye düşündüğün oluyor mu” diye sorular yöneltti. Sakın sanmayın hep onun üzerinden geçiniyorum falan asla böyle bir şey yok. Yemek o alıyorsa kahve ben alıyorum. Ya da çeşitli kibarlıklar yapmaya çalışıyorum falan vesaire.
Toparlayacak olursam kendimi onunlayken yetersiz biri olarak görmeye başladığımı farkettim. Kasıntı bir şey oldum çıktım. Yapma, etme, düşüncesizsin, benim çevremdeki insanlar senin gibi değil, (kız kardeşi var ve bir kavga sırasında) sen onun tırnağı bile olamazsın, (ufak bir yanlışımda) insanlar diğer türlü yapar sen insan değilsin, senin gibi birini hayatımda istemiyorum, sorumluluk edin biraz... gibi bir sürü söylem.
Bazen durup kendime neden bunu yakıştırdığımı soruyorum. İyiyken çok iyiyiz aklımı bu çeliyor galiba. Benim objektif yorumlara ihtiyacım var açıkçası. Hayatımda gerçekten hiçbir şey yolunda değil ve çok yoruldum.
Ps; iyiyken gerçekten çok iyiyiz ancak iki gün iyiysek beş gün zehir zemberek geçiyor.
Özel hayatımı asla kimseye anlatmam. Kendimden bile bir nebze uzak tutarım öyle söyleyeyim ama artık duygu taşkınlığı, gerçeklere objektif bakamadığımı düşünmem -özel hayatımı- sizlerle paylaşmama neden olacak.
Bi ilişkim var. İlişkiye başlarken geçmişte yaşadığım ne varsa en yalın ve yalansız haliyle anlattım.
Kendisi Ankara’da bir okulda. (İfşa olmamak adına okula nasıl girdiğini yazamıyorum. Merak edenlere özelden yazabilirim). Ben ise bu yıl tekrar üniversite sınavına gireceğim.
Şimdi başlıyorum. Kendisi asla moral vermiyordu okul konusunda. Zamanla bu köstek olma durumu moral bozmaya, dalga geçmeye, ezmeye kadar geldi. Safsın demeler, -ailemle sorunlu olduğumuz için pek dışarı çıkamıyorum-, sana acıyorum demeler. Asla ezdirmedim kendimi, cevabını verdim ama nasıl bir karakteri varsa tüm bunlar artarak devam etti.
Beni rahatsız eden bir çocuk vardı anlatmıştım bir konumda. Onunlayken de devam etti bunlar ve ondan saklamadım hiçbir şeyi. Son olayda -ailem öğrenmeden-, onunla paylaştım. Mantıklı düşünemediğim bir sırada annemlere anlatmam için üzerimde baskı kurdu. Ben de “Anlatamayacağımı annemlerin normal karşılamayacağını başka bir çözüm bulmamız gerektiğini” anlattım. Daha da arttı baskısı ben de bir hışımla “Sana anlatmıştım böyle yapacaksaydın en başından kabul etmeseydin” dedim. O da “Keşke” dedi. Bu konuyla ilgili ilk “Keşke” deyişi değil, son da olmayacak biliyorum.
Dışarı çok çıkamadığımdan bahsettim. Az görüşüyoruz bu nedenle. Çıktığımızda da iyi ve temiz bir yere gidelim istiyorum. Gidiyoruz gitmesine ama biraz maliyetli bir şey yemek ya da içmek istesem, (emin olmamakla birlikte) surat asıyor ya da ben tokum diyor. Hesabı paylaşalım diyorum onu da kabul etmiyor, çoğu zaman. Ne yapacağımı şaşırdım. Hatta geçen gün aramızda yine para lafı döndü. Dışarı çıktığımızda “Hiç uygun bir yere gidelim ya da uygun fiyatlısını alalım diye düşündüğün oluyor mu” diye sorular yöneltti. Sakın sanmayın hep onun üzerinden geçiniyorum falan asla böyle bir şey yok. Yemek o alıyorsa kahve ben alıyorum. Ya da çeşitli kibarlıklar yapmaya çalışıyorum falan vesaire.
Toparlayacak olursam kendimi onunlayken yetersiz biri olarak görmeye başladığımı farkettim. Kasıntı bir şey oldum çıktım. Yapma, etme, düşüncesizsin, benim çevremdeki insanlar senin gibi değil, (kız kardeşi var ve bir kavga sırasında) sen onun tırnağı bile olamazsın, (ufak bir yanlışımda) insanlar diğer türlü yapar sen insan değilsin, senin gibi birini hayatımda istemiyorum, sorumluluk edin biraz... gibi bir sürü söylem.
Bazen durup kendime neden bunu yakıştırdığımı soruyorum. İyiyken çok iyiyiz aklımı bu çeliyor galiba. Benim objektif yorumlara ihtiyacım var açıkçası. Hayatımda gerçekten hiçbir şey yolunda değil ve çok yoruldum.
Ps; iyiyken gerçekten çok iyiyiz ancak iki gün iyiysek beş gün zehir zemberek geçiyor.
Son düzenleme: