Ondan soğuyorum

Elbet kendinize de vakit ayırın. Arkadaşlarınızla da gorusun. Kuaföre gidin. Kendinize bakın. Bakımlı olun. Ama eşinizle de iletişimi koparmayın.
 
Tek bildiğim bir insan birisiyle vakit geçirmek isterse o vakti yaratıyor, o insanla görüşmek istemezse de bahanesi hep "işim var yoğunum meşgulüm" oluyor.
Simdiye kadar olan konuşmalarınızı anladığım kadarıyla karşı tarafa kendinizi tam olarak anlatamamissiniz. İsler yüzünden hicbirseye yetisemediginizden olaya girdiniz belki de, o da gerçek meseleyi anlayamamış. Erkekler uzun cümlelerden anlamıyor. Kısa ve net konuşmak gerekiyor.
Direk sevildiğimi hissetmiyorum artık gibi kısa cümleler kullanın. Olayı çok dallandirip budaklandirmayin. Bana vakit ayirmani istiyorum deyin. Ve mümkünse eve arkadaşlarınızı çağırın. Birlikte vakit geçirmek için bireyler yapın. Bir film açın, mısır patlatıp birlikte film izleyin. Birlikte saatlerce vakit geçirmek değil mesele, kaliteli vakit geçirin. Birlikte geçirdiğiniz o süre kısa olsa da kaliteli olsun. Senjnle gülmeyi unuttum deyin. Dokunulmayi özledim deyin. İçinizdekileri dökün. Sessiz kalarak onun anlamasını beklemeyin. Sessizlik aranızda daha büyük uçurumlar acar. Iletisimsizlik öldürür ilişkileri.
onu da söyledim. artık sevildiğimi hissetmiyorum, senin bana duyguların azaldı bence vs...tek söylediği şey saçmalama veya üff ne alaka....durup durup nerden çıkarıyorsun bunları diyor ama mesela bana böyle cevap vermek yerine bir sarılsa, iki güzel söz söylese daha inandırıcı ve içten olacak yani ama yok, adam moroz moroz konuşuyor işte. veya geçiştiriyor. başbaşa vakit yaratamıyoruz pek, cinsellik de ondan yok. zaten ayda 2 hafta kayınvalidem bizde kalıyor. oğlan da geç uyuyor. zincirleme işte her şey.
 
onu da söyledim. artık sevildiğimi hissetmiyorum, senin bana duyguların azaldı bence vs...tek söylediği şey saçmalama veya üff ne alaka....durup durup nerden çıkarıyorsun bunları diyor ama mesela bana böyle cevap vermek yerine bir sarılsa, iki güzel söz söylese daha inandırıcı ve içten olacak yani ama yok, adam moroz moroz konuşuyor işte. veya geçiştiriyor. başbaşa vakit yaratamıyoruz pek, cinsellik de ondan yok. zaten ayda 2 hafta kayınvalidem bizde kalıyor. oğlan da geç uyuyor. zincirleme işte her şey.
Off ne alaka diyene kadar bana bir sarılsan daha daha mutlu ederdin dediniz mi hiç?
Bir de ayda 2 hafta kayinvalide niye sizde kalıyor? Bu da ilişkinizi etkilemiş.
 
İşte annesi maalesef çocukları yetiştirirken onlara sorumluluk yüklemeyerek hata yapmış özellikle Türk erkekleri annelerine çok bağımlı ve partnerlerinin de nedense anneleri gibi olmasını istiyor. Konunuzu okudum ama aşılamayacak bir problem göremedim ilişkilerde böyle tekdüzelik bir süreden sonra normal geliyor. Çoğu kişi yazmış ama bu konuda terapistler var onlara gidebilirsiniz.
 
Madem maddi durumunuz iyi haftada 2-3 gün temizlik ve yemek için bir yardımcı alın ve eşiniz karşılasın.
Bu sayede sizde rahat eder ve kendinize vakit ayırabilirsiniz.
Cinsellik konusu çocuktan sonra maalesef bir müddet ciddi anlamda sekteye uğruyor.
Ortada boşanmak için çok ciddi ve aşılmayacak bir problem yok bence.
Boşanma düşüncesinden önce bir aile terapistine başvurun gerçekten hem size hem eşinize çok faydalı olacaktır.

Boşanma kararınızı ondan sonra düşünmeniz hem sizin hem çocuğunuzun hayrına olacaktır kanaatindeyim.
 
Manas destanına dönebilir baştan uyarayım arkadaşlar....Eşimle 6 yıldır evliyiz, öncesinde de 6 yıllık beraberliğimiz vardı. 2.5 yaşında bir oğlumuz var. Çocuk denecek yaşta sevgili olduk, ben 19 dum o 20. O yaşlarda birbirimizin ruh eşi olduğumuzu düşünürdük. Üniversiteyi beraber okuduk, arkadaş gruplarımız ortaktı. Eşim efendi diye tabir edilen, sakin, sessiz, uyumlu, bana saygı gösteren, güvenilir biri oldu her zaman. Beni çok sevdi, ilişkimizin başından beri üstüme düşen, el üstünde tutan oydu. Ancak uzun ilişkilerde görülebileceği üzere evlilik öncesi ilişkimizde mesafeye dayalı yıpranmalar oldu ( ben önce şehir dışına, sonra yurt dışına yüksek lisans yapmaya gittim) ancak bu süreçlerde de kopmadık çünkü aramızda yoğun ve güzel bir şey vardı her zaman. saygıyı ve sadakati yitirmediğimiz için devam edebildik. Zaman içinde ortak zevklerimiz artsa da aslında karakter olarak hep bambaşkaydık. Ben çok hareketli, dışa dönük, gezmeyi eğlenmeyi seven biriyken o ise hep daha sakin, üşengeç, ev kuşu, rahatına düşkün bir tipti. Ama daha gençken ve sorumluluklar yokken bana ayak uydurmakta hem daha hevesli hem becerikliydi. Gelgelelim evlendik, çocuktan önce gene de bazı bariz problemlerimiz olsa da bir şekilde aşabiliyorken çocuktan sonra bu problemler iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı. Problemlerin başında eşimin uyuşukluğu, tembelliği, evde bir çöp dahi kaldırmaması geliyor. Aslında pis bir adam değil, üstüne başına kişisel bakımına özen gösterir zaten aksi olsa bunca yıl beraber olamazdık ancak söz konusu yaşadığı yer oldu mu bu adam duyarsızın önde gideni arkadaşlar. Ev işlerinde de çocuğun bakımında da bana zerre yardımı olmadığıyla alakalı daha önce de konu açmıştım burda ancak o zamandan bu yana bir arpa boyu yol alamadık.

Tek sorumluluğunun çalışıp para kazanmak olduğunu düşünüyor. Bir yıl önce iş değiştirdi ve yeni işi gerçekten daha yoğun ve sorumluluk isteyen bir iş. Ancak evden çalışmak gibi bir opsiyonu da var ve istediği zaman bunu kullanabiliyor. Son bir aydır evden çalışıyor mesela, dolayısıyla zihnen yoğun olsa da bedensel bir yorgunluğu yok. Cinsellik deseniz belki de işin kilit noktası bu. Hiçbir zaman vaoovv noktasında olmadık ancak yaşım küçük olduğu ve zamanında yaşadığımız şeyleri çok ateşli falan sandığım için o zamanlar bana yetiyordu. Şimdi ise zaten çocuktan sonra bitme noktasına geldi. Çünkü oğlan çok geç uyuyor ve ondan sonra da ikimizde de mecal kalmıyor. Eşim zaten pc başında olmadığı zamanlarda tv karşısındaki biricik koltuğunda yatış pozisyonunda. Ben ise sabah çocuğu kreşe bırak, işe git, sonra eve gel yemek hazırla /sofra kur , ortalığı toparla, çocukla ilgilen, güzel havada parka çıkar (Eşim asla oğlunu tek başına parka çıkarmaz, ya vakti yoktur ya oğlan çok hareketli zaptedemem der) vs derken tüm enerjimi tüketmiş oluyorum. Resmen iki çocuğu tek başıma büyütüyor gibiyim.

Bunlar dışında iyi arkadaş mısınız derseniz önceden belki evet ama zamanla bence büyüdük, değiştik. Hayattan keyif aldığımız şeyler farklılaştı. Ben hafta sonu kaçamaklarından, spontan planlardan hoşlanırım o hoşlanmaz. Pazar günleri asla evden çıkmaz istemez. Cumartesi bir yere çıkacaksak sabahtan darlamaya başlar erken çıkalım erken gelelim diye ama çocuğu hazırlarken vs daha hızlı çıkmamız için zerre desteği olmaz sadece giyinir ve bekler. Bir güzel sözü iltifatı yoktur. Ruhumu okşamaz. Anca ben yeni elbise aldıysam bak nasıl olmuşum vs dersem sadece güzel veya yakışmış der sıradan bir şekilde ama kendi içinden gelerek bir hareketi sözü yoktur. Öff belki çok klişe şeyler söylüyorum ama ekslikliğini hissettiğim şeyler çok fazla. Kadın olduğumu, sevildiğimi ve değer gördüğümü hissedemiyorum. Bunları onla konuşmaya kalksam da ciddiye alınmıyorum. O benim her şeyi abarttığımı düşünür. bunların hayatın bir parçası olduğunu, artık çocuklu bir çift olduğumuzu ve cinsellik de dahil her şeyin bu aralar eskisi gibi olmamasının normal olduğunu söyler. Ona göre gerçekten hiçbir problem yok, beni seviyor değer veriyor , benim nelerin eksikliğini hissettiğimi anlayamıyor. Dahası ev işleri ve çocukla ilgilenme konusunda ondan beklentilerimin de gerçekçi olmadığını düşünüyor. Annesi 4 çocuğunu tek başına büyütmüş, hepsini evlendirmiş olsa da hala elini üstlerinden çekmemiş, çocukken onlara tek bir sorumluluk dahi vermemiş bir kadın. Benden de annesi gibi olmamı bekliyor, bunca yorulmamı ve ondan destek bekleyişimi anlamsız buluyor. Çok çağdaş geçinen biri de olsa kadın erkek rolleri konusunda gayet feodal kafada beyefendi.

Mesela dün önce bir kafede bir şeyler atıştıralım, sonra da çocuğun bir iki eksiğini mağazadan alalım diye kararlaştırmıştık. Annemi de aldık ( aynı sitede oturuyoruz). Eşim annem veya kendi annesi bizleyse gene çok rahat davranıp asla çocukla ilgilenmez. Açtı formula yarışlarını izlemeye başladı cafede....Sonra annem oğlan masada durmayınca onu oyun alanına götürdük. Başbaşa kalınca sadece baktım ona, farkında bile olmadı başta. Sonra iki laf edelim kapa şunu deyince hem izleyip hem laf edebilirim dedi.... Bendeki tüm keyfi sömürüyor her zaman böyle....Onunla hiçbir şey yapmaktan keyif almıyorum, tüm gün kanepede yatan kediden farkı yok benim için....Ben aşk, sevgi istiyorum....Daha 32 yaşındayım ama ruhum 55 gibi....Toparlamam gerekirse, boşanmayı bile düşünüyorum ama oğluma baban bana iyi koca oldu ama iyi sevgili olamadığı için ayrıldım mı diyeceğim....Ben öğretmenim, elbette bir şekilde zor da olsa çocuğumu tek başıma da büyütebilirim ama eşimin maaşı benimkinin iki katı, oğlumu daha konforlu büyümekten alıkoymuş olacağım....Kafam çok karışık, paylaşmak istedim sadece mutsuzluğumu...
Sizi o kadar iyi anladımki hissettim sanki içimde söylediklerinizi.çok haklısınız böyle hayat nasıl geçer sevgisiz ilgisiz..geçmez bence.kendi ayakları üstünde duran biriymişsiniz işiniz var bu çok önemli bişey bence kesinlikle ve kesinlikle katlanmayın cafede telefondan bişey izlemesi size yardımcı olmaması çocuguna bakmaması bunlar şahsınıza yapılan saygısızlık bence onun görevi sadece para kazanıp size ve oğluna bakmak degıl sizinle ilgılenmek çocuguyla ilgilenmek karısını sevmek saymak.bi nasılsın demeyen derdini dinlemeyen kocayla hayatmı geçer oğlunuz böyle mutsuz bi ailede mutsuz bi anneyle büyüyecegıne anne babası ayrı olsun daha iyi bence hayat arkadasınız size artık hayat arkadaşlığı yapmıyor uzatmayın bence
 
Sizi o kadar iyi anladımki hissettim sanki içimde söylediklerinizi.çok haklısınız böyle hayat nasıl geçer sevgisiz ilgisiz..geçmez bence.kendi ayakları üstünde duran biriymişsiniz işiniz var bu çok önemli bişey bence kesinlikle ve kesinlikle katlanmayın cafede telefondan bişey izlemesi size yardımcı olmaması çocuguna bakmaması bunlar şahsınıza yapılan saygısızlık bence onun görevi sadece para kazanıp size ve oğluna bakmak degıl sizinle ilgılenmek çocuguyla ilgilenmek karısını sevmek saymak.bi nasılsın demeyen derdini dinlemeyen kocayla hayatmı geçer oğlunuz böyle mutsuz bi ailede mutsuz bi anneyle büyüyecegıne anne babası ayrı olsun daha iyi bence hayat arkadasınız size artık hayat arkadaşlığı yapmıyor uzatmayın bence
Bazen son raddeye geliyorum. Sevgi ve ilgi gorememrk çok yipratici. Sonra düzelir gibi oluyor yumusuyorum duygusala bagliyorum vazgeciyorum bosanma düşüncesinden. Birlikte büyüdük yillarin beraberligi, aliskanliklari...ama genel olarak mutsuz bir ruh halindeyim ve bunu özellikle beni iyi taniyanlqr kolayca fark ediyorlar. Gecenleede uzun zamandır gorusmedigim bir arkadaşım canini sikan bir şeyler mi var diye sordu. Hic bu konulardan da haberi yoktu
 
Manas destanına dönebilir baştan uyarayım arkadaşlar....Eşimle 6 yıldır evliyiz, öncesinde de 6 yıllık beraberliğimiz vardı. 2.5 yaşında bir oğlumuz var. Çocuk denecek yaşta sevgili olduk, ben 19 dum o 20. O yaşlarda birbirimizin ruh eşi olduğumuzu düşünürdük. Üniversiteyi beraber okuduk, arkadaş gruplarımız ortaktı. Eşim efendi diye tabir edilen, sakin, sessiz, uyumlu, bana saygı gösteren, güvenilir biri oldu her zaman. Beni çok sevdi, ilişkimizin başından beri üstüme düşen, el üstünde tutan oydu. Ancak uzun ilişkilerde görülebileceği üzere evlilik öncesi ilişkimizde mesafeye dayalı yıpranmalar oldu ( ben önce şehir dışına, sonra yurt dışına yüksek lisans yapmaya gittim) ancak bu süreçlerde de kopmadık çünkü aramızda yoğun ve güzel bir şey vardı her zaman. saygıyı ve sadakati yitirmediğimiz için devam edebildik. Zaman içinde ortak zevklerimiz artsa da aslında karakter olarak hep bambaşkaydık. Ben çok hareketli, dışa dönük, gezmeyi eğlenmeyi seven biriyken o ise hep daha sakin, üşengeç, ev kuşu, rahatına düşkün bir tipti. Ama daha gençken ve sorumluluklar yokken bana ayak uydurmakta hem daha hevesli hem becerikliydi. Gelgelelim evlendik, çocuktan önce gene de bazı bariz problemlerimiz olsa da bir şekilde aşabiliyorken çocuktan sonra bu problemler iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı. Problemlerin başında eşimin uyuşukluğu, tembelliği, evde bir çöp dahi kaldırmaması geliyor. Aslında pis bir adam değil, üstüne başına kişisel bakımına özen gösterir zaten aksi olsa bunca yıl beraber olamazdık ancak söz konusu yaşadığı yer oldu mu bu adam duyarsızın önde gideni arkadaşlar. Ev işlerinde de çocuğun bakımında da bana zerre yardımı olmadığıyla alakalı daha önce de konu açmıştım burda ancak o zamandan bu yana bir arpa boyu yol alamadık.

Tek sorumluluğunun çalışıp para kazanmak olduğunu düşünüyor. Bir yıl önce iş değiştirdi ve yeni işi gerçekten daha yoğun ve sorumluluk isteyen bir iş. Ancak evden çalışmak gibi bir opsiyonu da var ve istediği zaman bunu kullanabiliyor. Son bir aydır evden çalışıyor mesela, dolayısıyla zihnen yoğun olsa da bedensel bir yorgunluğu yok. Cinsellik deseniz belki de işin kilit noktası bu. Hiçbir zaman vaoovv noktasında olmadık ancak yaşım küçük olduğu ve zamanında yaşadığımız şeyleri çok ateşli falan sandığım için o zamanlar bana yetiyordu. Şimdi ise zaten çocuktan sonra bitme noktasına geldi. Çünkü oğlan çok geç uyuyor ve ondan sonra da ikimizde de mecal kalmıyor. Eşim zaten pc başında olmadığı zamanlarda tv karşısındaki biricik koltuğunda yatış pozisyonunda. Ben ise sabah çocuğu kreşe bırak, işe git, sonra eve gel yemek hazırla /sofra kur , ortalığı toparla, çocukla ilgilen, güzel havada parka çıkar (Eşim asla oğlunu tek başına parka çıkarmaz, ya vakti yoktur ya oğlan çok hareketli zaptedemem der) vs derken tüm enerjimi tüketmiş oluyorum. Resmen iki çocuğu tek başıma büyütüyor gibiyim.

Bunlar dışında iyi arkadaş mısınız derseniz önceden belki evet ama zamanla bence büyüdük, değiştik. Hayattan keyif aldığımız şeyler farklılaştı. Ben hafta sonu kaçamaklarından, spontan planlardan hoşlanırım o hoşlanmaz. Pazar günleri asla evden çıkmaz istemez. Cumartesi bir yere çıkacaksak sabahtan darlamaya başlar erken çıkalım erken gelelim diye ama çocuğu hazırlarken vs daha hızlı çıkmamız için zerre desteği olmaz sadece giyinir ve bekler. Bir güzel sözü iltifatı yoktur. Ruhumu okşamaz. Anca ben yeni elbise aldıysam bak nasıl olmuşum vs dersem sadece güzel veya yakışmış der sıradan bir şekilde ama kendi içinden gelerek bir hareketi sözü yoktur. Öff belki çok klişe şeyler söylüyorum ama ekslikliğini hissettiğim şeyler çok fazla. Kadın olduğumu, sevildiğimi ve değer gördüğümü hissedemiyorum. Bunları onla konuşmaya kalksam da ciddiye alınmıyorum. O benim her şeyi abarttığımı düşünür. bunların hayatın bir parçası olduğunu, artık çocuklu bir çift olduğumuzu ve cinsellik de dahil her şeyin bu aralar eskisi gibi olmamasının normal olduğunu söyler. Ona göre gerçekten hiçbir problem yok, beni seviyor değer veriyor , benim nelerin eksikliğini hissettiğimi anlayamıyor. Dahası ev işleri ve çocukla ilgilenme konusunda ondan beklentilerimin de gerçekçi olmadığını düşünüyor. Annesi 4 çocuğunu tek başına büyütmüş, hepsini evlendirmiş olsa da hala elini üstlerinden çekmemiş, çocukken onlara tek bir sorumluluk dahi vermemiş bir kadın. Benden de annesi gibi olmamı bekliyor, bunca yorulmamı ve ondan destek bekleyişimi anlamsız buluyor. Çok çağdaş geçinen biri de olsa kadın erkek rolleri konusunda gayet feodal kafada beyefendi.

Mesela dün önce bir kafede bir şeyler atıştıralım, sonra da çocuğun bir iki eksiğini mağazadan alalım diye kararlaştırmıştık. Annemi de aldık ( aynı sitede oturuyoruz). Eşim annem veya kendi annesi bizleyse gene çok rahat davranıp asla çocukla ilgilenmez. Açtı formula yarışlarını izlemeye başladı cafede....Sonra annem oğlan masada durmayınca onu oyun alanına götürdük. Başbaşa kalınca sadece baktım ona, farkında bile olmadı başta. Sonra iki laf edelim kapa şunu deyince hem izleyip hem laf edebilirim dedi.... Bendeki tüm keyfi sömürüyor her zaman böyle....Onunla hiçbir şey yapmaktan keyif almıyorum, tüm gün kanepede yatan kediden farkı yok benim için....Ben aşk, sevgi istiyorum....Daha 32 yaşındayım ama ruhum 55 gibi....Toparlamam gerekirse, boşanmayı bile düşünüyorum ama oğluma baban bana iyi koca oldu ama iyi sevgili olamadığı için ayrıldım mı diyeceğim....Ben öğretmenim, elbette bir şekilde zor da olsa çocuğumu tek başıma da büyütebilirim ama eşimin maaşı benimkinin iki katı, oğlumu daha konforlu büyümekten alıkoymuş olacağım....Kafam çok karışık, paylaşmak istedim sadece mutsuzluğumu...

Mutsuz olduğun bir evlilikte çocuğunu da mutlu bir şekilde büyütemezsin ne yazık ki. Cesaretin varsa, yaparım diyorsan boşan hayatına bak. Kendinin kıymetini bil.
 
Boşanmak tek çözüm mü? Mesela boşanınca nasıl bir hayatınız olacak?

Tekrar sizi Üniversite yıllarınıza
götürebilecek birini mi bulacağınızı düşünüyorsunuz?

Yoksa çocuğunuzla yalnız yaşayacağınız bir hayat mı hayal ediyorsunuz?

Erkeklerin bir çoğu Evliliğinde 5.yılı devirdikten sonra bir garipleşiyor. Karısını, evini, çocuğunu çantada keklik sanıyor..

O heyecanlı, hareketli adamlar o beyaz Ata binip gittiler gibi🥺
 
Biz de böyle idik. Bir cinnet herleyi çözdü. Şimdi etrafta pır dönen bi adam var ama sor bana onu istiyoır muyum. İstemiyorum. Yoklugunda birley kaybetmem mesela. Ayrılmaya kesinlikle yanasmıyor. Cocuklar büyük bende aklım olsa cocuk kucukken bosanırdım. Şimdi daha zor. İstemedigin bir hayatı yasama bence
 
İlk evlendigimiz yıllarda eşimde bu kadar olmasa da senin eşine benzer yanları vardı.asla kabullenmedim.evin her işini üstüme almadım.bilmiyorum,yapamam ,ben beceremem yada hayır demeyi bildim.zamanla oda değişti.ha dört dörtlük mu değil tabi ama dhaa anlayışlı ve yardımcı.tipki senin durumunda olan bir arkadaşımız var.tek farkı o çalışmıyor ama 3 çocuğu var ikisi ikiz ve bebek.bir gün hep beraber dışarı çıktık sohbet ediyoruz.arkadasim biraz eşinden sikayetlendi.ama asla sitem yada kızgınlıkla değil.olqni anlatarak.bende eşine dedimki x cigim sen dua etki eşine catmissin olup da bana catsaydin eş olarak ben asla gecinemezdim senle.kavga kıyamet olurdu.adam ne dedi bana biliyor musun Zeynep çim belki eşim talep etseydi yada direnseydi bende böyle olmazdım.ama eşim her konuda kendine sunulani kabul eden bi insan.nasil olsa o her şeyi hallediyo , talep te etmiyor diye bende rahat davranıyorum açıkçası dedi.yani erkeklerin çoğu itiraz etmez direnmez savasmazsaniz nasılsa beni böyle kabulediyo diyip son derece sorumsuz davraniyorlar.oncelikle talep edin.gerekirse bıkmadan usanmadan kavga edin.ama artık dolup tastiginizi böyle devam edemeyeceğini ve boşanmayı dahi dusundugunuzu kafasına vura vura anlatın.ha uğraşamam derseniz tabi ki adamı boşamak ta en doğal hakkınız.kolayliklar diliyorum.
 
Biz de böyle idik. Bir cinnet herleyi çözdü. Şimdi etrafta pır dönen bi adam var ama sor bana onu istiyoır muyum. İstemiyorum. Yoklugunda birley kaybetmem mesela. Ayrılmaya kesinlikle yanasmıyor. Cocuklar büyük bende aklım olsa cocuk kucukken bosanırdım. Şimdi daha zor. İstemedigin bir hayatı yasama bence
benim cinnet geçirmem bir işe yaramadı. daha çok asabileşti. bana beni sen bu hale getirdin çünkü ağzından çıkanı bilmiyorsun, ben eskiden sakin bir insandım diyor. doğrudur belki de. çünkü ondaki vurdumduymazlık beni daha çok sinir edip ona karşı yükseltiyor.
 
İlk evlendigimiz yıllarda eşimde bu kadar olmasa da senin eşine benzer yanları vardı.asla kabullenmedim.evin her işini üstüme almadım.bilmiyorum,yapamam ,ben beceremem yada hayır demeyi bildim.zamanla oda değişti.ha dört dörtlük mu değil tabi ama dhaa anlayışlı ve yardımcı.tipki senin durumunda olan bir arkadaşımız var.tek farkı o çalışmıyor ama 3 çocuğu var ikisi ikiz ve bebek.bir gün hep beraber dışarı çıktık sohbet ediyoruz.arkadasim biraz eşinden sikayetlendi.ama asla sitem yada kızgınlıkla değil.olqni anlatarak.bende eşine dedimki x cigim sen dua etki eşine catmissin olup da bana catsaydin eş olarak ben asla gecinemezdim senle.kavga kıyamet olurdu.adam ne dedi bana biliyor musun Zeynep çim belki eşim talep etseydi yada direnseydi bende böyle olmazdım.ama eşim her konuda kendine sunulani kabul eden bi insan.nasil olsa o her şeyi hallediyo , talep te etmiyor diye bende rahat davranıyorum açıkçası dedi.yani erkeklerin çoğu itiraz etmez direnmez savasmazsaniz nasılsa beni böyle kabulediyo diyip son derece sorumsuz davraniyorlar.oncelikle talep edin.gerekirse bıkmadan usanmadan kavga edin.ama artık dolup tastiginizi böyle devam edemeyeceğini ve boşanmayı dahi dusundugunuzu kafasına vura vura anlatın.ha uğraşamam derseniz tabi ki adamı boşamak ta en doğal hakkınız.kolayliklar diliyorum.
hatayı çocuktan önce ondan hiçbir şey talep etmemekle yaptım. aslında iş bölümü beklediğimi her zaman ifade ettim, evlenmeden de hayat müşterek her konuda ortaklaşa sorumluluk üstleneceğiz derdim o da onaylardı. ilk zamanlar yalandan da olsa ev işlerine el atıyordu ama zamanla bıraktı. o noktada ben hop noluyoruz demedim. onun yerine üstlendim herşeyi. çünkü çlocuğum yoktu, zamanım boldu. her şeyin kendi istediğim gibi olması , onu sürekli dürtüklememek kolayıma, onun da işine geliyordu. bizde kopma noktası çocukla oldu. yapı gereği zaten tembel bir insan. üstüne tuz biber ekti.
 
Boşanmak tek çözüm mü? Mesela boşanınca nasıl bir hayatınız olacak?

Tekrar sizi Üniversite yıllarınıza
götürebilecek birini mi bulacağınızı düşünüyorsunuz?

Yoksa çocuğunuzla yalnız yaşayacağınız bir hayat mı hayal ediyorsunuz?

Erkeklerin bir çoğu Evliliğinde 5.yılı devirdikten sonra bir garipleşiyor. Karısını, evini, çocuğunu çantada keklik sanıyor..

O heyecanlı, hareketli adamlar o beyaz Ata binip gittiler gibi🥺
her ikisini de hayal ediyorum aslında. önce elbette çocuğumla güzel bir hayat kurmak. belki daha sonra kafa yapıma uyan biri de çıkar karşıma şanslıysam. ama bunları düşünerek istemiyorum boşanmayı. sürekli beklenti içinde olup o beklediklerimi bulamamak, sevildiğimi hissedememek, şefkat, cinsellik vs hiçbir anlamda aradığımı bulamamak, üstüne üstlük benim ondan beklentilerim karşılanmazken onun yükünü çekmekten sıkıldım.
 
Manas destanına dönebilir baştan uyarayım arkadaşlar....Eşimle 6 yıldır evliyiz, öncesinde de 6 yıllık beraberliğimiz vardı. 2.5 yaşında bir oğlumuz var. Çocuk denecek yaşta sevgili olduk, ben 19 dum o 20. O yaşlarda birbirimizin ruh eşi olduğumuzu düşünürdük. Üniversiteyi beraber okuduk, arkadaş gruplarımız ortaktı. Eşim efendi diye tabir edilen, sakin, sessiz, uyumlu, bana saygı gösteren, güvenilir biri oldu her zaman. Beni çok sevdi, ilişkimizin başından beri üstüme düşen, el üstünde tutan oydu. Ancak uzun ilişkilerde görülebileceği üzere evlilik öncesi ilişkimizde mesafeye dayalı yıpranmalar oldu ( ben önce şehir dışına, sonra yurt dışına yüksek lisans yapmaya gittim) ancak bu süreçlerde de kopmadık çünkü aramızda yoğun ve güzel bir şey vardı her zaman. saygıyı ve sadakati yitirmediğimiz için devam edebildik. Zaman içinde ortak zevklerimiz artsa da aslında karakter olarak hep bambaşkaydık. Ben çok hareketli, dışa dönük, gezmeyi eğlenmeyi seven biriyken o ise hep daha sakin, üşengeç, ev kuşu, rahatına düşkün bir tipti. Ama daha gençken ve sorumluluklar yokken bana ayak uydurmakta hem daha hevesli hem becerikliydi. Gelgelelim evlendik, çocuktan önce gene de bazı bariz problemlerimiz olsa da bir şekilde aşabiliyorken çocuktan sonra bu problemler iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı. Problemlerin başında eşimin uyuşukluğu, tembelliği, evde bir çöp dahi kaldırmaması geliyor. Aslında pis bir adam değil, üstüne başına kişisel bakımına özen gösterir zaten aksi olsa bunca yıl beraber olamazdık ancak söz konusu yaşadığı yer oldu mu bu adam duyarsızın önde gideni arkadaşlar. Ev işlerinde de çocuğun bakımında da bana zerre yardımı olmadığıyla alakalı daha önce de konu açmıştım burda ancak o zamandan bu yana bir arpa boyu yol alamadık.

Tek sorumluluğunun çalışıp para kazanmak olduğunu düşünüyor. Bir yıl önce iş değiştirdi ve yeni işi gerçekten daha yoğun ve sorumluluk isteyen bir iş. Ancak evden çalışmak gibi bir opsiyonu da var ve istediği zaman bunu kullanabiliyor. Son bir aydır evden çalışıyor mesela, dolayısıyla zihnen yoğun olsa da bedensel bir yorgunluğu yok. Cinsellik deseniz belki de işin kilit noktası bu. Hiçbir zaman vaoovv noktasında olmadık ancak yaşım küçük olduğu ve zamanında yaşadığımız şeyleri çok ateşli falan sandığım için o zamanlar bana yetiyordu. Şimdi ise zaten çocuktan sonra bitme noktasına geldi. Çünkü oğlan çok geç uyuyor ve ondan sonra da ikimizde de mecal kalmıyor. Eşim zaten pc başında olmadığı zamanlarda tv karşısındaki biricik koltuğunda yatış pozisyonunda. Ben ise sabah çocuğu kreşe bırak, işe git, sonra eve gel yemek hazırla /sofra kur , ortalığı toparla, çocukla ilgilen, güzel havada parka çıkar (Eşim asla oğlunu tek başına parka çıkarmaz, ya vakti yoktur ya oğlan çok hareketli zaptedemem der) vs derken tüm enerjimi tüketmiş oluyorum. Resmen iki çocuğu tek başıma büyütüyor gibiyim.

Bunlar dışında iyi arkadaş mısınız derseniz önceden belki evet ama zamanla bence büyüdük, değiştik. Hayattan keyif aldığımız şeyler farklılaştı. Ben hafta sonu kaçamaklarından, spontan planlardan hoşlanırım o hoşlanmaz. Pazar günleri asla evden çıkmaz istemez. Cumartesi bir yere çıkacaksak sabahtan darlamaya başlar erken çıkalım erken gelelim diye ama çocuğu hazırlarken vs daha hızlı çıkmamız için zerre desteği olmaz sadece giyinir ve bekler. Bir güzel sözü iltifatı yoktur. Ruhumu okşamaz. Anca ben yeni elbise aldıysam bak nasıl olmuşum vs dersem sadece güzel veya yakışmış der sıradan bir şekilde ama kendi içinden gelerek bir hareketi sözü yoktur. Öff belki çok klişe şeyler söylüyorum ama ekslikliğini hissettiğim şeyler çok fazla. Kadın olduğumu, sevildiğimi ve değer gördüğümü hissedemiyorum. Bunları onla konuşmaya kalksam da ciddiye alınmıyorum. O benim her şeyi abarttığımı düşünür. bunların hayatın bir parçası olduğunu, artık çocuklu bir çift olduğumuzu ve cinsellik de dahil her şeyin bu aralar eskisi gibi olmamasının normal olduğunu söyler. Ona göre gerçekten hiçbir problem yok, beni seviyor değer veriyor , benim nelerin eksikliğini hissettiğimi anlayamıyor. Dahası ev işleri ve çocukla ilgilenme konusunda ondan beklentilerimin de gerçekçi olmadığını düşünüyor. Annesi 4 çocuğunu tek başına büyütmüş, hepsini evlendirmiş olsa da hala elini üstlerinden çekmemiş, çocukken onlara tek bir sorumluluk dahi vermemiş bir kadın. Benden de annesi gibi olmamı bekliyor, bunca yorulmamı ve ondan destek bekleyişimi anlamsız buluyor. Çok çağdaş geçinen biri de olsa kadın erkek rolleri konusunda gayet feodal kafada beyefendi.

Mesela dün önce bir kafede bir şeyler atıştıralım, sonra da çocuğun bir iki eksiğini mağazadan alalım diye kararlaştırmıştık. Annemi de aldık ( aynı sitede oturuyoruz). Eşim annem veya kendi annesi bizleyse gene çok rahat davranıp asla çocukla ilgilenmez. Açtı formula yarışlarını izlemeye başladı cafede....Sonra annem oğlan masada durmayınca onu oyun alanına götürdük. Başbaşa kalınca sadece baktım ona, farkında bile olmadı başta. Sonra iki laf edelim kapa şunu deyince hem izleyip hem laf edebilirim dedi.... Bendeki tüm keyfi sömürüyor her zaman böyle....Onunla hiçbir şey yapmaktan keyif almıyorum, tüm gün kanepede yatan kediden farkı yok benim için....Ben aşk, sevgi istiyorum....Daha 32 yaşındayım ama ruhum 55 gibi....Toparlamam gerekirse, boşanmayı bile düşünüyorum ama oğluma baban bana iyi koca oldu ama iyi sevgili olamadığı için ayrıldım mı diyeceğim....Ben öğretmenim, elbette bir şekilde zor da olsa çocuğumu tek başıma da büyütebilirim ama eşimin maaşı benimkinin iki katı, oğlumu daha konforlu büyümekten alıkoymuş olacağım....Kafam çok karışık, paylaşmak istedim sadece mutsuzluğumu...
Kendinizi bu kadar yıpratmanın alemi yok bence kendinizi önemseyin ve cocugunuza iyi şartlar altında bakabileceğinizi düşünüyorum
 
X