Aryamm, Allah hepimize kolaylık versin. altını değiştir, karnını doyur kısmından şikayet ediyorduk. asil zor kısma geldik, terbiye.
aryanın daha önce de yapma dediğiniz seyleri israrla yaptığını soylemistin. bunu inş zamanla, sabirla, hoşgörüyle asarsiniz. bizimki de bize vuruyor. bazen ciddi sinirlenip vuruyor ama çok canımızı yakmiyor. lakin her vurmasında canım yansa da yanmasa da ayni tepkiyi veriyorum. bak bana vurdun, benim canım yandı. simdi seninle konuşamam. istediğini de bu şekilde yapmayacağım. ya ben kalkıp gidiyorum yanından, ya da ona simdi yanimdan kalk ve diğer koltuğa otur diyorum. yaklaşık 15-30 saniye sonra anne ben seni çok seviyorum. bi daha vurmayacagim diye yilisik ve sempatik bi şekilde geliyor velet

sinirlendiğinde vurma, içgüdüsel bi tepki. is ki, onu abartmasin. karşı taraf dur dediğinde cani yandığında bıraksın. ısrar edip iyice cozutmasin. öyle çocuk da gerçekten sabir zorlar. ilk vurmaya başladığından beri vurmak yasak, biz babanla birbirimize vurmuyoruz, vurmak kotudur diyordum. bugün geldiğimiz asama, kendini koruması için vurmasını tembihlemek. öte yandan eşim de senin esin gibi. dun aksam yemeğe gittik. oyun alanında bekledim biraz başıni. alanda bi anne, bi de 12 yaşlarında bi kız vardı. onlar bebeklere göz kulak okuyorlar diye gelip 5 metre yakınındaki masamiza oturdum. bu onu ilk kez birakisimdi, hep camekanin ardından izlerdim. neyse eşim neden yalniz biraktin dedi. birileri var içeride biz de masadan orayı görebiliyoruz dedim. kendi tabi haber okuyor internetten. Birkac dk sonra aklına esti gitti alana doğru. bizimki pismiş bi köşede ağlıyormuş. beni bi güzel haşladı. neden çocuğu bıraktın, ben sana dedim diye. yaşıtı bi kız vardı onunla salıncak kavgası yapmışlar. ben de madem kendin gidip dursaydin dedim. bi şey diyemedi. ama bak ne oldu falan dedi. aglamasina dayanamıyor çünkü. ben de biraz surtusecek, tartisacak ki hakkini korumayı bilsin. biz yokken de tek başına var olabilsin dedim. evet benim hatam, dışarıdan da olsa orada durup izleme gerekirdi. ancak orada olsaydım da yasanilani engelleyemezdim. sadece erken farkedip kucağıma alacaktim yanı..
yalan mevzuuna gelince; bunlar henüz yalanın da ne olduğunu bilmiyor. kelime olarak da hic telaffuz etmemek gerek.( şaşırmak yada aklın karismasi yada unutmak denebilir sanirim) o da içgüdüsel bi savunma. yani gerçeği söylerse tepki alacağını, kendisine kizilacagini bilen çocuk yakan söyler. birçok konuda ailemin en küçük kardeşime karşı tutumunu elestirmisimdir. ancak bilmeyerek de olsa yaptıkları bi doğru da bu. yani kardeşim ne yapmış olursa olsun, bunu yaptın mi dediklerine evet yaptım der daha ötesi cogusunu biz daha duymadan ons sormadan gelip kendi anlatır. sebebi, uygun olmayan yada yapılmaması gereken seyi yapması halinde bile tamam bu yanlisti, ama bu daha yapma şöyle zararı var tarzı izah ve bu yanlısı yaptın ama biz seni yine de seviyoruz mesajidir. yaptığından dolayı tepki ve ceza aldığı nadirdir. bugün 23 yasında hala ayni. ama bu sınırsız sabir ve hoşgörü belki her çocukta ayni sonucu vermez. yani velet iyice arsizlasabilir..
istemediğimiz kelimeleri sosyal ortamlarda girdiklerinde maalesef öğrenip kullanacaklar. hatta bize karşı söylenince daha da sinirlenecegiz maalesef

sanırım bu konuda da yapılacak şey, aşırı tepki vermeden (o ki, o kelimeye sinirlendiğimizi farkedip özellikle bize karşı kullanmasın) güzellikle konuşmak.. ayni şey değil ana bizimki bazen salyasini yere doğru eğilip tukuruyor. ağzındaki suyun yavaş yavaş yere akmasını izleyip bundan deli bu zevk alıyor. ben bu bi oyun olsa da tükürme kelimesini kullanmadan, her yeri salya yaptın, her yer tükürük oldu. bence hic hos değil ve cirkin.. ben öyle salya yapmıyorum, çünkü ben güzelim, hanim kizim diyorum. bakıyorum hemen toparlaniyor. anne ben de hanim kızım, ben de güzelim diyor..