Ömrümü kendime harcamak hedefim

Günaydın canımlar, birkaç gündür üstünkörü okudum topici biraz dertli herkes sanırım. Okuduğum 2 cümleyi bile anlayamadığım birkaç gün geçirdim, size katılamadığım için üzgünüm :KK43: iyi mi herkes şimdi?
Hepimiz iyiyiz, ben şahsen iyiyim ama topik adına da iyiyiz diyip negatif enerjiyi üzerimizden def etmek istedim. Astrolojiye birazcık inanırım koç dolunayı bizleri sarstı bence ama yıkamadı. İşten şimdi geldim çok keyifli ve çok yorgunum. Sen nasılsın nasıl geçti günün
 
Hepimiz iyiyiz, ben şahsen iyiyim ama topik adına da iyiyiz diyip negatif enerjiyi üzerimizden def etmek istedim. Astrolojiye birazcık inanırım koç dolunayı bizleri sarstı bence ama yıkamadı. İşten şimdi geldim çok keyifli ve çok yorgunum. Sen nasılsın nasıl geçti günün
Astrolojiye inanır mıyım bilmem ama bu tür etkileri oluyor cidden ben de ne zaman kötü hissetsem mutlaka astrolojik özel bi gün oluyor :KK43:

İyiyim diyelim canım, modunu düşürmeyeyim ben de topicin 😅 Yarın İstanbul'a gideceğim annemin yanına, sağlık sorunları sebebiyle. Pazar da alıp geleceğim geri. Şimdiden yorgun hissediyorum İstanbul beni çok yoruyor.
 
Astrolojiye inanır mıyım bilmem ama bu tür etkileri oluyor cidden ben de ne zaman kötü hissetsem mutlaka astrolojik özel bi gün oluyor :KK43:

İyiyim diyelim canım, modunu düşürmeyeyim ben de topicin 😅 Yarın İstanbul'a gideceğim annemin yanına, sağlık sorunları sebebiyle. Pazar da alıp geleceğim geri. Şimdiden yorgun hissediyorum İstanbul beni çok yoruyor.
Aşkolsun topik modu düşürmek diye bişey asla söz konusu değil biz iyi hissetmek için burdayız anlatmak istediğin bişeyse seve seve dinleriz
 
Astrolojiye inanır mıyım bilmem ama bu tür etkileri oluyor cidden ben de ne zaman kötü hissetsem mutlaka astrolojik özel bi gün oluyor :KK43:

İyiyim diyelim canım, modunu düşürmeyeyim ben de topicin 😅 Yarın İstanbul'a gideceğim annemin yanına, sağlık sorunları sebebiyle. Pazar da alıp geleceğim geri. Şimdiden yorgun hissediyorum İstanbul beni çok yoruyor.
Gel bide yaşayana sor İstanbul’u hahaha çok yorucu burası cidden adım atacak yer yok Hindistan,Çin mübarek 😂 bu arada bir süredir kırmızı peeling kullanıyorum cildim bebek gibi oldu sivilcelerim azaldı, renk tonum daha net. İlerleyen zamanlarda renk eşitleme ve gözenek görünümünü alma gibi etkileri var ama şimdiden iyi görünüyor cildim. Tek kötü yanı galiba çillerim azaldı veya rengi soldu ben seviyordum onları ama demek ki harbi yarıyor cilt tonu eşitlemesi. Marka veremiyoruz ama kırmızı aha bha peeling olarak geçiyor ürün
 
Aşkolsun topik modu düşürmek diye bişey asla söz konusu değil biz iyi hissetmek için burdayız anlatmak istediğin bişeyse seve seve dinleriz
Anlatırım bi kafamı toparlayınca tabi canımsın sağ ol 🧡
Gel bide yaşayana sor İstanbul’u hahaha çok yorucu burası cidden adım atacak yer yok Hindistan,Çin mübarek 😂
Ya ben aslında yeni taşındım İstanbul'dan. Ama ben taşındım benim yerime 3 milyon daha insan koymuşlar gibi, nefes alamıyorum gelince :KK70:
 
Kızlarcımmm günümün özetini yazacak olursam,
-Sabah çoook erken uyanıp bir eğitim vardı oraya katıldım. Aslında gece çok gergindim tanımadığım bir sürü insan var napcam felan diye. Ama çok güzel geçti.
-Eğitim sonra birlikte çalıştığımız diğer ofisten arkadaşlarla yemeğe gittik. Ofis kaynaşması olsun dedik. Tabii orda tatlı felan da yedim diyet yüzünden kasmadım kendimi bugün yerim yarın yürür telafi ederim dedim.
-İş çıkışı markete yürüyerek gidip yeşillik ve kereviz aldım. Ah kereviz benim ballı çöreğim 💜
-Akşam Kurani Kerim okudum. Erkek arkadaşımın işiyle ilgili bir haber bekliyoruz şu aralar, eğer olumlu bir haber gelirse sanırım evlilik hazırlığı moduna geçeceğiz inşallah. Sizlerde dualarınızda bana yer verirseniz çok mutlu olurum.
-Dün Stephen King Enstitü kitabını bitirmiştim. Harika bir kitap kesinlikle tavsiye ediyorum. Bugün Anton Çehov - Altıncı Koğuş adlı kitaba başladım.
 
canlarım selam:)
Yogamı yaptım. Sağlıklı beslenmeye devam. Dolunay filan demişsiniz ondan mı acaba enerjisizliğim? Bilemiyorum. Dün gece saçmasapan rüyalar gördüm. Hayırdır inşallah:)
C cranial yoga kalbin sesi 8. Gün
bir gun mutlaka bir gun mutlaka ? :)
Bence kesin dolunay. Bende 2 gündür anormal rüyalar görüyorum. Neyse ki geçiyor
 
canlarım selam:)
Yogamı yaptım. Sağlıklı beslenmeye devam. Dolunay filan demişsiniz ondan mı acaba enerjisizliğim? Bilemiyorum. Dün gece saçmasapan rüyalar gördüm. Hayırdır inşallah:)
C cranial yoga kalbin sesi 8. Gün
bir gun mutlaka bir gun mutlaka ? :)

Bence kesin dolunay. Bende 2 gündür anormal rüyalar görüyorum. Neyse ki geçiyor
Ben de 2 gündür garip rüyalar görüyordum, şimdi aydınlandım 😁
iyi geceleerr 🥰🥰
 
canlarım selam:)
Yogamı yaptım. Sağlıklı beslenmeye devam. Dolunay filan demişsiniz ondan mı acaba enerjisizliğim? Bilemiyorum. Dün gece saçmasapan rüyalar gördüm. Hayırdır inşallah:)
C cranial yoga kalbin sesi 8. Gün
bir gun mutlaka bir gun mutlaka ? :)
Ben site trafiğini takip ediyorum işim gereği. Rüyamda site trafiğinde trafik kazası oluyordu :KK70: demek herkes aynıymış.
 
Okuduğum kitaptaki bana ilginç gelen bir kısmı paylaşmak istiyorum.

Diyor ki: günümüzde mutluluğun içten gelen bir şey olduğu, sevgilimize ya da eşimize bağlı olmaması gerektiği savunuluyor. Eğer partnerimiz varsa da aramızdaki sorunun bizi etkileyemeyeceği bir sınır olması gerektiği söyleniyor. Bunun tersinin partnere bağımlılık olduğu savunuluyor diyor.

Kitapsa bu düşünceye tamamen karşı çıkıyor. Partnerimize ihtiyaç duymanın normal olduğu ve bağımlılıkla karıştırılmaması gerektiğini söylüyor.

Hayatımızı paylaşacak birine ihtiyaç duymamızın genetik yapımızdan kaynaklandığını ve kendimizi ne kadar sevdiğimiz ve gerçekleştirdiğimizle alakasız olduğunu savunuyor.

Bu konuyla alakalı da bir örnek vermiş, ilerde daha detaylı anlatacakmış.

Stres altında hipotalamus harekete geçiyormuş. Kadınlara elektrik akımı vereceklerini söylemişler. En çok yalnız olan kadınlarda hipotalamus harekete geçmiş. Bu sefer yabancı birinin elini tutan kadınlara aynı durumu yaşatmışlar ve hipotalamus daha az harekete geçmiş. Eşinin elini tutan kadınlarda ise hipotalamus çok daha bariz bir şekilde daha az hareketlenmiş. Evliliği daha iyi olan kadınlar ise elini tutmaktan en fazla faydayı görenler olmuş.

Bunları anlatma nedenimse kk’de yalnızlıktan şikayet eden ya da evlenmek isteyen kadınlar bazen linç ediliyor. Hatta ben de insan kendine yetebilmeli, kimseye ihtiyacımız yok diye düşünüyordum ve çok şaşırdım. Tabi hala insan kendine yetebilmeli diye düşünüyorum ama sanırım başka insanlara ve eşe ihtiyaç duyduğumuzu da kabul etmem gerekiyor 🙈
 
Okuduğum kitaptaki bana ilginç gelen bir kısmı paylaşmak istiyorum.

Diyor ki: günümüzde mutluluğun içten gelen bir şey olduğu, sevgilimize ya da eşimize bağlı olmaması gerektiği savunuluyor. Eğer partnerimiz varsa da aramızdaki sorunun bizi etkileyemeyeceği bir sınır olması gerektiği söyleniyor. Bunun tersinin partnere bağımlılık olduğu savunuluyor diyor.

Kitapsa bu düşünceye tamamen karşı çıkıyor. Partnerimize ihtiyaç duymanın normal olduğu ve bağımlılıkla karıştırılmaması gerektiğini söylüyor.

Hayatımızı paylaşacak birine ihtiyaç duymamızın genetik yapımızdan kaynaklandığını ve kendimizi ne kadar sevdiğimiz ve gerçekleştirdiğimizle alakasız olduğunu savunuyor.

Bu konuyla alakalı da bir örnek vermiş, ilerde daha detaylı anlatacakmış.

Stres altında hipotalamus harekete geçiyormuş. Kadınlara elektrik akımı vereceklerini söylemişler. En çok yalnız olan kadınlarda hipotalamus harekete geçmiş. Bu sefer yabancı birinin elini tutan kadınlara aynı durumu yaşatmışlar ve hipotalamus daha az harekete geçmiş. Eşinin elini tutan kadınlarda ise hipotalamus çok daha bariz bir şekilde daha az hareketlenmiş. Evliliği daha iyi olan kadınlar ise elini tutmaktan en fazla faydayı görenler olmuş.

Bunları anlatma nedenimse kk’de yalnızlıktan şikayet eden ya da evlenmek isteyen kadınlar bazen linç ediliyor. Hatta ben de insan kendine yetebilmeli, kimseye ihtiyacımız yok diye düşünüyordum ve çok şaşırdım. Tabi hala insan kendine yetebilmeli diye düşünüyorum ama sanırım başka insanlara ve eşe ihtiyaç duyduğumuzu da kabul etmem gerekiyor 🙈
Bugün dinlediğim bir podcastte de benzer bir konuya değinilmişti. Bazı insanlar sevinçlerini paylaşmıyor bireysel yaşıyor ve bu bireysellik zamanla insanlardan daha da uzaklaşmaya sebep oluyor ancak bu bizi sürekli kendimizi mutlu etmek zorundalığı hissettirerek aslında fark ettiğimizden ağır bir yük aldığımızı söylüyordu. Mutluluk bence de içten geliyor ancak mutluluğumuzu paylaşacak destek görecek ve bizimde fayda sağlayabileceğimiz insanlar hayatımızda olmalı diye düşünüyorum. Bireyselliğimizi koruyarak ama aynı zamanda birbirimizi besleyerek.
 
Okuduğum kitaptaki bana ilginç gelen bir kısmı paylaşmak istiyorum.

Diyor ki: günümüzde mutluluğun içten gelen bir şey olduğu, sevgilimize ya da eşimize bağlı olmaması gerektiği savunuluyor. Eğer partnerimiz varsa da aramızdaki sorunun bizi etkileyemeyeceği bir sınır olması gerektiği söyleniyor. Bunun tersinin partnere bağımlılık olduğu savunuluyor diyor.

Kitapsa bu düşünceye tamamen karşı çıkıyor. Partnerimize ihtiyaç duymanın normal olduğu ve bağımlılıkla karıştırılmaması gerektiğini söylüyor.

Hayatımızı paylaşacak birine ihtiyaç duymamızın genetik yapımızdan kaynaklandığını ve kendimizi ne kadar sevdiğimiz ve gerçekleştirdiğimizle alakasız olduğunu savunuyor.

Bu konuyla alakalı da bir örnek vermiş, ilerde daha detaylı anlatacakmış.

Stres altında hipotalamus harekete geçiyormuş. Kadınlara elektrik akımı vereceklerini söylemişler. En çok yalnız olan kadınlarda hipotalamus harekete geçmiş. Bu sefer yabancı birinin elini tutan kadınlara aynı durumu yaşatmışlar ve hipotalamus daha az harekete geçmiş. Eşinin elini tutan kadınlarda ise hipotalamus çok daha bariz bir şekilde daha az hareketlenmiş. Evliliği daha iyi olan kadınlar ise elini tutmaktan en fazla faydayı görenler olmuş.

Bunları anlatma nedenimse kk’de yalnızlıktan şikayet eden ya da evlenmek isteyen kadınlar bazen linç ediliyor. Hatta ben de insan kendine yetebilmeli, kimseye ihtiyacımız yok diye düşünüyordum ve çok şaşırdım. Tabi hala insan kendine yetebilmeli diye düşünüyorum ama sanırım başka insanlara ve eşe ihtiyaç duyduğumuzu da kabul etmem gerekiyor 🙈
Aslında mutluluğun içten gelen kısmı şu. Dış etkenlere bağlandığında değişmesi de çok kolay oluyor. Dolgun dudak modası varken ince dudaklılar kendilerini kötü hissediyor çünkü başkaları tarafından beğenilmemek kendi içlerinde de bi beğenisizlik yaratıyor. Sevgilisi höt dese dersi, okulu, işi unutuyor çünkü sevilmediğini düşünüyor ve 1 adım bile ileri gitme arzusunu kaybediyor.

Yoksa tabii toplumsal canlılarız, beğenilme isteği sevilme isteği çok normal. Ama ben hala iç motivasyonun belki bi tık daha önemli olmasından yanayım ☺️
 
Okuduğum kitaptaki bana ilginç gelen bir kısmı paylaşmak istiyorum.

Diyor ki: günümüzde mutluluğun içten gelen bir şey olduğu, sevgilimize ya da eşimize bağlı olmaması gerektiği savunuluyor. Eğer partnerimiz varsa da aramızdaki sorunun bizi etkileyemeyeceği bir sınır olması gerektiği söyleniyor. Bunun tersinin partnere bağımlılık olduğu savunuluyor diyor.

Kitapsa bu düşünceye tamamen karşı çıkıyor. Partnerimize ihtiyaç duymanın normal olduğu ve bağımlılıkla karıştırılmaması gerektiğini söylüyor.

Hayatımızı paylaşacak birine ihtiyaç duymamızın genetik yapımızdan kaynaklandığını ve kendimizi ne kadar sevdiğimiz ve gerçekleştirdiğimizle alakasız olduğunu savunuyor.

Bu konuyla alakalı da bir örnek vermiş, ilerde daha detaylı anlatacakmış.

Stres altında hipotalamus harekete geçiyormuş. Kadınlara elektrik akımı vereceklerini söylemişler. En çok yalnız olan kadınlarda hipotalamus harekete geçmiş. Bu sefer yabancı birinin elini tutan kadınlara aynı durumu yaşatmışlar ve hipotalamus daha az harekete geçmiş. Eşinin elini tutan kadınlarda ise hipotalamus çok daha bariz bir şekilde daha az hareketlenmiş. Evliliği daha iyi olan kadınlar ise elini tutmaktan en fazla faydayı görenler olmuş.

Bunları anlatma nedenimse kk’de yalnızlıktan şikayet eden ya da evlenmek isteyen kadınlar bazen linç ediliyor. Hatta ben de insan kendine yetebilmeli, kimseye ihtiyacımız yok diye düşünüyordum ve çok şaşırdım. Tabi hala insan kendine yetebilmeli diye düşünüyorum ama sanırım başka insanlara ve eşe ihtiyaç duyduğumuzu da kabul etmem gerekiyor 🙈
Bende mutluluğun içten üretilen bişey olmadığını düşünüyorum. Yani evde oturup öylece kendi içimizde ay hayatım çok güzel ay doğdu güneşim gibi şeylerle mutluluk üretmek saçma geliyor bana. Ama bi amaç uğruna motivasyon ve mutluluk benim hayatımı yönlendirme biçimim diyebilirim. Örneğin güzel bir görünüme sahip olmak istiyorum bu yüzden spor yapınca mutlu oluyorum.
Hayatımızı paylaşma isteği bence de çok mantıklı kontrolü kaybedenler bugünkü influencerlar haline geliyor. Su içse paylaşıyor. İnsan yalnızken de güçlü, mutlu oluyor ama güzel giden bir ilişkiyle bence çok daha güçlü oluyor. Yalnızım diyen kadınlar bu sitede, ilk gördükleri erkeğe sizce bundan koca olur mu diyor. Eee tabiki olmaz diyip linç yiyor.
 
X