Kendi içimi dinliyordum, hiç ses gelmiyordu; dağlar arasına saklanmış bir vadi gibi ışıklı ve sessizdi içim. Mutluluğun içimdeki bu sessizlik olduğunu düşündüm, çünkü içimden bir ses duyduğum zaman bu mutlaka beni üzen ve hırpalayan bir ses olurdu. Sessizlik mutluluktu yada mutluluk içinde hiç konuşmadığından onun da ayrıca bir sesi olduğunu bilmiyordum. Belki de bir sabah kalkacak ve içimi dinleyince hiç duymadığım bir ses duyacaktım, beni sevindiren bir ses;
mutluluğun sessizliğinden, mutluluğun sesine geçecektim belki de; böyle bir şey varsa tabi....
Ahmet Altan Tehlikeli Masallar romanındana. a.s
Gitme vakti gelmişti artık.Oysa gitmeye gücü yoktu.O kapı öyle kolay çekilemiyordu.Geride bırakılacak olanın yükü gitmekten ağırdı.Ama gitmek lazımdı...Gitmeliydi artık.Artık... bende şu an iclal aydının kitabını okuyorum ve bu satırları paylaşmak istedim..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?