How to install the app on iOS

Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.

Not: This feature may not be available in some browsers.

Okuduumuz bir Kitabn en beendiimiz ksm

  • Konu Sahibi Konu Sahibi AHU
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
gerçek kapasiten bir sürahiyken neden sadece bir bardaklık kısmını kullanıyorsun..
ERdal Demirkıran/Ben dünyanın en akıllı insanıyım
 
Kendi içimi dinliyordum, hiç ses gelmiyordu; dağlar arasına saklanmış bir vadi gibi ışıklı ve sessizdi içim. Mutluluğun içimdeki bu sessizlik olduğunu düşündüm, çünkü içimden bir ses duyduğum zaman bu mutlaka beni üzen ve hırpalayan bir ses olurdu. Sessizlik mutluluktu yada mutluluk içinde hiç konuşmadığından onun da ayrıca bir sesi olduğunu bilmiyordum. Belki de bir sabah kalkacak ve içimi dinleyince hiç duymadığım bir ses duyacaktım, beni sevindiren bir ses;
mutluluğun sessizliğinden, mutluluğun sesine geçecektim belki de; böyle bir şey varsa tabi....
Ahmet Altan Tehlikeli Masallar romanındana. a.s

Ne güzel yazmış Altan, ne de severim onun anlatımını... sessizdir mutluluk, derin bir sessizlik, en çok kendimle konuşurken sessizim ben, kendimi kendime anlatabildiğimde esas yalnızlık o zaman başlayacak. sessiz ve mutlu.
 
Gitme vakti gelmişti artık.Oysa gitmeye gücü yoktu.O kapı öyle kolay çekilemiyordu.Geride bırakılacak olanın yükü gitmekten ağırdı.Ama gitmek lazımdı...Gitmeliydi artık.Artık... bende şu an iclal aydının kitabını okuyorum ve bu satırları paylaşmak istedim..



Gitmek mi zor kalmak mı? Bence en zoru insanın kendini gittiği heryere götürüyor olması, kendini götürmeden bir yere kaçamıyorsun ::))))))
Ben kapıyı kolayçekenlerden olduğum için, gitmek lazımsa gitmek lazım.
 
Bazı zamanlar, insan ruhunun bütün kapıları, yoldan geçen herkesi kabule hazır ucuz bir meyhane gibi hayata açılır, daha önce önemsenmeyen biri ya da bir başka vakit hiç fark edilmeyecek bir cümle, böyle günlerde insan ruhunun kapılarından içeri girip orada kendine önemli bir yer bulur, kapılar yeniden kapandığında artık orada o insan ve o cümle yerleşir kalır.

Ahmet Altan / İsyan Günlerinde Aşk
 
Ahu hanım böyle bir başlık açtığınız için size ne kadar teşekküre etsem az, benim için çok önemli çok değerli bu düşünceniz, okuduğum her kitabın içinde mutlaka bir not kağıdı vardır beğendiğim cümlelerin sayfa numaralarını o kağıda yazar kitabımın arasına koyarım bazen hüzünlü olduğum ya da umutsuz olduğum günlerde kitapların konusuna göre açıp moral dopalarım yahut içlenmek arzusu duyar insan o vakitlerde de ona göre başka bir kitap... Bence insanlar okumuş oldukları onca sayfa içinden seçtikleri bir kaç cümlede kendi iç dünyalarını yansıtırlar. Velhasıl :1hug: :hooray::hooray::hooray::1hug:


"Kimseyi kendi ölçülerinle yargılama, herkesi kendi ölçüleriyle yargıla, ahlaksız benim ahlakıma uymayan değildir, ahlaksız kendi ahlakına uymayandır."

Ahmet Altan ve yine İsyan Günlerinde Aşk
 
Öncelikle çok teşekkür ederim..
AHU,bence de bu sitede gördüğüm en anlamlı topiclerden biri burası..İşin kötüsü ben ilk kez görüyorum.

Benim alıntım:

...Büyük bir hızla,dev adımlarla yaşanan yıllar, bana yalnızca dev adımlarla yitirilen şeyler,yitirilen insanlar,yitirilen fırsatlar getirmiş.Kıyının bir ucundan ötekine koşarken geride kalanlara,yanımdan geçip giderken gözüme çarpanlara bakmamışım bile.Yolun sonunda bambaşka birşey,hayatın bize görünmeyen yüzünü,masalların bile hep bittiği anda sözü geçen mutluluğu mu bulmayı ummuşum acaba?Şimdi geriye dönsem bile ancak bir gözlemci gibi tozlu arşivlerde gerçeği arayan bir tarihçi gibi,bir müzeyi gezerken tüm dünyaya sahip olduğu aldanışına kapılan budala bir gezgin gibi yalnızca izleyebilirim anıları...


Kürşat Başar-Aşkı bulmanın,korumanın yolları
 
Günceel:))

...Yaşamak için ne çok neden var! Balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için.Cehaletimizi kırabiliriz,becerilerimizi,yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir,kendimiz olabiliriz.En önemlisi özgür olabiliriz!...

Richard Bach-MARTI Jonathan Livingston


 
.......Vaktiyle babam yanlış anlaşılmış nezaketin, bol keseden vaadler olduğunu görmüştü. Sizden yerine getiremeyeceğiniz bir şey istendiğinde hiçbir sahte umut kapısı bırakmadan kesin olarak hayır demeyi bilin; vermek istediğinizide çabucak verin; böylelikle reddetmenin inceliğiyle, iyilik yapmanın inceliğini, insanı yücelten bu çifte dürüstlüğü kazanırsınız. İnsanlar boş yere verdiğimiz bir umut yüzünden mi, yoksa gerçekleştiremeyeceğimizi bildirdiğimiz bir dilekten ötürümü bize daha fazla gücenirler, bilemeyeceğim bunu..............


.....Görevler birer duygu değildir dostum. Yapılması gerekeni yapmak mutlaka hoşa giden şeyi yapmak değildir.






Vadideki Zambak / BALZAC
 
Umutsuz Bir Durumla Karşilaştiğinda,değiştirilemeyek Bir Kaderle Yüz Yüze Geldiğin Zaman Bile,yaşamda Bir Anlam Bulabileceğini Asla Unutma.
STELLA m. travez (remzi kitabevi)
 
Sevdiğin müddetçe ve sevebildiğin kadar, sevdiğine herşeyini verdiğin müddetçe ve verebildiğin kadar gençsin!... Nazım Hikmet (Canan Tan - Yüreğim Seni Çok Sevdi)
Ben hiç kimseyim! Sen kimsin? Sen de mi hiç kimsesin? Bir çift ettik desene... Emily Dickinson (buda Canan Tan'ın kitabındandı yanlış hatırlamıyorsam)
Yaşamıyorum ama hayattayım ve o kadar güçlü ki isteğim, ölmemekten ölüyorum... (Jean Christophe Grange - Şeytan Yemini kitabındandı hatırladığım kadarıyla)
 
Aşırı duyarlılık bir pasaport değil,bir tuzaktır.Bunu hemen fark etmezsin,ilk yıllarda bu niteliğin övgü toplar.Daha sonralarıysa sorun olur.Yavaş yavaş çevrendekiler duyarlılığın bir armağan değil de,kurtulunması gereken bir safra olduğunu fark ederler.Dünya tilkiler,sırtlanlar ve dirsek darbeleriyle doludur.Sen yumuşak tüylü bir tavşansındır,asla ilerleme fırsatı bulamazsın.Bu yüzden bir günden ötekine herşey değişiverir.Çevreni saran,yalnızca ötekiler gibi olmayışından ötürü oluşan huzursuzluk ve gerginlik olur.Bu büyük tavşan mezarlığından yalnızca olağanüstü birşeyler yapmayı bilenler sıyrılır.
ANİMA MUNDİ(SUSANNA TAMARO)
 
sana gül bahçesi vaadetmedim:
akıl hastanesinden gündelik hayata geçmeye ve dışarı çıkmaya hak kazanan bazı hastalar, hayat zorluklarıyla baş edemeyip hastaneye geri dönerler; bunun üzerine başroldeki esas kız, doktora sorar: "o halde bizi niye hayata geri gönderiyorsunuz? acı çekmek zorunda mıyız? iyileşemeyecek miyiz?"

doktor: "sağlıklı olmak demek, hayatla ve sorunlarla mücadele etme isteği duymak, yılmamak demektir..iyileşmek budur.. yoksa dışarıda, kimse sana gül bahçesi vaadetmiyor..."

BU KİTABI YILLAR ÖNCE OKUDUM.UMARIM YANLIŞ AKTARMAMIŞIMDIR..AMA BEYNİMDE BU KELİMELER ÇAKILDI KALDI...
 
“İnsanların giderek artan bir yüzdesi, gökyüzünden onları seyreden atalarının neler düşüneceğini ya da tarih kitaplarında kendileri için neler söyleneceğini değil, başkalarının onlar hakkındaki düşüncelerini dert ediyor; her eylemlerinin, kendilerini tanıyan ve tanımayan kişiler tarafından her Allahın günü nasıl eleştirilip yargılanacağıyla ilgileniyor. Modern çağın kâbusu, kötü izlenim bırakmak. Modern çağın a’ rafı, kişisel şöhret. Bir toplum kendisini ne ölçüde demokratik görürse, bu şöhret o ölçüde önem kazanır ve başkalarından gelecek en ufak eleştiriye duyulan korku o ölçüde saplantı haline gelir.”
Aynalar Koridorunda Aşk- Mustafa Ulusoy
 
:asigim:O YÜREK TALAN
O YÜREK YANGIN YERİ
O YÜREK SENİ İSTER
BİRTEK SENİ.......:asigim:bayıldım ne güzel sözcükler bunlarr
 
Mutluluk tek bir parmak bal için, kucak dolusu keçi boynuzu kemirmek gibi bir şey
:1hug:
 
Yaşamın öğleden sonrasının da kendine göre bir önemi olmalı ve bu dönem yalnızca yaşamın sabahının acınacak bir eki olarak kalmamalıdır.
Carl Jung

Leo Buscaglia - Kişilik
 
Back