Öfke, şiddet eğilimi ve boşanma

violetblue

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
4 Temmuz 2020
80
130
36
Herkese merhaba. Sizlerin fikrini almak için foruma yeni üye oldum. Kusura bakmayın, her şeyi anlatabilmek için çok uzun yazdım.

Eşim çevresi tarafından genellikle çok saygılı ve sakin diye tanınan bir insan. Benim aileme karşı da öyle. Evlenmeden önce bana karşı hep sevgi dolu ve saygılı davrandı. İki günde bir ben onun yanına giderdim, o da beni karşı çıktığım halde arabasıyla evime bırakıp kendi evine dönerdi. Evler arasındaki mesafe 50 km. Benim için şehrime yerleşti. İlişkinin 3. yılında evlendik. Bu 3 yılın bir kısmı aynı, bir kısmı ayrı şehirlerde geçti, toplamda 1,5 yıl aynı yerdeydik. O benim yaşadığım şehirde iş bulunca evlenebildik. Evleneli henüz 10 ay oldu.

Evlenmeden önce ara ara öfkeli olduğu zamanları görmüştüm. Ama kontrolünü ve bana karşı saygısını kaybetmemişti. Evlendikten kısa bir süre, belki 1 ay gibi bir zamanda ise ilk şoku yaşadım. Cinsellik için ona yanaşıp sonrasında o moda giremediğim için çok sinirlendi. Salona gidip kapılara vurdu. Kendi kendine mırıldanarak bana ağzı alınmayacak bir küfür etti. Benim duymadığımı sandı ama duydum. O lafı da duyduktan sonra kilitlenip olduğum yerde kaldım, hiç tepki veremedim. Daha çok yeni evli olduğumuz için boşanma fikrine cesaret edemedim. Sonrasında düzeldik ve ben duyduğum küfür hakkında bir şey söylemedim.

Sonrasında aylar boyunca ara ara iyi, ara ara yine kavgayla devam ettik. İyi olduğumuz zamanlarda gerçekten çok iyiydi. Kötü zamanlarında ise sık sık boşanmayı dile getiriyordu. Tartışmamız için hep beni suçluyordu. Kendisinin hiç hatası yok gibi davranıyordu. Zaman zaman yine öfke patlamaları yaşadı. Ocak ayında bana el kaldırınca ben çıldırdım. El kaldırdı ama vurmadı. Bu bende bir korkuya ve yaraya yol açtı. Bana el kaldırdığını bir türlü kabul etmedi. Senin üstüme gelmeni engellemeye, durdurmaya çalıştım dedi. Hem empati yoksunluğu hem de bu olay yüzünden çift terapisine gitmek istedim. Bir kez gittik ama gittiğimiz psikolog ikimize de yetersiz geldi. Sonra kendiliğinden düzeldiğimizi gördüm. Birbirimizle uzun uzun konuştuk ve çözdük dedik.

Sanırım bir 3-4 ay kadar önemli bir sorunumuz olmadı. Mayıs ayında saçmaasapan bir gerginlik yaşadık. Tartışma bile değil aslında. Her şeyi yanlış anlamaya meyilli. Konuşmaya, kendi açımdan olayı anlatmaya çalıştığımda dinlemiyor. Ben onu dinlemek istediğimde sadece beni suçluyor. Beni bir türlü dinlemediğinde sinirleniyorum. Onunla bir türlü konuşamadığımı, çocuk gibi davrandığını, ufacık şeye kin tuttuğunu söyledim. Karşımda bir yetişkin göremiyorum dediğimde çıldırdı. Küfür etti, yüzüğü attı. Tüm kapıları çarptı. Kapıları çarptığı için peşinden gittiğimde elini kaldırdı. Sonrası aynı laflar, ben sana elimi kaldırmadım. Sonrasında hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, ben yumuşuyorum ve yine normale dönüyoruz.

Bir hafta kadar öncesinde de olaylar şöyle gelişti. Kahvaltıya gittik. Ben bir erkek youtuber'dan, onun yaptıklarından bahsettim. Yüzüme bakıp cevap bile vermiyor. Bazen böyle, en ufak sohbet edilmiyor, ben bir şey anlatıyorum anlatıyorum, tek bir yorum bile yok adamdan. Yorum beklediğimi söylediğimde, tanımıyorum ki, ne yorum yapayım dedi. Ben de iyi o zaman dedim. Telefonuma bakmaya başladım. Ki ilk başta yine onu ilgilendiren bir konuya internetten bakıp ona göndermiştim. Sonra kendim araştırma yapmaya başladım. Ne yapıyorsun dedi, sonra o da başladı kendi telefonuna bakmaya. Sonunda eve döndük. Ben tabii biraz gerginim. Niye gergin olduğumu, niye orada konuşmayı kesip telefona gömüldüğümü sordu. Ben de dedim, ben konuşuyorum ama sen bir yorum bile yapmıyorsun, ben telefona bakıyorsam zaten konuşamadığımız için. İlla konuştuğum konu hakkında yorum yapmak zorunda da değilsin, ama konuşmamamızdan yakınıyorsan sen başka bir konu açabilirsin. Ama yok her şeyi benden bekliyor. Konuyu da ben açıcam, benim modum düştüğünde o hiç modumu değiştirmeye bile çalışmayacak ama o halimden yakınacak. Sonra bir anda bağırdı, o o.ç. yüzünden tartışıyoruz diye. Ben ona izlediğim youtuber'la ilgili enerjisi yüksek demiştim. Ama ona göre ben ondan elektrik aldım demişim. Benden 12 yaş falan küçük, onu söylediğimde bizim de aramızda yaş farkı var diyor. O büyük benden. Gerçekten saçmasapan bir olay. En son beni dinlemeyince, huyum değildir ama sabrım taştı, küfredip gittim. Bunun üzerine o bana aynı küfrü etti karşılık olarak. Aynı küfrü anneme de etti. Tartışma yine alevlendi, kolumu tutup sıktı ve büktü. Bu küfür ve kol sıkma olayının sırasını şu an çok da hatırlamıyorum. Ama hem hiç alttan almaması, bu kadar bağırıp çağırması, hem bana hem anneme küfür etmesi ve kolumu bükmesi bendeki sevginin çoğunu bitirdi.

Ertesi günü ben kalkıp annemlerin yazlığına gittim. Kafamı dinlemek ve netleştirmek istedim. Orada boşanma kararını da verdim. Sonra o yazmaya başladı. Ben de boşanmaktan başka çıkış yolu göremediğimi, ancak kendisi öfke kontrolüyle ilgili terapi alırsa bir şeylerin değişebileceğini söyledim. Terapiyi kabul etti. Ben onun terapi almasını istiyordum ama görüştüğüm yer önce çift terapisi almamız gerektiğini, gerekirse bireysel terapiye yönlendirdiklerini söyledi. Tamam terapiye gidelim dedi ama, ikimizde de hata olduğunu savunan şeyler yazdı. Ben onun öfke kontrolsüzlüğü ve şiddet eğilimi yüzünden söylediklerini kabul etmedim. Hala bende de hata olduğunu kabul ettirmeye çalışması beni iyice sinir etti. Pişmanım bile demedi. Bir iki gün sonra yazmaya devam etti. Ben kendisiyle konuşmak istemediğimi, terapi odasında konuşacağımızı söyledim. Bir daha tartışmalarımızın hiçbir zaman o seviyeye gelmeyeceğini söyledi. O bile sinir etti beni. Yani şu an sadece iyi şeyler de söylese ters tepki yapıyor bende. Gözümün önüne o bağıran, küfreden nefret dolu suratı geliyor. İnat değil, depresif bir haldeyim ve ne ona bakmayı ne de konuşmayı içim almıyor. Bana bir fiske vurmuş olsaydı şans da vermezdim, ama her sıkıştığında öfkesini kontrol edememesi, şiddete başvuracak olması, gitgide bunun artması ihtimali çok kafamı kurcalıyor.

Bugün eve geldim. O işte, ona mesajla haber verdim. O geldiğinde gerilmek istemediğim için baştan ben odamda olacağım, beni rahatsız etme yazdım. Ben bunu yazamadan, sadece günaydın demişken beni çok özlediğini söylemiş. İnanın gitgide itici gelmeye başladı bana. Ama eve gelip çöpte bira kutularını görünce bir içim de acıdı. Terapi olmasa çoktan boşanıyordum. Pek bir duygu hissedemiyorum. Terapiye 5 gün var. O güne kadar benim uzak durmamdan sıkılıp belki kendisi bitsin de diyebilir. Ya da terapi sırasında da ben bitirmek istediğimi söyleyebilirim, kendime güvenemiyorum. O zaman ne olur, doğru mu yaptığım diye düşünüyorum ama ona bakmak, aynı yatakta uyumak içimden gelmiyor. Terapiden sonra gelir mi onu da bilmiyorum. Hala boşanmayı düşünüp duruyorum. Lütfen akıl verin, bekleyeyim mi? Böyle bir insanın değişme ihtimali var mıdır?
 
Bir süre daha deneyin terapide çözüm olmazsa boşanırsınız
 
‘’Ben bir erkek youtuber'dan, onun yaptıklarından bahsettim. Yüzüme bakıp cevap bile vermiyor. Bazen böyle, en ufak sohbet edilmiyor, ben bir şey anlatıyorum anlatıyorum, tek bir yorum bile yok adamdan. Yorum beklediğimi söylediğimde, tanımıyorum ki, ne yorum yapayım dedi.’’
Burada kızacak birşey göremedim.Zaten bazen bu şekilde oluyor diye belirtmişsiniz.Bazen benimde hiç sohbet edecek modum olmuyor.Eşimle ayrı ayrı takılırız kimse kimseye sarmaz.Eşinizin davranışları Hiç normal değil ama acaba sizde ufak tefek şeylere mi takıyorsunuz?
 
Bana bir fiske bile vurmus olsa idi sans da vermezdim demissiniz ya, kufurler, kolunuzu sikip bukmesi sizin icin ne ifade ediyor cok merak ettim?
 
Bana bir fiske bile vurmus olsa idi sans da vermezdim demissiniz ya, kufurler, kolunuzu sikip bukmesi sizin icin ne ifade ediyor cok merak ettim?
Bunlar bana şiddeti ifade ediyor. Açıkçası benim içim almıyor artık, ama yine de terapi çözer mi, bekleyeyim mi diye soruyorum.
 
‘’Ben bir erkek youtuber'dan, onun yaptıklarından bahsettim. Yüzüme bakıp cevap bile vermiyor. Bazen böyle, en ufak sohbet edilmiyor, ben bir şey anlatıyorum anlatıyorum, tek bir yorum bile yok adamdan. Yorum beklediğimi söylediğimde, tanımıyorum ki, ne yorum yapayım dedi.’’
Burada kızacak birşey göremedim.Zaten bazen bu şekilde oluyor diye belirtmişsiniz.Bazen benimde hiç sohbet edecek modum olmuyor.Eşimle ayrı ayrı takılırız kimse kimseye sarmaz.Eşinizin davranışları Hiç normal değil ama acaba sizde ufak tefek şeylere mi takıyorsunuz?
Bazen anlam veremediğim ufak şeylere çok kızdığı oluyor. Ben bu durumda biraz bozuldum tabii ki konuşmayı hiç devam ettirmemesine. Ama bir şey demedim, kavga çıkartmadım. Eve gelince kendisi neden böyle konuşmayı kestin deyince sen de konuşmadın, konuşmayı sen de sürdürebilirdin dedim. Ama neymiş, ben sorun çıkarıyormuşum. Bir de sinir krizine giriyormuşum. Ara ara beni sinir krizine girmekle suçluyor. Yahu susup telefona bakmak nasıl sinir krizi geçirmek olabilir?
 
Sayginizi yeniden kazanmak için mücadele etmeniz gerek. Bunu ikinizde yaparsanız her şey çöZülür ama bir kişi ben yapamam derse bu evlilik çok yıpranır. Herkes elini tasin altına koyacak. Başka türlü zor
 
Hani adam biraz da olsa suçunu kabul etse neyise, ama onu da yapmıyor. Hala sizede suç atıyor. Ve ben böyle tiplerin degisecegini zannetmiyorum. Cünkü değişmeye hazır değiller.
 
Bugün tartışıp buraya konu açmış biri olarak şunu söyleyebilirim , değişmiyorlar sadece iyimser moda bürünüp sevgi ptırcığı olmayı deniyorlar.Ama ufacık bir pürüzde Aslan kesiliyorlar.Benim eşimde beni dinlemez bişey anlatırdım ve tüm olayı bitirdiğimde banane der kesip atardı.Bu muhteşem dozlu gurur ve onur kırıcı geliyor bana.Siz en azından terapiye başlamışsınız umarım sonuç alırsınız eğer gelişme yoksa da herkesin kendi yoluna bakması en az hasarla ayrılması daha olası.Şahsım içinde benzer durum geçerli bizimki terapiyle falan uğraşmaz ki zaten bende istemem..Ne diyelim hayırlısı olsun hakkımızda
 
Herkese merhaba. Sizlerin fikrini almak için foruma yeni üye oldum. Kusura bakmayın, her şeyi anlatabilmek için çok uzun yazdım.

Eşim çevresi tarafından genellikle çok saygılı ve sakin diye tanınan bir insan. Benim aileme karşı da öyle. Evlenmeden önce bana karşı hep sevgi dolu ve saygılı davrandı. İki günde bir ben onun yanına giderdim, o da beni karşı çıktığım halde arabasıyla evime bırakıp kendi evine dönerdi. Evler arasındaki mesafe 50 km. Benim için şehrime yerleşti. İlişkinin 3. yılında evlendik. Bu 3 yılın bir kısmı aynı, bir kısmı ayrı şehirlerde geçti, toplamda 1,5 yıl aynı yerdeydik. O benim yaşadığım şehirde iş bulunca evlenebildik. Evleneli henüz 10 ay oldu.

Evlenmeden önce ara ara öfkeli olduğu zamanları görmüştüm. Ama kontrolünü ve bana karşı saygısını kaybetmemişti. Evlendikten kısa bir süre, belki 1 ay gibi bir zamanda ise ilk şoku yaşadım. Cinsellik için ona yanaşıp sonrasında o moda giremediğim için çok sinirlendi. Salona gidip kapılara vurdu. Kendi kendine mırıldanarak bana ağzı alınmayacak bir küfür etti. Benim duymadığımı sandı ama duydum. O lafı da duyduktan sonra kilitlenip olduğum yerde kaldım, hiç tepki veremedim. Daha çok yeni evli olduğumuz için boşanma fikrine cesaret edemedim. Sonrasında düzeldik ve ben duyduğum küfür hakkında bir şey söylemedim.

Sonrasında aylar boyunca ara ara iyi, ara ara yine kavgayla devam ettik. İyi olduğumuz zamanlarda gerçekten çok iyiydi. Kötü zamanlarında ise sık sık boşanmayı dile getiriyordu. Tartışmamız için hep beni suçluyordu. Kendisinin hiç hatası yok gibi davranıyordu. Zaman zaman yine öfke patlamaları yaşadı. Ocak ayında bana el kaldırınca ben çıldırdım. El kaldırdı ama vurmadı. Bu bende bir korkuya ve yaraya yol açtı. Bana el kaldırdığını bir türlü kabul etmedi. Senin üstüme gelmeni engellemeye, durdurmaya çalıştım dedi. Hem empati yoksunluğu hem de bu olay yüzünden çift terapisine gitmek istedim. Bir kez gittik ama gittiğimiz psikolog ikimize de yetersiz geldi. Sonra kendiliğinden düzeldiğimizi gördüm. Birbirimizle uzun uzun konuştuk ve çözdük dedik.

Sanırım bir 3-4 ay kadar önemli bir sorunumuz olmadı. Mayıs ayında saçmaasapan bir gerginlik yaşadık. Tartışma bile değil aslında. Her şeyi yanlış anlamaya meyilli. Konuşmaya, kendi açımdan olayı anlatmaya çalıştığımda dinlemiyor. Ben onu dinlemek istediğimde sadece beni suçluyor. Beni bir türlü dinlemediğinde sinirleniyorum. Onunla bir türlü konuşamadığımı, çocuk gibi davrandığını, ufacık şeye kin tuttuğunu söyledim. Karşımda bir yetişkin göremiyorum dediğimde çıldırdı. Küfür etti, yüzüğü attı. Tüm kapıları çarptı. Kapıları çarptığı için peşinden gittiğimde elini kaldırdı. Sonrası aynı laflar, ben sana elimi kaldırmadım. Sonrasında hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, ben yumuşuyorum ve yine normale dönüyoruz.

Bir hafta kadar öncesinde de olaylar şöyle gelişti. Kahvaltıya gittik. Ben bir erkek youtuber'dan, onun yaptıklarından bahsettim. Yüzüme bakıp cevap bile vermiyor. Bazen böyle, en ufak sohbet edilmiyor, ben bir şey anlatıyorum anlatıyorum, tek bir yorum bile yok adamdan. Yorum beklediğimi söylediğimde, tanımıyorum ki, ne yorum yapayım dedi. Ben de iyi o zaman dedim. Telefonuma bakmaya başladım. Ki ilk başta yine onu ilgilendiren bir konuya internetten bakıp ona göndermiştim. Sonra kendim araştırma yapmaya başladım. Ne yapıyorsun dedi, sonra o da başladı kendi telefonuna bakmaya. Sonunda eve döndük. Ben tabii biraz gerginim. Niye gergin olduğumu, niye orada konuşmayı kesip telefona gömüldüğümü sordu. Ben de dedim, ben konuşuyorum ama sen bir yorum bile yapmıyorsun, ben telefona bakıyorsam zaten konuşamadığımız için. İlla konuştuğum konu hakkında yorum yapmak zorunda da değilsin, ama konuşmamamızdan yakınıyorsan sen başka bir konu açabilirsin. Ama yok her şeyi benden bekliyor. Konuyu da ben açıcam, benim modum düştüğünde o hiç modumu değiştirmeye bile çalışmayacak ama o halimden yakınacak. Sonra bir anda bağırdı, o o.ç. yüzünden tartışıyoruz diye. Ben ona izlediğim youtuber'la ilgili enerjisi yüksek demiştim. Ama ona göre ben ondan elektrik aldım demişim. Benden 12 yaş falan küçük, onu söylediğimde bizim de aramızda yaş farkı var diyor. O büyük benden. Gerçekten saçmasapan bir olay. En son beni dinlemeyince, huyum değildir ama sabrım taştı, küfredip gittim. Bunun üzerine o bana aynı küfrü etti karşılık olarak. Aynı küfrü anneme de etti. Tartışma yine alevlendi, kolumu tutup sıktı ve büktü. Bu küfür ve kol sıkma olayının sırasını şu an çok da hatırlamıyorum. Ama hem hiç alttan almaması, bu kadar bağırıp çağırması, hem bana hem anneme küfür etmesi ve kolumu bükmesi bendeki sevginin çoğunu bitirdi.

Ertesi günü ben kalkıp annemlerin yazlığına gittim. Kafamı dinlemek ve netleştirmek istedim. Orada boşanma kararını da verdim. Sonra o yazmaya başladı. Ben de boşanmaktan başka çıkış yolu göremediğimi, ancak kendisi öfke kontrolüyle ilgili terapi alırsa bir şeylerin değişebileceğini söyledim. Terapiyi kabul etti. Ben onun terapi almasını istiyordum ama görüştüğüm yer önce çift terapisi almamız gerektiğini, gerekirse bireysel terapiye yönlendirdiklerini söyledi. Tamam terapiye gidelim dedi ama, ikimizde de hata olduğunu savunan şeyler yazdı. Ben onun öfke kontrolsüzlüğü ve şiddet eğilimi yüzünden söylediklerini kabul etmedim. Hala bende de hata olduğunu kabul ettirmeye çalışması beni iyice sinir etti. Pişmanım bile demedi. Bir iki gün sonra yazmaya devam etti. Ben kendisiyle konuşmak istemediğimi, terapi odasında konuşacağımızı söyledim. Bir daha tartışmalarımızın hiçbir zaman o seviyeye gelmeyeceğini söyledi. O bile sinir etti beni. Yani şu an sadece iyi şeyler de söylese ters tepki yapıyor bende. Gözümün önüne o bağıran, küfreden nefret dolu suratı geliyor. İnat değil, depresif bir haldeyim ve ne ona bakmayı ne de konuşmayı içim almıyor. Bana bir fiske vurmuş olsaydı şans da vermezdim, ama her sıkıştığında öfkesini kontrol edememesi, şiddete başvuracak olması, gitgide bunun artması ihtimali çok kafamı kurcalıyor.

Bugün eve geldim. O işte, ona mesajla haber verdim. O geldiğinde gerilmek istemediğim için baştan ben odamda olacağım, beni rahatsız etme yazdım. Ben bunu yazamadan, sadece günaydın demişken beni çok özlediğini söylemiş. İnanın gitgide itici gelmeye başladı bana. Ama eve gelip çöpte bira kutularını görünce bir içim de acıdı. Terapi olmasa çoktan boşanıyordum. Pek bir duygu hissedemiyorum. Terapiye 5 gün var. O güne kadar benim uzak durmamdan sıkılıp belki kendisi bitsin de diyebilir. Ya da terapi sırasında da ben bitirmek istediğimi söyleyebilirim, kendime güvenemiyorum. O zaman ne olur, doğru mu yaptığım diye düşünüyorum ama ona bakmak, aynı yatakta uyumak içimden gelmiyor. Terapiden sonra gelir mi onu da bilmiyorum. Hala boşanmayı düşünüp duruyorum. Lütfen akıl verin, bekleyeyim mi? Böyle bir insanın değişme ihtimali var mıdır?
Öfkesini kontrol edememesi tedavi edilebilir. Bireysel olarak niçin bir psikiyatriste gitmiyor ki? Iyi bir dr bularak tedaviye başlayın. Gidişata göre de duygulariniz degisiyor mu ona bakın. Su an bir sinirle nefret duygunuz eşinize karşı uyanmış gözüküyor. Aranizda yasananlar buraya yazdiklarimiz gibi tek taraflı. Esinizin gözüyle de olaylara bakın derim. Artılarınızı eksilerinizi bir kenara yazın. Evlenmeden önce melek gibi biriymiş. Evlendikten sonra yanlis davranislarinin hersey evlenene kadarmista dedirtmiyor çünkü yardim almayi sorun etmiyor. Ne oldu da bu insan birden bire degismeye basladi. Ayni evi paylasmak ilk birkac yil gercekten sıkıntılı olabiliyor.
 
Her evlilik mükemmel olamıyor ne yazık ki. eşlerimizde insan, bazen onlardan çok fazla şey bekliyoruz. Eşimde bazen konuşmaz bazende ben konuşmam. insanın konuşası gelmez bazen, bu sorun değil ki. bizde akşamları uzanıp telefonla uğraşıyoruz her an her saniye mıç mıç olamam zaten. sevişmek için adama yanaşıp sonra istememen onu çıldırtmış doğru mu anlamışım ilk kavganız bu. Kadın olduğum halde eşimde bana böyle yapsa ben bile çıldırırım. Belki eşinin tepkileri çok fazla evet tedavi olmalı ama o konuma gelene kadar sende zorluyor olabilir misin? Sürekli olmasa da bizimde tartışmalarımız olur. Ama tabi ki ne yaşadığını sen biliyorsun. Terapiyi dene için almıyorsa onu elbette devam ettirme bu evliliği
 
Kişi kendisindeki yanlış veya düzeltilmesi gereken yanlarını görür ve gerçekten düzelmek isterse düzelmesi/değişmesi mümkün.
Eşinizin öfke kontrolü sorunu var evet ama ben çift terapisi almanızı tavsiye ederim.
Evliliğin ilk yıllarında tartışma ve anlaşmazlıkların sıklığı ve şiddeti biraz fazla olur.
Önemli olan saygıyı yitirmemek, sözel ve fiziksel şiddet uygulamamak, sizde bu sınırlar ne yazık ki aşılmış.
Karşılıklı çaba göstermeniz lazım.
Bu çabaya değer mi?
Siz karar vereceksiniz.
 
Bu adamın yapısı bu. Terapi falan hikaye. Terapiler sağlıklı insanların kilitlenmiş ilişkilerini çözebilir ancak. Sizinki sağlıksız bir adam. Asla ve asla bu adamla olmaz. Eğer terapiyle herşey güllük gülistanlık olursa ben insan değilim. O kadar net yani. Hiç kasma bu kaba saba tiplemeyle ne diye eziyet çekiceksin ki..
 
Herkese merhaba. Sizlerin fikrini almak için foruma yeni üye oldum. Kusura bakmayın, her şeyi anlatabilmek için çok uzun yazdım.

Eşim çevresi tarafından genellikle çok saygılı ve sakin diye tanınan bir insan. Benim aileme karşı da öyle. Evlenmeden önce bana karşı hep sevgi dolu ve saygılı davrandı. İki günde bir ben onun yanına giderdim, o da beni karşı çıktığım halde arabasıyla evime bırakıp kendi evine dönerdi. Evler arasındaki mesafe 50 km. Benim için şehrime yerleşti. İlişkinin 3. yılında evlendik. Bu 3 yılın bir kısmı aynı, bir kısmı ayrı şehirlerde geçti, toplamda 1,5 yıl aynı yerdeydik. O benim yaşadığım şehirde iş bulunca evlenebildik. Evleneli henüz 10 ay oldu.

Evlenmeden önce ara ara öfkeli olduğu zamanları görmüştüm. Ama kontrolünü ve bana karşı saygısını kaybetmemişti. Evlendikten kısa bir süre, belki 1 ay gibi bir zamanda ise ilk şoku yaşadım. Cinsellik için ona yanaşıp sonrasında o moda giremediğim için çok sinirlendi. Salona gidip kapılara vurdu. Kendi kendine mırıldanarak bana ağzı alınmayacak bir küfür etti. Benim duymadığımı sandı ama duydum. O lafı da duyduktan sonra kilitlenip olduğum yerde kaldım, hiç tepki veremedim. Daha çok yeni evli olduğumuz için boşanma fikrine cesaret edemedim. Sonrasında düzeldik ve ben duyduğum küfür hakkında bir şey söylemedim.

Sonrasında aylar boyunca ara ara iyi, ara ara yine kavgayla devam ettik. İyi olduğumuz zamanlarda gerçekten çok iyiydi. Kötü zamanlarında ise sık sık boşanmayı dile getiriyordu. Tartışmamız için hep beni suçluyordu. Kendisinin hiç hatası yok gibi davranıyordu. Zaman zaman yine öfke patlamaları yaşadı. Ocak ayında bana el kaldırınca ben çıldırdım. El kaldırdı ama vurmadı. Bu bende bir korkuya ve yaraya yol açtı. Bana el kaldırdığını bir türlü kabul etmedi. Senin üstüme gelmeni engellemeye, durdurmaya çalıştım dedi. Hem empati yoksunluğu hem de bu olay yüzünden çift terapisine gitmek istedim. Bir kez gittik ama gittiğimiz psikolog ikimize de yetersiz geldi. Sonra kendiliğinden düzeldiğimizi gördüm. Birbirimizle uzun uzun konuştuk ve çözdük dedik.

Sanırım bir 3-4 ay kadar önemli bir sorunumuz olmadı. Mayıs ayında saçmaasapan bir gerginlik yaşadık. Tartışma bile değil aslında. Her şeyi yanlış anlamaya meyilli. Konuşmaya, kendi açımdan olayı anlatmaya çalıştığımda dinlemiyor. Ben onu dinlemek istediğimde sadece beni suçluyor. Beni bir türlü dinlemediğinde sinirleniyorum. Onunla bir türlü konuşamadığımı, çocuk gibi davrandığını, ufacık şeye kin tuttuğunu söyledim. Karşımda bir yetişkin göremiyorum dediğimde çıldırdı. Küfür etti, yüzüğü attı. Tüm kapıları çarptı. Kapıları çarptığı için peşinden gittiğimde elini kaldırdı. Sonrası aynı laflar, ben sana elimi kaldırmadım. Sonrasında hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, ben yumuşuyorum ve yine normale dönüyoruz.

Bir hafta kadar öncesinde de olaylar şöyle gelişti. Kahvaltıya gittik. Ben bir erkek youtuber'dan, onun yaptıklarından bahsettim. Yüzüme bakıp cevap bile vermiyor. Bazen böyle, en ufak sohbet edilmiyor, ben bir şey anlatıyorum anlatıyorum, tek bir yorum bile yok adamdan. Yorum beklediğimi söylediğimde, tanımıyorum ki, ne yorum yapayım dedi. Ben de iyi o zaman dedim. Telefonuma bakmaya başladım. Ki ilk başta yine onu ilgilendiren bir konuya internetten bakıp ona göndermiştim. Sonra kendim araştırma yapmaya başladım. Ne yapıyorsun dedi, sonra o da başladı kendi telefonuna bakmaya. Sonunda eve döndük. Ben tabii biraz gerginim. Niye gergin olduğumu, niye orada konuşmayı kesip telefona gömüldüğümü sordu. Ben de dedim, ben konuşuyorum ama sen bir yorum bile yapmıyorsun, ben telefona bakıyorsam zaten konuşamadığımız için. İlla konuştuğum konu hakkında yorum yapmak zorunda da değilsin, ama konuşmamamızdan yakınıyorsan sen başka bir konu açabilirsin. Ama yok her şeyi benden bekliyor. Konuyu da ben açıcam, benim modum düştüğünde o hiç modumu değiştirmeye bile çalışmayacak ama o halimden yakınacak. Sonra bir anda bağırdı, o o.ç. yüzünden tartışıyoruz diye. Ben ona izlediğim youtuber'la ilgili enerjisi yüksek demiştim. Ama ona göre ben ondan elektrik aldım demişim. Benden 12 yaş falan küçük, onu söylediğimde bizim de aramızda yaş farkı var diyor. O büyük benden. Gerçekten saçmasapan bir olay. En son beni dinlemeyince, huyum değildir ama sabrım taştı, küfredip gittim. Bunun üzerine o bana aynı küfrü etti karşılık olarak. Aynı küfrü anneme de etti. Tartışma yine alevlendi, kolumu tutup sıktı ve büktü. Bu küfür ve kol sıkma olayının sırasını şu an çok da hatırlamıyorum. Ama hem hiç alttan almaması, bu kadar bağırıp çağırması, hem bana hem anneme küfür etmesi ve kolumu bükmesi bendeki sevginin çoğunu bitirdi.

Ertesi günü ben kalkıp annemlerin yazlığına gittim. Kafamı dinlemek ve netleştirmek istedim. Orada boşanma kararını da verdim. Sonra o yazmaya başladı. Ben de boşanmaktan başka çıkış yolu göremediğimi, ancak kendisi öfke kontrolüyle ilgili terapi alırsa bir şeylerin değişebileceğini söyledim. Terapiyi kabul etti. Ben onun terapi almasını istiyordum ama görüştüğüm yer önce çift terapisi almamız gerektiğini, gerekirse bireysel terapiye yönlendirdiklerini söyledi. Tamam terapiye gidelim dedi ama, ikimizde de hata olduğunu savunan şeyler yazdı. Ben onun öfke kontrolsüzlüğü ve şiddet eğilimi yüzünden söylediklerini kabul etmedim. Hala bende de hata olduğunu kabul ettirmeye çalışması beni iyice sinir etti. Pişmanım bile demedi. Bir iki gün sonra yazmaya devam etti. Ben kendisiyle konuşmak istemediğimi, terapi odasında konuşacağımızı söyledim. Bir daha tartışmalarımızın hiçbir zaman o seviyeye gelmeyeceğini söyledi. O bile sinir etti beni. Yani şu an sadece iyi şeyler de söylese ters tepki yapıyor bende. Gözümün önüne o bağıran, küfreden nefret dolu suratı geliyor. İnat değil, depresif bir haldeyim ve ne ona bakmayı ne de konuşmayı içim almıyor. Bana bir fiske vurmuş olsaydı şans da vermezdim, ama her sıkıştığında öfkesini kontrol edememesi, şiddete başvuracak olması, gitgide bunun artması ihtimali çok kafamı kurcalıyor.

Bugün eve geldim. O işte, ona mesajla haber verdim. O geldiğinde gerilmek istemediğim için baştan ben odamda olacağım, beni rahatsız etme yazdım. Ben bunu yazamadan, sadece günaydın demişken beni çok özlediğini söylemiş. İnanın gitgide itici gelmeye başladı bana. Ama eve gelip çöpte bira kutularını görünce bir içim de acıdı. Terapi olmasa çoktan boşanıyordum. Pek bir duygu hissedemiyorum. Terapiye 5 gün var. O güne kadar benim uzak durmamdan sıkılıp belki kendisi bitsin de diyebilir. Ya da terapi sırasında da ben bitirmek istediğimi söyleyebilirim, kendime güvenemiyorum. O zaman ne olur, doğru mu yaptığım diye düşünüyorum ama ona bakmak, aynı yatakta uyumak içimden gelmiyor. Terapiden sonra gelir mi onu da bilmiyorum. Hala boşanmayı düşünüp duruyorum. Lütfen akıl verin, bekleyeyim mi? Böyle bir insanın değişme ihtimali var mıdır?
Tamamini okudum ve evlendigim kisiyle benim durumumu gordum. Tabiki her gecen gun kat kat kotusuyle. Farkli hekimlere gidilip bu ofke patlamasinin kontrol altina alinmasi cok denendi. Cesitli tedaviler uygulandi. Birkac hafta cok cok iyi oluyordu. Sonra yine sil bastan en basa. Ve sonunda bosanma davasi actim. Neden biliyor musunuz? Cunku bu, o sahsin karakteri. Karakter ilacla veya terapi ile duzelmiyor. Gecen zaman icinde bunu anladim. Psikolojik durumu stabil olmayan bir bireyi, sevgimle iyilestirebilirim yanilgisiyla asla yol arkadasi yapmamak lazim.
Bosanmazsaniz yillariniz bu sekilde bir ileri bir geri heba olabilir. Gercekten istediginiz yasam bu mu?
 
Bana kalırsa terapiye gidin,ama boşanan fikrinizden vazgeçmeyin. Bu adam pişman değil ki, kendisini kusursuz görüyor. Azıcık size yaptığının farkında olsa düzelir derdim
 
Herkese merhaba. Sizlerin fikrini almak için foruma yeni üye oldum. Kusura bakmayın, her şeyi anlatabilmek için çok uzun yazdım.

Eşim çevresi tarafından genellikle çok saygılı ve sakin diye tanınan bir insan. Benim aileme karşı da öyle. Evlenmeden önce bana karşı hep sevgi dolu ve saygılı davrandı. İki günde bir ben onun yanına giderdim, o da beni karşı çıktığım halde arabasıyla evime bırakıp kendi evine dönerdi. Evler arasındaki mesafe 50 km. Benim için şehrime yerleşti. İlişkinin 3. yılında evlendik. Bu 3 yılın bir kısmı aynı, bir kısmı ayrı şehirlerde geçti, toplamda 1,5 yıl aynı yerdeydik. O benim yaşadığım şehirde iş bulunca evlenebildik. Evleneli henüz 10 ay oldu.

Evlenmeden önce ara ara öfkeli olduğu zamanları görmüştüm. Ama kontrolünü ve bana karşı saygısını kaybetmemişti. Evlendikten kısa bir süre, belki 1 ay gibi bir zamanda ise ilk şoku yaşadım. Cinsellik için ona yanaşıp sonrasında o moda giremediğim için çok sinirlendi. Salona gidip kapılara vurdu. Kendi kendine mırıldanarak bana ağzı alınmayacak bir küfür etti. Benim duymadığımı sandı ama duydum. O lafı da duyduktan sonra kilitlenip olduğum yerde kaldım, hiç tepki veremedim. Daha çok yeni evli olduğumuz için boşanma fikrine cesaret edemedim. Sonrasında düzeldik ve ben duyduğum küfür hakkında bir şey söylemedim.

Sonrasında aylar boyunca ara ara iyi, ara ara yine kavgayla devam ettik. İyi olduğumuz zamanlarda gerçekten çok iyiydi. Kötü zamanlarında ise sık sık boşanmayı dile getiriyordu. Tartışmamız için hep beni suçluyordu. Kendisinin hiç hatası yok gibi davranıyordu. Zaman zaman yine öfke patlamaları yaşadı. Ocak ayında bana el kaldırınca ben çıldırdım. El kaldırdı ama vurmadı. Bu bende bir korkuya ve yaraya yol açtı. Bana el kaldırdığını bir türlü kabul etmedi. Senin üstüme gelmeni engellemeye, durdurmaya çalıştım dedi. Hem empati yoksunluğu hem de bu olay yüzünden çift terapisine gitmek istedim. Bir kez gittik ama gittiğimiz psikolog ikimize de yetersiz geldi. Sonra kendiliğinden düzeldiğimizi gördüm. Birbirimizle uzun uzun konuştuk ve çözdük dedik.

Sanırım bir 3-4 ay kadar önemli bir sorunumuz olmadı. Mayıs ayında saçmaasapan bir gerginlik yaşadık. Tartışma bile değil aslında. Her şeyi yanlış anlamaya meyilli. Konuşmaya, kendi açımdan olayı anlatmaya çalıştığımda dinlemiyor. Ben onu dinlemek istediğimde sadece beni suçluyor. Beni bir türlü dinlemediğinde sinirleniyorum. Onunla bir türlü konuşamadığımı, çocuk gibi davrandığını, ufacık şeye kin tuttuğunu söyledim. Karşımda bir yetişkin göremiyorum dediğimde çıldırdı. Küfür etti, yüzüğü attı. Tüm kapıları çarptı. Kapıları çarptığı için peşinden gittiğimde elini kaldırdı. Sonrası aynı laflar, ben sana elimi kaldırmadım. Sonrasında hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, ben yumuşuyorum ve yine normale dönüyoruz.

Bir hafta kadar öncesinde de olaylar şöyle gelişti. Kahvaltıya gittik. Ben bir erkek youtuber'dan, onun yaptıklarından bahsettim. Yüzüme bakıp cevap bile vermiyor. Bazen böyle, en ufak sohbet edilmiyor, ben bir şey anlatıyorum anlatıyorum, tek bir yorum bile yok adamdan. Yorum beklediğimi söylediğimde, tanımıyorum ki, ne yorum yapayım dedi. Ben de iyi o zaman dedim. Telefonuma bakmaya başladım. Ki ilk başta yine onu ilgilendiren bir konuya internetten bakıp ona göndermiştim. Sonra kendim araştırma yapmaya başladım. Ne yapıyorsun dedi, sonra o da başladı kendi telefonuna bakmaya. Sonunda eve döndük. Ben tabii biraz gerginim. Niye gergin olduğumu, niye orada konuşmayı kesip telefona gömüldüğümü sordu. Ben de dedim, ben konuşuyorum ama sen bir yorum bile yapmıyorsun, ben telefona bakıyorsam zaten konuşamadığımız için. İlla konuştuğum konu hakkında yorum yapmak zorunda da değilsin, ama konuşmamamızdan yakınıyorsan sen başka bir konu açabilirsin. Ama yok her şeyi benden bekliyor. Konuyu da ben açıcam, benim modum düştüğünde o hiç modumu değiştirmeye bile çalışmayacak ama o halimden yakınacak. Sonra bir anda bağırdı, o o.ç. yüzünden tartışıyoruz diye. Ben ona izlediğim youtuber'la ilgili enerjisi yüksek demiştim. Ama ona göre ben ondan elektrik aldım demişim. Benden 12 yaş falan küçük, onu söylediğimde bizim de aramızda yaş farkı var diyor. O büyük benden. Gerçekten saçmasapan bir olay. En son beni dinlemeyince, huyum değildir ama sabrım taştı, küfredip gittim. Bunun üzerine o bana aynı küfrü etti karşılık olarak. Aynı küfrü anneme de etti. Tartışma yine alevlendi, kolumu tutup sıktı ve büktü. Bu küfür ve kol sıkma olayının sırasını şu an çok da hatırlamıyorum. Ama hem hiç alttan almaması, bu kadar bağırıp çağırması, hem bana hem anneme küfür etmesi ve kolumu bükmesi bendeki sevginin çoğunu bitirdi.

Ertesi günü ben kalkıp annemlerin yazlığına gittim. Kafamı dinlemek ve netleştirmek istedim. Orada boşanma kararını da verdim. Sonra o yazmaya başladı. Ben de boşanmaktan başka çıkış yolu göremediğimi, ancak kendisi öfke kontrolüyle ilgili terapi alırsa bir şeylerin değişebileceğini söyledim. Terapiyi kabul etti. Ben onun terapi almasını istiyordum ama görüştüğüm yer önce çift terapisi almamız gerektiğini, gerekirse bireysel terapiye yönlendirdiklerini söyledi. Tamam terapiye gidelim dedi ama, ikimizde de hata olduğunu savunan şeyler yazdı. Ben onun öfke kontrolsüzlüğü ve şiddet eğilimi yüzünden söylediklerini kabul etmedim. Hala bende de hata olduğunu kabul ettirmeye çalışması beni iyice sinir etti. Pişmanım bile demedi. Bir iki gün sonra yazmaya devam etti. Ben kendisiyle konuşmak istemediğimi, terapi odasında konuşacağımızı söyledim. Bir daha tartışmalarımızın hiçbir zaman o seviyeye gelmeyeceğini söyledi. O bile sinir etti beni. Yani şu an sadece iyi şeyler de söylese ters tepki yapıyor bende. Gözümün önüne o bağıran, küfreden nefret dolu suratı geliyor. İnat değil, depresif bir haldeyim ve ne ona bakmayı ne de konuşmayı içim almıyor. Bana bir fiske vurmuş olsaydı şans da vermezdim, ama her sıkıştığında öfkesini kontrol edememesi, şiddete başvuracak olması, gitgide bunun artması ihtimali çok kafamı kurcalıyor.

Bugün eve geldim. O işte, ona mesajla haber verdim. O geldiğinde gerilmek istemediğim için baştan ben odamda olacağım, beni rahatsız etme yazdım. Ben bunu yazamadan, sadece günaydın demişken beni çok özlediğini söylemiş. İnanın gitgide itici gelmeye başladı bana. Ama eve gelip çöpte bira kutularını görünce bir içim de acıdı. Terapi olmasa çoktan boşanıyordum. Pek bir duygu hissedemiyorum. Terapiye 5 gün var. O güne kadar benim uzak durmamdan sıkılıp belki kendisi bitsin de diyebilir. Ya da terapi sırasında da ben bitirmek istediğimi söyleyebilirim, kendime güvenemiyorum. O zaman ne olur, doğru mu yaptığım diye düşünüyorum ama ona bakmak, aynı yatakta uyumak içimden gelmiyor. Terapiden sonra gelir mi onu da bilmiyorum. Hala boşanmayı düşünüp duruyorum. Lütfen akıl verin, bekleyeyim mi? Böyle bir insanın değişme ihtimali var mıdır?
Bence seviyosunuz gerçekten ama kırgınsınız çok yoksa sevmeseniz bu kadar sabretmezdiniz eşiniz hatalı ama terapiyi kabul etmesi büyük bi adım bence çaba sarfediyo bitmemesi için sizi gerçekten seviyo bence biraz bekleyin terapi sonuçlanana kadar umarım herşey çok daha güzel olur
 
Evliliğiniz henüz yeni. Sizin de hatalarınız olabilir. Biraz zaman tanıyın kendinize. Terapi iyi gelecektir. Baktınız olmuyor yine boşanırsınız dünyanın sonu değil elbet. Ama gelecekte dönüp bakınca pişman olmamak adına, evliliğinizi kurtarmak için çaba harcayın, elinizden geleni yapın derim. Kolaylıklar.
 
Herkese merhaba. Sizlerin fikrini almak için foruma yeni üye oldum. Kusura bakmayın, her şeyi anlatabilmek için çok uzun yazdım.

Eşim çevresi tarafından genellikle çok saygılı ve sakin diye tanınan bir insan. Benim aileme karşı da öyle. Evlenmeden önce bana karşı hep sevgi dolu ve saygılı davrandı. İki günde bir ben onun yanına giderdim, o da beni karşı çıktığım halde arabasıyla evime bırakıp kendi evine dönerdi. Evler arasındaki mesafe 50 km. Benim için şehrime yerleşti. İlişkinin 3. yılında evlendik. Bu 3 yılın bir kısmı aynı, bir kısmı ayrı şehirlerde geçti, toplamda 1,5 yıl aynı yerdeydik. O benim yaşadığım şehirde iş bulunca evlenebildik. Evleneli henüz 10 ay oldu.

Evlenmeden önce ara ara öfkeli olduğu zamanları görmüştüm. Ama kontrolünü ve bana karşı saygısını kaybetmemişti. Evlendikten kısa bir süre, belki 1 ay gibi bir zamanda ise ilk şoku yaşadım. Cinsellik için ona yanaşıp sonrasında o moda giremediğim için çok sinirlendi. Salona gidip kapılara vurdu. Kendi kendine mırıldanarak bana ağzı alınmayacak bir küfür etti. Benim duymadığımı sandı ama duydum. O lafı da duyduktan sonra kilitlenip olduğum yerde kaldım, hiç tepki veremedim. Daha çok yeni evli olduğumuz için boşanma fikrine cesaret edemedim. Sonrasında düzeldik ve ben duyduğum küfür hakkında bir şey söylemedim.

Sonrasında aylar boyunca ara ara iyi, ara ara yine kavgayla devam ettik. İyi olduğumuz zamanlarda gerçekten çok iyiydi. Kötü zamanlarında ise sık sık boşanmayı dile getiriyordu. Tartışmamız için hep beni suçluyordu. Kendisinin hiç hatası yok gibi davranıyordu. Zaman zaman yine öfke patlamaları yaşadı. Ocak ayında bana el kaldırınca ben çıldırdım. El kaldırdı ama vurmadı. Bu bende bir korkuya ve yaraya yol açtı. Bana el kaldırdığını bir türlü kabul etmedi. Senin üstüme gelmeni engellemeye, durdurmaya çalıştım dedi. Hem empati yoksunluğu hem de bu olay yüzünden çift terapisine gitmek istedim. Bir kez gittik ama gittiğimiz psikolog ikimize de yetersiz geldi. Sonra kendiliğinden düzeldiğimizi gördüm. Birbirimizle uzun uzun konuştuk ve çözdük dedik.

Sanırım bir 3-4 ay kadar önemli bir sorunumuz olmadı. Mayıs ayında saçmaasapan bir gerginlik yaşadık. Tartışma bile değil aslında. Her şeyi yanlış anlamaya meyilli. Konuşmaya, kendi açımdan olayı anlatmaya çalıştığımda dinlemiyor. Ben onu dinlemek istediğimde sadece beni suçluyor. Beni bir türlü dinlemediğinde sinirleniyorum. Onunla bir türlü konuşamadığımı, çocuk gibi davrandığını, ufacık şeye kin tuttuğunu söyledim. Karşımda bir yetişkin göremiyorum dediğimde çıldırdı. Küfür etti, yüzüğü attı. Tüm kapıları çarptı. Kapıları çarptığı için peşinden gittiğimde elini kaldırdı. Sonrası aynı laflar, ben sana elimi kaldırmadım. Sonrasında hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, ben yumuşuyorum ve yine normale dönüyoruz.

Bir hafta kadar öncesinde de olaylar şöyle gelişti. Kahvaltıya gittik. Ben bir erkek youtuber'dan, onun yaptıklarından bahsettim. Yüzüme bakıp cevap bile vermiyor. Bazen böyle, en ufak sohbet edilmiyor, ben bir şey anlatıyorum anlatıyorum, tek bir yorum bile yok adamdan. Yorum beklediğimi söylediğimde, tanımıyorum ki, ne yorum yapayım dedi. Ben de iyi o zaman dedim. Telefonuma bakmaya başladım. Ki ilk başta yine onu ilgilendiren bir konuya internetten bakıp ona göndermiştim. Sonra kendim araştırma yapmaya başladım. Ne yapıyorsun dedi, sonra o da başladı kendi telefonuna bakmaya. Sonunda eve döndük. Ben tabii biraz gerginim. Niye gergin olduğumu, niye orada konuşmayı kesip telefona gömüldüğümü sordu. Ben de dedim, ben konuşuyorum ama sen bir yorum bile yapmıyorsun, ben telefona bakıyorsam zaten konuşamadığımız için. İlla konuştuğum konu hakkında yorum yapmak zorunda da değilsin, ama konuşmamamızdan yakınıyorsan sen başka bir konu açabilirsin. Ama yok her şeyi benden bekliyor. Konuyu da ben açıcam, benim modum düştüğünde o hiç modumu değiştirmeye bile çalışmayacak ama o halimden yakınacak. Sonra bir anda bağırdı, o o.ç. yüzünden tartışıyoruz diye. Ben ona izlediğim youtuber'la ilgili enerjisi yüksek demiştim. Ama ona göre ben ondan elektrik aldım demişim. Benden 12 yaş falan küçük, onu söylediğimde bizim de aramızda yaş farkı var diyor. O büyük benden. Gerçekten saçmasapan bir olay. En son beni dinlemeyince, huyum değildir ama sabrım taştı, küfredip gittim. Bunun üzerine o bana aynı küfrü etti karşılık olarak. Aynı küfrü anneme de etti. Tartışma yine alevlendi, kolumu tutup sıktı ve büktü. Bu küfür ve kol sıkma olayının sırasını şu an çok da hatırlamıyorum. Ama hem hiç alttan almaması, bu kadar bağırıp çağırması, hem bana hem anneme küfür etmesi ve kolumu bükmesi bendeki sevginin çoğunu bitirdi.

Ertesi günü ben kalkıp annemlerin yazlığına gittim. Kafamı dinlemek ve netleştirmek istedim. Orada boşanma kararını da verdim. Sonra o yazmaya başladı. Ben de boşanmaktan başka çıkış yolu göremediğimi, ancak kendisi öfke kontrolüyle ilgili terapi alırsa bir şeylerin değişebileceğini söyledim. Terapiyi kabul etti. Ben onun terapi almasını istiyordum ama görüştüğüm yer önce çift terapisi almamız gerektiğini, gerekirse bireysel terapiye yönlendirdiklerini söyledi. Tamam terapiye gidelim dedi ama, ikimizde de hata olduğunu savunan şeyler yazdı. Ben onun öfke kontrolsüzlüğü ve şiddet eğilimi yüzünden söylediklerini kabul etmedim. Hala bende de hata olduğunu kabul ettirmeye çalışması beni iyice sinir etti. Pişmanım bile demedi. Bir iki gün sonra yazmaya devam etti. Ben kendisiyle konuşmak istemediğimi, terapi odasında konuşacağımızı söyledim. Bir daha tartışmalarımızın hiçbir zaman o seviyeye gelmeyeceğini söyledi. O bile sinir etti beni. Yani şu an sadece iyi şeyler de söylese ters tepki yapıyor bende. Gözümün önüne o bağıran, küfreden nefret dolu suratı geliyor. İnat değil, depresif bir haldeyim ve ne ona bakmayı ne de konuşmayı içim almıyor. Bana bir fiske vurmuş olsaydı şans da vermezdim, ama her sıkıştığında öfkesini kontrol edememesi, şiddete başvuracak olması, gitgide bunun artması ihtimali çok kafamı kurcalıyor.

Bugün eve geldim. O işte, ona mesajla haber verdim. O geldiğinde gerilmek istemediğim için baştan ben odamda olacağım, beni rahatsız etme yazdım. Ben bunu yazamadan, sadece günaydın demişken beni çok özlediğini söylemiş. İnanın gitgide itici gelmeye başladı bana. Ama eve gelip çöpte bira kutularını görünce bir içim de acıdı. Terapi olmasa çoktan boşanıyordum. Pek bir duygu hissedemiyorum. Terapiye 5 gün var. O güne kadar benim uzak durmamdan sıkılıp belki kendisi bitsin de diyebilir. Ya da terapi sırasında da ben bitirmek istediğimi söyleyebilirim, kendime güvenemiyorum. O zaman ne olur, doğru mu yaptığım diye düşünüyorum ama ona bakmak, aynı yatakta uyumak içimden gelmiyor. Terapiden sonra gelir mi onu da bilmiyorum. Hala boşanmayı düşünüp duruyorum. Lütfen akıl verin, bekleyeyim mi? Böyle bir insanın değişme ihtimali var mıdır?
Terapi alın canm boşanmak çözüm değil esın 3 senedır ıyı nolduda boyle oldu bazı erkekleri evlılık stresi depresyonu basarmış oyle bir bunalımda falan mı kendını eksik gördüğü şeyler mi var neden konusmuyor bunları öğrenmek gerek bıraz sabır ve mücadele et bakalım terapi iyi gelmez değişmezse yol ver fazla zaman harcama ben de boşanalı Bı hafta oldu cok zor Bı durum inan düzelteceğim elimden gelen bişey olsaydı bitmesini asla istemezdim.. Ama ben de mücadelemi verdım içim rahat senın de için rahat etsin istiyorsan az sabret anlamaya çalış
 
Asla degismiyorlar. En kucuk olayda iclerindeki seytan aciga cikiyor. Ayrica kolunu sıkıp bukmesi buyuk bir siddettir. Ben de ofke kontrolu olmayan bir adamla evliydim. Terapiler tedaviler hicbir sey onu degistormedi. Hayatini karartma. O korkuyla yasanmaz.
 
Merhaba konuyu paylaşan arkadaş yazını şimdi okudum ve durumunu merak ettim ben de eşimle birebir aynı sorunları yaşıyorum öfke patlamaları beni çileden çıkartıyor. Sen en son ne yapmaya karar verdin
 
X