- 4 Temmuz 2020
- 80
- 130
- 36
- Konu Sahibi violetblue
- #1
Herkese merhaba. Sizlerin fikrini almak için foruma yeni üye oldum. Kusura bakmayın, her şeyi anlatabilmek için çok uzun yazdım.
Eşim çevresi tarafından genellikle çok saygılı ve sakin diye tanınan bir insan. Benim aileme karşı da öyle. Evlenmeden önce bana karşı hep sevgi dolu ve saygılı davrandı. İki günde bir ben onun yanına giderdim, o da beni karşı çıktığım halde arabasıyla evime bırakıp kendi evine dönerdi. Evler arasındaki mesafe 50 km. Benim için şehrime yerleşti. İlişkinin 3. yılında evlendik. Bu 3 yılın bir kısmı aynı, bir kısmı ayrı şehirlerde geçti, toplamda 1,5 yıl aynı yerdeydik. O benim yaşadığım şehirde iş bulunca evlenebildik. Evleneli henüz 10 ay oldu.
Evlenmeden önce ara ara öfkeli olduğu zamanları görmüştüm. Ama kontrolünü ve bana karşı saygısını kaybetmemişti. Evlendikten kısa bir süre, belki 1 ay gibi bir zamanda ise ilk şoku yaşadım. Cinsellik için ona yanaşıp sonrasında o moda giremediğim için çok sinirlendi. Salona gidip kapılara vurdu. Kendi kendine mırıldanarak bana ağzı alınmayacak bir küfür etti. Benim duymadığımı sandı ama duydum. O lafı da duyduktan sonra kilitlenip olduğum yerde kaldım, hiç tepki veremedim. Daha çok yeni evli olduğumuz için boşanma fikrine cesaret edemedim. Sonrasında düzeldik ve ben duyduğum küfür hakkında bir şey söylemedim.
Sonrasında aylar boyunca ara ara iyi, ara ara yine kavgayla devam ettik. İyi olduğumuz zamanlarda gerçekten çok iyiydi. Kötü zamanlarında ise sık sık boşanmayı dile getiriyordu. Tartışmamız için hep beni suçluyordu. Kendisinin hiç hatası yok gibi davranıyordu. Zaman zaman yine öfke patlamaları yaşadı. Ocak ayında bana el kaldırınca ben çıldırdım. El kaldırdı ama vurmadı. Bu bende bir korkuya ve yaraya yol açtı. Bana el kaldırdığını bir türlü kabul etmedi. Senin üstüme gelmeni engellemeye, durdurmaya çalıştım dedi. Hem empati yoksunluğu hem de bu olay yüzünden çift terapisine gitmek istedim. Bir kez gittik ama gittiğimiz psikolog ikimize de yetersiz geldi. Sonra kendiliğinden düzeldiğimizi gördüm. Birbirimizle uzun uzun konuştuk ve çözdük dedik.
Sanırım bir 3-4 ay kadar önemli bir sorunumuz olmadı. Mayıs ayında saçmaasapan bir gerginlik yaşadık. Tartışma bile değil aslında. Her şeyi yanlış anlamaya meyilli. Konuşmaya, kendi açımdan olayı anlatmaya çalıştığımda dinlemiyor. Ben onu dinlemek istediğimde sadece beni suçluyor. Beni bir türlü dinlemediğinde sinirleniyorum. Onunla bir türlü konuşamadığımı, çocuk gibi davrandığını, ufacık şeye kin tuttuğunu söyledim. Karşımda bir yetişkin göremiyorum dediğimde çıldırdı. Küfür etti, yüzüğü attı. Tüm kapıları çarptı. Kapıları çarptığı için peşinden gittiğimde elini kaldırdı. Sonrası aynı laflar, ben sana elimi kaldırmadım. Sonrasında hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, ben yumuşuyorum ve yine normale dönüyoruz.
Bir hafta kadar öncesinde de olaylar şöyle gelişti. Kahvaltıya gittik. Ben bir erkek youtuber'dan, onun yaptıklarından bahsettim. Yüzüme bakıp cevap bile vermiyor. Bazen böyle, en ufak sohbet edilmiyor, ben bir şey anlatıyorum anlatıyorum, tek bir yorum bile yok adamdan. Yorum beklediğimi söylediğimde, tanımıyorum ki, ne yorum yapayım dedi. Ben de iyi o zaman dedim. Telefonuma bakmaya başladım. Ki ilk başta yine onu ilgilendiren bir konuya internetten bakıp ona göndermiştim. Sonra kendim araştırma yapmaya başladım. Ne yapıyorsun dedi, sonra o da başladı kendi telefonuna bakmaya. Sonunda eve döndük. Ben tabii biraz gerginim. Niye gergin olduğumu, niye orada konuşmayı kesip telefona gömüldüğümü sordu. Ben de dedim, ben konuşuyorum ama sen bir yorum bile yapmıyorsun, ben telefona bakıyorsam zaten konuşamadığımız için. İlla konuştuğum konu hakkında yorum yapmak zorunda da değilsin, ama konuşmamamızdan yakınıyorsan sen başka bir konu açabilirsin. Ama yok her şeyi benden bekliyor. Konuyu da ben açıcam, benim modum düştüğünde o hiç modumu değiştirmeye bile çalışmayacak ama o halimden yakınacak. Sonra bir anda bağırdı, o o.ç. yüzünden tartışıyoruz diye. Ben ona izlediğim youtuber'la ilgili enerjisi yüksek demiştim. Ama ona göre ben ondan elektrik aldım demişim. Benden 12 yaş falan küçük, onu söylediğimde bizim de aramızda yaş farkı var diyor. O büyük benden. Gerçekten saçmasapan bir olay. En son beni dinlemeyince, huyum değildir ama sabrım taştı, küfredip gittim. Bunun üzerine o bana aynı küfrü etti karşılık olarak. Aynı küfrü anneme de etti. Tartışma yine alevlendi, kolumu tutup sıktı ve büktü. Bu küfür ve kol sıkma olayının sırasını şu an çok da hatırlamıyorum. Ama hem hiç alttan almaması, bu kadar bağırıp çağırması, hem bana hem anneme küfür etmesi ve kolumu bükmesi bendeki sevginin çoğunu bitirdi.
Ertesi günü ben kalkıp annemlerin yazlığına gittim. Kafamı dinlemek ve netleştirmek istedim. Orada boşanma kararını da verdim. Sonra o yazmaya başladı. Ben de boşanmaktan başka çıkış yolu göremediğimi, ancak kendisi öfke kontrolüyle ilgili terapi alırsa bir şeylerin değişebileceğini söyledim. Terapiyi kabul etti. Ben onun terapi almasını istiyordum ama görüştüğüm yer önce çift terapisi almamız gerektiğini, gerekirse bireysel terapiye yönlendirdiklerini söyledi. Tamam terapiye gidelim dedi ama, ikimizde de hata olduğunu savunan şeyler yazdı. Ben onun öfke kontrolsüzlüğü ve şiddet eğilimi yüzünden söylediklerini kabul etmedim. Hala bende de hata olduğunu kabul ettirmeye çalışması beni iyice sinir etti. Pişmanım bile demedi. Bir iki gün sonra yazmaya devam etti. Ben kendisiyle konuşmak istemediğimi, terapi odasında konuşacağımızı söyledim. Bir daha tartışmalarımızın hiçbir zaman o seviyeye gelmeyeceğini söyledi. O bile sinir etti beni. Yani şu an sadece iyi şeyler de söylese ters tepki yapıyor bende. Gözümün önüne o bağıran, küfreden nefret dolu suratı geliyor. İnat değil, depresif bir haldeyim ve ne ona bakmayı ne de konuşmayı içim almıyor. Bana bir fiske vurmuş olsaydı şans da vermezdim, ama her sıkıştığında öfkesini kontrol edememesi, şiddete başvuracak olması, gitgide bunun artması ihtimali çok kafamı kurcalıyor.
Bugün eve geldim. O işte, ona mesajla haber verdim. O geldiğinde gerilmek istemediğim için baştan ben odamda olacağım, beni rahatsız etme yazdım. Ben bunu yazamadan, sadece günaydın demişken beni çok özlediğini söylemiş. İnanın gitgide itici gelmeye başladı bana. Ama eve gelip çöpte bira kutularını görünce bir içim de acıdı. Terapi olmasa çoktan boşanıyordum. Pek bir duygu hissedemiyorum. Terapiye 5 gün var. O güne kadar benim uzak durmamdan sıkılıp belki kendisi bitsin de diyebilir. Ya da terapi sırasında da ben bitirmek istediğimi söyleyebilirim, kendime güvenemiyorum. O zaman ne olur, doğru mu yaptığım diye düşünüyorum ama ona bakmak, aynı yatakta uyumak içimden gelmiyor. Terapiden sonra gelir mi onu da bilmiyorum. Hala boşanmayı düşünüp duruyorum. Lütfen akıl verin, bekleyeyim mi? Böyle bir insanın değişme ihtimali var mıdır?
Eşim çevresi tarafından genellikle çok saygılı ve sakin diye tanınan bir insan. Benim aileme karşı da öyle. Evlenmeden önce bana karşı hep sevgi dolu ve saygılı davrandı. İki günde bir ben onun yanına giderdim, o da beni karşı çıktığım halde arabasıyla evime bırakıp kendi evine dönerdi. Evler arasındaki mesafe 50 km. Benim için şehrime yerleşti. İlişkinin 3. yılında evlendik. Bu 3 yılın bir kısmı aynı, bir kısmı ayrı şehirlerde geçti, toplamda 1,5 yıl aynı yerdeydik. O benim yaşadığım şehirde iş bulunca evlenebildik. Evleneli henüz 10 ay oldu.
Evlenmeden önce ara ara öfkeli olduğu zamanları görmüştüm. Ama kontrolünü ve bana karşı saygısını kaybetmemişti. Evlendikten kısa bir süre, belki 1 ay gibi bir zamanda ise ilk şoku yaşadım. Cinsellik için ona yanaşıp sonrasında o moda giremediğim için çok sinirlendi. Salona gidip kapılara vurdu. Kendi kendine mırıldanarak bana ağzı alınmayacak bir küfür etti. Benim duymadığımı sandı ama duydum. O lafı da duyduktan sonra kilitlenip olduğum yerde kaldım, hiç tepki veremedim. Daha çok yeni evli olduğumuz için boşanma fikrine cesaret edemedim. Sonrasında düzeldik ve ben duyduğum küfür hakkında bir şey söylemedim.
Sonrasında aylar boyunca ara ara iyi, ara ara yine kavgayla devam ettik. İyi olduğumuz zamanlarda gerçekten çok iyiydi. Kötü zamanlarında ise sık sık boşanmayı dile getiriyordu. Tartışmamız için hep beni suçluyordu. Kendisinin hiç hatası yok gibi davranıyordu. Zaman zaman yine öfke patlamaları yaşadı. Ocak ayında bana el kaldırınca ben çıldırdım. El kaldırdı ama vurmadı. Bu bende bir korkuya ve yaraya yol açtı. Bana el kaldırdığını bir türlü kabul etmedi. Senin üstüme gelmeni engellemeye, durdurmaya çalıştım dedi. Hem empati yoksunluğu hem de bu olay yüzünden çift terapisine gitmek istedim. Bir kez gittik ama gittiğimiz psikolog ikimize de yetersiz geldi. Sonra kendiliğinden düzeldiğimizi gördüm. Birbirimizle uzun uzun konuştuk ve çözdük dedik.
Sanırım bir 3-4 ay kadar önemli bir sorunumuz olmadı. Mayıs ayında saçmaasapan bir gerginlik yaşadık. Tartışma bile değil aslında. Her şeyi yanlış anlamaya meyilli. Konuşmaya, kendi açımdan olayı anlatmaya çalıştığımda dinlemiyor. Ben onu dinlemek istediğimde sadece beni suçluyor. Beni bir türlü dinlemediğinde sinirleniyorum. Onunla bir türlü konuşamadığımı, çocuk gibi davrandığını, ufacık şeye kin tuttuğunu söyledim. Karşımda bir yetişkin göremiyorum dediğimde çıldırdı. Küfür etti, yüzüğü attı. Tüm kapıları çarptı. Kapıları çarptığı için peşinden gittiğimde elini kaldırdı. Sonrası aynı laflar, ben sana elimi kaldırmadım. Sonrasında hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, ben yumuşuyorum ve yine normale dönüyoruz.
Bir hafta kadar öncesinde de olaylar şöyle gelişti. Kahvaltıya gittik. Ben bir erkek youtuber'dan, onun yaptıklarından bahsettim. Yüzüme bakıp cevap bile vermiyor. Bazen böyle, en ufak sohbet edilmiyor, ben bir şey anlatıyorum anlatıyorum, tek bir yorum bile yok adamdan. Yorum beklediğimi söylediğimde, tanımıyorum ki, ne yorum yapayım dedi. Ben de iyi o zaman dedim. Telefonuma bakmaya başladım. Ki ilk başta yine onu ilgilendiren bir konuya internetten bakıp ona göndermiştim. Sonra kendim araştırma yapmaya başladım. Ne yapıyorsun dedi, sonra o da başladı kendi telefonuna bakmaya. Sonunda eve döndük. Ben tabii biraz gerginim. Niye gergin olduğumu, niye orada konuşmayı kesip telefona gömüldüğümü sordu. Ben de dedim, ben konuşuyorum ama sen bir yorum bile yapmıyorsun, ben telefona bakıyorsam zaten konuşamadığımız için. İlla konuştuğum konu hakkında yorum yapmak zorunda da değilsin, ama konuşmamamızdan yakınıyorsan sen başka bir konu açabilirsin. Ama yok her şeyi benden bekliyor. Konuyu da ben açıcam, benim modum düştüğünde o hiç modumu değiştirmeye bile çalışmayacak ama o halimden yakınacak. Sonra bir anda bağırdı, o o.ç. yüzünden tartışıyoruz diye. Ben ona izlediğim youtuber'la ilgili enerjisi yüksek demiştim. Ama ona göre ben ondan elektrik aldım demişim. Benden 12 yaş falan küçük, onu söylediğimde bizim de aramızda yaş farkı var diyor. O büyük benden. Gerçekten saçmasapan bir olay. En son beni dinlemeyince, huyum değildir ama sabrım taştı, küfredip gittim. Bunun üzerine o bana aynı küfrü etti karşılık olarak. Aynı küfrü anneme de etti. Tartışma yine alevlendi, kolumu tutup sıktı ve büktü. Bu küfür ve kol sıkma olayının sırasını şu an çok da hatırlamıyorum. Ama hem hiç alttan almaması, bu kadar bağırıp çağırması, hem bana hem anneme küfür etmesi ve kolumu bükmesi bendeki sevginin çoğunu bitirdi.
Ertesi günü ben kalkıp annemlerin yazlığına gittim. Kafamı dinlemek ve netleştirmek istedim. Orada boşanma kararını da verdim. Sonra o yazmaya başladı. Ben de boşanmaktan başka çıkış yolu göremediğimi, ancak kendisi öfke kontrolüyle ilgili terapi alırsa bir şeylerin değişebileceğini söyledim. Terapiyi kabul etti. Ben onun terapi almasını istiyordum ama görüştüğüm yer önce çift terapisi almamız gerektiğini, gerekirse bireysel terapiye yönlendirdiklerini söyledi. Tamam terapiye gidelim dedi ama, ikimizde de hata olduğunu savunan şeyler yazdı. Ben onun öfke kontrolsüzlüğü ve şiddet eğilimi yüzünden söylediklerini kabul etmedim. Hala bende de hata olduğunu kabul ettirmeye çalışması beni iyice sinir etti. Pişmanım bile demedi. Bir iki gün sonra yazmaya devam etti. Ben kendisiyle konuşmak istemediğimi, terapi odasında konuşacağımızı söyledim. Bir daha tartışmalarımızın hiçbir zaman o seviyeye gelmeyeceğini söyledi. O bile sinir etti beni. Yani şu an sadece iyi şeyler de söylese ters tepki yapıyor bende. Gözümün önüne o bağıran, küfreden nefret dolu suratı geliyor. İnat değil, depresif bir haldeyim ve ne ona bakmayı ne de konuşmayı içim almıyor. Bana bir fiske vurmuş olsaydı şans da vermezdim, ama her sıkıştığında öfkesini kontrol edememesi, şiddete başvuracak olması, gitgide bunun artması ihtimali çok kafamı kurcalıyor.
Bugün eve geldim. O işte, ona mesajla haber verdim. O geldiğinde gerilmek istemediğim için baştan ben odamda olacağım, beni rahatsız etme yazdım. Ben bunu yazamadan, sadece günaydın demişken beni çok özlediğini söylemiş. İnanın gitgide itici gelmeye başladı bana. Ama eve gelip çöpte bira kutularını görünce bir içim de acıdı. Terapi olmasa çoktan boşanıyordum. Pek bir duygu hissedemiyorum. Terapiye 5 gün var. O güne kadar benim uzak durmamdan sıkılıp belki kendisi bitsin de diyebilir. Ya da terapi sırasında da ben bitirmek istediğimi söyleyebilirim, kendime güvenemiyorum. O zaman ne olur, doğru mu yaptığım diye düşünüyorum ama ona bakmak, aynı yatakta uyumak içimden gelmiyor. Terapiden sonra gelir mi onu da bilmiyorum. Hala boşanmayı düşünüp duruyorum. Lütfen akıl verin, bekleyeyim mi? Böyle bir insanın değişme ihtimali var mıdır?