Obsesif Kompulsif Bozukluk
Obsesif Kompulsif Bozukluk, yineleyici, obsesyon (saplantı) veya kompulsiyonların (zorlantı eylem) görüldüğü, kişinin günlük işlevlerini belirgin olarak etkileyen bir bozukluktur.
Obsesyon ve Kompulsiyon nedir?
Obsesyon, kişinin isteği dışında gelen, zihninden uzaklaştıramadığı, belirgin bir kaygıya neden olan, tekrarlayan ve kişiye rahatsızlık veren düşüncelerdir. Kompulsiyonlar ise, bu düşünceleri zihinden uzaklaştırmak ve neden olduğu kaygıyı azaltmak için yapılan yineleyici davranışlar ya da zihinsel eylemlerdir.
Obsesyon ve kompulsiyonlar, genelde birlikte görülürken nadirende olsa obsesyonlar tek başına görülebilir.Bazı durumlarda ise obsesyonların meydana getirdiği kaygıyı gidermek için kişi, belirli bir davranışta bulunmaz, sayı saymak, belirli bir kelimeyi söylememeye çalışmak gibi zihinsel eylemlerle kaygısını gidermeye çalışır.
Sık rastlanan obsesyon ve kompulsiyonlar şunlardır:
Bulaşma Obsesyonu ve Temizlik Kompulsiyonu
Kişinin mikrop, pislik vb. etkenlerle kirleneceğine dair zorlayıcı bir inancı içerir. Bulaşma obsesyonuna sahip kişiler aşırı temizlik yapma gibi kompulsif davranışlar veya kirleneceğini düşündüğü ortamlardan uzaklaşma gibi kaçınma davranışları sergileyebilirler.
Kuşku Obsesyonu ve Kontrol Kompulsiyonu
Bir işin yapılıp yapılmadığından emin olmama düşüncesini içerir. Kişi, kendisi ve yakınlarının güvenliği için gerekli durumların tam olup olmadığından sürekli şüphe duyar ve bu endişesini gidermeye yönelik yaptığı her işi kontrol eder. Örneğin kapı, pencere, ütü ve doğal gazın tekrar tekrar kontrol edilmesi gibi.
Cinsel İçerikli Obsesyonlar
Kişinin kendisine ya da başkalarına yönelik cinsel içerikli düşüncelerini içerir. Obsesyonlar, utanç verici ve kabul edilemez olarak nitelenen cinsel temalarla ilişkili olabilir. Genellikle kişinin hemcinsiyle ya da çocuklarıyla ilgili cinsel içerikli düşünceler ortaya çıkar. Sonuç olarak bu obsesyonlara kontrol ve yıkanma kompulsiyonları eşlik eder.
Dini İçerikli Obsesyonlar
Kişinin dini ve ahlaki değerlere karşı kabul edilemez olarak algılanan düşüncelerini içerir. Kültüre göre değişkenlik gösterebilir. Özellikle dini inançları yoğun yaşayan toplum kesimlerinde sık görülebilir.
Simetri/Düzen Obsesyon ve Kompulsiyonları
Kişinin herşeyin düzenli ve simetrik olması gerektiğiyle ilgili düşüncelerini içerir. Bu obsesyona sahip kişiler çok zaman kaybetmelerine neden olacak şekilde düzenleme gibi kompulsif davranışlar sergilerler.
Bunların yanı sıra, agresyon veya zarar verme obsesyonları, dokunma, sayma, biriktirme ve saklama kompulsiyonları da görülmektedir.
*Birçok kişi hastalık olarak değerlendirilemeyecek düzeyde düzenlilik, temizlik, dini ve ahlaki değerler, doğruluk, güvenlik gibi konularla ilgilenir. Ancak bu kişilerde obsesif kompulsif bozukluk var diyebilmemiz için belirtiler kişinin insanlar arası ilişkilerinde ve mesleki işlevselliğinde bozulmaya yol açması gerekir.
Obsesif Kompulsif Bozukluğun nedenleri nelerdir?
Obsesif Kompulsif bozukluğun nedeni tam olarak kesinlik kazanmamasına karşın, genetik nedenler, çevresel etkenler, beyin işlevlerindeki bozulma, çocukluk çağı travmaları, kişilik özellikleri üzerinde durulmaktadır.
Genetik nedenler: Yapılan araştırmalar sonucunda obsesif kompulsif bozukluğa sahip hastaların, birinci ya da ikinci derece akrabalarında sık olarak rastlandığından obsesif kompulsif bozukluğun genetik geçişli olduğu düşünülmektedir.
Çevresel etkenler: Strese sebep olan bazı çevresel olaylar (Kayıplar, sosyal hayatta yaşanan zorluklar, yakın ilişkilerdeki problemler) kişide obsesif kompulsif bozukluk gelişmesine sebep olurken, bazıları ise hastalığın seyrinin daha kötüye gitmesini etkiler.
Nörobiyolojik nedenler: Beyinde sinirler arası iletimi sağlayan nörotransmiter diye adlandırılan kimyasallardan serotonin seviyesinin düşmesi ile OKB gelişimi arasında bir bağlantı saptanmıştır. Ayrıca, obsesif kompulsif bozukluk ile epileptik nöbet, kafa travması, beyin tümörleri, gelişimsel bozukluklar ve multipl skleroz gibi nörolojik bozukluklar arasında ilişki olduğu düşünülmektedir.
Çocukluk çağı travmaları: Çocukluk çağı travmalarına maruz kalan bireylerin, ileriki yaşamlarında stres yaşantısı ardından obsesif kompulsif bozukluğun ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Kişilik özellikleri: Kişilik yapısı titiz, ayrıntıcı, kuralcı, mükemmelliyetçi olan kişilerde obsesif kompulsif bozukluk gelişmesinin daha yatkın olduğu konusunda yapılan araştırmalar mevcuttur.
Hangi sıklıkta ve kimlerde görülür?
Yapılan araştırmalara göre, obsesif kompulsif bozukluğun yaşam boyu yaygınlığı %2-3 olarak bulunmuştur. Ergenlik ve gençlik dönemi en riskli dönemlerdir; fakat okul öncesi çağındaki çocuklar da dahil herhangi bir yaşta görülebilir. Erkeklerde daha erken yaşlarda başlamasına karşın kadınlarda daha çok görülmektedir.
Tedavi
Kişinin aklına gelen her takıntılı düşünce ve tekrarlayarak yaptığı her davranış obsesesif kompulsif bozukluk belirtisi olmayabilir. Bu düşünce ve eylemler kişinin aile, meslek ve sosyal yaşamında önemli işlev kayıplarına yol açıp yaşam kalitesini etkilediği zaman uzmandan yardım alması gerekir. Obsesif Kompulsif bozukluk, profesyonel yardım almadan düzelmenin nadir olduğu, artış ve azalmalarla devam edebilen bir hastalık olmasına rağmen, tedavi oranları diğer birçok hastalığa göre oldukça iyidir. Tedavisi uzun zaman alır ancak tedaviye erken başlanması, kararlı bir şekilde devam edilip takibinin sağlanması tedavinin verimini arttıracaktır. Tedavide hastalığın seyrine, şiddetine ve süresine bağlı olarak ilaç ve psikoterapi birlikte veya ayrı ayrı kullanılmaktadır.Moodist hastanesi olarak her türlü psikolojik soru ve sorunlarınızda daima yanınızdayız. İletişim bilgileri ve daha fazla yazı için mood. ist sitemizi ziyaret ediniz. Özellikle serotonin geri alım inhibitörleri adı verilen antidepresan ilaçlar obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde oldukça önemli bir yere sahiptir. İlaca başlarken ilk günlerde bazı kişilerde hafif bulantı, baş ağrısı, uyku hali gibi yan etkiler görülse de, ilacın tedaviye katkı sağlaması için kullanımına devam edilmesi gerekir. Ayrıca, obsesif kompulsif bozukluk belirtilerinin tekrarlamaması için iyileşme sürecine girilse bile doktorla görüşmeden ilaç kullanımı bırakılmamalıdır.
Obsesif kompulsif boukluğun, psikoterapi ile tedavisinde bilişsel davranışçı terapi önemli yer tutmaktadır. Temel amaç, kişide kaygı uyandıran obsesyonlarla, kaygıyı azaltmak için geliştirdiği kompulsiyonları ortadan kaldırmaktır. Bunun için kişide obsesyonlara neden olan kalıplaşmış, çarpıtılmış, otomatik düşünceler (temel düşünce ve inançlar) yerine işlevsel düşünceler geliştirmesine yardımcı olarak, kompulsiyonlarla başa çıkması sağlanır. Terapide düşünce, duygu ve davranışlar arasındaki ilişkiler konuşulur.