Anne olmak için evlendim desem abartmış olmam herhalde. tabi ki kocamı çok severek evlendim ama evlat sahibi olmayı bu kadar çok istemeseydim evlenmek çok da umrumda olmazdı herhalde. o kadar istedim ki onu hiç korunmadık ilk günden itibaren. 28 haziran 2008 de evlendik ama aylar geçtiği halde o gelmiyordu. önce önemsemedim. nasıl olsa yeniydik bizde, alışıyordum yeni düzenime. ama 6 ay 7 ay derken hala bebek gelmemekte ısrar ediyordu. avutmaya başladım kendimi, 1 yıla kadar normal dedim, ama içim kıpır kıpır olmaya başlamıştı artık. 1. yılımızı doldurduk ama içimde kocaman bir boşlukla, oysa en güzel hediyem o olsun istemiştim kocama yıldönümümüzde. artık tehlike çanları çalmaya başlamıştı benim için, bir terslik vardı bu işte. derken en yakın dostum hiç istemediği halde, sadece bir gecelik kaçamakla hamile kalmadı mı işte o benim için vurucu darbe oldu. doktorlu günler başladı artık benim için. sorun da yoktu oysa ki, tahliller temiz, rahim kanalları açık, birlikteliklerimiz sorunsuzdu. ama gelmiyordu işte. istemiyor diyordum bebeğim beni. anneliği bana layık görmüyor diyordum, kızıyordum bile ona içten içe. salakça biliyorum ama mani olamadığım bir histi. sonra alışmaya başladım artık bu duruma. kısırdım ve sebebi yoktu maalesef. en son tüp bebek yaparız artık diyordum, birkaç yıl sonra. derken 20 mart 2010 da beklenen adetim gelmedi. ilk defaydı hayatımda, ilk gecikmemdi. acaba dedim ama hayırlısı olsun da dedim. ertesi günde gelmedi. kalbim artıık hızlı hızlı atmaya başlamıştı. 3. gün dayanamadım test yaptım, veeeeeeeee silik de olsa 2. çizgi ordaydı. hemen kan testiyle kesinleştirdim, bebeğim geliyordu bana.
artık yeni bir hayat başladı benim için. mide bulantılı, kusmalı ama bebeğimin sağlıklı geliştiğinin belirtelirydi bunlar mutluydum her öğürmemde artık. hızla kilo alıyordum, yine de şikayet etmiyordum. düşük riskimde ona birşey olacak diye aklımız çıkmıştı eşimle. biblo muamelesi görüyordum ondan, çok keyifliydi :)
aylar birbirini kovaladı. kavuşmamıza 3 hafta kaldı. gerçi erken gelme ihtimali de çok yüksekti çünkü 34. haftada çok şiddetli bir idrar yolu enfeksiyonu geçirmiştim ama yine de çok üzerinde durmuyordum. 37 + 2 de ağrılarım şiddetlenmeye, kasılmalarımın artmaya başladığını hissettim. 1 hafta 10 güne kadar gelecek dedim kendi kendime. aynaya baktım yüzüm kocaman olmuştu. dudaklarıma silikon takmışlardı sanki uykumda. acaba dedim bugün mü olacak bu doğum. sonra gittim ağdamı yaptırdım nolur nolmaz diye. her zamankinden 2 kat daha fazla acıdı, ağladım bile. eve geldim. sırtımın ortasına kca bir yumruk oturdu sanki, nefesim kesilmeye başladı. uyuyum düzelir dedim. uyutmadı. esnerken batıyordu resmen. tamam dedim ben bu gece doğurucam galiba. gece 2 buçukta kalktım yataktan, tuvalete gittim. bebeğim nişanını atmıştı, gelmek istiyordu. o an ki heyecanımı anlatamam. hemen eşime seslendim. doktoromuzu aradık. ılık bir duş aldım. heyecandan yırtık çorap giyerek hastanenin yolunu tuttuk :) yolda sürekli "bak ağdamı da yaptırdım ne iyi oldu" diye düşünmekten de alamıyordum kendimi, ama evimin temizliği kalmıştı, ona takıktım bir taraftan :)
neyse beni hemen doğumhaneye aldılar. azıcık acılı geçen ilk çatı muayenemde 4,5 cm açılma olduğunu öğrendim. normal doğum için herşey normaldi. sakindim. güçlüydüm ve cesurdum da. yapabilirim dedim. hatta benden daha çok endişeli olan eşimdi, onu teselli etmek de bana düştü. korkma acımayacak, normal doğum olsun diyordum ama bi taraftan da gülüyordum, bir terslik var bu işte diye :)) sancılarım gelmeye başladı. önce adet sancımın daha hafifi gibiydi. aman dedim ben bunun ne şiddetlilerini gördüm bununla mı baş edemiycem. derken nst de sancı şiddeti tavan yapmaya başladı. gözümden yaş geliyodu artık. canım ablam elimi tutuyordu, gözlerini kaçırıyordu ağladığınıu görmeyeyim diye. acım o kadar belliymiş ki yüzümde o bile dayanamıyordu. ama ben daha da artsın istyordum sancıların. bir an önce gelsin bebeğim diye. ama o inmiyordu aşağıya bir türlü. nst de sancı kısmı 150 lere dayanmışken doğumu çabuklaştırsın diye bana bir de suni sancı verdiler. artık ağrı mı, acı mı anlamıyordum yaşadığımı. ıkın diyorlardı, yapamıyordum. düzenli nefes alamamaya başladım. bebeği itmeye çalışırken çok yorulmuştum. plates topu üzerinde bile zıpladım ama inat ediyordu bebeğim inmiyordu. artık açılmam 10 cm e yaklaşmıştı. doğumhaneye aldılar beni. sancıdan kendimde değildim. sadece bağırıyordum kurtarın beni, bebeğime bişey olmasın diye. aslında çok kolay olacaktı doğumum. sancım müsaitti onu doğurmaya, açılmam mükemmeldi. ama itemiyordum işte. IKINAMIYORDUM. nefesim yetmiyordu. ebe karnıma bastırıyor, doktor eliyle çekmeye calışıyordu. ama yok gelmiyordu bebeğim. acıdan çataldan bacaklarımı karnıma doğru çekmeye başlayınca doktor bıraktırdı doğumu. bebeğime zarar verebilirdim artık. doğuma 3 parmak kala ameliyathanenin yolunu tuttuk. sakın ıkınma diyorlardı bana. ama dayanamıyordum artık. ağlıyordum hıçkırarak. yapamamıştım. ablam, eşim ellerimi tutarak ameliyathanenin kapısına kdar geldiler benimle. bilinçsizce özür diliyordum herkesten yapamadımi normal doğuramadım diye.
doktorum istemeye istemeye sezaryene aldı beni. uyutun dedim, istemedim lokal anestezi, epidural falan. uyumak ve o acıdan dolayı çok yorulan bedenimi dinlendirmek istedim. uyandığımda bir an için unutmuştum nerde olduğumu. dikişin sancısı hatırlattı bana, ameliyathane buz gibiydi ama içim sıcacıktı. doğmuştu meleğim. ona kavuşmak için bağırıyordum herkese götürün beni kızıma diye. kapıda eşim karşıladı beni, çok iyi dedi, çok güzel, aynı sana benziyor. ohh dedim sadece. odama aldılar beni. artık tamamen uyanmıştım. ONU GETİRDİLER, YENİ HAYATIMI, CANIMIN İÇİNİ. nasıl tarifsiz bir duygu. nasıl anlatayım ki ben o anı ve ondan sonrasını. milat oldu bana onu getirdikleri an. emzirdim. kokladım. içime çektim. her acıya değer dedim. iyi ki doğurmuşum dedim.
09 Kasım 2010 salı günü 11.06 da yeniden dünyaya geldim ben de Defnemle.
doğumhane ekibi de çok itina gösterdiler bana. herkes nolursa olsun normal doğurmuş kadar oldun sen de, geçmiş olsun diyorlardı. ve gerçekten sezaryenin hiçbir acısını yaşamadım. hemen ayaklandım. sağa sola rahat döndüm. sonda, sürgü vs. kullanmadım. ilk tuvaletime bile kendim gittim. yataktan desteksiz doğruldum, kalktım. çok şükür aksilikler, şansszılıklar uzun süreli olmadı. tatlı başladı, tatlı sonlandı doğum hikayem.
şimdi Balkızım mışıl mışıl uyuyor yanımda ve ben onun annesi olmaktan çok mutlu ve gururluyum.
artık yeni bir hayat başladı benim için. mide bulantılı, kusmalı ama bebeğimin sağlıklı geliştiğinin belirtelirydi bunlar mutluydum her öğürmemde artık. hızla kilo alıyordum, yine de şikayet etmiyordum. düşük riskimde ona birşey olacak diye aklımız çıkmıştı eşimle. biblo muamelesi görüyordum ondan, çok keyifliydi :)
aylar birbirini kovaladı. kavuşmamıza 3 hafta kaldı. gerçi erken gelme ihtimali de çok yüksekti çünkü 34. haftada çok şiddetli bir idrar yolu enfeksiyonu geçirmiştim ama yine de çok üzerinde durmuyordum. 37 + 2 de ağrılarım şiddetlenmeye, kasılmalarımın artmaya başladığını hissettim. 1 hafta 10 güne kadar gelecek dedim kendi kendime. aynaya baktım yüzüm kocaman olmuştu. dudaklarıma silikon takmışlardı sanki uykumda. acaba dedim bugün mü olacak bu doğum. sonra gittim ağdamı yaptırdım nolur nolmaz diye. her zamankinden 2 kat daha fazla acıdı, ağladım bile. eve geldim. sırtımın ortasına kca bir yumruk oturdu sanki, nefesim kesilmeye başladı. uyuyum düzelir dedim. uyutmadı. esnerken batıyordu resmen. tamam dedim ben bu gece doğurucam galiba. gece 2 buçukta kalktım yataktan, tuvalete gittim. bebeğim nişanını atmıştı, gelmek istiyordu. o an ki heyecanımı anlatamam. hemen eşime seslendim. doktoromuzu aradık. ılık bir duş aldım. heyecandan yırtık çorap giyerek hastanenin yolunu tuttuk :) yolda sürekli "bak ağdamı da yaptırdım ne iyi oldu" diye düşünmekten de alamıyordum kendimi, ama evimin temizliği kalmıştı, ona takıktım bir taraftan :)
neyse beni hemen doğumhaneye aldılar. azıcık acılı geçen ilk çatı muayenemde 4,5 cm açılma olduğunu öğrendim. normal doğum için herşey normaldi. sakindim. güçlüydüm ve cesurdum da. yapabilirim dedim. hatta benden daha çok endişeli olan eşimdi, onu teselli etmek de bana düştü. korkma acımayacak, normal doğum olsun diyordum ama bi taraftan da gülüyordum, bir terslik var bu işte diye :)) sancılarım gelmeye başladı. önce adet sancımın daha hafifi gibiydi. aman dedim ben bunun ne şiddetlilerini gördüm bununla mı baş edemiycem. derken nst de sancı şiddeti tavan yapmaya başladı. gözümden yaş geliyodu artık. canım ablam elimi tutuyordu, gözlerini kaçırıyordu ağladığınıu görmeyeyim diye. acım o kadar belliymiş ki yüzümde o bile dayanamıyordu. ama ben daha da artsın istyordum sancıların. bir an önce gelsin bebeğim diye. ama o inmiyordu aşağıya bir türlü. nst de sancı kısmı 150 lere dayanmışken doğumu çabuklaştırsın diye bana bir de suni sancı verdiler. artık ağrı mı, acı mı anlamıyordum yaşadığımı. ıkın diyorlardı, yapamıyordum. düzenli nefes alamamaya başladım. bebeği itmeye çalışırken çok yorulmuştum. plates topu üzerinde bile zıpladım ama inat ediyordu bebeğim inmiyordu. artık açılmam 10 cm e yaklaşmıştı. doğumhaneye aldılar beni. sancıdan kendimde değildim. sadece bağırıyordum kurtarın beni, bebeğime bişey olmasın diye. aslında çok kolay olacaktı doğumum. sancım müsaitti onu doğurmaya, açılmam mükemmeldi. ama itemiyordum işte. IKINAMIYORDUM. nefesim yetmiyordu. ebe karnıma bastırıyor, doktor eliyle çekmeye calışıyordu. ama yok gelmiyordu bebeğim. acıdan çataldan bacaklarımı karnıma doğru çekmeye başlayınca doktor bıraktırdı doğumu. bebeğime zarar verebilirdim artık. doğuma 3 parmak kala ameliyathanenin yolunu tuttuk. sakın ıkınma diyorlardı bana. ama dayanamıyordum artık. ağlıyordum hıçkırarak. yapamamıştım. ablam, eşim ellerimi tutarak ameliyathanenin kapısına kdar geldiler benimle. bilinçsizce özür diliyordum herkesten yapamadımi normal doğuramadım diye.
doktorum istemeye istemeye sezaryene aldı beni. uyutun dedim, istemedim lokal anestezi, epidural falan. uyumak ve o acıdan dolayı çok yorulan bedenimi dinlendirmek istedim. uyandığımda bir an için unutmuştum nerde olduğumu. dikişin sancısı hatırlattı bana, ameliyathane buz gibiydi ama içim sıcacıktı. doğmuştu meleğim. ona kavuşmak için bağırıyordum herkese götürün beni kızıma diye. kapıda eşim karşıladı beni, çok iyi dedi, çok güzel, aynı sana benziyor. ohh dedim sadece. odama aldılar beni. artık tamamen uyanmıştım. ONU GETİRDİLER, YENİ HAYATIMI, CANIMIN İÇİNİ. nasıl tarifsiz bir duygu. nasıl anlatayım ki ben o anı ve ondan sonrasını. milat oldu bana onu getirdikleri an. emzirdim. kokladım. içime çektim. her acıya değer dedim. iyi ki doğurmuşum dedim.
09 Kasım 2010 salı günü 11.06 da yeniden dünyaya geldim ben de Defnemle.
doğumhane ekibi de çok itina gösterdiler bana. herkes nolursa olsun normal doğurmuş kadar oldun sen de, geçmiş olsun diyorlardı. ve gerçekten sezaryenin hiçbir acısını yaşamadım. hemen ayaklandım. sağa sola rahat döndüm. sonda, sürgü vs. kullanmadım. ilk tuvaletime bile kendim gittim. yataktan desteksiz doğruldum, kalktım. çok şükür aksilikler, şansszılıklar uzun süreli olmadı. tatlı başladı, tatlı sonlandı doğum hikayem.
şimdi Balkızım mışıl mışıl uyuyor yanımda ve ben onun annesi olmaktan çok mutlu ve gururluyum.