Nişanlıma Çok Büyük Yalan Söyledim.

Burdan ne yazayım ayrıca konu sahibi ve ben elit insanlarız ilkokulda bile güzeldik :D ayrıca premium üyeyiz tamam mı ? :D
 
Bi de bakire olmayan kızı kabul eden HAFİF KİLOLU, karısından korkan pısırık var :)

Ay en önemlisini unutmuşum ben yalnız:)) Bir de bu noktada önemli olan böyle erkeklerin hafif kilolu olması. Bir de dolmuşta para üstünü istemeye utanıyorlar. Doğal habitatta bu şekilde anlayabiliriz "aha işte hafif kilolu, para üstünü de istemedi. Bakire olmayan karısını kabul etmiş o adam bu kıhkıhkıh pısırıkkkk" deriz :D
 
Burdan ne yazayım ayrıca konu sahibi ve ben elit insanlarız ilkokulda bile güzeldik :D ayrıca premium üyeyiz tamam mı ? :D

Oooo siz ne diiyorsunuz, ben annemin karnındayken çekilen ultrason resmimle güzellik yarışmasına girdim derecelerim var:27:
 
Nihali, cowgirl, tweety, hayatimda sizin kadar kiskanc kizlar gormedim iyy, kesin lisedeyken cirkindiniz siz O.o bu arada bugun dolmusta biri para ustu almadi yaa hay dedim karisini nasil kabul etmis bu adam. Sonra adam yere dustu ama Allahtan yastik vardi cani acimadi. Sonra minibuscek buna cowgirl dedik biz. Pisirik iste nolucak.

Ay psikolojim bozuldu benim de asdfghjkl

En cok da konunun ilk acildigi gun bu fesat yaratiga uzulmustum ona yaniyorum, iste insanlara iyilik yaramiyo bazen
 
Nihali, cowgirl, tweety, hayatimda sizin kadar kiskanc kizlar gormedim iyy, kesin lisedeyken cirkindiniz siz O.o bu arada bugun dolmusta biri para ustu almadi yaa hay dedim karisini nasil kabul etmis bu adam. Sonra adam yere dustu ama Allahtan yastik vardi cani acimadi. Sonra minibuscek buna cowgirl dedik biz. Pisirik iste nolucak.

Ay psikolojim bozuldu benim de asdfghjkl

En cok da konunun ilk acildigi gun bu fesat yaratiga uzulmustum ona yaniyorum, iste insanlara iyilik yaramiyo bazen



konu sahibi de aynen böyle yazacak
amaaaa umurumda degil
 
Bi de bakire olmayan kızı kabul eden HAFİF KİLOLU, karısından korkan pısırık var :)

Kızlar bide su erkek tipi var : her sağlıklı erkek gibi yokluk cekmek istemeyen, silahi olan (evet burada vuuuuuvvvv cekiyoruz cok cikssss yaaa) , 17 yaşındaki ogrencileriyle yatmayacak kadar erdemli !!, spor yapan , dolmusta para ustunu isteyebilen , ölü terorist lerle fotolari olan parali cowgirl yapabilen muhteşem kapaklanmaya cpook musait olan erkek tipi var :) iste bunu görünce sakin ha kacirmayin. Kendibizi kakalamak için elinizden geleni yapin :) her turlu serefsizce hareket de olur yani no problem hani neredesin tezgahtar! GuZeli konu sahibi :))) sen bizi guldurdun ya ne diiim ezikkk:)))
 
konudan hiç bir şey anlamadım
yastık, cowgirll, pozisyon, liseli çirkin kız konuyla bağlantısı olmayan bir sürü kavram :37:
kafam karıştı neler olmuş burda:37:
 
abla ne yaptın ya:9:
enişteye sorulur mu nereden çıktı bu demedi mi:52::52:
siz cahil degilsinizde maşallah konu sahibi bu konuda bilgili

bi de adama anlatmaya çalıştım cowgirl u:16:
netten bulabildiklerimi anlattım bi de yastık var ama onun rolü belli değil dedim.:23:
adam böyle oldu bak :53:
zavallı kocam geçirdiği şok yüzünden konuşamadı :27:
 
Hahahahahahah kahkaha attım eşinizin yorumuna:52: İşte bunlar hep eziklikten, biliyorsunuz:51: Lisedeki güzel kız olaydık işte...

evet lisede gözlükleri olan çirkin kız bendim,süperman gibi gözlükler çıkınca yılan olduk sonra :52:
bu kadar eziklikle çok yaşamam ben :27:
 
ne mutlu ki bizi aydınlatacak bir konubsahibemiz var....gelse de merakımızı giderse...

:46: kocan acıktı galiba:27:

evet ya gelip anlatsa ya bize,o yastık çok düşündürdü beni,gece yastığıma baktım seninle ne olur ne yapılır ki diyorum :52:
kayış kopmuş gece düşün,konu sahibesi nerdesin yardım lazım :23:
 
evet ya gelip anlatsa ya bize,o yastık çok düşündürdü beni,gece yastığıma baktım seninle ne olur ne yapılır ki diyorum :52:
kayış kopmuş gece düşün,konu sahibesi nerdesin yardım lazım :23:

Aman tatlım lütfen yanlış bişey yapma sakince yastığı yere bırak :)
 
Bu konu içerik olarak BDV konusu olmaktan çıktığı gibi, kk'nin klasik geyik muhabbetleriyle de süslenip püslenmiş.
En temizi konuyu kapatmak yoksa üsluptan ve geyikten çoook kişi gider.
 
Kızlar kendi kendimi çok kötü köşeye sıkıştırdım. Konu mesajlar arasında dağılmasın diye önce bi özet geçip sonra ayrıntıları yazmaya çalışacağım.

Nişanlım bir iki kez ima ettikten sonra "biliyorsun ben 27 yaşında bir erkeğim, ve her sağlıklı erkek gibi nişanlımla birlikte olmak istiyorum" dedi. O anın paniğiyle bakireyim olmaz, günah, vebal, ahlak, ailem... diye sıralayıp reddettim. O da "tamam, 27 yıl bekleyen yedi ay daha bekler" diyip konuyu kapattı. Ama ben eski erkek arkadaşımla cahillik edip bir şeyler yaşamıştım. Bu yaz düğünüm olacak ama idamı bekleyen mahkuma döndüm resmen.

26 yaşımdayım. Nişanlımla o dönem çalıştığım pastahanede tanıştık. Sabahları okula gitmeden(öğretmen kendisi) önce arkadaşlarıyla topluca gelip kahvaltı yaparlardı. Bir buçuk yıldır sevgili, sekiz aydır da nişanlıyız. Onun bu talebinden bi kaç hafta sonra seven adam affeder, hem sahil kasabasında büyümüş, anlayış gösterir diye cesaretimi toplayarak konuşup itiraf edecektim. İtirafıma yol yapmak için "erkekler istedikleri gibi gönüllerini eğlendiriyor ama bize o zarı korumamız dayatılıyor" bahsiyle konuyu açmıştım ki nişanlım bakir olduğunu söyleyip lafı ağzıma tıktı. Ben "taabii canımm" diyince de başladı saymaya; "lise ve üniversitedeki üç kız arkadaşımı ayrıntısıyla biliyorsun(ikisiyle tanıştım), üniversiteden sonra tam iki yıl eve kapanıp atanmak için kpss çalıştım, allahın hakkarisinde bir yıl asteğmen olarak askerlik yaptım, iki yıldır da dizinin dibindeyim. En sağlıklısı siğil ve uçuk taşıyan o hastalık yuvası hayat kadınlarına da öldürseler gitmem(biraz hastalık hastasıdır)..." ben "hadi yaa hiç mi?" diyince " Şu an beni dünyanın en büyük enayisiymiş gibi hissettiriyorsun yemin ediyorum. Neyi sakladım bu zamana kadar? sadece bir kez kazayla birini çıplak gördüm, onu da anlatmıştım zaten." dedi. Yalan söylediğini zannetmiyorum, sorduğumda; lisede öğretmenine aşık olup onu kiracıları ve aile dostları yapmak için harcadığı çabalara kadar en anlatılmayacak şeyleri çekinmeden anlatan birisidir.

Nişanlım, haksızlık konusunda çok hassas birisi. Yani tek sıkıntı hemen aşırı tepki göstermesi değil; daha sonra sakinleşeceği yerde oturur bildiğin plan yapar. sonra da kendi kendini gaza getirip fiili saldırılarda bulunur(gece yarısı adam dövmeye gittiği de var, mahkemeye vermeye kadar verdiği de). okulda ve askerde(birini askeri mahkemeye vermiş) olayları falan var. hatta kardeşimin sevgilisi bizim evden çıkmazken birlikte vakit geçirmemizi engellemeye kalkan babamın yüzüne bu durumu vurmaktan çekinmedi bile. Ve ben kendisini azıcık tanıyorsam; onun bakir olup benim olmamamı ve bakireyim diye yalan söylediğimden iki yıllık ilişkimiz süresince seks yapamamasını üst üste koyup hayatı boyunca yüzleştiği en büyük haksızlık olarak görür. Direk ayrılır, evlenmişsek de boşanır.

Bazen planlarını filan anlatıyor, içimden ağlamak geliyor; babası emekli oldu, işlerinin takibini devredecek buna(otobüs hattı ile okul servisi filan) Araçlardan birini benim üzerime geçirip eş durumundan Balıkesire tayin isteyecekmiş.
Çok kötü bir eksiklik duygusu çekiyorum. Yani normalde kavga çıkaracağım durumlarda bile susuyorum. Eski bir hocası(yukarıda bahsettiğim lisedeki hocası) ile telefonda "canımlı cicimli" konuşuyor ona bile ses edemiyorum.
Çok sevdiğim adamı kaybetmek istemiyorum.


ekleme: Konu biraz fazlaca "nişanlımın bakire olmamayı kaldırabilme" sorusuna kaymış. Ben kaldırabileceğine ve bekareti sorun etmeyeceğine dair bir emare gördüğüm için itiraf etmeye kalktım ama onun bakir olma ironisi çıktı ortaya ve itiraf işi yattı. Geçen yaz Bunlara, Ayvalığa ailece tanışmaya gittiğimizde bir hafta içinde abi-kız kardeş(o da 23 yaşında bir ingilizce öğretmeni) bizim sevgili/nişanlı halimizle iki yılda sarılmadığımız kadar sarıldılar(ben biraz soğuğumdur). bizden daha samimiydiler(kız arkadan, koltuğun üzerinden nişanlımın boynuna sarılıp kucağına atladı, yerde yuvarlandılar resmen, oturup sohbet ederken bile kızın ayağı, bacağı ya da kafası abisinin üzerindeydi). bu havayı gördüğüm için cesaret bulmuştum. söylerken utanıyorum ama "allahım noolur daha önce birileriyle yatmış olsun" diye umarak "hadi ya kimse olmadı mı" diye uzattıkça uzatmıştım.

Ekleme 2: Aslında konuyu açarken ne yapacağıma zaten %90 karar vermiştim, şimdi %95 oldu. Bu zamana kadar bütün sıkıntı, bir şeyler söylememden ya da bir şeyler yapmamdan çıktı. her hareketimde daha da köşeye sıkışmış gibi oldum. Muhtemelen yapacağım en iyi şey susup hiç bir şey yapmamak olacaktır. Üç maymun yani. bu riski alıp gerisini de şansa bırakacağım. İnsan hayatı ve geleceği için risk almayacakta ne zaman alacak? hele ki başka çıkar yol kalmamışsa. Ne yaptığımı bildiğim için kendimi de savunmayacağım. İçimden Kendime söylemediğim hiçbirşeyi zaten bana söyleyemezsiniz, Hatta eleştri ve kınama mesajları terapi gibi geliyor.

Her şeye rağmen kendimi çok çok şanslı hissediyorum. çok büyük bir hata(lar) yapmama rağmen sevgilimi buldum ve gene her şeye rağmen, bi aksilik olmazsa 7 ay sonra düzgün olduğuna inandığım biriyle evli ve mutlu olma şansım var. Yani ben bu 4-3'lük adamı(ki burada 4-4'lük diye bahsedilen sünepe ya da ruh hastalarından beş gömlek daha "adam" olduğuna inanıyorum) sevdim; Nişanlım okula gitmeden önce, çalıştığım pastanedeye kahvaltı için gelirken, ben neredeyse iki ay boyunca başkasının işi olmasına rağmen her çayını kendi ellerimle koyup götürdüm, her seferinde sohbet etmeye çalıştım, sırf konu açabilmek için sabahları harıl harıl gazete okudum, en güzel poğçayı seçip verdim, yanındaki sandalyeye oturup önünde olan kağıtları sordum, memleketini sordum, saatlerce ayvalığın tarihini ve meşhur yerlerini araştırdım, büyük dedesinin sakız göçmeni olduğunu öğrendim gittim bütün mübadele filmlerini/belgesellerini izledim, tuttuğu takımı sordum, memleketini övdüm, gelmediği gün nerede olduğunu sordum... İnsan sevdiğinin karakterini benimsemeye başlarmış, bende de ciddi bir "haksızlık" takıntısı oluşmaya başladı. Malum eksiğimi bir şekilde telafi etmek için uğraşacağımı biliyorum. Şimdiden bile "hoşgörümü" etrafındakilere övüp göklere çıkarırken, onu kıskançlıklar ya da feminist triplerle boğacağımı zannetmiyorum. Çocukken kız kardeşini üzen kızları kendi dövmemek için parayla başka kızları tutan, 27 yaşına kadar kız kardeşine bir tokat atmamış bir erkek bu saatten sonra ağzımı burnumu kıracak değil. olmaz ama bana yapacağı en kötü şey aldatmak olur; gene 27 yaşına kadar bakir kalmış bir erkek bu saatten sonra zamparaya dönüşmeyeceği için bir iki istisnayı da hoşgörürüm gider.


Ekleme 3: Kızlar sorunumu büyük oranda çözdüm. Tam olarak itiraf ettiğim söylenemez ama "yarım itiraf" ettim sayılır. En azından artık korkmuyorum. Beni destekleyenlere, yol göstermeye çalışanlara hatta hakaret edenlere teşekkür etmek istiyorum.
E herseyi anlatmışsın seni burdan yakalayıp sana demeyecek mi hellööö diye
 
Kızlar kendi kendimi çok kötü köşeye sıkıştırdım. Konu mesajlar arasında dağılmasın diye önce bi özet geçip sonra ayrıntıları yazmaya çalışacağım.

Nişanlım bir iki kez ima ettikten sonra "biliyorsun ben 27 yaşında bir erkeğim, ve her sağlıklı erkek gibi nişanlımla birlikte olmak istiyorum" dedi. O anın paniğiyle bakireyim olmaz, günah, vebal, ahlak, ailem... diye sıralayıp reddettim. O da "tamam, 27 yıl bekleyen yedi ay daha bekler" diyip konuyu kapattı. Ama ben eski erkek arkadaşımla cahillik edip bir şeyler yaşamıştım. Bu yaz düğünüm olacak ama idamı bekleyen mahkuma döndüm resmen.

26 yaşımdayım. Nişanlımla o dönem çalıştığım pastahanede tanıştık. Sabahları okula gitmeden(öğretmen kendisi) önce arkadaşlarıyla topluca gelip kahvaltı yaparlardı. Bir buçuk yıldır sevgili, sekiz aydır da nişanlıyız. Onun bu talebinden bi kaç hafta sonra seven adam affeder, hem sahil kasabasında büyümüş, anlayış gösterir diye cesaretimi toplayarak konuşup itiraf edecektim. İtirafıma yol yapmak için "erkekler istedikleri gibi gönüllerini eğlendiriyor ama bize o zarı korumamız dayatılıyor" bahsiyle konuyu açmıştım ki nişanlım bakir olduğunu söyleyip lafı ağzıma tıktı. Ben "taabii canımm" diyince de başladı saymaya; "lise ve üniversitedeki üç kız arkadaşımı ayrıntısıyla biliyorsun(ikisiyle tanıştım), üniversiteden sonra tam iki yıl eve kapanıp atanmak için kpss çalıştım, allahın hakkarisinde bir yıl asteğmen olarak askerlik yaptım, iki yıldır da dizinin dibindeyim. En sağlıklısı siğil ve uçuk taşıyan o hastalık yuvası hayat kadınlarına da öldürseler gitmem(biraz hastalık hastasıdır)..." ben "hadi yaa hiç mi?" diyince " Şu an beni dünyanın en büyük enayisiymiş gibi hissettiriyorsun yemin ediyorum. Neyi sakladım bu zamana kadar? sadece bir kez kazayla birini çıplak gördüm, onu da anlatmıştım zaten." dedi. Yalan söylediğini zannetmiyorum, sorduğumda; lisede öğretmenine aşık olup onu kiracıları ve aile dostları yapmak için harcadığı çabalara kadar en anlatılmayacak şeyleri çekinmeden anlatan birisidir.

Nişanlım, haksızlık konusunda çok hassas birisi. Yani tek sıkıntı hemen aşırı tepki göstermesi değil; daha sonra sakinleşeceği yerde oturur bildiğin plan yapar. sonra da kendi kendini gaza getirip fiili saldırılarda bulunur(gece yarısı adam dövmeye gittiği de var, mahkemeye vermeye kadar verdiği de). okulda ve askerde(birini askeri mahkemeye vermiş) olayları falan var. hatta kardeşimin sevgilisi bizim evden çıkmazken birlikte vakit geçirmemizi engellemeye kalkan babamın yüzüne bu durumu vurmaktan çekinmedi bile. Ve ben kendisini azıcık tanıyorsam; onun bakir olup benim olmamamı ve bakireyim diye yalan söylediğimden iki yıllık ilişkimiz süresince seks yapamamasını üst üste koyup hayatı boyunca yüzleştiği en büyük haksızlık olarak görür. Direk ayrılır, evlenmişsek de boşanır.

Bazen planlarını filan anlatıyor, içimden ağlamak geliyor; babası emekli oldu, işlerinin takibini devredecek buna(otobüs hattı ile okul servisi filan) Araçlardan birini benim üzerime geçirip eş durumundan Balıkesire tayin isteyecekmiş.
Çok kötü bir eksiklik duygusu çekiyorum. Yani normalde kavga çıkaracağım durumlarda bile susuyorum. Eski bir hocası(yukarıda bahsettiğim lisedeki hocası) ile telefonda "canımlı cicimli" konuşuyor ona bile ses edemiyorum.
Çok sevdiğim adamı kaybetmek istemiyorum.


ekleme: Konu biraz fazlaca "nişanlımın bakire olmamayı kaldırabilme" sorusuna kaymış. Ben kaldırabileceğine ve bekareti sorun etmeyeceğine dair bir emare gördüğüm için itiraf etmeye kalktım ama onun bakir olma ironisi çıktı ortaya ve itiraf işi yattı. Geçen yaz Bunlara, Ayvalığa ailece tanışmaya gittiğimizde bir hafta içinde abi-kız kardeş(o da 23 yaşında bir ingilizce öğretmeni) bizim sevgili/nişanlı halimizle iki yılda sarılmadığımız kadar sarıldılar(ben biraz soğuğumdur). bizden daha samimiydiler(kız arkadan, koltuğun üzerinden nişanlımın boynuna sarılıp kucağına atladı, yerde yuvarlandılar resmen, oturup sohbet ederken bile kızın ayağı, bacağı ya da kafası abisinin üzerindeydi). bu havayı gördüğüm için cesaret bulmuştum. söylerken utanıyorum ama "allahım noolur daha önce birileriyle yatmış olsun" diye umarak "hadi ya kimse olmadı mı" diye uzattıkça uzatmıştım.

Ekleme 2: Aslında konuyu açarken ne yapacağıma zaten %90 karar vermiştim, şimdi %95 oldu. Bu zamana kadar bütün sıkıntı, bir şeyler söylememden ya da bir şeyler yapmamdan çıktı. her hareketimde daha da köşeye sıkışmış gibi oldum. Muhtemelen yapacağım en iyi şey susup hiç bir şey yapmamak olacaktır. Üç maymun yani. bu riski alıp gerisini de şansa bırakacağım. İnsan hayatı ve geleceği için risk almayacakta ne zaman alacak? hele ki başka çıkar yol kalmamışsa. Ne yaptığımı bildiğim için kendimi de savunmayacağım. İçimden Kendime söylemediğim hiçbirşeyi zaten bana söyleyemezsiniz, Hatta eleştri ve kınama mesajları terapi gibi geliyor.

Her şeye rağmen kendimi çok çok şanslı hissediyorum. çok büyük bir hata(lar) yapmama rağmen sevgilimi buldum ve gene her şeye rağmen, bi aksilik olmazsa 7 ay sonra düzgün olduğuna inandığım biriyle evli ve mutlu olma şansım var. Yani ben bu 4-3'lük adamı(ki burada 4-4'lük diye bahsedilen sünepe ya da ruh hastalarından beş gömlek daha "adam" olduğuna inanıyorum) sevdim; Nişanlım okula gitmeden önce, çalıştığım pastanedeye kahvaltı için gelirken, ben neredeyse iki ay boyunca başkasının işi olmasına rağmen her çayını kendi ellerimle koyup götürdüm, her seferinde sohbet etmeye çalıştım, sırf konu açabilmek için sabahları harıl harıl gazete okudum, en güzel poğçayı seçip verdim, yanındaki sandalyeye oturup önünde olan kağıtları sordum, memleketini sordum, saatlerce ayvalığın tarihini ve meşhur yerlerini araştırdım, büyük dedesinin sakız göçmeni olduğunu öğrendim gittim bütün mübadele filmlerini/belgesellerini izledim, tuttuğu takımı sordum, memleketini övdüm, gelmediği gün nerede olduğunu sordum... İnsan sevdiğinin karakterini benimsemeye başlarmış, bende de ciddi bir "haksızlık" takıntısı oluşmaya başladı. Malum eksiğimi bir şekilde telafi etmek için uğraşacağımı biliyorum. Şimdiden bile "hoşgörümü" etrafındakilere övüp göklere çıkarırken, onu kıskançlıklar ya da feminist triplerle boğacağımı zannetmiyorum. Çocukken kız kardeşini üzen kızları kendi dövmemek için parayla başka kızları tutan, 27 yaşına kadar kız kardeşine bir tokat atmamış bir erkek bu saatten sonra ağzımı burnumu kıracak değil. olmaz ama bana yapacağı en kötü şey aldatmak olur; gene 27 yaşına kadar bakir kalmış bir erkek bu saatten sonra zamparaya dönüşmeyeceği için bir iki istisnayı da hoşgörürüm gider.


Ekleme 3: Kızlar sorunumu büyük oranda çözdüm. Tam olarak itiraf ettiğim söylenemez ama "yarım itiraf" ettim sayılır. En azından artık korkmuyorum. Beni destekleyenlere, yol göstermeye çalışanlara hatta hakaret edenlere teşekkür etmek istiyorum.
2014 konusu niye hala gündemde
 
Kızlar kendi kendimi çok kötü köşeye sıkıştırdım. Konu mesajlar arasında dağılmasın diye önce bi özet geçip sonra ayrıntıları yazmaya çalışacağım.

Nişanlım bir iki kez ima ettikten sonra "biliyorsun ben 27 yaşında bir erkeğim, ve her sağlıklı erkek gibi nişanlımla birlikte olmak istiyorum" dedi. O anın paniğiyle bakireyim olmaz, günah, vebal, ahlak, ailem... diye sıralayıp reddettim. O da "tamam, 27 yıl bekleyen yedi ay daha bekler" diyip konuyu kapattı. Ama ben eski erkek arkadaşımla cahillik edip bir şeyler yaşamıştım. Bu yaz düğünüm olacak ama idamı bekleyen mahkuma döndüm resmen.

26 yaşımdayım. Nişanlımla o dönem çalıştığım pastahanede tanıştık. Sabahları okula gitmeden(öğretmen kendisi) önce arkadaşlarıyla topluca gelip kahvaltı yaparlardı. Bir buçuk yıldır sevgili, sekiz aydır da nişanlıyız. Onun bu talebinden bi kaç hafta sonra seven adam affeder, hem sahil kasabasında büyümüş, anlayış gösterir diye cesaretimi toplayarak konuşup itiraf edecektim. İtirafıma yol yapmak için "erkekler istedikleri gibi gönüllerini eğlendiriyor ama bize o zarı korumamız dayatılıyor" bahsiyle konuyu açmıştım ki nişanlım bakir olduğunu söyleyip lafı ağzıma tıktı. Ben "taabii canımm" diyince de başladı saymaya; "lise ve üniversitedeki üç kız arkadaşımı ayrıntısıyla biliyorsun(ikisiyle tanıştım), üniversiteden sonra tam iki yıl eve kapanıp atanmak için kpss çalıştım, allahın hakkarisinde bir yıl asteğmen olarak askerlik yaptım, iki yıldır da dizinin dibindeyim. En sağlıklısı siğil ve uçuk taşıyan o hastalık yuvası hayat kadınlarına da öldürseler gitmem(biraz hastalık hastasıdır)..." ben "hadi yaa hiç mi?" diyince " Şu an beni dünyanın en büyük enayisiymiş gibi hissettiriyorsun yemin ediyorum. Neyi sakladım bu zamana kadar? sadece bir kez kazayla birini çıplak gördüm, onu da anlatmıştım zaten." dedi. Yalan söylediğini zannetmiyorum, sorduğumda; lisede öğretmenine aşık olup onu kiracıları ve aile dostları yapmak için harcadığı çabalara kadar en anlatılmayacak şeyleri çekinmeden anlatan birisidir.

Nişanlım, haksızlık konusunda çok hassas birisi. Yani tek sıkıntı hemen aşırı tepki göstermesi değil; daha sonra sakinleşeceği yerde oturur bildiğin plan yapar. sonra da kendi kendini gaza getirip fiili saldırılarda bulunur(gece yarısı adam dövmeye gittiği de var, mahkemeye vermeye kadar verdiği de). okulda ve askerde(birini askeri mahkemeye vermiş) olayları falan var. hatta kardeşimin sevgilisi bizim evden çıkmazken birlikte vakit geçirmemizi engellemeye kalkan babamın yüzüne bu durumu vurmaktan çekinmedi bile. Ve ben kendisini azıcık tanıyorsam; onun bakir olup benim olmamamı ve bakireyim diye yalan söylediğimden iki yıllık ilişkimiz süresince seks yapamamasını üst üste koyup hayatı boyunca yüzleştiği en büyük haksızlık olarak görür. Direk ayrılır, evlenmişsek de boşanır.

Bazen planlarını filan anlatıyor, içimden ağlamak geliyor; babası emekli oldu, işlerinin takibini devredecek buna(otobüs hattı ile okul servisi filan) Araçlardan birini benim üzerime geçirip eş durumundan Balıkesire tayin isteyecekmiş.
Çok kötü bir eksiklik duygusu çekiyorum. Yani normalde kavga çıkaracağım durumlarda bile susuyorum. Eski bir hocası(yukarıda bahsettiğim lisedeki hocası) ile telefonda "canımlı cicimli" konuşuyor ona bile ses edemiyorum.
Çok sevdiğim adamı kaybetmek istemiyorum.


ekleme: Konu biraz fazlaca "nişanlımın bakire olmamayı kaldırabilme" sorusuna kaymış. Ben kaldırabileceğine ve bekareti sorun etmeyeceğine dair bir emare gördüğüm için itiraf etmeye kalktım ama onun bakir olma ironisi çıktı ortaya ve itiraf işi yattı. Geçen yaz Bunlara, Ayvalığa ailece tanışmaya gittiğimizde bir hafta içinde abi-kız kardeş(o da 23 yaşında bir ingilizce öğretmeni) bizim sevgili/nişanlı halimizle iki yılda sarılmadığımız kadar sarıldılar(ben biraz soğuğumdur). bizden daha samimiydiler(kız arkadan, koltuğun üzerinden nişanlımın boynuna sarılıp kucağına atladı, yerde yuvarlandılar resmen, oturup sohbet ederken bile kızın ayağı, bacağı ya da kafası abisinin üzerindeydi). bu havayı gördüğüm için cesaret bulmuştum. söylerken utanıyorum ama "allahım noolur daha önce birileriyle yatmış olsun" diye umarak "hadi ya kimse olmadı mı" diye uzattıkça uzatmıştım.

Ekleme 2: Aslında konuyu açarken ne yapacağıma zaten %90 karar vermiştim, şimdi %95 oldu. Bu zamana kadar bütün sıkıntı, bir şeyler söylememden ya da bir şeyler yapmamdan çıktı. her hareketimde daha da köşeye sıkışmış gibi oldum. Muhtemelen yapacağım en iyi şey susup hiç bir şey yapmamak olacaktır. Üç maymun yani. bu riski alıp gerisini de şansa bırakacağım. İnsan hayatı ve geleceği için risk almayacakta ne zaman alacak? hele ki başka çıkar yol kalmamışsa. Ne yaptığımı bildiğim için kendimi de savunmayacağım. İçimden Kendime söylemediğim hiçbirşeyi zaten bana söyleyemezsiniz, Hatta eleştri ve kınama mesajları terapi gibi geliyor.

Her şeye rağmen kendimi çok çok şanslı hissediyorum. çok büyük bir hata(lar) yapmama rağmen sevgilimi buldum ve gene her şeye rağmen, bi aksilik olmazsa 7 ay sonra düzgün olduğuna inandığım biriyle evli ve mutlu olma şansım var. Yani ben bu 4-3'lük adamı(ki burada 4-4'lük diye bahsedilen sünepe ya da ruh hastalarından beş gömlek daha "adam" olduğuna inanıyorum) sevdim; Nişanlım okula gitmeden önce, çalıştığım pastanedeye kahvaltı için gelirken, ben neredeyse iki ay boyunca başkasının işi olmasına rağmen her çayını kendi ellerimle koyup götürdüm, her seferinde sohbet etmeye çalıştım, sırf konu açabilmek için sabahları harıl harıl gazete okudum, en güzel poğçayı seçip verdim, yanındaki sandalyeye oturup önünde olan kağıtları sordum, memleketini sordum, saatlerce ayvalığın tarihini ve meşhur yerlerini araştırdım, büyük dedesinin sakız göçmeni olduğunu öğrendim gittim bütün mübadele filmlerini/belgesellerini izledim, tuttuğu takımı sordum, memleketini övdüm, gelmediği gün nerede olduğunu sordum... İnsan sevdiğinin karakterini benimsemeye başlarmış, bende de ciddi bir "haksızlık" takıntısı oluşmaya başladı. Malum eksiğimi bir şekilde telafi etmek için uğraşacağımı biliyorum. Şimdiden bile "hoşgörümü" etrafındakilere övüp göklere çıkarırken, onu kıskançlıklar ya da feminist triplerle boğacağımı zannetmiyorum. Çocukken kız kardeşini üzen kızları kendi dövmemek için parayla başka kızları tutan, 27 yaşına kadar kız kardeşine bir tokat atmamış bir erkek bu saatten sonra ağzımı burnumu kıracak değil. olmaz ama bana yapacağı en kötü şey aldatmak olur; gene 27 yaşına kadar bakir kalmış bir erkek bu saatten sonra zamparaya dönüşmeyeceği için bir iki istisnayı da hoşgörürüm gider.


Ekleme 3: Kızlar sorunumu büyük oranda çözdüm. Tam olarak itiraf ettiğim söylenemez ama "yarım itiraf" ettim sayılır. En azından artık korkmuyorum. Beni destekleyenlere, yol göstermeye çalışanlara hatta hakaret edenlere teşekkür etmek istiyorum.
Nasıl biraz hallettin merak ettim. Bence duygu sömürüsü yapabilirsin şöyle ki evlilik tarihine yakın al karşına sana haksızlık edemem diye konuş söyleyemediğini anlat. Yani ona haksızlık etmek istemediğini bu yüzden bu konuşmayı yaptğnı vurgularsan hoşuna gidebilir anlayış gösterebilir diye düşünüyorum 🤔
 
Back
X