insan bazen birilerine derdini anlatmadığı için çıldıracakmış gibi hissettiği zamanlar olur ya, işte öyle bir zamandayım
21 yaşındayım. 4 yıl flört döneminin ardından 10 aydır nişanlıyız.
sevgisinden en ufak bir şüphem yok ama nişanlı olduğumuz sürede bir kez olsun kendi başına gelmedi evimize hep ailesiyle birlikte geldi. (sağolsun kayınvalidemin bize gelmek istemesiyle o da ) iki kere de dışarda birlikte bişeyler yaptık, o kadar.
sorunlardan biri şu ki benden çok arkadaşlarıyla vakit geçiriyor. benimle buluşmak görüşmek için hiçbir zahmete girmezken arkadaşlarıyla haftada en az iki kez görüşüyor. bana hayatta yapamam dediği şeyi iki gün sonra arkadaşlarıyla yapıyor mesela.
şehir dışında okumak benim en büyük hayalimdi. tercih döneminde şehir dışını yazarsan ve kazanırsan senden ayrılırım dedi. inadına yazdım, kazandım da. benden ayrıldı akşamına barışmak için yalvardı. barıştım. ve şehirdışında olduğum her günümü burnumdan getirdi. onun için hayallerimden vazgeçip memleketime geçiş yaptım
nişanlılık öncesi çok kavgalar ederdik bana çok hakaret eder sonra pişman olurdu. bende hep affederdim. sesini duymak istemiyorum, herşeyine her yaptığına gıcık oluyorum dedi onu bile affettim. herşeye rağmen seviyorum dedim ailemin karşısına çıkardım onu. nişanlandık. bir kaç ay sonra çok önemli bir sınava girmem gerekiyordu. sınava bir ay kala istinasız her gece uyumadan sudan sebeplerle kavga çıkarıyordu. iki gün kala "defol git başımdan ruh hastası" diye mesaj attı. tamam dedim. sınavım bitene kadar aramadı beni. sonra pişman olmuş ne diller döktü, affettim.
evlenmeden önce askere gitmesini istiyordum. kendimce rest çektim askere gitmeden evlenmem diye. tamam evlenmeyelim o zaman dedi. çaresiz sineye çektim.
kızlar daha o kadar çok şey oldu ki artık dayanacak gücü kendimde bulamıyorum.
herşeyi geçtim benim için damlayı taşıran son nokta ctesi günü oldu. o gün buluşalım diye konuştuk. hazırlanırken beni aramış o ara duymadım. evden çıkarken bi aradım bana ulaşamayınca arkadaşlarına buluşmak için söz vermiş beyefendi. o günden beri limoni aramız. bugun dayanamadım konuyu açtım. 10 aydır sabrediyorum ama artık yeter sen benimle mi görüşmek istemiyorsun dedim. "asabımı bozma benim, sabrına başlarım senin, uzatıp durma" gibi cevaplar verdi kızlar ve daha ben konuyu açar açmaz. eskiden neysem sonra da o olacam benden bişey bekleme dedi.
hep dediği şey. ben değişmem...
kızlar ayrılmayı düşünüyorum artık. ama cesaret edemiyorum. niye bilmiyorum.nişanlıdan ayrılan arkadaşlar sonradan pişman oldunuz mu, yoksa çok daha mutlu mu oldunuz..?
biraz uzun oldu yazı. kusuruma bakmayın
Nişanlıdan ayrılmak için özel izin gerekmiyor ki hele ki sizi doğduğunuza pişman eden yumurtadan çıktığınıza inanan üzerinizde hakimiyet kuran birinden ayrılmak için artı bir sebep yok ki..insan bazen birilerine derdini anlatmadığı için çıldıracakmış gibi hissettiği zamanlar olur ya, işte öyle bir zamandayım
21 yaşındayım. 4 yıl flört döneminin ardından 10 aydır nişanlıyız.
sevgisinden en ufak bir şüphem yok ama nişanlı olduğumuz sürede bir kez olsun kendi başına gelmedi evimize hep ailesiyle birlikte geldi. (sağolsun kayınvalidemin bize gelmek istemesiyle o da ) iki kere de dışarda birlikte bişeyler yaptık, o kadar.
sorunlardan biri şu ki benden çok arkadaşlarıyla vakit geçiriyor. benimle buluşmak görüşmek için hiçbir zahmete girmezken arkadaşlarıyla haftada en az iki kez görüşüyor. bana hayatta yapamam dediği şeyi iki gün sonra arkadaşlarıyla yapıyor mesela.
şehir dışında okumak benim en büyük hayalimdi. tercih döneminde şehir dışını yazarsan ve kazanırsan senden ayrılırım dedi. inadına yazdım, kazandım da. benden ayrıldı akşamına barışmak için yalvardı. barıştım. ve şehirdışında olduğum her günümü burnumdan getirdi. onun için hayallerimden vazgeçip memleketime geçiş yaptım
nişanlılık öncesi çok kavgalar ederdik bana çok hakaret eder sonra pişman olurdu. bende hep affederdim. sesini duymak istemiyorum, herşeyine her yaptığına gıcık oluyorum dedi onu bile affettim. herşeye rağmen seviyorum dedim ailemin karşısına çıkardım onu. nişanlandık. bir kaç ay sonra çok önemli bir sınava girmem gerekiyordu. sınava bir ay kala istinasız her gece uyumadan sudan sebeplerle kavga çıkarıyordu. iki gün kala "defol git başımdan ruh hastası" diye mesaj attı. tamam dedim. sınavım bitene kadar aramadı beni. sonra pişman olmuş ne diller döktü, affettim.
evlenmeden önce askere gitmesini istiyordum. kendimce rest çektim askere gitmeden evlenmem diye. tamam evlenmeyelim o zaman dedi. çaresiz sineye çektim.
kızlar daha o kadar çok şey oldu ki artık dayanacak gücü kendimde bulamıyorum.
herşeyi geçtim benim için damlayı taşıran son nokta ctesi günü oldu. o gün buluşalım diye konuştuk. hazırlanırken beni aramış o ara duymadım. evden çıkarken bi aradım bana ulaşamayınca arkadaşlarına buluşmak için söz vermiş beyefendi. o günden beri limoni aramız. bugun dayanamadım konuyu açtım. 10 aydır sabrediyorum ama artık yeter sen benimle mi görüşmek istemiyorsun dedim. "asabımı bozma benim, sabrına başlarım senin, uzatıp durma" gibi cevaplar verdi kızlar ve daha ben konuyu açar açmaz. eskiden neysem sonra da o olacam benden bişey bekleme dedi.
hep dediği şey. ben değişmem...
kızlar ayrılmayı düşünüyorum artık. ama cesaret edemiyorum. niye bilmiyorum.nişanlıdan ayrılan arkadaşlar sonradan pişman oldunuz mu, yoksa çok daha mutlu mu oldunuz..?
biraz uzun oldu yazı. kusuruma bakmayın
insan bazen birilerine derdini anlatmadığı için çıldıracakmış gibi hissettiği zamanlar olur ya, işte öyle bir zamandayım
21 yaşındayım. 4 yıl flört döneminin ardından 10 aydır nişanlıyız.
sevgisinden en ufak bir şüphem yok ama nişanlı olduğumuz sürede bir kez olsun kendi başına gelmedi evimize hep ailesiyle birlikte geldi. (sağolsun kayınvalidemin bize gelmek istemesiyle o da ) iki kere de dışarda birlikte bişeyler yaptık, o kadar.
sorunlardan biri şu ki benden çok arkadaşlarıyla vakit geçiriyor. benimle buluşmak görüşmek için hiçbir zahmete girmezken arkadaşlarıyla haftada en az iki kez görüşüyor. bana hayatta yapamam dediği şeyi iki gün sonra arkadaşlarıyla yapıyor mesela.
şehir dışında okumak benim en büyük hayalimdi. tercih döneminde şehir dışını yazarsan ve kazanırsan senden ayrılırım dedi. inadına yazdım, kazandım da. benden ayrıldı akşamına barışmak için yalvardı. barıştım. ve şehirdışında olduğum her günümü burnumdan getirdi. onun için hayallerimden vazgeçip memleketime geçiş yaptım
nişanlılık öncesi çok kavgalar ederdik bana çok hakaret eder sonra pişman olurdu. bende hep affederdim. sesini duymak istemiyorum, herşeyine her yaptığına gıcık oluyorum dedi onu bile affettim. herşeye rağmen seviyorum dedim ailemin karşısına çıkardım onu. nişanlandık. bir kaç ay sonra çok önemli bir sınava girmem gerekiyordu. sınava bir ay kala istinasız her gece uyumadan sudan sebeplerle kavga çıkarıyordu. iki gün kala "defol git başımdan ruh hastası" diye mesaj attı. tamam dedim. sınavım bitene kadar aramadı beni. sonra pişman olmuş ne diller döktü, affettim.
evlenmeden önce askere gitmesini istiyordum. kendimce rest çektim askere gitmeden evlenmem diye. tamam evlenmeyelim o zaman dedi. çaresiz sineye çektim.
kızlar daha o kadar çok şey oldu ki artık dayanacak gücü kendimde bulamıyorum.
herşeyi geçtim benim için damlayı taşıran son nokta ctesi günü oldu. o gün buluşalım diye konuştuk. hazırlanırken beni aramış o ara duymadım. evden çıkarken bi aradım bana ulaşamayınca arkadaşlarına buluşmak için söz vermiş beyefendi. o günden beri limoni aramız. bugun dayanamadım konuyu açtım. 10 aydır sabrediyorum ama artık yeter sen benimle mi görüşmek istemiyorsun dedim. "asabımı bozma benim, sabrına başlarım senin, uzatıp durma" gibi cevaplar verdi kızlar ve daha ben konuyu açar açmaz. eskiden neysem sonra da o olacam benden bişey bekleme dedi.
hep dediği şey. ben değişmem...
kızlar ayrılmayı düşünüyorum artık. ama cesaret edemiyorum. niye bilmiyorum.nişanlıdan ayrılan arkadaşlar sonradan pişman oldunuz mu, yoksa çok daha mutlu mu oldunuz..?
biraz uzun oldu yazı. kusuruma bakmayın
Bu çocuk basbayağı sana hiç değer vermiyor. Sıfır! 0! İşine gelirse, ben buyum, benden fazlasını bekleme tarzı yaklaşımları çok çirkin, sana hitap şeklide saygısızlıkta son nokta. Burada ki konulara göz at. Rüya gibi nişanlılık dönemi geçirseler bile, evliliği hüsran olan bir sürü kadın var. Kaldı bu seninki şimdiden bile hiç altan almaya çalışmıyor, hep senden taviz vermeni bekliyor. Belli ki kendini sana fazla görüyor. Yaşın çok genç, bile bile ateşe atlama arkadaşım. Özgürlüğünün, gençliğinin tadını çıkar derim.Kızlar sabah uyandigmda ilk isim annemle konusmak oldu. Ne karar verirsen senin arkandaym dedi.
Mesj attm nisanlima bizim olurumz yok kimse uzulmesn artik diye. Evime kadar çıktı geldi adam. Anlattm bak benim sorunum bunlar bunlar. Bana dediği tek sey "sen abartiyorsun bence hic bir sorun yok"
Valla biz 4 yil ciktik.onu tanidigimda 25 yasindaydim.simdi 31 yasindayim.neyse sonra 6 ay hicbir sekilde gorusmedik konusmadik.ayrilmamizin nedeni de onu cok sikiyomusum bunalmis falan filan.beni d.g.de aradi nasilsin iyimisin iyiki dogdun diye.bende herhangi biriymis gibi konustum.ustune dusmedim yani.sonralari evimin onunde arabanin icinde sabahladi gunlerce.annem babam istemediler.asla olmaz dediler.bende olur neden olmasin dedim ve kactim ki ben tek cocugum.kactim evlendik geldik.3.12.2011 de...simdi 19 aylik oglum var.atesim benim.esimle aram iyi.annemle babamla iyi.kaynana kayinbaba gorumce super.tek sorun maddiyat oda gecer evelallah.yani demem o ki inaniyosan kalbine takma gecer.hiraz surundur ama istersen.elindekini kaybetsin ki anlasin degeeini.yoksa mal bu erkekler anlamiyolar.sonra olacagi varsa olur zaten.merak etme
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?