- 5 Eylül 2014
- 4
- 0
- 1
insan bazen birilerine derdini anlatmadığı için çıldıracakmış gibi hissettiği zamanlar olur ya, işte öyle bir zamandayım
21 yaşındayım. 4 yıl flört döneminin ardından 10 aydır nişanlıyız.
sevgisinden en ufak bir şüphem yok ama nişanlı olduğumuz sürede bir kez olsun kendi başına gelmedi evimize hep ailesiyle birlikte geldi. (sağolsun kayınvalidemin bize gelmek istemesiyle o da ) iki kere de dışarda birlikte bişeyler yaptık, o kadar.
sorunlardan biri şu ki benden çok arkadaşlarıyla vakit geçiriyor. benimle buluşmak görüşmek için hiçbir zahmete girmezken arkadaşlarıyla haftada en az iki kez görüşüyor. bana hayatta yapamam dediği şeyi iki gün sonra arkadaşlarıyla yapıyor mesela.
şehir dışında okumak benim en büyük hayalimdi. tercih döneminde şehir dışını yazarsan ve kazanırsan senden ayrılırım dedi. inadına yazdım, kazandım da. benden ayrıldı akşamına barışmak için yalvardı. barıştım. ve şehirdışında olduğum her günümü burnumdan getirdi. onun için hayallerimden vazgeçip memleketime geçiş yaptım
nişanlılık öncesi çok kavgalar ederdik bana çok hakaret eder sonra pişman olurdu. bende hep affederdim. sesini duymak istemiyorum, herşeyine her yaptığına gıcık oluyorum dedi onu bile affettim. herşeye rağmen seviyorum dedim ailemin karşısına çıkardım onu. nişanlandık. bir kaç ay sonra çok önemli bir sınava girmem gerekiyordu. sınava bir ay kala istinasız her gece uyumadan sudan sebeplerle kavga çıkarıyordu. iki gün kala "defol git başımdan ruh hastası" diye mesaj attı. tamam dedim. sınavım bitene kadar aramadı beni. sonra pişman olmuş ne diller döktü, affettim.
evlenmeden önce askere gitmesini istiyordum. kendimce rest çektim askere gitmeden evlenmem diye. tamam evlenmeyelim o zaman dedi. çaresiz sineye çektim.
kızlar daha o kadar çok şey oldu ki artık dayanacak gücü kendimde bulamıyorum.
herşeyi geçtim benim için damlayı taşıran son nokta ctesi günü oldu. o gün buluşalım diye konuştuk. hazırlanırken beni aramış o ara duymadım. evden çıkarken bi aradım bana ulaşamayınca arkadaşlarına buluşmak için söz vermiş beyefendi. o günden beri limoni aramız. bugun dayanamadım konuyu açtım. 10 aydır sabrediyorum ama artık yeter sen benimle mi görüşmek istemiyorsun dedim. "asabımı bozma benim, sabrına başlarım senin, uzatıp durma" gibi cevaplar verdi kızlar ve daha ben konuyu açar açmaz. eskiden neysem sonra da o olacam benden bişey bekleme dedi.
hep dediği şey. ben değişmem...
kızlar ayrılmayı düşünüyorum artık. ama cesaret edemiyorum. niye bilmiyorum. nişanlıdan ayrılan arkadaşlar sonradan pişman oldunuz mu, yoksa çok daha mutlu mu oldunuz..?
biraz uzun oldu yazı. kusuruma bakmayın
21 yaşındayım. 4 yıl flört döneminin ardından 10 aydır nişanlıyız.
sevgisinden en ufak bir şüphem yok ama nişanlı olduğumuz sürede bir kez olsun kendi başına gelmedi evimize hep ailesiyle birlikte geldi. (sağolsun kayınvalidemin bize gelmek istemesiyle o da ) iki kere de dışarda birlikte bişeyler yaptık, o kadar.
sorunlardan biri şu ki benden çok arkadaşlarıyla vakit geçiriyor. benimle buluşmak görüşmek için hiçbir zahmete girmezken arkadaşlarıyla haftada en az iki kez görüşüyor. bana hayatta yapamam dediği şeyi iki gün sonra arkadaşlarıyla yapıyor mesela.
şehir dışında okumak benim en büyük hayalimdi. tercih döneminde şehir dışını yazarsan ve kazanırsan senden ayrılırım dedi. inadına yazdım, kazandım da. benden ayrıldı akşamına barışmak için yalvardı. barıştım. ve şehirdışında olduğum her günümü burnumdan getirdi. onun için hayallerimden vazgeçip memleketime geçiş yaptım
nişanlılık öncesi çok kavgalar ederdik bana çok hakaret eder sonra pişman olurdu. bende hep affederdim. sesini duymak istemiyorum, herşeyine her yaptığına gıcık oluyorum dedi onu bile affettim. herşeye rağmen seviyorum dedim ailemin karşısına çıkardım onu. nişanlandık. bir kaç ay sonra çok önemli bir sınava girmem gerekiyordu. sınava bir ay kala istinasız her gece uyumadan sudan sebeplerle kavga çıkarıyordu. iki gün kala "defol git başımdan ruh hastası" diye mesaj attı. tamam dedim. sınavım bitene kadar aramadı beni. sonra pişman olmuş ne diller döktü, affettim.
evlenmeden önce askere gitmesini istiyordum. kendimce rest çektim askere gitmeden evlenmem diye. tamam evlenmeyelim o zaman dedi. çaresiz sineye çektim.
kızlar daha o kadar çok şey oldu ki artık dayanacak gücü kendimde bulamıyorum.
herşeyi geçtim benim için damlayı taşıran son nokta ctesi günü oldu. o gün buluşalım diye konuştuk. hazırlanırken beni aramış o ara duymadım. evden çıkarken bi aradım bana ulaşamayınca arkadaşlarına buluşmak için söz vermiş beyefendi. o günden beri limoni aramız. bugun dayanamadım konuyu açtım. 10 aydır sabrediyorum ama artık yeter sen benimle mi görüşmek istemiyorsun dedim. "asabımı bozma benim, sabrına başlarım senin, uzatıp durma" gibi cevaplar verdi kızlar ve daha ben konuyu açar açmaz. eskiden neysem sonra da o olacam benden bişey bekleme dedi.
hep dediği şey. ben değişmem...
kızlar ayrılmayı düşünüyorum artık. ama cesaret edemiyorum. niye bilmiyorum. nişanlıdan ayrılan arkadaşlar sonradan pişman oldunuz mu, yoksa çok daha mutlu mu oldunuz..?
biraz uzun oldu yazı. kusuruma bakmayın