- 29 Ekim 2012
- 431
- 433
- 103
- Konu Sahibi raggiodisole
- #21
İletişim engelleriniz var, hallolmayacak şeyler değil. Stres yorgunluk ve iki tarafın da “fedakarlık” yapmaları var.
Fedakarlık yapmayın, yapmadan evvel konuşun. Artıları eksileri getirileri götürüleri konuşun.
İkiniz birlikte yapın bunu.
Sonra ev eşyası denilen şeyi evlendikten sonra yavaş yavaş alın, evlenmeden %100 tamamlanmak zorunda değil. Ben bu sürecin ilişkileri yıprattığını öngörüp eşimle konuştum, eşyalı minik bi ev tuttuk. Eşyalarımızı da evimizi de evlendikten sonra yerleştirdik zamanla. Bu süreç birbirimizden nefret ettirmedi, bizi kenetledi. Koştur koştur yapmadık evimizi. İhtiyaç gördükçe tamamladık. Eşya yani zaten zamanla aldığın kırılıyor başka çeşidi çıkıyor, içinde yaşarken alınca gereksiz şeyleri almıyorsun. İletişim engellerini kapı dışında bırakıyorsun.
Ama şunun kararını iyi verin, nişanlandıktan sonra birbirinizi tanıdığınız için mi kavga ediyorsunuz? (Eğer cevap buysa anlaşamazsınız, yol yakınken el sıkışıp ayrılın) Yoksa nişanlandıktan sonra sorumluluklar sizi yorduğu için mi kavgalar artıyor? (Bu durumda yorgunluğunuzu birbirinizden almak da yorgunluğunuzu katlayıp birbirinizden nefret etmek de siZlerin elinde)
Merhaba, kavga etmemizin sebebi sorumluluklar değil yorgunluk bir yerde, kısa sürede çok büyük işler yapmaya çalışan, işleri aniden kat kat yoğunlaşan insanlara dönüştük. Hem iş hem evlilik hem aileler derken tartışmalarımız iletişimsizlikten kaynaklanmaya başladı. Patlar olduk en küçük şeyde.
İlişkinizi nişanlınızı başka ilişkilerle kıyaslamayın en büyük hatayı burada yaparsınız.
Önemli olan çiçek almak değil gönül almak, bunun yollarını bilebilmek.
Büyük bir karar da insanın telaşa kapıldığı oluyor. Kaygı ve stres buna etken.
Kafanızı boşaltmanızı tavsiye ederim, bunu nasıl yaparsınız orasını bilemiyorum:)
İlişkimi ya da nişanlımı hiç kıyaslamadım, "Bugüne kadar hep kendim sardım yaralarımı, bir kere çiçek almadı bana, bir kere özür dilemedi, bir kere bile göremedim o diğer erkek arkadaşların yaptığı romantik hareketleri." şundan bahsediyorsanız eğer o biraz kendime hatırlatmaydı aslında, bana çiçek almadı! biter bu iş! asla! istemiyorum! diyen bir kadın olmadım, çiçek almasın ama gidelim bi kahve içelim konuşalım, eğlenelim kafasındaydım, hala öyleyim. Sadece son dönemde aradaki iletişimimiz çok azaldı. İletişim azlığından kaynaklı bir gönül alamama durumu var, iletişimi kuralım, huzurlu olalım varsın çiçek almasın. Kafamı kitaplarımla boşaltmayı düşünüyorum fırsat bulduğumda :)
:)) bunları ilk mesajdan anlamak epey zordu, yordum sizi de kusura bakmayın :)
Tek seferlik ve çok sebepli bir durum var gibi ortada.
Adam bir çok yerden sıkılmış. Sıkışmış.
Patlaması size olmuş.
Önemli olan bunu nasıl çözmeye çalışacağı.
Bu kırgınlık için nasıl bir adım atacak?
Ne yorgunluğu, anlaşılmak önemli bu devirde.
Kırgınlık için şimdilik özür diledi, bakalım ne olacak :)